Şimdi Ara

Heinz Kohut - Kendilik Psikolojisi

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
7
Cevap
0
Favori
1.064
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Psikoloji konusu olmasına rağmen bence felsefe bölümüne açılmasında sorun yok. Zaten felsefeyi ilgilendiren bölümleri de var. Bu yazıyı yaklaşık 10 sene önce yazmıştım. Her türlü sorunuza seve seve cevap vermeye çalışırım.

    ******************************

    Heinz Kohut'a dair bildiklerimi ve öğrendiklerimi özet geçmek istiyorum. Birçok kişinin bu isimden haberi yok,Türkiye hatta dünyadaki psikologların onu yeterince anladıklarını ve terapi yaparken bu isimden yararlandıklarını düşünmüyorum.

    Kendilik psikolojisi Heinz Kohut'un oluşturduğu bir kuramdır. İnsan zihnine "kendilik" olarak bakar ve bunun gelişimi üzerinde durur. Narsisizmin zararlı değil yararlı taraflarına vurgu yapmıştır, genel manadaki negatif narsisizm anlayışını değiştirmeye çalışmıştır.

    "Kendiliğin çözümlenmesi" ve "Kendiliğin yeniden yapılandırılması " adı altında 2 adet kitabı vardır. Bu 2 kitabı tüm detaylarıyla birlikte okuyup anlamaya çalıştığınızda (ki tam olarak anlatmak istediklerini anlamak için kendi hayatınız üzerine bir hayli düşünmeniz gerekiyor), bu ismin sadece psikoloji ve psikanaliz üzerine değil, hayat ve varoluş hakkında çok mühim şeyler söylediğini farkediyorsunuz. Yani bu kuramın bana göre çok önemli felsefi bir boyutu var.

    İlk kitabında Freud'un id-ego-superego şablonuna sadık kalmış, "kendiliği" ufak bir birim olarak düşünmüş ve Freud'un temelini attığı "dürtülerle çalışan insan" modeline uygun açıklamalara girişmiştir.

    İkinci kitabında ise Freud'tan büyük ölçüde ayrılmış, insanı dürtülerini yöneten bir makina olarak değil, KENDİLİĞİNİ açığa çıkartmaya çalışan ve dürtülerin 2.planda kaldığı bir varlık olarak düşünmüştür.

    KENDİLİK denen şeyin ne olduğunun tam olarak bir açıklaması aslında verilmemiştir. Çünkü bir insanın kendiliği bilinemez ve tanımı yapılamaz. Kendilik, kendinizi ve varoluşunuzu algılayışınızın en çıplak ve en temel halidir. Vücudunuzdur, bedeninizdir, zihninizdir. Hislerinizin en gerçek halidir. Biz bir başkasının kendiliğine ulaşamayız, ancak empati yoluyla dolaylı bir bilgi edinebiliriz.

    Kuramın can alıcı yerleri hakkında kısaca özet geçmek istiyorum, anlatacağım yerler çok kısıtlı bir şekilde anlatılmıştır, daha çok ayrıntısını isteyenler google dan ulaşarak ve burdan bana sorarak daha fazla bilgiye ulaşabilirler.

    İnsanların 2 temel ihtiyacı vardır. Birincisi aynalanma , ikincisi ise idealize etmedir. Aynalanma demek, birinin sizin iç dünyanıza empati yoluyla doğru yanıtlar vermesidir. Sizin derinliklerinize sorarak, paylaşarak girmesi, sizi tam olarak anladığını göstermesidir.

    İdealize etme ise, bir kişiyi ya da bir figürü gözde büyütüp, ondan güç almak, onunla eş hissetmek demektir. Bu büyütülen ve sonsuz güç atfedilen kişide kendinizi görürsünüz, bir süre sonra içselleştirerek kendinizin bu güçlü haline ulaşırsınız.

    Ayna aktarımı ve idealize etme aktarımı ayrı olarak düşünülemez ve genelde bu istekler birbirine karışmıştır. İşte insanın temel arzusu doğru "Empati" yapabilen birinden bu geri dönüşleri alabilmektir.

    Malesef anlattıklarım bu kadar basit şeyler değil. Her zaman bizle daha fazla empati kurabilecek ve doğru yanıtlar verebilecek birilerinin eksikliğini çekiyoruz. Yanlış empati yapan bir ortamda bulunduğumuz ve geliştiğimiz için, biz de kendi isteklerimize yanlış empati yapıyoruz. Ve hayat tamamen bu karmaşadan kuruluyor.

    Kohut insanın doğasına kendinden önceki isimlerden farklı bakmıştır. Bu bakış, insanın ve hayatın, terapinin, tamamen farklı bir şekilde yorumlanmasına neden olmuştur.

    Kohuta göre insan doğası saldırgan değil, kendini varetmeye çalışan bir yapıdadır. İsteklerin engellenmesi, doğru empatinin varolmaması narsisistik bir öfke şeklinde birikir. İşte bu öfke ve nefret, saldırganlığa ve yıkıcılığa yol açar.

    Bunun haricinde insanın kendini ortaya koyuşunda, yani varoluşunda bir miktar öfke vardır. Bu çoğu zaman saldırganlık olarak algılanır, oysaki özgürlüğün ve kendi ortaya koyuşun (kendine güvenin) bir parçasıdır. İnsanlarla doğru bir mesafede kalmanızı sağlar.

    Narsisizm insanın kendini beğenmesi, hatta tapması olarak bilinir. Bu doğrudur ve her insanın en temel ihtiyacıdır, ama bu tapınışın ne şekilde olması gerektiği kilit sorudur.

    Gerçek kendiliğinden uzaklaşan, ve anne-babanın-toplumun istekleri doğrultusunda sahte bir kendilik geliştiren birey, kendi "doğallığına" tapamadığı için, bu (çok!) büyük ilgiyi başkalarından bekler.Zihni bu durumun yanlışlığını göremeyecek kadar oturmuş bir yapıdadır, bunu değiştirecek adımı atmak için gerekli cesarete sahip değildir.

    Kişinin kendi isteklerine empati yapmayı öğrenmesiyle birlikte, uzun ve zorlu süreçlerden geçmesi gerekebilir. Kişi bugüne kadar yaşamadığı bir hüznü ve mutluluğu aynı anda yaşayacaktır. Bu korkutucudur, bu yüzden etrafta bu süreci anlayabilecek ve destek olabilecek eşduyumlu birilerine ihtiyaç vardır.







  • aklıma gelen bir şarkıyı internetten bulacaktım senin yazın açıkmış sekmede yazına bakınca unuttum.

    hah şu şarkı
    https://www.youtube.com/watch?v=FCoMs2YMGOE
  • quote:

    Orijinalden alıntı: avcılarınavcısı

    aklıma gelen bir şarkıyı internetten bulacaktım senin yazın açıkmış sekmede yazına bakınca unuttum.

    hah şu şarkı
    https://www.youtube.com/watch?v=FCoMs2YMGOE
    ağlayın arkadaşlar yorumda yazdığı gibi, ağlayın.

    bu sizin cenaze töreniniz.
  • açıkcası bu kadar yazıyı okuyacak irdeleyecek motivasyonum yok. günlerim b.ktan geçiyor hiç neşem yok ama kendilik psikolojisi ile ilgili kitap alıp okuyamamıştım ağır gelmişti zira terapistlere psikiyatrlara yazılmıştı.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: avcılarınavcısı

    açıkcası bu kadar yazıyı okuyacak irdeleyecek motivasyonum yok. günlerim b.ktan geçiyor hiç neşem yok ama kendilik psikolojisi ile ilgili kitap alıp okuyamamıştım ağır gelmişti zira terapistlere psikiyatrlara yazılmıştı.
    Şimdi bu yazıyı yazsam daha değişik ve sade yazardım. Biraz böle bilimsel olsun istemiştim ve kendi yorumlarımı minimum katmıştım.

    Arkadaşlar ben Kohut'u anladım. Bu adam farklı bir adamdır ama lafı dinlensin diye Freud un temeli üstünden gitmiştir. Kitaplarında enerjiler egolar idealler vs. bi sürü gereksiz terim vardır.

    Özetin özetini verecek olursam:

    İçe aldığımız nesnelerden oluşuyoruz. Bunların hepsi farklı kimlikler. Bu kimlikler birbiriyle çatışıyor ve yarışıyor. Kim galip gelirse biz onu sahiplenip eskisine veda ediyoruz. Hayat dediğimiz şey bu kimlikleri birbiriyle kapıştırma süreci.

    Her sorunun kaynağı empatisizliktir. İçe alınan empati yoksunu ya da yanlış empati yapan nesne bizim sorunumuzdur. Bu nesne yüzünden kendi iç sesimizle yanlış iletişime geçeriz, hatta önemsemediğimiz zamanlar da olur. Yanlış arkadaşlar ediniriz, yanlış ortamlara gireriz. Toplum da zaten hep yanlışı pompalar.

    Empati yoksunu nesnenin temellerini anne-baba atar.




  • Çok temel bilgiler paylaşmışsın. Kitaptan beğendiğin kesitleri paylaşırsan daha iyi olur okuyan açısından. Özet çünkü çok basit kalıyor.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.