HDPli Vekillerin Göz Altına Alınması [Ana Konu] (18. sayfa)

quote:

Orijinalden alıntı: BatuhanXxX

Hdp, CHP, AKP, MHP bana göre hepsi çöp parti. Milyonlar verseler bu partilere oy vermem. Bir dönem HDP nin Türkiyelesmesini olumlu karşıladım lakin onlarda Ayrılıkçı Kürt tabanından korkup PKK ya boyun eğdiler. Sorunlarını siyaset ile çözmek yerine Teröristleri savundular bu konuda haklısın lakin anlatmaya çalıştığım şuan yapılan şeyin care olmadığı...


Peki neden diyorum çünkü 5 yıldır Sosyoloji ve Siyaset üzerine okuyorum. Hani dünyada Tek bir tane Bu yöntem ile çözülen bir örnek verin .. Bir tane.


HDP nin yaptıklarının savunucusu değilim tam tersi Teröre ve teröriste kendini teslim eden bir parti konumuna düştü ama lakin rasyonel siyaset bazen çözüm için duygusal söylemlerden, eylemlerden kaçınır..


Çözüm yolunuz varmi ki bu olayları destekliyorsunuz.


30 yılda kaç vekil hapise atıldı, kaç parti kapatıldı ? Sonuç nedir.

Hep aynı kelimelerle konuşmaktan bıkmadınız mı.

Aynısı Kürtler içinde geçerli...


2016 yılında bir devlet kurma hayalinin arkasında yürüyorlar..

İki tarafta boş boş sallamalar.. 30 yıldır karşılıklı suçlama ve binlerce can kaybı.

Bana hava hoş 15 ay görevimi yaptım..


Bir Türk olarak Turan hayali benimde duygularımı okşar.. Musul - Kerkuk bizim olsun isterim.

Hatta keşke Kürtler Zamanında Irak a gonderilseydi diye düşünebilirim . Yalniz düşüncelerim ve hayallerim gerçekler ile çakışıyorsa o zaman ortak noktayı bulmak zorundayım.

Buna Rasyonel Düşünce denir. Rasyonel siyaset Rasyonel eylem.

quote:

Orijinalden alıntı: LorneMalvo

Bir Kürt siyasetçinin PKK ile bağının olmaması imkansız. Bunu yeni mi öğrendiler? Hayır. Her zaman biliniyordu, AKP bunlarla masaya otururken de biliyordu bu gerçekleri. Alenen terör propagandası yapan bir parti meclisimizde yer aldı kaç sene. Bunda hem AKP'nin hem de diğer büyük muhalefet partilerinin büyük suçu var.

AKP'nin ne yapacağı çözülemez, yarın bir gün ana muhalefet liderini de içeri alırsalar bu ülkede kimse birlik beraberlikten bahsetmesin, bildiğin Hitler Almanyasına döneriz.

quote:

Orijinalden alıntı: LorneMalvo

Bir Kürt siyasetçinin PKK ile bağının olmaması imkansız. Bunu yeni mi öğrendiler? Hayır. Her zaman biliniyordu, AKP bunlarla masaya otururken de biliyordu bu gerçekleri. Alenen terör propagandası yapan bir parti meclisimizde yer aldı kaç sene. Bunda hem AKP'nin hem de diğer büyük muhalefet partilerinin büyük suçu var.

AKP'nin ne yapacağı çözülemez, yarın bir gün ana muhalefet liderini de içeri alırsalar bu ülkede kimse birlik beraberlikten bahsetmesin, bildiğin Hitler Almanyasına döneriz.

quote:

Orijinalden alıntı: Equris

Bu insanlar dolaylı yoldan çok masum kanı döktüler.

Masum kanından kastım sadece Türkiye Cumhuriyet'i vatandaşları değil. Güneydoğuda yaşayan kandırılmış Kürt kardeşlerimizin beyinlerini yıkadılar, onları dağlara çıkardılar ve gerekirse canlı bomba yaptılar.

Bazen Kürtlere çok kızıyorum ama biz eninde sonunda birlik olmayı başaracağız, buna inanıyorum. Biz bu topraklarda Orta Doğu'nun ateşi olmadan yaşayacağız.

Gabar Dağı, Tendürek Dağı buralar terör ile anılıyor fakat burada terör olmasa buralar dünyanın en güzel doğa yürüyüşlerinin yapılacağı insan eli değmemiş mükemmel yerleri. Biz buralara terör olmasa turist çekebilir ve buradan ülkemize gelir sağlarız!

Ama şimdi buralarda tank, top, tüfek, asker var. Bunlar sürekli devletin buralara harcadığı para demek. Bir askerin yiyecek, içecek masrafını sadece 1 yıl için düşünsenize?

Bunlardan kurtulsak refah seviyemiz artsa ne güzel olurdu..

30 yaşına geldim hayal gibi geliyor ama belki ölmeden ülkede barış olduğunu görürüm ama şartlar böyle gidersede barışı elde etmek için bazen savaşmaktan başka çare kalmaz demiş büyük bir Romalı General.

Gerçektende şuan demokrasi gelmiş toplumlara bakın 2. dünya savaşında en büyük acıyı çekmiş toplumlar. Biz bu acıyı 30 yıldır çekiyoruz akıllanmadık o ayrı..

Umarım ilerde bir gün en büyük derdimiz batıdaki toplumlar gibi "Trafik ışıklarında neden sadece erkek figürler var? Bunlar kadınlara saygısızlık değil mi?" olur..

quote:

Orijinalden alıntı: Requizm

Ekşide çıldırıyorlar

quote:

Orijinalden alıntı: RadioactiveRc

Cadı avı başladı bugün hdp, başkanlık gelince chp... böyle ilerler bu.


4 5 ay önce atılan bir entryi paylaşayım

akp'nin çözüm süreci ile başından beri hedeflediği, hdp'yi baraj altında bırakarak bu bölgede ikinci parti olmanın avantajıyla meclisteki yaklaşık altmış koltuğu daha kendilerine kazandırmaktı. bu durumda 367 koltuk sayısına ulaşacak olan akp referanduma dahi gerek kalmadan başkanlık sistemi ile ilgili anayasa değişikliğini yapabilecekti.

akp'nin çözüm süreci boyunca hdp'yi değil pkk'yı muhatap almasının altında yatan sebep de buydu. akp bir anlamda hdp'yi çözüm sürecinin baş rol oyuncusu yapmayarak bölge halkına "çözümü hdp değil ben sağladım" mesajı vermeye çalışıyordu. bu sayede hdp yüzde on barajının altında kalacak ve akp yaklaşık altmış milletvekilini daha meclise sokacaktı.

ancak 7 haziran seçimlerinde gerek bölge halkı gerekse demirtaş'ın sosyalist söylemlerinin karşılık bulduğu büyük şehirler oldukça yüksek bir oy aranı ile hdp'yi barajın üzerinde tuttu ve akp'nin tüm planlarını altüst etti. bırakın başkanlık sistemini, akp tek başına iktidar dahi olamıyordu.

7 haziran seçimlerine dair planları suya düşen akp, yeni bir yol haritası çizdi. dara düşen akp için artık öncelikli olan başkanlık sistemi değil tek başına iktidardı. hdp seçmeninden ümidini kesen akp, bu amaç için devşirmesi daha kolay olan mhp'nin elindeki milliyetçi oylara talip oldu. havuz medyası ile ülkenin kutsalları üzerinden halkı çok rahat manipüle edebilen akp için bunu gerçekleştirmek çok da zor olmayacaktı. bununla birlikte aldığı yüksek oy oranıyla bölge halkını temsil kabiliyetini artıran hdp, pkk'nın da işine gelmiyordu. bu durum pkk için önce silahsızlanma sonrasında ise bir yok olma süreci demekti. bu dönemde pkk yöneticilerinin demirtaş ve parti aleyhine yaptığı açıklamaları da gözden kaçırmamak lazım. ve nihayetinde erdoğan'ın kaçak saraydaki ve pkk'nın ise dağdaki saltanatının sürmesi için artık zaruri hale gelen terör-şehit sarmalına geri dönüldü.

tırmanan terörle birlikte özellikle havuz medyası sayesinde milliyetçi bir söylem geliştirildi ve hedefe pkk veya onunla masaya oturan akp değil, hdp yerleştirildi. daha önce öcalan'la masaya oturan partisine alkış tutan akp seçmeni bu sefer erdoğan'ı reis ilan edip onun arkasında saf tuttu, tabi oylarına asıl talip olunan milliyetçi seçmen de. daha bir kaç ay önce öcalan'ı barış elçisi ilan edip masaya oturanlara alkış tutanlar sokaklarda teröre isyan edip kitabevlerini, parti binalarını yakıp yıkıyordu. kontrgerillanın darbe öncesi dönemlerde yaşattığı ortama benzer bir ortam vardı. türkiye'de adeta psikolojik bir harp yürütülmüş ve 1 kasım seçim sonuçlarıyla bu harp başarıya ulaşmıştı. bu sonuçlarla birlikte demirtaş'ın sosyalist söylemlerinden uzaklaşan ve parti tabanındaki kürt milliyetçiliği çizgisine geri dönen hdp oy kaybediyor; akp ise devşirilen milliyetçi oylar ile tek başına iktidar hedefine ulaşıyordu.

ancak fiili olarak olmasa da anayasal olarak hükümetten uzak kalan erdoğan için asıl hedef başkanlık sistemi idi ve bundan vazgeçmesi mümkün değildi. bunun gerçekleşmesinin tek yolu ise mecliste hdp'nin oturduğu koltukların gasp edilmesi idi. terörle manipüle edilmiş 1 kasım seçimlerinde bunu gerçekleştiremeyen akp için tek yol kalmıştı kaldırılan dokunulmazlıklarla birlikte hdp vekillerini tasfiye etmek ve bir ara seçime gitmek.

şu an geldiğimiz nokta bu.

tüm bu yaşanan süreçte 7 haziran seçimleri en kritik nokta idi. ancak ne hdp halkın verdiği oya ve mesaja sahip çıkabildi, ne de diğer muhalefet partileri. o seçim sonuçlarıyla halk, meclise çok net bir mesaj vermişti; akp'den yolsuzlukların, erdoğan'dan ise tek adamlığın hesabını sorun ve kürt meselesinde dağdaki pkk'yı değil meclisteki hdp'yi muhatap alın.

özellikle devlet bahçeli'nin tüm bu süreçteki tutumu alparsalan türkeş'in daha önce bir mektubunda kendisiyle ilgili paylaştığı bilgileri doğrular nitelikteydi.

not: hdp ve pkk'nın ayrı gruplar olmadığı ve birlikte hareket ettikleri düşüncesiyle itirazlar olacaktır. ülkeyi yönetenlerin dahi pkk'yı muhatap aldığı bir yerde hdp'nin bu konuda farklı bir tasarrufta bulunması mümkün değildir. tabii ki hdp demirtaş'ın sosyalist söylemlerinden bağımsız olarak, özellikle parti örgütü dikkate alındığında, kürt milliyetçiliği temelinde var olmuş bir parti. ancak burada önemli olan hdp ile ilgili bu tespitler değil, önemli olan bölge halkının dağdaki pkk yerine meclisteki hdp tercihidir; "ben terörle yaşamak istemiyorum, sorunlarımı mecliste beni temsil edeceğine inandığım hdp ile çözmek istiyorum" inisiyatifidir. üstelik terörle manipüle edilmemiş 7 haziran seçimlerinde ortaya çıkan sonuç, bunun sadece bölge halkının değil tüm türkiye'nin talebi olduğunu ortaya koymuştur. bu talebe isyan eden akp ve pkk'dır. 7 haziran sonrası yaşadığımız süreç de bu isyanın sonucudur; tırmanan terör, verilen şehitler ve nihayetinde kaldırılacak dokunulmazlıklarla hdp'li vekillerin meclisten tasfiyesi ve olası ara seçimle gelecek olan başkanlık sistemi.

quote:

Orijinalden alıntı: LorneMalvo

Al:

quote:

Orijinalden alıntı: RadioactiveRc

Cadı avı başladı bugün hdp, başkanlık gelince chp... böyle ilerler bu.


4 5 ay önce atılan bir entryi paylaşayım

akp'nin çözüm süreci ile başından beri hedeflediği, hdp'yi baraj altında bırakarak bu bölgede ikinci parti olmanın avantajıyla meclisteki yaklaşık altmış koltuğu daha kendilerine kazandırmaktı. bu durumda 367 koltuk sayısına ulaşacak olan akp referanduma dahi gerek kalmadan başkanlık sistemi ile ilgili anayasa değişikliğini yapabilecekti.

akp'nin çözüm süreci boyunca hdp'yi değil pkk'yı muhatap almasının altında yatan sebep de buydu. akp bir anlamda hdp'yi çözüm sürecinin baş rol oyuncusu yapmayarak bölge halkına "çözümü hdp değil ben sağladım" mesajı vermeye çalışıyordu. bu sayede hdp yüzde on barajının altında kalacak ve akp yaklaşık altmış milletvekilini daha meclise sokacaktı.

ancak 7 haziran seçimlerinde gerek bölge halkı gerekse demirtaş'ın sosyalist söylemlerinin karşılık bulduğu büyük şehirler oldukça yüksek bir oy aranı ile hdp'yi barajın üzerinde tuttu ve akp'nin tüm planlarını altüst etti. bırakın başkanlık sistemini, akp tek başına iktidar dahi olamıyordu.

7 haziran seçimlerine dair planları suya düşen akp, yeni bir yol haritası çizdi. dara düşen akp için artık öncelikli olan başkanlık sistemi değil tek başına iktidardı. hdp seçmeninden ümidini kesen akp, bu amaç için devşirmesi daha kolay olan mhp'nin elindeki milliyetçi oylara talip oldu. havuz medyası ile ülkenin kutsalları üzerinden halkı çok rahat manipüle edebilen akp için bunu gerçekleştirmek çok da zor olmayacaktı. bununla birlikte aldığı yüksek oy oranıyla bölge halkını temsil kabiliyetini artıran hdp, pkk'nın da işine gelmiyordu. bu durum pkk için önce silahsızlanma sonrasında ise bir yok olma süreci demekti. bu dönemde pkk yöneticilerinin demirtaş ve parti aleyhine yaptığı açıklamaları da gözden kaçırmamak lazım. ve nihayetinde erdoğan'ın kaçak saraydaki ve pkk'nın ise dağdaki saltanatının sürmesi için artık zaruri hale gelen terör-şehit sarmalına geri dönüldü.

tırmanan terörle birlikte özellikle havuz medyası sayesinde milliyetçi bir söylem geliştirildi ve hedefe pkk veya onunla masaya oturan akp değil, hdp yerleştirildi. daha önce öcalan'la masaya oturan partisine alkış tutan akp seçmeni bu sefer erdoğan'ı reis ilan edip onun arkasında saf tuttu, tabi oylarına asıl talip olunan milliyetçi seçmen de. daha bir kaç ay önce öcalan'ı barış elçisi ilan edip masaya oturanlara alkış tutanlar sokaklarda teröre isyan edip kitabevlerini, parti binalarını yakıp yıkıyordu. kontrgerillanın darbe öncesi dönemlerde yaşattığı ortama benzer bir ortam vardı. türkiye'de adeta psikolojik bir harp yürütülmüş ve 1 kasım seçim sonuçlarıyla bu harp başarıya ulaşmıştı. bu sonuçlarla birlikte demirtaş'ın sosyalist söylemlerinden uzaklaşan ve parti tabanındaki kürt milliyetçiliği çizgisine geri dönen hdp oy kaybediyor; akp ise devşirilen milliyetçi oylar ile tek başına iktidar hedefine ulaşıyordu.

ancak fiili olarak olmasa da anayasal olarak hükümetten uzak kalan erdoğan için asıl hedef başkanlık sistemi idi ve bundan vazgeçmesi mümkün değildi. bunun gerçekleşmesinin tek yolu ise mecliste hdp'nin oturduğu koltukların gasp edilmesi idi. terörle manipüle edilmiş 1 kasım seçimlerinde bunu gerçekleştiremeyen akp için tek yol kalmıştı kaldırılan dokunulmazlıklarla birlikte hdp vekillerini tasfiye etmek ve bir ara seçime gitmek.

şu an geldiğimiz nokta bu.

tüm bu yaşanan süreçte 7 haziran seçimleri en kritik nokta idi. ancak ne hdp halkın verdiği oya ve mesaja sahip çıkabildi, ne de diğer muhalefet partileri. o seçim sonuçlarıyla halk, meclise çok net bir mesaj vermişti; akp'den yolsuzlukların, erdoğan'dan ise tek adamlığın hesabını sorun ve kürt meselesinde dağdaki pkk'yı değil meclisteki hdp'yi muhatap alın.

özellikle devlet bahçeli'nin tüm bu süreçteki tutumu alparsalan türkeş'in daha önce bir mektubunda kendisiyle ilgili paylaştığı bilgileri doğrular nitelikteydi.

not: hdp ve pkk'nın ayrı gruplar olmadığı ve birlikte hareket ettikleri düşüncesiyle itirazlar olacaktır. ülkeyi yönetenlerin dahi pkk'yı muhatap aldığı bir yerde hdp'nin bu konuda farklı bir tasarrufta bulunması mümkün değildir. tabii ki hdp demirtaş'ın sosyalist söylemlerinden bağımsız olarak, özellikle parti örgütü dikkate alındığında, kürt milliyetçiliği temelinde var olmuş bir parti. ancak burada önemli olan hdp ile ilgili bu tespitler değil, önemli olan bölge halkının dağdaki pkk yerine meclisteki hdp tercihidir; "ben terörle yaşamak istemiyorum, sorunlarımı mecliste beni temsil edeceğine inandığım hdp ile çözmek istiyorum" inisiyatifidir. üstelik terörle manipüle edilmemiş 7 haziran seçimlerinde ortaya çıkan sonuç, bunun sadece bölge halkının değil tüm türkiye'nin talebi olduğunu ortaya koymuştur. bu talebe isyan eden akp ve pkk'dır. 7 haziran sonrası yaşadığımız süreç de bu isyanın sonucudur; tırmanan terör, verilen şehitler ve nihayetinde kaldırılacak dokunulmazlıklarla hdp'li vekillerin meclisten tasfiyesi ve olası ara seçimle gelecek olan başkanlık sistemi.

quote:

Orijinalden alıntı: ø

quote: Orijinalden alıntı: RadioactiveRc Cadı avı başladı bugün hdp, başkanlık gelince chp... böyle ilerler bu. 4 5 ay önce atılan bir entryi paylaşayım akp'nin çözüm süreci ile başından beri hedeflediği, hdp'yi baraj altında bırakarak bu bölgede ikinci parti olmanın avantajıyla meclisteki yaklaşık altmış koltuğu daha kendilerine kazandırmaktı. bu durumda 367 koltuk sayısına ulaşacak olan akp referanduma dahi gerek kalmadan başkanlık sistemi ile ilgili anayasa değişikliğini yapabilecekti. akp'nin çözüm süreci boyunca hdp'yi değil pkk'yı muhatap almasının altında yatan sebep de buydu. akp bir anlamda hdp'yi çözüm sürecinin baş rol oyuncusu yapmayarak bölge halkına "çözümü hdp değil ben sağladım" mesajı vermeye çalışıyordu. bu sayede hdp yüzde on barajının altında kalacak ve akp yaklaşık altmış milletvekilini daha meclise sokacaktı. ancak 7 haziran seçimlerinde gerek bölge halkı gerekse demirtaş'ın sosyalist söylemlerinin karşılık bulduğu büyük şehirler oldukça yüksek bir oy aranı ile hdp'yi barajın üzerinde tuttu ve akp'nin tüm planlarını altüst etti. bırakın başkanlık sistemini, akp tek başına iktidar dahi olamıyordu. 7 haziran seçimlerine dair planları suya düşen akp, yeni bir yol haritası çizdi. dara düşen akp için artık öncelikli olan başkanlık sistemi değil tek başına iktidardı. hdp seçmeninden ümidini kesen akp, bu amaç için devşirmesi daha kolay olan mhp'nin elindeki milliyetçi oylara talip oldu. havuz medyası ile ülkenin kutsalları üzerinden halkı çok rahat manipüle edebilen akp için bunu gerçekleştirmek çok da zor olmayacaktı. bununla birlikte aldığı yüksek oy oranıyla bölge halkını temsil kabiliyetini artıran hdp, pkk'nın da işine gelmiyordu. bu durum pkk için önce silahsızlanma sonrasında ise bir yok olma süreci demekti. bu dönemde pkk yöneticilerinin demirtaş ve parti aleyhine yaptığı açıklamaları da gözden kaçırmamak lazım. ve nihayetinde erdoğan'ın kaçak saraydaki ve pkk'nın ise dağdaki saltanatının sürmesi için artık zaruri hale gelen terör-şehit sarmalına geri dönüldü. tırmanan terörle birlikte özellikle havuz medyası sayesinde milliyetçi bir söylem geliştirildi ve hedefe pkk veya onunla masaya oturan akp değil, hdp yerleştirildi. daha önce öcalan'la masaya oturan partisine alkış tutan akp seçmeni bu sefer erdoğan'ı reis ilan edip onun arkasında saf tuttu, tabi oylarına asıl talip olunan milliyetçi seçmen de. daha bir kaç ay önce öcalan'ı barış elçisi ilan edip masaya oturanlara alkış tutanlar sokaklarda teröre isyan edip kitabevlerini, parti binalarını yakıp yıkıyordu. kontrgerillanın darbe öncesi dönemlerde yaşattığı ortama benzer bir ortam vardı. türkiye'de adeta psikolojik bir harp yürütülmüş ve 1 kasım seçim sonuçlarıyla bu harp başarıya ulaşmıştı. bu sonuçlarla birlikte demirtaş'ın sosyalist söylemlerinden uzaklaşan ve parti tabanındaki kürt milliyetçiliği çizgisine geri dönen hdp oy kaybediyor; akp ise devşirilen milliyetçi oylar ile tek başına iktidar hedefine ulaşıyordu. ancak fiili olarak olmasa da anayasal olarak hükümetten uzak kalan erdoğan için asıl hedef başkanlık sistemi idi ve bundan vazgeçmesi mümkün değildi. bunun gerçekleşmesinin tek yolu ise mecliste hdp'nin oturduğu koltukların gasp edilmesi idi. terörle manipüle edilmiş 1 kasım seçimlerinde bunu gerçekleştiremeyen akp için tek yol kalmıştı kaldırılan dokunulmazlıklarla birlikte hdp vekillerini tasfiye etmek ve bir ara seçime gitmek. şu an geldiğimiz nokta bu. tüm bu yaşanan süreçte 7 haziran seçimleri en kritik nokta idi. ancak ne hdp halkın verdiği oya ve mesaja sahip çıkabildi, ne de diğer muhalefet partileri. o seçim sonuçlarıyla halk, meclise çok net bir mesaj vermişti; akp'den yolsuzlukların, erdoğan'dan ise tek adamlığın hesabını sorun ve kürt meselesinde dağdaki pkk'yı değil meclisteki hdp'yi muhatap alın. özellikle devlet bahçeli'nin tüm bu süreçteki tutumu alparsalan türkeş'in daha önce bir mektubunda kendisiyle ilgili paylaştığı bilgileri doğrular nitelikteydi. not: hdp ve pkk'nın ayrı gruplar olmadığı ve birlikte hareket ettikleri düşüncesiyle itirazlar olacaktır. ülkeyi yönetenlerin dahi pkk'yı muhatap aldığı bir yerde hdp'nin bu konuda farklı bir tasarrufta bulunması mümkün değildir. tabii ki hdp demirtaş'ın sosyalist söylemlerinden bağımsız olarak, özellikle parti örgütü dikkate alındığında, kürt milliyetçiliği temelinde var olmuş bir parti. ancak burada önemli olan hdp ile ilgili bu tespitler değil, önemli olan bölge halkının dağdaki pkk yerine meclisteki hdp tercihidir; "ben terörle yaşamak istemiyorum, sorunlarımı mecliste beni temsil edeceğine inandığım hdp ile çözmek istiyorum" inisiyatifidir. üstelik terörle manipüle edilmemiş 7 haziran seçimlerinde ortaya çıkan sonuç, bunun sadece bölge halkının değil tüm türkiye'nin talebi olduğunu ortaya koymuştur. bu talebe isyan eden akp ve pkk'dır. 7 haziran sonrası yaşadığımız süreç de bu isyanın sonucudur; tırmanan terör, verilen şehitler ve nihayetinde kaldırılacak dokunulmazlıklarla hdp'li vekillerin meclisten tasfiyesi ve olası ara seçimle gelecek olan başkanlık sistemi.

bugün hdp, başkanlık gelince chp...

Ulan sen iliklerine kadar pkklı hdpli değilsen ben hiç bir şey bilmiyorum ya, şimdide bu moda oldu.