Şimdi Ara

gülmekten ağlayacaksınız (4. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir (1 Mobil) - 2 Masaüstü1 Mobil
5 sn
86
Cevap
2
Favori
11.164
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
41 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Ben şimdi yarın buna gülemiyicem diye üzüleceğim biliyor musun ?

  • polis yolda bir trafik kazasıyla karşı karşıya.arabadaki kadın ve adamı ağır yaralı olarak hastaneye götürüyorlar.

    polis etrafı incelerken birden araba enkazının içinden dışarı çıkmaya çalışan bir maymun görüyor.

    maymunu kurtarıyor ve ona keşke bu kaza nasıl oldu anlatabilsen diyor..
    ...
    - aaa maymun birden ben konuşabiliyorum! demesin mi?

    polis şaşırıyor ve soruyor?

    polis: - sen bu kazayı gördün mü?

    maymun: - evet ben de arabadaydım, ben onların maymunuydum.

    polis: - nasıl oldu anlat öyleyse?

    maymun: - son sürat gidiyorduk.. bu arada ikisi de içiyorlardı.

    polis: - eeee..?

    maymun: - sonra birlikte marihuana (esrar) çektiler.

    polis: - aman allah'ım... sonra...???

    maymun: - öpüşmeye başladılar...

    polis:
    - bi dakka bi dakka... yani şimdi senin sahiplerin arabada son sürat
    giderken hem içiyor hem esrar çekiyor hem de öpüşüyorlardi öyle mi???

    maymun: - aynen

    polis: - peki bütün bunlar olurken sen ne yapıyordun??

    maymun: - arabayı kullanıyordum...




  • benim daha iyi bi espirim var.

    bi adam varmış

    dolar 2 liraya kadar düşecek demiş

    düşmemiş



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ZewZack -- 18 Ağustos 2019; 13:11:7 >




  • iki tane nonoşun canı sıkılıyormuş. birisinin aklına bir fikir gelmiş;

    i1 : bak hacı ben sana bir soru sorayım, bilirsen sen bana çakarsın bilemezsen ben sana.
    i2 : olur aga sor,
    i1 : damda gezer, kuyruğu vardır, miyav miyav der, bil bakalım bu nedir?
    i2 : hmmm ... anakonda
    i1 : bildin çaappkıııınn ...

  • < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • Temel'in birinin evine yaramaz bir kedi dadanmış.
    Temel bezmiş kediyi almış, ormanlık bir yere götürüp bırakmış. Sonra eve gelmiş. Bir bakmış ki kedi ondan önce geri çıkagelmiş.
    Temel hırs yapmış, tekrar denemiş. Daha uzağa bırakıp gelmiş fakat sonuç aynı.

    En son kediyi çok uzak ve yolları karışık bir yere bırakmış. Eve dönerken yolu karıştırmış. Aramış aramış yolu bulamamış. Evi telefonla aramış:
    - Fadime, kedi geldi mi?
    - Evet geldi.
    - O lavuk kediye söyle; gelsin beni alsın.





  • Karı koca erken saatte arabalarıyla seyehat ederken acıkmışlar ve "kahvaltı bulunur" tabelasını görünce durmuşlar ve mekana girip iki kişilik kahvaltı sipariş etmişler.
    Aradan yarım saat geçmiş ama ortada halen kahvaltı yok. Adam elemanlardan birini çağırıp, "daha ne kadar bekleyeceğiz, nerede kahvaltı ?" diye sormuş. Eleman da "usta kahvaltıyı aramaya çıktı, bulunca getirecek" demiş.






























  • Bu ne ya

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • Ey korona virüs senin yüzünden nerelere düştüm

  • Zırvalama içerir
    Bir adam korona olmuş gitmiş test yaptırmaya 2saat beklemek gibi bir niyetinde yokmuş çıkarmış maskesini bağırmış korona yım hemen testi yapılmış + çıkmış ama oradaki herkes korsana olmul

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Temelin biri her ama her şeyden endişeleniyor, buluttan nem kapıyor, hayatı kendine zehir ediyordu.. Sonunda bir ruh doktoruna gitti..

    Doktor çözümü buldu.


    "Kendine profesyonel bir endişeci, merakçı tut. Senin yerine o merak eder, endişelenir, sen rahat edersin.." 


    Bir hafta sonra Temel'i kahvede pür neşe gören Dursun "Hayırdır, ne oldu sana, bu ne keyif" diye sorunca Temel Doktoru anlattı ve "Kendime bir endişeci tuttum. Benim yerime o endişe ediyor artık" dedi..


    Dursun "Kaça tuttun yahu, o adamı" diye sordu..

    "Ayda 10 bin liraya" dedi, Temel..


    Dursun "Hadi ulen" dedi.. "O kadar parayı nerden bulursun ki sen?."

    "Umurumda mı" dedi, Temel.. "O endişe etsin"




        





  • takıntılı olduğu sınıftaki öğrencileri dersinden geçirmeyen bir hoca varmış.

    öğrencilerin mezun olabilmeleri için bu dersi geçmeye ihtiyacı olduğundan, öğrenciler adına bir sözcü okul müdürü'nün yanına gidip, hocalarının kendilerini dersten geçirmesi için, müdürün, hoca ile konuşmasını rica etmişler.

    müdür öğrencilerin isteğini yerine getirip hoca ile konuşmuş.

    öğrencilerin artık son senesi olduğunu, mezun olmaları için onlara bir fırsat tanımasını istediğini açıkça belirtmiş.

    hoca, müdürün ricasını kırmayıp, öğrencilere bu fırsatı vereceğini belirterek odadan çıkmış.

    sınıfa giderek, öğrencilere; "sizlere tek bir soru soracağım, bilirseniz bu dersten sınavsız, sıkıntısız geçeceksiniz" diyerek şartını belirtmiş.

    öğrenciler bu teklifi doğal olarak kabul etmişler.

    hoca, bir öğrenciyi kaldırarak sormuş;

    -evladım kliması çalışmayan bir arabanın içindesin ve hava aşırı sıcak. ne yaparsın?

    -camı açarım hocam...

    -pekala camdan içeri giren rüzgarın ivmesi nedir?

    -bilmiyorum hocam...

    -otur, dersi geçemedin...

    sonrasında bir öğrenciyi daha kaldırmış...

    soru yine aynı.

    -evladım kliması çalışmayan bir arabanın içindesin ve hava çok sıcak. ne yaparsın?

    -camı açarım hocam...

    -camdan içeri giren rüzgarın ivmesi nedir?

    -bilmiyorum...

    -otur, kaldın...

    bu gidişat birkaç öğrencinin daha soruya cevap verememesi şeklinde devam etmiş ve cevap veremeyen her öğrenci dersten kalmış.

    hoca başka bir öğrenciyi daha kaldırmış ve sormuş...

    -oğlum kliması çalışmayan bir arabanın içindesin ve hava çok sıcak. ne yaparsın?

    -tişörtümü çıkarırım hocam.

    -oğlum çok sıcak çok. aşırı sıcak.

    -atletimi çıkarırım hocam.

    -oğlum öyle böyle sıcak değil.

    -pantolonumu çıkarırım hocam.

    -oğlum yanıyorsun, o kadar sıcak.

    -ayakkabımı çıkarırım hocam.

    -oğlum acaip sıcak, çok sıcak çok.

    -donumu çıkarırım hocam.

    -oğlum yanıyorsun diyorum, çok sıcak...

    -hocam anamı ...iksen o camı açmıycam. 





  • Hahahahhahahahahahahaq

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • mırmır  

  • Işte bu daha komik

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • aglaya aglaya güldüm :D :D

  • Tilki, köy kenarında kümese dadanmış, her gün bir tavuk kaldırıyor. Çiftçi bir tuzak kurmuş. Horoza bir sarsıntı ayarlı bomba bağlamış. Tilki saldırınca bomba patlayacak ve tilki gidecek.

    Tilki o gece gelmiş. Bakmış horoz, hem de kümesin dışında dolanıyor. "Bunda bir iş var" demiş. Bir kenara çekilmiş bakıyor, çözmeye çalışıyor. O sırada kurt gelmiş.. "Ulan tilki" demiş, "Mis gibi horoz elinin altında, niye yemiyorsun?."

    Tilki "Ramazandayız, unuttun mu, ben orucum" demiş.. "Sen bekle" demiş kurt, ben bir güzel yiyeyim de gör.."

    Atlamış horozun üstüne.. "Booooommmmm!." Horoz bir yana uçmuş, kurt bir yana.. Tilki, horozun yanına gitmiş yemeye başlamış. Ağır yaralı kurt inlemiş.. "Ulan hani oruçtun?."

    "Sağır mısın" demiş tilki.. "Top patladı, duymadın mı?."





  • Flamenco orkestrası İstanbul'a gelmiş, müzisyenler ellerinde gitarları vb. uçaktan iniyorlar...

    En son ufak tefek, ince bıyıklı, gözleri fıldır fıldır bir adam inmiş.

    Elinde bir sopa, sopanın ucunda bir çivi.

    Gazetecilerin ilgisini çekmiş, sormuşlar:

    "Siz kimsiniz? Ne iş yapıyorsunuz?" "Gördüğünüz gibi orkestra elemanlarından biriyim" demiş adam.

    "Peki ne çalıyorsunuz?" demişler.

    "Bir şey çalmıyorum" demiş adam.

    "O elinizdeki çivili sopa nedir?" demişler.

    "Anlatayım" demiş adam... "Hani bizim flamenco şarkılarının bir yerinde 'ay yay yay yay yay' diye bir çığlık vardır ya... İşte ben de en arkada otururum, şarkının o yeri geldiğinde elimdeki bu çivili sopayı önümde oturan arkadaşın kaba etine..."





  • Nasreddin hocaya demişler, “bir tepsi baklava gidiyor”.

    “Bana ne” demiş.

    “Galiba sizin eve gidiyor” demişler.

    “Sana ne” demiş.




          











       





  • sarıklı hoca, medresede ders anlatırken genç mollalardan biri parmak kaldırmış:


    "susadım hocam!"


    hoca sinirlenmiş:


    "öyle denmez... derûnum âteş-i nâr ile püryân idüğünden bir kadeh-i lebrîz âb-ı hoşgüvâr nûş eyleyerek teskîn-i âteş ve bu sûretle iktisâb- ı ferâh-ı bîşümâr eylemeliyim..." demeliydin... cahiller gibi susadım, demek olur mu?"


    aradan zaman geçmiş, bir gün sınıftaki mangaldan sıçrayan bir kıvılcım, gelip hoca efendinin sarığının kıvrımına girmiş... genç molla hemen parmağını kaldırmış:


    "ey hâce-yi bîmisâl, v'ey üstâd-ı zîkemâl! bu şâkird-i pürihmâl şol vechile arz-ı hâl eyler ki ber hikmet-i müte’âl, nâr-ı mangaldan bir şerâre-yi cevvâl pertâb ile ser-i âliyyü’l-âlinizdeki sarığı iş'âl eylemiştir!"


    hoca elini sarığına atar atmaz, sarık tutuşur, hemen pencereden fırlatır:

    "bre mel'un! sarığın tutuştu desene!"


    genç molla :

    "aman hocam, cahiller gibi, yandı, tutuştu denir mi?"





  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.