FM 2015 l 2030-HUDDERSFIELD KARIYERİM BOL SS-HİKAYE TADINDA...

Anlatmış olduğum kariyer 2030 yılına ait ve tarafımdan kurgulanmıştır.2030 save dosyası alınmış kariyersiz bir yönetim ile direktörlüğe başlanmıştır.Databasede oynanma herhangi bir hile yoktur.Oyun tamamen regen yapılandırması içindedir.Kariyeri elimden geldiğince 3 günde bir güncellemeye çalışacağım.Umarım Keyifli uzun soluklu bir kariyer olur..

-Alo !

+ Efendim ?

-Tufan Bey ile mi görüşüyorum acaba?

+Evet buyrun benim.

-Ben Huddersfield futbol klübünün tercümanı Ata TÜRKOĞLU bu görüşmeyi klüp başkanımız Dean HOYLE adına gerçekleştiriyorum,Klübümüze yapmış oldğunuz teknik direktörlük başvurusu için 10 Temmuz 2030 tarihinde saat 11:00 de sizinle klüp binasında görüşmek istiyoruz.

+Ata bey,görüşme için denilen yer ve zaman da olacağım,iyi çalışmalar dilerim.

-Tekrar görüşmek üzere Tufan Bey iyi günler..

Adeta kafam dumuş ne olduğunu anlamadan sanki bir şok yaşıyordum.Kıyıda köşede biraz birikmiş param vardı ama gidip gelmeye yetmezdi,köşede duran platinium kredi kartını kullanma zamanı çoktan gelmişti artık.Çünkü takribi 800-1200 pounda yakın harcayacaktım,hemen telefona davrandım.

+Alo?

-Ben Derya Tufan bey nasıl yardımcı olabilirim?

+Derya Hanım,09 Temmuz 2030 İngiltere -Manchaster şehri için sabah uçağınız var mı?

-Kontrol ediyorum,Tufan bey lütfen bekleyin..-

-İstanbul Atatürk Havalimanından sabah 7 de var efendim..

+Fiyat?

-Ekonomi sınıfı için 850 tl efendim..

+Alıyorum,Derya hanım,kredi kartı ile alacağım.

-Tabii Tufan bey...Hemen işlemlerinizi hallediyorum.

Uçak biletini almıştık ama ya pasaport?Neyse ki 7-8 ay önce pasaportu süresini 5 yıla çıkarmıştım.Vize için ne yapacağımı bilmiyordum.Tekrar telefona sarıldım.

+İngiltere İstanbul Başkonsolosluğumu?

-Evet buyrun ?

+Hanımefendi İngiltere Huddersfield şehrinin klübü olan Huddersfield takımın teknik direktörülüğü için,İngiltere Huddersfield sehrine gideceğim.Pasaportum var yalnız vizem yok.

-Beyfendi görüşeceğiniz klüp bize bir görüşeceğinize dair bir faks ceksin.Bir nevi davet gibi düşünülebilir.Bu şekilde size en azından 1 haftalık bir vize ayarlayabiliriz.

+Tesekkür ederim,irtabat için gerekli bilgileri alabilir miyim?

-Tabii,efendim veriyorum lütfen not alınız...

Bu görüşmeyide yaptıktan sonra tekrar klüp tercümanı Ata Bey'i aradım ve durumu aktardım,hemen konsolosluk ile iletişime geçip gerekli işlemleri başlattılar,ve bugun öğleden sonra 3 gibi vizemi alabileceğimi söylediler.

Tüm bu işlemleri hallettikten sonra online chek in yaptım ve gerekli birkaç eşyamı aldıktan sonra ne giymeliyim diye düşünürken klasik olmayı seçtim. Yanıma iki farklı renk takım elbise ve 3 farklı kravat aldım.Akşam olmuş içim içime sığmıyordu,yurt dışına çıkmıştım ama yakın yerlerdi.En uzak Çek Cumhuriyetine gitmiştim.İngilizcem yok denilecek kadar azdı.Rabbe sığındım,bugününe şükür,altından kalkamayacağım yük vermezsin dedim içimden ve yattım..Sabah 5:30 sularında uyandım.Bir arkadaşım evden alıp havaalanına bırakacaktı..

Sabah 6:00 gibi Atatürk havalimanındaydım.Bagajımı teslim ettim uçağın aprona yanaşıp kapıların açılmasını bekledim.Yolculuğum yaklaşık 4 saat sürecek ve Manchaster'de inip tren ile huddersfield'e devam edecektim.Kapılar açılıp uçağa bindim,gerekli presedür ve talimatları dinledikten sonra uyudum taa ki uçağın tekerleri tekrar piste değene kadar..Saat 11:00 civarları idi ,havalimanında tren garı vardı ve hemen Huddersfield trenine binmeye can atıyordum.20 pound a bir tren bileti aldıktan sonra 11:30 gibi trene binmiş 13:00 gibi Huddersfield e gelmiştim.Trenden inip doğruca taksiye binip go to the The Huddersfield Otel dedim.Huddersfield de The Huddersfield Otelinde kalacaktım.Yerimi trende iken tabletimden rezerve etmiştim zaten.Otele geldiğimizde 20 pound taksiciye verip resepsiyona doğru yöneldim,Jane adındaki (isimliğinden öğrendiğime göre) müşfik bir hanım efendi,

-Welcome Mr Dag ..

diyince donup kaldım,benim Dağ oldğumu nerden biliyordu...

+I am Mr. Dag diyebildim..

Kısa bir konuşma ki 8-10 kelime zor anlayıp anlatabilmiştim vale beni odama çıkarmıştı.Cebimde düşük meblağlı pound yoktu,en düşüğü 20 pound idi.İçimden canı sağolsun dedim ve 20 poundu toka ettim.Teşekkür ederek yanımdan ayrıldı.

Biraz kestirmeliyim dedim içimden.Hemen öylece uzandım,uyandığımda saat akşam 22:00 gösteriyordu.Karnım acıkmış ağzımda kekremsi bir tad oluşmuştu.Hemen resepsiyona inmeyi düşündüm ama ingilizcem yoktu ki.İnip sadece I am hungry mı diyecektim?

Sabah kahvaltı yaparım diye düşündüm,o zaman duş alayım tekrar yatayım derken kendi kendime kendimi bambaşka bir düşüncede buldum. Artık 45 yaşına gelmiş hafiften yaşlanmaya başlamıştım.Profesyonel olarak top oynamamıştım,Türkiye Bölgesel Amatör ligde orta vade zamanlı futbol oynamış bir futbolcuydum ve artık bunun üzerinden 16-17 yıl geçmişti.Eğer görev bana verilir ise Sky Bet Championship liginde Premier ligin alt seviyesinde bir takım yönetecektim futbolun doğduğu ve beşiği olan İngiltere'de takım yönetmek ne demekti? Kendim bile görevi bana vermeyeceklerini düşünmeye başlamıştım.

Ama amatörde olsa ilk maçıma çıktığımda Şaban Eğilmez adında bir hocam vardı ve bana nasihatı şu olmuştu,unutma oğlum maç her zaman saha da kazanılır,senden ve bizden çok iyi takımlar olabilir mevzu bahis iyi olmaları değil,senin yüreğinle hissederek oynamandır demişti ve kendime bunu futbolculuğum döneminde düstür edinmiştim.Bu anı tebessümle hatırlayarak bende kazanmak için burdayım hocam ruhun şad olsun diyerek yatağıma uzandım.Her ne kadar amatörde olsa iyi kötü görmüş geçirmiş biriydim ve ofansif futbolu çok seviyordum.Yapabileceğime inancım vardı,çünkü ben de başarıya aç bir direktördüm.Eğer görev bana verilir ise futbolcular bu adı sanı duyulmamış Türk manajerlerini nasıl karşılayacaktı,beni rezil mi edeceklerdi yoksa vezir mi bilemiyordum.Ama ilk günden babacan ve sevecen tatlı sert olmalıyım diye içimden geçirdim.Yormuştu bu düşünceler fiziksel anlamda değildi belki ama mental anlamda yormuştu.

Duş almayacaktım,sabah traş olup takım elbise giyerken olurum dedim ve yatağıma yatıp uyudum.

Sabah saat 7:50 de cep telefonumun sağır edici o alarm melodisi ile uyandım.Kalktım duş aldım ve otelin yemek salonuna geçtim.Biraz birşeyler yedikten sonra saat 9:30 olmuştu nerede ise.Odama tekrar çıktım ve çantamı hazırladım.İstedikleri evraklar olursa diye hazırlık gelmiştim ve çantamda takımla ilgili ufak bir kaç bilgide vardı.Saat 10:15 gibi telefonum çaldı,arayan Ata beydi.Nerde olduğumu sordu ve kafasının çok meşgul olduğunu beni atladığını söyledi ve özürlerini iletti.Saat 10:30 gibi otelden beni alacağını belirterek telefonu kapattık.Son hazırlıklarımı kontrol ettikten sonra çantamı da alarak lobiye indim,saat 10:30 a gelmek üzereydi.Bir kaç dakika sonra bir Range Rover kapı önünde belirmişti gelen Ata beydi.
-Tufan Bey hoşgeldiniz.

+Hoşbuldum Ata bey

-Hazırsanız çıkalım mı ?

-Hay Hay efendim buyrun..

Arabaya bindikten bir süre sonra klüp binasına gelmiştik.Huddersfield 1908 yılında kurulmuş bir klüp idi ve asağı yukarı 120 yıllık bir geçmişi vardı.Heyacanlı idim,arabadan indik ve gazateciler arasındaki soru yağmurundan kaçıp klüp binasına girdik.Ata bey direk toplantı odasına geçebileceğimizi söyledi ve bende buna istinaden olabilir diye cevap verdim.Direk toplantı odasına geçtik ve klüp başkanı Dean HOYLE yi beklemeye başladık.Birkaç dakikalık bekleyişten sonra başkan toplantı salonuna geldi ve kısa bir hal hatırdan sonra toplanıya başladık.Başkan benden;

Hucum futbolu,topa hakim bir futbol oynatılması ve as takıma genç transferlerini istedi.
Çeviriyi yapan Ata bey'in gözlerinin içine bakarak kabul ediyorum dedim ve sözleşmemi imzaladım.Öğleden sonra gazatecilerle tanısmak için randevulaştık ve Ata Bey bana odama kadar eşlik etti.

Artık odama gelmiştim,gayet sade bir odam vardı.Tahtam masam sandelyem bilgisayarım.Teknik ekiple ve asistan manajer ile tanışma vakti gelmişti.Asistan manejerim bana sanki biraz amatör gibi gelmişti ve özelliklerini pek beğenmemiştim.

Kendisi ile görüştükten sonra takımı toplamasını ve takımla tanışmanın iyi olacağını söyledim.Takımı toplantı odasına çağırdım ve beni tanımadıklarını ama adım sanım duyulmasa da ilk işimin onlarla tanışmak olduğunu söyledim ve aldığım cevapla beraber çok müteşekkir oldum.

Toplantıyı bitirdikten sonra odama geri döndüm ve takım raporunu incelemeye başladım.Takımda 30 yaş üzeri 6 futbolcu vardı ve takımın yavaş yavaş revize edilmesi gerektiğini düşündüm.

Raporu inceledikten sonra öğle yemeğini ben ve asistan manajerimle beraber yedik ve basın toplantısı için toplantının saha da yapılmasını uygun gördük.Toplantıya başladık ve toplantıda sorulan itibar meselesi canımı sıktı ve biraz ağır bir dille cavabı verdim.

11 Temmuz 2030 tarihi ile günü bitirmiş oldum.Yarın neler olacak hep beraber göreceğiz.Takipte kalın...

< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi eskisistem -- 29 Ocak 2015; 15:34:30 >

Meteormta

Yüzbaşı

590 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

Xabir

Yarbay

4741 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

eskisistem

kullanıcısına yanıt

12 Temmuz 2030 günü itibarı ile erkenden kalktım,zaten klüp binasında kalıyordum kahvaltımı ederken Asistan manejerim ve baş gözlemci ile yolların kesinlikle ayrılmasını gerektiğini düşündüm.Evet klübümüz itibar olarak su vadede düşük bir itibara sahipti belki ama, asistan manejer ve baş gözlemci yetersiz idi.Asistan manajerimin sadece adam yönetimi iyiye yakındı ve diğer özellikler vasat ve vasat altı idi.Baş gözlemcimde de oyuncu potansiyel değerlendirme ve yetenek değerlendirmesi yerlerde sürünüyordu.İkisinide odama çağırıp hizmetleri için teşekkür edip sözleşmelerini karşılıklı olarak fesh ettik.

Yerlerine yaptığım araştırma ile yerlerine onlara göre bana göre çok daha üst düzeyde olan Asistan manajer ve bir baş gözlemci getirdim.Bunları almamdaki neden su idi,asistan manajerim ben kadroyu revize ettiğimde gençlerle çalışabilecek,kararlı ,oyuncu yetenek değerlendirmesi iyi,disiplin, adam yönetimi, motivasyonu üst seviyede olmalı idi ki geleceğin genç kadrosu ile çalışabilsin.Aynı şekilde gözlemcide en önemli özellik ki bana göre potansiyel ve mevcut yetenek değerlendirmesidir ki benim baş gözlemcimde bunlar vasat altında iken yeni gelen baş gözlemcimde üst düzeyde idi.İkisine de gönderdiğimiz personellerimizin yerine haftalık takribi 200-300 euro vererek 2032 yılına kadar imza attırdım.

İstedikleri sözleşmede çok fazla pazarlığa girişmeden her ikisininde isteklerini kabul ettim.

Artık yavaş yavaş antreman,taktikler için yoğunlaşmayı düşünüyordum ki,kadroda as takım oyuncusu 30 yaş üzeri 6 oyuncum vardı ve kadro derinliği raporu bana eski asistanım tarafından verilmişti.Klüpte daha bugun başlayan asistanımı odama çağırdım ve ,

+ Danny bana acil bir kadro derinliği raporu hazırlayabilir misin?

- Hocam kadro derinliği raporunu hazırlamadan önce taktik varyasyonunuz ne olacak öğrenebilir miyim?

+ Danny biz buraya futbol oynamaya geldik diyeceğim,ee zaten futbol oynuyoruz hocam diyeceksin,o zaman sana şöyle söyleyeyim Danny,hücüm futbolu oynayacağız ve bence bu oyunu oynatmanın en güzel taktik varyasyonu 4-3-2-1 taktiğidir.4 lü defans hattı,2 merkezi orta saha ve 1 ofansif orta saha,2 kanat oyuncusu 1 forvet dizilişi şeklinde oynayacağız.Aklında bulunsun defansın sağ ve sol kanatlarını ofansif bekde oynatabilirim.Raporu buna göre hazırlarsan sevinirim.

-Elbette hocam 1 saat sonra yanınızda raporlar ile beraber olurum.

Takım hakkında elbette ki bilgim vardı ve en kötü şartlar altında bir stoper ,ofansif orta saha ve bir ofansif sol kanata ihtiyacım vardı.Bir saat sonra yanıma gelen yardımcım Danny raporu uzatırken,

- Hocam korkarım ki mevcut kadroda ofansik bir sol bekimiz yok.Defansın ortasında iyi bir stoperimiz var fakat partneri yok.Takdir edersin ki hocam takımın beyni olabilecek ofansif orta sahamız vasat.Sol kanatdaki oyuncumuzda gecen yıl sadece 5 asist yapabilmiş anlayacağınız oda vasat..

+ Anladım Danny.Neler yapabileceğimizi sakin bir kafa ile düşünmek istiyorum.Antremana çıkıp takımın başında ol,bende bir kaç klübe bakacağım.Ama korkarım ki biraz zor bir dönemden geçiyoruz.Bizden önceki yönetim anladığım kadarı ile mali fair playin üstüne çıkmış.Neler yapabileceğimize bakacağım.Sen şimdi antremana dön,tekrar konusuruz.

- Elbette hocam tekrar görüşürüz ben takımın yanına sahaya iniyorum..

Yeniden yalnızdım,taktiksel oluşumu düzenlemek ve takımı buna adapte etmek gerekiyordu.Dizilişimizi elimizdeki kadro varyasyonuna göre düşündüğümüzdeki,en iyi varyasyon 4-2-3-1 şeklinde oluyordu,kadro bundan önce bu şekilde bir varyasyonla sahaya sürülmediklerinden alışık değilerdi.Transferler için çalışmamı hızlandırmış ve sonuç almıştım.Barcelona nın B takımından bir stoper,boşta kalan mükemmel ötesi bir stoper alıp defansı mükemmel ötesi hale getirmiştim.Arayışlarım devam ediyordu.Ofansif orta saha ve sağ ve sol açık oynayan bir oyuncu bulmuştum,fakat ofansif orta sahaya çok pahalı gücümüzü aşacak gibi duruyor ama oyunun kilidini acabilcek özelliklerde alabileceğim gücümün yettiği tek oyuncu idi.Kanat oyuncumuzda çok ucuza mal olmuş bir brezilyalı idi.Aynı şekilde oda çalışma izni bekliyordu,İngiltere içinde aynı tip oyuncular el yakıyor minumum 8 yerel oyuncu kuralını bozmadan yabancılara yönelmiştim.

Artık transferler sonladırılabilirdi ve biz gücümüzü aşmamalı idik.Transferleri sonlandırdım.

Bununla beraber 30 yaş üstü olan oyuncular klüplere önermeme ve bedel istemeden tekrar önermeme rağmen hepsi ağız birliği etmişcesine gitmek istemediler.Neyseki sezon sonunda sözleşmeleri bitiyordu ve bende uzatma kararı almayarak en azından kurtulma yolunu seçtim.

Kafam şimdilik rahattı,bizden beklenen şampiyonluk yada play off değildi,saygın bir yerde bitirmemiz yeterli idi.İlk 5 içini kendime hedef koydum ve taktik varyasyon çalışmaya başladım.
Oyuncuların görevleri hemen hemen belli idi,kaleci standart kaleci ,bekler standart bek olarak görev yapacaklar defans göbeğinde ise bir oyuncumuz Pas Dağıtan Stoper (nedeni kontraya takımı kaldırabilmesi ) savunma görevi ile oynayacak diğer stoperimiz ise Çakılı Stoper (faul yapmadan ve penaltıya sebebiyet vermeden) sigorta olarak kalarak oynamalı idi.Orta saha da elimizdeki oyunculara baktığımızda iki merkezi orta sahamız olacak bunlardan birisi Savaşçı Orta Saha oynarken diğeri Standart Orta Saha oynayacaktı.Savaşçı orta sahamız savunma görevinde Standart Orta Sahamız ise değişken görevde oynayacaktı.Savaşçı Orta Sahanın en büyük özelliği pres yapıp top kazanarak yakındaki daha yaratıcı olan oyuncuya oynamak olacak,Standart Orta Saha ise hücüm ve defans bölgesi arasında mekik dokuyacak taktik ve teknik özellikleri ile savunma ve ofansa yardımcı olacaktı.Kanat oyuncularımız İçe Kat Eden özelliği ile hücüm görevi ile oynayacaklar,topu verdikten yada ortaladıktan sonra defansa sızacaklar ve gol pası yada gol atacaklardı.Ofansif orta sahamızın çok kuvvetli olması nedeni ile Takımın Beyni olarak oynayacak biz göbekten oynadığımız için bütün organizasyonu o sağlayacaktı.Orta saha ile Ofans bölgesini kordine edecek bütün oyuncular onu merkez sayacak ve ona oynayacaklardı.Santraformuz Yaratıcı Forvet görevi ile oynayacak,öncelikle gol atıp gol attırmayı kendisine görev bilecek,bizim defansımızdan gelen topları kesip arkadaşları ile buluşturacak,isabetsiz ara pasları almaya calısacaktı.İdeal şekilde görevleri ve taktik varyasyonumu ayarladığımı düşünüyordum.

Talimatlarımız şu şekilde olmalıydı,genel olarak tempolu, yaratıcı bir oyun savunma esnasında oyunculardan maksimum pres,ayakta kaymadan savunma,rakip kaleci üzerine pres,sıkı markaj uygulaması dar alanda oynayabilen ki defans bu yüzden orta sahaya yakınlaşmıştı,hücüma da bekler kalkabilecek,oyunda göbekten oynanacaktı.Oyun mentalitesi olarak kısa pas ki pas oyunu yapmaya çalışıyor ve koşu yoluna ara pas ve pas deniyorduk.Bu düzende en mantıklısı topa sahip olmaktı.Orta kesmelerimizi ise maça göre seçtiğimiz için opsiyonel boş bırakıyordum.Çünkü bazı takımlarda hava toplarına iyi cıkabilen oyuncular vardı.Maça göre seçmeyi düşünmek en iyisi idi.Taktiğim bu olacak ve adını THD koyacaktım çünkü adımın kısaltması bu taktiğe çok yakısacaktı..

Hemen antreman sahasına indim ve tüm antremanı elime aldım,ilk 2 ay için ana odağımızı Taktikler ve yoğunluk olarakda çok yüksek yaptım.Bu varyasyona alışmalı ve buna göre seyir zevki yüksek maçlar oynamalıydık.

Bu arada çok enterasan birşey oldu ve klüp başka bir manajer ile ilgilenmeye başladı.İlk önce bunu manajer doğruladı.Sıkıntılı durumda değildik,herhangi ahatamız olmamıştı.Dünyanın başıma yıkıldığını hissettim.Bütün umutlarımı burdaki geleceğime bağlamıştım.Ama içime de attım.Daha sonra rest çekebilceğim bir gün gelecekti nasılsa..Klüp enteresan bir şekilde maçtan sonra reddetti.Anlayamamış ve çok içerlemiştim.

Nitekim ilk 5 maçımız hazırlık maçı idi ve 3 ünü kazanıp diğer ikisi ile berabere kaldık.

Espanyol ve Zaragoza ile berabere kalmıştık,diğer maçlarımız göllü geçmişti.Takım alışkın olmamasına rağmen elinden geleni yaptığı için oyuncularımdan kıvanç duyuyor onlar mutlu oluyordum.

Lig başlamış ilk 5 maçımızda 4 galibiyet (1 maçı penaltılarla beraberlikten galibiyete cevirmiştik) 1beraberlik almıştık.

İyiye gidiyorduk ama Newcaste ile oyun bizim hakkımız olmasına rağmen berabere kalmış,arkasından Fulham ile yapılan maçta ise nerede ise tüm istatistikler bizi göstermesine karşın mağlup olarak ilk yenilgimizi almıştık.

Fakat fulham yenilgisi ve Ofansif orta sahamızın bize katılması ile takım farklı bir ivme yakalamaya itti.Swansea ile oynadığımız maçta taktiğimizin ve ofansif orta sahamızın mükemmel bir etki ettiğini gördük ve maçı 5-3 almayı bildik.Bu skor ile ayrıca ligde en fazla gol atma rekorunu da egale etmiş olduk.

Shrewsbury ile yapacağımız maç ile alakalı asistanım Danny ile konusuyorduk,kendisine dönerek şöyle dedim.

+Danny güzel bir evme yakaladık.Sol bek haricinde cok fazla sıkıntı yaşayacağımızı düşünmüyorum,peki sen ne düşünüyorsun ?

-Hocam aynı kanıdayım.Sizin oaralarda bir söz vardır hocam "Olduğu Kadar,Olmadığı Kader" ..

Maça güzel başlayan oynayan bizdik.Fakat esas santrofurmuzun sakat olması ofansif orta sahamızın gününde olmayışı nedeni ile berabere kaldık.

Yapacak pek fazla birşey yoktu..Lig tablosunda iyi bir durumdaydık.Formumuzu korumamız ve Capital One kupası için çalışmamız gerekiyordu.Benim için en azından çeyrek final olmalıydı ama karşımızda Stoke City vardı ve ben onları ligin şampiyon olacak klübü olarak görüyordum fakat lige iyi başlayamamışlar ligde 6 sırada bulunuyorlardı.Ligin henüz başı idi.

Artık kafamda kupanın bir sonraki turu vardı ve bunun için elimden geleni yapmalı idim.Çalışmalı durmamalı idim.Zaferler bizi bekliyordu.Kötü değildik ama belki biraz daha iyi olabilirdik.Tarihler 21 Eylül 2030 u gösteriyordu.

Aklıma birden antrenörlük kursuna başlamam gerektiği geldi ve yönetime bu talebimi ilettim. Sağolsun kırmadılar ve ödeneği ayırmaya karar verdiler.Artık Ulusal C kategorisi için sınava çalışabilir ve bu kursu bitirebilirdim.

Akşam olmuştu,rakı olsaydı iki duble dedim..Efkarı vuslatı o dağıtırdı ne de olsa..İki duble atmaya karar verdim.Klüpte kalıyordum ve bir arabam bile yoktu.Daha lisanı bile fazla bilmiyordum.Tercüman Ata bey'i aradım,açmadı. İşi var diye düşündüm.Odama gidip duş alıp yatayım dedim.Odama gidip duş alıp yatağa yattığımda gece 2 suları idi.Aklımda tek şey vardı,Capital One kupası.....

< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi eskisistem -- 2 Şubat 2015; 0:44:18 >

fenerliso

Emekli Yönetici

9052 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

Meteormta

Yüzbaşı

590 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

ferhax

Yüzbaşı

301 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

ferhax

Yüzbaşı

301 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

Myth61

Yüzbaşı

465 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

FM 2015 l 2030-HUDDERSFIELD KARIYERİM BOL SS-HİKAYE TADINDA...

Benzer içerikler