Şimdi Ara

Evrendeki Düzenle Alakalı Görüşler Üzerine Bir İnceleme

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
2
Cevap
0
Favori
362
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • En çok düşünülen konulardan bir tanesi, evrende ki şeyler arasında bir düzenin varolup olmadığı, eğer ki varsa nasıl varolduğududur. Evrende bir düzenin varolduğu ve onun bir tasarımcı tarafından yaratıldığını kabul edenler olduğu kadar evrende bir düzenin varolduğunu kabul edip bu düzenin bir tasarımcıya ihtiyaç duymaksızın kendi kendine oluştuğunu düşünenler vardır. Bazıları ise evrende bir düzenin varolmadığını savunur. Bunların hepsini üzerlerine kendi görüşlerimi ekleyerek teker teker ele alacağım ve bir sonuca bağlayacağım.

    Öncelikle, düzenin ne demek olduğuna bir açıklık getirmeyi uygun görüyorum. Bu durumda sormam gereken soru şu: herhangi bir şey hakkında "bu şey düzenli" dediğimde "düzenli" derken o şeyin hangi niteliklerine bakarak bu yargıya varıyorum? Eğer ki, ben bir şeye "düzen sahibi" diyorsam o halde o şeyi oluşturan parçaların birbirleriyle uyumlu bir bütünlük halinde bulunduğunu söylemiş olurum. O halde, "düzen ne demek?" Sorusuna "şeylerin birbirleriyle uyumlu bir bütünlük oluşturmuş olması durumu" demek doğru olur.

    "Düzen" kavramına bir açıklık getirdiğimize göre o halde bu konuda bir şeyler söyleme zamanı gelmiştir. Bu konuda ki ilk iddiamız olan "evrende düzen vardır ve bir tasarımcı tarafından yaratılmıştır" hakkında düşünelim. Bu varsayıma göre evrende bir düzen vardır ve bu düzen bir tasarımcı tarafından yaratılmıştır. Kendi başına oluşamaz. Aslında bu iddianın altı oldukça oyuktur. Zira bu iddianın omurgasında "tasarımcı" gibi bir bilinmez yer almaktadır. Bu varsayımı destekleyenler evrende ki şeylerin kendi başına oluşamayacağı üzerinde dururlar. Ancak bu yönde herhangi bir kanıt getirmezler. Aslına bakılırsa, evrende insanların yaptığı şeyler dışında ki herşey doğal süreçler sonucunda gerçekleşir. Bütün olgular buna işaret etmektedir. O halde zaten şuanlık evrende ki düzenin ne idiği belirsiz bir varlık tarafından değil, doğal süreçler sonucu, hiçbir tasarımcı gerektirmeksizin oluştuğu kabul edilebilir bir gerçektir.

    Öteki taraftan, "evrende düzen vardır ve kendi kendine oluşmuştur" iddiası da göze çarpan bir varsayımdır. Bir önceki paragrafta evrendeki düzenin kendi kendine oluştuğu şimdilik bir gerçek olarak kabul ettiğimiz için, bu varsayımı ciddiye alıp değerlendirebiliriz. Evrende ki düzenin varolduğuna ve bu düzenin kendi kendine oluştuğunu varsayarsak sorulabilecek ilk soru "nasıl?" Olacaktır. Ben bu noktada biraz metafiziğe girerek bu durumu açıklayabileceğimi düşünüyorum. Biz, niteliksiz bir şeyin varolduğunu bilemeyeceğimizden, bildiğimiz her varoluşun nitelikleri vardır. Zaten bildiğimiz varoluşlar üzerinden evrende bir düzen olduğu çıkarımına ulaşabiliyorsak o halde evrende varolan herşeyin niteliği vardır demek doğru olacaktır. Ancak burada bitmemekte, her varoluşu o varoluş yapan ana nitelikler vardır. O şeyi o şey yapan bu ana niteliklerin toplamına "kimlik" diyorum. Bu tip tanımlamaları yapmanın ardından düzen muhabbetine geri dönelim. Birbiriyle uyumlu olan kimliklere sahip varoluşlar birbirleriyle bağdaşıp kombinasyonlar oluşturabilir ve düzen ortaya çıkabilir. Dolayısıyla düzen için bir tasarımcıya gerek yoktur. Ancak burada şöyle bir problem ortaya çıkıyor: hareket problemi. Bunu şu şekilde açıklayayım, bu varoluşların birbirleriyle bağdaşıp kombinasyonlar oluşturabilmesi için, bu varoluşları harekete geçirecek, tetikleyecek bir mekanizmaya ihtiyaç vardır. Dolayısıyla evrende bir düzen var ise bu düzenin yaratan bir tasarımcıya ihtiyaç olmadığı kadar bu düzenin oluşmasını tetikleyecek bir hareket ettirici mekanizma, bir ilke olması gereklidir.

    Bir başka görüş ise düzenin olmadığıdır. Düzenin olmadığı görüşüne göre şeyler arasında uyumlu bir ilişki varmış gibi görsek dahi aslında bu bir yanılsamadır. Gerçekte yoktur. Çünkü gerçekte zorunluluk sağlayacak bir "kanun" yoktur. Bu görüşe göre varoluş kanuna göre değil, "kanun" adını verdiğimiz şey varoluşun oluşturduğu koşullara göre ortaya çıkar. Zorunluluk sağlayıcı bir ilkenin varolmaması sebebiyle varoluşlar arasında kurulan ilişkiler olasılıklarla alakalıdır ve evrende düzen yoktur. Düzen dediğimiz şey devasa bir düzensizlikte karşılaştığımız tek bir andır. Ancak, düzenin düzensizliğe doğru akması, düzenin varolmadığı manasınamı gelir? Birbirine uyumlu şeyler yine de kombinasyonlar oluşturabildiğinden ötürü "düzen yok" demek aslında yanlıştır.

    Bana göre, öteki varsayımlarda söylenen her şey gevezelik, spekülasyondan ibarettir. Çünkü, evrende bir düzenin varolup olmadığı bilinemez. Şöyle ki, insanların evrende ki şeylerin varolup varolmadığını bilebilmek için doğrudan veya dolaylı olarak o şeyin deney ve gözlem nesnesi olması gereklidir. İşte problemde burada ortaya çıkmaktadır. Çünkü, biz bilgiyi oluşturan verileri duyu organlarımız aracılığı ile elde ederiz ve duyu organlarımız ise kendi doğalarına uygun olarak şeyleri algılarlar. Bu durumda varolduğunu bilebileceğimiz her şey ilk olarak duyu organlarımız tarafından yorumlanmaktadır. Öteki taraftan, bilgi sadece veriden ibaret değildir. Duyu organlarımız aracılığı ile elde ettiğimiz verinin anlamlı bir şey olabilmesi için aklımız, o veriyi kalıplara oturtmaya başlar. Yani ilk olarak duyu organlarımız, ikinci olarakta aklımız tarafından yorumlanmış bir gerçekliği biliyoruz. Bu ne demektir? Biz aslında gerçekliği değil, ürettiğimiz gerçeklik yorumunu biliyoruz demek oluyor. Biz gerçekte düzen olsun olmasın, evreni düzenli olarak anlarız. Zira aklımız, gerçeklik yorumunu oluştururken duyu organlarından gelen verileri kalıplara oturtur. Buda düzensiz olan şeylerde bile bir düzen yorumu oluşturmak demek oluyor. Dolayısıyla bizim evrende "düzen var" veya "düzen yok" dememiz bilinemez bir konuda yapılmış, bakış açısına göre değişen içi boş gevezeliklerden ibarettir.

    Sonuç olarak, evrende ki düzen ile alakalı söylenen şeyler çok çeşitlidir ve kendince güçlü kısımları mevcuttur. Ancak yinede, evreni olduğu gibi bilememiz, yorumladığımız gibi bilebilmemiz hasebiyle evrende bir düzenin varolduğu, varolmadığı veya neliği konusunda söylenen her şey kişinin kendi bakış açısına göre değişen bir şeydir ve içi boş spekulasyonlardan ibarettir, dolayısıyla tartışılması anlamsızdır, evrende bir düzenin varolup varolmadığı bilinemez.
    ________________________
    http://esteticus.blogspot.com.tr/?m=1



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Homo Esteticus -- 31 Temmuz 2016; 16:05:40 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >







  • felsefe ve bilimin sonu tanrıdır diye bir laf etsem pek bi beylik, referanslarım var tabi ki mantıken. onlara kimler referens bi önemi yok. her şeyi anlamaya çalışan insanlar anlayamayacaklarını farkettiler ve bi karar vermeleri gerekti, bu da hissetmek oldu. yani anlamak değil, anlayış. anlamlı bir anlayış. biz her şeyi bile-meyebiliriz. ama aslında en iyi yapabildiğimiz şey hissedebilmek. biraz kısırız bu konuda, iyileşiyoruz
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.