Şimdi Ara

Bu yaşadığımız hayat değil (9. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
244
Cevap
6
Favori
17.050
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
360 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 7891011
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Neden daha çok çalışalım,günde 8 saat insan gibi çalışarak,garson dahi olsan aile geçindirecek kadar para kazanabilmen gerekir.Çok şey yapmakla çok çocuk olmuyo.Herkes doktor,mühendis olmak zorunda değil.Kazandığın ortalama ücretle 6 ayda doğru dürüst bi araba alabilmelisin.Devlet parayı çpok kazanandan çok alacak vergiyi ama yemiyo.Hangi dişçiden fiş-fatura alabildin şu zamana kadar.Önce adaletli bi sistem kurup adam gibi uygulayacaksın,adalet olmazsa zenginliği değil anca üzüntüleri paylaşırız milletçe.Lafa gelince herkes "Vatan sana canım feda".Alayımız hikayeci olduk,bu memlekette biz yaşıyoz kendimizi kandırmayalım.Herkes kendi popişini kurtarma derdinde.
  • Yeni mi farkettin

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • kardeş asıl makine yeni geliyor, asus zephrus duo, fena

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Stand Alone kullanıcısına yanıt
    Evet. Yeme-içme ucuzdu. Babam her cuma dışarıda yemek yedirirdi.
    Yazın da 2-3 kilo et alıp ailecek mangal yapardık.

    O zaman da zorlukları vardı hayatın ama ben bu kadar maddi anlamda sıkıntı yaşadığımı hatırlamıyorum.
    İlginçtir, bu kadar zengin; sonradan görme de yoktu ama.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Çirkinlik Ne Kadar Kolay

    Kardeş, beyninizi kim yıkadı bilmiyorum ama öyle bir şey yok, çıkarın şunu kafanızdan! Aç bir Murat Özün izle, ben daha şu “Oranın da meyve sebzesi pahalı” sözüne karşılık gelecek bir fiyat göremedim. Meyvesi de, sebzesi de bizden yine ucuz. Teknolojiyi söylemiyorum bile. Beko’nun, Türk malı Beko'nun buzdolabı Türkiye'de 3500 liraya satılıyorken Almanya'da 300 küsur Euro. Adamların çok küçük bir kesimi asgari ücret alıyorken Türkiye'nin %40’ı asgari ücretle çalışıyor. İnsanlar nasıl bunu giremiyor, anlamıyorum. Gerçi malum partiye oy verenler +65 yaş olduğu için normal.

    Alıntıları Göster
    Türkiye'nin yüzde 40'ı asgari ücretle çalışmasının yanı sıra, asgari ücretle çalışmayan kalifiye elemanın maaşı da asgari ücret üzerinden hesaplanıyor. Asgari 2000 ama bu adam kalifiye tamam bir 500 lira daha verelim deniyor şaka gibi. Birde sonra "hayali memur olmak" diye millet küçümseniyor. İnsanlar özel sektörde ters düz edilince ne yapsınlar, en azından insanımsı yaşama en yakın olarak bunu görebiliyorlar. Özel sektörde kalifiye olupta 3.500 lira maaşa deli gibi çalıştırılan adam, memurları görünce ne güzel hayatları var diyor, hayal kurmaya başlıyor.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • burakdc B kullanıcısına yanıt
    Zaten kpss gelmeden önce "calisip uretip dusunup basari elde etmek" çok önemliydi de devlet ona göre memur alıyordu.sonra merkezi sınav, alan sınavı koydular da "elçabukluğu' ile hızlı kalem çeviren tipler ülkede memur zihniyetini oluşturdular.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 10 sene aldığım i5 işlemcili bilgisayar bugün 3-4 katına çıkmış , teknoloji gelişiyor ama Türk insanı eski teknolojilere daha çok para ödüyor.
  • 10 yıl Türkiye’de özel sektörde (tam kurumsal şirket) son iki yıldır da Almanya’da yaşayan biri olarak kıyaslayayım dilerseniz.

    -Türkiye’de eşim ve ben ikimizde çalışıyorduk, ben bekarken aldığım bir arabamız ve taksitlerini halen ödediğimiz 2 odalı ufak bir evimiz vardı. Ben müdür, eşim de yönetici pozisyonunda olmamıza rağmen bireysel emeklilik ve sgk hariç hiçbir birikim yapamıyorduk. Deliler gibi para harcayan bir çift de değildik, A101 den alışverişini yapan, yazın maksimum o da 1 hafta deniz tatili yapabilen, yılda belki 1 hafta o da biletini önceden kampanya ile alarak, yurtdışında tatil yapmaya çalışan (onda da uygun fiyatlı otellerde kalıp yediğimizi içtiğimizi hesap ederek) bir hayatımız vardı.

    - Almanya’daki işim müdürlük değil hatta yöneticilik bile değil. Eşim 2 yıldır çalışmıyor, kendini geliştirmek üzere kurslara gidiyor. Tek maaş ile Almanya’da 75 metrekare kiralık ve tam merkezi bir evde kalıyoruz ( evimin önünde tramvay durağı ile işime tam 10 dakikada yada şehir merkezine de 12 dakikada varabiliyoruz) market alışverişlerini ürünlerin fiyatına yada gramajına bakmadan yapıyoruz, teknolojik oyuncakları sevdiğim için kendime 50 inch bir tv (daha büyüğü bize fazla oluyordu) xbox one x, ps4, nintendo switch alıp bağladım, tüm konsollarda bayağı bir oyun ve digital üyeliklerim var. eve 500 mbit internet bağlattık, netflix 4k ve geforce now kullanıyorum. Arabamız yok ancak ihtiyacımız yok diye yok, yoksa araç fiyatları özellikle ikinci elde çok uygun ve taksitlerle satın almak gerçekten çok kolay. Onun yerine eşimle benim iki tane güzel bisikletimiz var, arada işime bisikletle gidiyorum. Corona krizi öncesinde Amsterdam, Antwerp, Londra ve Viyana ya 2-3 günlük uzun haftasonu gezileri düzenledik. Corona krizi olmasaydı ben, eşim, eşimin annesi ve erkek kardeşi için Antalya Kemer Hilton’da 1 haftalık ultra herşey dahil tatil paketi almıştık ama iptal oldu malesef.

    Öncelikle tüm bunları hava atmak vs için yazmadım, lütfen yanlış anlamayın, tek demek istediğim, her kim size Almanya öyle göründüğü gibi güzel değil, orda da dertler var vs diyorsa ona okkalı bir “Sktir!” çekin. Emin olun buradaki dertler Türkiye’de yaşadıklarımızın yanında oyun gibi kalıyor. Size abi tavsiyesi, ingilizce ve Almancanızı ilerletip buralara gelmek için fırsat kollayın. Gençliğinizi heba etmeyin. Ben 37 yaşımda geldim siz daha erken gelin hem kendinizi hem ailenizi kurtarın.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • vatanını bir laptopa satma
  • Evet bunu şu an final ödevlerimi yaparken okuyorum bizim yaşadığımız da hayat mı..

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • kmlkszhacker kullanıcısına yanıt
    Çok doğru bir cevap

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: vizyoncukk

    Almanya ile Türkiye'yi kıyaslamam zaten ama.Bazı insanlar yurtdışına çıkınca her açıdan çok rahat olabileceğini sanıyor öyle dünya yok onu anlatmak istedim.Evet bu fiyatlara laptop alıyorsun ama Almanya'da 7'de işte olman gerekir ,bunun içinde 6 da kalkman gerekir örneğin.Hangimiz bu saatlere tahammül edebilir şüpheli.Örneğin Amerika'da 3 ay çalışıp 2.el bir bmw çekebilirsin altına ama Ny'da bir ev alman yıllar sürer veya ameliyat olsan bir ev parası ödüyorsun.
    Yurtdışına çıkmadığınız, çıktıysanız da hiç yaşamadığınız çok belli. Ki normaldir, olabilir. Herkesin bu tecrübeyi yaşaması şart değil tabii ki.

    Dil eğitimi için 1 sene Amerika'da yaşadım.

    Döndüm şirket oryantasyonu için 6 ay Hollanda'da kaldım. Daha sonra şirket için 4 ay İtalya'da kaldım. Bunlar yakın zamanda oldu. Şu Covid-19 meselesi de biterse veya yavaşlarsa, 1 sene içinde tamamen Amerika'ya gitme durumum olabilir.

    Hayat gerçekten Türkiye'de çok pahalı...

    Evet hayat disiplinleri yüksek. Hollanda da böyle bir ülkeydi. 8.15 olduğunda iş başı yapmak zorundaydık biz. İşe geç kalana vebalı gibi bakıyorlardı. 17.30'da da bitiyordu. Ama karşılığını alıyordunuz. Ben oryantasyon amaçlı gitmeme rağmen ücret aldım. 1537 Euro asgari ücret vardı o dönem. Üstelik oturduğumuz evin kirası ve faturaları şirket tarafından karşılandı. Dolayısıyla tamamen cebimize kaldı para.

    Tabii sorduk soruşturduk. 2 arkadaş kalıyorduk evde. Oturduğumuz ev 3+1 126 metrekare idi ve 560 Euro kirası vardı. Yan bloktaki bir çift oturduğumuz apartmanlardaki tüm kiracıların 550-600 Euro arasına oturduğunu söyledi. Kendileri de 14 senedir orada oturuyorlarmış. Blokta da 3 evleri varmış, hepsinin kiraları aynı aralıktaymış. Fatura denen şey yok kadar az geliyor zaten. Tüm faturalar toplasanız 100 Euro ediyor ancak. 200 Euro'ya aylık şekilde çılgın seviyelerde alışveriş yapabiliyorduk. Yani tek başıma yaşasam, tüm giderler bana ait olsa yine çok rahat yaşardım. Bu geçinmek değil, yaşamak olurdu. Çünkü asgari ücretten cebinize 500 Euro kalıyor neredeyse, giderleri düşünce. Kalanını kişisel zevklerinize harcayabiliyorsunuz. Mesela hafta sonu bir spor salonuna gittik. Havuzu çok güzeldi. 3 aylık üyelik ücreti 99 Euro idi. Full paket alsak 3 aylık 135 Euro oluyordu. Aylık 45 Euro. 1537'de 45...

    Sonra denedik. Acaba makul bir alışveriş yapsak nasıl olur diye. 50-60 Euro ile 2 haftalık alışveriş yapabiliyordum. Etiyle, sütüyle, ıvırıyla, zıvırıyla. Amerika'da 2 haftalık alışveriş ortalama 80-100 dolar arasına denk geliyordu. Çünkü fast-food kültürü marketlere de yansımış durumdaydı. Bu yüzden 1 tık daha pahalıdır Amerika, Avrupa'ya göre...

    Kötü şans eseri sağlık sistemlerini de deneyimledik Hollanda'nın. Benim bir dişim epey sorun çıkarttı. Özel bir klinikte kanal tedavisini orada yaptırmak durumunda kaldım. Epeyce de sıkıntılı bir dişti. Doktor 2 seansta yapalım dedi. İlk seansta dişe ilaç tedavisi uygulayıp, geçici dolgu yaptı. 4 gün sonra da kanal tedavisini bitirdi. 2 seansa toplamda "hiçbir sağlık güvencem olmamasına karşın" 78 Euro para ödedim. 1537 Euro ücret içinden 78 Euro... Adamların pahalı dediği şey bu. Millet market alışverişi 50 Euro tutarken bir kanal tedavisine 78 verilir mi diye dert yanıyor...

    Burada da bir anımı anlatayım. Başkent Üniversitesi Hastanesi vardır Ankara'da. Benim doktorum, çok da güvendiğim bir doktordur, buraya geçince mecbur gittik. Haliyle Türkiye'de sağlık güvencemiz var. Burada da bir kanal tedavisi yaptırdım. SGK'nın ödemediği ve benden alınan ücret, 2017 yılında 669 TL idi... 2017 asgari ücretini düşünün. 669 TL'yi düşünün... Aydınlanırsınız eminim düşününce.

    Benim için sorun teşkil edecek bir rakam değil bu. Ama yani yanlışlıkla acılı, sızılı aniden gitseniz, soygun var der dar gelirli bir insan. Maaşın 1/3'ünü bırakıp çıkmak demek düşünsenize... Tek suçunuz evinize yakın ve ağrılı bir dönemdesiniz diye ilk gördüğünüz sağlık kuruluşuna gitmek...

    Türkiye'de de 2200 TL asgari ücret alırken 100 TL'ye tüm market arabasını, kaliteli bir alışveriş ile doldurabilsek kim niye şikayet etsin zaten ? Dandik bir bilgisayara 15.000 TL fiyat çekiyorlar. Asgari ücretli bir vatandaşın 7 maaşı ediyor... Orada aynı bilgisayar 1500 Euro... En düşük gelirli olanı bir maaşı ile alıyor. Olmadı 1-2 ay sıkıyor dişini öyle alıyor...

    Çok pahalılaştı hayat. Eskiden de pahalıydı ama son krizlerden sonra ülkemiz pahalılıktan ötürü yaşanılmaz hale geldi. Dar gelirliler için cehenneme dönüyor hayat artık. Bu işin düzelmesi lazım.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Siannis -- 3 Haziran 2020; 3:10:2 >




  • Hocam amerikada yaşıyorum 1 marulu 1.5$'a alıyorum. 1 pound(yarım kilo) domates 1$ Adana'dan buraya taşınınca sebzeler meyveler o kadar pahalı geliyor ki. Portakalın yarım kilosuna 2-3 dolar vermek koyuyor bana. Çocukken dayımların bahçesine gidip bagaji portakal ile doldururduk. Yaşadığım yerde hem İspanyolca hem İngilizce bilirseniz (Texas) işe girebiliyorsunuz. Ve saati 7$. Ben sağlık sektöründe üniversite okuyorum burada ama eğer parayı burada kazanmıyorsanız alışveriş tam olarak işkence. Ama giyim ve elektronik bambaşka bir dünya, her yönüyle Türkiyeden ucuz kesinlikle ama maalesef bilgisayar veya michael kors marka tshirt yemiyoruz.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Rimesia

    Türkiye'nin yüzde 40'ı asgari ücretle çalışmasının yanı sıra, asgari ücretle çalışmayan kalifiye elemanın maaşı da asgari ücret üzerinden hesaplanıyor. Asgari 2000 ama bu adam kalifiye tamam bir 500 lira daha verelim deniyor şaka gibi. Birde sonra "hayali memur olmak" diye millet küçümseniyor. İnsanlar özel sektörde ters düz edilince ne yapsınlar, en azından insanımsı yaşama en yakın olarak bunu görebiliyorlar. Özel sektörde kalifiye olupta 3.500 lira maaşa deli gibi çalıştırılan adam, memurları görünce ne güzel hayatları var diyor, hayal kurmaya başlıyor.

    Alıntıları Göster
    Sonra yerinde saymaya devam olmaya mahkum bir ülke...

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: DHF_Viper

    Kardeşim ben Freelancer olarak iş yaptım Bionluk üzerinden. Çeşitli Web siteleri yaptım sattım, SQL Database yaptım sattım. Kaç paraya gitti? Saçma sapan konuşma, en fazla getirse getirse 3-5 getirir. Öğrenciyken ek gelir elde edersin işte. Hayat geçindirmek için freelancer kim çalışıyor Türkiye’de. Sadece freelanceden aylık 5-6 bin lira geliri olan birisini göster bana var mıdır? İşin ederi o kadar değil, kimse vermez ona o parayı. Zaten o bütçeyi açsa şirketler, gider profesyonel destek alır internet üzerinde görmediği insana iş yaptırmaz.

    Kişinin kendini geliştirmesiyle falan da alakası yok. Millet tutturmuş “Kendini geliştirirsen iş var” diye. Kendini geliştir geliştir, bilmemne çocukları sana 3 bin lira maaş önersin. Ben devlette 7 alacakken neden özelde kendimi köle yapayım? Bana da versin 7 bende çalışayım. Madem kendini geliştirene özel sektörde iş çok neden bu kadar işsiz dolu memleket? Neden bu kadar KPSS kovalayan var? Şu leş ülkenin leş işverenlerin savunmayın bana cidden kalbini kıracağım.
    Bunlarin kendini gelistirden kasiti hem doktor olacaksin, hem cerrah olacaksin, ameliyatlara giriceksin, ameliyati gerceklestirirken bir yandan da Cince-Flemenkce ceviri yapacaksin, 5-10 dakikalik molalarda da yazilim gelistirip kodlama yapacaksin.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Ne üretiyoruzda ne istiyoruz. Herkesin derdi memur olmak olmuş. Girisimci sayımız çok az. Ülkeye katma degerli urun satarak döviz getirecek insanlar lazım. Yada acilen bol miktarda petrol ve dogalgaz kuyumuz olmalidir.(Orn:S.Arabistan)

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Siannis

    Yurtdışına çıkmadığınız, çıktıysanız da hiç yaşamadığınız çok belli. Ki normaldir, olabilir. Herkesin bu tecrübeyi yaşaması şart değil tabii ki.

    Dil eğitimi için 1 sene Amerika'da yaşadım.

    Döndüm şirket oryantasyonu için 6 ay Hollanda'da kaldım. Daha sonra şirket için 4 ay İtalya'da kaldım. Bunlar yakın zamanda oldu. Şu Covid-19 meselesi de biterse veya yavaşlarsa, 1 sene içinde tamamen Amerika'ya gitme durumum olabilir.

    Hayat gerçekten Türkiye'de çok pahalı...

    Evet hayat disiplinleri yüksek. Hollanda da böyle bir ülkeydi. 8.15 olduğunda iş başı yapmak zorundaydık biz. İşe geç kalana vebalı gibi bakıyorlardı. 17.30'da da bitiyordu. Ama karşılığını alıyordunuz. Ben oryantasyon amaçlı gitmeme rağmen ücret aldım. 1537 Euro asgari ücret vardı o dönem. Üstelik oturduğumuz evin kirası ve faturaları şirket tarafından karşılandı. Dolayısıyla tamamen cebimize kaldı para.

    Tabii sorduk soruşturduk. 2 arkadaş kalıyorduk evde. Oturduğumuz ev 3+1 126 metrekare idi ve 560 Euro kirası vardı. Yan bloktaki bir çift oturduğumuz apartmanlardaki tüm kiracıların 550-600 Euro arasına oturduğunu söyledi. Kendileri de 14 senedir orada oturuyorlarmış. Blokta da 3 evleri varmış, hepsinin kiraları aynı aralıktaymış. Fatura denen şey yok kadar az geliyor zaten. Tüm faturalar toplasanız 100 Euro ediyor ancak. 200 Euro'ya aylık şekilde çılgın seviyelerde alışveriş yapabiliyorduk. Yani tek başıma yaşasam, tüm giderler bana ait olsa yine çok rahat yaşardım. Bu geçinmek değil, yaşamak olurdu. Çünkü asgari ücretten cebinize 500 Euro kalıyor neredeyse, giderleri düşünce. Kalanını kişisel zevklerinize harcayabiliyorsunuz. Mesela hafta sonu bir spor salonuna gittik. Havuzu çok güzeldi. 3 aylık üyelik ücreti 99 Euro idi. Full paket alsak 3 aylık 135 Euro oluyordu. Aylık 45 Euro. 1537'de 45...

    Sonra denedik. Acaba makul bir alışveriş yapsak nasıl olur diye. 50-60 Euro ile 2 haftalık alışveriş yapabiliyordum. Etiyle, sütüyle, ıvırıyla, zıvırıyla. Amerika'da 2 haftalık alışveriş ortalama 80-100 dolar arasına denk geliyordu. Çünkü fast-food kültürü marketlere de yansımış durumdaydı. Bu yüzden 1 tık daha pahalıdır Amerika, Avrupa'ya göre...

    Kötü şans eseri sağlık sistemlerini de deneyimledik Hollanda'nın. Benim bir dişim epey sorun çıkarttı. Özel bir klinikte kanal tedavisini orada yaptırmak durumunda kaldım. Epeyce de sıkıntılı bir dişti. Doktor 2 seansta yapalım dedi. İlk seansta dişe ilaç tedavisi uygulayıp, geçici dolgu yaptı. 4 gün sonra da kanal tedavisini bitirdi. 2 seansa toplamda "hiçbir sağlık güvencem olmamasına karşın" 78 Euro para ödedim. 1537 Euro ücret içinden 78 Euro... Adamların pahalı dediği şey bu. Millet market alışverişi 50 Euro tutarken bir kanal tedavisine 78 verilir mi diye dert yanıyor...

    Burada da bir anımı anlatayım. Başkent Üniversitesi Hastanesi vardır Ankara'da. Benim doktorum, çok da güvendiğim bir doktordur, buraya geçince mecbur gittik. Haliyle Türkiye'de sağlık güvencemiz var. Burada da bir kanal tedavisi yaptırdım. SGK'nın ödemediği ve benden alınan ücret, 2017 yılında 669 TL idi... 2017 asgari ücretini düşünün. 669 TL'yi düşünün... Aydınlanırsınız eminim düşününce.

    Benim için sorun teşkil edecek bir rakam değil bu. Ama yani yanlışlıkla acılı, sızılı aniden gitseniz, soygun var der dar gelirli bir insan. Maaşın 1/3'ünü bırakıp çıkmak demek düşünsenize... Tek suçunuz evinize yakın ve ağrılı bir dönemdesiniz diye ilk gördüğünüz sağlık kuruluşuna gitmek...

    Türkiye'de de 2200 TL asgari ücret alırken 100 TL'ye tüm market arabasını, kaliteli bir alışveriş ile doldurabilsek kim niye şikayet etsin zaten ? Dandik bir bilgisayara 15.000 TL fiyat çekiyorlar. Asgari ücretli bir vatandaşın 7 maaşı ediyor... Orada aynı bilgisayar 1500 Euro... En düşük gelirli olanı bir maaşı ile alıyor. Olmadı 1-2 ay sıkıyor dişini öyle alıyor...

    Çok pahalılaştı hayat. Eskiden de pahalıydı ama son krizlerden sonra ülkemiz pahalılıktan ötürü yaşanılmaz hale geldi. Dar gelirliler için cehenneme dönüyor hayat artık. Bu işin düzelmesi lazım.

    Alıntıları Göster
    Hollanda’da yaşadığına emin misin. Ortalama bir semtte 2+1 1200 Euro kira veriyordum, Rotterdam. Amsterdam %30-40 daha pahalı. 400-500 Euro’ya nerede nasıl ev tutabiliyorsun anlamadım hem de 3+1 demişsin? Sigortam yok ama kanal tedavisini 80 Euro’ya yaptırdım demişsin. Sigorta olsun olmasın kanal tedavisi fiyatı aynıdır, diş güvencesi varsa sigorta karşılar yoksa cebinizden ödersiniz. Benim zamanımda 600 Euro civarındaydı. Yanlış bilgilendirme yapmayalımmlütfen.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Türkiye önce Audi, BMW, Mercedes Benz, Mini, Opel, Porsche, Smart, Volkswagen, Seat, Skoda markaları gibi araba üretip ihrac etsin sonra yine elektronik ürünler pahalıysa o zaman hayıflanırsınız.

    Hiçbirşey üretmeyip tüketen bir millet olduğumuza göre aradaki fark 10 katta olur 100 katta olur.

    3500euroluk laptop bizde 39binde olur 100binde olur.

    100bin laptop demişken %20 indirimli : https://www.monsternotebook.com.tr/tulpar/monster-tulpar-t7-v18-3-2/



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi WARTIME -- 3 Haziran 2020; 7:25:19 >
  • vizyoncukk kullanıcısına yanıt
    La olom12 saat mesai Avrupa'nın neresinde var? Saat 6 da kalkman gerekiyor diyor sabah namazından önce işe kalkıyorum yol+mesai 15 saat bana kalan 9 saat 7 si uyku.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 2 senede bir kredi çeker arabamı yenilerim diyordum. Kredi oranları ve araba fiyatları yüzünden gerçekleştiremedim.

    2017'de PlayStation aldım. Şimdi almak istesem asla alamazmışım.

    2017'de notebook aldım, şimdi aynısını almak istesem 2 kat daha fazla para verecekmişim.

    Telefonum bozuluyordu, şirket güzellik yapmasa muhtemelen dandik bir şey alıp önüme bakacaktım.

    Bir de ben iyi durumda biriyim bu aldıklarıma bakılırsa, bunları alamayan daha çok. Olay sadece bir şey almak da değil ki. Yazan arkadaşlar olmuş; tek derdimiz geçinmek çoğumuzun. Bir konsere gitmek lüks, dışarı çıkıp yapacak etkinlik çok yok. Ayda bir etkinlik yapılsa kar sayılıyor. Kız arkadaşınla bir yere gidip yemek yesen 3 haneli hesap ödüyorsun. Bir de şükretme olayı var bizde. Tabi ki daha kötüsü de olabilir. Bugün hepimiz sokağa çıkmaya ve günlük hayata hasret kaldık. Yarın bu aldıklarımızı asla alamayacak duruma da gelebiliriz, hatta gidişat onu gösteriyor.




  • 
Sayfa: önceki 7891011
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.