Şimdi Ara

Bir Gönül Meselem Var Dostlar , Dinler Misiniz..?

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
93
Cevap
7
Favori
1.538
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
4 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Öncelikle Hepinize Selam Olsun Dostlar

    Uzun süredir yaşadığım ilişkiyle alakalı birkaç sıkıntılı durumum var. Eğer dinleyenler varsa ya da olursa hikaye tarzında sizlerle paylaşmak fikirlerinizi ve neler yapabileceğim hakkında önerilerinizi almak istiyorum.

    _____________________________________________________________

    1 yıldır çok büyük sorunlar yaşamakta dertler çekmekteyim. Elbette ki aşk acısı , ama ergence tarzlarda "kıza açılamadım yhaa pff .s.s" gibi değil. Benim olay bambaşka. Anlatsam fena senaryo çıkar yani o derece.

    Öncelikle beni kızlar konusundan anlamayan odunlardan zannetmeyin. Hiç aşk tecrübesi olmamış biriside zannetmeyin , çok sevgilim oldu çok kız arkadaşımda var biliyorum bu işleri. Kızlardan en iyi anlayan erkek tipiyimdir belkide. E aldığım eğitimde bunu gerektirir ki her türlü insanın derdinden anlarım. Arkadaşlarımın sorunlarını çözer mutluluklarını sağlarım , hep yaparım bunu. Fakat kendi derdime bir türlü derman olamam. Başlayalım anlatmaya.

    4 senedir süregelen müthiş bir ilişkim vardı. Fakat bu 4 senenin önceside var tabii , komşu olmamız gereği ufaklıktan beri tanışıyoruz yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmez hep birlikte olurduk. İşte 4 sene önce dedik madem böyleyiz çıkalım biz , öyle başladı bu ilişki. 4 sene boyunca hiç ama hiç sorunumuz olmadı. Aileler birbirlerini tanır , sürekli gelip giderler , biz birbirimizi biliriz falan. Yani şu seneyide çıkarabilsek resmi nişanlıyız öyle düşünün abi (şu sene diyorum çünkü kız benden 1 yaş ufak). Kızı özet geçmem gerekirse; Asterix ve Olimpiyat oyunları'ndaki Helen'i düşünün beyler prenses olan. (Bkz. Helen;https://files.list.co.uk/images/2008/01/31/asterix-1_thumb.jpg ) Şıp demiş burnundan düşmüş beyler saçı kaşı gözü ten rengi falan herşeyi aynı. İsim vermeyeyim fakat isimsizde olmaz , "Aslı" diyelim biz. Aslı bana delicesine aşık , düşkün bi kızdı , bende ona karşı öyle.

    Aslı'yla aramız müthiş , ilişkinin zirve noktasındayız belkide süperiz. Ama bu sene YGS var malum. Bundan 6 ay önce dedim ki "Ben kendimi biraz geri plana atayım , az takılalım. Yoksa çalışmaya vakit bulamicaksın." İtiraz etsede kabul ettirdim. Neyse , aramalarının çoğunu yanıtlamadım , mesajlarında öyle. Sırf telefonu bıraksın dersle ilgilensin diye. Annemi aradı , buluştu , konuştu "Ya ... teyze Serhat neden böyle yapıyo" diye falan. Neyse , benim vizeler bitti. Dedim ki "Usta büyük bişi yapıp gönlünü alayım kırılmış bana belli". Büyük bi pankart yaptırdım "Seni Çok Özledim" diye , güya okulun çıkışına asıcam. Hani hoşuna gidicek sarılcaz falanda filan. Bi arkadaştan yardım istedim , dedim kanka gel yardım et birlikte asalım şunu yalnız beceremem. Oda vefalıymış , benden saklamış ama sonunda söyledi;

    "Kanka Aslı başkasıyla çıkmaya başladı..."

    ||
    ||
    V


    O an deliye döndüm diyebilirim beyler. Başımdan aşağı dökülen kaynar su mu dersiniz lavlarmı aktı dersiniz bilemem ama berbat bi yüz ifadem vardı. O sinirle Aslı'nın bende olan 4 senelik tüm eşyalarını , yazılarını , resimlerini , mektuplarını vs. yaktım yırttım. Evlerinin önüne gidip ateşe verdim işte , gece saat 02.00 (evet buralar biraz ergence olabilir :D ). Arıyorum açmıyo , arıyorum açmıyo. En sonunda uzunca bi mesaj yazıp yolladım. Uyandı , 47 dakika boyunca WhatsApp'ta "yazıyor" ibaresi kaldı. Bir yazmış pir yazmış , okumakla uğraşmadım aradım direk. Ağlamaklı , durgun. Sabaha kadar konuştuk , ben sinirliyim o ağlıyor. Ama pişman olduğuda belli. Ben onu en zor anında yalnız bırakmışım , bu çocuk buna ilgi göstermiş. Buda kendini boşlukta bulunca ona kaymış falanda filan işte. Saat sabah 5.30 oldu , kapat artık git sevgilinin yanına gibisinden laflar sokmaktayım. Hayır diyo seninle konuşmak istiyorum okula gitmicem diyo. Kapadım yüzüne git okuluna dedim. Gitti , ben berbatım. O 1 ay bende uyku olmadı zaten. O gün akşam buluşmak istedi. (İzmirliler bilir) Bostanlı Sahil'de buluştuk. Evimizde orda zaten. Gayet soğuk hallerdeyiz , yüzüme bile bakmıyor. Konuştuk , anlattı , dinledim. Eve yeri gelince hak verdim ama yeri gelincede bağırıp çağırdım. Gözleri şişmişti , ağlıyordu hala. Ve 4 senede anladığım bişey var ki beyler; renkli gözlü kızları ağlatmayın. Gözleri okyanusumdu adeta , kaybolup giderdim içinde mutlu olduğum zaman. Ama şimdi adeta boğulur gibiyim , ağlarken nefes dahi alamıyorum. Karşıyaka'ya geldik , son sözünü söyle ne olacak halimiz dedim. Cevap vermedi , ben gerekli cevabı zaten aldım diyip bastım gittim yanından. Oda arkamdan gelip "Herşey çok güzel olacak" dedi ve uzaklaştı...

    ||
    ||
    V

    Artık beklemekten başka birşey gelmezdi elimden. Beyler bu arada çocuktan bahsedeyim; buraların en pis çevresine sahip , sigaradan ağzı kokan , ağzından küfür eksik olmayan , kavga hır gür seven , alkolü bırakamayan bir tip. VE Aslı bu tiplerden nefret eder , yani tiksinir. Hatta geçen sene ben mezun olmadan önce bu çocuk Aslı'nın arkadaşına asılırken "Amma y*vşak çocuk be her gördüğüne asılıyo" gibisinden şeyler söylemişti. Şimdi gelin görün ki onunla birlikte. Bu çocupu okuldan atılmaktanda ben kurtarmıştım hatta , abi falan demişti bana (İzmir Öğrenci ve Disiplin Kurulu Başkanı olduğumdan bu işler bende. Birinin okuldan okula yollayıp suçlu olanı okuldan atabiliyorum , yetkim bu). Neyse hikayeye dönelim. Boş beklemek istemedim , madem öyle bişeyler yapayım bende dedim. 2 hafta gitmedim okula , çok deli planlar hazırladım. Öncelikle bi video olacaktı , herkesin tek bi kelime söyleyip birleşince anlam kazanacağı. Bunu uğraştım yaptım , ikincisi adına özel eşyalar lazımdı. Aslı yazılı nutellalar , coca colalar , bileklikler vesaire yaptırdım her yerden. Üçüncüsü evin giriş kapısından videoyu izleyeceği odaya kadar (odanın içi dahil) post-it kağıtlarla doldurdum. (İncir Reçeli filmindeki gibi tek bir boşluk dahi kalmadı). Planda şu; annem Aslı'yı gel kadın kadına konuşalım diye çağıracak (ki Aslı annemi çok sever hep gelir bize falan) onlar konuşurken video başlayacak izleyecek falan. Finalde şarkı patlamışken odaya ben giricem , bakalım tutarsa.

    Beyler özelde bi kafadayım , herşey tarihli olsun isterim. Misal; resmi olarak çıkma tarihimiz 10.10.10'dur. Bu videoda özel olsun , bi milat olsun diye 11.12.13 tarihine denk getirdim , yani çarşamba. Ha bu esnada çocuktan ayrıldı , buda yeni bi haber. Yani bize sap birisi olarak gelecek , aman ne güzel (!)

    (BU ARADA VİDEOYU İSTEYENE ÖZELDEN ATABİLİRİM , YOUTUBE'DA YÜKLÜ)

    Geldi , plan tıkır tıkır işledi , videoyu izledi , kağıtları görünce gözleri doldu , videoda zaten ağladı. Final kısmında odaya ben girdim , diyorum heralde boynuma sarılacak ve herşey düzelecek. Ama hiçbir şey öyle olmadı. Odaya girdim , gözleri yine şişti , ağlıyordu. Ama yerinden kalkmadı. Ben geçtim oturdum odaya , o ayağa kalktı ve "Herşey bu kadar kolaymı" dedi. Başladı duvarlardaki kağıtları tek tek okumaya. Okudu , okudu ve okudu. En sonunda oturdu karşıma ve yine konuşmaya başladık. Herşeyi konuştuk , çocuğu zaten sevmediğini yalnızca ilgisi iyi geldiği için çıktığını söyledi. Peki biz dedim , biz ne olucaz ? Yanıt vermedi , ağladı. Videoyu tekrar izlemek istedi. Tekrar izledik , tekrar ağladı. Ayağa kalktım , buraya benim için gelmedin durmamın önemide yok dedim. Giderken gitme yanımda kal dedi ve elini uzattı. Dayanamadım elini tuttum , ayağa kalktı ve hışımla boynuma sarıldı. Huzurun , mutluluğun , aşkın eviydi belkide bu an. Ne mutlu bir an ! SArıldı öptü , aylardır bunu istiyodum dedi , gözlerimin içine baktı , eskisi gibi olduk. Ee peki ne olacak dedim senden zaman istiyorum dedi. Sinirlendim , onu annemlerle bırakıp evi terkettim , kafam dağılsın diye sahile gittim. DEfalarca kez aradı eve gel artık üşüteceksin diye. Eve gittim , konuşur sandım ama olmadı. Annemle konuştu , yanıma gelip herşey için çok teşekkür ettiğini söyledi , annemi sarılıp öptü ve bana bakmadan çekip gitti. İşte yine bitiş , işte yine hüsran...

    ||
    ||
    V


    Aradan zaman geçti , pazar günü oldu. Yine sahildeyim , eskileri yağdediyorum. Acım taze , yaram henüz kabuk tutmadı; biraz dağlamam gerek. Aslı'nın en yakın arkadaşından mesaj geldi. Onada Zeynep diyelim. Zeynep'le aramız çok iyiydi , fakat kız bi anda nefret etmeye başladı benden sebebini bilmediğim halde. Neyse bi ton saçlamadı Aslı'nın peşini bırak falanda filan. Güzel güzel cevapları verip susturdum , Aslı mutlu olacaksa benim yanımda olacak merak etme dedim. Oda "daha çok beklersin" diyerek ağzımın payını şu kısa , basit ve lakait cümleyle vermeyi başardı. Bu arada anlamışta oluyoruz ki; çocuğu Aslı'nın üzerine salan Zeynep'miş , sırf benden uzak kalsın diye. Başardıda. Yılanın başı , derdimin en tepesi lanet kız !

    Pazartesi oldu , Aslı benimle konuşmak istedi. Dedim "Zaman doldu" , tamamen ayrılmaya geliyor. Çünkü Zeynep bi ton doldurmuştur benim hakkımda kızı. Karşıyaka Sahil'de en sevdiği kıyafetleri giyip gittim koyuldum beklemeye. Oda gelmişti benden birkaç dakika sonra yine beni büyülercesine. Fakat bu sefer oda mutluydu , gülüyordu ve bana iyi davranıyordu. Sahil boyunca hafif tartışmalı ama gülerek yürüdük , sahil sonunda sarılıp öpüştük. Sonrasında ağladı tabii ama dedim aman yeaa ben herşeye razıyım düzelticem artık. Dedim heralde barıştık biz , el ele yürümeler kol kola gezmeler falan öyle bi haldeyiz çünkü. Bu arada anneminde şöyle bi huyu vardır; bana ulaşamayınca Aslı'yı arar , bilir bir arada olduğumuzu çünkü. Yine aynı şey oldu , Aslı'yı aradı. Konuştuk falan dedim herşey yolunda kapatabilirsin. Telefonu kapattım , ekrana bi baktım bi sürü mesaj çocuktan. Çocuğun adıda Abdül olsun :D Abdülden bi ton mesaj; Aslı yarın ne sınavı var , Aslı ordamısın , Aslı cevap verir misin , Aslı sınava çalışıcam hadi vb.

    Sinirlendim ama dedim "sakin ol ya , nede olsa düzelicek. Bozma bu anı". Bu esnada o gün Aslı'nın annesinin doğum günü. Çok sever beni xxx teyzem. Neyse Aslı çanta alıcakmış Koton'dan bende bari bi cüzdan alayımda takım olsun dedim. Önce bi cafeye gittik kahveler tatlılar birbirimize yedirmeler falan nasıl mutluyuz anlatamam beyler. Ordanda el ele kol kola alışverişi yapıp geldik evin önüne. Göz göze dip dibeyiz. Yine kayboluyorum gözlerindeki okyanusta , yüzme bilmek ne fayda; öyle dalgalı bakıyor ki kurtulabilmek mümkün değil derin aşkından. Öptüm , oda karşılık verdi (e 4 sene olm :D ). E nolcak şimdi dedim , yeniden zaman istedi. Sinirlendim , başımı öne eğmişken başımı kaldırdı yanağımı sıktı falan filan güle güle vedalaşıp dağıldık evlere.

    4 gün boyunca mesajda falan güzel devam etti gidişat , mutluyduk. Geldik cuma gününe. Güzel bi günaydın mesajı atmıştım i ama iletilmedi. Anladım telefonu kapadığını , çünkü Zeynep'le buluşacaktı bugün , bi pislik yapacak Zeynep , dikkatli olmak gerek. Akşam oldu , Aslı yazmaya başladı "Serhat seninle konuşmam gereken bişey var." İçim titredi , anladım bişeyler olduğunu; "Tabii" dedim. Ve o yıkıcı mesaj yeniden ekranımda belirdi;

    "Biz Abdül'le barıştık..."

    ||
    ||
    V


    Yine aynı his , yine aynı acı; ama bu sefer daha derinden , daha bir acı.

    Aradım , mesaj attım , cevap vermedi. Açmaması gerektiğini , açıp sesimi duyunca daha kötü olacağını söyledi. Bende içimde ne varsa uzunca yazdım bi mesajda. Ama devasa bi mesaj , çok uzundu. Tüm aşkımı , tüm hırsımı döktüm oraya. İşin garibi oda benden uzun bi şekilde cevapladı , oda çok uzundu. Mesaj aklıma geldiğinde hala gözlerim dolar şimdi olduğu gibi. Hikayemin orada bittiğini anladım.

    Çok haberleri geldi o günden sonra ilk hafta çok mutlular çok iyi anlaşıyolar gibisinden. Lanet ettim hepsine , birlikte aldığımız bi defter vardı Aslı'yla. Güya biz yazıp biz okuyacaktık , anı olacaktı. Beni bu hayatta yalnız bırakınca bende yalnız yazdım bu deftere. Önce tarihi tarihine neler yaşadığımı yazdım onsuz geçen günlerimde. Sonrasında 10.10.10'dan bu güne ne yaptık ne ettik günü gününe saati saatie bir hikaye gibi yazdım. Kafa fil gibi , konu Aslı olunca herşeyi hatırlıyorum. Yazdımda yazdım , bayağa birikti sayfalar defter bitmek üzere. Tabii sayfaları bizden anılarla süsledim; birlikte oturduğumuz kafenin fişi var o konudaki sayfanın arasında , bi sonraki sayfada fotoğrafımız , şakalar şukalar doldurdum. Hem hüzün hem mutluluk hemde anı doluydu defter. Çok iyiydi. İşte ayrılık anına kadar yazdım defteri. En sonunda da bi veda yazısı. Bu esnada zaman geçmiş geçmiş olmuş Şubat ayı. Bu esnada hala haberleri geliyor bana; her tenefüs kavga ediyolar , hiçbir konuda anlaşamıyolar , kavgala tartışma küfür kıyamet falan. Oh diyorum , anlicaksın pişmanlığını. Şubatın 8'i falan. Aslı'yla benim aracım olan kişiden haber geldi , onunda adı Selin olsun. Selin'le buluşmuşlar o gün. Anlatmışta anlatmış beni "Ben Serhat'ı çok özledim , eskiye dönsek keşke , konuşmak istesek beni istermi acaba , off napıcam ben bu Abdül denen çocukla" falanda filan. Dedim madem öyle ben bu yazdığım defteri sevgililer gününde yollayayım vurgun olsun aklı başına gelsin. Şehir dışındayım o sıralar , kargoyla yolladım defteri buna. Ağlamış , sızlamış derbeder olmuş falan. Ama bi yanıt varmı deftere , tabiiki yok. Çocukla kavga etseler dahi yola devam. Selin'e aratmış benimle konuşması için , Selin benimle konuşuyo "Canım nasılsın" falan diye , arkada Aslı'nın sesi var. Şunu sor bunu sor diye yönlendiriyo. Telefon kapandıktan sonra da demiş ki; YGS'den sonra herşey düzelecek.

    Ben sadece beklemeye koyuldum. Ama her anımda , her olayımda Aslı var. Dayanamıyorum beyler kafaları yicem yani nereye baksam Aslı. Yani çok zor bi durum , benim yatağımın karşısındaki duvarda Aslı'nın birlikte çekildiğimiz fotoğrafları doluydu , her gece yatarken bunlara bakar uyurdum. Ama artık o duvar boş. Hatta acı olan şudur ki başımı yaslayıp uyuduğum yatakta zamanında Aslı'yla birlikte uyumuşluğumuz var , en acı olayda budur benim için zaten. Gezdiğimiz tozduğumuz yerlerden geçerken yaşadıklarımı saymıyorum bile , o ayrı bi travma.

    YGS'den önceki güne kadar haber alamadım bunlardan , almayıda istemedim doğrusu. Beyler benim hislerim çok kuvvetlidir. Kötü hissediyosam o gün mutlaka bişi olur. Spor salonundaki antremanım bittikten sonra az sahile çıkıp hava alayım dedim , koyuldum sahil yoluna. Ya güneş vuruyo göremiyorum , karşıdan 2 kişi geliyo ama çıkaramadım. Bi baktım Aslı'yla Abdül. Abi elim ayağım titremeye başladı o anda , ne yapsam boş yani. Abdül farketti beni , Aslı elinde telefonla ilgileniyo Abdül'ün anlattıklarını taktığı yok. Abdül beni farkedince Aslı'yı dürttü , aslı başını kaldırıp beni görünce dondu kaldı , telefon falan güm zaten. Yanlarından bende telefonla konuşarak geçtim , ama nasıl bi korku bi his anlatamam. Sinirde var hüzünde. Çocuğa dalamam , suçu yok. Hem dalarsam gözünde daha küçük duruma düşerim. Neyse geçtim , giderken arkama döndüm baktım bunlar hala dönmüş bana bakıyolar. Eve gider gitmez ilişki yapmışlar , bide birlikte fotoğraf koymuşlar bana nispet yapar gibi. Evet biraz bozuldum , koydu falan ama takmamaya çalıştım. Ertesi gün YGS zaten , bu bana YGS'den sonra herşey düzelcek derken atacağı son kazıktan bahsetmiş olmalı (!)

    YGS oldu geçti , aradan 1 hafta geçti o zaman açıklandı zaten biliyosunuz. Ertesi hafta cumartesi günü. Kızlar ısrar etti dışarı çıkmak istiyolar benimle (kız ortamında da havam vardır hanny :D espiriler falan var diye çok isterler beni) Neyse geldik buluşma yerine benim telefon susmuyo hani geliyoruz nerdesiniz diye aramak sormak için. Neyse herkes geldi , bizim eküri tamam. Benim telefon yine çaldı. Herkes burdaysa kim bu ya dedim , baktım ekranda arayan o isim;
    "Aslı"

    ||
    ||
    V


    Açmadım , açamadım; cesaretim yoktu. Kızlar yüzümdeki değişimi farketmiş olmalılar ki başıma üşütüler kim o kim o diye. Neyse , kapandı bi daha aradı. Yine açmadım. Daha sonra arkadaşları tek tek aramaya başladı. Onlarıda açmadım. Kızlarla gittik mekana , takıldık eğlendik falan ama aklımda hep o. Acaba ne oldu , neden aradı sorusu zaten kol geziyor beynimde. En sonunda alkolünde etkisi olacak ki aramaya cesaret ettim , aradım. Çocukluğumdan bu yana , son 4 senede de resmileşen hayatımın anlamı olmuş; fakat 4 ay önce tek bir kelime dahi etmeden basit bir mesajla beni terketmiş kişi şimdi telefonumun ucundaydı. İşte o an anladım her ne kadar zor olsada;
    "Basit insanlar basit şekilde çıkar hayatımızdan..."

    Açtı telefonu , sesi ağlamaklıydı. Konuştuk , anlattı. YGS'de barajı dahi aşamamış; onca dersaneye kursa özel hocalara rağmen. Tamam denemelerde iyiydi ama ben ona ve tüm arkadaşlarına demiştim ben yokken Aslı başaramaz diye. Başaramamıştıda. Kendisinede söyledim bunları , haklısın dedi. Peki neden aradın dedim , ben ona iyi gelecek tek şeymişim , benimle konuşmak onu rahatlatır onu mutlu edermiş olay buymuş yani. Yani işi düşünce arama mevzusuna getiriyo beyler sizin anlayacağınız. Neyse tamam falan dedim , mutlu olacağı şeyleri söyleyip geçiştirerek "yanında olmasını istediğin kişiyi ara o seni mutlu eder" lafınıda sokarak telefonu kapattım.

    Aradan 2 gün geçti , aklım onda. Selin'e mesaj atsammı napsam , o cephede durumlar nasıl diye sordum. Oda "Aslı ağlayarak anlatıyo senden mesaj bekliyo arasa çok iyi olur falan diyo. Çok iyi gelirmişsin ona" demeler falan. He dedim işi bana düştü biraz daha gideyim üstüne. Ben mesaj attım o aradı. Başlarda mutlu mesut konuştuk gülmeler falan. Sonrasında eski konuları açıp damarına bastım biraz. Yine ağlamaya başladı , sinirlendide. (Bu arada farkettim beyler benim hatunda ne sulu gözlüymüş :D ) Dahada fazla sinirlendirip telefonu yüzüne kapadım. Ardından gece boyunca defalarca kez aramalar , mesajlar. Yanıt vermedim , aksine telefonu kapattım. Neymiş; konuşmalarımızı yanlış anlamamam lazımmış , o benimle arkadaşça konuşuyomuş. Yahu daha ne kadar batacaksın sus. Ertesi gün telefonu açtığımda 70 küsür mesaj bi o kadarda sayısız arama vardı. Aradım , anlat derdini dedim. Titrek bir ses tonuyla anlattı , tamam dedim. Ama bu sefer benim sesim titredi. Koydu be abi napalım. Neyse , ihtiyacın olduğunda beni ararsın Serhat , seni o gün aramam hataydı dedi. Bende bana ihtiyacı olan sensin Aslı arayacak olanda sensin emin ol dedim kapadım. O andan sonra ne arayan oldu ne de soran. Tek bir haberini dahi almadım.

    BU olaylardan sonra bide ayrılık yaşamış bunlar;

    Berk diye bi arkadaş var bizim. İyide çocuktur , acil paraya sıkışmış heralde. Lisede züğürt işi herkesten 50 kuruş topluyomuş. Söz yarın istersen 5 lira veririm ama bugün bi 50 kuruş ver diyerek alıyomuş paraları. Sıra gelmiş Abdül'e. Abdül'de "Benim kendime param yok sanamı vericem yeaa" tarzı bişeyler söylemiş. Berk Aslı'nın yanına gelip aynı teklifi onada sunmuş. (Bu arada Aslı'nın ailesi çok zengin beyler hani apartmanlar dükkanlar beyaz eşya mağazaları çeyizciler falan deli para dönüyo) Aslı'da vermiş bir iki bişiler. Berk demiş "Ya Abdül'de de varmı bi sorsana" Aslı'da çantasında olucaktı para ama sor ona göre demiş. Abdül'e gelip "Ya olm varmış paran versene işte" gibisinden ısrarda bulununda Abdül'de sinirlenip Aslı'ya patlamış "Ya sen s*lak mısın , benim paramın muhasebesini milletemi söylüyosun g**zekalı. Deli ettin bak he" falan gibisinden. Aslı'da alıngandır , bozulmuş bu konuya bağırmış buda "Haftasonları her gece çıkıp kızlarla gezmeyi para yemeyi biliyosunda çocuğa mı yardım edemiyosun. Hayır benim öncedende ilişkim oldu , Serhat'la dışarı çıktığımızda gezer tozar kafelerde oturur vakit geçirirdik. Seninle anca sokakları turluyoruz böyle şeymi olur" diyerekten. Abdül'de sınıfın ortasında bağırarak "S***ir git o zaman Serhat'ın yanına" demiş. Ağlamaya başlamış tabiiki bizimki (yine) o akşamda ayrılık gerçekleşmiş. Ama işin saçma olan kısmı ertesi gün yine barışmışlar. Ne hoş dimi...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi XenoLeS -- 27 Aralık 2014; 10:32:01 >







  • Başlıyorum o halde , ilk mesajdan editleyerek yürüyorum. Okuyanlara şimdiden teşekkürler olsun...
  • Karaktersizin birine denk gelmişin karşim.

    Ha alayı mı böyle?
    Elbette değil.

    Ama alayında bu tarz eğilimler var.

    Bu yaşadığın yıkmasın seni.

    Tam tersine küllerinden yeniden doğ.

    Kendini sev,yaşadığın herşeyden ders çıkarmayı bil.

    Ve...

    Hiçbir kadını kendisinden çok düşünme..

    Babalığını çocuğuna yap sevgiline eşine deği.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Abba sever kullanıcısına yanıt
    Yeni bölümü ekledim dostum
  • Eğer kankanız doğru söylüyorsa gerçekten çok acı verici bir şey olmalı. Ama bence onu kendinizden uzaklaştırmaya çalışmakla yanlışı siz yapmışsınız. İyi bir niyetiniz olduğunu anlıyoruz fakat kendinizi bayağı bir geri atmışsınız belli ki.

    Kızın da sizden bu kadar kolay kopması şaşırtıcı bir durum.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-63DBB8E76 -- 26 Aralık 2014; 16:06:21 >
  • Yeni bölüm eklenmiştir
  • bakarım
  • Okuduktan sonra yorumunu bekliyorum üstad , devam edicem yazmaya...
  • Yeni bölümü ekledim dostlar
  • Okudum. Kız milletine güven olmuyor onuda pekiştirmiş olduk.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yeni bölüm eklendi dostlar , iyi okumalar
  • Devamını bekliyoruz.
  • Yeni ve son bölüm eklenmiştir
  • Boşver gitsin kafaya takmaya bile değmez

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Ne ara okudun hocam :D
  • Hocam daha uzun yazsan ?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • sunti_ S kullanıcısına yanıt
    Neden hocam hayırdır , hikaye yetmedi mi ki sana ? :)
  • CSB ama okutturuyor kendini

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yaşananlar hocam. Anlatmak , yazmak , hatırlamak benimde canımı çok sıkıyor ama bu şekilde hafifletiyorum biraz kafamı...
  • XenoLeS kullanıcısına yanıt
    boş ver okızı içini acıtma hayat güzel kardeşim aşşık olma




    demesi kolay tabiki oyüzden nedenir bilmiylorum
  • 
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.