Bildirim
Başkent Üniversitesi Topluluğu
Samsung Galaxy S24 Ultra 17,3 cm (6,8") 12 GB 256 GB Çift SIM Gri 5000 mAh : Amazon.com.tr: Elektronik
https://www.amazon.com.tr/dp/B0CNKGPSBM
7 sa. önce paylaşıldı
Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar:
Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
Giriş
Mesaj
-
-
Vakıf üniversiteleri içinde ilk 5'e rahat girebilecek bir okuldur bu.
KanalB'de çok düzgün bir kanal bence.
10 sene sonra çok daha kaliteli bir okul olup, çok daha fazla ismi geçer Başkent'in. -
bende bu sene hukuk bölümüne geliyorum 310 puanım vardı iyimi ettim kötümü ettim bilemiyorum -
Başkent'in hukuk bölümü zordur, haberin olsun.
4 senede çıkma ihtimalin düşük, çok çalışırsan ayrı tabi ama herşey çalışmakla olmuyor. -
pekı bu unı de burs olayları nasıl oluyo yarım burs var mı -
zaten hazırlık var en iyi ihtimal 5 yıl:D ama kalmasam iyi olur -
quote:
Orjinalden alıntı: .IsTanBul.
pekı bu unı de burs olayları nasıl oluyo yarım burs var mı
Başkent Üniversitesi şuan bir kaç bölüm hariç tam burs vermiyor zaten %50 ve %25 lik burslara sahip.. -
Hukuk olarak'da Türkiye'de çok iyi bir yere sahiptir Başkent Üniversitesi vakıf üniversiteleri arasında hukuk konusunda uzman olan 3 okul vardır zaten onlarda Bilkent - Başkent ve Çankaya Üniversitesi bu üniversitelerinde 3'üde Ankarada galiba memur kenti olmasının getirdiği bi artı olsa gerek :) -
ben baskenti seçerken ticaret için kurulmuş bir vakıf üniversitesi olmadığını düşünüyordum özellikle hukuk için bi araştrıma yapmıştım ordan mezun tandıklar vardı ankaranın en iyi hukuk fakultesi baskenttir diyorlardı
ama sımdı baskentle ılgılı kulagıma bazı seyler geldı para ıcın herseyı yapıyorlarmıs mesela benım yatay gecıs hayalım var gecmemem ıcın kasıtlı not dusurmeler bıldımız tıcret unıler gıbı kasıtlı yaz okuluna bırakmak gıbı dogrumudur bunlar?
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi jimijimi -- 17 Ağustos 2008; 17:22:28 > -
baskent unıversıtesı hakında gecen gun televızyonlarda da ızledıgım bır haberı nettede buldum buyrun;
Mehmet Haberal'ın Başkent Üniversitesi'ne verilen kredilerde usulsüzlük tespit edildi. Avrupa Sosyal Kalkınma Fonu kredisini Avro olarak geri ödeyen devlet, Haberal'dan TL tahsil edince, 27 milyon dolarlık fark Hazine'nin üstüne kaldı.
Ulusalcı çevrelere ve siyasetteki yeni oluşumlara öncülük etmesiyle gündeme gelen Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın hızlı yükselişi, Hazine kontrolörleri raporuna yansıdı. Üç yıl önce hazırlanan ve Aksiyon'un ele geçirdiği Hazine Müsteşarlığı'nın 26 Temmuz 2005 tarihli ve 71-8 sayılı inceleme raporuna göre, Haberal'ın sahibi ve rektörü olduğu Başkent Üniversitesi ile Hastanesi için Hazine'den verilen kredilerde usulsüzlük yapıldığı belirlendi. Raporlar, 1995-1996 yıllarında Başkent Üniversitesi'nin iki ayrı projesine (hastane ve kampus) dönemin iki bakanının onayı ile usulsüz kredi kullandırıldığını ortaya koyuyor.
Raporun tespitlerine göre, Hazine Müsteşarlığı üniversite için Avrupa Konseyi Sosyal Kalkınma Fonu'ndan aldığı kredileri Avro olarak geri öderken, üniversite devlete Türk Lirası üzerinden ödeme yapmış. Uluslararası anlaşmalara aykırı yapılan bu uygulama devleti büyük bir yük altına sokmuş. Rapora göre, iki proje için farklı para birimleri üzerinden kredilendirme yapılması yüzünden devlet 27 milyon doların üzerinde zarara uğramış. Raporda kredileri usulsüz kullandıran ve onay verenlerle ilgili TCK 257'den, yani görevi ihmalden soruşturma ve cezai takibat da istenmiş. Ancak zaman aşımına girdiği için dönemin yöneticileriyle ilgili hiçbir şey yapılamamış. İddiaları sorduğumuz Haberal, usulsüz kredi devriyle ilgili suçlamaları reddediyor: "Hodri meydan! İstedikleri belgeyi ortaya koysunlar."
Geçtiğimiz yıllarda uygulama oteli için verilen orman arazisine sahte raporla ticari otel yaptığı iddiaları ortaya atılan Haberal, bu kez Hazine arazisine yine Hazine'den aldığı kredilerle kurduğu üniversite için hazırlanan raporla gündemde. Türkiye Organ Nakli ve Yanık Tedavi Vakfı ile Haberal Eğitim Vakfı'nın birleşmesiyle (14 Eylül 1993) kurduğu Başkent Üniversitesi'nin ardından Türkiye'nin birçok yerine sağlık tesisi açan Mehmet Haberal'ın devletten aldığı krediler incelemeye alındı. Dönemin Hazine'den sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan'ın izniyle geriye dönük yapılan Başkent Üniversitesi incelemesinde, devlet kaynaklarının usulsüz şekilde kullanıldığı ifade edildi. Hazine kontrolörleri raporuna yansıyan bilgilere göre, Hazine arazisi üzerine kurulan Başkent Üniversitesi'nin kredilendirme serüveni şöyle yaşanmış:
KREDİ SERÜVENİ İKİ BAKANIN İMZASIYLA BAŞLAMIŞ
1995-1996 yıllarını kapsayan kredilendirme hadiselerinin başlangıcı, birden fazla ve farklı kanalla kamu bankalarından gerçekleştirilen kredi taleplerine dayanıyor. Başkent Üniversitesi'nin hastane projesi için talep ettiği krediler, ilk olarak dönemin Maliye ve Gümrük Bakanı İsmet Atilla'nın 15 Mart 1995 tarihli (95/338 sayılı) onayıyla Türkiye Vakıflar Bankası aracılığıyla yüzde 55'lik faiz ile kullandırılması şartıyla kabul edilmiş. Ancak Vakıflar Bankası'nın 'üniversitenin mali gücünün yetersizliği ve yeterli teminat gösterememesi nedeniyle bankayı döviz kuru riskiyle karşı karşıya bırakacağı' tespiti üzerine risk garantili olarak aracılığı kabul etmiş. Bunun üzerine üniversite Mart 1995'te Hazine Müsteşarlığı'na krediye aracılık edecek banka şubesinin İş Bankası Yenişehir Şubesi olacağını bildirmiş. Bu yeni durum için de aynı bakanlıktan 24 Mart 1995 tarihli onayla aracılık talep edilmiş. İş Bankası da bunu kabul etmemiş. Bu kez Devlet Bakanı Aykon Doğan'ın 28 Mart 1995 tarihli (95/435 sayılı) onayıyla faiz oranı yıllık yüzde 55 olmak üzere aracı bankanın Halk Bankası olması kararlaştırılmış. Dönemin Halk Bankası yetkilileri ise 'Hazine Müsteşarlığı tarafından kredinin FON'a geri ödemeleri için garanti verilmesi; müsteşarlıkça kabul edilebilir teminatlar almak kaydıyla' kredinin kullanımına aracılık edecek ve garantör banka olacaklarnı bildirmiş.
Buraya kadar normal bir prosedürle işleyen kredi talepleri; Aykon Doğan imzalı 8 Nisan 1995 tarih ve 95/481 sayılı bakan onayı ile farklı bir mecraya girmiş. Çünkü 10 gün gibi kısa bir süre içinde kredilerin geri ödemesinde geçerli olacak yıllık faiz oranı yüzde 55'lerden yüzde 30'a düşürülmüş. Üstelik Hazine zararına neden olan bu değişikliğin yasal nedenini gösteren herhangi bir gerekçe belirtilmemiş.
Başkent Üniversitesi'nin ikinci kredi başvurusu (kampus projesi) ise bu kabulden birkaç hafta sonra (28 Nisan 1995 tarih 95/481 sayılı) bakan onayıyla (İsmet Atilla) benzer şartlarda kabul edilmiş. Kampus projesi için Avrupa Konseyi Sosyal Kalkınma Fonu'ndan sağlanan kredinin TL olarak Türkiye Halk Bankası aracılığıyla kullandırılması ve faiz oranının yine yüzde 30 olması kabul edilmiş.
ECU ÜZERİNDEN ALINAN KREDİ YÜZDE 30 SABİT FAİZLE TL ÜZERİNDEN NASIL KULLANDIRILDI?
Bu çerçevede üniversiteye hastane projesi için 25.5 milyon dolar, kampus projesi için 13.2 milyon dolarlık krediler TL üzerinden sabit faizle kullandırılmış. Üniversitenin kredilerin karşılığı olarak 25.6 milyon dolar ödemede bulunacağı öngörülmüş; ancak değişken faiz oranlarında alınan kredinin Avrupa FONU'na geri ödemesi 52.7 milyon doları bulmuş. Yani üniversite ve hastane kurulması amacıyla Haberal'ın talebi doğrultusunda Avrupa Konseyi Sosyal Kalkınma Fonu'ndan alınan krediler nedeniyle 27 milyon doları aşan Hazine zararı oluşmuş.
"Üniversiteye kredi kullandırılmasının 3 farklı yönden aykırılık teşkil ettiği ve bu nedenle Hazine zararına sebebiyet verildiği anlaşılmıştır." cümleleriyle biten raporun sonuç kısmında şu tespitler yapılmış.
Tespit 1: Uluslararası anlaşma olması nedeniyle kredinin FON'la mutabakat sağlandıktan sonra Bakanlar Kurulu ve Cumhurbaşkanı onayı ile temini gerekirken, 1995-1996 dönemi kullandırılan kredilerin faiz oranları Bakan onayı ile Hazine zararına neden olacak şekilde değiştirilmiş.
Tespit 2: Mart, Temmuz, Ekim 1995'te yapılan anlaşmalar gereği ECU üzerinden yüzde 8,91, 7,98 ve 7,86 oranındaki faizlerle alınan krediler Türk Lirası üzerinden üniversiteye devredilmiş. Oysa aynı üniversiteye 1997-2000 yılları arasında kullandırılan kredilerde ilgili kanun ve anlaşmalara riayet edilmiş. 1995-96'da kullandırılan kredilerde FON ile yapılmış anlaşmalarda belirtilen para birimi ve faiz oranları (ECU) yerine Bütçe Kanunu'nun 38-b maddesine aykırı şekilde Türk Lirası üzerinden yıllık sabit yüzde 30 faiz ile kullandırılmış; bu nedenle Hazine 27 milyon doların üzerinde zarara uğratılmış.
MÜFETTİŞLER ZAMAN AŞIMI NEDENİYLE CEZAİ TAKİBAT YAPAMAMIŞ
Tespit 3: Kredi başvurularında öngörüldüğü miktarda yatırım yapılması (123 milyon dolar öz yatırım 3 yılda proje bitirme belirtildiği hâlde) ve geri ödemelerin gerektiği şekilde yerine getirilmesi hususunda yeterliliği bulunmamasına karşın üniversiteye 61.5 milyon dolar gibi yüksek tutarda kredi kullandirilmis.
http://www.habervakti.com/detay.asp?id=53347&kat=T%C3%BCrkiye
-
quote:
Orjinalden alıntı: deadboy2
ben baskenti seçerken ticaret için kurulmuş bir vakıf üniversitesi olmadığını düşünüyordum özellikle hukuk için bi araştrıma yapmıştım ordan mezun tandıklar vardı ankaranın en iyi hukuk fakultesi baskenttir diyorlardı
ama sımdı baskentle ılgılı kulagıma bazı seyler geldı para ıcın herseyı yapıyorlarmıs mesela benım yatay gecıs hayalım var gecmemem ıcın kasıtlı not dusurmeler bıldımız tıcret unıler gıbı kasıtlı yaz okuluna bırakmak gıbı dogrumudur bunlar?
Ben Başkent Üniversitesinde %50 burslu okuyorum ve emin olki o söylenenlerin hepsi yalan arkadaşım. Ha tamam tamamen parayı hiç umursamaz demiyorum parayı çok sever ama iyi olan öğrnciyede hakkını verir. Bende girmeden önce sana o denilenleri duydum ama okula girdiğimde tam tersini gördüm tüm hocalar yardımcı olmak için ellerinden gelen herşeyi yapıyorlar. Hazırlıkta yarısından çoğu kalır mesela genelde hepside okula suç atar yok geçirmiyo falan diye ama hiç alakası yoktur ben ve benim bütün arkadaşlarım tek sınav hakkıyla geçtik hazırlığı ve çevremdeki hiç kimsede öyle çok çalışkan insanlar değillerdi ama dersleri adam gibi dinleyen sınavdanda 1 hafta önce adam gibi çalışan adamlardı. Yani sonuç olarak diyeceğim şudur ki bu tür söylentilere inanma sen kendi çalışmana bak çalışırsan kimse seni tutamaz öyle sırf sınıf geçmesin diye yönetimin baskısıyla not düşürme falan filan yoktur ha hiç mi yok illaki var ama her okulda olduğu kadar var nasıl devlet okullarında dahi problemli hocalar olur o tür hocalar var tabiki ama bununda okul politikasıyla yada Mehmet Haberal la hiç alakası yok.
-
quote:
Orjinalden alıntı: dozdoz
baskent unıversıtesı hakında gecen gun televızyonlarda da ızledıgım bır haberı nettede buldum buyrun;
Mehmet Haberal'ın Başkent Üniversitesi'ne verilen kredilerde usulsüzlük tespit edildi. Avrupa Sosyal Kalkınma Fonu kredisini Avro olarak geri ödeyen devlet, Haberal'dan TL tahsil edince, 27 milyon dolarlık fark Hazine'nin üstüne kaldı.
Ulusalcı çevrelere ve siyasetteki yeni oluşumlara öncülük etmesiyle gündeme gelen Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın hızlı yükselişi, Hazine kontrolörleri raporuna yansıdı. Üç yıl önce hazırlanan ve Aksiyon'un ele geçirdiği Hazine Müsteşarlığı'nın 26 Temmuz 2005 tarihli ve 71-8 sayılı inceleme raporuna göre, Haberal'ın sahibi ve rektörü olduğu Başkent Üniversitesi ile Hastanesi için Hazine'den verilen kredilerde usulsüzlük yapıldığı belirlendi. Raporlar, 1995-1996 yıllarında Başkent Üniversitesi'nin iki ayrı projesine (hastane ve kampus) dönemin iki bakanının onayı ile usulsüz kredi kullandırıldığını ortaya koyuyor.
Raporun tespitlerine göre, Hazine Müsteşarlığı üniversite için Avrupa Konseyi Sosyal Kalkınma Fonu'ndan aldığı kredileri Avro olarak geri öderken, üniversite devlete Türk Lirası üzerinden ödeme yapmış. Uluslararası anlaşmalara aykırı yapılan bu uygulama devleti büyük bir yük altına sokmuş. Rapora göre, iki proje için farklı para birimleri üzerinden kredilendirme yapılması yüzünden devlet 27 milyon doların üzerinde zarara uğramış. Raporda kredileri usulsüz kullandıran ve onay verenlerle ilgili TCK 257'den, yani görevi ihmalden soruşturma ve cezai takibat da istenmiş. Ancak zaman aşımına girdiği için dönemin yöneticileriyle ilgili hiçbir şey yapılamamış. İddiaları sorduğumuz Haberal, usulsüz kredi devriyle ilgili suçlamaları reddediyor: "Hodri meydan! İstedikleri belgeyi ortaya koysunlar."
Geçtiğimiz yıllarda uygulama oteli için verilen orman arazisine sahte raporla ticari otel yaptığı iddiaları ortaya atılan Haberal, bu kez Hazine arazisine yine Hazine'den aldığı kredilerle kurduğu üniversite için hazırlanan raporla gündemde. Türkiye Organ Nakli ve Yanık Tedavi Vakfı ile Haberal Eğitim Vakfı'nın birleşmesiyle (14 Eylül 1993) kurduğu Başkent Üniversitesi'nin ardından Türkiye'nin birçok yerine sağlık tesisi açan Mehmet Haberal'ın devletten aldığı krediler incelemeye alındı. Dönemin Hazine'den sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan'ın izniyle geriye dönük yapılan Başkent Üniversitesi incelemesinde, devlet kaynaklarının usulsüz şekilde kullanıldığı ifade edildi. Hazine kontrolörleri raporuna yansıyan bilgilere göre, Hazine arazisi üzerine kurulan Başkent Üniversitesi'nin kredilendirme serüveni şöyle yaşanmış:
KREDİ SERÜVENİ İKİ BAKANIN İMZASIYLA BAŞLAMIŞ
1995-1996 yıllarını kapsayan kredilendirme hadiselerinin başlangıcı, birden fazla ve farklı kanalla kamu bankalarından gerçekleştirilen kredi taleplerine dayanıyor. Başkent Üniversitesi'nin hastane projesi için talep ettiği krediler, ilk olarak dönemin Maliye ve Gümrük Bakanı İsmet Atilla'nın 15 Mart 1995 tarihli (95/338 sayılı) onayıyla Türkiye Vakıflar Bankası aracılığıyla yüzde 55'lik faiz ile kullandırılması şartıyla kabul edilmiş. Ancak Vakıflar Bankası'nın 'üniversitenin mali gücünün yetersizliği ve yeterli teminat gösterememesi nedeniyle bankayı döviz kuru riskiyle karşı karşıya bırakacağı' tespiti üzerine risk garantili olarak aracılığı kabul etmiş. Bunun üzerine üniversite Mart 1995'te Hazine Müsteşarlığı'na krediye aracılık edecek banka şubesinin İş Bankası Yenişehir Şubesi olacağını bildirmiş. Bu yeni durum için de aynı bakanlıktan 24 Mart 1995 tarihli onayla aracılık talep edilmiş. İş Bankası da bunu kabul etmemiş. Bu kez Devlet Bakanı Aykon Doğan'ın 28 Mart 1995 tarihli (95/435 sayılı) onayıyla faiz oranı yıllık yüzde 55 olmak üzere aracı bankanın Halk Bankası olması kararlaştırılmış. Dönemin Halk Bankası yetkilileri ise 'Hazine Müsteşarlığı tarafından kredinin FON'a geri ödemeleri için garanti verilmesi; müsteşarlıkça kabul edilebilir teminatlar almak kaydıyla' kredinin kullanımına aracılık edecek ve garantör banka olacaklarnı bildirmiş.
Buraya kadar normal bir prosedürle işleyen kredi talepleri; Aykon Doğan imzalı 8 Nisan 1995 tarih ve 95/481 sayılı bakan onayı ile farklı bir mecraya girmiş. Çünkü 10 gün gibi kısa bir süre içinde kredilerin geri ödemesinde geçerli olacak yıllık faiz oranı yüzde 55'lerden yüzde 30'a düşürülmüş. Üstelik Hazine zararına neden olan bu değişikliğin yasal nedenini gösteren herhangi bir gerekçe belirtilmemiş.
Başkent Üniversitesi'nin ikinci kredi başvurusu (kampus projesi) ise bu kabulden birkaç hafta sonra (28 Nisan 1995 tarih 95/481 sayılı) bakan onayıyla (İsmet Atilla) benzer şartlarda kabul edilmiş. Kampus projesi için Avrupa Konseyi Sosyal Kalkınma Fonu'ndan sağlanan kredinin TL olarak Türkiye Halk Bankası aracılığıyla kullandırılması ve faiz oranının yine yüzde 30 olması kabul edilmiş.
ECU ÜZERİNDEN ALINAN KREDİ YÜZDE 30 SABİT FAİZLE TL ÜZERİNDEN NASIL KULLANDIRILDI?
Bu çerçevede üniversiteye hastane projesi için 25.5 milyon dolar, kampus projesi için 13.2 milyon dolarlık krediler TL üzerinden sabit faizle kullandırılmış. Üniversitenin kredilerin karşılığı olarak 25.6 milyon dolar ödemede bulunacağı öngörülmüş; ancak değişken faiz oranlarında alınan kredinin Avrupa FONU'na geri ödemesi 52.7 milyon doları bulmuş. Yani üniversite ve hastane kurulması amacıyla Haberal'ın talebi doğrultusunda Avrupa Konseyi Sosyal Kalkınma Fonu'ndan alınan krediler nedeniyle 27 milyon doları aşan Hazine zararı oluşmuş.
"Üniversiteye kredi kullandırılmasının 3 farklı yönden aykırılık teşkil ettiği ve bu nedenle Hazine zararına sebebiyet verildiği anlaşılmıştır." cümleleriyle biten raporun sonuç kısmında şu tespitler yapılmış.
Tespit 1: Uluslararası anlaşma olması nedeniyle kredinin FON'la mutabakat sağlandıktan sonra Bakanlar Kurulu ve Cumhurbaşkanı onayı ile temini gerekirken, 1995-1996 dönemi kullandırılan kredilerin faiz oranları Bakan onayı ile Hazine zararına neden olacak şekilde değiştirilmiş.
Tespit 2: Mart, Temmuz, Ekim 1995'te yapılan anlaşmalar gereği ECU üzerinden yüzde 8,91, 7,98 ve 7,86 oranındaki faizlerle alınan krediler Türk Lirası üzerinden üniversiteye devredilmiş. Oysa aynı üniversiteye 1997-2000 yılları arasında kullandırılan kredilerde ilgili kanun ve anlaşmalara riayet edilmiş. 1995-96'da kullandırılan kredilerde FON ile yapılmış anlaşmalarda belirtilen para birimi ve faiz oranları (ECU) yerine Bütçe Kanunu'nun 38-b maddesine aykırı şekilde Türk Lirası üzerinden yıllık sabit yüzde 30 faiz ile kullandırılmış; bu nedenle Hazine 27 milyon doların üzerinde zarara uğratılmış.
MÜFETTİŞLER ZAMAN AŞIMI NEDENİYLE CEZAİ TAKİBAT YAPAMAMIŞ
Tespit 3: Kredi başvurularında öngörüldüğü miktarda yatırım yapılması (123 milyon dolar öz yatırım 3 yılda proje bitirme belirtildiği hâlde) ve geri ödemelerin gerektiği şekilde yerine getirilmesi hususunda yeterliliği bulunmamasına karşın üniversiteye 61.5 milyon dolar gibi yüksek tutarda kredi kullandirilmis.
http://www.habervakti.com/detay.asp?id=53347&kat=T%C3%BCrkiye
Arkadaşım o haberlerin yalan olduğu üniversitenin resmi sitesinden kamuoyu duyurusu olarak sunuldu. Haberleri kimlerin ne amaçla yaptığı bellidir. Türban olayları çıktığında türbana en çok karşı olan okullardan birisi Başkent Üniversitesiydi ve birileri bu sebeple Başkent Üniversitesi ve onun kurucusu olan Mehmet Haberal'ı sürekli yalan yanlış haberlerle yıpratmaya çalışıyor.
BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ'NDEN KAMUOYUNA DUYURU
Son günlerde, malum bazı yazılı ve görsel basın yayın grupları tarafından, Başkent Üniversitesi'nin yıllar önce hazırlamış olduğu iki ayrı projeyle ilgili yayınları tamamen hayal ürünü ve kendi anlayışlarına yakışır düzeydedir.
Daha önce defalarca kamu oyunu bilgilendirmiş olmamıza rağmen; kasıtlı olarak yapılan, yanlı ve yanlış yayınlar sebebiyle bir kez daha bu konuda açıklama yapma gereği duyulmuştur.
1995 yılında Avrupa Konsey, Sosyal Yardımlaşma Eğitim Fonundan, diğer eğitim kurumlarıyla beraber, Başkent Üniversitesinin de iki eğitim projesi kredilendirilmiştir. Ancak bu krediler arasında en yüksek faizi Başkent Üniversitesi ödemiştir.
Alınan bu kredilerle ülkemize eğitim alanında eserler kazandırılırken, Avrupa Konseyi Sosyal Yardımlaşma fonunun en üst düzey yetkilileri üniversitemizin proje faaliyetlerini denetlemişler, bu başarılı uygulamalarının uluslararası düzeyde en etkin ve takdire şayan projeler olduğunu hem kurumumuza hem de Hazine Müsteşarlığına sitayişle bildirmişlerdir.
Bu krediler kullanılırken tüm bankacılık işlemleri Halk Bankası tarafından yürütülmüş, bu hizmetlere karşılık bankaya 2 milyon dolar civarında komisyon gideri ödenmiştir. Ayrıca Halk Bankasına, ipotekler verilmiş, 500 milyon YTL civarında bütçesi olan üniversitemizin tüm bankacılık işlemleri de bu banka kanalıyla gerçekleşmiştir.
Üniversitemiz, daha önce de yayınlanan yanlış ve yalan haberler sebebiyle, 2 Ağustos 2005 tarihinde hazine müsteşarlığına müracaatla, Avrupa Konseyi Sosyal Yardımlaşma Fonuna bakiye borçlarının ne kadar olduğunu sormuş ve 18 Ağustos 2005 tarihinde Hazine Müsteşarlığı'nın verdiği cevaba karşılık 2015 tarihine kadar ödeme süresi olmasına rağmen Hazine'nin bildirdiği tüm borçlar defaten ödenmiştir.
Hedefi; kalite olan Başkent Üniversitesi, ülkemizde Ankara, Adana, Konya, İstanbul, İzmir, Alanya, Zile, Şanlıurfa, İskenderun, Yalova bölgelerinde hastaneleri, Eğitim ve Araştırma Merkezleri, ilk ve orta öğretim okulları, yüksek okulları ve fakültelerindeki yaklaşık 9.000 çalışanı ve 10.000'den fazla öğrencisiyle ülkemiz eğitim ve sağlığına en kaliteli hizmeti vermekte; uluslararası faaliyetleriyle de ülkemizi gururla temsil etmektedir.
Başkent Üniversitesi'nin yaptığı ulusal ve uluslararası hizmetleri anlamak istemeyen, üniversitemizi ve üniversitemiz yöneticilerini yıpratmak isteyenler bu yalan ve yanlış yayınlarının hesabını en kısa zamanda yargı önünde vereceklerdir.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Başkent Üniversitesi Yönetim Kurulu
-
quote:
Orjinalden alıntı: AkRaeP
quote:
Orjinalden alıntı: deadboy2
ben baskenti seçerken ticaret için kurulmuş bir vakıf üniversitesi olmadığını düşünüyordum özellikle hukuk için bi araştrıma yapmıştım ordan mezun tandıklar vardı ankaranın en iyi hukuk fakultesi baskenttir diyorlardı
ama sımdı baskentle ılgılı kulagıma bazı seyler geldı para ıcın herseyı yapıyorlarmıs mesela benım yatay gecıs hayalım var gecmemem ıcın kasıtlı not dusurmeler bıldımız tıcret unıler gıbı kasıtlı yaz okuluna bırakmak gıbı dogrumudur bunlar?
Ben Başkent Üniversitesinde %50 burslu okuyorum ve emin olki o söylenenlerin hepsi yalan arkadaşım. Ha tamam tamamen parayı hiç umursamaz demiyorum parayı çok sever ama iyi olan öğrnciyede hakkını verir. Bende girmeden önce sana o denilenleri duydum ama okula girdiğimde tam tersini gördüm tüm hocalar yardımcı olmak için ellerinden gelen herşeyi yapıyorlar. Hazırlıkta yarısından çoğu kalır mesela genelde hepside okula suç atar yok geçirmiyo falan diye ama hiç alakası yoktur ben ve benim bütün arkadaşlarım tek sınav hakkıyla geçtik hazırlığı ve çevremdeki hiç kimsede öyle çok çalışkan insanlar değillerdi ama dersleri adam gibi dinleyen sınavdanda 1 hafta önce adam gibi çalışan adamlardı. Yani sonuç olarak diyeceğim şudur ki bu tür söylentilere inanma sen kendi çalışmana bak çalışırsan kimse seni tutamaz öyle sırf sınıf geçmesin diye yönetimin baskısıyla not düşürme falan filan yoktur ha hiç mi yok illaki var ama her okulda olduğu kadar var nasıl devlet okullarında dahi problemli hocalar olur o tür hocalar var tabiki ama bununda okul politikasıyla yada Mehmet Haberal la hiç alakası yok.
valla cok fena içimi rahatlattın sagol
-
@AkRaeP aslında aksı ıdaa edılemez yanı adamlar evet ogle yaptık demez tabıkıde kendılerını savuncaklar. ama umarım unıversıtenın dedıgı gıbıdır turkıyedekı vakıf unıversılerının bu sekılde yol ızlemelerı cok kotu olur. -
quote:
Orjinalden alıntı: dozdoz
@AkRaeP aslında aksı ıdaa edılemez yanı adamlar evet ogle yaptık demez tabıkıde kendılerını savuncaklar. ama umarım unıversıtenın dedıgı gıbıdır turkıyedekı vakıf unıversılerının bu sekılde yol ızlemelerı cok kotu olur.
Sende haklısın ama saçma sapan konularla ki bu neredeyse Eceviti Mehmet Haberal öldürdü demeye varacak kadar saçmalıklarla gazeteler Başkent Üniversitesi ve Mehmet Haberal'ı kötülemeye kalkıştıkları için bunu yapan oradan bişey tutturamayınca bunuda yapar diye düşünüyorum. Sonuçta çamur at izi kalsın olayı... Bu sebeple bu konudada okuluma ve rektörüme inanıyorum açıkcası... Ki kendilerine güvenmedikleri ve haksız oldukları bi konudada heralde kalkıpta dava açmazlar haberleri yapanlar hakkında.
-
Ben de bu sene %50 Matematik Öğretmenliğine gelicem Başkente...Nasıldır nedir ne değildir biraz bilgilendirir misiniz -
quote:
Orjinalden alıntı: telly71
Ben de bu sene %50 Matematik Öğretmenliğine gelicem Başkente...Nasıldır nedir ne değildir biraz bilgilendirir misiniz
Hangi konuları merak ettiğini söylersen yardımcı olurum tabiki.... -
evet ya aslında merak ettiğim bi konu da yok ama hep deniyo ki başkent ezik bi okul ne biliyim şöyle kötü böyle kötü hiç iyi diyeni duymadım bu yuzden merak ettim nedir ne değildir diye -
Başkent Üniversitesi Türkiyenin Sayılı Vakıf Üniversitelerinden birisidir. Hangi yönüne kötü dediklerini söylersen haklılar ya da değiller diye yorum yapabilirim....
Bence kötü olan 2 özelliği var sadece
birincisi öğrenciler hazırlığı çok zor deselerde bir çok üniversiteye göre (odtü-bilkent-tobb-koç-sabancı-hacettepe-boğaziçi gibi üniversiteler) çok kolay pre-intermediate seviysiyle hazırlık geçiliyo ki bu saydığım üniversitelerde master-class seviyesindedir. Evet eğer hocalardan faydalanırsan güzel bi şekilde öreniyosun ingilizceyi ama bence yeterli değil biraz daha çok şey öğretilmeli özellikle speaking sınavıda olmalı fakat bu yok.
bana göre ikinci kötü özelliğde biraz içe kapanık bi üniversite olması yani tüm kantinleri yemekhanelerini sosyal tesislerini kendisi işletiyor eğer biraz daha dışa açık olup dışarıdan gelen firmalarında mekan açmasına izin verilsen (pizza hut-burger king-zeynel çilli vs.) süper olurdu bence ki bunada kötü bi özellik diyorum ama bunu yapabilen zaten ankarada sadece üç okul var oda odtü, bilkent ve hacettepe :)
-
Yani Bilkent özentisi, eğitime değil de daha çok ticaret üzerine kurulu gibi şeyler söyleniyor.Kampüsü gördüm çok büyük bi kampüs değil ama kampüsü olmayan o kadar çok okul varken şükretmek gerek zannedersem binalar bi devlet üniversitesine göre gayet yeni ve modern...Ama burun kıvırıyor herkes yani kampüsü şöyle küçük böyle yetersiz şeklinde bir de onu merak etmiştim işte...teşekkürler verdiğin bilgiler için akraep çömezlik günlerimde gelirim yanına :))
Benzer içerikler
- makedonya"da üniversite okumak ekşi
- sınıf değiştirme bahaneleri
- açıköğretim sınavlarında kimler gözetmen olabilir
- mustafa balcı genel matematik 1 çözümleri pdf
- üniversitede hoca kaç dakika gelmezse ders düşer
Ip işlemleri
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X