Şimdi Ara

ATTİLA İLHAN VE O YAZI

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
2
Cevap
0
Favori
378
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • ATTİLA İLHAN VE O YAZI



    SEVİNÇ ÇOKUM


    Durdum durdum da Attila İlhan için bir yazı yazayım dedim o gün . Kaybettiğimizi bilmeden. Çünkü Aksaray Metro İstasyonunda gördüğüm kanepede onun resmi ve şiir kitabının duyurusu gizliden gizliye “böyle yap!” demişti bana. Aslında daha önceden bir veya iki sene önce de bir yazı yazmıştım. Televizyon konuşmaları dolayısıyle, içimdeki coşkuyu engelleyemeyip. Ardından kendisine telefon açmıştım. Bana Mustafa Kemal’i anlatmıştı. Onun kocaman kalın mı kalın bir cild, Mustafa Kemal’in devrimlerini anlatan “ O Sarışın Kurt”(Cumhuriyetin 75.yılı için ) senaryosu vardır.Onu da birkaç yıl önce göndermişti.Kendi şiirlerini kendi sesiyle okuduğu CD’sini de...Ben Sana Mecburum, Şahane Serseri, Başka Yerde Olmak, İstanbul Ağrısı, Emperyal Otel, Pia, Sisler Bulvarı, Cebbar Oğlu Mehemmed, Mustafa Kemal ve daha başka şiirleri bulunuyor o yapımda...

    Ben ilk senaryo denememi yazacağım sırada önce yabancı bir yazarın senaryo kitabını okumuştum. Yıl 1986... Senaryo örneği için tek isim söylediler: Attila İlhan....Bir yerlerden bulundu bir örnek parça da, onu çalıştım. Cesaret geldi ve Yeniden Doğmak’ı yazdım. O dönem TRT bir de Star vardı ki o da yeni kurulmuştu galiba.... Sonra senaryo için Attila İlhan’ın adı dolaşırdı hep, bu işi en iyi bilenin o olduğu söylenirdi. Saniyesini, dakikasını iyi hesabediyordu. Özelliği ise bol diyalog. Sahneleri iki üç cümleyle geçiştirmiyordu. Böylece senaryoda romansı bir dil ortaya çıkıyordu...

    Ama son zamanlarda bir yozlaşma, bir kopukluk toplum içinde kırılmış bir fay gibi ilerlerken o belki de ikinci bir Kurtuluş Savaşının sözlerini yazmakta ve söylemekteydi. Onun teşekkürü içindi telefonum. Anlattı bana,

    “ Ne bir nokta fazla, ne de eksik...” dedi. “ Mustafa Kemal’in yerli yerindedir devrimleri. O, geleceği o zamandan görmüştü.” diyerek. Sonra benim romanım (Gece Rüzgarları) için “Sıraya koyacağım, okumayı çok istiyorum çocuğum. Zaman elverir de...” demişti.

    Attila İlhan sadece şiir demek değildir; romanları ve denemeleri de okunsun demem o sebeple; benim dahi okuyamadığım bir kısım kitapları var; tamamlamak istiyorum...Fena Halde Leman’dan Dersaadet’te Sabah Ezanları’na uzanan çizgideki içtenliği, resmettiği karakterleri, toplum manzaralarını, tarihçemizi şöyle bir görün...

    Defnedileceği gün ben de gittim...Kırmızılardaydı. Üzerinde Türk bayrağı, ona bayrak sallayanlar, ona karanfil gönderenler, kızaran gözler.. kırmızılardaydık. Selim İleri’yle bir ara yanyanaydık; Selim İleri’nin gözyaşlarının yağmursu dökülüşlerini gördüm ; herşey saydamdı ıslaktı, billurdu. Bir kadın koşarak geldi ;hiç tanımıyordum koşuyormuş kesilmiş yollardan doğru? Soluk soluğa.Bayılma noktasında. “İyi misiniz ? dedim... “Attila İlhan gibi birisi bu ülkeden nasıl çıktı?” dedi...Gülümsedim. Sadece o değil, bu ülkeden böyle parıltılı yıldızlar çok çıktı, daha da çıkar.” dedim...Siz yüreğinizi ferah tutun!”

    Kadının solukları düzeldi. “Şimdi iyiyim..” dedi..

    Attila İlhan’ın o yazımı okumasını istiyordum.Öyle uzun boylu düşünülmüş bir yazı değildi gerçi, bir kanepenin hatırlattıkları. Üstelik sonbahar..Bir selam anlamında yazmıştım...Ama ulaşmadı ona. Okuyamadı. Ve ben niçin bu yazıyı yazıyordum ? İşte beni donduran da oydu. İnterneti açtım, yazımı gazeteye göndermek üzreydim. Karşıma resmi geldi. Üzerinde Şiire Veda yazılıydı.Tıklayıp öteye geçemedim .Bunun anlamı açıktı. Aynı anda oğlum seslendi ; televizyonda haberi verilmiş. “Anne Attila İlhan..” dedi... Ben yazıyı gönderemiyordum; üzerine, altına not düşemiyordum. Öylece duruyordum masa başında.Duruyordum ki ellerime kan gelsin de tuşlara dokunayım ve diyeyim ki ...Attila İlhan...







  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.