Şimdi Ara

AŞK HİKAYEMİ ANLATIYORUM BEYLER [FİNAL EKLENDİ]

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
296
Cevap
39
Favori
11.377
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Merhaba arkadaşlar başımdan geçenleri anlatacağım size dinleyen olursa. Csb falan diyecekler lütfen gitsin dalgasını başka bir yerde bulsun. Yavaş yavaş yazacam arkadaşlar. Part part olur, çok ta uzun bişey olmaz merak etmeyin, ve sizlerin okuduktan sonraki yorumları benim için çok önemli olacak çünkü içinizde bu konularda master yapmış olanlar var Bu arada yeni üyelik almak zorunda kaldım, kendimi çok ta deşifre etmek istemedim.

    Başlıyorum

    Part 1 Vurulma Anı

    Öncelikle kendimi tanıtayım beyler; öyle tipsiz denilecek kadar tipsiz yakışıklı denecek kadar da yakışıklı değilim normal bir tipim var. Fakat bulunduğumuz ortam içerisinde ilk dikkat çeken kişilerden biri olduğum kanaatindeyim ki , çevremde böyle söyler. Lise yıllarımda saçıma 1 defa bile tarak vurmamış biriydim, yani taraktan kastım hep sönük vasat bir biriydim, yoksa tarakla işim olmaz arkadaşlarım dalga geçerdi genellikle bu nedenden ötürü benle. Bir kere saçımı kaldırıp geldim onda da güldüler şe..fsizler . Kızlar ile aram normaldi ama kimseye o gözle bakmamıştım bugüne kadar. Bana bakanlar olmuştu ama ben yüz vermemiştim, bilemiyorum beyler sevmeyi beklemiştim delicesine sevdirecek birini beklemiştim, uğruna her şeyi yapabileceğim birini…
    Üniversitedeki ilk senemizdi, hazırlık sınıfıydık ben lisede hiç kimseden hoşlanmamıştım az önce dediğim gibi. Üniversiteye de geldiğimde böyle bir şey beklemiyordum zaten. Hazırlık sınıfı olduğumuz için sınıflar 25 kişilikti sınıfa girer girmez gözüme çarptı o ilk olarak, şuan bunları yazarken canımın ne kadar yandığını tahmin edemezsiniz. Gördüm onu hani nasıl tarif edilir ki sadece onu gördüm desem yeridir başka bişey göremiyodum. Yanından geçerken gözlerine baktım ama o bakmamıştı tabi. Arkadaşlarıyla ilgileniyordu liseden aradaşları vardı sınıfta 4-5 kişi bayandı onlarda.

    part 2 Ne yapabilirim ki ?


    Lise hayatımın verdiği vasatlıkla gidip en arka sıraya oturdum. Daha önce de belirttiğim gibi saçlar falan inik vasat bir halde dolanırdım normalde ama onu görünce artık kendime bakmam gerektiğini düşündüm nedense, saçıma şekil verecektim aklıma ilk olarak bu geldi. Zaten yeni bir ortam, eski halimi de bilen yok eski arkadaşlar da yok ki dalga geçsinler diyerek kendimi avuttum. Yaklaşık 15-20 gün boyunca hala o vasat, kendine güveni olmayan bir kişi olarak devam ettim. Tabi saçıma başıma özen göstermeye başlamıştım 2. günden sonra , ama bunların hiçbiri onun dikkatini çekmiyordu, daha bu konularda hiç tecrübem olmadığı için ne yapacağımı da bilmiyordum ki. eğer o zamanlar foruma takılsaydım mutlaka yazardım buraya görüşlerinizi alırdım ama o zamanlar inci de takılıyodum, orda da açtım biplemediler malüm o ortamı bilen bilir zaten. Tabi ilerde çok fazla yardım alacaktım karşı cinsten yazarlardan . neyse böyle devam ettim yaklaşık 1 ay kadar.

    Yemeğe gidip geliyorum beyler 1-2 part daha yazarım.


    Part 3 İlk Adımlar...

    Aşağı yukarı 1 ay sonra bir şeyler yapmam gerektiğini anladım ama ne yapabilirdim ki. Kendime güvenim yoktu ki yüz yüze konuşayım bu iş mutlaka yüz yüze olmamalıydı. Aklıma facebook geldi. Kızın facebook hesabı var mı diye baktım hemen. Fotoğrafını bile koymuştu, kıskanmıştım fotoğrafını koymasına. Ama bana neydi demi, hemen hayalş kurdum eğer bir şeyler olursa aramızda facebook hesabını kapatmasını isteyecektim. Dereyi görmeden paçayı sıvamak mıydı benimkisi yoksa kendi kendime gelin güvey olmamıydı anlayamıyordum ki o zamanlar da her şey tozpembeydi, bilirsiniz işte aşkın ilk hezeyanları. Kızın facebook hesabını görmüştüm en azından, o anda nasıl oldu bilemiyorum ama gaza geldim ne olacak ki lan diyerek gönderdim arkadaşlık isteğini. Sonra hemen evden çıktım 2-3 saat kadar gezdim arkadaşlarla takıldım. Girmeye korkuyordum kabul etmeme olasılığından korktuğum için. Kız genel olarak çok aktif bir facebook kullanıcısıydı, nerden biliyorsun derseniz fakültenin sayfasına sahiptim ve orda her paylaşımı beğeniyordu. Yani şuanda mutlaka görmüş olmalıydı arkadaşlık isteğini. Eve geldiğimde saat 10 civarıydı hemen girdim facebook a bir yeni bildirim :D. İnanır mısınız beyler O an sanki kız sevgilim olmuş gibi sevindim, halbuki bir şey yoktu ortalıkta ama o an olaya objektif bakamıyordum. Çok mutlu olmuştum hemen girip diğer fotoğraflarına baktım baktıkça laleye döndüm kafam bi milyon oldu resmen. Daha çok sevmeye başladım o anda bağlanmıştım kendi kendime, önce de belirttiğim gibi ilk defa birine karşı bir şeyler hissetmiştim ya ne yapacağımı bilmiyordum. Bilmiyordum birine bağlanmanın ne denli salaklık olduğunu. Can YÜCEL’ in bağlanmayacaksın şiirini dinliyordum ama anlamsız geliyordu. “Ne diyor lan bu “ diyordum, aşk cahiliydim.


    Part 4 Umut işte..

    Kız arkadaşlık isteğimi kabul etmişti ama telefondan girdiği için oniline değildi malesef :(. Yani "selam naber" yazacak bi durum bile yoktu. Bide işin kötü yanı sınıflar değişmişti kız benden farklı sınıftaydı, başarı durumuna göre sıralanmıştı sınıflar abc diye ben b deydim o a da. 1 hafta dan fazla bi süre nasıl yazabileceğimi düşündüm sonra birgün fakültenin sayfasında bi paylaşım yapmıştım yazım yanlışı yapmışım farketmeden ama o işime yaradı :). Nasıl mı ? Kız yazım yanlışının farkına varıp altına doğrusunu yazmıştı. Burdan kaptırabirsem birşeyler olabileceğini düşündüm. Ve kendi hesabımdan "teşekkürler :)" diye bi mesaj attım ümit le g.t korkusu arasında, terslenmem an meselesiydi. Kız ne alaka yazıp kestirip atacaktı belkide. Ama öyle olmadı "hayırdır , ne için bu teşekkür :)" diye bi cevap aldım. Kız gülmüştü yaa dünyalar benim olmuştu. Hani bir karikatür var biliyormusunuz, adam bir kızdan gelen mesajı açıp, kendi kendine "gülücüğe odaklan" diyerek masturbasyon yapıyo . Benim de kalbim o an mastürbasyon yapıyodu sanki. O denli coşmuştum. Neyse bende "fakülte sayfasında adminim de ben paylaşmıştım o şeyi :) görememişim düzeltmişsin :)" diye attım bi mesaj. Kız da "ne olacak ya rica ederim, bayaa belirgindi zaten :)" tarzında bi mesaj attı, tam hatırlayamıyorum. Yani kestirip atmamıştı belki size öyle gelebilir ama objektif bakamıyordum ben beyler olaya. O konudan girerek yaklaşık 1 saat konuştuk , keşke silmeseydim direk yazardım, hatırlayamadım şimdi ilerde hatırlarsam editler düzeltirim. 1 saat ama mobil olduğu için çok ta bişey konuşmadık. Neyse ben en azından bi adım attığım için çok mutluydum. Orasını çok iyi hatırlıyorum. Yatağa uzanmış ağzımı ayırıp fotolarına bakıyodum .


    Part 5 Isınma Süreci...

    O ilk adımdan sonra gaza gelmiştim beyler. Akşam tekrar mesaj atmak aklımdan geçti fakat yanlış anlaşılırım diye korktum. Gerçi eğer öyle anlasa zaten doğru anlamış olacaktı ama işte ne bileyim kızın gözünde direk bana yazıyo bu imajı vermek istemedim. Akşam zor tuttum kendimi ertesi gün tekrardan bi mesaj attım. Sınav olmuştuk onu bahane ederek. “ nasıl geçti sınavın ?” diyerek gönderdim üniversiteden çıkar çıkmaz saat 4 gibi. Hazırlık sınıfı olduğumuz için liseden farksızdı. İsyan ederek cevap verdi ve benimkini sordu. İsyan etmesi normaldi her kız daha doğrusu her çalışkan kızdan beklenecek bi cevaptı o sonra da 90 ı çakarlardı ya. Ama önemli olan beni sormasıydı. Orada umuduma umut kattı. Ordan tekrar sohbeti açtım. Kendisi hakkında sorular sordum çok fazla soru soruyordum ve buradan onu önemsediğimi belli etmeye çalıştım. Bkz. Hakkında Her Şeyi Bilmek İstiyorum – Nil KARAİBRAHİMGİL. . Kız da anlamıştı artık tepkisiz kalıyordu kısa kısa cevaplar da vermiyordu hani. Kendisini anlatmaktan hoşlandıysa demek ki. ben soruyorum o cevaplıyo, ben soruyorum o cevaplıyo. En sonunda dedim ki “neden sen hiçbir şey sormuyosun ? :)” . Dedi ki “ne sorayım ki aklıma soru gelmiyo”. Şeytanlıktı bu bana göre aklına soru gelmez olur mu hiç. Beni önemsemediğini belli etmeye çalışıyodu herhalde. Her neyse bu şekilde ben 1 hafta sonra 7/24 konuşur oldum kızla. Pis bağlanmıştım beyler. Kız da halinden şikayetçi değildi demek ki kız da istiyordu dedim o zaman kendi kendime. 1 ay kadar konuştum artık baya samimi olmuştuk. Ve niyetimi az da olsa anlamış olduğunu sanıyordum. Kızla kanka ayağına girmemiştim hiç. Kardeş ayağına falanda girmedik. Normal bir şekilde konuşuyorduk, artık onu tanıyordum ve sohbeti doyumsuzdu gerçektende. Kız çok doğaldı beyler, benim en çok sevdiğim şeyin doğallık olduğunu anlamıştım. İçimde delicesine ilanı aşk etmek yatarken sabır dedim kendi kendime sabır.

    Part 6 Bağlanmak :(



    Sonra ben iyice belli etmeye çalıştım günde en az 2 defa bir şeylerden konusu açılıyordu ve ben ona sen benim için çok değerlisin diyordum. Konuşma şöyle oluyodu misal :

    o: ayağım ağrıyo yaa 2 gündür.
    Ben: hastaneye gittin mi ?
    O: yok gitmedim gerek yok ya.
    Ben: nasıl gerek yok ya git bi göster belki önemli bişeydir.
    O: ya boşver ne olacak, hem sen beni boş ver niye kafana takıyosun.
    Ben: nasıl boşveririm ya, benim için değerin çok sen farkında değilsin belki ama :)
    O: halla halla niye ki yaa :)
    Ben: öğrenirsin zamanla boş ver sen sadece değerli olduğunu bil yeter :)

    Baya yüzüklerin efendisinde Gollum'un yüzüğe bağlanması gibi bağlanmıştım.
    Bu şekilde veya başka şekillerde derdimi hep belli ettim kıza beyler. Şimdi size bir sorum olacak bu kız anlamamışmıdır ? Kız geri zekalı değil sonuçta, sizce anlamadı mı yoksa salağa mı yatıyo :). Her neyse bu şekilde konuşuyoruz 7 24. Ben onunla konuşmaktan geceleri, sabah okula kalkamıyorum, o derece yani. Kızda uyku problemi yok gece 3 te yatsa bile sabah kalkıyodu, olan bana oluyodu yani :D. Ben artık bunun bir adının konmasını istiyodum. Konuşmalardan anlaşılacağı üzere kız da razıydı. Hiçbir şey demese bile, her gece konuşması tek başına yeterliydi. Siz boş olduğunuz biriyle gece yarılarına kadar konuşur muydunuz ?

    Part 7 Sabır...

    Bir gün düşündüm ve bir gece yatmaya yakın şuna benzer bir yazı yazdım ;


    “Merhaba xxx :) (birbirimize lakap takmıştık ve lakabıyla seslendim komik olsun diye)

    Sana bişey söylemek istiyodum hayli zamandır ama nasıl söyleyeceğimi bilemediğim için hep bekliyodu. Nasıl karşılayacağını bilmiyorum ama, Ben senden bir hayli hoşlanıyorum :) hayatım boyunca ilk defa böyle bir şey hissediyorum birine karşı ve ilk defa böyle şeyler söylüyorum değerini bil :) ben şimdi yatıyorum senden bir cevap bekliyorum ama, sabah okuyacam o yüzden şimdi yazma cevabı :) şimdi ben hoşlanıyorum dedim ya bu öyle böyle değil :( yaptığım her işte aklım sende , ne ders çalışabiliyorum ne de başka bir şey yapabiliyorum. Namaz kılarken bile aklıma geliyosun günaha giriyorum kız :D dediğim gibi ilk defa sana yazıyorum böyle bir şeyi inşallah üzülmem. Yada üzeceksen de sen üz be ne olmuş sanki, üzülmedik mi sanki hiç. Hep sevmediklerimiz mi üzecek sanki. Ama üzmezsin gibi geliyo :) her neyse ben yatıyorum , dediğim gibi sabah bakacam mesajına, bolca düşün hızlı karar verme :D

    Seni seviyorum :) “

    Tam olarak bu olmasada bunun bir kopyası niteliğindeki bir mesajı yazdım. Ama gönder butonuna elim varmadı. Ya kabul etmezse ? Ne yapardım lan. Hayattan o olmasa zevk alamayacak gibiydim. Öl dese gözümü kırpmadan ölürdüm beyler. Hiç sevmemiştim ama bir sevmiştim ki delicesine, ağlatırcasına, köpek gibi sevmiştim köpek gibi.



    Part 8 Artık Zamanı...

    Bu mesajı yazdım göndermeye de kararlıydım ama yemedi bi tarafım sanırım. Bekleyeyim biraz daha dedim. Ama müptelası olmuştum onun. Bu arada kızla hiç yüz yüze konuşmadım bu zamana kadar. Telefon numarası da yok tabi, sadece Facebook tan konuşuyoruz. Sınıflar ayrı olduğu için konuşamıyorduk, teneffüslerde ise kızlar çete halinde dolaşıyordu. Okuduğumuz fakültenin konumu dolayısıyla kıza yakınlaşmam imkânsız gibiydi. Bir ortam gerekiyordu fakat o ortam da şuana kadar kurulmamıştı hiç. İlk adımı atması gerekiyordu birinin ama nerde o kişi. Her neyse 2 gün daha ilan ı aşk etmeden geçti ama öteki gün o mesajı atmam gerektiğini düşündüm ve kararlıydım. Mesajı yaklaşık on defa daha okudum nasıl oldu bi hata var mı diye. Yoktu bir hata veya eksiklik o anki aklımla tam olarak düşündüğüm mesajdı o. Hayatımda yaşamadığım bir duyguyu yaşıyordum beyler o mesajı gönderirken. Beklide ilk defa öyle içten dua etmiştim. Ama içim de kesin kabul edeceğine dair bir his vardı. Mutluydum bir yandan da, çünkü kabul edecekti. En azından ben öyle hissediyordum. Gönder butonunun üzerinde 20 tur attıktan sonra gaza geldim ve gönderdim mesajı. Kıza uyuyacağım sabah bakarım demiştim ama uyunur muydu o kafayla sizce?. Aklım çıkacaktı, kendimden geçmiştim.






    Part 9 Yıkılma


    Gelen mesaj neydi beyler sizce, ne olabilirdi sizce ? .

    Şu “ off muallâk adam yaaa off offf ”. Gördüm bu mesajı ve beynim dondu.

    Hiçbir şey düşünemez oldum yutkunamıyordum, evet yutkunamıyordum, ölüm haberi aldım ben beyler böyle bir şey yaşamamıştım şuana dek. Ağlayamıyordum da sadece durdum öyle cansız bir nesne gibi durdum. Bilmiyorum nasıl anlatırım o anki duyguyu, hatta anlatabilir miyim? Ama sanırım anlatamam, yaşamanız lazım, sevmeniz lazım ilk başta delicesine sonra karşıdan böyle bir cevap almanız lazım. Ağlayamamak ne demek bilmiyordum o zamana dek. Ağlayınca açılır ya insan, işte açılmak istemiyordum orda ölmek istiyordum yok olup gitmek istiyordum sadece. Aklımdan o 2-3 ay geçti konuştuğumuz 2-3 ay geçti. Yaşamadan anlayamazsınız inşallah da yaşamazsınız. Ağlayamamanın ne olduğunu anlamaktı hayattaki son faaliyetim o anda. Aklımdan milyonlarca şey geçti, milyonlarca saçma sapan olasılıklar ve daha bir sürü şey. Sonra sadece birkaç damla gözyaşı. Hayatım boyunca gözümden akan en anlamlı damlalardı onlar. Hüngür hüngür ağlamak istiyordum aslında ama beceremiyordum. Sırtıma bıçak saptanmış gibi, bilmiyorum yaşadınız mı hiç, hani sırtınıza sert bir şey çarpar yada sırtüstü düşersiniz ya nefes almanız oldukça zor olur. İşte öyleydi benim o anki halim. Sövse miydim gelmişine geçmişine ne yapsaydım bilemiyordum. Anlatınca o duyguyu yeniden yaşadım şuanda, evet kesinlikle bir benzeri yok bunun.


    Part 10 İyi Mi Kötü Mü ?


    O an yaklaşık bir saat kendimden geçtikten sonra tekrar girip cevap yazayım dedim. Mesajı görünce tekrardan 2-3 damla gözyaşı geldi gözümden.
    “Niye ki ?“ yazarak gönderdim kıza. 10 dakika sonra cevap geldi.

    Kız :“ ya sen beni yanlış anlamışsın ya da ben seni anlayamamışım muallak adam”

    Ben: “ben senin davranışlarından mutlaka kabul edersin gibi bi anlam çıkardım, hem sen hiç anlamadın mı benim hislerimi fark etmedin mi yani?”

    Kız: “yok hiçbir şey anlamadım valla”

    Ben: “o kadar değerlisin falan dedim anlamadın mı onlardan”

    Kız : “ yok anlamadım maalesef :(“

    Ben : “ee ne olacak şimdi”

    Kız : “ ya benden eğer bir cevap bekliyorsan ben kabul edemem bunu maalesef, şuanda böyle şeyler yaşamak istemiyorum”

    Ben : “anlıyorum, neyse tamam”

    Kız : “ama istersen konuşmaya devam edebiliriz”

    Ben : “ben yapamam sonra sana iltifat ederim, sapık konumuna düşerim, şiir falan yazarım ”

    Kız : “okurum ben şiirlerini yine sorun olmaz eğer istersen konuşmaya devam edebiliriz, sorun değil benim için”

    Ben : “ tamam olur peki, neyse ben yatayım sabah kalkamayacam sonra :)”

    Kız : “ tamam yat hadi iyi geceler “


    O an yeniden doğmuş gibi oldum beyler kanıma kan canıma can gelmişti resmen. Mutlu olmuştum baya, kızı çok seviyordum onu kaybetmek benim için felaketti. Kaybetmemiştim onu ve çok mutluydum. İşte bu bir kırılma ânı burada yaptığım şeyler hayatımı alt üst mü edecekti yoksa her şey çok güzel mi olacaktı ?




    Part 11 Kim Mutluydu O Mu Ben Mi ?




    Ertesi gün normal bir şekilde tekrar konuştuk, 3. gün ben buna artık “bambi yüzlüm” demeye başladım. Bu şekilde hitap ediyodum. Ve hiç şikayetçi olmadı, “bambi ne?” dedi sadece, bende “google a yaz görürsün çok tatlı bi hayvan dedim” baktı ve “gerçekten tatlıymış :)” dedi. Ben tabi senin kadar değiller falan daha iltifat ediyorum. O normal eskisi gibi hani lakap takmıştık ya onunla hitap ediyodu. Bu şekilde geçiyordu günler.

    Ben memnundum halimden o da memnundu, sonuçta kendisine her zaman için iltifatlar eden şiir yazan güzel sözler eden birisini bulmuştu ve sevgilisi değildi bu kişi. Yani istediğini yapabilecekti, kısıtlaması yoktu. “Sıkılana kadar sürdürürüm” diye düşünüyordu herhalde. Ama o sıkılmazdı ki çünkü bedavadan ilgi görüyordu kız, karşılığında hiçbir şey vermeden. Sonra birkaç hafta sonra bana lale demeye başladı. Lakap olarak “lale” diyordu. Bende haliyle “senin yüzünde lale oldum” diye fırça attım, kızdım şakadan.

    Şimdi salak bu çocuk diyebilirsiniz ama severseniz birini böyle benim gibi ve tecrübesizseniz aynı konumda olurdunuz emin olun.


    Part 12 Sevebilme İhtimali Rakamla İfade Edilirse...


    Bu şekilde konuşmaya devam ediyoruz ama ben çok mutluyum arkadaşlar çaktı durumu telefon elimden düşmeyince. Tabi bir şey söylemedim onlara, çünkü ortada fol yol yumurta yok utanıyorum.Sonradan düşündüm kendi kendime “ulan nasıl bi konumdayım ben lan” dedim. Ve 2. hafta civarında kızdan telefon numarasını istemiştim. “ne gerek var burada konuşuyoruz işte.” Demişti. Ve ben ısrar etmiştim baya, “güvenmiyomusun” dedim. ”Alakası yok zamanı geldiğinde ben veririm” dedi. Evet işte burada ben koptum beyler. Bu umut değildi de neydi. Yani demek ki ilerde kendi numarasını verecek konuma gelecektim.
    Yaklaşık 3 hafta sonra kafam bozuldu çok mutsuz olmuştum. Eğer o şekilde devam etsem belki bir şeyler olacaktı ama içimde acayip bi sıkıntı vardı. 3. haftanın sonunda çok aşırı mutsuz bi adam olmuştum yani. Aklımda ona bu kadar yakınken ona sahip olamamanın verdiği bi sıkıntı… Ya başkasını severse ya bana hoşça kal derse diye içim içimi yiyordu. Birde çok aciz bir konumda olduğum için, kullanılıyormuş gibi hissetmeye başlamıştım kendimi. Ki öyleydi de maalesef. Ve kıza dedim ki “ben nu şekilde çok mutsuzum. Bu böyle olmayacak kafam çok bozuk hep mutsuz dolaşıyorum”

    Kız : ya elimde olan bişey değil ki şu an sana karşı böyle bir şey hissetmiyorum yani.

    Ben: peki ne olacak bu böyle sürüp gidecek mi ben hep mutsuz mu olacam.

    Kız : bilmiyorum yaa offf

    Ben : peki beni sevme ihtimalin yok mu hiç. Yani imkansız mı bu , seni deli gibi seven birini sevemiyomusun

    Kız: ya şuan bişey yok ama yani %50 gibi bişey işte ne bileyim.

    Ben : peki tamam ben sabredeyim biraz daha…

    Bu şekilde bi konuşmadan sonra yarı mutlu yarı mutsuz olmuştum. Hani o %50 sevebilirim dedi ya bende iki parça olmuştum. Bir yanım sevecek deyip mutluyken diğer yanım sevmeyecek deyip mutsuzdu. Kafam çok karışıktı yani sonuç itibariyle.


    Part 13 Sağol Burcu.


    Ben bu şekilde karmakarışık duygularla cebelleşirken acaba o ne yapıyordu. Umrunda mıydım acaba, çok merak ediyordum, içim içimi yiyordu bunu düşünmekten. Bir değerim var mıydı onun gözünde acaba. Her neyse bir hafta daha konuştum kızla, o hiçbir şey yokmuş gibi davranırken ben baya bi buruktum. Aklımdan çıkmıyordu bu konu. 1 hafta daha idare ettikten sonra dedim ben dayanamıyorum, ben seni arkadaş olarak görecem bundan sonra. Artık bu acıyı çekemeyecektim, arkadaş olarak görecem dedim ama öyle birden olacak bir şey değildi tabi bu. Kıza böyle diyince, “çok sevindim adına inşallah gönlündeki olur” dedi. Bende tamam dedim. İşin aslı o anda mutlu oldum, kendimi avutmuştum. Bu arada bir dipnot, ben bu kızı sadece bi kişiye anlattım o da liseden bir kız arkadaşım. Zamanında bu kıza karşı bir şeyler hissetmiş ama söyleyemeyince bitmişti içimdeki her şey, zaten aşk değildi o iki arkadaşın gazıyla olan bir şeydi, kız da güzel olunca gelivermiştim gaza. Bu kıza karşı olanların %1 i bile değildi. 1 hafta sürdü sonra bitti ve sonra arkadaşım oldu çokta iyiydi aramız. Dertleşirdik her zaman. Adı Burcu’ydu. Burcuya anlattım olan biteni bana sadece şunu söyledi “bu kız iyi değil, çocuk akıllı, daha ergenliğe girmemiş sanırım.” Dedi. Burcu’nun da verdiği gazla kıza seni artık arkadaş olarak göreceğim dedim yani, onun etkisi çok büyüktü.






    Part 14 Amacın ne ki ?.


    Bunu dedikten sonra huzurlu hissettim kendimi, nasıl oldu bilmiyorum ama içime huzur dolmuştu gerçekten de. Ertesi gün kıza mesaj atmadım ve ertesi günde, bu şekilde yaklaşık iki hafta mesaj atmadım kıza. Unutmuş değildim ama mutsuz da değildim en azından.

    Beklide burcuyla konuştuğum için herhalde yokluğunu hissetmiyordum. Burcu da beni yarı yolda bırakacak biri değildi. Beni teselli edebiliyordu, evet bunu çok iyi yapıyordu. Ama yaklaşık 15 gün sonra bir şey oldu. Ondan mesaj gelmişti “Küstük mü ?” yazıyordu mesajda. Ne yapmalıydı? O an ne yapayım bilemedim cevap vermemeyi düşündüm ama hala seviyordum hem de deli gibi. Bende cevap verdim.

    Ben: ne alakası var ne küsmesi?

    O: ne bileyim hiç selam sabah yok.

    Ben: ilk mesajı benim atmam mı gerekiyo illa ?

    O: hayır da ben rahatsız etmek istemiyorum

    Ben: bende seni rahatsız etmek istemedim.

    O: ben rahatsız olmuyorum ki, olsam konuşmazdım.

    Ben: bende öyleyim.
    O: neyse ya, nasılsın?

    Ben : iyiyim, sen ?

    .
    .
    .

    Bu şekilde konuşma devam etti, fark etiğiniz gibi ben biraz soğuk davrandım. Kullanıldığımı hissetmiştim, egosunu tatmin için kullanıyordu beni.



    Part 15 Herşey Yeniden.


    Ben aynı şekilde soğuk davrandım birkaç hafta fazla konuşmamaya çalıştım. Zaten ilk 3-4 gün hep o attı ilk mesajı sonradan sonraya ben atmaya başladım. Her şey başa sarıyordu, o benim ona arkadaş gözüyle baktığımı sanıyordu ya da biliyordu. Bilmez miydi? İnsan sevgiden 2 hafta da vazgeçecek değil ya. Hele hele benimki gibiyse sevgi eğer, 1 yıl da geçse unutulacak türden değildi.

    İçimde yine bir heyecan vardı. Şöyle düşünüyordum; “Bak kız özledi beni geri döndü. Demek ki bağlanmış bana.” Bu düşünceyle meşguldü aklım. Konuşmamızda eskisi gibi “bambi yüzlüm” ler falan yoktu. Arkadaş gibi konuşuyorduk ama ben için için yanıyordum. Bu şekilde yeniden her şey eskisi gibi oldu. 7/24 konuşmaya başladık tekrardan. Fakat telefon numarası yoktu bende hala. Moralimi bozmaya yetiyordu bu.

    Bu şekilde yaklaşık 1- 1.5 hafta konuştuktan sonra ben tekrardan kendimin kontrollerini kaybettiğimi anlayıp mesaj atmamayı denedim. Evet yaklaşık bir hafta mesaj atmadım kıza. Ama günde 10 defa beklide girip bakıyordum faceye mesaj var mı yok mu diye. Hala aklımdaydı ama elimden bir şey gelmiyordu. ye
    İden üzülmeyi göze alamazdım. Kesmiştim ilişkimi onunda. Ta ki bir gece saat 12 de mesaj var mı diye bakana kadar kesmiştim.






    Part 16 O ses.



    Geceye kadar arkadaşlarla dışarıda takılmıştık saat 12 de eve gelince telefondan bir Facebook a bakayım dedim. Evet “Mesajlar(1)” hemen kalbim yerinden çıkacak gibi atmaya başladı. O mesaj butonuna bastıktan sonra ki 2 sn sanki 1 saat gibi geliyordu.

    Evet mesaj ondan gelmişti, fakat mutlu etmemişti beni bu mesaj, içime kurt düşürmüştü. Şu yazıyordu mesajda “muallak adam mesajımı okuyunca bu numarayı acilen arar mısın? 0507******* ” aklıma hemen elli tane kötü ihtimal geldi ya başına bişey geldiyse? Gece gece her şey olabilirdi, ailesiyle arası hiç iyi değildi zaten ya şuan evde değilse diye içim içimi yedi.

    Birde kafamı duvarlara vuruyordum mesaj yaklaşık 2 saat önce gönderilmişti. Ve ben daha yeni bakıyordum mesaja hemen aceleyle numarayı aradım. Sanırım ikinci çalışındaydı bi ses geldi “efendim?”. İçim eridi sesiyle ne kadar narin bir sesti be. Kızın sesi gerçekten de çok inceydi ama telefonda başka bi güzel gelmişti o an, beklide ilk defa mesajlarla değil de ağzımızla konuşuyoruz diye öyle oldu. Ben sesi duyunca afalladım, hiç hazırlık yapmamıştım, nerden bilebilirdim ki bu sesi duyunca bu kadar aklımı başından alacağını. Her neyse kız ikinci defa “aloo” deyince sadece “alo” diyebildim bende. “Kimsiniz” dedi. Bende tekrar o titreyen sesle “ya ben muallak adam bu numarayı ara demişsin ya mesajda” dedim. Kız “hııı ya sana bir şey anlatacaktım da buradan mı anlatayım yoksa Facebook a mı geçelim?”. Bilmiyordum ne diyeceğimi böylesi benim için çok daha iyiydi ama burada da dikkatimi toplayamıyordum ki onun sesine odaklanmaktan. “valla sen bilirsin nasıl istersen” dedim bende her neyse ortam müsait değildi herhalde ”oraya geçelim o zaman” dedi. “tamam, görüşürüz” dedim bende o da görüşürüz dedi ve kapattı.

    Görüşmek...? ilk defa “bay bay” dememişti. Normalde mesajlaşırken hep “bay bay” derde giderdi. İnanır mısınız diğer arkadaşlarımdan “bay bay“ ı duyunca zoruma giderdi. Halen de gıcığım o kelimeye ve geçen gün bir kız arkadaşımla sırf o kelime yüzünden tartıştım, tabi bendeki anısını anlatınca hak verdi. Onunla ilk vedalaşmamız da, yani benim “seni arkadaş olarak görecem” dediğim zaman hani uzun süre konuşmamıştık ya. İşte onun son sözü “bay bay” idi. Aklıma biri bay bay dediği zaman direk o anı geldiği için hemen moralim bozuluyordu.


    Part 17 Bir Arkadaş ???




    Her neyse hemen Facebook a girip “ne oldu hayırdır inşallah” yazdım. Mesajları hatırlayamıyorum ama söylediği şey şuydu bana. Bir arkadaşı varmış liseden arkadaşlık isteği göndermiş buna bu da kabul etmiş. Çocuk buna sapıkça şeyler yazmış tabi bu bana söylenilen beyler. Bende inanıyorum çünkü kızı seviyorum. İnsan sevdiğinin her sözüne inanabilecek kadar aptaldır. Diye bi laf vardı sanırım doğrusu bu mu tam olarak bilmiyorum bilenler düzeltirse sevinirim. Eee sonra ne oldu Hazal dedim? “Bende tersledim çocuğu küfür etti bende ağır konuştum biraz” dedi. Bende hemen sinirlendim tabi “ver adını soyadını ben icabına bakayım sen uğraşma böyle şeylerle” dedim. Ama Nuh diyor peygamber demiyor kız, çok fazla ısrar ettim beyler, bilemiyorum daha önce böyle ısrar etmemişimdir hayatım boyunca herhalde. Ama öğrenemedim ismini çocuğun bu benim aklımda kaldı tabi. NEFRET besliyordum bu çocuğa karşı sinirlendirmişti beni ve sevdiğimi. Her neyse dedim “peki benden ne istiyorsun?”. “sen bizim fakültenin sayfasının adminisin ya korkuyorum bu çocuk oraya bir şeyler yazar da adım çıkar sonra falan duvarını kapatamaz mısın fakültenin başkaları bir şey yazmasın?” dedi. “eğer elinde olan bir şey değilse niye adın çıksın ki hazal, ama tamam ben yine de kapatırım çokta mühim değil” dedim. Sadece bunu için miydi bu kadar heyecan, liseden bi it kopuk için he? Şükrettim daha kötü bir şey olmadığı için, ve de artık kızın bende numarası vardı. O gece çok çok mutlu bir şekilde uyudum. Artık numarası vardı ya…

    Part 18 Ne Güzeldi Be...




    Ertesi sabah Facebook a girdiğimde ondan “günaydın okula gelmedin mi? göremedim seni” diye bi mesaj gelmişti. Bu gibi şeyler benim için çok önemliydi beyler, mesela bileğim burkulmuştu bir ara bileklik takmıştım bunu fark etmişti ya ben havalara uçardım resmen. Beni fark ediyordu. Bende Facebook yerine direk telefonuna mesaj gönderdim, Facebook a gönderilen mesaj hakkında uyarılmadığı için bu şekilde direk görecekti mesajımı. Mesaj olarak aldım cevabı. Mesaj hakkın var mıydı senin ya dedim. Evet var dedi. Uçtum ki ne uçtum, sevebilirdim o eski lise arkadaşını belki de buna sebep olduğu için. Ben okula gitmiyordum genellikle, çünkü gece 2-3 e kadar konuşuyorduk genelde ve uyanamıyordum. Fakülte de zaten yabancı konumundaydım. Herkes okuduğumuz bölümün meslek okulundan gelmişken ben puanımın kırılmasına rağmen Anadolu Lisesinden bu fakülteye gelmiştim. Ve buna rağmen gelmiyordum ya okula o da buna kızıyordu, sınıfta kalacaksın diye. Telefon numarasını da aldıktan sonra iyice samimi olduk tekrardan, ben yeniden iltifatlar etmeye başladım, bir günde en az 5 defa niyetimi belli ediyorum ama ilk zamanlardaki gibi değil daha açıktan. Her şeyi geçtim iki insan geceleri saat 2-3 e kadar birbiriyle konuşmak için uyanık kalıyorsa demek ki bir şeyler vardır, yani benim görüşüm buydu en azından. Ben Onun için bekliyordum en azından saat 3 e kadar.



    Part 19 Yeniden..


    Yaklaşık 10-15 gün konuştuktan sonra ben artık sabredemez konuma geldim, bu sefer olmuştu, telefon numarası da vardı hem. Konuşmalar da daha samimiydi, birde artık tanıyordu ya beni. Bir de kızla sinemaya gidecektik bir keresinde yani ona bile hayır demedi. Gidecekken ablası arayıp acil bir iş için çağırmıştı tabi o nedenle ertelenmişti. Birde çok korkuyordu biri görecek diye. Üniversitedeydik ama hala ilkokulda gibiydik, birinin görmesi çok önemliydi onun için. En azından bana söylediği buydu. İlk seferkinden daha çok bağlanmıştım kıza beyler, her gün aşık oluyordum ama hepsi aynı kişiye olunca vazgeçilmezim olmuştu artık. Bu arada burcu ile hala konuşuyor onu gelişmelerden haberdar ediyordum. Bana “bırak bu kızı olum, sana kızmı yok” tarzında laflar söylesede ben illede onu istiyodum. Bürgün yine cesaretimi topladım ve bu konuyu açtım, bu sefer evet diyeceğine emindim adım gibi. Çünkü konuyu incideki birkaç arkadaşa danıştım onlarda olur dedi. Sadece birisi dedi ki “olm sabret, ipleri verme kızın eline bu kadar, seni seveni sev mutlu olursun olum.” Dedi. Ama ben birini severken beni seven birini nasıl sevebilirdim ki? Kalbim boş olsa hadi belki olur ama o varken olmazdı. Birde ben hep sordum kıza “hazal başka birini seviyosan vazgeçeyim boşuna ümitlenmeyeyim başkasının oluğu kalbe giremem zaten?” diye. O da her zaman “NE ALAKASI VAR” diye cevap veriyordu, evet ne alakası vardı ki?




    Part 20 ...




    Tam olarak aramızda geçen konuşmayı hatırlamıyorum ama, verdiği cevap beni yerden yere vurmuştu. “sen hani beni arkadaşın olarak görüyordun yaa offf” mesaj tam olarak buna benzer bir şeydi. İkinci defa hüsran… Bu sefer ağlamıştım beyler, hem de hıçkıra hıçkıra. Kaç kişi gece geç saatlere kadar sadece arkadaş olduğu biriyle konuşur lan. Zoruma gidiyordu, kendimi artık hastaymış gibi hissetmeye başladım. Sanki kız normal davranıyodu da ben hep yanlış anlıyormuşum gibi hissediyordum. Kendime yediremiyordum beyler, ne yapacağımı da bilmiyordum, çıktım dışarı bir parka geldim oturdum. Kimseye anlatamıyordum ya bide o çok koyuyordu. Acıyı paylaşmanın ne denli gerekli olduğunu anladım o zaman. Atalara bir kez daha hak verdim. Parka oturdum ve durdum beyler, mal gibiydim, hiçbir şey yapmak gelmiyordu içimden, kendime bir dost bulmam gerekiyordu. İlerdeki bir büfeyi gittim sonra bi paket sigara aldım. İlk sigaramdı bu benim, daha doğrusu ilk paketimdi, önceleri senede bir iki defa içmişliğim vardı ama istediğimden değil ortamdan dolayı içmiştim, zevkine. Ve zaten lüzumsuz geliyordu bana sigara “ne için içiyor bunu bu insanlar” diyerek kızardım arkadaşlarıma, abime, çevreme… Ama şimdi onları anlayabiliyordum. Kızdan o mesajı aldıktan sonra biraz daha konuşup benim uzun bir süre onunla konuşmamam gerektiği konusunda hemfikirdik. Mesaj atmayacaktım ona o da bana tabi. Ama bu sefer kızda bir farklılık vardı beyler, ilkinde daha nazik ve daha çok beklememi ister gibiydi ama bu sefer direk reddetmişti. Evet ilk sigaramdı, içime çekince sigarayı başım döndü tabi kafamı güzel etmemişti ama sadece biraz baş dönmesi. Benim ilacımın bu olmadığını biliyordum, biliyordum da içkiyi de daha önce hiç ağzıma almamıştım ve yetiştiğim çevre dolayısıyla çok soğuktum o yüzden içemezdim. Aile yapım da buna müsait değildi hem. Sigarayla idare ettim. Sonraki 15 gün çok moktandı beyler. Mal gibi olmuştum resmen hiçbir sosyal yanım kalmamıştı, okula da gidemiyordum karşıma çıkar diye. Gerçi bana “ben okulda karşına çıkmamaya özen gösteririm” demişti ama ne olursa olsun çıkabilirdi.



    Part 21 Bunaldım artık.



    15. günün sonunda kendimi inandırmıştım artık sevmiyordum onu, sadece arkadaş olarak görecektim, buraları daha çok anlatırsam bitmez, o nedenle özet geçiyorum o onbeş günü. 15,20 gün sonra Cuma namazı için cami de beklerken :). Ondan bir mesaj geldi Cuma mesajı evet, ben artık kendime güvendiğim için, yani artık onu arkadaş olarak gördüğüm için çıkınca cevap vermeyi düşünüyordum. Çünkü kız gerçekten de çok iyi bir kızdı. Her yönüyle benim kafadan bir kızdı. Dinlediğimiz müzikler bile aynıydı. Kız mesajda bi yazım hatası yapmıştı beyler, bende takılma maksatlı öyle değil böyle olacak diye mesaj gönderdim. O da güldü etti neyse 10 dk konuşmadan konu kapandı ve sohbeti bitirdim. 1 saat sonra aynı mesaj tekrardan geldi, bende yine şaka maksatlı; “birincide hata yaptın bari ikincisini düzgün gönder be :)” yazdım. Yine ondan da cevap geldi, yanlışlıkla gönderdim falan dedi. Ama bu sefer kısa kesememiştik tekrardan uzadı konuşma akşama kadar. Ben hala kendimi kandırıyorum kızı arkadaş olarak görüyorum diye ama kalp gene çükünün doğrusuna gidiyo belli. Kız sanırım sohbetimin bağımlısı olmuştu, yada iltifat ettiğim için egosu bayram ediyodu, bilemiyorum artık ama konuşmak istediği açıkça ortadaydı. Bu durum birdaha yaşanacak gibi görünüyordu ki yaşandı da ama artık yalama olmuştu kalbim, fazla takmıyordum yine 15 gün sonra aynı muhabbetler döndü ve tekrardan konuşmama kararı aldık. Artık yalama olmuştu kalbim ve sinirlenmiştim bu duruma kızgındım artık ona. En uzun konuşmama süreci buydu sanırım evet 1 aydan fazla olabilirdi belki uzun bir süre konuşmadık.



    Part 22 Burcu..




    Ben olan biteni tekrar burcuya anlattım artık bana “sen akıllanmazsın tekrar konuşursun” falan diyodu ama 20 gün kadar konuşmadığımı görünce inandı artık. Burcu da bir gariplik vardı fakat, fark edebiliyordum. Sanki bana karşı bir şeyler hissediyo gibiydi. “La gavat’ a bak, ego ya bak” diyeceksiniz belki ama size konuşmalardan birkaç kesit sunayım siz karar verin. Ben hazalla konuşmayı kestikten 15 gün sonra bana şunu dedi. “muallak adam bugün dershanede bir arkadaşım seninle mesajlaşırken gördü beni, kimle konuşuyorsun dedi bende işte liseden bir arkadaş dedim. Siz bunla sevgili olursunuz dedi bana. Bende saçmalama biz kanka diyoruz birbirimize dedim. Kız bana, kanka falan hikaye bak gör sevgili olacaksınız dedi.”. Ben bunu duyunca ne diyeceğimi bilemedim. Nasıl bir cevap verilir ki buna, “müneccimiymiş nerden biliyormuş, takma kafana ya :)” diye mesaj attım bende. Hadi bunda bişey yok diyelim ki. Bundan 2 gün sonra bana dedi ki; “ne yaptın buldun mu birini ? “

    Ben: yok ya nerde bulacam, gerek yok zaten.

    O: daha aklın hazaldamı lan yoksa? :)

    Ben : yok yaa ne alaka bitti o bende o artık

    O: iyi o zaman, bende buradayım haberin olsun :)
    Ben: ya sen bi üniversite sınavını kazan da

    O: sen ceptesin yani diyosun

    Ben: ne alakası var be, sadece şuan sınavlarınla ilgilen senin için onlar daha önemli .

    .
    .
    .

    Bu şekilde bir konuşma gelin siz verin kararı. Ben bu konuşmadan sonra mesaja atmadım burcuya o attı 2-3 defa bende soğuk davranınca bi daha atmadı o da zaten. Şuanda da kandilden kandile mesaj atar…



    Part 23 Merve



    Arkadaşlarımdan bir tanesine yaşadığım şeyleri kısaca sadece şu birkaç cümleyle anlattım “hazalı seviyorum ama o beni sevmiyor, seviyor gibi yapıyor ama iş ciddiyete binince yok diyor.” Evet çocuğa anlatınca bana iyi bir küfür etti. Neden mi? Ona göre çok çirkindi Hazal, haklıydı sanırım, çünkü bir arkadaşın daha ağzını araladım bana “ben o çirkin kıza mı kaldım lan?” dedi. Evet kız çirkin di ama bu benim için avantajdı. En çok istediğim şeydir benim sevdiğimin başkalarının gözünde olmaması. Rakibim yoktu en azından. Ben anlamazdım zaten sevgilisinin açık saçık giyinmesine insanların nasıl sabrettiğini. Kimseyi eleştirmiyorum ama benim görüşüm buydu. Sevdiğin kişinin kendisini sana saklaması lazımdı. Herkese güzel olursa senin ne özelliğin kalırdı ki? Yanımdaki sevgilimin bacağını herkes görebiliyorsa o benim sevgilim değil herkesin sevgilisidir bikere. Yobaz değilim ama sevgilimi kıskanırım bu da benim huyum iyi kötü size kalmış. Eğer incittiysem birini özür dileyerek hikayeye devam edeyim. Çocuk bana küfür etti ve dedi ki “olum madem kız sana yüz vermiyo sende ipleme kızı sana kız mı yok. Bak Merve sizin sınıfa geldi ikinci dönem, bizim fakülteyi geçtim farklı fakültelerden millet kıza dadanıyo lan, sahiplen kızı ortada kalmasın çokta güzel kız yani, hele hele senin hazalın yanında prenses kalır, hem kız buralı değil ve şahsi evde kalıyo gece çıkar gezersiniz.” O an hassiptir lan dedim çocuğa. Ama sonra bizim yan fakültedeki samimi bir arkadaşımın da o kıza hayli ilgili olduğunu gördüm. Ve kafam hayli karışmıştı.




    Part 24 Aşk vs. Hoşlanma



    Kız güzel olunca hoşlanıyorsunuz beyler haliyle, sanırım bende yeniden arkadaşların gazına gelmiştim. Nasıl mı? Anlatayım: bu yan fakültedeki arkadaşımın adı Kadir, çocuk yakışıklı ve sanırım benden de yakışıklı, evet benden yakışıklı. Ben milyon tipliyim beyler boy 1.74 kilo 70 sakalları her zaman keserim bu da beni küçük gösterir. Yani birine 20 yaşındayım deyince şaşar genellikle. Sakallarımı kesmemin sebebi, X-Man deki logan varya onunki gibi çıkıyo çenenin üstü boş :D. Her neyse arkadaş ise daha uzun boylu biri ve sakalları babamınki gibi çıkıyo o nedenle daha büyük gibi. Daha yakışıklı da benden... Benim Hazal’ la başımdan geçenleri anlattığım arkadaşın adı da Kerem. Kerem bana gaz veriyo beyler yok işte kızı başka fakülteye kaptırma olum falan diye. O ara baktım ki ciddi ciddi kızı sahiplenmeye çalışan 3-4 kişi var. E benimde canım sıkkın zaten hazal dan dolayı, dedim bende bir gireyim bakalım bu işin içine, sonuçta kız güzel ister istemez ilgisini çekiyor insanın ve ben bir sıfır öndeyim çünkü aynı sınıftayım kızla. Benim aklımın bir köşesinde dururken bu kız, birgün baktım ki kadir ciddi ciddi kıza yazıyor. Teneffüslerde falan kızın yanına gidiyor. Ne mallıksa artık kıskandım beyler. Sevmiyordum kızı ama benim fakültemdeki kızdı ve ortada bir iddia vardı. 4 kişilik bir iddia ve kazanabilirdim. Bende durmadım ve bir hamle yapıp kızın Facebook adresini buldum. Kız Facebook una gerçek adını yazmamıştı. Ve diğerleri bu nedenle kızın Facebook adresine ulaşamıyordu. Tabi fakültenin sayfasının ne denli faydalı olduğunu buradan da anlayabilirsiniz. Eğer aranızda liseli varsa bu sayfa konusuna dikkat etsin beyler ilerde çok fazla yerde işinize yarayabilir. O sayfadan tanışıp konuştuğum bizim fakültede olmayan iki kişi var karşı cins ikisi de ve çok iyi insanlar. Arkadaş olarak tabi…




    Part 25 Sersemlik Belirtileri.



    Şimdi sen ne şerefsizsin iddia için kızı kullanıyorsun demeyin beyler. Çünkü kadir ve diğerlerinin sevgilisi var memleketlerinde. Sadece benim geçmişim temiz, yani eğer bir şeyler olursa bile en iyi seçenek bendim kız için. Kıza isteği gönderdim baktım kabul etti ertesi gün, memlekette olduğum için bu sıralar ilgilenemedim kızla. Oysa hazal öyle miydi? İki elim kanda olsa yine ona cevap verebilirdim. Ki bu sebepten pederle az bozuşmadık. Üniversiteye gidince tekrardan uğraştım bu kızla ilk olarak bi akşam ertesi günün ders programını sordum. Kız cevap verdi ama hiç yüz vermiyordu. Ama kızla sohbete girmem lazımdı bir şekilde ve kız yurtdışına gidecekti bunu bahane ederek kıza biraz yavşadım açıkçası konuşabilmek için. Ama kız hala buz gibiydi ve kız gitti yurt dışına 10 gün yurt dışına çıktı. Geri geldiğinde ise attığım mesaja cevap vermemişti. Zoruma gitti biplenmemek. Bekledim geldikten sonra birkaç gün tam vazgeçiyordum ki baktım bizim kadir içi ilerletiyor ve benle dalga geçiyo. Zaten belliydi ben varken sana mı bakacaktı falan diyerek, keremde ayrı bir yerde veriyor gazı. Ben uçmaya hazırdım bu kadar gazla beyler. Hemen kıza o gün akşamında mesaj attım. Hoş geldin falan diye girdim ve saat 11 den 12 ye kadar konuştum arada sadece bir kere iltifat ettim “profil fotoğrafın güzelmiş :)” dedim. O da teşekkür etti. O gün geçti ve ertesi gün bir daha konuştum ama ilk adımı ben atıyordum hep. En sonunda –yaklaşık 1 hafta sonra- ilk mesajı o attı.



    Part 26 Aklımda Hep O...




    İlk mesajı o attı evet o gün biraz fazla konuştuk, gece saat 3 e kadar. Aklıma hazal ı getirmişti bu hala umutluydum, çünkü, çünkü başkasını sevmiyordu ki, neden beni sevmesin’di. O gün kız artık kıvama gelmişti ve bana dedi ki “sana bir şey söyleyeceğim” söyle dedim. Neyse boşver dedi geçiştirdi. Ertesi gün bu konuyu sorunca sadece “ya senin burcun ne terazisin değimli, evet tam bir terazi erkeğisin belli :)” dedi. Evet ama ben fazla inanmadığım için hiç araştırmadım neyim benziyo dedim. Her şeyin benziyo ben iyi bilirim uğraşıyorum bu işlerle dedi. “Bende teraziyim biliyor musun?” dedi. O an iki şey için üzüldüm, kıza sormamıştım ve zorla söylüyomuş gibi olmuştu, yani odunluktu yaptığım. Bir ikincisi de Hazal. Sahi Hazal a neden sormamıştım ki burcunu? Ne kadar salaktım, beklide burcunu bilsem bir şeyleri ona göre yapardım ve başarılı olurdum. Her şeyde aklıma o geliyordu. Bir türlü aklımdan çıkaramıyordum onu. Bu kıza ne kadar hayvanlık ettiğimi anladım o anda, yok olmayacaktı. Belliydi başından, belki demiştim ama beklisi yoktu maalesef. Kızla konuşmayı bitirdim o gece ve o geceden sonra kıza karşı soğuk durdum. Hergün mesaj atıyordu ve ben 2-3 saat sonra cevap veriyordum mesajına. Evet, kendimi dünyanın en adi insanı gibi hissetmeye başladım o andan sonra, öyleydim de. Kadir ile konuşmayı kesmişti kız, belli ki benden bir şeyler bekliyordu.




    Part 27 Utanma..




    Kıza karşı çok soğuk davrandım dediğim gibi, istemeyerekte olsa. Kız ne düşünüyordu acaba hakkımda “önce yavşadı şimdi kaçıyor” buydu herhalde aklındaki şey kızın. Utanıyordum yaptığımdan, bana yapılmasını istemezdim, kimseye yapılmasını istemezdim. Önce bağla kendine sonra da hiçbir şey yokmuş gibi git. Evet ama elimden gelen bir şey yoktu ki. Kadir ve diğerleri artık vazgeçmişlerdi çünkü kız onlara yol vermişti. Bilmiyorum iyi mi yaptım kötü mü? Eğer ben olmasam kız kadir ile birlikte olacaktı muhtemelen ve kadir kızı kullanacaktı açıkçası. Bunu bende o da biliyorduk. Çünkü memleketinde ki kız ile evlenmeyi düşünüyordu. Bir yandan kız belki bu şekilde daha az üzülmüştür deyip kendimi teselli ediyordum. Yoksa yaptığım hayvanlık çok kötüydü biliyordum. Her neyse kız da anladı artık ve mesaj atmamaya başlamıştı. Seviniyordum onun açısından, üzülmemeliydi, benim yüzümden üzülmemeliydi kimse. Bu kız buradan sonra tekrar karşıma çıkacaktı yollarımız başka bir şekilde kesişecekti ve ben utanacaktım kızaracaktım utancımdan.




    Part 28 Acı Gerçek: Onsuz Olmuyor.




    Merve’yi, bir kenara bırakalım da, artık o(hazal) da mesaj atmıyordu neden acaba birisimi vardı artık?

    Ama bu imkânsızdı son konuşmamızda bile sormuştum kii sanırım ona en çok sorduğum soru buydu. “Başka birini mi seviyorsun?”. Eğer bu soruya evet cevabı alsaydım ümitsiz olurdum beyler. Vazgeçerdim çünkü kendimden biliyordum ben burcuya burcu çok kötü bir kız diye mi yok dedim sanki. Aklımda o vardı kalbimde de, size bir şey daha söyleyeyim beyler. Bu kızın peşinde bu kadar koşmamın en büyük sebebi neydi biliyor musunuz? Korkuyordum. İlerde olurda bir gün evlenirsem başka birisiyle aklımda hala onun olmasından korkuyordum, çünkü çok seviyordum be gerçekten çok. Yanımdaki kadınla aklımdakinin farklı olmasını kaldıramazdım. Bu sebeple bu kızın peşinde çok koşuyordum işte. Her neyse 1 ay geçti sonra tekrardan onsuz olmayacağını anladım. Evet, dönüp dolaşıyor tekrar onda karar kılıyordum. Onsuz yapamıyordum işte elimden gelen bir şey yoktu ki. Sonra bir gün parkta oturuyordum yalnız başıma. Aklımda hala o var ve sırf onunla mesajlaşabilmek için aldığım onun operatöründen bir hatla bir mesaj attım. Evet, son ayrılmadan bir gün önce almıştım hattı ama amacım için kullanamamıştım.



    Part 29 All Is Well(?)




    Mesajda ona hiç mesaj da atmaz oldun vefasız çıktın falan filan işte, çokta ciddi olmayan bir mesaj attım. Cevap geldi “kimsiniz?”. Numaramı da mı silmişti be, demek ki tamamen unutulmuşum dedim kendi kendime ve tanıttım kendimi. Bu numaran yeni mi bende yok dedi. Güldüm birden. Unutmuştum heyecandan bu numaranın onda olmayışını. Evet dedim ve halini hatırını sordum. O da benimkini sordu. O an dünyanın en mutlu adamıydım. Çok özlemiştim beyler hem de çok. O an onu ne kadar sevdiğimi daha çok anladım. O akşam baya bi konuştuktan sonra ertesi sabah da devam etti konuşma ve süregeldi tekrardan konuşmalarımız. Büyük bir sorun vardı beyler. Kızla hala yüz yüze konuşamamıştım. O anda en büyük problemimizin o olduğunu anladım. Evet ben kız olsam hiç yüz yüze görüşmediğimi birine aşık olmazdım. Bu sorunumu dile getirdim, ve onunla bir şeyler yapmak istediğimi söyledim yaklaşık 2 hafta sonra. “bende istiyorum ama çok korkuyorum birileri görür diye, sonra babamlara giderse başım belaya girer, hadi babamlar bana güvenir ama amcamların lafı babamı sinirlendirir.” Dedi. “O istiyordu ya isterse olmasın, boşver bir yolu bulunur” diyordu kalbim. ve bir süre erteledim bu işi, çünkü kızı zora sokmak istemiyordum.
    Artık eskisi gibi değildik, kız bana her türlü özelini anlatmıştı. Evet değerliydim onun için, öyle gözüküyordu en azından. Friendzone ney bilmiyordum o zamanlar. Ama Friendzone de değildi bu. Çünkü aramızda bir bağ vardı ve biz o bağa bir isim vermiştik. Saçma bir isimdi anlamsızdı, klavyeliydi ikimizin de telefonu bu nedenle hep bir tuşa basarken diğerine de basıyorduk aceleden. Bir gün o aynı hatayı iki defa yaptı ve ben de dalga geçtim o fazla yazdığı yerle. 3 harfli bir kelime çıktı ortaya sonra, anlamsız… Anlamsız olup aynı zamanda en anlamdı şeydi o kelime hayatımda. Bu dediğim şey kızı ilk tanıdığım haftalarda oluşmuştu. Lakap olarak bunu kullanırdık ikimizde. Sordum bir gün “bu ne anlama geliyor, nasıl bir bağı temsil ediyor anlatsana Hazal, kanka ile mi eşit neyle eşit?” dedim. “bu hiçbir şey ile eşit değil muallâk adam, kanka değil, arkadaş değil, çok farklı bir bağ, bende bilmiyorum.” Dedi. O an aklımdan geçen şuydu: hani sevgililikle arkadaşlık arasındaki bi çizgi varya işte onun üzerindeydik sanırım ve bu onu ifade ediyordu. Bunu diyemedim ona, ne mi dedim? “neyse biraz daha anlamsız kalsın bakalım ilerde çıkar ne olduğu” dedim imalı imalı. Bana göre aşktı bu hem de vazgeçilmez bir aşk.





    Part 30 O Da Mı Seviyor?





    Artık kızla birlikte bir şeyler yapmak için can atıyordum. Ama ne yapabilirdim ki, sinema dedim olmadı ailesi yüzünden. Başka ne yapılabilirdi, düşündüm düşündüm ve aklıma bir fikir geldi nihayet. Sabah üniversiteye tramvay ile geliyordu kız, bende sabah erken kalkıp onun bineceği istasyona gelecek ve böylece okula kadar onunla konuşma, yüz yüze konuşma fırsatı bulacaktım. Bu fikrimi onunla paylaşmadan önce iyice yakındım ona. Şöyle bir konuşma geçti aramızda;

    Ben: Hazal seninle hiç yüz yüze konuşamadık farkındasın değil mi?

    O: Evet ama elimden gelen bişey yok maalesef sende biliyosun bunu

    Ben: Benim bu yönde kullanabileceğim çok zamanım var ama bişey yapamıyoruz birde ben artık seninle konuşurken robotla konuşuyo gibi oluyorum.

    O: Ne alakası var neden böyle düşünüyosun ki?

    Ben: Nasıl böyle düşünmeyeyim ki daha yüz yüze konuşamadık ve 4-5 aydır tanışıyoruz.

    O: Haklısın galiba, benimde zamanım var ama elimden ne gelir ki?

    Ben: Sence ben elimden geleni yaptım mı?

    O: Bilemiyorum…(burada kız sanırım yapmadın demeye çalışıyor)

    Ben: Peki o zaman yarın tramvay durağına geliyorum.

    O: Emin misin, ben okula geç geliyorum boşver sen geç kalma bide.

    Ben: Hıı sanki ben her gün okula gidiyorum yaa, ya bırak boşver ben geliyorum valla.

    O: Tamam sen bilirsin ama çok bekletirim seni yaa :)

    Ben: Acıyo musun? Boşver ben başımın çaresine bakarım acıma sen :)

    O: Acıma değil de şey gibi işte :)

    Ben: Ney gibiymiş???

    O: Kıyamama gibi (evet beyler burada ben koptum artık)

    Ben: Neyse ben yarın kesin gelecem artık.


    Diyerekten geliş saatini öğrendim ve gidecektim ertesi gün.




    Part 31 Heyecan Doruktayken



    Akşam erkenden yatmak istedim ama olmadı yatamadım, çok heyecanlıydım bir salaklık yapmaktan çok korkuyordum. Konuşabilecek miydim acaba? Ya heyecandan bir salaklık yaparsam? Evet, zihnimi bu türden sorular işgal etmişti. Saat 2ye kadar uyumadım. Yatakta yarın ki olacaklar hakkında sürüyle senaryo kurguluyordum zihnimde. Onunla yüz yüze konuşmak ha! Aklımı kaybedecek gibiydim. Hayatımın geri kalanını etkileyecek onca sınava girdim –oks, ygs, lys, pmyo- hiçbirinin arifesinde bu kadar heyecan yapmadım yemin ederim. Çok farklı bir şeydi bu, hani baban senin en çok istediğin şeyi yarın alacağına söz vermiştir ya sabaha kadar gözüne uyku girmez heyecanlanırsın. Örneğin bir bisiklet…
    İşte ondan da daha öte bir şeydi bu. Kendimden geçmişim nasıl yattım bilmiyorum ama sabah kurduğum ilk alarmla uyandım, ardı ardına 8 tane alarm kurmuştum uyanamam diye, ve iki telefona ayrı ayrı. Nasıl olduysa hemen uyandım ve dişlerimi fırçalayıp, sakal traşımı olduktan sonra saçıma fön ile şekil verdim. Kendimle ayna önünde kavga ettikten sonra aceleyle evden çıktım.
    Yol üzerindeki bir pastaneden poğaça ve meyve suyumu aldım. Ona da alacaktım ama evden kahvaltı yapmadan kesinlikle çıkmayacağını ve tok olacağı için poğaçayı yiyemeyeceğini söyleyince almadım. Hemen tramvaya binip olay yerine geldim. Daha gelmesine 45 dk vardı o sebeple bir park bulup oturdum oraya ve poğaçaları yemeye başladım. Ama boğazımdan geçmiyordu ki, heyecandan iştahım kesilmişti. Zar zor bir şeyler atıştırıp kalanını da oturduğum bankın üzerine bırakıp tramvay durağının karşısına geldim. Bekliyordum ama ne bekleyiş Allahım hayatım boyunca böyle beklememiştim beyler.




    Part 32 Büyük Buluşma :)




    Oradan oraya yürüyerek vakit öldürüyordum geçmek bilmiyordu 45 dk. Mesaj attım bu arada hadi nerde kaldın diye, ilk vardığım anda, çok erken olduğunu bile bile. Geliyorum mesajı yarım saat sonra geldi. Ve akabinde 5 dakikaya oradayım diye bir mesaj daha gelince ben direk durağa giriş yaptım. Girim ve bekledim onu orada. Vay be kalbim gümbür gümbür atıyordu. Heyecanımı yenmeye çalışsam da her ne kadar, başaramıyordum. Ayağa kalkıp onun geleceği tarafa bakıp bakıp duruyordum. Ve sonunda gördüm onu, en çok beğendiğim kıyafetlerini giymişti. Çok fazla güzeldi eğer bu iş olursa öpmeye kıyamazdım onu buna inanıyordum o an. Kart okutma yerine gelince o da beni gördü. Sırıtmaya başladım birden neden bilmiyorum :D O da aynı şekilde sırıtmaya başladı. İlk defa konuşacaktık siz buraya kadar olanlardan bendeki heyecanı tahmin edersiniz sanırım. Yaklaştıkça daha çok gözünün içine baktım. Ve tramvayın kapısını açan düğmeye bastım daha çok yakınlaşınca. Geldi…

    Günaydın dedi. Sırf o günaydın dedi diye günümün aydın olacağına inandım. Bir günün nasıl aydın olabileceğini umursamazcasına…
    Bende günaydın diyerek karşılık verdim ve ilk başta onun girmesini bekledikten sonra bende ardından girdim. Kızın bindiği yer tramvayların kalktığı yer olduğundan tramvay bekler vazıyetteydi. İçeri geçince ikiye iki karşı karşıya olan bir yeri işaret ederek buraya geçelim dedim ve onun karşısına oturdum. Bir önceki gün kızın karşısında ya konuşacak bir şey olmazsa diye telefona onca şey not almıştım onların hepsini kullandım. Ona iltifat etmeyi düşünüyordum ama klasik Türkiye toplu taşıması olduğundan söylediğim her şeye mal gibi bakan ergenlerden çekinerek bir şey söyleyemedim o konularda. Yolun yarısını onu izleyerek diğer yarısını da onunla konuşarak geçirdim. Güldüm eğlendim çokta kasmadım, nasıl oldu anlamadım ama. Çünkü kalbim duracak gibiydi. İneceğimiz yere geldiğimizde inip okula doğru yürümeye devam ettik. L şeklinde bir yolu döndükten sonra fakülte görünür olacaktı. Ayrılıp ayrılmayacağımı düşündüm ve ayrılmamaya karar verdim. Ama keşke ayrılsaydım.





    Part 33 Gece Konuşmaları :)



    Köşeyi döndük karşımızda onun sınıfındaki bütün kızlar ve bir hoca... Ben afalladım bi anda ne yapacaktım lan! Aklım çıkacaktı heyecandan. Ne işi vardı bunların burada ders başlamıştı neden derste değildiler. Her neyse işte baktım o sola dönüyor. Heyecandan ben dönmedim ve düz yürümeye devam ettim. Ama içimden iyi sövüyorum. "Lan kırk yılın başı bişey yapalım dedik şu olana bak" diyerek ve söverek yürümeye devam ettim. Sonradan öğrendim ki, seminer varmış Atatürk Kültür Merkezinde “Mevlana” ile ilgili. Yolumu uzatarak fakülteye gidip oradan bende seminere geçtim. Onun oturduğu yerin bir altındaki basamakta oturdum. Hemen sordum tabi görmüşler mi? diye. "Bir şey söylemediler ama inşallah görmemişlerdir." dedi. Arkadaşlarından birine kızmıştı ve bu olayla birleşince çok sinirliydi. O gün yüz vermedi bana. Benim bir hayli zoruma gitti bu tabi. O günden sonra 1 hafta mesaj atmadım. Bir hafta sonra facebook profiline girdiğimde hep arkadaşlarına laf atar nitelikte şeyler yazdığını gördüm. Arkadaşlarına kızmıştı. Hemen mesaj gönderdim "hayırdır gören mi olmuş?" Diye.
    "Evet görmüşler ve laf çıkmış şimdi bütün kızların arasında tramvayda karşılaştık diyorum daha inanmıyolar, sadece iki kişi inandı" diye serzenişte bulundu. Ne diyeceğimi bilmiyordum ama birkaç şey daha konuştuktan sonra anladım ki kız bana karşı yumuşamıştı. Kaçan kovalanır misali mesaj atmayınca gözünde değerli olmuştum. Bende o gün pek müsait değildim ve akşam seni ararım ne olduğunu anlatırsın dedim. Peki, müsait olunca mesaj atarım dedi. Çok heyecanlıydım, ilk defa telefonla arayacaktım onu. Akşamı iple çektim ve geldi sonunda. Hemen mesaj gönderdim müsait misin? Diye. Evet dedi aradım. Mal gibiydim karşısında kekeledim ilk olarak ama sonradan toparladım ve anlatmaya başladı. Bunla beni görenler herkese yaymışlar olayı ve kızın adını çıkarmışlar. Kızda bunun için acayip üzülüyo tabi. Bende dedim ki eğer istersen gider konuşurum ben seviyorum o sevmiyor derim. Yok boşver ne halleri varsa görsünler, uğraşılmaz onlarla dedi. Bende nasıl istersen dedim ve yaklaşık 1 saat 15 dk konuştuk havadan sudan. Ben artık oldu diyordum ki öylede oluyordu, mutlu sona az kalmıştı. Gece saat 12 gibi bitti konuşmamız. Sonra yarım saat daha mesajlaştıktan sonra o günü kapadık. Ertesi gün karşıma çok büyük bir fırsat çıkmıştı.




    Part 34 Adamsın Ahmet.




    Evet, ertesi gün ne mi oldu? Bizim kerem vardı hatırlıyorsanız bu kızdan az çok haberi olan biri. Bunu bir arkadaşı çağırdı dedi ki gel üniversitede buluşalım seninle bir şey konuşacam yanına da muâllak adamı al. Ben diyorum ki kereme “olm noldu niye çağırıyo beni?” tembelim ben beyler baya terazi burcundan olduğumdan herhalde. Boş işleri sevmem pek. Kerem “bi gel bakalım önemli bişey söyleyecekmiş gidelim.” Dedi. Bende sızlana sızlana kabul ettim. Gittik çocuğun yanına selam verdik falan, bende tanıyorum çocuğu ama kerem kadar samimi değildim çocukla. Çocuk derdini anlatmaya başladı sonunda ve dedi ki;
    “beyler yarın birkaç kızla birlikte birkaç yer gezmeyi düşünüyoruz sizde gelinsenize.” Ben direk soğuk baktım zaten, onun kulağına gidecek diye korktum, kazanamadan kaybetmekten korktum. Sonra kerem kızlar kim diye sordu. Çocuk 3 kız gelecek dedi ve ben biranda jeton sesi gibi bir ses duydum kulaklarımda. Bu çocuğun adı Ahmet ve bu çocuk Hazal’ın liseden arkadaşıydı. Samimiydiler kızla, ağabeylik yapıyordu bu Ahmet kıza. Ahmet kimlerin geleceğini söylediğinde o anki şaşkınlığım on katına çıkmıştı, çünkü Hazal için ayrı Merve için ayrı endişelenmiştim. Evet, gelecekler “Merve, Hazal ve Nazan.” Merve kim biliyosunuz zamanında yavşayıp sonradan ilişkimi kestiğim kız. Nazan da Hazalı benle gördükleri konusundaki olaylarda Hazal a inanan iki kızdan biriydi. Onları boşverin de ben şimdi ne yapacaktım, Hazal benim Merve ile konuştuğumu dahi bilmiyordu. Bu arada Kerem ağzından kaçırmış gibi yaparak benim Hazal’dan hoşlandığımı çıtlattı çocuğa. Çocuk hemen bana söyleseydin hallederdim falan dedi. Bende baya bi yol kat ettiğimi söyledim gerek yok dedim ve teşekkür ettim. Çocuk bundan sonra bu tür şeyleri ayarlayıp onu da dahil edeceğini böylece buluşabileceğimizi söyledi. Ama ben huzursuzdum yinede, Hazal neden bu faaliyetinden beni haberdar etmemişti ki?





    Part 35 Mutluluk Yakınlaşıyor..





    Sonradan aklım başıma geldi, “oğlum kız sevgilin değil ki ne yapacağına karışma yetkim yok ki” diyerek kendime geldim. Mutlumu olayım üzüleyim mi ne yapayım anlamadım. Sevindim sonra ertesi günü iple çekmeye başladım. Ertesi gün geldi çattı ama ben kıza hiç birşey söylemedim. Sabah beni orada görünce şaşırdı “sende mi gelecektin?” dedi. Bende “evet bende geliyorum, hayırdır senin için sorun oluyosa gemliyim” dedim. Bu da “saçmalama ya ne sorunu sadece şaşırdım bana kimse söylememişti” dedi. Ahmet kıza bişey söylememişti bilerek mi artık bilmeyerek mi orasını bilmiyorum. Her neyse ilk olarak yemek yemeye gittik. Adana aldı herkes, yanına da ayran. Herkes ayran için pipet istedi o istemedi. Orda çok hoşuma gitti o davranışı beyler. Nedenini bilemiyorum ama çok şirin gözükmüştü gözüme. Belki de sevmek için bahane aramaktı benimkisi ama daha ne kadar sevilebilirdi ki? Yolda yürürken bile yanında duruyordum. Birlikte fotoğrafımız vardı artık düşünebiliyor musunuz beyler? Bunun seven için neleri ifade edeceğini seven anlar ancak. O günün sonunda bir parka oturup nargile ve gözleme siparişi verildi. Sadece ben almamıştım gözleme herkes almıştı. Ben direk nargileye yumuldum tabi, gözlerim kırmızı oldu her zaman ki gibi. Nargilenin bende bıraktığı yan etkisi de bu işte. Sıkıntı yoktu beyler yanımdaydı o, bir ara millet lavaboya gidip bizi yalnız bıraktı. O da anladı bunu Ahmet in ayarladığını fakat Ahmet e bişey diyemiyordu. Abisi gibiydi Ahmet ve Ahmet te en az benim kadar istiyordu bu ilişkiyi. Bana “Senden başkası olsaydı ve kız bana fikrimi sorsa kesinlikle yok derdim ama sen olasın diye elimden geleni yapacağım” demişti. Sevmiştim Ahmet i çok benim mutluluğum için uğraşıyordu.




    Part 36 Yavaş Yavaş Oluyor Gibi.




    O gün çok güzel geçmişti, sonra kız eve gidecekti ailesi merak ediyordu. Ahmet dedi ki “muâllak adam seni bıraksın tramvay’a kadar” kız ne kadar gerek yok dediyse de bende kalktım ayağa ve peki diyebildi. Yanımda yürüyordu beyler yeniden ve yanındayken vaktin nasıl geçtiğini anlayamadığıma yemin edebilirim. Yolda havadan sudan konuştuk tekrardan, ama onunla en kötü olayı konuşmak bile heyecanlıydı. Onu yakından tanımak daha da bağlamıştı beni ona. Durağa gelince “bugün için çok teşekkür ederim hazal unutamayacağım bir gün oldu, her şey için teşekkür ederim” dedim. O da teşekkür edip kendisinin de eğlendiğini belirtti ve bindi. Eve varınca haber ver diye uyardım birde şakayla karışık. Yanında yürümek hiçbir şeye bedel olamazdı. Hayatım boyunca ilk defa böyle şeyler yaşıyordum. Onu uğurladıktan sonra ortama geri döndüm. Millet hafiften sırıtıyo tabi doğal olarak. Bende sırıtarak oturdum yerime ve asıldım yenide nargileye. İlk defa keyiften çekiyordum nargileyi bu kadar içten. Sonra 3 erkek 2 kız kaldık masada, gül satan bi adam geldi kızlara gül aldık kibarlık olsun diye. Birde şu var oturduğumuz kafede herkes birbirinden numarasını alıp verdi. Bir tek ben almadım numarasını kızların ve ortamda mal gibi göründüm sanırım. Ama yapmamamın nedeni Hazaldı onu kazanamadan kaybetmenin verdiği korkuydu. Bizim kerem hazaldan numarasını isteyince ben bozuldum birde ve kereme kızdım. Kız vermedi sen zorla istedin diye, ki öyle de olmuştu açıkçası. Ama kerem bozuldu ben böyle deyince ve silim istersen dedi bende bosver s.kt.r git dedim. Hazal a da söyledim bunu, bozuldum dedim direk o da ”ya ne olcak arkadaşın o senin hem Ahmet te de numaram var benim onda olunca sorun olmuyo da niye kerem sorun oluyo” dedi. Yine bişey diyemedim sadece o liseden arkadaş diyebildim ve uzatmadım. Buradan başladı sanırım kız kabullenmeyi olayı. Artık sahiplenebiliyordum onu. Ve kızlara gülleri aldıktan sonra ona bunu anlattım. “İyi etmişsiniz alıp kızlar sevinmiştir” dedi. Ben “orda asıl almak istediğim kişi yoktu benim ama neyse hadi :)” dedim. O da “halla halla demek öyle :)” dedi. Evet kız artık kesinlikle kabullenmişti. Çok az bir süre kalmıştı olayların kesinleşmesine.




    Part 37 Birlikte Geçen Günler...




    Ondan sonraki günlerde de konuştuk her şey güzeldi. Ama ben sabırsızlaşmaya başlamıştım. Ahmet varya Ahmet eli öpülecek adamdı. Beni kızla en az iki günde bir konuşturuyordu. Yani ortam kuruyordu. Bu arada Merve de çok büyük bir sorun vardı. Kız evde tek kaldığı için Ahmet i arayıp ağladığını ve çok kötü olduğunu söylemiş. Aynı evdeydik o gün Ahmet ile bende geleyim dedim ama kız istememiş. Kızın yanına gittiler kerem ile beraber. Parkta oturup konuşmuşlar fakat kız hiçbir şeyden bahsetmemiş. Ahmet gil biliyorlardı benim zamanında kıza yavşadığımı ve kızn hareketlerinden kızın bana kafayı taktığını anlamışlardı. Kız üstü kapalı bir şekilde birini sevdiğini ve sevdiği kişinin başkasını sevdiğini söylemiş. Ve ben inanmazsınız belki ama çok fazla vicdan azabı çekiyordum. Yaptığımın ne denli büyük çapta bi p.çlik olduğunu yeni anlamıştım. Ama elimden hiçbir şey gelmiyordu. Ertesi gün bowlinge gitmeye karar vermiştik. Ve aramıza mervenin ikiz kardeşi de katılmıştı. Beraber gidecektik, ama hazal yoktu. Gelemeyecekti o ailesi ile sorunlu olduğu için bende gelmemeyi düşündüm ama Ahmet zorla götürdü ki kızın gözleri şişmiş. Sordum “hayırdır ne oldu?” diye. “Yok bişey sadece dua et bana” dedi. Peki dedim bende. Kızın davranışlarından belliydi ama elimden bişey gelmiyordu ki. İkimizde mutlu olsaydık keşke, ama imkansız gibiydi. Buz pistine girdik bowlingden sonra. Her neyse biraz atlayıp sonuca geliyorum. Birkaç gün daha toplandık. Bir gün kızların evinin yakınında biryerde kahve içip fal baktık. Fala Ahmet baktı ve baya yardımcı oldu bana. Birini çok fazla seviyosun ve o kişinin baş harfi ya m yada h dedi. Ben utandım beyler Merve de vardı çünkü o ortamda. Ve sonunda kavuşacaksın dedi Ahmet bu kıza. Seviniyorum bende tabi, o akşam kızı evine kadar bıraktım fakat kendi evinde kalmıyordu. Arkadaşı gile bıraktım yolda şunu demiştim iyi hatırlıyorum. “en çok senin yanında konuşmak isterken dilimin senin yanında tutulması ne kadar garip değimli?” o da güldü bişey demedi.



    Part 38 Zamana bırak..



    Yaklaşık 2 hafta sonra..
    Bigün ben konyaya iki günlüğüne gezmeye gittim beyler. Oradan buna bi kaç hediye aldım. Vermeye gidince birde gül aldım, okula gitmemiştim direk onun ineceği durağa gittim ve onada seni bekliyorum deyip açıklama yapmadan bildirdim. Geldi hediye alacağımı biliyordu söylemiştim zaten fakat gülden haberi yoktu. 3 durak önceden o durağa kadar yürüdüm ve sonunda buldum bi çiçekçi. Girdim çiçekçiye gülü aldım ama adam gelinlik giydirmiş sanki güle. Bende soydum ve sade hale getirdim gülü. Kıza ayaklarım şişti diye mesaj gönderdim. Neden diye sorunca da gelince söylerim dedim. Ama gelince çok duramam falan dedi. Bende yürüyemiyecekmiyiz biraz dedim. Olmaz ev yakın falan dedi. Gelince söylerim niye şiştiğini dedim ama bu hala söyle bekleyemem ben orda konuşamayız falan dedi. Bende “tamam gül almak için çiçekçi aradım” diye mesaj gönderdim. Çok sinirlenmiştim beyler. Moralsizdim, birde kızı tramvayın içinde oflayıp poflar vaziyette görünce çıldırdım. İndiği kapıya gidip verdim hiç bişey demeden asık surat yaptım. Kız konuştu işte elim bandajlıydı ne oldu falan dedi bende bişey yok deyip geçiştirdim ve sen git hadi bekleme dedim. Böyle yapınca bozuldu kız tabi ve en son şunları söyledi. “muâllak adam ben bu hediyeyi arkadaş olarak alıyorum sende öyle veriyosun demi?”. Evet diyebildim sadece cılız bir sesle. Peki teşekkür ederim dedi gitti. Ben o durakta yaklaşık 1 saat bekledim. Yinemi dedim kendi kendime. Ama bu sefer durmadım, kıza mesaj attım hemen “son söylediğin sözle ne demeye çalıştın, vazgeç mi diyosun yani.”

    O: “hayır ne alakası var ya sadece zamana bırak biraz “

    Ben: “peki zamana bırakırım”

    O: “niye trip atıyosun ki ya ben konuşmasam konuşmadan binecektin tramvaya”

    B: “tramvaydaki suratını gördüm sanki “yinemi bu çocuk” der gibiydi. Yürüyelim dedim küfür etmişim gibi davrandın birde gül aldım dayak yiyecektim daha ne olsun, atsaydın onu çöpe”

    O: “sen beni anlamamışsın hiç, benim evimden o durak görünüyo biliyomusun eğer yürüseydik mutlaka biri görür ve eve iletirlerdi, gülü de salak mıyım çöpe atayım nasıl eve sokacağımı düşündüm ne diyeceğimi düşündüm sadece evdekilere ama Allahtan evde kimse yoktu”

    Evet biraz afallamıştım, haksızdım ve boşa kuruntu yapıyordum. Arkadaşlık işinde de biraz zaman istiyordu kız, sonsuza kadar beklerdim onu yeterki o bekle desin…


    Part 39 ...





    Sonraları artık kız sevgili triplerine girmişti her şeye kızıyordu hep tartışıyorduk. Bende haliyle çok mutsuzdum, birgün Ahmet kızla ciddi ciddi konuşmuş ve kıza artık bir şeyler olsun demişti. Kız da biraz daha zamana bırakın böyle şeyler birden olmuyor diye cevap vermiş. Sonra Ahmet bana sabretmem konusunda baya bi ısrar etti, bende kabul ettim. Konyaya ikinci sefer gitmiştik Ahmet te gelmişti bu sefer. Ben kızla konuşmayı kestmiştim bir haftadır, çünkü artık başından savar gibi mesaj gönderiyor ve kısa kısa yazıyordu. Bende zaman istemişti vereyim dedim. Çok zor oldu ona mesaj atmamak ama başarmıştım. Sonra birgün Ahmet dedi ki benim telefonun klavyesini değiştirelim bu baş harfleri büyük yazmıyo. Androidden az çok anladığım için aldım telefonu elime yükledim bir klavye denemek için girdim mesajlara birde baktım hazal ile yaklaşık 250 mesajlık bir konuşma geçmişi var Ahmet in. Ahmetle çok samimi olmultuk hatta öyle ki keremden 3-5 kat samimi olmuştuk yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmez olmuştu. Yani birbirimizin telefonundaki mesajları okurduk ve sorun etmezdik. Bende ne olacak lan diye açtım mesajı ve o anda oldu ne olduysa.




    Part 40 ...




    İlk olarak son mesajı okudum ve yukarı çıktıkça işin rengi belli olacaktı. Son mesajda ise kız “uyuyamam bu halde nasıl uyuyayım” demişti. Çok meraklanmıştım acaba neydi kızı uyutmayacak kadar can sıkıntısı veren şey. Yukarı doğru çıkmaya başladım çıktıkça rengim değişiyordu. Öyle ki karşımda olan arkadaş birden yanıma gelip “ne oldu muâllak adam iyi misin?” dedi. Dışarıdan o kadar çok belli olmuştu. Ne kadar çok etkilendiğimi siz anlayın artık. Aldatılmaktan da öte bir şeydi sanki bu. Basit bir aldatma değil, dalga geçercesine aldatılmıştım. Kız başkasını seviyordu beyler. Ve ben bunu her fırsatı geldiğinde sorardım eğer varsa ben başkasının olduğu kalbe giremem diyerek. İlk reddedilişimdeki yutkunmanın iki katı daha çok acıydı bu yutkunuş. Olduğum yere çöktüm başımı dizlerimin arasına aldım. İsyan edecektim Allah a neden bendim lan neden? Bende kızları sadece cinsel bir obje olarak mı görmeliydim yoksa, çünkü öyle yapanlar mutluydu hep. Ben ilk defa birini sevmiştim ilk defa ve o kadar saftı ki sevgim. Uğruna her şeyi yapardım o sevginin, çok fazla bişeyde istememiştim hani. Sadece orta derecede güzel olan kendi halinde bi kızdı. Herkesin gözü üzerinde değildi ki? Her şeyi aştım da peki neden ben? Namaz kıldığım için mi? Bu muydu dinime riayet etmenin ödülü? Hakketmiyor muydum ben mutluluğu? Bu düşünceler arasında aklım allak bullak olurken ağlıyordum, hem de bu sefer hüngür hündür. O an yanıma gelen arkadaşa öyle bir bağırdım ki ”s.ktir git bişeyim yok yalnız bırak beni” diye. parçalamak istiyordum bir şeyleri hayatım boyunca bu kadar sinirlendiğim başka bi şey olmadı. O an kızı aramak istedim, arayıp anasına avradına sövüp sayacaktım. Evet hemen bulunduğum evden dışarı çıkmak için atağa geçtim ki karşıma Ahmet çıktı. Dışarı çıktık beraber hiçbir şey demeden. Ahmet e onu arayıp konuşacağımı söyleyince durdurdu beni. İşin boyutu farklı biraz dedi. Mesajları tam olarak okumamışsın al oku diye verdi telefonu elime.




    Part 41 Kin, Nefret, Aşk...




    Okuyunca işin ne kadar b.ktan olduğunu anladım. Kız internetten biriyle tanışmış yaklaşık 1–2 aydır ve onunla birbirlerini seviyolarmış. Kız bu ilişkinin ne kadar saçma olduğunu bildiği için bitireceğini söylemiş. Bizim Ahmet de onla konuşmayı kesip benimle ciddi bir şey yaşamasını ve unutacağını söylemiş. Kız da her zaman ki gibi o benden daha iyilerine layık, ona bunu yapamam tarzı şeyler söylemiş. Ben okuyunca yeniden sinirlendim. Ama ağlamadım artık nefrete dönüşüyordu sevgim. Aramayı tekrar düşündüm fakat bunu yüz yüze konuşmak geldi aklıma ve Ahmet kızın İstanbul da bir kursa gideceğini söyledi. Tabi diğer kızlarla birlikte gideceklerdi, Nazan, Merve falan. Bende Ahmet e gideceğimi söyledim o da bende geliyorum dedi. 1 hafta sonrasına uçak bileti aldım onların uçağıyla aynı uçakta. Bu olaydan 1 hafta önce mesaj atmayı bırakmıştım ona ve atmayacaktım önümüzdeki 1 hafta boyunca da. Saçmaydı bu yaşananlar, internetten tanıdığın birine nasıl âşık olunur ki diye kandırıyordum. Hâlbuki örneklerine şahit olmuştum bunun. Kız benle konuşurken bir başkasıyla konuşuyormuş birde, bana zamana bırak diyen kız başkalarıylaymış. Düşündükçe sinirleniyordum. Ve mesajlarda Ahmet kızmıştı ona, “peki neden bunları muallak adama söylemedin, hadi bizi boşver sadece ona söyleseydin ya, adam her gün soruyordu sana?” diyerek. Kız da “utandım çok saçma bişey diye söyleyemedim” demiş. Ben tabi ana avrat sövüyorum içimden bana neden kısa kısa cevaplar verip başından savdığını şimdi anlıyordum. Peki amacı neydi kızın? Bana neden söylememişti, acı çektirmekten zevk mi alıyordu? Bu düşüncelerle 1 hafta sonra okuduğum şehre ordan da terminale gittim ve karşımdaydı.




    Part 42 Final




    Beni görünce baya bi şaşırdı, sen bizimle mi geliyodun dedi gülerek. Evet dedim bende, onun başkasını sevdiğini bildiğimi ve o dertle anamın ağladığından habersizdi tabi. Bana söyleyecek gibi de durmuyordu.
    Hiç bir şey olmamış gibi davranmaya karar vermiştim son gün, son gün patlayacaktım. İstanbul da iki gün takıldıktan sonra bizim ayrılma vaktimiz gelmişti ve Ahmet benden habersiz kıza benim hakkımda “beklesin mi yoksa unutmaya mı çalışsın” diye sormuş. Kız “unutmaya çalışsın” demiş. Bu cevapta işime yaradı. Sonra akşamüzeri Eyüp taraflarında Feshane var bilen bilir. Orda Nazan ile oturup konuştum diğerleri bi tur atıyordu. Nazan a durumu anlatıp her şeyi bildiğimi söyledim ve duyunca o da şok oldu. Bana hak verip ona neden böyle yaptığını sormamı söyledi oda. Peki dedim ve onu çağırmasını söyledim. Olur dedi.
    Geldi yanıma ayağa kalkıp biraz daha bizimkilerden uzaklaştık. Bana bakıp “hayırdır ne var?” dedi. Hayli sertti, nasıl bu kadar küstah olabiliyordu anlamıyordum. Çok mu kolaydı birinin duygularıyla oynamak, hiç vicdan azabı çekmiyor muydu? Bende sinirli bir şekilde suratına bakıp;

    + bana söylemek istediğin bir şey varmı?

    — yok, ne olsun?

    + ben senin başkasını sevdiğini öğrendim birkaç gün önce..

    — evet

    + evet?? Normal bişey yani bu sana göre, bunu neden bana söylemedin hazal? Neden beni enayi durumuna düşürdün, bana neden umut verdin, sana bin defa demedim mi ben eğer başkası varsa söyle diye! söyleseydin s.ktir olup giderdim ve şuanda burada beklide iki arkadaş olurduk veya ben olmazdım burada, ne yapmaya çalışıyordun, hayır yani amacın neydi? (bağırmaya başlamıştım ve bundan sonra hep bağırarak konuştum)

    — siz beni anlamıyorsunuz ben çok farklı düşünüyordum

    + nasıl anlayamıyosunuz ya!! Kafanda ne olduğunu söyle de anlayalım, hadi söyle bekliyorum söyle bakalım ne varmış kafanda? Bilmiyorum ne düşündüğünü söyle belki hakveririm hadi söyle! Kahin değilim ben nerden bilecem senin iç dünyanı?

    - … (sadece susuyordu)

    + verecek bir cevabın yok demek, oh ne güzel be! Ne yapmaya çalışıyodun yani amacın neydi hı? İki kişiyi birden idare etmeye mi çalışıyordun? Ben ilk defa sevdim bana bunu yapmak zorunda mıydın? Aldatılsam bu kadar zoruma gitmezdi lan?

    —çok teşekkür ederim, yerin dibine soktuğun için.

    + ben 6 aydır yerin dibindeyim senin yüzünden sen ne diyosun be! Ailemle aram bozuldu, sigara içmeye başladım, arkadaşlarımla bozuldum. Hepsi bi hiç uğruna mıydı ha?

    — ben mi sebep oldum bunlara ne alakası var benimle?

    + dalga mı geçiyosun sen benimle? Ben nasıl sevdim sen bilmiyo musun hayatımın merkezindeydin lan! Her şeyde seni düşünüyodum! Adam gibi s.ktir git deseydin baştan şuan bunların hiçbiri olmayacaktı. Bana iyi ki varsın dedin benim seni sevdiğimi bildiğin halde. Bu ne demek? Ben seninle olan şeyleri anlatınca millete siz sevgili olmuşsunuz zaten diyolardı! Madem olmayacaktı niye umutlandırdın hı? Bana numaranı verdiğin olayda da fakültenin sayfasına sapıkça şeyler yazacak diye korktuğun çocuk şuan ki çocuk tu demi? Beni sevgilin için kullandın. Helal olsun sana çok kaliteli biriymişsin. Teşekkürler insanları tanıttığın için bana! (sevgilisi olan çocukla tartışmışlar ve çocuk tehdit fakülte sayfasına yazarım diye mesajları okuyunca anladım)

    — ben karaktersiz şerefsizin tekiyim işte, et bana istediğin hakareti

    + ben sana hakaret etmiyorum sen et kendi kendine

    .
    .
    .
    Bu şekilde yaklaşık yarım saat konuştuktan sonra kız kendine küfür ede ede uzaklaştı yanımdan. Bundan daha fazla şeylerde söyledim tabi. Ve bu konuşmadan sonra rahatladım. Fakat ertesi gün kızın hala umursamaz davranışları güler oynar vaziyetini görünce tekrar sinirlendim. Bindim otobüse gece uyumuşum sabah telefonda mesajlar vardı 4 tane her biri up uzun. Hazal dan gelmişti, hala ben sana umut vermedim vs diyor ve sonunda da olan biteni kimseye anlatmamamı istemişti. Çevresindekilere anlatmamamı, onun adını çıkarmamamı istiyordu. Bende hala beni tanıyamamışsın ama ben seni şuan çok iyi tanıdım tamam kimseye söylemem zaten hadi bay bay dedim. Ve şuanda İstanbul dan geleli tam 40 gün oldu. Nazan birlikte iftara gitmemizi istedi “ben, o, hazal” hayır dedim. Gelirsem söverim dedim. Hazal a söylemiş o kabul etmiş. Ve bu insanla 4 yıl daha aynı ortamda bulunmak zorundayım. İşin berbat yanı hala seviyorum…



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi muâllak adam -- 28 Temmuz 2012; 18:01:56 >







  • takipteyim
  • diğer partlara bakaraktan yorum atacağım, şuanlık erken devam et.
  • Mesajım bulunsun.
  • Reklam alınır
  • takipteyim
  • part 2 ilk mesajda beyler.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi muâllak adam -- 13 Temmuz 2012; 18:26:06 >
  • Bekliyoruz devamını.
  • part 3 ilk mesajda. beyler okuyorsanız bir şeyler yazın da devam edeyim kendi kendime yazıyomuşum gibi olmasın.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi muâllak adam -- 13 Temmuz 2012; 20:58:54 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: muâllak adam

    part 3 ilk mesajda. beyler okuyorsanız bir şeyler yazın da devam edeyim kendi kendime yazıyomuşum gibi olmasın.

    Devam panpa okuyorum.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: sittroen


    quote:

    Orijinalden alıntı: muâllak adam

    part 3 ilk mesajda. beyler okuyorsanız bir şeyler yazın da devam edeyim kendi kendime yazıyomuşum gibi olmasın.

    Devam panpa okuyorum.

    sadece sen okuyosun herhalde panpa
  • bende varım devam et sen :)

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • yol boş kaptır gitsin takipteyiz
  • Okuyoruz

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • İlk aşk...Umarım sonuç iyi olur yoksa zor zamanlar sen bekler...:(
  • Uzatma yaz hadi.
    Kız seni aldattıysa yazma bak ben sinir olurum böyle şeylere.
    Pm'den sen okumaz yaz anlarım.

  • Part 4 ilk mesajda, okuduğunuzu görünce hemen yazayım dedim dışarıdaydım, telefondan yazdığım için hatalar olabilir kusura bakmayın.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • her part eklediğinde konu başlığını değiştir hocam böylece daha çok ilgi görür
  • quote:

    Orijinalden alıntı: 7Ronaldo

    her part eklediğinde konu başlığını değiştir hocam böylece daha çok ilgi görür

    Tamam hocam öyle yaptım teşekkürler. Eve gidince 2-3 part daha yazarım.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Hocam part 5 çabuk
  • 
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.