💛💙 Fenerbahçe 2023/2024 Sezonu [ANA KONU] #TeşekkürlerFenerbahçe⭐⭐⭐⭐⭐ (6874. sayfa)

Katılmadığım noktanız yok. Aynı fikirdeyiz. Adamın ikinci bir planı yok. Ben bu konuda da CL maçlarında da Okan hocayı övdüm. Barış'ı denedi, Zaha'yı kesti, Kaan'ı stoper yaptı. Varyasyonlar denedi. Bu lig ikinci yarı başlıyor ama ekip hayatında iki yarı oynamamış.

Burada bas bas bağırdık, Szymanski'yi kes diye, Kent'i kadroya yaz, Bats'ı yolla forvet al dedik. Bize Dublinli dediler, kripto dediler. Ezeli rakibe bedava kupa mı verilir, maça çıkılsın dedik, tepki veriyoruz vs dediler. Takımı ligden çekeceksen çek, çekemiyorsan bu topa başta hiç girme. Sene başı yine beş yıldız işleri, he for she, sex and the city... Uyutuluyorsunuz dedim burada. 59 öncesi 60 kere şampiyon olsak neye yazar, yıldızımız 10 olsa ne yazar, 10 yıldır lig, 15 yıldır CL maçı yok.

Ali Koç zaten ne kadar yalaka varsa doldurdu. İş hacmi de büyük olduğu için karşısına çıkmaya da korkuyorlar. Başkanımız parasız olsun arkadaş ama iş bilsin. Sanki Ali para harcadı da kadro mu kurabildi bu seneye kadar?

Abi ben dil bilmeyen Fenerbahçe hocasını yediremiyorum ya. Bu adam 60 yaşına kadar zorla Fenerbahçe'nin başına getirilmesi dışında hiçbir vasıf elde edememiş. Anadolu kulüpleri bile istememiş kendisini. İsmail yerine Bülent Uygun'u hoca yapsalar Sivas'ta rüşdünü ispat etmişti falan diye gerekçe bulabilirim ama İsmail için böyle bir durum yok. Teknik ekibin yetersiz diyince CV'sine baksınlar diyordu. Ulan 2. ligde olması gereken adamlarla iyi bile gelmişiz buraya. Liva için bir tane kaleci antrenörü getirene kadar göbekleri çatladı ama etkisini gördüler. Şekerspor'un antrenörü yerine eski antrenörü geldi 4-5 maçtır formda Liva. Ama yönetim iş bilmiyor... Diyeceksin ki senin ekibini kovdum. Yerine Avrupalı ekip getiriyorum. Sağlık ekibini değiştiriyorum. Ama bunlar Ali Koç'un çapını aşar.

Sizin sorununuz ne biliyor musunuz? 23/24 sezonu boyunca en az 5 maçta Erkan Engin ve adını hatırlamadığım diğer VAR hakemi sayesinde haksız son dakika penaltısı alarak yarışta tutulmaya çalışıldığınız halde ve bunun farkında olmanıza rağmen gerçekleri kabullenemeyip sorunu başka yerde aramanız. Yabancı VAR hakemleri geldiğinden beri de hiç penaltı alamamış olmanız da başka bir ilginç istatistik. Galatasaray'a ise Sivas maçındaki gibi halen penaltılar verilmemeye devam etmesine rağmen maç kazanmasını biliyoruz.

Belki de siz bu şekilde hatalı penaltılarla yarışta tutulmamış olsaydınız İsmail Kartal'ın kısır futbol foyası daha erken ortaya çıkacaktı ve çoktan kurtulmuş olacaktınız. Ama siz hatayı kendinizden hariç herkeste aramaya devam edin. Yıllardır ama bakın gerçekten yıllardır hiç değişmiyor şu tavrınız, sürekli Fenerbahçe'ye yeni yeni hayali düşmanlar ortaya çıkarıyorsunuz ve işin ilginci içinizden biri de çıkıp demiyor ki "Biz ne yapıyoruz?"!

Bu takımı buraya takımın kendisi getirdi. Hoca değil.

"Sayın Başkan, 6 yıllık döneminde, Fenerbahçe tarihinin en kötü, en başarısız başkanısın.

Lütfen bırak.

"Aklı başında olan, muhakeme yapabilen tüm Fenerbahçeliler bunu sana söylemek istiyorlar. Senin deyiminle "Aptallarla, ölüler fikirlerini değiştirmez." Sayın Başkan, Fenerbahçe camiasında hiç kimse aptal değil.

Hiç kimse ölü numarası da yapmıyor.

Lütfen bir kere olsun sözünün eri ol ve aday olma.

Defalarca "Benim başımda olduğum Fenerbahçe'yi şampiyon yapmazlar" dedin. İşaret ettiğin gücün iktidar olduğunu söylemek istiyorsun ama cesaretin olmadığından bir türlü direkt söyleyemiyorsun. Neden?

Çünkü buna sen de inanmıyorsun.

Sen Fenerbahçe'de Başkan olduğun dönemde Fenerbahçe sadece bir Türkiye Kupası alabildi.

Aynı dönemde Koç Holding ve Koç Şirketleri her sene kar rekorları kırdı. Koç Grubu, devlete, yeni projeler yaptılar, yeni işler aldılar.

Yani senin hissedarı olduğun, Ömer Koç'un başında olduğu Koç Grubu başarıdan başarıya koştu bu dönemde. Bunda bir çelişki yok mu sence? Senin anlatımına göre devlet, Koç soyadına "gıcık" olduğu için Fenerbahçe bu durumda.

Peki devlet, Koç soyadına gıcık da neden Koç grubu başarıdan başarıya koşuyor. Fenerbahçe ile Koç Grubu arasında tek bir fark var.

Fenerbahçe'nin başında Ali Koç, Koç Grubu'nun başında Ömer Koç var.

Tek fark bu...

Tabi ki bir önemli fark daha var. Ali Koç'un başında olduğu Fenerbahçe bir avuç "elitin" elinde. Ömer Koç'un başında olduğu Koç Grubu "liyakat" sahibi insanların elinde.

Bu basit bakış açısı ile baktığımızda "Benim başımda olduğum Fenerbahçe'yi şampiyon yapmazlar" söylemine ben inanmıyorum Başkan.

Haa belki Ali Koç'un deyimiyle "aptallar ve ölüler" inanıyorlardır.

Buna da ben bir şey diyemem. Aptal olmayın der geçerim.

"Benim şahsi sevdamın aileme zarar getirmemesi lazım. Bu süreçten sonra ürktüm. Benim de gözümün üstünde kaşım var" diyerek 2012 yılında Fenerbahçe Spor Kulübü'nden ayrıldı Ali Koç. 2012 yılında yapılan seçimlere Aziz Yıldırım cezaevinde tutukluyken girdi ve başkan seçildi. Şahsi sevdasının ailesine zarar getirmemesi için Fenerbahçe'den ayrılan Ali Koç şimdilerde gizli gizli başkanlık yarışına girerken kendi söylemine göre varlığının Fenerbahçe'ye zarar vermesine aldırış etmiyor!

Ali Koç Fenerbahçe Başkanı olmasının ailesine zarar vermesini önemsiyor ama Fenerbahçe Başkanı olmasının Fenerbahçe'ye zarar vermesini önemsemiyor!

Bu söylemden bu sonuç çıkıyor. Bence Ali Koç, 6 yıllık başarısızlıkla geçen dönemi için bu gerçek olmayan söyleme sarılıyor. Ali Koç başında olduğu sürece Fenerbahçe'yi şampiyon yapmazlar. Bu sözler 6 yıllık başarısızlıkla geçen bir dönemi başkalarına ihale etmek için söylenmiş sözler.

Ali Koç'ta tek hata yok.

Hata ismi konmamış güçlerde. Ali Koç, bu söze inanıyor olsa sevdam dediği Fenerbahçe'nin önünü açmak için artık yeter der ve aday olmaz.

Ali Koç hala aday olmayı düşünüyor zikzaklar çizerek kalp elektrosu gibi fikri her an değişiyor.

Uygun bir tarih bulsa hemen aday olduğunu açıklayacak.

Önce Olimpiakos maçını bekledi Ali Koç, sonra Monaco maçını.

Ama olmadı.

Fenerbahçe o maçlarda beklediğini alamadı. Galatasaray maçı seçim takvimine uymuyor. Aslında en güzel gösteri o maçta alınacak bir galibiyet ardından olabilirdi.

TARİH BİR GÜN HESAP SORAR

Tutuklu olduğu cezaevinden, 2012 yılında, yani FETÖ'nün en güçlü olduğu tarihte başkan seçilen Aziz Yıldırım. "Benim şahsi sevdamın aileme zarar getirmemesi lazım. Bu süreçten sonra ürktüm. Benim de gözümün üstünde kaşım var" diyerek 2012 yılında Fenerbahçe Spor Kulübü'nden ayrılan Ali Koç. Bu günleri insanlar çok çabuk unuttu. Aziz Yıldırım, o gün gelecek günlerde ne olacağına bakmadan kaldı. Ali Koç ise o gün arkasına bakmadan çekti gitti. Bunlar gerçekten unutuldu. Bir yıl cezaevinde yatan gıkını bile çıkarmayan, kelle koltukta FETÖ ile çarpışan Aziz Yıldırım, Ali Koç döneminde Fenerbahçe tarihinden silinmek istendi. Galatasaray ile oynanan Süper Final maçında çekilen bir fotoğrafı üzerinden Ali Koç'tan cesur yürek bir başkomutan yaratıldı. 3 Temmuz sürecine ilişkin konuşulan tüm mecralarda 2018'den sonra bu fotoğraf kullanıldı. Oysaki bu fotoğraf 12 Mayıs 2012'de çekilmişti. Bu fotoğraftan sonra Ali Koç'un tek bir fotoğrafı bile yoktu 3 Temmuz'a dair. Bu yalan o kadar tekrarlandı ki sonunda böyle olmadığını bilenler bile bu yalana inandı. Hatta Ali Koç bile bu yalana inandı.

Kendisini William Wallace sanmaya başladı onun gibi olmaya çalıştı. Bugünkü 'cesur yürek" durumu da tam da bu yüzden.

2018 seçiminde sonra; yönetim tarafından taraftara verilen gazla "garajdan kaçtı", "korkudan genel kurula gelemiyor" denen Aziz Yıldırım, 27 Nisan'da, bir anda ansızın geliverdi, YDK Genel Kuruluna. Saatlerce oturdu orada. Karşısına çıkıp, elini bile sıkamadı Ali Koç.

Kim cesur yürek, kim kaçtı?

Tarih gerçeklerle yazılır.

Coğrafi gerçekler yalanına Kalamış'tan güneş doğacağına inandırdığınız kitle de bir gün uyanır elbette.

Çünkü Ali Koç son sözünü söyledi:

"Sadece aptallar ve ölüler fikrini değiştirmez."

83 MİLYON DOLAR TEHTİDİ!

Son günlerde, aday olmazsa yerine geçireceği ismi düşünen Ali Koç, Sadettin Saran'a açık destek veriyor. Koç, eski Başkan Aziz Yıldırım'ın aday olmaması için baskı yapıp, aba altından sopa gösterip "aday olursa bunu mümkün kılmayacağım" diyormuş.

Divan ve kongrelerde kulübe verdiği bedeli geri almayacağını belirten Koç, Aziz başkan aday olursa bu alacak konusunu gündeme getireceğini dile getiriyor. Bu rakam tam olarak 83 milyon dolar. Ali Koç'un kişisel alacağı kulüp muhasebesinde cari hesapta duruyor.

Ali Koç'a açık mektup (star.com.tr)

Muhtemelen basına haber verilmeden başka bir odada yapılmış, maç sonu basın açıklaması / konuşma yapılmak zorunlu yoksa ceza alıyorsun. Heralde kimse soru sormasın falan diye işin kurnazlığına kaçtılar yoksa basın kaçırmazdı böyle bi fırsatı.

Taraftarın yıkması lazım o stadı ama tribünlerinde çoğu dizayn edilmiş hep şakşakcı tayfa, ben o kadar agresif bir protesto olacağını sanmıyorum umarım yanılırım.

Kazanınca haklı oldunuz tabi:) ligin ilk yarısında iki takımın oynadıkları futbol bugünün tam tersiydi; fener gelene gidene 4-5 atarken gs güç bela kazanıyordu. Ama ilk yarıda farklı olan hakemlerin omuz atarak gsyı yarışta tutmuş olması. Ne hakettikleri kartları verdiler gslı oyunculara (ligin en az kart gören takımı ilginç bir şekilde) ne de fauller çalındı oynadığı rakiplerine. Hal böyle olunca Fenerbahçe kopup gidemedi Gs moral kazandı. Üstüne bir de Ali Koç un ben varken şampiyon yapmayacaklar şeklindeki sabote edici sözleri takımı tamamen bitirdi.

Var yabancı olunca penaltı alamamışmış, bir aydır takım cezasahasına girebiliyor mu? Ondan önce her maç rcs topla buluşma rekorları kırıyordu. Rcs girmeden penaltı nasıl kazanacaksın?

Ciddi hakem hatası bulamayınca şimdi de sarı kartlara sığındınız demek :D Sarı kart pozisyonlarını hatırlayan yok ya, salla gitsin tabi, size sarı verilecekti verilmiyor zart zurt diye :D Tadic'in bileğe bastığı kaç pozisyon kartsız geçildi, haftalardır sarı kart sınırındaki oyuncular listeniz bir sonraki haftaya devrediyor, ama aynen GS'ye kesin sarı kart verilmeyip FB'ye kumpas kurulmuştur :D

Ligin ilk yarısında oynanan futbollar tam tersiyken de biz bugünleri ön görüyorduk zaten. Okan Buruk takımları her zaman geç form tutuyor. Sen erken yükleme yapıp sene sonunda her hafta adele sakatlığı verirken bizim fizik gücümüz sezonun sonuna doğru artıyor. Geçen sene de böyleydi, bu sene de böyle, seneye de böyle olacak. Başakşehir'in şampiyon olduğu yıl da böyleydi. Bu bir hoca tercihi. Bunu her sene söylüyoruz, her sene yeniden keşfetmeye çalışıyorsunuz. Her sene haklı çıkıyoruz, sonraki sene başında yine biz bunları söyleyince dalga geçiyorsunuz. Eşşeklik bizde tabi, halen laf anlatmaya çalışıyoruz

Hocam öncelikle ligde en az kart gören Trabzonspor, sonra Ankaragücü olması lazım biz sondan 3.yüz. Onun harici kusura bakmayın ama gerçekten bu kart muhabbeti bana çok uydurmaca geliyor. Ha illa ki verilmemiş kartlarımız vardır eyvallah belki 5 belki 6 tane ama hangi takıma olmuyor bu? Ona bakarsan en çok penaltıyı da Fenerbahçe almış, bunlar futbol içerisinde olan şeyler şimdi sizin aldığınız penaltılar doğru da bizim sarı kart yemememiz mi yanlış?

Bu söyledikleriniz Beşiktaş'ın şampiyon olduğu sezon gibi bir durum olsa kesinlikle hak veririm, çünkü bize karşı 1 averaj, size karşı 2 puan ile şampiyon olmuşlardı ve verilmemiş bir iki kart bu küçük farkı kapatabilirdi. Ama daha şimdiden olmuş 6 fark, Arena'daki maç ile muhtemelen 9-10 puan bir fark ile lig sonlanacak bir kaç kart neyi değiştirir.

Ligde türk hakemler mesleğinden olmaktan korktuğu için hem GS hem FB'yi kayırıyor ben bu konuda net imzamı atarım, bir anadolu maçında vermeyecekleri pozisyonlara faul veriyor, verecekleri kartları vermiyorlar eyvallah. Ama bizim 5 kartımızı vermemişler de sizin 4ünü vermişler falan 10 puan fark ile biten bir sezon için çok gereksiz konuşmalar bence.

Son olarak şunu eklemek istiyorum, ligin başında gs güç bela kazanıyordu dediniz de bizim dakika 80-85den sonra gol bulup kazandığımız maç kaç tane var, sizin kaç tane var? Biz şampiyonlar liginde sıkışık fikstür & dar bi kargo ile oynadığımızdan skoru bulduktan sonra top çevirmeye başlıyorduk ilk devre, bastırmıyorduk işin özeti siz şov yapıyordunuz çünkü rotasyon kadronuz konferans grubu için fazlasıyla yeterliydi. İkinci devre fikstür açılınca takım daha rahat oynamaya başladı, Sparta maçı sonrası zaten hepimizin beklediği bi sonuçtu bu.

@307kd Sizin için açıp tek tek baktım, Ligin ilk devresinde dakika 80'den sonra gol atıp kazandığımız tek maç Beşiktaş maçı, dakika 82'de gol gelmiş  

Hayır ite çeke kazandınız diyorsunuz da tüm maçlarda dakika 50'ye kadar skoru bulup sonra aktif dinlenmeye geçmişiz. Birazdan hem FB'nin hem GS'ın 2. devre oynadığı maçlara da bakıp yazacağım sizlere.

travmaya bak, dünyada ilk kez sahaya yabancı madde atıldı, ilk kez sahaya taraftar girdi sanki. travma dediğin maçta 3. golünden önceki kabak gibi faul verilmedi de kazandın.

o maç dünyada ilk kez gerçekleşen şey oyuncuların güvenliğin arkasına saklanmak yerine sahaya giren taraftara tekme tokat girişmeleri rezaletiydi. bu hareketlerinin cezasız kalmasıydı. hadi osayi'nin bir hareketine nefsi müdafa dedik, kendisinden uzakta olan adama koşup yumruklaması, oosterwolde'nin kontrol altına alınmış adamın üzerine bilinçli şekilde koşup kafasına şiddetli bir tekme atması mı fenerbahçe için travma? bu olayların üzerine yapamayacağınızı bile bile ligden çekilme blöfünü oynadınız, süper kupa finalinde çoluğun çocuğun arkasına saklanıp rezil oldunuz, karşılığında da oyuncularınız almaları gereken cezaları almadılar. trabzonspor maçının pfdk kararları açıklandığında o maça dair tüm mağduriyetiniz bitti. ne mağduriyeti ne travması ya aklımızla alay etmeyin