Şimdi Ara

KIZLARLA SEVGİLİ OLMAK VE ASOSYALLİĞİ YENMEK - UZUN ANLATIMLI

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
288
Cevap
128
Favori
11.905
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
70 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  •  KIZLARLA SEVGİLİ OLMAK VE ASOSYALLİĞİ YENMEK - UZUN ANLATIMLI


    Merhaba, öncelikle konuma hoş geldiniz. Buraya aforizma değil sizleri bilinçlendirmeye geldim. Yazım ve imla hataları için affola.
    Bu aralar kafama taktığım konu hakkında bir şeyler yazmak istiyorum. Çok uzun yazı olmasa da zaman geçtikçe sizlere özel editleyip tekrar tekrar sunacağım.

    Biliyorum, günümüzde çoğu şey değişmeye başladı. Bu en ufak detaydan devasa boyutlara kadar çıktı. Misal: Yediğimiz yemekler, içtiğimiz şeyler, zevk aldığımız şeyler, teknoloji ve teknolojinin getirisi olan internet (internet tüm insan popülasyonunu derin bir değişime sürüklüyor orası ayrı). Bu değişmeler sonucunda insanın birbiriyle anlaşma tarzı ve anlaşma şekilleri her saniye farklılık göstermeye başladı. Mesela eski zamanlarda (bundan 10 yıl önce) msn'de konuşulur anlaşılır sonra dışarıda bir müddet eğlenilirdi ama şimdi daha farklı. Bunun en büyük örneğini şöyle verebilirim;

    Whatsapp sayesinde insanlar anlık olarak (cidden nanosaniye gecikme ile) birbirimize yanıt veriyoruz. Peki güzel harika bir buluş değil mi? Eskilerde bir mektubun gitmesi 30 gün bile sürebiliyordu. 30 günlük süre mektubu bekleyen kişi için biraz sıkıntı olabilirdi ama bu özlem yanında hiç bir şey kalırdı. Çünkü o zamanlar mektuplarla yani gerçek bir bekleyiş ile insanlar sevdiği kişiyi, teyzesini veya halasını (vs...) kalbi ağzında bekliyordu. Şimdi öyle değil (geri kafalı değilim) karşındaki kişi bir mesaj atıyor sen de anında cevaplıyorsun yazdığın şeyin ne anlamı kalıyor ne de bir önemi çünkü karşındaki kişi senin gibi insanlara anında kolayca ulaşabiliyor ve anında kendine çekebiliyor. Sonra neler oluyor tahmin ediyorsun değil mi? Bir kaç selamlaşma ardından güzel bir iltifat hopp ardından çıkmaza giriyorsun aynı duvarın etrafında duvarın ardındakini göremeden debelenip duruyorsun. Oysa mektup öylemiydi. Orda zaman vardı, emek vardı ve heves vardı.

    Şimdi diyelim sen erkeksin ve hoşlandığın kıza açılmak istiyorsun kızı da whatsapptan eklemişsin. Kıza yazmak için elin telefonun klavyesine gidiyor bir geliyor. Ne yazsam diye düşünüyorsun? Aynı mektuptaki gibi değil mi? Ha ha ha sence öyle bence hiçte öyle değil. Bak şimdi sen bir şeyler yazmak için kendi içinde fırtınılar estiriyorsun ya o kız ise başka insanlarla egosunu tatmin etmek için fırtınalar estiriyor (istisnalar hariç - %1). Sonra sen ona binlerce kez düşünüp bir kere attığın mesajı görüyor ve cevap veriyor. Cevap eminim ki beklediğin gibi olmuyor tabi ki - (" Teşekkür ederimm :))) gibi ") Sonra ne oluyor sen öyle ekrana bakıyorsun kız ise whatsappta grup sohbetlerde aforizma, erkek arkadaşlarıyla ego tatmini, kız arkadaşlarına hava atma çabası halinde oysa sen umrunda değilsin sadece kısa süreliğine onun ilgi alanına pardon onun görüş alanına giriyorsun. Biliyor musun sadece onun için basit bir bildirimden ibaret oluyorsun. Bildirimleri nasıl kapatacağını biliyorsun değil mi? Bir çarpı butonuna basarak ya da o bildirimi kaydırararak. İşte sorun burda o kız sana bir çarpı butonu veya kaydırma işlemi gibi basit bir şeyle senin önüne kocaman bir duvar çekiyor (sana göre kocaman bir duvar). Sonra sen olumlu cevap alamadığın için günlerce whatsappa bilimum bu uygulamaya benzer uygulamalara girmeye korkar oluyorsun. Buraya kadar hiç bir şey normal gitmiyor değil mi? Bence sen kendini kandırmaya devam ediyorsun.

    Günlerin geçiyor ve sen hala mutluluğu bulamıyorsun bazen bir köşeye çekilip ağlıyorsun bazen böyle sitelerde içini döküyorsun. Cidden bunu yapıyorsun ve bir yardım eli bekliyorsun. Sana yardım edenleri sevmeye çalışıyorsun sana yardım geliyor ama sen yine değişmiyorsun. Çünkü burası internet her şey soyut ve her şey karmakarışık. Bak dostum bunun çözümü yok ama sana yol gösterecek bazı şeylerim var...

    Bir kız arkadaşın olmasını istiyorsan bu adımları kendine göre uyarla öyle uygula (sonuçta yaşadığımız her şey aynı değil)

    1- Bak dostum her şeyini mükemmel yapmaya çalışma, bırak sivilcen olsun ama sivilcem olsun ohh diye de kendini rahat bırakma bak kendine... Ama o kadar abartma.

    2- Lisedeysen eğer lütfen ve lütfen bilgin olmadan aforizma kasma insanların gözünde aforizma kasan değil kasıntı olarak görülüyorsun.

    3- Lisede arkadaşlar edin ama öncelik olarak ilkolul veya ondan daha önce dostluk kurduğunuz arkadaşlarına özen göster, çünkü üniversite başladığında tek gitmeyecek olan eski dostlardır (üniversitede her şey değişmeyecek aksine çoğu! seni satacak veya ezecek)

    4- Ezildim diye içine kapanmayacaksın, tamam üzüleceksin bazen şerefini iki paralık edeceksin hırsını alamadığın için... Yapma! Çünkü hiç bir şey senden önemli değil.

    5- Lisede kızlarla çok oynaşmayacaksın ve kızları cinsel obje olarak değil onları insan olarak göreceksin.

    6- Kızlarla erkekler gibi labali değil nazik ve centilmence konuşacaksın (Tipin çok önemli değil sonuçta modern dünyaya ayak uydurmak zorundayız değil mi?)

    7- Farklı olayım derken tüm insanlardan uzaklaşırsan kendine yazık etmiş olacaksın. Çünkü zeki bir insan her şeye adapte olabilen bir insandır (Ekstrem koşullar dahil)

    8- Asla,asla ve asla yalan söylemeyeceksin çünkü yalan karakterini küçültür ve artık karakterine sığmayabilirsin. Eğer sığmazsan o zaman geri dönüşün olmayabilir.

    9- Sivilcelerin, veya anormal yüz hatların olabilir. Her insanın dnasının aynı olmadığını herkesin herkesle yaşadığı bir düzenin olmadığını bilmelisin. Ama eninde sonunda sivilcelerin geçecek ve yüz hatların oturacak! Bir nefes al ve kendine okuyabileceğin şeyler edin. Eğer kitap okumak istemiyorsan bile ekşi sözlük gibi meretleri mutlaka oku. (Haberleri mutlaka izle, oku ne bileyim asla kaçırma)

    10- 16 yaşına kadar spora başlama. Çünkü biraz vücudun toplansın, kemik yapın biraz güçlensin o zaman spora başlarsın. Merak etme orada da belirli bir kütle endeksin olmadan kas yaptırmıyorlar. 17 - 18 yaş aras güzel bir fitness salonuna gidebilirsin. Unutma oraya kas için değil dinamik ve çevik olmak için gitmelisin. (Atatürk'ü düşüneceksin çünkü sporcu olmasan bile sen bir Türk gencisin zeki ve çevik olmalısın).

    11- Kızlarla Erkekleri aynı kefeye koyacaksın ne fazla ne az!
    12- Kızları etkilemek için saçma salak esprilere gerek yok. Güzel bir mizah anlayışı ve iyi bir dil gayet yeterli.

    13- Kızla çıkmak için bir yere davet et. Para olarak en iyi yere götüreceğim diye kendini niyetlendirme. Çünkü çoğu kadın mekandan önce karşısındaki adamın davranışlarına sonra olgunluğuna bakar (genel olarak böyle)

    14- Alkol alıyorsan lütfen seviyesinde bırak ve asla bir kıza alkol aldığını söyleme. Karşındaki kız eğer alıyorsa zaten o zamanlarınız eğlenceli bir zamana dönüşecektir. Şimdilik bir şeyleri lütfen içinde sakla (yalan söyle demiyorum!!!)

    15- Karşındaki kız için müzik kulağın çok önemlidir. Karşındaki kıza etkili olmak için bilmediğin şarkıları atma. Sonra buluştuğunda rezil oluyorsun, yapma!

    16- Eğer kızla aranızda bir şeyler var ise lütfen giyimine dikkat et. Bunu sakın yanlış anlama en pahalı şeyler en iyi şeyler değildir bunu unutma. Bunun detaylarını en kısa sürede yayınlayacağım.

    17- Klişe olacak ama özgüvensiz erkeği kimse seçmiyor (doğal seleksiyon) üzgünüm 1-0 ileride başlayacakken 0-10 geriye düşen oluyorsun birden.

    Diyeceğim odur ki eğer özgüvensizsen bunu aşmak için bir şeyler yapmak zorundasın.(Bununun hakkında detaylı bilgi en kısa sürede vereceğim).

    18- Hayatında hayallerin ilk öncelik olacak. Kız vs ikinci planda olacak. Çünkü hayalini gerçekleştirirsen o zaman sen de kız arkadaşında mutlu olacak. Çünkü bir şeyleri başarmak doğru yola gidilen adımlardan birisidir. Eğer bir şeyler çok karmaşıksa beyninde lütfen kendine zaman yaratıp beynindeki şeyi soğuk günlerde buğulanan camı silercesine netleştir, yoksa işin zor.

    19- Bir şeylere karşı ilgi duy. Bu ilgi kız konusunda olmasın. Bak, şunu iyi anla karşındaki bir kıza karşı aşırı ilgi besleme bu seferde toplumda abaza damgasını yer bir daha eksik parçalarını toplayamazsın.

    20- Yeteri kadar porno izle. Kendini maceradan maceraya atma izle ve bitir. Pornonun erken boşalmaya sebep olacağını unutma. Erken boşalma = memnuniyetsiz eş! Aman dikkat et çünkü doğal seçilimde güçlü olan kazanır bunu kafana iyice yerleştir.

    21- Şunu unutma sigara iç (eğer içmiyorsan bu maddeyi atla), sigara iç çünkü biz ne dersek diyelim içmeye devam edeceksin. (Şunu unutma: Doğal Seçilim)

    22- Her şeyi bildiğini sanıyorsun çünkü sen ergensin, harika güzel en azından bir şeylerin farkına varmışsın. Ama biraz büyü kendi haline güleceksin.

    23- Eve hapsolma, dışarıda arkadaşın olmasa bile kafeye git kafede tek başına insanları izle, çünkü bu bile karakterine olumlu olarak dönecektir. Seni cani bir insan değil hayvansever biri, dost canlısı biri yapacaktır.

    24- Yalnızlıktan korkma her insan belirli bir evrede yalnız kalma sınavını verdi zaten. Sen her instagramda gördüğün fotoğraf çekilen arkadaşını mutlu sanıyorsun ya da hayatını yaşıyor sanıyorsun ya sanma. Sadece orada maskelerini takmış sıkıntılı insanlar zaten. Bunu dememin nedeni kendini sıkıntıya asla sokma.

    25- Eğer bir kız senden ayrılıyorsa ne sebeple olursa olsun seni artık sevmiyordur. Sana söylemese de bazı şeyler rayına asla girmeyecektir. Belki başkasıyla konuşuyordur, belki yalnız kalmak istiyordur. Ama vicdanına güven. Onun tercihlerine saygı duy ve ayrıl. Sessizliğe göm onu.

    26- Kızla buluştuğunda asla telefon ve arabanın anahatarını masaya koyma. Bunun nedeni sadece görgüsüzlük ve sonradan görmüşlüktür. Ne olacak yani gördüyse? Hiç bir şey çünkü zaten var işte neyi kanıtlamak istiyorsun hala sen bile anlamıyorsun almışsın başını tüm insanlar ne yapıyorsa yapıyorsun oh ne alaa!

    27- Piç erkeklerle takılıp hayatını karartma. Unutma çoğu kız belirli yaşlarda piç erkeklerden hoşlanır. Bu tamamen doğrudur ama senin piç olacağın anlamına gelmesin bu. Çünkü kızların bu davranışları karşındaki kişiyi adam etmek istemesindendir. Bir süre sonra geçer ama piçlik bir kere karakterine yapıştımı tüm hayatın boyunca tüm konularda sekmeye uğrarsın demedi deme!

    28- Bir kız sizden hoşlandığını belli etmiyorsa (ve bilerek belli etmeyecek kadar psikopat değilse) sizin açılmanızdan sonra "belki sever, bir geçiş dönemindeyim" şeklinde düşünmeyin. Eğer saf salak değilse ya da çok yakın arkadaş değilse zaten sizin hoşlandığınızı gerek kız çevresi farkedip kendisine söylemiş gerekse kendisi çoktan anlamış tartmış ve değerlendirmiştir. Çoğu kız "hmm bu benden hoşlanıyor izlemeye alayım" demez. Bu tür düşünceleri zamana yaymaz, ne yazık ki kadın denen cins-i latif peşin hükümlüdür. Sizden hoşlanmışsa hoşlanmış, hoşlanmamışsa hoşlanmamıştır, "dur bu hoşlanıyor ben belirsizim / negatifim ama ben bi deneyeyim zamana yayayım bi o gözle bakayım" demez. (Bunlar ender türdü sonuncuları öldü) dolayısı ile açılmadan önce işaretleri iyi okuyun. Alacağınız cevap olumsuzsa bunun değişmesi mucizelere kalır, tutup da ona kasmaz. Haliyle, eğer kendinizi kız dedikodularına konu etmek ve de ego pompası olarak kullanılmak istemiyorsanız bin düşünün bir açılın. Çünkü o noktadan sonra eskisi gibi olmayacak.

    29-Hayat seni beklemez, hayat senin planlarını umursamaz. Hayat sadece sen içinde yüzmeye çalışırken akmakla meşguldür. Sen ilerdeki bir kara parçasına ulaşmayı planlarken oraya vardığında akıntı onu çoktan aşındırmış olacak. Neyi kastediyorsun dersen şu an lisede okuyorsun hooop ardından evlisin ve bir oğlun var, seneye bir de kız çocuk yapmak istiyorsun. Sonra seneye bir bakmışsın işler yolunda gitmemiş boşanmışsın. Hala bir de kız çocuğun olsun isteyebilirsin ama artık tekrar çocuk yapmak isteyebileceğin birilerini bulman gerekiyor :) Yani ulaşmaya çalıştığın kara parçası çoktan aşındı. Artık yeni bir kara parçası bulman gerek. Kendine sürekli böyle planlar yapıp aşınmalarını izleyerek yaşayabilirsin elbette ama ben diyorum ki sen o kara parçalarına ulaşmak için deli gibi kulaç atarak kendini helak ederken aslında yanından üstüne çıkıp keyifli bir nehir yolculuğu yapabileceğin dal parçaları geçiyor. Arada bir ileriye bakmayı bırak, önüne, sağına soluna bir bak. Tutunacak dal parçaları bul kendine, çok güzel bir ormanın içinde ilerliyorsun, biraz sakinleş, seyret. Hem belki o kadar rahat bir dal parçası bulacaksın ki hiç bırakmak istemeyeceksin. Karada olduğundan çok daha güvende hissedeceksin kendini.Plan yapmak yerine idealler koy kendine.

    Bir kıza karşı almanız gereken tavır ve tavsiyeler

    1- İlgisiz olmayın, aman diyeyim ilgisiz olmayın. Kadınların hormonları farklı çalışıyor, şunu anlayın fark-lı ça-lı-şı-yor bu yüzden kadını anlamaya çalışmayın.

    2- Sevgilinize arkadaşınız gibi davranmayın. Dalga geçebilirsiniz tabi belli bir samimiyetten sonra, ama karşınızdakinin bir kadın olduğunu unutmayın.

    3- Kıskançlık özgüvensizliktir(erkekler için). Kıskançlığı kadınlar yapmalı. Eğer erkek arkadaşı sarkıntılık yapıyorsa ve kız bunu görmüyorsa arkadaşça davrandığını söylüyorsa ki bütün kızlar öyle söyler erkekler gibi düşünemez. Kıza o arkadaşınla bir daha görüşmeyeceksin gibisinden ciddi bir söylemde bulun mırın kırın yaparsa ben lafımı söyledim diyip kestirip at. Kız o çocukla mesafesini koyar ve kıskançlıkta olmaz bu. Erkeklerin kıskançlığı en fazla böyle olmalıdır. Veya eski erkek arkadaşlarından bahsetmeye başlarsa ben senin arkadaşın değil sevgilinim ve eskilerin umurumda değil bir daha eskilerinden bana bahsetme. Onları kız arkadaşlarınla çekiştirirsin diye ciddi bir tavırla konuyu kapayabilirsin.

    4- Sevgilinizin zor zamanlarında mutlaka yanında olun, onun kahramanı olursunuz. Sonraki her zor anında sizi arar yanında.

    5- Sevgilinizin hesabını ödemek ödememek size kalmış. ama eğer ödeyeceğim diyorsa bırakın ödesin. Yok ben ödetmem yok bizim lugatımızda öyle şeyler moduna girmeyin. bırakın ödesin, ödemeli de zaten.

    6- Sevgilinizi gece biten bir buluşmadan sonra evine bırakın, hadi eyvallah ben gidiyorum demeyin. Ona güven verin.

    7- Eğer bir buluşmayı ekecekseniz mutlaka telafi edin. Ancak üç güzel buluşmayla affettirebilirsiniz kendinizi.

    8- Eğer bir buluşmada ekilirseniz trip atmayın, olgunlukla karşılayın. Ama telafi etmeye çalışmazsa eksi puan olarak ekleyin karşınızdakinin hanesine.

    9- Söz verdiyseniz mutlaka tutun, yoksa güveni sarsılır. Güven bir ilişkiyi uzun ve güzel kılan temel elementtir. Bunu aklınızdan çıkarmayın.

    10- Sevgiliniz için fedakarlık yapın, illa ki yapın. Ama bunun değerini bilecek birisiyle birlikteyseniz gözüne gözüne sokmayın. O anlar zaten.

    11- Sevgilinizin kız arkadaşlarına iyi davranın ama her zaman mesafenizi koruyun! Sevgiliniz hakkında arkadaşlarıyla konuşmayın. İyi yönde de kötü yönde de. İlla ki konuşmanız gerekirse sakin ve ılımlı davranın. Sevgililerinizi arkadaşlarıyla bir olup çekiştirmeyin. Tam olarak s*çarsınız işin içine.

    12- Sevgilinizi ailenizle tanıştırın. Görücüye çıkarın demiyorum ama annenizi ya da ablanızı bilmesi, onlarla iletişimde olması, ilişkinizin uzun olacağına dair hislerini kuvvetlendirir ve daha çabuk hisseder bir bütün olduğunuzu.

    Biraz da ciddi konulardan bahsedeyim.

    1- Sevgilinizi sakın aldatmayın. Her aldatılış ikiye böler ruhu. Onu yaralamayın, artık seni sevmiyorum demeniz daha az acıtır başka bir tene dokunmanızdan.

    2- O sizi aldatırsa eğer, hiçbir koşulda affetmeyin. Hele de siz öğrenirseniz, paralamak hakkınız ama gelip karşınıza anlatırsa, pişmanım derse, en azından içinde bir iyilik kırıntısı olduğuna inanabilirsiniz. Lütfen sakın ama sakın affetmeyin, unutmayın bir kere yapan bir daha yapar.

    3- Bir gün bırakıp gidecek olursanız eğer; açık açık konuşun. Aklınızdaki her şeyi söyleyin. Nedenlerinizi açıklayın, üzülür ağlar hatta belki ama aklında soru işareti kalmasından iyidir. Neden böyle yaptı diye dövünmesinden iyidir.

    4- Bir gün o sizi bırakacak olursa;
    - Kesinlikle ayrılmak istiyorsa kabul edip ayrılın. 'Sensiz yapabilirim, ama bunu istemiyorum' diyen bir erkekten daha kötü bir şey olamaz. Burda erkek olarak onurunu ayaklar altına almış oluyorsun. Bunu söyledikten sonra maksimum 1 ay daha devam eder ki etmez. Etse bile o 1 ayı onurunu ayaklar altına almış ve o kıza bütün ipleri vermiş olarak geçireceksin. O yüzden değmez. Hatta ayrılacağını anlarsan ondan önce davranıp sen ayrıl daha iyi. Bir kız için onurdan vazgeçilmez

    5- Ayrıldığınız an onun vazgeçilmez olduğunu anlayın, etrafınıza ve önünüze bakma zamanınız geldi artık bu kriterlere uygun ve kalıplı kızlar bulmaya doğru yelken açabilirsiniz, bana güvenin!

    6- Küfürlü konuşmayın, marifet değil.

    7- Futboldan başka konuşacak konunuz olsun.

    8- Bilader, kardo gibi aptalca hitap kelimeleri kullanmayın.

    9- Özel hayatınızı sağda solda anlatmayın, kimsenin umrunda değil.

    10- "Adam gibi adam", "Adamın karekökü", "Erkek adam" gibi saçma övgü kalıpları da kullanmayın.

    11- Rakı sofrasındaki sohbeti güzel olmayan, şarap içerken gözlerine bakmak yerine manzaraya bakan, sevişirken kalbinin atışını dinlemeyen, sana sarılmak yerine poposunu çevirip yatan, kalbinde merhamet olmayan, hayvanları sevmeyen, biz olmayı bilmeyip ben olan kadınlardan uzak durun. Dünya güzeli olsa bile uzak durun. sadece mutsuzluk getirirler. Başta mutlu olduğunu zannedersin sonra yediğin darbe sana kocaman bir ders olur. Unutamazsınız.

    12- Doğarken attığın zarlar sana yakışıklılık konusunda pek adil davranmamış diye düşünüyor olabilirsin. Tipin ne kadar bozuk olursa olsun, şeklin her zaman düzgün olsun.

    13- Çekici olmayı bir alışkanlık haline getir. giyinip kuşanmayı şımarıklık veya özentilik ile bağdaştırma. hele hele politik görüşün veya felsefi / sanatsal akımı desteklemek ve temsil etmek için sakın kullanma.

    14- Kendine özen gösterir ve entelektüel birikime verdiğin önemden de vazgeçmezsen bir gün şansının döndüğünü sen de fark edeceksin.

    15- Devlet gibi olun, sizi tanıyan devlet gibi insan desin. Kuralınız kaideniz olsun ne hissediyorsanız onu yaşamayın onu dışa vurmayın. Merhametli olun acıyın ama güçlü de olun söz verdiğinizde sözünüzde durun, radikal çizgileriniz olsun.

    16- Birbirine uyumlu kıyafetler giymeye gayret edin. Artık her şeyin ucuzunu bulmak mümkün. Mal ve hizmetlere ulaşım kolaylaştı. Renklerin birbirini tamamladığı kombinler yapın. Instagramda "men's fashion" tarzı sayfaları takip edin. Kemer önemli. Değişik tarzda kemerleriniz evinizde bulunsun.

    17- Bir yaştan sonra önü-arkası kaldırılmış saçlar çocuksu kaçıyor. Muhtemel ki saç kesiminiz 3-4 yıldır moda olan ve benim türk erkeklerine yakıştırdığım; yanları kısa, üstler uzun bırakılan modeldedir. Daha erkeksi saç tiplerini benimsemek faydalı olabilir. Gözlerinizi açığa çıkaracak ve sırıtmayan saç tarzı güzel olur. Şayet yaşınız 24-25 aralığına geldiyse, artık sevgili bandınız genişlemiş demektir. Öyleki, sadece 20'li yaşların başındaki kadınlarla değil, tercihinize göre 27-28 yaşında kadınlarla da sevgili olabilirsiniz. Bu noktada erkeksi bir duruş ve giyim rol oynayabilir.

    18- Yakışıklılık dediğimiz şey, biraz da yakışanı giymekle ilgili. Unutmayalım ki bizim kendimize yakıştırdığımız kıyafetleri, kadınlar bize yakıştırmıyor olabilir. Kıyafet alışverişine gidildiğinde, tek bir ürün için değil, birbirini tamamlayacak ürünlere yetecek kadar para alın yanınıza ve 3-4 uyumlu kombinle eve dönün. Aldığınız giysi sizi boydan kısa göstermesin, üzerinize otursun. Yakışıklı da bir adamsanız toplu taşıma araçlarında, iş ve okul ortamında size yönelik bakışın değiştiğine şahit olacaksınız.

    19- Kadınlar bizim aklımıza bile gelmeyecek detaylara dikkat ediyor. Ellerimiz büyük mü küçük mü, tırnak aralarımız pis mi, dişlerimiz temiz mi diye çaktırmadan kesiyorlar. Heleki diş! Nedendir bilmiyorum, çok güzel veya çok yakışıklı kadınlar da bile sık rastlanan bir noksanlık diş oluyor. Çok para değil ya, 6 ayda bir dişçiye temizletin dişlerinizi. 100-150 lira bir şey. Unutmayalım ki, görsel etkileşim sonrası geçilen aşamalarda gülümseme çok önemli ve sapsarı dişleri kimsenin beğeneceğini sanmam.


    Kız Tavlama Teknikleri*

    1-En önemli şey centilmen olmanız. Kızlar centilmen erkeklere bayılırlar, yani o serseri piç erkek olayı yalan. Üşüdüğü zaman bir kıza üstünüzü vermenizin o kızı etkileme konusunda ne kadar ileri bir adım olduğunu bilmelisiniz. Çünkü bunu yapmayan çok erkek var. Bir yere gittiğinizde kızdan önce bir yere oturup kızın sandalye çekmesini beklemeyin, boş yeri kıza verin ve kendi sandalyenizi kapın. 'ladies first.' lafı cidden doğrudur, bir şeyde önceliği hoşlandığınız kıza verin.

    2-Gülümsemek bir kızı etkileme konusunda çok önemli bir yere sahiptir. suratınızda oluşacak olan sıcacık bir gülümseme kolayca bir kızın içine işleyebilir. hele kolayca espri yapabilen bir insansanız çok şanslısınız çünkü kızlar espri yapan, kendisini güldüren erkeklere bayılır(Klişe ama öyle!)

    3-Karşısınızdaki kıza tam aşık değilseniz de aşıkmış gibi davranın. Kızlar birinin kendisine aşık olup fazla değer vermesinden inanılmaz hoşlanırlar. Aşık olmasanız bile öyleymiş gibi davranmak şansınızı epey arttıracaktır. (Tabi kötü amaçlı değilseniz)

    3- İltifat mevzusu çok karışık bir mevzu aslında. Kızlar iltifattan hoşlanır fakat komik bir şekilde dalga geçilmesinden daha çok hoşlanır. İltifat edersen çok yakın arkadaş, ama karşılıklı dalga geçeceğin bir şaka yaparsan vazgeçemeyeceği biri olursun. Mesela kız çok kilo aldım ya derse burda senden iltifat duymayı ''öyle olur mu canım sen zayıfsın'' demeni bekliyor. Fakat burda karşılık olarak ona beklemediği bir esprili küstahça bir şakayla karşılık verirsen kızın daha çok hoşuna gider. Bunu bulmak zordur. Kızı hem kırmayacak hem de güldürecek bir dalga geçme olmalı bu. Mesela ben bulamadım şimdi buna karşılık böyle bir şey . Ama olması gereken bu.

    4-Eğer hoşlandığınız kız arkadaş grubunuzdan falansa arada ufak temaslar yapın. Koluna, eline falan dokunun. Arada sarılın falan, bunlar cidden önemli şeyler.

    5-Seven adam öndedir ama kız adamın sevdiğinden emin olmazsa o adam zirvededir.

    6-Kızları hor görmeyin, söylediklerine kulak verin çünkü ince ipuçları içerir ve sizinde anlamanızı isterler.

    7-Mümkünse siz susun çünkü suskun erkekler (abartılmadığı zaman) her zaman bir kıza karşı daha çekicidir.

    8-Mekan açıkçası önemli değil sonuç olarak kız senin için senle olacak şatafata gerek yok. Tabi eminönünün sapa yerlerine de götürme kızı.

    9-Yukarda yazdığım gibi mekan önemli değil. Parayla göz doldurmaktansa karakterle göz doldurmak önemli.

    10-Haa şu da var paranız yoktur, denize karşı simit bile yiyebilirsiniz. Bunu kız var diye yapmıyorsanız lütfen o kızdan ayrılın. Eğer cidden korkuyorsanız daha o kızı tanımamış ve samimiyetini öğrenmemişsiniz demektir.

    11-Tüm kızlar aşık erkekleri daha çok sever, bazılarımız sert yapıda gözüksek de her kız içten içe duygusaldır ve aşk ve değer verme meselelerine çok önem verir.



    Minik Bilgilendirme Başlıkları


    1- Doğal Seçilim ve Evrim
    Canlıların, doğadaki yaşama şartlarına uyum gösterenlerinin yaşaması, gösteremeyenlerinin ise yok olmasına doğal seleksiyon denir. Canlılar yaşamlarını sürdürebilmek yani yaşama ve üreme şanslarını arttırabilmek için bulundukları ortama uyum sağlamak zorundadırlar.
    Doğal seleksiyon görüşü ilk defa Charles Darwin tarafından ortaya atılmıştır. Adaptasyonlarda doğal seleksiyon sonucu ortaya çıkmıştır. Adaptasyon ile doğal seleksiyon arasındaki fark, doğal seleksiyonda canlıda meydana gelen değişmelerin uzun sürede gerçekleşmiş olmasıdır.

    2- Özgüven
    Hepimiz bir şeyleri başaramayınca, üzerine yıktığımız ve hatta suçlu olanın kişiliğimiz değilde, özgüvenimiz olduğunu söyledik. Kişiliğimizle özgüvenimizi farklı gördük. Beynimiz istedi bir şeyleri, biz yine de özgüveni, başka bir varlık olarak görüp bizde olmadığını söyledik.

    Hep erteledik yeri gelince. hazır olmadığımızdan, şuan yeterince iyi yada haklı olamadığımızdan yakındık. Vazgeçerek, kısa yoldan olayı çözmüş olduk. Yani artık çaba gerektiren bir iş için, olmamız gereken kişiyi olamadığımızı beynimize yutturup, yolumuza devam ediyoruz. Ancak unutmayın, tek başarısızlık vazgeçmektir.

    Biri bir kusurumuzu yakaladı mı, hemen yersiz bir üzüntü basıyor. Ya da bir ortamda, sesimizi ve kişiliğimizi yeterince aktaramayıp anlatamadığımızda, yine sorunlar kafamızda dönüp duruyor. Bunların verdiği moralsizlikle hayat çekilmez bir hal alıyor. Aşamaların ilerlemesi ile, intihara kadar gidilebiliyor bu durum.
    Düşünsenize, kafanızın içinde bir takım düşünceler dönüyor ve siz, bunu hedefleğiniz çevrede yeteri kadar uygulayamadığınızda intihar bile edebiliyorsunuz.

    Bakın buraya kadar olan her kısımda, kişinin kendini yetersiz görmesi ve dış çevre ile olan ilişkisinden bahsettik.
    Evet, belki gerçekten yetersizsinizdir. Belki gerçekten eksik yanlarınız var. Meselenin kayışı zaten burada kopuyor. Her insanın biz görmesekte sorunları eksik gördüğü yanları var. Bizim yaptığımız, eksik yanlarımızın üstünlüğünü kabul etmek. Özgüvenli bir kişinin yaptığı ise, diğer parçalarını eksik yanından üstün görmek ve eksik yanlarını gizlemeye çalışmamak. Peki bu arkadaşlar, bu kafaya nasıl erişti ?

    Uzaktan bakınca, yazdıklarım yine aynı gaz veren cümleler gibi duruyor. O yüzden sözsel ifadeleri bir kenara bırakıp, harekete geçirmemiz gereken şeylerden bahsedelim.
    Ve şimdiden söylüyorum, öyle bir değişin ki, bir daha değişmenize gerek kalmasın. Eğer değiştirebileceğiniz bir şeyiniz varsa, durmayın şuan başlayın değişmeye.

    Özgüvenli dediğimiz kişilerin, bizden farkını yazdık. Bu kafaya nasıl ulaşmış olduklarının sırrı ise, şudur bana göre;

    Özgüven dediğimiz, uzaktan bakınca bir kızın yanına gidip rahatça konuşabilmek, ya da ortamda sesi çok çıkan adam olabilmek gibi şeylerle tasvir ediliyor.
    Hayır arkadaşlar, özgüven hem bu, hem de değil. Özgüven insanın kendiyle arasında olan, başkalarının durumlarını umursamadan hareket eden şeydir. Eğer siz özgüveninize inanmak istiyorsanız, kendinizle aranızda olan bağı kuvvetlendirmeniz gerekiyor. Kendinize bir söz verdiğinizde onu tutmak, nefis gerektiren bir şeyde sonuna kadar gitmeniz gerekiyor. Ancak ve ancak, kendinize verdiğiniz sözleri, telkinleri yerine getirerek, beyninizle davranışlarınız arasında bir güven duygusu oluşturabilirsiniz. Zamanla kendinizle aranızda olan bu güven bağına özgüven denir. Yani beyniniz artık davranışlarınıza, davranışlarınız beyninize güveniyordur.

    Biliyorum her daim pozitif bir insan olarak takılmak, iş-ev ya da okul-ev-iş gibi tempolarda çok yorucu. Bunun için, bir motivasyon kaynağı belirlemeniz gerekiyor. Örneğin, spor yapmak. Kendinize söz verdiğinizde, "işten ya da okuldan gelince spor yapacağım." dediğinizde, bunu yapmanız inanın size çok şey katacaktır. Rakamın ne olduğu o anlık fark etmez. Kendinize söz verdiğiniz sayıyı yapmanız kafidir.
    Bu motivasyon kaynağınız herhangi bir şey de olabilir. Kitap okumak, bir yerlere gitmek vs. Mesele beyninizin davranışlarınıza güvenmesini sağlamak.
    Böyle yazdım diye şunu da yapmayın; "eve gidince sabaha kadar ağlayacağım." daha çok sizi mutlu edebilecek, kendinizi daha iyi hissettirebilecek, aynı zamanda sizinde geliştiğinizi düşündüğünüz şeyleri yapmanız, tabi ki daha iyidir.

    Siz böyle yaptıkça, bir kızın yanına gidip konuşmanız, sonuç ne olursa olsun farketmezdir. Çünkü bunu yapabilecek güç sizdedir. siz istediği şeyi yapabilecek bir kişisiniz demektir. Bir kadın gelip, sizin kendinizle aranızda olan bu muhteşem güven bağını yok edemez.
    Unutmayın, kendinizden başka biri sizi değiştiremez.

    Hatta Nietzsche amcanın, zamanında yazdığı şöyle bir şey de vardır:

    Gidene kal demeyeceksin.
    Gidene kal demek zavallılara,
    Kalana git demek terbiyesizlere,
    Dönmeyene dön demek acizlere,
    Hak edene git demek asillere yakışır.
    Kimseye hak etmediğinden fazla değer verme, yoksa değersiz olan hep sen olursun...

    Düşün, kim üzebilir seni senden başka?
    Kim doldurabilir içindeki boşluğu sen istemezsen?
    Kim mutlu edebilir seni, sen hazır değilsen?
    Kim yıkar, yıpratır sen izin vermezsen?
    Kim sever seni, sen kendini sevmezsen?
    Her şey sende başlar, sende biter...
    Yeter ki yürekli ol, tükenme, tüketme, tükettirme içindeki yaşama
    sevgisini .
    Ya çare sizsiniz ya da çaresizsiniz…

    Sonuç olarak; öyle bir değişin ki, bir daha değişmenize gerek kalmasın.

    3- Tam olarak Özgüven Nedir?

    İnsanların sizin hakkınızda ne düşündüğünü merak etmemektir.

    -Ya biliyor musun, Hasan senin için şey dedi...
    +Umrumda değil. Duymak istemiyorum.

    Alkış.

    -Ya biliyor musun, Hasan senin için şey dedi...
    +Ne dedi? Merak ettim.
    -o şudur ve şöyledir dedi.

    Merak etmekle kalmaz, bir de Hasan'ın söyledikleri sizi üzdüyse, özgüveniniz zayıftır.

    Siz kendinizi denyo Hasan'dan mı öğreneceksiniz?
    Hasan'ın hakkınızda söyledikleri ilginizi çekiyor ise kendinizi tanımıyorsunuz demektir.
    Hala birilerinin sizi tanımlamasına ihtiyaç duyuyorsunuz.
    100 huyunuzun 99 u b*ktan bile olabilir.
    Ama 100 ünün de farkındaysanız ne mutlu size.
    Kendinizi başkasından duymayın.

    4- Özgüveni Arttırma Yolları!


    Özgüvenini yitirmiş kimse, kendinin hiçbir konuda üstün olmadığına ve boş yaşadığına inanır. Bu yüzden uzmanlaşacağı ve aynı zamanda eğleneceği bir dal üstüne düşmeyle başlasa iyi olur. Umutsuzluğa düştüğü vakit kendi hayatından çok daha kötü hayatların işlendiği kitaplar okuması da(genellikle anı türü olabilir) iyi gelebilir. Bu şükretmeyi öğretir. (Ancak her şeye şükretmek olduğu yerde debelenmeye sürükler)

    İnsanlardan kaçmak yerine onlarla arasına ince bir duvar çekerse iyi olur, zira kişi çok kırılgan olduğundan her b*ka alınıp kırılabilir. Bu yüzden ince duvarı kendini yeniden bulduğu zamana kadar koruması gerekir.
    özgüven arkadaş ortamıyla ilgili de olabilir. hep salak arkadaşlara sahip olan kişi genel itibarıyla onlara benzer. En azından konuşmaya başladığında kendini belli eder. Bu yüzden hayatın neresinde ve nasıl durmak istiyorsa, arkadaş çevresini de ona göre belirlemelidir.

    Özgüven eksikliğinde insanlardan kaçma durumu baş gösterirse, kişi kendi içinde savaşmaya başlamayı seçmiş demektir. Oldukça zordur işte bu, enine boyuna düşünmeyi, kafa patlatmayı, buhranlar geçirmeyi öngörür.
    Yapılması gereken en akıllıca şey, sevdiği şeyleri bir kağıda yazmak olabilir. Bir denemede değil, aklına her geldiği ve kendini mutlu eden şeyi yazmalıdır. Böylelikle kendini tanır ve ellerini normal sabun yerine likit sabunla yıkamaktan hoşlanmasından, sevdiği oyuncak bebeğine kadar yazılmalıdır.

    Eziklik hissinden uzak durulmalı, bu hissi açığa çıkaran kimselerden uzaklaşılmalıdır. Önceliklerin belirlenmesi ve bunların arkasında sonuna kadar durmak çok iyileştirici bir çözümdür. Sevilen, hoşlanılan her aktivite, her zevk sonuna kadar korunmalıdır.

    Fedakar olmaktan vazgeçmek çok önemlidir. Fedakar oldukça, varolan özgüven nedense sizden emilip karşı tarafa geçer.
    Güven konusunda çok düşünülmeli, gerçekten güvenemediğiniz kimselere karşı zırhı çıkartmamak çok akıllıca olur. Emin olun ebenizi s**mek için bekliyordur güven veremeyen kimse.

    Aşık olmak bu hallerde epey sakıncalıdır. O yüzden güven konusunu iyice anlamak, idrak etmek gerekir.

    Kültür mantarı olmak, bir işe yaramaz. Onun yerine hoşlandığınız şeyleri tekrar tekrar okuyup ona göre, sizin için salt eğlence olan bir şeyleri keşfetmek çok daha iyidir. Ulaşılan çözümün üstüne düşünüz, böylelikle kimseye ihtiyacınız kalmaz.

    Özgüven eksikliğinde, kişi, insanlarla kendisini kıyaslamaya başlar, sonuç olarak da aşağılık kompleksine takılır kalır. Bu yüzden, bu kıyaslama meselesine çok fazla takılmamak gerekir. Gerçekten insanı yiyip bitiren b*ktan bir şeydir. Çok çirkin bi hatun bir süre sonra güzel görülür göze, çok aptal bi adam bir süre sonra çıldırırcasına ilginç gelir size. Kaçınılması gereken haller bunlardır. Sonuç almaya başladığınızda da ilk meyve veren de bu olur, kıyaslamaktan vazgeçilir.

    Önem verdiğiniz insanları iyi seçmek gerekir. Özgüven eksikliği hiç değer verilmemesi gereken insanlara fazla değer vermekle sürüp gider. Önem verilen insanların bu yüzden enine boyuna tartılması, iyi ve kötü huylarının özellikle teşhis edilmesi gerekir. Zaten bir süre sonra verilen değere acınacağından; en başta idrak etmek çok faydalı olur.

    Saygı duyduğunuz kişiyile kendinizi bağdaştırmadan daha iyi nasıl olabilirim diye düşünmeden ve sakin olarak o kişiden daha üstün olabileceğini unutmamak gerekir.

    Son olarak, özgüven eksikliği kişiyi hırçınlaştırıp, huysuzlaştırır. Bu hallerden kesin olarak sakınmak gerekir. İnadına daha sakin, daha sevecen olmak kendinize karşı verilen savaşta size yedek bir kılıç sağlar.


    4- Parfüm Nereye Sıkılır?

    Yemeğe çıkılacaksa şayet, ceketi giymeden yarım saat önce gömleğin yakası kaldırılıp ense ve boyun bölgesinde tene değmesinden kaçınarak omuzlara ve yardımcı olacak biri varsa bi 'fıs' kadar da tam gömlegin arka yaka içine. Papyon kullanacaksanız hakim yaka gömlek kullanılacak demektir bu durumda sadece omuzlar kokulandırılır. Kravat ya da flar takacaksanız, kumaşın iç kısmı yukarı bakacak şekilde masaya serip üstünde yine yukarı doğru bi 'fis' yeterli olacaktır. Yemeğe davet ettiğiniz hanımefendinin elini öpmek için eğildiğinizde ve kalkarken oluşacak hava dalgasıyla kokunuza dair ufak esintiler yollamış olursunuz böylece. Samimiyetiniz öpmeye müsade edecek ölçüde ileriyse eğer, hanımefendiyi sadece tek yanağından 'mümkünse sağ' öperken de aynı etkiyi bırakmış olursunuz. Ayrıca masada otururken de buram buram parfüm solumak zorunda kalmaz, yemeğin kokusunu daha iyi deneyimleyebilir ve yediğiniz şeyden daha iyi tat alabilirsiniz.

    Spor bir kıyafet söz konusu ise, mümkünse sadece kumaşa olacak şekilde yine iki omuz başına, kolunuzu havaya kaldırıp boşluk tabir edilen bölgenin ikisine de ve havaya sıkıp altında durarak saçlarınıza da hafif bir koku sindirebilirsiniz.

    Eğer opera, tiyatro, oda konseri gibi bir aktiviteye katılacaksanız kati surette hiç bir yerinize parfüm sürülmez, roll-on tercih edilerek ter kokusu ihtimali ekarte edilir ve vestiyerde kalacağı için paltoya, atkı ya da eldiven gibi aksesuarlarınıza parfüm sürmekte bir sakınca yoktur.

    İş ya da günlük hayatınızda devamlı kullandığınız bir parfüm markası varsa eğer, özel günler için ayrı bir kokunuz olmalı.

    İşe giderken boyun ve göğüs, ayrıca koltuk altları ve kulak ardı gibi riskli bölgeler de uygun bir metotla temizlenip kokulandırılabilir.

    4- Genel Bilgilendirme

    Buraya yazdıklarımı tabiki çoğunuz özet geç diyebilir, ancak buraya yazacaklarımı okumanız bu yazılar hakkında biraz da olsa bilgi sahibi olacağınız anlamına gelmektedir. Bakın kız arkadaşınızın olmaması sizin tipsiz veya asosyal olduğunuz anlamına gelmez. Şahsi kanaatim şöyle.

    Formüle dökersek (1= Olumlu, 0=Olumsuz)

    Özgüven x Tip = 1

    Özgüven x Tipsizlik = 0

    Özgüven > Tip = 1

    Tip > Özgüven = 0

    Tip = Özgüven < Konuşma Kabiliyeti = 0

    Tip > Özgüven > Konuşma Kabiliyeti = 1

    Tip < Özgüven < Konuşma Kabiliyeti = 1

    Ego > Özgüven > Tip = 0, 1

    Özgüven > Tip > Ego = 1 (Tercihen)


    En İdeali


    Tip = Özgüven = Ego = Para = 1 (Güzel Kızlar, genelllikle iyi niyetli kızlar)

    Tip < Para < Ego = 1 (Ancak sizi kullanmak isteyen kızlar)

    Şimdi arkadaşlar diyelim böyle bir formül çıkarttık bu formülde tercihiniz asla sonuncusu olmasın, bu kadar basit olmasın anlayacağınız. Diyelim ki paranız var ama egonuz ön planda tabi para olunca doğal olarak ben iyiyim havasına gireceksiniz. Doğal olanı bu ama tipiniz yoksa üzgünüz. Sizi kullanmak isteyen kızlara bir selam çaktınız demektir.

    Kadınlar ses tonuna ve diksiyona çok önem verirler. Saçı yaptın, kıyafetler şık, ayakkabılar marka ama ağzını açınca lümpen lümpen konuşuyorsan ve sesindeki iniş çıkışları ayarlayamıyorsan çok büyük oranda puan kaybedersin. Böylelikle formülünü çıkarttığım çoğu şey doğru demektir. Öncelikle tabloya bir göz atmalısın.

    Ayrıca garip gelebilir ama bir deri bir kemik de olmaman en iyisi. Göbek yap demiyoruz ama çöp adam gibi erkek belirli bir yaştan sonra (üni sonrası, çalışıp para kazanma safhasında) özellikle daha çok göze batıyor olumsuz anlamda.

    Bunu engellemek için yeme-içmene dikkat etmeli, karbohidrat ve protein'ini eksik bırakmamalısın yani sağlıklı beslenmelisin kısaca. Biraz kasın ve sportif bir vücudun da kimseye zararı yok, temiz ve profesyonel bir spor salonuna yazılıp haftada 3-4 gün vücut çalışmanın olumlu etkilerini göreceksin.

    Tavsiyeler


    Price performance ratio bakımından tatmin edici birkaç şeyi paylaşmak istiyorum sizlerle. beğenirseniz devamı gelir, sizin de bana önerileriniz varsa mesaj aracılığıyla paslarsanız memnun olurum.

    1- Duş jeli: Price/performance açısından listenin en üst sırasını hak eden ürün watsons markette satılan bir duş jeli. direkt linkini bulamadım ama bir fotoğrafını bulabildim. Buradaki siyah renkli kutudaki duş jelinin fiyatı 2 lira gibi birşey. Bazen 4 lira oluyor, onda da bir alana bir bedava kampanyası oluyor, değişen bir şey olmuyor yani. Burada dikkat edeceğimiz nokta şu, diğer çeşitleri her zaman oluyor fakat bu mentollü olanı kalmıyor bazen. sakın bir hata yapıp ballı, hindistan cevizli olanından falan almayın. Onlar pek erkeklere göre değil. bu duş jelinin bir güzelliği daha var, saçımıza yapışan ve inatla çıkmak istemeyen saç şekillendiricilerin tamamını tek yıkamada söküp atıyor.

    2- Diş macunu: Diş macununa 20 lirayı çok gören dostlarım, ben de sizlerdenim. Bunun da çaresini buldum. bu diş macununun fiyatı 18 veya 20 lira gibi birşey. kutunun içinden hem 5 adet diş ipi, hem kaliteli bir diş fırçası (2 liralıklardan değil), hem de gayet etkili bir diş macunu çıkıyor. Bu bahaneyle her yeni diş macunu alışverişimizle birlikte eski fırçadan da kurtuluyoruz. Ayrıca sigara içenler olanı da mevcut, siz belki farklı bir çeşidini alırsınız ama şunu da belirteyim, sigara içenler için olanı gayet etkili. Ben watson marketten aldım ama eminim Rosmann vs. yerlerde de vardır.

    3-Ağız çalkalama suyu: Listerine vs. gibi markalara çok para vermeye gerek yok. Rossman'da şöyle bir şey satılıyor. Fiyatını hatırlamıyorum ama maksimum 6-7 lira gibi bir fiyatı vardır. Üstelik şişesi baya büyük. S

    4- Deodorant: aramızda hala Axe vs. leş şeyleri kullanan varsa bu yazıyı kapatıp başka bir sayfaya geçsin. Unutmayın beyler parfümlü deodorant kullanmıyoruz, parfümü ayrı deodorantı ayrı kullanıyoruz. Çünkü deodoranttan beklentimiz bizi güzel kokutması değil, ter kokmamamızı sağlaması. Ter kokusu biraz hassas bir konu ve zaten deo fiyatları aman aman pahalı değil, bence ucuza kaçmayın. benim tavsiyem Nivea ve Rexona for Men'lerin pudralı olanları (8 lira). Dove da iyi ama zaman zaman 11-12 lira oluyor fiyatları, değer mi bilemem. Boşver bunları sen yine de bana ucuzunu söyle diyorsanız fa marka olanlardan alın. fiyatı 6 lira civarı, fa da kötü bir marka değil. roll-on konusunda fikrim yok.

    5- Saç şekillendirici: bunun için dünya kadar ürün var, benim en beğendiğim wax. hem jöle gibi parlamıyor, hem uzun süre etkili. Şu da bir gerçek ki ambalajında wax yazan ama içinde jöle olan birçok ürün var dikkat etmek lazım. wax deyince benim gibi eski Axe Wax'ı düşünüp iç geçiren, bir daha onun gibisini bulamayanlar için tavsiyem Egos killi wax (2 numara). bi axe değil ama idare ediyor. en iyisi Toni&Guy diyenler var ama küçücük kutu 40 lira eder mi?, tartışılır. Eğer daha kaliteli bir şey isterseniz, Schwarzkopf Oasis Mat Wax'ları müthiştir deneyin görün.

    6- Prezervatif vs: ya internetten ya da varoş mahallelerdeki eczane veya süpermarketlerden alın. Migros gibi marketlerde 12 li prezervatif 25 lira olmuş. İnternette ve prezervatifin çok kullanılmadığı bölgelerde 16-17 liraya almak mümkün. Marka olarak benim için bir ok birde Durex var, gerçi Durex kamp çadırı gibi ama olsun. Diğer markalar bana göre çok riskli, sizi bilemem. Bim'de falan var yani 6-7 liraya düşünürseniz.

    7- Parfüm: beyler bu konuda söyleyebileceğim pek bir şey yok ama lütfen açık parfüm kullanmayın. Bakın rica etmiyorum, yalvarıyorum. Hem kendi sağlığınıza zarar, hem yanınızdaki insanlara. Bunu size satan adam istediği yalanı söylesin, hepsinin kokusu aynı ve hepsi yanık şeker gibi kokuyor. Özellikle otobüste, metroda tam bir işkence oluyor. Dediğim gibi parfümlerle pek aram yok ama benim tavsiyem zara gibi markalarda 30 veya 50 ml. lik küçük şişelerde uygun fiyata parfümler var. Kalıcılık açısından pek başarılı değiller kabul ediyorum ama en azından hem markası belli, hem kokusu belli. İsterseniz bi deneyin derim. ben en son Zara'dan 50 ml'lik bir parfüm aldım 30 lira gibi bir fiyata. belki fiyatları değişmiştir bilmiyorum alalı 1 seneyi geçti ama yine de bir göz atmanızda fayda var.

    8- Çorap: rengine vs. bakmadan önce etiketine bakıyoruz. %95 pamuk, %5 naylon olanlardan alıyoruz. Bunlar markadan bağımsız olarak hem dayanıklı hem de koku yapmıyor. Ucuz diye gider naylon çorap alırsanız gün içinde hem ayağınızı terletir, hem de leş gibi kokutur. tavsiyem c&a. 10'lu, 15'li paketlerde uygun fiyatlara çoraplar satıyorlar. Bir ay kadar önce 10'lu paketi 12 lira gibi bir fiyata aldım (bahsettiğim fiyat kısa çorapların fiyatı, belki uzunların fiyatı farklıdır.)

    9- Boxer: aynı çorapta olduğu gibi önce etiketine bakıyoruz. pamuklu olması önemli, aksi halde 2. beynimizi terletir ve kaşındırır. Benim tavsiyem h&m. gittiğimiz zaman üzerinde şu etiket olan kıyafetler ve boxerlar göreceğiz. Bunları gözünüz kapalı alın. Kumaşları fiyatı 10 katı fazla olan markaların ki kadar rahat. Fiyata gelince 3'lü boxerlar 25-35 lira arası değişiyor. Unutmadan şunu da söyleyeyim, üzerindeki figürlere aldanıp Çin vb. ülkelerden gelen ne olduğu belli olmayan çamaşırları giymeyin, kullandıkları boya cilt hastalıklarına sebep olabiliyormuş.

    10- Ev kıyafetleri: Sırf erkek olduğumuz için evde delinmiş, yırtılmış, rengi atmış şeyler giymek zorunda değiliz. Pull&Bear' a gidin, 15 liraya kumaşı ince ve rahat olan, yakası gayet geniş t-shirtler var. bende her renginden var. Evde, sporda, yatarken vs. giymek için hem kendisi hem fiyatı gayet uygun. İsterseniz kurban keserken bile giyebilirsiniz, pahalı olmadıkları için başına bir şey gelirse üzülmezsiniz. Adidas'a, Nike'a bi şort için 100 lira, bir eşofman altı için 200 lira vermek istemiyorum diyorsanız adres yine Pull&Bear, Loft, Bershka vs. mağazalar, hatta sonbahar ayları yani tam şu sıralar bunların en uygun fiyatlarla satıldığı zamanlar.





    Re - Edit: Teşekkürler TheMühendis, yazdığınız yazılar ve emekleriniz için varolun.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-76F513060 -- 8 Ekim 2016; 13:09:31 >







  • Okumadım ama bütün sorun ÖZ GÜVEN.
  • Konu içinde bu detaya yer verdim okumak istersen konu içinde ortalarda*
  • Öz güveni olmayan biri muhtemelen çirkindir.Çirkinliğin çözümü yoktur.Yani öz güven her zaman 0 olur.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Minato Namikaze

    Okumadım ama bütün sorun ÖZ GÜVEN.

    Birader ben uzun sure boks yaptim. .Kisinda okulda falan en bilinen isimlerdenim ama bunun disinda hic disari gezmeye cikmak istemiyorum.Ozguvende var hic birseydende korkmam.Hatta cogu kiz bana hallendi ama niyeyse cekimser davrandim.Ama kizlarla rahat konusuyorum o tarz konularda boyle bise oluyo bana.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Rondo07 R kullanıcısına yanıt
    Konumu dikkatli bir şekilde okuyup kendine uyarlayabilirsin
  • Rondo07 R kullanıcısına yanıt
    Gay olabilirsin.
  • Konuşarak.
  • Neye göre kime göre diye destekliğim cevap?
  • Özgüven kazanın temalı saçma yazılar arasında okuduğum en düzgünüydü belkide
  • Kızlarla nazik ve centilmence konuşacaksından sonrasını okumadım. Belki devamı güzeldir ama bunu görünce okuyasım gelmedi hiç.
  • Neden acaba yanlış mı yazdım?
  • Kizlara sert ve kaba konuşamak daha bağlayıcıdir. Gidip kafasında karpuz yarın demiyorum. Ve özgüven. Evinde yalnız gibi takıl. Ama tepede olduğunu belli etme, bırak onlar yanilsin.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 21- Şunu unutma sigara iç, sigara iç çünkü biz ne dersek diyelim içmeye devam edeceksin. (Şunu unutma: Doğal Seçilim)


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Konu başlığı " Asosyallikten Nasıl Kurtulunur?", içerik maddeleri; kız, kızlar...
  • quote:

    Orijinalden alıntı: klmung

    Neye göre kime göre diye destekliğim cevap?

    Şu yazdığınızı bir daha okur musunuz? Hiç birşey anlamadım.
  • Lise 1 deyken bir kere arkadaşım yanımızda kız varken küfür etmişti. Hemen atıldım bilader kız var ayıp değil mi. Kız şunları dedi aynen "ben küfürden hoşlanırım sorun değil" sonra baktım yavaş yavaş bende kızlar yanımdayken küfür ediyorum. Lise 2 ye geçtiğimde kızlarla konuşurken kızlara bile küfür ettiğimi hatırlıyorum. Mesela yakın arkadaşınıza seslenirken. Lan çavuşşşşum diye seslenirsiniz ya aynen öyle dediğimi hatırlıyorum. Şu ana kadar bir tane bile kız çıkıp benle böyle konuşma unutma ben kızım bile demedi. Hadi böyle diyemiyor. Hareketlerinden bile belli etmedi. Neyse azizim yeni nesil kadınları böyle.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Up

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • Konu başlığı değiştirildi

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • Özet:aforizmanın anlamını yeni öğrendim

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.