Şimdi Ara

Yerli uçak gemisinden yeni detaylar: TCG Anadolu’nun büyüğü tasarlanıyor

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
38
Cevap
0
Favori
873
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
11 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj

  • Milli Savunma Bakanlığı (MSB) İstanbul Tersanesi Komutanlığı'nda bulunan Dizayn Proje Ofisi (DPO), bir süre önce kapılarını basına açtı. Tersane Komutanı Tuğamiral Erdinç Yetkin ile DPO Müdürü Doç. Dr. Mühendis Albay Hakan Uçar, burada yürütülen projeler ve çalışmalar hakkında yeni detaylar paylaştı. Yapılan açıklamalar arasında Türkiye’nin ilk uçak gemisinden yeni detaylar da bulunuyor.



    TCG Anadolu’dan daha büyük uçak gemisi tasarlanıyor



    Türkiye, denizlerdeki hakimiyetini güçlendirmek için bir süredir kendi uçak gemisi üzerinde çalışıyor. Bu bağlamda denizlerde Türkiye’nin caydırıcılığını artırması amacıyla "Milli Uçak Gemisi Projesi" yürütülüyor. DPO ise TCG Anadolu'dan daha büyük olacak yerli uçak gemisinin tasarımını yapıyor.



    türkiye milli uçak gemisi
    İspanya Donanmasına bağlı Juan Carlos I gemisi model alınarak tasarlanan TCG Anadolu'nun yüzde 70'i yerli üretimle inşa edilmişti. Şimdi ise DPO'da tasarlanan yeni milli uçak gemisinde bu oranın artırılması hedefleniyor. Konsept tasarım aşamasında olan gemide, yerli insanlı ve insansız hava araçlarının konuşlandırılması planlanıyor. DPO, bu hedef doğrultusunda Baykar ve TUSAŞ firmaları ile çalışıyor. Bilindiği üzere Baykar, KIZILELMA gibi üstün insansız uçaklara ve Bayraktar gibi SİHA platformlarına sahip. TUSAŞ ise milli muharip uçak KAAN’ı geliştiriyor.



    Ayrıca Bkz.MKE'nin ilk Milli Deniz Topu, TCG Akhisar'a entegre edildi



    Aktarılanlara göre fizibilite çalışma yapılan uçak gemisi için DPO bünyesinde 110 kişilik Uçak Gemisi Çalışma Grubu oluşturuldu. Çalışma Grubu, uzmanlık alanlarına göre alt gruplara bölünerek konsept tasarıma başladı. Şimdiye kadar gemiden kalkış-iniş yapabilecek hava araçları ile pist geometrisinin belirlenmesine yönelik çalışmalar yapıldı.



    Milli Uçak Gemisi özellikleri






    • Tam Boy: 285 metre

    • Genişlik: 68 metre

    • Deplasman: 60.000 ton

    • Hız: 25 knot

    • Ana Tahrik Sistemi: COCAG

    • Uçak Kalkış/İniş Sistemi: STOBAR



    TCG İstanbul yolculuğu




    İstanbul Tersanesi Komutanlığında faaliyet gösteren DPO, 1997'de Türkiye'nin ilk milli deniz harp platformu olan MİLGEM Projesini gerçekleştirmek amacıyla oluşturulmuştu. DPO, askeri gemi tasarım inşa standartlarını oluşturan, muharip gemilerin tekne, makine, elektrik ve savaş sistemleri ile sistem entegrasyon tasarımlarını yapan Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nın uzman kurumu olarak çalışıyor.



    MİLGEM Projesi kapsamında İstanbul Tersanesi Komutanlığı'nda inşa edilen TCG Heybeliada, TCG Büyükada, TCG Burgazada ve TCG Kınalıada isimli ADA sınıfı korvetlerin tasarım ve entegrasyon faaliyetleri DPO tarafından yapılmıştı. Bu platformlar 2011, 2013, 2018 ve 2019 yıllarında hizmete girmişti. DPO anı zamanda ADA sınıfı korvetlerden daha üstün harekat ve manevra görev fonksiyonlarına sahip olan bir fırkateyn tasarımı hedefiyle "İstif Sınıfı Fırkateyn Projesi"nin tasarım faaliyetlerini yürütmüştü. İstif Sınıfı Fırkateyn Projesi'nin ilk gemisi olan TCG İstanbul fırkateyni, İstanbul Tersanesi Komutanlığı'nda inşa edildi. 19 Ocak 2024'te hizmete başlayan, yüzde 80 oranında yerli üretim olarak inşa edilen TCG İstanbul'un tasarımı ise yüzde 100 yerli.



    113 metre uzunluktaki ve 14,4 metre genişlikteki TCG İstanbul, yakıt ikmali ihtiyacı duymadan, Gölcük'teki Donanma Komutanlığı'ndan New York'a kadar gidebilecek özelliklere sahip. Roketsan tarafından geliştirilen 120 deniz mili menzile sahip ATMACA güdümlü mermi kullanılan gemide, su üstü hedefleri ile kara hedeflerine atış yapabilen bir adet 76 milimetrelik baştopu ile 2 adet 25 milimetrelik uzaktan komutalı silah sistemi yer alıyor. TCG İstanbul’da Alper seyir ve gezi radarı, Cenk hava arama radarları ile Denizgözü Ahtapot sensörü ve Gökdeniz entegre takip sensörleri bulunuyor. Geminin beyni olarak nitelendirilen Savaş Harekat Merkezi'ndeki tüm cihazların yazılımları ise Havelsan tarafından tamamen yerli olarak yapıldı. TCG İstanbul’un bir ay içerisine donanmaya tam anlamıyla katılması bekleniyor, şimdilik eğitim süreci yürütülüyor.



    Tek eksik ana tahrik sistemleri




    İstanbul Tersane Komutanı Tuğamiral Erdinç Yetkin, "Ana muharip unsurlarımız olan hücum botlarımız, karakol gemilerimiz, korvetlerimiz ve fırkateynlerimizin tüm makineleri üretici seviyesinde, yurt dışı bağımlılığımız olmaksızın burada toplanabilmekte, arızaları giderilebilmekte ve tekrar gemilere monte edilebilmektedir." dedi.



    TCG İstanbul fırkateyninin eğitimlerinin de devam ettiğini anlatan Yetkin, şöyle devam etti:



    "Mavi Vatanımızda görev yapmaya hazırdır. Gelişmiş ve yetkin komuta kontrol sistemleriyle artan sensör ve silahlarıyla çok etkin bir vuruş gücüne sahip olacaktır. Yapımı devam eden gemilerle Deniz Kuvvetlerimizin çok önemli bir yetenek kazanacağını düşünüyorum. Yüzde 80 yerlilik oranı bulunmaktadır. Tek eksik noktamız olan ana tahrik sistemleri, yani makineleri de büyük bir gayretle millileştirme, yerlileştirme yolunda devam ediyoruz. 23 Ocak 2021'de denize indirilen TCG İstanbul fırkateynimiz, 19 Ocak 2024 tarihi itibarıyla teslim edilmiştir. Yaklaşık bir ay içerisinde tamamen donanmamıza katılmasını bekliyoruz."




    Kaynak:https://www.aa.com.tr/tr/bilim-teknoloji/tcg-anadoludan-daha-buyuk-bir-milli-ucak-gemisi-tasarlaniyor/3200864







  • Bundan 50 sene sonra "lan eskiden hep yatmışlar, o zaman başlasalar şimdi biz de Uranüs'e giderdik" dememek için bir şeyler yapılmasını, hiç yapılmamasına yeğlerim.

    Lakin bir an önce Türk halkının hissedeceği temel ihtiyaçlara yönelik de bilim ve teknolojiye yatırım yapılması gerekiyor.

    90 milyonluk ülkede 16 milyon büyükbaş var. Bu olamaz. En az 100 milyon olmalı. Hayvancılık ve tarımda çok geriye gidiyoruz. Kendi üretimimiz olan, bu topraklarda yetişen şeylere bile erişim zorlaşıyor.

    Bir Türk elma, armut, muz, çilek, peynir, zeytin, sucuk, et vs bu topraklarda yetişen tarımsal ve hayvansal ürünlere erişemiyor. Çünkü absürt derece pahalı.

    Gemi gene yapılsın. Elbette yapılacak. Ama biraz da bu tarafı görün artık.

    Düzgün bir et alayım deseniz 700 800 lira. Bu mantıklı değil.

    Tek taraflı gelişmenin tarih boyunca bırakın Türkiye gibi bir ülkeyi, imparatorluklar parçaladığını bilmediğiniz için okuduğunuzu seçerek anlıyorsunuz.


    Osmanlı İmparatorluğu 19 asrın sonu geldiğinde dünyanın en büyük bir kaç donanmasından birine sahipti. Islahatlar çerçevesinde donanmanın elzem olduğu ve buna büyük kaynak yatırmak gerektiği kararlaştırılmış ve borçla, harçla dünyanın en büyük donanmalarından, en modern donanmalarından biri kurulmuştu.


    Koskoca filodan 1 tanesini bile kullanamadık biz. Çünkü demire, ürüne yatırım yaptık ama insana yatırım yapmadık. O modern gemileri yüzdürecek ne kaptanımız ne bahriyelimiz vardı. Dünyanın en büyük donanmalarından birine sahiptik ama yüzdürecek yetişmiş elemanımız yoktu. Eldeki elemanlar böyle modern makineleri kullanmayı bilmiyordu. Tek taraflı yatırımdı.


    Hani duyarsınız, 2. Abdulhamit donanmayı Haliç'te çürüttü derler, onlar da diğer tarafın cahilleri işte. Sanki Abdulhamit manyaktı, kendi devletine suikast düzenliyordu da donanmayı kullanmıyordu.


    Donanmayı kullanacak Türk yoktu Türk. Türk bir yana Osmanlı vatandaşı yoktu. O modern gemileri ve silahları kullanacak kaptanlar, operatörler İngiliz, Fransızdı. Abdulhamit İngilizle savaşırken İngilizleri mi kullanacaktı donanmada? İlk iş İstanbul'u esir almak olurdu.


    Tek taraflı gelişim parçalanmayı getirir.


    İnatla anlamak istemiyorsunuz ama temel besin maddelerine erişim çok zor. Bir insanın meyve, sebze, et, süt ve süt ürünleri tüketmesi gerekiyor. Sütün en yavan hali, her türlü değerli besin maddelerinin alınıp kalan beyaz sıvı kısmını satıyorlar, o bile pahalı. 1 KG peynir 400 lira olamaz. 1 KG et 600 lira olamaz. Gemi yenmiyor.


    İhtiyaçlar hiyerarşisi diye bir şey var. 1. sırada beslenme var. Gemi çok geride. Gemi sonra. Önce besleneceksin, yaşayabileceksin ki orduya yatırım yapasın sonra.


    Size Devlet-i Aliyye'nin kuruluşunda Osman Bey'e kayınpederi ve hocası tarafından verilen nasihatıyla anlatmak gerekirse.


    İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.


    İşte Osmanlı Devleti'nin bu büyük bir imparatorluğa çok kısa sürede ulaşmasının merkezi olan söz. Önce insan.


    Önce din değil, önce devlet değil, önce hanedan değil, önce tarikat değil, önce ordu değil. Önce insan. Osmanlı'nın en büyük gücü de bu, terk ettikten sonra yıkılmasına sebep olan da bu.


    Devlet ne zaman vatandaşını kölemen olarak görmeye başlar, o devlet parçalanmaya mecbur olur.


    Ki biz Türkler için devlet kutsaldır. O halde bile tarihin en büyük imparatorluklarından birini gözümüzü kırpmadan tarihin tozlu sayfalarına göndermekten geri durmayız.

  • TCG Anadolu uçak gemisi miymiş? Hadi canım😊
  • Akdenizde hakkımız olanı korumak için donanmamızı bu ve benzeri gemi projeleri ile kuvvetlendirmemiz şart. Daha öncesinde Kıbrısa kapsamlı bir üst kurup hava savunması kurmamız lazım. Görüyorsunuz haçlılar biz uyurken ortadoğuda kol geziyor. 70 yıldırda itrail haçlılarla beraber olmuş terör estiriyor. Filistine öyle mavi marmara gemisi göndermekle zülm bitmez. Akdenizdeki sularda durulacak gibi değil.
  • COCAG değil CODAG
  • Achilles1973 kullanıcısına yanıt
    ilk aklıma gelen:) Ama en azından bir adım tabi.
  • Bundan 50 sene sonra "lan eskiden hep yatmışlar, o zaman başlasalar şimdi biz de Uranüs'e giderdik" dememek için bir şeyler yapılmasını, hiç yapılmamasına yeğlerim.

    Lakin bir an önce Türk halkının hissedeceği temel ihtiyaçlara yönelik de bilim ve teknolojiye yatırım yapılması gerekiyor.

    90 milyonluk ülkede 16 milyon büyükbaş var. Bu olamaz. En az 100 milyon olmalı. Hayvancılık ve tarımda çok geriye gidiyoruz. Kendi üretimimiz olan, bu topraklarda yetişen şeylere bile erişim zorlaşıyor.

    Bir Türk elma, armut, muz, çilek, peynir, zeytin, sucuk, et vs bu topraklarda yetişen tarımsal ve hayvansal ürünlere erişemiyor. Çünkü absürt derece pahalı.

    Gemi gene yapılsın. Elbette yapılacak. Ama biraz da bu tarafı görün artık.

    Düzgün bir et alayım deseniz 700 800 lira. Bu mantıklı değil.
  • gcb1903 kullanıcısına yanıt
    özetle:
    bunun yerine inek öküz yetiştirelim.

    diyorsun.
  • hanahmet H kullanıcısına yanıt
    Adam ne yazmis sen ne anlamissin. Kardesim ucak gemi silah sonuna kadsr yapilmali. Ama gida guvenligi, nufus guvenligi gibi konularda tersine gidiyoruz. 20 sene sonra ulkede turk yerine araplar afganlar cogunluk olunca yapilan tum silahlar bosa gidecek.
  • chnvat C kullanıcısına yanıt
    Elbette. Aslında şu malum ortağı olduğumuz F-35 projesinden çıkarılmasaydık çok güzel uçak gemisi olacaktı. En azından F-35’lerin inebileceği bir uçak gemisi. Sizin de dediğiniz gibi, hiç olmamasındansa bir yerden başlamak her zaman iyidir.
  • Achilles1973 kullanıcısına yanıt
    f35 ler inemezdiki o gemiye. Türkiye b sınıfı f35 siparişi hiç vermedi. Amerika b sınıfını sadece dnizcilere yaptı. İnse f16 lar için kullanılırdı.
  • halk tv de çıkar biri tek bir bombalık canı var diye söyler
  • makine26 M kullanıcısına yanıt
    Sipariş vermek gibi bir planları varmış B sınıfı sipariş vermek için linkteki yazıya göre. Hoş hepsi hayal oldu ya neyse.

    ( Meanwhile, Turkish Navy is also planning to procure up to 32 F-35Bs to deploy at two LHDs (TCG Anadolu [under construction and is expected to enter service in 2021] and the second LHD [planned to be constructed during the second half of 2020s]). The Turkish Navy already selected two pilots to be trained on the F-35B in the U.S.)

    https://www.defenceturkey.com/en/content/turaf-f-35a-makes-its-maiden-flight-3030
  • hanahmet H kullanıcısına yanıt

    Tek taraflı gelişmenin tarih boyunca bırakın Türkiye gibi bir ülkeyi, imparatorluklar parçaladığını bilmediğiniz için okuduğunuzu seçerek anlıyorsunuz.


    Osmanlı İmparatorluğu 19 asrın sonu geldiğinde dünyanın en büyük bir kaç donanmasından birine sahipti. Islahatlar çerçevesinde donanmanın elzem olduğu ve buna büyük kaynak yatırmak gerektiği kararlaştırılmış ve borçla, harçla dünyanın en büyük donanmalarından, en modern donanmalarından biri kurulmuştu.


    Koskoca filodan 1 tanesini bile kullanamadık biz. Çünkü demire, ürüne yatırım yaptık ama insana yatırım yapmadık. O modern gemileri yüzdürecek ne kaptanımız ne bahriyelimiz vardı. Dünyanın en büyük donanmalarından birine sahiptik ama yüzdürecek yetişmiş elemanımız yoktu. Eldeki elemanlar böyle modern makineleri kullanmayı bilmiyordu. Tek taraflı yatırımdı.


    Hani duyarsınız, 2. Abdulhamit donanmayı Haliç'te çürüttü derler, onlar da diğer tarafın cahilleri işte. Sanki Abdulhamit manyaktı, kendi devletine suikast düzenliyordu da donanmayı kullanmıyordu.


    Donanmayı kullanacak Türk yoktu Türk. Türk bir yana Osmanlı vatandaşı yoktu. O modern gemileri ve silahları kullanacak kaptanlar, operatörler İngiliz, Fransızdı. Abdulhamit İngilizle savaşırken İngilizleri mi kullanacaktı donanmada? İlk iş İstanbul'u esir almak olurdu.


    Tek taraflı gelişim parçalanmayı getirir.


    İnatla anlamak istemiyorsunuz ama temel besin maddelerine erişim çok zor. Bir insanın meyve, sebze, et, süt ve süt ürünleri tüketmesi gerekiyor. Sütün en yavan hali, her türlü değerli besin maddelerinin alınıp kalan beyaz sıvı kısmını satıyorlar, o bile pahalı. 1 KG peynir 400 lira olamaz. 1 KG et 600 lira olamaz. Gemi yenmiyor.


    İhtiyaçlar hiyerarşisi diye bir şey var. 1. sırada beslenme var. Gemi çok geride. Gemi sonra. Önce besleneceksin, yaşayabileceksin ki orduya yatırım yapasın sonra.


    Size Devlet-i Aliyye'nin kuruluşunda Osman Bey'e kayınpederi ve hocası tarafından verilen nasihatıyla anlatmak gerekirse.


    İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.


    İşte Osmanlı Devleti'nin bu büyük bir imparatorluğa çok kısa sürede ulaşmasının merkezi olan söz. Önce insan.


    Önce din değil, önce devlet değil, önce hanedan değil, önce tarikat değil, önce ordu değil. Önce insan. Osmanlı'nın en büyük gücü de bu, terk ettikten sonra yıkılmasına sebep olan da bu.


    Devlet ne zaman vatandaşını kölemen olarak görmeye başlar, o devlet parçalanmaya mecbur olur.


    Ki biz Türkler için devlet kutsaldır. O halde bile tarihin en büyük imparatorluklarından birini gözümüzü kırpmadan tarihin tozlu sayfalarına göndermekten geri durmayız.





  • Achilles1973 kullanıcısına yanıt
    aslında tam uçak gemisi sayılmaz ama öyle diyelim. tabi bu yeni planlanan gemi de bizim için çok ileri olsada 1945 de suya indirilmiş muadilleri var. 92 de emekli olmuş bir gemiye muadil diyebiliriz
  • seçim yaklaşıyor.
  • bu tür gemilerde zor olan iki şey:



    sağlam kompozit üretmek. tungsten, titanyum gibi maddeler içeren ki bizde ne bu madde ne de işleyecek kapasite var.


    diğer ise motor. Bunu hareket ettirmek için 20 tonluk 30 tonluk diesel motorlar gerekiyor. Bunları da almanlar üretebiliyor. rusya denedi baya maliyetli çıktı. o yüzden varyag'ı çinlilere satmıştı.


    bu tür gemiler normalinde nükleer ister. o da bizde yine yok.



    yani "%70" palavra olduğu gibi bu da palavradan "milli" gemi. he üretilsin. ama bunları koruyacak füze sistemleri var mı? yok. o yüzden amerika'nın izin verdiği kadar büyürsün.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi pskillercheto -- 24 Nisan 2024; 22:39:33 >
  • pskillercheto kullanıcısına yanıt
    Denizaltı çeliği üretebiliyor isek gemi için malzeme üretmek çocuk oyuncağı olsa gerek. Denizaltı çeliği ile ilgili kaynağı aşağıya bırakıyorum. Motor konusunu bende merak ediyorum. Hava savunma kısmına gelirsek o kısmı çoktan hallettik. gemiler için dikey atış sistemini yerli olarak üretiyoruz.
    https://demircelikstore.com/haber/oyak-denizalti-celigi-hy-100-u-milli-imkanlarla-uretti-13048



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi CleanCoders -- 24 Nisan 2024; 22:47:43 >
  • CleanCoders C kullanıcısına yanıt

    Alıntı

    metni:
    Finlandiya ve OYAK Ortaklığı2019 yılında OYAK'ın Finlandiyalı Miilux firmasının çoğunluk hisselerini almasıyla yüksek mukavemet çelikleri üretme süreci hızlandı. Finlandiya'nın NATO üyeliği, firmanın kontrol rejimini kolaylaştırırken, Ankara finlandiya'nın NATO sürecini zırh çelik üretiminin transferi açısından doğru yönetti. Bu gelişmelerin ardından, Türkiye'deki AR-GE faaliyetleri arttı ve Miilux HY-100 denizaltı çeliği üretildi.



    paragraf biraz garip yazılmış ama teknoloji transferi olarak mı yapıldı yoksa nato üzerinden lisans mı anlaşılmıyor.


    lakin bu çelik bahsi geçen gemi için çözüm değil. bu denizaltı 400 metreye kadar alta iniyor. oralarda basınç 3090kpa = 3 ton / m2. Yalnız bu türde gemide m2 başına gövdeye düşen muhtemelen 4 veya 5 kat fazlası. amerikan varyantlarında belki 10 kata çıkıyordur.


    ayrıca bizde 214 sınıf deniz altıları almanyadan lisanslamış lakin denizaltını korelilerle beraber üretmiştik.



    ek açıklama:



    Demek istediğim bunlar bizi dışarıdan yönetenlerin planları dahilinde olan şeyler. Biz kendi eğitim sistemimizi geliştiremezsek, taşıma su ile ilerleyemeyiz.


    https://forum.donanimhaber.com/meslek-liseleri-bu-yuzden-bile-devletlerin-kaderini-belirler-rusya-ukrayna-savasi--158544348




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi pskillercheto -- 24 Nisan 2024; 23:22:45 >




  • Bende A4 kağıda proje çizeceğim gözünüzü boyamak için. Gerçek hayatta elde var sıfır.
  • 2028'de sularımızda  

  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.