Şimdi Ara

Toplu taşıma gerçekten mantıklı mı?.. (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
52
Cevap
0
Favori
4.179
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orjinalden alıntı: set

    quote:

    Orjinalden alıntı: dkerem2


    quote:

    Orjinalden alıntı: set

    Peki ya arabanın bakım masrafları,lastik masrafları,ikinci el değer kaybı vs vs vs...
    Hesabınıza bunlarıda ekledinizmi?

    Araba bedavamı? O parayı yıllarca arabaya bağlıyorsunuz. Nasılmı,o parayı başka bir yere bağlasanız size süreli düzenli gelir getirir dimi...

    Bu görünmez masraflarıda ekleyiniz bakalım hesabınıza, sonuç ne çıkıyor?...


    Tabi eksoz dumanınızın çevreye verdiği zararı hiç anlatmıyorum, her arabada bir kişi, oluşan trafik sıkışıklığına hiç girmiyorum,tabi işin bu kısmını düşünmeden trafik akıcı değil dersiniz... Her arabada bir kişi olur ise elbette o kadar araç kolay akmaz!

    Tüm bunları düşündükce söyledikleriniz mantıklı geliyormu?...


    Özür diliyorum,bana mantıklı gelmiyor. Ama her araçta 3-4 kişi olursa tamam derim...

    ..münübüsçülere para kazandırmayı mantıklı bulmuyorum


    Bahane çok ama gayret yok...
    Merak ediyorum yolda o kro dediğiniz minübüscüleri kaçımız uyarıyor,kaçımız yavaş git kurallara uy diyor. Burada bilgisayar başında tepki göstermek yetmez.
    Bana dokunmayan yılan bin yaşasın mantığı...
    İnanıyorum o minübüste bir yolcu şöföre tepki gösterse diğer insanlar o tepki gösteren yolcuya destek olmazlar,susmayı tercih ederler,belaya bulaşmayayım derler,başlarını çevirip dışarıyı izlermiş gibi yaparlar... Ben bizzat yaşadım çünkü bu olayı, yazık, ne hale geldik toplum olarak... Tepki göstermeye korkar oldum,çünkü destek bulamıyorsunuz... Yaşamayan anlamaz...

    Siz böyle olur iseniz onlarda öyle olur... O minübüscüler toplu olarak tepki alsalar kendilerini düzeltme yoluna giderler mecburen... Bu topluma böyle minübüscü müstehaktır!

    Yukarda bir arkadaşım balık istifi gibi üst üste gidiyoruz demiş, o toplumda kaç kişi buna karşı çıkıyor. Kimse!!! Kaç defa o şekilde bindim kimseden ses çıkmıyor. Millet koyun olmuş... 1.5 saat vapur bekledim iskelede, yahu bir kişi bile sesini yükseltmedi nerde kaldı bu vapur diye... Millet alışmış, başını öne eğip kuzu gibi gelip gidiyor... İnsan hiç olmassa vapur gelince bağırır çağırır, sesini yükseltir, kaptan bir dahaki sefere dikkat eder... Yok, millet tısss.. Sinmiş... Koyun gibi...

    Hakkediyoruz diye boşuna yazmıyorum demekki...






    3 sene önce filan istanbul minibüs yolunda minibüse binmek zorunda kalmıştım annemle. çünkü 17 hattı şimdiki kadar sıkı geçmiyordu. kazaskerden binmiştik sanırım maltepeye gelene kadar içim dışıma çıkmıştı. minibüsçü ona laf atar müşteriye laf atar doğru düzgün yanaşmaz caddenin ortasına çaprazlama durur filan. bu arada bende 3 farklı yerde kırmızı ışıkta geçmişti. maltepeye geldiğimizde indirir misin dedim minibüslerin her zaman durduğu bir yer var orda durur genelde minibüslerde orda durmadı herlde duymadı diye yüksek sesle söyledim bide terbiyesiz damgası yedim. indikten sonra plakayı aldım karakola gittim 3 farklı trafik ışığında kırmızıda geçti dedim. bişey olacağından değil sırf biraz başı ağrısın çorba parası versin diye.

    çorba parası dedim de olay burda işte ceza yazacağını düşünmüyorum bile. o zaman polise şikayet etmenin de bir mantığı kalmıyor.
    < Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Polemik


    quote:

    Orjinalden alıntı: set

    Peki ya arabanın bakım masrafları,lastik masrafları,ikinci el değer kaybı vs vs vs...
    Hesabınıza bunlarıda ekledinizmi?

    Araba bedavamı? O parayı yıllarca arabaya bağlıyorsunuz. Nasılmı,o parayı başka bir yere bağlasanız size süreli düzenli gelir getirir dimi...

    Bu görünmez masraflarıda ekleyiniz bakalım hesabınıza, sonuç ne çıkıyor?...


    Tabi eksoz dumanınızın çevreye verdiği zararı hiç anlatmıyorum, her arabada bir kişi, oluşan trafik sıkışıklığına hiç girmiyorum...

    Tüm bunları düşündükce söyledikleriniz mantıklı geliyormu?...


    Özür diliyorum,bana mantıklı gelmiyor. Ama her araçta 3-4 kişi olursa tamam derim...


    Abi çok haklısın ama özellikle İstanbul'da yapılan toplu taşıma değil, bildiğin kargoculuk.

    Tüm kara taşıtları balık istifi.

    Sabahları Söğütlüçeşme-Mecidiyeköy arası yarım saat sürmez, ama ayakta kalırsan -ki oturmak ilk duraktan binmiyorsan imkansızdır- ter içinde kalırsın.

    Hele bir de elinde eşyan varsa vay haline.

    Boyum 1.83, kilom da 90'a yakın. Sabah metrobüse binerken genç-yaşlı bayanlar dahi ittirmeye çalışıyor beni. Kımıldatamıyorlar beni yerimden ayrı mesele, bu cüsseyi bir bayanın sadece kolu ile oynatması güç ama oturabilmek için bunları yapıyorlar. Bir de düşün, ben sinirlenip biraz ittirsem nasıl yere yapışırlar?

    Araba çok daha pahalı, çevreye verdiği zarar da büyük.

    Toplu taşıma insan taşımayı hedeflese, asla almam araba. Ama insan bu şekilde taşınmayı hak etmiyor. Koli taşınır bu şekilde.


    Sende haklısın...

    Aklıma gelmişken yazayım. İngilterede trafik sorununu nasıl çözmüşler biliyormusun. Adamlar şehre giren araçlardan özel vergi alıyorlar. Böylelikle şehir merkezine araçlar girerlerken iki kez düşünüyorlar, çoğuda girmiyor. Ayrıca toplu taşıma araçlarını sayısı şehir merkezinde az araç olduğu için arttırılmış. Herkes mutlu... Trafik yok,zaman kaybı yok,masraf yok...




  • set arkadaşım

    orası öyle tabi tepkiden korkuyoruz toplum olarak sanırım böyle türk milleti baksanıza bir pkkyı bile yıkamadık 70milyon tükürsek boğarız burda bile korkuyoruz başka devletlerden büyük balık küçük bbalık meselesi sanırım
  • quote:

    Orjinalden alıntı: set

    Sende haklısın...

    Aklıma gelmişken yazayım. İngilterede trafik sorununu nasıl çözmüşler biliyormusun. Adamlar şehre giren araçlardan özel vergi alıyorlar. Böylelikle şehir merkezine araçlar girerlerken iki kez düşünüyorlar, çoğuda girmiyor. Ayrıca toplu taşıma araçlarını sayısı şehir merkezinde az araç olduğu için arttırılmış. Herkes mutlu... Trafik yok,zaman kaybı yok,masraf yok...


    Bilmez miyim abi?

    Ama bizde yerel yönetimler de, hükümetler de bu kadar oy odaklı çalışırken hangisi yapacak bu cesur uygulamayı?

    Küçük şehirlerde yapılsa bile kimse İstanbul'da yapmaya cesaret edemez bunu.
  • İki yıl boyunca her gün Cadde-Taksim arası mekik dokudum.

    Sabah evden çıkışımı vapura göre ayarlayabildiğimden hep vapurla geçtim karşıya sabahları. Çok sorun olmuyordu.

    Akşam dönüş ise ayrı bir olay. Taksim'den Beşiktaş ya da Kabataş'a in, vapura bin, ardından Kadıköy'den de dolmuş ya da otobüse bin, çok uzun bir süre.

    Aynı sürede Taksim-Bostancı dolmuşu ile Göztepe'ye geliyorum. Dolmuş iki katı yaklaşık ama yorgunluk yok. Yağmur varsa vasıta değiştirme derdi yok. Oturarak konforlu yolculuk yapıyorsun.

    Ha onlar da trafikte terör estiriyorlar. Yapılmayacak her şeyi yapıyorlar. Ama 8 saat dersin ardından zaten yorgunluktan geberdiğim için pek de umrumda olmuyordu terör estirmeleri. Halk otobüsleri daha kötü, zaten onlar da vesikalı dolmuş.

    İstanbul'da ulaşım her şekilde çok zor ve pahalı. Sınırsız paran olsa ve helikopter alsan bile yeterli olmaz.




  • ist. te toplu taşıma ayrı bir olay ama toplu taşıma araçları çoğalırsa halk zaten bu yönde tercih edecektir ama vapurla boğazdan geçmkten çok güzel oluyor
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Rice-R

    Aynı yerde oturuyoruz sanırım bakkalköy


    1978-1991 yılları arasında biz de K.Bakkalköy'de oturuyorduk. Ayrıldıktan sonra ilk kez 2008'de gittim. Garip bir şekilde mahalle hiç değişmemişti ama ben giderken Ataşehir yoktu, orada ayı oynatan çingenelerin çadırları olurdu.
  • Dünyanın en kalabalık şehirleri New york, Tokyo, London, Moskova, Paris gibi yerlerde heryere ulaşım Raylı sistem çok yaygın. Her yere metro var. Hatta Şehirlerin ve ülkeler arası hızlı tren çok yaygın. Bizde maalesef Tren ve raylı sistem bir türlü gelişmiyor. Yada geliştirilmesi izin verilmiyor. Oysa o kadar faydalı ve rahat ki.

    Bizi balık istifi şeklinde taşımayı layık görenler utansın...

    Hatırlarsınız. İEET bir reklamı vardı. Biz insan taşıyoruz diye insanın sorası geliyor. Gelişmiş ülkeler ne taşıyor?
  • quote:

    Orjinalden alıntı: sdrturhan

    ist. te toplu taşıma ayrı bir olay ama toplu taşıma araçları çoğalırsa halk zaten bu yönde tercih edecektir ama vapurla boğazdan geçmkten çok güzel oluyor


    aynen vapur çok farklı bir olay simitini çayını alıyorsun çıkıyorsun balkona boğazın o serinliği çarpıyor yüzüne

    martıların arkadan uçuşarak gelmesi istanbulun tüm güzelliklerini görmek gerçekten paha biçilemez bir yolculuk oluyor

    keşke her yere vapurla gidebilsek
  • Raylı ulaşım en rahat ulaşım aslında. Hele ki şehiriçinde daha mantıklısı yok.

    Egzoz yok, yani havayı kirletmiyor.
    İçten yanmalı motoru yok, yani çok çok daha yavaş eskiyor.
    Elektrikle çalışıyor, elektriği üretmek petrol çıkarmaktan daha ucuz. Hatta en ucuz enerji.

    Ayrıca yerin altına alınırsa sıcak-soğuk derdi yok. Sadece havalandırma çalışarak az enerjiyle serin serin ferah ferah seyahat edebiliyorsunuz.
    Yine yerin altından giderse yağmurda ıslandı, karda dondu, sıcakta eridi genleşti derdi yok.

    Zeytinburnu-Kabataş tramvayında bir vagonda ayakta 50 kişi olsun hemen havası değişiyor, sıkıcı bir hal alıyor araç. Ama Taksim metrosunda isterse 200 kişi olsun aynı şekilde devam ediyor. Çok bunaldıysan in, biraz mağara havası çek, arkadan gelenle devam et.

    Keşke tramvay değil de metro çalışmaları her yerde yapılsa. Yenikapı-Taksim arasında gömülü Bizans ve Roma kentlerini delik deşik eden değil de Tuzla-Büyükçekmece arasında olsa ne kadar iş görür tahmin bile edemezsiniz.




  • İngiltere, Londra' da trafik sorununu çözemediler ki. Neredeyse her sokaktan ulaşılabilen bir metro ağına rağmen.
    şehir merkenize (1. bölge diye geçer sanırım) giren her araçtan alınan ücrete rağmen.
    Çok yol katedemediler. O örnek yanlış olmuş.

    ...Ne yazık ki bir yerden sonra otomobil trafiğinin kesin bir çözümü yok. Hiçbir devlette yok. Ancak insanların toplu taşıma ile eziyet çekmeden seyehat etme gibi bir seçeneklerinin olduğunu bilmesi gerekiyor. Bizim farkımız bu. Kenti tanımayan birinin örneğin, kent içinde yolunu bulması mucizelere bağlı. İstanbul için konuşuyorum. İstanbul' da senelerini geçirmemişse, kim nereden bilebilir; metrobüse ulaşmak için alakasız bir yere giden bir otobüse binmesi gerektiğini ve otobüsten e5' in ortasında inmesi gerektiğini... Bu sadece bir örnek. Daha neler var. Mesela güvenlik. Hanginiz çevrenizden bir bayanı hava karardıktan sonra İstanbul' un dillere destan toplu taşımasına emanet edebilirsiniz?

    İstanbul' da otomobiller bir tercih değil, zorunluluk halinde. Sebepleri çok. Ve haklı. Ne yazık ki.




  • arabaya alıştıktan sonra toplu taşıma işkence geliyor. Bana mahsus birşey değil bu. Trafikte sıkışıyosun, lanet ediyosun. Ama bakıyosun otobüste millet birbiriyle çiftleşiyor, sana kıskanç bi şekilde bakıyor. Yakıyosun bir sigara, açıyosun bi radyo, sövüyosun trafiğe. Ama en azından oturuyosun, kıçında başka bir adam yok.

    Bir de o ara yürümeler azımsanacak gibi değil. Örneğin metrobüse yürümek 15 dk sürüyor benim için. Çok sıcak, ya da çok soğuk havalarda o mesafe inanın az değil.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: joushkun

    Raylı ulaşım en rahat ulaşım aslında. Hele ki şehiriçinde daha mantıklısı yok.

    Egzoz yok, yani havayı kirletmiyor.
    İçten yanmalı motoru yok, yani çok çok daha yavaş eskiyor.
    Elektrikle çalışıyor, elektriği üretmek petrol çıkarmaktan daha ucuz. Hatta en ucuz enerji.

    Ayrıca yerin altına alınırsa sıcak-soğuk derdi yok. Sadece havalandırma çalışarak az enerjiyle serin serin ferah ferah seyahat edebiliyorsunuz.
    Yine yerin altından giderse yağmurda ıslandı, karda dondu, sıcakta eridi genleşti derdi yok.

    Zeytinburnu-Kabataş tramvayında bir vagonda ayakta 50 kişi olsun hemen havası değişiyor, sıkıcı bir hal alıyor araç. Ama Taksim metrosunda isterse 200 kişi olsun aynı şekilde devam ediyor. Çok bunaldıysan in, biraz mağara havası çek, arkadan gelenle devam et.

    Keşke tramvay değil de metro çalışmaları her yerde yapılsa. Yenikapı-Taksim arasında gömülü Bizans ve Roma kentlerini delik deşik eden değil de Tuzla-Büyükçekmece arasında olsa ne kadar iş görür tahmin bile edemezsiniz.



    gelişmiş bir metro ağı olsaydı 50-60 sene önceden kurulmuş bu insanlar bu kadar otomobille seyahat etmeye düşkün olmazdı

    çünkü gerek duymazdı insan metroyla her yere tek vesaitle gidebilseydi alışkanlık oluşurdu nesilden nesilede geçerdi bu

    ama artık ne kadar yeni şey yapılırsa yapılsın önüne geçilmez insanlar alışkın değil malesef şahsen bende öyleyim bir yere gitmek arabayla daha masraflı olsun o otobüslere binmemek için arabayı tercih ediyorum

    çünkü insanlar gerçekten rahat rahat bir yere gidemiyor istanbulda otobüs minibüs birde cadde tramvayı eziyetten başka hiçbirşey değil




  • Ben de bugün Bostancı-Göztepe Fakülte-Bağdat Cad-Fenerbahçe-Kadiköy-Acıbadem-Kadiköy-Bostancı gibi bir rota üzerinde bazı yerlere birkaç defa gidip gelerek, %50-60 civarı sıkışık trafikte ilerleyerek geçen yolculuk sırasında toplam 72 km.lik mesafe kat ettim. Ortalama tüketim 5.2'yi gösterdiğine göre 3.75 lt eurodizel yakıt tüketmişim. Otoparka da her zamanki gibi yine hiç para vermedim Gittiğim yerlere toplu taşıma araçlarını kullanarak indi-bindi şeklinde ulaşmaya çalışsam hem sıcaktan kavrulurdum, hem daha çok para verirdim hem de rahat yolculuk edemezdim:) Ne diyeyim valla babam sağolsun
  • düşünce yapınıza göre değişebilir.fakat trafikte yorulmamak adına kullanılabilir.
  • 4 yıldır toplu taşıma kullanıyorum istanbulda, bu şehirden nefret eder hale geldim artık. hele ki koç üniversitesinden sarıyer'e inen dolmuş inanılmaz kötü yollardan geçiyor. akşam dönüşte mideniz bulanıyor. ayakta kalıyorsunuz. full dolu oluyor mutlaka. o yüzden ne olursa olsun araba şart artık. ben genç halimle katlanamıyorum, 40 yaşına gelmiş yıllarca iş yerlerinde emek vermiş, ezilmiş yorulmuş insanların ruh halini düşünmek bile istemiyorum. insan bir yerden sonra rahatı hakediyor. ben de o zamanın geldiğini düşünüyorum mezuniyete çeyrek kala
    hakikaten her arabada tek kişi de olsa ihtiyaç istanbulun şu anki toplu taşıma kalitesine bakınca. düzelse emin olun özel sevgisi olan dışındaki insanlar araba kullanmaz.
    otoparkı var, vergisi var, cezası var, bakımı var, kazası, stresi var. var da var. ama alternatif çok çok kötü.
    yapacak bir şey yok.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: feanorringeril

    İngiltere, Londra' da trafik sorununu çözemediler ki. Neredeyse her sokaktan ulaşılabilen bir metro ağına rağmen.
    şehir merkenize (1. bölge diye geçer sanırım) giren her araçtan alınan ücrete rağmen.
    Çok yol katedemediler. O örnek yanlış olmuş.

    ...Ne yazık ki bir yerden sonra otomobil trafiğinin kesin bir çözümü yok. Hiçbir devlette yok. Ancak insanların toplu taşıma ile eziyet çekmeden seyehat etme gibi bir seçeneklerinin olduğunu bilmesi gerekiyor. Bizim farkımız bu. Kenti tanımayan birinin örneğin, kent içinde yolunu bulması mucizelere bağlı. İstanbul için konuşuyorum. İstanbul' da senelerini geçirmemişse, kim nereden bilebilir; metrobüse ulaşmak için alakasız bir yere giden bir otobüse binmesi gerektiğini ve otobüsten e5' in ortasında inmesi gerektiğini... Bu sadece bir örnek. Daha neler var. Mesela güvenlik. Hanginiz çevrenizden bir bayanı hava karardıktan sonra İstanbul' un dillere destan toplu taşımasına emanet edebilirsiniz?

    İstanbul' da otomobiller bir tercih değil, zorunluluk halinde. Sebepleri çok. Ve haklı. Ne yazık ki.


    Bir süre orada kaldım, gerçekten çözmüşler, trafik sıkışlığını hiç görmedim. Şehir merkezinde araba sayısı az, toplu taşıma araç sayısı fazla, her yer metro ağı ile donatılmış... Oraları gördükden sonra bazı şeyleri anlayabiliyorsunuz. Biz her yere arabamızla gidiyoruz, hatta tek toplu taşıma aracı ile rahat rahat oturarak gideceğimizi bilsek bile yine aracımızla gidiyoruz. Ülkemizde küçük şehirlerde bile bu sorun var, adam iki sokak aşağısına arabası ile gidiyor. Hani şunu desem yeridir, lavaboya ihtiyacımızı gidermek için bile arabayla gideceğiz artık. Bu hale gelmişiz.

    Adam memur, işine servisle gider gelir. Araba sadece cumartesi pazarları lazım olur. Oda gezmek için yani... Yahu sadece cumartesi pazarları kullanmak için araba alınırmı! Git hafta sonları araç kirala daha ucuza gelir. Bakımı yok, yağı yok, lastiği yok, vergisi yok.... Hemde istediğin markayı kiralarsın... Yok, araba olacak,kapının önünde duracak,adam şöyle bi kasılacak,mahalleliye benim arabam var diyecek!
    < Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >




  • set; abi o kadar büyütmeye gerek yok şu araba işini. Allah hepimizden uzak tutsun da, gece gece ani bir şey olsa hangi arabayı kiralayacaksın hangi otobüse biniceksin? Hadi taksi de bulamadım diyelim.. Araba almaya ve benzinini koymaya, bakımını yapmaya yetecek gelirin varsa alırsın. araba lüks değil çünkü ihtiyaç.

    Şöyle birşey de var, ailecek bir yere gideceğinizi düşünün. Mesela kendimden örnek vereyim.

    Bir cumartesi günü Avcılar'daki anneanneme gitmeye karar verdik. Ben, annem, babam ve iki kardeşim. Minibüsle E-5'e insek 5x1.20=6 TL yapıyor. Metrobüse binelim desek 5x1.50=7.50 TL yapar. Metrobüs durağından da gideceğimiz yer yürüme mesafesi olarak uzak. Bir minibüs daha.. Oradan hiç minibüse binmedim ama indi-bindi alsa 6 TL daha yapar. Etti mi 19.50 TL. Tabi elinizde götürdüğünüz bir borcam dolusu kek-börek-dolma vb varsa, o sıcakta metrobüsteki halinizi düşünün. Ayrıca zaman kaybını düşünün.

    Arabayla 20 dk.da ortalama 7.0lt mazot yakarak gidebiliyorum. Hele E-5'te dur-kalk yoksa 5.5lt ortalama ve 12 dk sürüyor yol. Sen de hesabını bilen birisin, dizel bir aracın kendini amorti ettiğini iyi bilirsin.




  • Ben şunu diyorum,masraf sadece mazotla sınırlı değil... Hesap baştan yanlış bu yüzden...
  • quote:

    Orjinalden alıntı: set

    Ben şunu diyorum,masraf sadece mazotla sınırlı değil... Hesap baştan yanlış bu yüzden...


    E işte diyorum ya dizel araba, amorti ediyor kendini diye. 2005 Eylül'ünden beri kullandığımız araba 66.000km'de şu an. 36.000 liraya aldık ve 10.000km'de bir 150 lira civarına periyodik bakım yaptırıyorum. Bir kere fren balataları değişti, bir kez debriyajı değişti. Şu an kendini amorti etmiş olmayabilir ama en azından yıllardır bize hizmet eden bir araç. Çoğunlukla babam kullanıyor. İş de yapıyoruz, sağa sola da gidiyoruz. Ailecek bir yere giderken taksici nazını, minibüsçü hanzoluğunu, otobüs kalabalığını çektirmedi şükürler olsun. Eğer yine de trafikte kalabalıksak, tamam haksızım.
  • 
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.