Binbaşı
Tarihinde Katıldı
Toplam: 2628 (Bu ay: 14)
"Bu gazeteciler kimler" bilin istedim...
Ülke gündemine bomba gibi düşen ve herkesi şoke eden, Merkez bankasının 2. dünya savaşında bile bu kadar vermediği 818,2 milyar TL zararı konusunda uçaktaki o ismi lazım deel'e soru soramayan, soru sormaktan ürken, korkan, kaçan sözde gazetecilerin kimler olduğunu bilin, görün, anlayın istedim ki, bir gün bunların yazısına, programına, haberine denk gelirseniz, itibar etmeyesiniz diye...
Alayı sarayın çakması...
Çekmeköy kaymakamlığının yeni binasını görünce " sarayı kopyalamışlar " diye düşündüm
ama sarayı kopyalayan sadece bunlar değilmiş, yuh olsun alayına ! İktidardaki mevki makam gösteriş itibar sevdası ve israfkarlık, taaa alt kademeye kadar sirayet etmiş durumda...Hiçkimse üsttekinden geri kalmak istemiyor ve onu taklit ediyorlar.
Eskiden kaymakamlık binaları küçük ve mütevazıydılar. Bugün ise nerdeyse büyükşehir belediyesi binası büyüklüğünde inşa ediliyorlar; nerdeeeeen nereyeeeee...
Çok ilginç bir durum...
Saatteki rakamları karşılıklı topladığında daima 12 çıkıyor.
Saatteki rakamları bu sefer çapraz topladığında daima 13 çıkıyor.
Hayatın bilinmeyenlerinden biri daha...
Canlı canlı haşlanmak...
Siyasi bir parti mensubunun yediği istakoz gündemdeki sıcak yerini korurken, bu hayvanların nasıl yenmeye hazır hale getirildiğini araştırdığımda , ortaya çok korkunç bir durum çıktı:
Istakoz, yengeç, karides gibi balık süretinde olmayan deniz canlıları canlı canlı haşlanıp kızartılarak yemeye hazırlanıyor. Bunları balıklar gibi ölü şekilde yemeye hazırlamıyorlar.
Belki bunları restoranlarda yiyecek maddi gücünüz olabilir veya damak zevkiniz bunlara müsait olabilir ama insaf ve vicdan sahibi iseniz, azıcık canlı sevginiz varsa, biraz olsun acıma duygunuzu yitirmemişseniz, asla bu tür canlıları yemeyiniz. Bu tür canlılar talep edildikçe yenildikçe canlı canlı haşlanıp kızarmaya devam edilecektir.
Yemeyin şunları...
Istakoz, yengeç, karides gibi balık süretinde olmayan deniz canlıları canlı canlı haşlanıp kızartılarak yemeye hazırlanıyor. Bunları balıklar gibi ölü şekilde yemeye hazırlamıyorlar.
Belki bunları restoranlarda yiyecek maddi gücünüz olabilir veya damak zevkiniz bunlara müsait olabilir ama insaf ve vicdan sahibi iseniz, azıcık canlı sevginiz varsa, biraz olsun acıma duygunuzu yitirmemişseniz, asla bu tür canlıları yemeyiniz. Bu tür canlılar talep edildikçe yenildikçe canlı canlı haşlanıp kızarmaya devam edilecektir.
Bu tiplere kıl oluyorum, kıl!...
Bildiğinizi gibi boşaltım sisteminin çalışması, günlük hayatın ayrılmaz, olağan ve doğal bir ihtiyacıdır. Bu yüzden her gün tuvalete gidilir, bu iş için hususi olarak yapılmış odaların ismi ise tuvalettir, lavabo değildir.
Fakat, bazı insanların "Cin" ismini ağzına almamak için "3 harfliler" gibi garip bir isim türetmeleri gibi, bu insanlar da "tuvalet" ismini ağzına almamak için "lavabo" ismini kullanmaya başladılar.
Tuvalet deyince çok mu kaba, çok mu itici, çok mu çirkin oluyorsun acaba ! Lavabo, tuvaletteki eşyanın adıdır. Eşyaya gidilmez. Sen mutfağa gidince nasıl ki "buzdolabına gidiyorum" demiyorsan, tuvalete gidince de "lavaboya gidiyorum" diyemezsin, dememelisin. Lavabo diyenlere kıl oluyorum, sinir oluyorum.
Tuvalet demeye cesareti olmayanların sığındığı bir liman gibi olmuş lavabo kelimesi.
Bir de buna WC diyen ayrı bir taife var ki, oraya hiç girmiyorum artık...
İnsanlardaki tek başına gezme fobisi...
Üksüdar ilçesinde salacak sahiline gidip bi tur atıp deniz havası alayım dedim; bunu tek düşünenin ben olmadığı, sahil yolundaki kuru kalabalıktan anlaşılıyordu ama burdaki en önemli husus, herkeşin yanında en az 1 kişinin olmasıydı yani tek başına dolaşan olarak bir tek ben orada sırıtıyordum Vapurda, karşıda, tramwayda, heryerde böyne idi.. Bayram dışında da genelde böynedir.
Anladım ki insanlar tek başına sankim kendilerini insan kaçakçıları kaçıracakmış gibi gezmeye korkuyorlar ve illa yanlarında biriyle dolaşıyorlar..
Bu kuru kalabakların arasında tek dolaşacak cesarete sahap bir birey olarak kendimle gurur duydum...
Bu nasıl bir qafadır ?...
Falsoluserttop'un deyimiyle forumun kıl yumağı ve kart zamparasının en böyyük kabusu yatakta iken ölmekmiş. En böyyük hayali ise hızla gelen trenin altında kalıp paramparça, lime lime olacak şekilde ölmekmiş. Bu nasıl bir qafadır ?...Ulan millet ölümün bile hayırlısını isterken, bu gidip insanın hayal dahi edemeyeceği şekilde ölüm istiyo..
Bilindiği gibi geçen seneki genel seçimde akp seçmenleri, hayatlarının en ağır ekonomik buhranını yaşatan reislerine bir ders vermek yerine, ona kıyamayıp yine ona oy vermişlerdi.
Bu seneki seçimde ise akp seçmeni, partisine olan tepkisini başka partilere oy vererek değil, sandığa gitmeyerek göstermişti. Ben merak ediyorum acaba başka partilere oy vermek için memleketin nasıl bir kötü durumda olması gerekiyor...
Akp seçmeni, bu kıyamadıkları Reislerinin kendilerine yaptığı ve çektirdiği eziyetleri, bunların arkadaşları yapsa küserlerdi, eşleri yapsa boşarlardı, kardeşleri yapsa gönül koyar, akrabaları yapsa onlara akrep der, sevgilileri yapsa hemen ilişkiyi bitirirlerdi amma reisleri yapınca sabır taşına taş çıkartırcasına sabrederek dillerini tutuyor, her seçim bitmek bilmeyen ve sonlanmayan kredileri erdoğana vermeye devam ediyor ve bu şekilde ona oy vererek iktidara taşıyorlardı.
Onların bu yaptıkları çok büyük hata, 2028 e kadar daha sürüm sürüm sürünmelerine neden olacak ama maalesef kurunun yanında yaş da yanacak; hemi de cayır cayır..
Kız kulesine bir bakış...
Düneyn Üksüdar ilçesinin salacak sahilinde, Falsoluserttop'nun deyimiyle kart zampara, kıl yumağı, forumun en kıllı bireyinin bir zamanlar akmina şişesini dikerek ve yarı cıbıldak şekilde kayalara sereserpe güneşlenerek kız kulesine bakış attığı kayalıkların üzerinde idim.
Sahil yeniden düzenlenmişti ve ben bunu bizzat yerinde teftiş etmek üzere oraya gitmiştim.
Baktım ki herkeşler orda, ellerinde telefon birbirlerini çekiyorlar. Sanki milli gelirimiz kişi başına 50 bin dolar ve ekonomide ilk 5. teyiz ve ekonomide işler tıkırındaymış gibi herkeşler, mutlu, güleç ve sevinç içindeydi. Somurtan görmedim. Ayrıca sanki akaryakıtın litresi 5 liraymış her yer de tomofobil dolu idi...
Resimde martının tepesindeki kırmızı şey de ne ola ki diye merak etmeyin; o şey, kalp şeklinde uçan balon...
Son Giriş: 46 dk. önce
Son Mesaj Zamanı: 2 sa.
Mesaj Sayısı: 0
Gerçek Toplam Mesaj Sayısı: 0
İkinci El Bölümü Mesajları: 0
Konularının görüntülenme sayısı: 0 (Bu ay: 0)
Toplam aldığı artı oy sayısı: 0 (Bu hafta: 0)
En çok mesaj yazdığı forum bölümü: Konu Dışı / Off Topic