Şimdi Ara

Mütercimler'e göre İnce'nin Hesabı Çarşıya Uymuyor - Oy Hesabı Üzerine (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
71
Cevap
1
Favori
4.524
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
31 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • DeepImpact. kullanıcısına yanıt

    Verilerde yanlışlık yok, yazdığım veriler gümrük kapılarındaki %3,3 ve yurtdışındaki %44,6 katılımla toplamda 1.424.279 kişinin dahil edilmediği, SADECE YURT İÇİ SAYILARIDIR, buna dikkat çekebilirdiniz. Ben de yurt dışı sayılarını dikkate almamışım derdim...


    Diğer veriler için de hepsi geçerlidir.YSK veya tuik sayılarından alınmadır...


    Kaynak: YSK istatistikleri

    Mütercimler'e göre İnce'nin Hesabı Çarşıya Uymuyor - Oy Hesabı Üzerine

    Alıntı

    metni:
    -2018 seçimlerin de seçmen sayısı 59,354,840

    Bi diğer takıldığın konu bu ise, yurtiçi 56.353.144 olan sayıya benim "yaklaşık 56 milyon" yazmam mı problem oldu? Kaldı ki toplam seçmen sayısından çok düşük bir de oy kullanan seçmen sayısı, geçerli oyların sayısı gibi bir çok rakam var, genel özet geçtim ben...


    Bu arada siz "59,354,840" sayısını nereden uydurdunuz?

    -Yurt içi+yurt dışı toplamı 59.363.869

    -Binlik ayırıcı (,) değil (.) dır.



    Mütercimler'e göre İnce'nin Hesabı Çarşıya Uymuyor - Oy Hesabı Üzerine




  • Açtığı konulara bak, mesajlarına bak. Moderasyona bak. Ondan sonra verilen cezalara hayret edenlere hayret ediyorum. Hangi siyasi görüşe yol verdiğini biliyorum.

    Ama kabul etmek lazım. Burası böyle. İşine gelirse yazarsın, yazdırılırsa yazarsın deniliyor. Bu doğru.

  • siyaseti eğer twitter ve instagramda bir videoyla karşısına çıkarsa takip eden gençler incenin deprem tespiti ve dans videosunu beğendi. ama ince bunların oy kullanma yaşında olduklarından ve olsalar bile oy kullanmaya gideceğinden emin değil

  • Yani bide bunlar Anket sonuçları dahada büyük fark bekliyorum ben İstanbuldan biliyoruz yapışıp kaldılar hiç hesapta yokdu.Anket sonuçları bile böyleyse daha fazla sonuç bekleniyor KK bence %60 rahat alıcak die tahmin ediyorum.

    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
  • Periah kullanıcısına yanıt

    Netanyahu'nun yozlaşma ve otokratikleşme trendi içerisinde olduğu, bu bağlamda esasında başlangıçta işbirliğinden kaçındığı aşırı sağ partilerle son seferde patlayıcı bir etki yapacak biçimde birleşip koalisyon kurduğu aşikar ancak İsrail Türkiye'nin aksine 1) hem daha yolun başında ve asla Erdoğan Türkiyesi seviyesine gelemeyebilecek bir örnek 2) siyasi rayından çıkmak ve neredeyse duvara toslamak üzere olduğu halde liderleri Netanyahu Erdoğan'ın aksine en azından iktisat bilimini reddetmiyor.


    Netanyahu bir kere güçler ayrılığı ve yargının hükümet karşısındaki denge ağırlığını bitirecek yargı reformunu dayatmaya kalkınca bölündükleri için koalisyon hükümetleri çöken muhalefeti yeniden birleştirdi. İsrailliler gene sokaklara döküldü. Üstüne Netanyahu İsrail Cumhurbaşkanı'ndan kınama aldı. İsrail ordusunun ister istemez sesini yansıtan ve yargı reformunu geri almasını söyleyen kendi savunma bakanını kovdu - ki bu Netanyahu'nun darbe korkusu olarak da okunabilir. Eğer yargı reformu girişimini geri almazsa Netanyahu önümüzdeki seçimleri kaybedecek. Hükümetinin onay oranları yerlerde sürünüyor. Ama yolsuzluklara vs bulaşmış kendi bakanları Netanyahu'yu bu reformu kesinlikle geçirmesi için sıkıştırıyor, ki bağımsız yüksek yargı bitsin ve kendi kürkleri sağlama alınsın. Pekala Netanyahu hepsini kovamaz; yoksa çıkar, Netanyahu aleyinde konuşurlar. Netanyahu'nun kirli çamaşırlarını ifşa ederler. Netanyahu'nun kendisi zaten yolsuzluk ve rüşvet suçlamasıyla dava süreci içerisindeyken bu onun için korkunç olur. Yani Netanyahu tam anlamıyla ciddi bir açmaz içerisinde. Siyasi olarak durumunun kritik olmasını geçtim; dokunulmazlığı kaybettiğinde hapse dahi girebilir. Özgürlüğünü yitirebilir.


    İsrail'deki çok bileşenli muhalefetin aksine Türkiye'deki KK liderliğindeki muhalefetin önünde parlamenter demokrasinin ve işleyen piyasanın restore edilmesi yani günümüz dünyasının en temel kurum ve uygulamalarının yeniden inşa edilmesi ve yürürlüğe sokulması görevi var. 6'lı Masa planlı, programlı ve çok fazla ve çok temel ortak noktalar üzerine kurulu. Bu vaziyet 6'lı Masa'yı dağılmaktan alıkoyan sağlam bir harç etkisi görüyor. AKP ve Erdoğan benzer bir dönüşümün, otokrasi ve enflasyonculuk aleyhinde parlamenter demokrasinin ve klasik piyasa kurallarının restorasyonunun safını tutmadığı sürece - ki fazla düşük bir olasılık ve böylesi bir u dönüşü yalnızca şüphe uyandırır, omurgasızlık gibi algılanır - muhalefet tarafından ciddiye alınmaz. Erdoğan ve AKP izole edildiği, dışlandığı sürece tek başına %40 anlam ifade etmiyor. AKP 5 sene sonra bir daha hükümet kurabilse de benzer bir başkanlık rejimini tekrardan kurmalarına müsaade edileceğini pek zannetmiyorum. Karşılarına kurumsal, yasal ve benzeri engeller çıkacak. O sebeple "güçlendirilmiş parlamenter sistemden" söz ediliyor. Haliyle Pirus zaferi ve Demokles'in kılıcı pek de yerinde benzetmeler değil. Efesli Herakleitos'un ortak aklının (logos) bu süreçte baskın çıkacağı daha yerinde bir ifade ve tahmin olur. Akşener'in jet hızında masaya dönüşü mesela bunun bir göstergesiydi. Hele büyük bir zayiatla zafer kazanıp neredeyse elindeki her şeyden mahrum kalmayı ifade eden Pirus zaferi lafının alakasını anlayamadım. Aksine Türkiye bir şeylerin kıymetini anlayıp birlikte iş tutmanın değerini yeniden keşfediyor. Bu bile bakış açısına göre kazanım.

    < Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • AKP'nin sorunu Özalcı, Demirelci, Ecevitçi vb geçmişin lider bazlı büyük sağ ve sol partileri hatırlatırcasına Erdoğanizme fazla sırtını yaslamış olması. Erdoğanizmin en temel özelliği Erdoğan'ın şahsında ve kitlesinin algısında vuku bulan tartışmasız ve hükmedici otoriter karizmatik liderlik. Bu AKP'yi şu an güçlü kılsa da esasında AKP'nin geleceği hakkında monarşik düzenlerde görebileceğimiz ciddi belirsizlikler yaratıyor. AKP bir ideoloji, dava ve kimlik partisine dönüşse de tıpkı geçmişin o büyük markalaşmış partileri gibi bu kadar kişi ve kişisel otorite endeksli hale geldiği için Erdoğan'dan sonra iç rekabet, seçmen nezdinde genel albeni kaybı, genel menfaat ağında artan çelişkiler ve benzeri yüzünden parçalanma veya ufalma tehlikesi altında. Bilhassa Erdoğan'ın bıraktığı boşluğu doldurabilecek güçlü ve otokrat bir kişisel liderliğin yokluğunda AKP bu tarz kırılganlıklara ve meydan okumalara açık hale geliyor.


    Daha Erdoğan'ın zamanında Erdoğan'ın kontrol altında tutmayı ve eski yoldaş rakiplerini ezmeyi başarabildiği bir parçalanma yaşandı. Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan bu parçalanmanın temsilcileri. Tabii kalın liberal demokrat damarlı Babacan'ın motivasyonu Erdoğanizm ve ekonomik ayağı Erdonomics'e tepkiydi. Davutoğlu da tasfiye edilip dışlanmış diğer bir eski Erdoğan yoldaşı olarak, İslamcı kesimlerde entelektüel nüfuzu sahibi birisi olarak bu koroya katıldı. Ama Erdoğan liderliğindeki AKP'nin İslamcı kesimi temsil etme tekelini kitlesel bazda kıramadılar. AKP günün birinde Erdoğan'sız kalınca ama işte bu tekelini yitirme tehdidiyle, partinin çözülmesine yol açabilecek sözünü ettiğimiz diğer tehditlerle karşı karşıya. Gelecekte birçok Erdoğan / AKP varisi görmemiz olası (Yeniden AKP'ler vs). Erdoğan'ın mirası otokratik liderlik ve tepetaklak ekonomi kuramı olduğu için Erdoğan miraslı partilerin seçmen ve diğer partiler nezdinde albenisi de sorunlu olacak. Daha liberal veya daha merkeze yakın diğer aktörler neo-AKP'lere, neo-Erdoğancılara İslamcı olsalar dahi her zaman şüpheyle bakacak. Geleceğin yekpare biçimde İslamcı veya İslamcı - sağ - sol karma koalisyonları Erdoğan'ın mirası ekseninde kırılgan olacaklar. Acaba bunlardan yeni bir Erdoğan, yeni bir klasik Erdoğan AKP'si çıkar mı şüphesi olacak.


    AKP Hruşçov'un liderliğine geçen Sovyetler Birliği Komünist Partisi'nin eski liderleri Stalin'e yaptığı gibi bir de-Erdoğanizasyon (Erdoğansızlaştırma, yani Erdoğan mirasına eleştiri ve reddiye) de yapamaz. Böyle bir opsiyon AKP destekçisi İslamcı kesimin de, parti olarak AKP'nin de doğasına ters. Ama bunu yapmazlarsa da "geleceğin AKP'lileri" Türkiye'deki gerek sağ, gerek soldan tüm ılımlı unsurlarla oldukça şüpheli ve sağlıksız bir ilişki içerisinde olacak. Erdoğancılardan "temsil ettikleri değerler" yüzünden hazzedilmeyecek. Kim zar zor restore edilmiş bir demokraside enflasyonistçilere, otokratik başkanlık rejimi yanlılarına tekrardan yüz vermek ister? En azından Erdoğan'ın siyasi-ekonomik değer sistemi ve retoriğini geride bırakıp devam etmeleri lazım. Erdoğan'ı günümüzdeki Çinlilerin eski liderleri Mao'ya yaptıkları gibi yalnızca şeklen benimsemeleri lazım. Bu da geleceğin AKP'lilerini kendi liderlik geçmişleri ve miraslarından mahrum bırakma tehdidi taşıyor, Erdoğan'dan sonra AKP'yi Erdoğancılar ve yenilikçiler / kritikçiler şeklinde kendi içinde bölme potansiyeline sahip. Yeni AKP'de geleneksel Erdoğancılar kazanırsa Türkiye'deki diğer siyasi elitler ve aktörler onlara güvenemez. Yenilikçiler / kritikçiler partide hakim hale gelirse AKP'ye Millet İttifakı ve devamı olan unsurlar nezdinde itibarını geri kazandırsalar bile bu sefer de Erdoğancı tabanı yitirebilirler.@Periah

    < Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • İnce'nin seçimde rezil olacağı zaten belli ancak; Mütercimler diyorsa şüphe etmeye başladım. Bu adama kalsa ülkede iç savaş çıkmıştı, kan gövdeyi götürüyordu. Bu Mütercimler'in zihniyeti kendimi bildim bileli aynı şeyleri anlatır. Laiklik elden gidiyah, şeriat geliyah, irtica tehdidi, iç savaş çıkacak, İran olacağız, Irak olacağız, asker göreve...

  • he_man kullanıcısına yanıt
    Seçmen yaşı 15'e çekilirse İnce kazanacakmış öyle diyor hocam.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • İnce ,meclis seçimlerinde çoğunluğu cumhur'un almasını ve CB seçiminin 2.tura kalmasına sağlaması için ortaya atıldı.Böylece güven endişesi taşıyan seçmeni 2.turda RTE ye kanalize edip kazanma hesabı var.

    Yani ince ve kurdurulan partisi muhalefete asıl zararı meclis seçimlerinde verecek.Görürsünüz.Yüzde 40 civarı oy ile cumhur ittifakı 301 vekil sayısını bulacak.

    Seçimden sonra İnce ve saz arkadaşları bir anda ortadan kaybolacak.Taa ki yerel seçimlere kadar.

    Çok güzel kullanılıyor İnce ve saz arkadaşları.

  • Sadece Ölüler Görür kullanıcısına yanıt

    Mütercimler bazen yorumlarında aşırıya kaçabilen, ekstrem çıkarımlara kayabilen birisi. Misal paylaştığım videoda Erdoğan'ı dünyanın en şanslı kişisi olarak nitelemekte ama bu yorumunun abartı olduğu kesin. Özellikle ABD ile ilişkilerinde ve bununla bağlantılı ya da ilişkili olarak II. Körfez Savaşı, Suriye Krizi, Kürt meselelerinde ve hatta başlangıçta kendisi için bir şansmış gibi görünebilen MHP ve Bahçeli mevzusunda Erdoğan'ın fevkalade şanssız olduğunu, pek çok kez siyasi hesaplarının tutmadığını söyleyebiliriz.


    Gene de Mütercimler çok aklı başında yorumlar da yapıyor. Bir kere İnce'ye nazaran seçmenin ve anketlerin nabzını çok daha iyi tuttuğu, farklı kesimleri daha iyi okuduğu kesin. 6'lı Masa'nın daha fazla büyümeyeceği gibi yorumları yerinde. Günümüzde kimlik siyaseti ve 1960'lar, 1970'ler tarzı siyasetle bir devletin yönetilemeyeceği, devlet vasfı taşıyabilen fonksiyonel modern bir hükümet kurulamayacağına dair fikirleri de mesela çok yerinde (ki bu konularda çalışmış). Etnik kimlik veya radikal demode ideolojiler üzerinden giden herhangi bir siyasetin aşağı yukarı toksik olduğu ve sakınılması gerektiği yönünde tespiti sağlam. Öyle taş kafalı bir milliyetçi veya bölücü değil. Türklük kimliğini etnik bazdan ziyade birleştirici bir sivil kimlik, haklarından istifade edebileceğin bir devlet üst-kimliği, sivil "millet kimliği" olarak ele alıyor. Federal değil, başından üniter kurgulanmış bir devlet yapısında bunun zaruret olduğunu belirtiyor. Bazen kendini beğenmiş, fazla tiyatral / dramatik görünmek ve konuşmakla birlikte bence akılcı yönü kuvvetli zeki ve duyarlı birisi. Okuyor. Düşünüyor. Olgular ve kavramlar üzerine eğilme becerisi gösteriyor. Türkiye'de kaç kişi bunları yapıyor? :DDD



    Mütercimler'e göre İnce'nin Hesabı Çarşıya Uymuyor - Oy Hesabı ÜzerineErol Mütercimleryoutube
    Videolarımızı beğenmeyi ve kanalımıza abone olmayı unutmayın. Duyurular için: Twitter: yyakali Yorum ve önerileriniz için: yyakali@gmail.com İzlediğiniz için teşekkürler...
    https://www.youtube.com/watch?v=myFbQ6NaKZw&feature=youtu.be

    Her denilene tabii ölçüp tartarak yaklaşmak gerekir.

    < Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >




  • Zamanında FETÖ’nün TV kanallarında çalışmış, meşhur Ergenekon'un adını ilk duyuran isim ve en önemlisi FETÖ soruşturması kapsamında gözaltına alınıp dönemin meşhur savcısı sonra yurtdışına kaçan Zekeriye Öz ile görüştükten sonra serbest bırakılan bir zat-ı muhterem.

    Ne diyor?

    " Sakarya bölgesindeki rezalet nedir? Söylüyorum burada niye yuvalanmış?, Buranın bir özelliği var. Neyse bilmem. Bak Sakarya bölgesi... Orada oturanların da kalpleri kırılırsa da canları cehenneme. Kırılsın... Hayır. Aynen öyle söylüyorum. Aynen niye söylüyorum? Milli mücadelede en çok Mustafa Kemal Pasa iç isyanlarda nereden çekti biliyor musunuz? Bu bölgeden çekti... Sosyolojik bir özelliği var... Milli mücadelede en çok Mustafa Kemal Pasa iç isyanlarda bu bölgede çekti... Sosyolojik bir özelliği var...


    Bir sahtekârın profili'

    MÜTERCİMLER FETÖ KANALI STV’DE

    Tarih 5 Ocak 1997: Devreye bir anda, 1995 yılında emekli olan, ardından Avustralya’ya gidip dönüşte FETÖ’nün STV kanalında bir programda çalışmaya başlayan emekli Binbaşı Erol Mütercimler girdi. Aydınlık dergisine verdiği mülakatta “Ergenekon” isimli örgütten söz etti. 7 Ocak 1997’de Can Dündar’ın “40 dakika” programında bu örgütü 1991’de öldürülmüş emekli Orgeneral Memduh Ünlütürk’ten ve 1992’da öldürülmüş Oramiral Kemal Kayacan’dan duyduğunu söyledi. Mütercimler’in iki tanığı vardı, ikisi de 6 yıl önce öldürülmüştü. Nedense “kulak tanığı” olduğu “Ergenekon” örgütünün varlığını 6 yıl sonra açıklıyordu.

    DERİN DEVLET TEMİZLİĞİNDE HEDEF ŞAŞIRTTI

    O yıllarda tüm dünyada NATO’ya bağlı derin devlet yapılanması olan Gladyo benzeri şebekelerin çökertilmesi rüzgârı esiyordu. Susurluk ile başlayan tartışma Türkiye’de FETÖ’cülerin de içinde bulunduğu NATO’cu Gladyo yapılanmasına uzanıyordu. Ama STV programcısı, komplo teorisi uzmanı Mütercimler, ustalıkla dikkatleri dağıtıp “Ergenekon” diye bir yapı uydurdu. Böylece MİT’in raporunda da adı geçen FETÖ’nün de içinde olduğu NATO’cu Gladyo yapılanmasının temizlenmesi engellenmiş oldu.


    PERİNÇEK’E GÜLEN’LE FOTOĞRAF İÇİN 5 MİLYON DOLAR TEKLİFİ

    Erol Mütercimler, FETÖ’nün STV kanalında çalışırken bu kez FETÖ elebaşı Gülen ile Doğu Perinçek’in görüştürülmesine aracılık için kolları sıvadı. Bunun için Aydınlık gazetesinden önce yazar Rafet Ballı’yı aradı. 28 Ekim 2018’de Ballı o görüşmeyi köşesinde şöyle anlattı:


    “Yılını tam hatırlamıyorum. 28 Şubat sürecinin etkili olduğu dönem. 1998 olabilir.

    Bir eski CHP Gençlik Kolları Başkanı, bir gazeteci ve ben yemekteyiz.

    Cep telefonum çaldı. Arayan Mütercimler.

    Konu: ‘Doğu Bey’le Fetullah Gülen’i buluşturalım...’

    Etkisini ve ciddiyeti artırmak için: Cemaat’ten etkin bir isimle birlikte olduğunu da ekledi.

    Tam hatırlamıyorum, ‘Latif’ ya da ‘Harun’ olabilir...”


    PERİNÇEK: PARA TEKLİFİNİ YAPAN MÜTERCİMLER’Dİ

    Evet, o görüşme gerçekleşti ama Perinçek, FETÖ elebaşı ile görüşme ve fotoğraf verme teklifini geri çevirdi. Perinçek, 8 Aralık 2014’te Perinçek, Habertürk kanalında buluşmayı şöyle anlattı:


    “Latif Erdoğan ve arkadaşları ziyaret ettiler. Gülen ile aynı fotoğraf karesine girmem istendi. Kabul etmedim. Ertesi gün Samanyolu TV’den emekli bir subay aradı. ‘5 milyon liradan başlar görüşmeniz, kahve içmeniz’ dedi.”


    Bir gün sonra da o subayın adını Ulusal Kanal’da açıkladı: Erol Mütercimler...


    2006’DA FETÖ’CÜ TÜRK SOLU’NA ERGENEKON’U ANLATTI

    5 Şubat 2006 Rahip Santaro cinayeti, 17 Mayıs 2006 Danıştay saldırısı sonrası Mütercimler, bu kez “Ergenekon”u 26 Mayıs 2006’da FETÖ’cü Türk Solu dergisine anlattı. Artık operasyonun zemini hazırdı. FETÖ sonunda 19 Ocak 2007 Hrant Dink suikastı, 18 Nisan 2007 Zirve katliamı ve ardından 12 Haziran 2007’de başlayan “Ergenekon” komplosu ile amacına ulaştı. Evet, Erol Mütercimler de bu kapsamda gözaltına alındı, “Ergenekon” adını hiç duymayanlar bile tutuklanırken, Mütercimler, nedense mahkemeye bile çıkmadan FETÖ’cü Zekeriya Öz tarafından serbest bırakıldı.


    8) SÖZLERİ YALAN, TANIKLARI ÖLÜ

    Aradan yıllar geçti, insanlar acılar çekti, bazıları hayatını kaybetti. Ama mahkeme, “Ergenekon” diye bir örgütün olmadığına hükmetti. Nitekim Yargıtay 9 yıllık yargılamanın sonunda 2016’da Ergenekon’un varlığına ilişkin somut delil ortaya konulamadığını açıkladı.


    Şimdi soru şu: 81 ildeki Emniyet istihbarat şube müdürünün 74’ü, 7 bin istihbaratçının 6 bin 500’ü, TSK’daki generallerin yarısı, kurmay subayların yüzde 74’ü FETÖ’cüydü. Askeri hâkim ve savcıların neredeyse tamamı, Genelkurmay istihbaratı FETÖ’nün elindeydi. MİT’te yüzlerce personel FETÖ’cü çıktı. 2007’den beri “Ergenekon örgütü”nün peşine düşen, en sonunda ‘kozmik oda’da bile arama yapan FETÖ, neden bununla ilgili tek bir kayda ulaşamadı?


    Cevabı vereyim: Çünkü böyle bir örgüt yoktu da ondan.


    Peki Erol Mütercimler 1997’de ortaya attığı “Ergenekon” yalanını kime dayandırmıştı? Terör örgütü DHKP-C tarafından 1991’de öldürülmüş emekli Orgeneral Memduh Ünlütürk ve 1992’da öldürülen Oramiral Kemal Kayacan’a.


    Aynı Mütercimler, 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden sonra, “Gürcistan’a kaçıyordu” dediği eski İçişleri Bakanı Efkan Ala’dan özür dilerken, bu iddiasını kime dayandırmıştı? Adını vermediği iki AKP’li milletvekiline...

    Yani yalanlarının tanıkları ya ölmüş ya da adı olmayan kişiler.


    Peki bu yalanlarından utanır mı? Sahtekârlar utanmaz.


    Mütercimler'e göre İnce'nin Hesabı Çarşıya Uymuyor - Oy Hesabı Üzerine
    Mütercimler'e göre İnce'nin Hesabı Çarşıya Uymuyor - Oy Hesabı Üzerineaydınlık
    Nedim Şener, Erol Mütercimler'i yazdı: 'Bir sahtekârın profili'
    https://www.aydinlik.com.tr/haber/nedim-sener-erol-mutercimleri-yazdi-bir-sahtekarin-profili-218042



    Erol Mütercimler'in katıldığı bir televizyon programında Sakarya'da yaşayanlarla ilgili 'kalpleri kırılsa da canları cehenneme' sözlerine, "Bu ülkede insanlarımızı, bölgelerimizi, hayatlarımızı birbirinden ayırmaya çalışan her kimse onun canı cehenneme" diyerek yanıt verdi.



    Mütercimler'e göre İnce'nin Hesabı Çarşıya Uymuyor - Oy Hesabı Üzerine
    Mütercimler'e göre İnce'nin Hesabı Çarşıya Uymuyor - Oy Hesabı Üzerinebirgun.net
    CHP'li Özkoç'tan Erol Mütercimler'e tepki: Büyük hadsizlik
    https://www.birgun.net/amp/haber/chp-li-ozkoc-tan-erol-mutercimler-e-tepki-buyuk-hadsizlik-315028

    Erol Mütercimler’in ‘Atatürk’ü İngiliz tabur selamladı’ iddiasına ‘özür’ bekleniyor


    Mütercimler'e göre İnce'nin Hesabı Çarşıya Uymuyor - Oy Hesabı Üzerinewww.veryansintv.com
    Erol Mütercimler’in ‘Atatürk’ü İngiliz tabur selamladı’ iddiasına ‘özür’ bekleniyor - Veryansın TV
    https://www.veryansintv.com/erol-mutercimlerin-ataturku-ingiliz-tabur-selamladi-iddiasina-ozur-bekleniyor/amp/

    Erol Mütercimler'den imam hatiplilerle ilgili sözlerine ilişkin açıklama: Özür diliyorum


    Haber Global'de katıldığı ve tarikatların tartışıldığı bir program sırasında, yazar Müfid Yüksel ile girdiği tartışmada, “Ama sonuca bakın, o imam hatipten mezun olanlar bakın karşımıza ne olarak çıkıyor, sahtekar, cinsi sapık, ahlaksız” ifadelerini kullanmıştı.

    Mütercimler'e göre İnce'nin Hesabı Çarşıya Uymuyor - Oy Hesabı Üzerine
    Mütercimler'e göre İnce'nin Hesabı Çarşıya Uymuyor - Oy Hesabı Üzerinebirgun.net
    Erol Mütercimler'den imam hatiplilerle ilgili sözlerine ilişkin açıklama: Özür diliyorum
    https://www.birgun.net/amp/haber/erol-mutercimler-den-imam-hatiplilerle-ilgili-sozlerine-iliskin-aciklama-ozur-diliyorum-314907

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • KAUANKA K kullanıcısına yanıt

    Acayip bir mesaj. Fabrikasyon ve kopyala yapıştır bir havası var. Ancak, acayipliği Mütercimler'in kredibilitesine gölge düşürmeye yönelik (ki esasında seçim hesabıyla veya diğer münferit yorum ve aktarımlarının doğruluğu veyahut yanlışlığıyla alakasız) "şunu yaptı", "X ile bağlantısı var" veya "bunu söyledi" iddialarının dayanağı kaynaklar, mesajdaki kavramsal çelişkiler ve ideolojik karmaşa.


    Alıntı

    metni:
    5 Şubat 2006 Rahip Santaro cinayeti, 17 Mayıs 2006 Danıştay saldırısı sonrası Mütercimler, bu kez “Ergenekon”u 26 Mayıs 2006’da FETÖ’cü Türk Solu dergisine anlattı.


    Nasyonal sosyalist bir dergi (Türk Solu) ve FETÖ'cü sıfatı bir arada oksimoron. Birisi neredeyse ateist, öbürü - terör örgütü statüsü kazanmadan evvel - tarikat-dini cemiyet; birisi anti Amerikancı, anti-emperyalist, Avrasyacı eğilimli; öbürü Amerikancı ve küreselci. FETÖ'cü Türk Solu (?) demokrat Napolyon, Nazi hümanistler, komünist özel sektörcüler kadar anlamsız bir ifade şekli.


    Buna mukabil sola karşı son derece bileli görünen bu mesajda başvurulan kaynaklar çok daha enteresan biçimde sol eğilimli veya doğrudan sol kaynaklar (Birgün, Aydınlık vs). Bu anlamda ulusalcı, Kemalist, aşırı sola nazaran fazlasıyla sağ sinyaller veren Mütercimler'e bileli olacakları varsayılabilir. Bu mesajda belli ki sol ve Mütercimler düşmanı birisi Mütercimler'den hazzetmeyen ağırlıklı sol kaynaklara başvurarak ulusalcı profil çizen Mütercimler'e saldırmış.


    Şunu da söyleyeyim. Biraz garip bir benzetme olacak ama ünlü fizikçi Erwin Schrödinger kuantum kuramının başat formülü malum dalga mekaniğini eşinden habersiz metresiyle dağ evinde vakit öldürürken kurmuştu. Yani birisinin "ahlaksız" ya da "yalancı" olması bir konudaki geçerli, ayakları yere basan bir hesabını yanlış yapmaz. Bu arada bu mesajı atanı legit bir kullanıcı olarak da gördüğümü pek söyleyemem. Legit değildir diye düşünüyorum diye bir hesaba işlem yapacak değilim veya yapılacak değil ancak bir kullanıcı olarak bot tarzında kopyala yapıştır derme çatma toplama görünen mesajlar atmanın ötesine geçmek ciddiye alınmak için çok önemli. Bence botların bir yerlerden alıp aktaracağı türden kopyala yapıştır fabrike edilmiş bir Frankenstein mesaja - mesajın acayipliğini ilginç bulduğum ve içeriğinin tuhaflığını anlatmak istemem nedeniyle - cevap veriyorum. Bana kalırsa ilgili mesaj Mütercimler'i dekredibilite etmek için sol eğilimli kaynaklar kullanılarak iktidar yanlıları tarafından bir yerlerde imal edilmiş. Araya sola FETÖ'cü yansıtması yapmak isteyen, FETÖ - sol ilişkilerinden dem vurmaya çalışan sağ kaynaklar da karışmış. Tek tek ortaya attıkları iddiaların doğruluğunu veya yanlışlığını irdelemek zaman alır ve vakit kaybı olur.


    Bu arada Mütercimler duyum olarak aldığı tartışmalı bilgilerin dedikodusunu yapmayı sever. Hemen araya böyle laf arasında bir bilgi yapıştırır. Bazen uzun bir program boyunca böyle bir konuyu ele alır. Bu bilinen bir vaziyet. Aktardıklarına veya iddialarına elbette şüpheyle yaklaşırsın. Bu dekredibilite edici mesaja dair "ulusalcı, Kemalist" Mütercimler'in bu huyuyla söylediklerine hem soldan hem sağdan belirli kesimlerde bir tepki oluştuğu şeklinde bir okuma yapılabilir.

    < Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >




  • Nat Alianovna kullanıcısına yanıt

    Seçimin kazanılacağını düşünüyorum bende fakat sonrası için sizin kadar iyimser değilim. Çünkü iktidara yani uygulama (icraat) makamına geldikten sonra uyum ile iktidara gelmeden önce yakalanan uyum eşit derecede zorlayıcı değildir. Şu an 6lı masa iktidarda olmadığı için sözlerinin bir bağlayıcılığı veya somut bir karşılığı olmadığı için yani ortada gerçek bir paylaşım olmadığı için masadaki üyelerin ortak bir zeminde buluşmaları son derece kolay.



    Ancak seçimin ertesine bakacak olursak muhalefet başkanlığı alsa bile mecliste bir azınlık hükümeti gibi birşey kurmak zorunda kalacaklar. Yani millet ittifakı tek başına yasa onaylatacak çoğunluğu sağlayamadığı için dışardan bir partinin desteği ile mecliste gücü elde edecek. (Aynısı Cumhur ittifakı içinde geçerli.)


    Açıkçası seçimleri millet ittifakının kazandığı senaryoda dahi meclisin sağlıklı işleyebilmesi için Cumhur ve Millet ittifaklarının şu anki yapılarının biraz bozulması gerektiğini düşünüyorum. Yani millet ittifakı bazı konularda eskiden Cumhur İttifakı içindeki partilerden , Cumhur ittifakı ise tersine Millet ittifakına dahil partilerden destek görecektir. Nitekim ne Cumhur ne Millet ittifakı açısından Hdp ile uyumlu bir siyaset izlenebileceğine çok fazla ihtimal vermiyorum belli noktalarda HDP by pass edilerek bu iki blok birlikte hareket etmek daha doğrusu dağılıp yeni ittifaklar inşa etmek durumunda kalacaklar.


    Burada ise siyasetin yolunu bulmasının önündeki en büyük engel Erdoğan'ın şahsi ağırlığı olacak bana kalırsa. Erdoğan aradan çekilirse hem millet hem Cumhur ittifakı dağılır ve biz yeni bir düzen görürüz fakat Erdoğan kutuplaştırıcı kişiliği ile ortada kalmaya devam ederse Türk siyaseti her iki bloğunda en büyük ikinci parçasını milliyetçi partilerin oluşturduğu fakat işlemesi için bu blokların HDP gibi Türkiye Cumhuriyeti'nin varlığını hedef alan bir parti ile uzxlaşmak zorunda kalacağı bir düzleme sürüklenir ki ben bu durumun siyaseti pekçok yerde kitleyeceğini düşünüyorum.


    Erdoğan konusuna gelirsek Erdoğan'ın yaşadığı süreç tarih meraklılarının pekde yabancısı olmadığı bir durumdur. Önce Partisinde bulunan Ertuğrul Günay gibi sol tendanslı siyasetçilerin bir yolsuzluk krizi esnasında istifa etmesi , ardından yaşanan GEZİ Parkı süreci ve en sonunda en yakınında gördüğü Fetö'nün onu öldürmeye teşebbüs etmesi Erdoğan'ın zaman içerisinde korkuya kapılmasına ve kabuğuna çekilmesine yol açtı(Çözüm sürecidse belki bunlara eklenebilir). Bu yaşananların ardından Erdoğan bir paranoya yaşamaya başladı .Sadakati yeteneğin önüne koymaya başladı. Partisindeki yetenekli kişileri, partisindeki yetenekli insan kaynağını zaman içerisinde küstürdü. Fakat bu aslında partisinde büyük bir yıkıma neden oldu.


    Türkiye Cumhuriyeti bu durumun bir benzerini önceki devletinde de yaşamıştı. 2. Abdülhamid'de ülkede çok ciddi bir istibdat rejimi kurup demir yumrıukla ülkesini 30 yıl boyunca yönetti. Fakat tarihçilerin bu sürece yönelik en büyük eleştirisi Abdülhamid'in güvenlik kaygılarının sonucu olarak Osmanlı Devleti'nin kadrolarının tükenmesidir. Yani Abdülhamid o kadar müdahaleci davranmış ve yeni kişilerin önünü tıkamıştır ki . Devlet kadrolarında bir bir eksilen yetenekli bürokratların yerine geçebilecek insan kaynağı kalmamıştır. Bunun sonucunda istibdat devrinin bitişiyle Osmanlı bir devlet olarak muazzam bir hızda çözülmüş devlet kadrolarını İttihat ve Terakki'den gelen çoluk çocuk diyebileceğimiz genç zabitler ele geçirmiştir. Enver Paşa'nın kendisini terfi ettirme sürecinin hızına bakarsanız devlet kadrolarında ne derece bir erime olduğunu anlayabilirsiniz rahatlıkla.


    Bu kadroda tecrübesizliği ve gençlikten gelen "deli"kanlılıklarıyla Osmanlı'yı olmadık maceralara , bopyundan büyük işlere bulaştırarak bir milleti yokolmanın kıyısına getirmişlerdir. Allah'tan bu devrin adamları içerisinde Msutafa Kemal gibi hayalperest olmayan bir insan yönetimi ele geçirip felaketi en azından bir miktar geri döndürebilmiştir.


    Bu açıdan Erdoğan'da Akp ve dolayısıyla Türkiye'nin kadrolarını ciddi derecede aşındırdı. Bu nedenle biz Türkiye Cumhuriyeti gibi bir devlete hiç yakışmayan Nebati , Kavcıoğlu veya Soylu gibi bürokratlara bugün maruz kalıyoruz. Devletin bütün dışişleri perfoneli monşerler diye işten atıldığı için lise düzeyinde ingilizce konuşabilen büyükelçilik personeli ile karşılaşıyoruz. Fakat Erdoğan varolduğu sürece bu sığ yapı dağılmayacak ve muhalefetin çatırdaması riski gerçekleşirse Türkiye'nin başına bir karabasan gibi tekrar çökme olasılığını canlı tutacaktır.


    O nedenle Erdoğan aktif siyasette kaldığı sürece Türkiye Cumhuriyeti çok güvende olmayacaktır.





  • kadobay kullanıcısına yanıt

    Hocam deprem nedeni ile 1.6 milyon kişi çoğunluğu akpye oy veren kisilerde diyebiliriz yer değişikliği de yapmamış bunlarda + puan yazılabilir dusuncesindeyim


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Nat Alianovna kullanıcısına yanıt

    "Bazen kendini beğenmiş, fazla tiyatral / dramatik görünmek ve konuşmakla birlikte bence akılcı yönü kuvvetli zeki ve duyarlı birisi. Okuyor. Düşünüyor. Olgular ve kavramlar üzerine eğilme becerisi gösteriyor. Türkiye'de kaç kişi bunları yapıyor? " diyorsunuz


    Bu forumda farkinda oldugunuzu düşünerek; insanlar dogru olmadığını bile isteye birseyler paylasarak bunu da ölümüne savunuyorlar. Sizinle de aynı düşüncelere sahip olamadigim gibi konuya dair sizin soylemlerinizin salt doğru olarak kabul edilebilmesi mümkün degil.


    Fabrikasyon bir hal diyorsunuz insanlar bir cumle okumaktan aciz ki onlara bakiniz aslinda şudur inadinda da degilim . Kimseye hiçbir şey öğretemem, sadece onların düşünmelerini sağlayabilirim.


    Bir yönetici olarakta sizin retoriginiz bu sekilde herhalde; sizinde kendinizi biraz olsun sorgulayarak buradan frankenstein mesajlar fabrikasyon derme catma bot hesap efendim islem mi yapalim yoksa ciddiye alinmiyorsunuz alinmak icin aslinda bu sekilde olmamalisiniz vb açıklamalarınız amacini anlayamadim.


    Sizin Mutercim hakkindaki olumlu düşüncelerinizin aksine Mutercim hakkinda sizin gibi mütevazi davranip saydiginiz özellikleri barindirmadigini düşünüyorum.ilgili video incelendiğinde hangi sonuçlara varmak istedigi de zaten kendi yarattığı sonuç etrafinda kurgulamis.M.İNCE 'nin sadece cumhur ittifakindan oy alabilecegini söylemesi bana inandırıcı gelmiyor en basit ornek verecek olursak.


    Forumun genel sorununuda bu konuda da yasiyor olmamiz tesadüf degil sanirim farkli birseyler soylememelisin farkli olmamalisin benim bizim gibi dusunmeli hareket etmelisin ki rahat edesin yoksa hemen ilk mesajla once igneleyip birkac mesaj sonrasi ya hakaret ederim ya engellerim ya yok sayarim.


    son olarak euronews paylaşımınizdaki tüm anket verilerini eklemis olsaydiniz keske gorsel olarak neden BIR KISMINI eklediniz ? 11 tane anket sirketi varken sizin kaynağınızda son 4 anket sirketi verilerini gösterdiğiniz icin insanlar %60 Kılıçdaroğlu kazanıyormuş diye düşünmemiş olurlardı.

    "İnce ve Oğan konusunda çok daha iyimser görünen bir anketi baz alırsak gene Kılıçdaroğlu ilk turda kazanıyor" gibi bir yoruma ulasabilmemiz maalesef mümkün gözükmüyor.

    Sizin kaynaginiz:




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi KAUANKA -- 9 Nisan 2023; 1:3:3 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • KAUANKA K kullanıcısına yanıt

    Kararsızların opsiyon olarak yer almadığı Mart açılış verilerini verdim. Kararsızların dağıtılmadığı ve dağıtıldığı güncel anketlerden kararsızların dağıtılmasıyla KK 50+1 şartını sağlıyor şeklinde kısmen söz ettim. Attığınız linke daha bu konuyu açmadan evvel baktım.

    < Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • kadobay kullanıcısına yanıt

    evet bunlara katılıyorum, ek olarak yaşanan son deprem olayı ciddi oy kaybettirir ve birde farklı bir etken var, kimlik alan sığınmacı sayısı.


    oy kullanma hakkına sahip olacak sığınmacıların sayısı kaç milyon civarı acaba? rakamı bilmiyorum ama en son aklımda kalan söylemler kılıçdaroğlu'nun "vatandaşlık alan sığınmacı sayısı abartıldığı gibi değil" şeklinde söylemiydi ve buna karşı çıkan Ümit Özdağ idi.


    yani kılıçdaroğlu aşırı falso veriyor, ben ona kızarken keyif olsun diye kızmıyorum, tayyibin adaylığını da dolaylı yönden meşrulaştırarak iyice sinirleri gerdi bazı muhalif kesimde.

  • Kk en az %55 i bulamazsa 2ç tura kalır siz anladınız :D

  • Kemal Kılıçdaroğlu 'nun ilk turda %55 bulması çok zordur.
    AKP 'nin son 5 yılı adeta felakettir. Depremlerde geç yapılan müdahale, konteyner sorununun hala cozulememesi , yangınlardaki uçak hadisesi, devasa enflasyon,artan dolar (19.25 oldu ve kimsenin umurunda değil) ekonomik buhran bile AKP 'den pek birşey götürmez.

    Çünkü kendilerini seçmen değil mürid görüyorlar .

    "CHP+İYİP 40 eder ,10'da HDP 'den gelir 50 olur " gözüyle bakılıyor ama siyasette 2+2 =4 etmez.

    İyi parti seçmeninin bir kısmı Oğan 'a kayacak, Chp içinde İnce 'ye oy verecekler dahi var.

    Oğan 'ın oyu 3 , İnce 'nin %4 gözüküyor şuanda.

    yarım puan daha eklenir seçim gününe kadar.
    Bu anketler genel seçimde yanıltıcıdır çünkü yurtdışı oylar hesaba katılmıyor.

    Heriflerin kur avantajı nedeniyle Avrupa'da silme 1 milyon oyu var . Bu ölçülmüyor. Kimse de bunu hesaba katmıyor.

    Millet ittifakı da işin tek turda bitmeyeceğini anladı 300+1 alacak formül kovalıyor .

    Bugün Ekrem İmamoğlu veya Mansur Yavaş aday olmuş olsaydı cumhurbaşkanlığı secimi adeta formaliteden olacak var gücümüzle meclise yoğunlaşacaktık.

    Kimseye umutsuzluk vermek istemem ama maalesef ve üzülerek söylüyorum ki RTE bu seçimde de son düzlükte avantajı kaptı.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Oğan 'ın oyu 3 , İnce 'nin %4 gözüküyor şuanda.


    Çok daha yüksek veren anketler de var. Hepsinin arasında uçuk seviyede bir fark var. Örnekleme yanlılıklarının (sampling bias) yüksek olduğunu düşünüyorum. Özellikle Oğan'ın %3 olması bana hayal gibi geliyor. İnce konusunda hep şüpheliyim ama %1-4 bandında kalacağına eminim diyebilirim. O sebeple Mütercimler'in İnce için mucizevi diye nitelediği ve hesabında baz aldığı %2.5 oyu kendi zihnimdeki değer bandının aşağı yukarı ortalaması olarak çok makul buldum. Mütercimler'in gayet makul ve inandırıcı görünen hesabını paylaştım.

    quote:

    AKP 'nin son 5 yılı adeta felakettir. Depremlerde geç yapılan müdahale, konteyner sorununun hala cozulememesi , yangınlardaki uçak hadisesi, devasa enflasyon,artan dolar (19.25 oldu ve kimsenin umurunda değil) ekonomik buhran bile AKP 'den pek birşey götürmez.

    Çünkü kendilerini seçmen değil mürid görüyorlar .


    Bu dediğiniz yaklaşık 1.5 - 2 senedir anketlerde hakim olan genel manzarayla çelişiyor. Gerek AKP, gerek MHP olsun; Cumhur İttifakı'nın bu süreç içerisinde oy kaybı muazzam. Bilhassa artan döviz kuru ve enflasyon, düşen alım gücü ve artan sefaletle beraber ciddi kan kaybı yaşadılar. Dediğiniz pek mantıklı değil. Cumhur'un kişisel ve ideolojik sadakate veya menfaate dayalı bir kemik seçmen kitlesi mevcut. Ancak bu kitle tek başına seçimleri kazanmak için yeterli değil. Cumhur İttifakı'nın oy oranı aşağı yukarı bu kitleye indirgendi. Onlar açısından en büyük sorun da bu zaten. AKP altın çağındaki momemtumunu çoktan kaybederek umumdan, tüm iç çeşitliliğiyle genel kitleden oy alan bir parti olmaktan çıkıp giderek belirli bir kesimin partisi olma durumuna geriledi. AKP'nin tekel iktidarı aslında ta 2015 yılında tükenmişti. Tek başlarına mecliste hükümet kuracak çoğunluğu sağlayamadılar.

    quote:

    Heriflerin kur avantajı nedeniyle Avrupa'da silme 1 milyon oyu var . Bu ölçülmüyor. Kimse de bunu hesaba katmıyor.


    Pek de öyle değil. Benim de yurtdışında yaşayan yakınım var. Ancak kendisi enflasyonist ortamdan dolayı kur avantajını fazla hissedemediğini söylüyor. Dünya yıkılsa da Cumhur'a oy vermez. Yurtdışı oylar otomatik Cumhur'a gidecek diye bir durum kesinlikle yok. Millet'e de fazlasıyla gidecek. Dahası yurtdışını yani Avrupa'yı vs gören Türklerin vizyonu çok değişebiliyor ve Türk diasporası kendi içerisinde çok çeşitli. Öyle monolitik bir seçmen bloğu arz etmiyorlar. Gene yanlış bir yorumdur diyorum.

    quote:

    Millet ittifakı da işin tek turda bitmeyeceğini anladı 300+1 alacak formül kovalıyor .


    Millet İttifakı ilk turda alacağına inanıyor görünüyor. Ama doğal olarak mecliste sandalye sayılarını da maksimize etmeye çalışıyorlar. Anayasa değişikliğini sağlayabilmek için. Bu arada yaygın kanının aksine anayasa değişikliği Millet İttifakı yeterli sandalyeyi sağlayamadan da gerçekleştirebilir. Nasıl mı? Sinan Ateş cinayeti konusunda MHP üzerine giderek. Yolsuzluklar vb üzerine tüm Cumhur Bloğu'nun üzerine giderek. Bu şekilde bir pazarlığa oturarak. Hayatta çareler tükenmez.

    quote:

    Bugün Ekrem İmamoğlu veya Mansur Yavaş aday olmuş olsaydı cumhurbaşkanlığı secimi adeta formaliteden olacak var gücümüzle meclise yoğunlaşacaktık


    Zaten aday gibiler. Her yerde KK'nun yanındalar. Birlikte veya ayrı mitingler veriyorlar. KK aslında başkan yardımcısı adayıyla gezen ve seçimlere pratikte onunla beraber (joint ticket) girecek bir Amerikan başkan adayı gibi "ortaklaşa aday". Şu an KK'nun yanında duran, oy isteyen 8 majör siyasi figür var. Esasında millet bu 8 kişiye oy verecek. KK bu çerçevede o malum çizgi fimdeki çok parçalı robot Voltran gibi. O sebeple gayet sağlıklı bir oy potansiyeli çıktı. Artık ekseriyetin istemediği görünen Erdoğan karşısında çok sağlam bir açılış yaptı.

    quote:

    Kimseye umutsuzluk vermek istemem ama maalesef ve üzülerek söylüyorum ki RTE bu seçimde de son düzlükte avantajı kaptı.


    Erdoğan'ı istemeyenler %54-63 bandında değişmekte. Aritmetik olarak Erdoğan seçimlerde saf dışı görünüyor. Gene mantıksız duran bir yorum haliyle.

    quote:

    Kemal Kılıçdaroğlu 'nun ilk turda %55 bulması çok zordur.


    İlk turda 50+1 yeterli. 55'e gerek yok.
    < Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • 
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.