Şimdi Ara

İslam inancıan göre Osmanlı padişahları (6. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
113
Cevap
0
Favori
2.431
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
2 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: Zodion


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: gandalff

    Evet eğer günah olarak sayılacaksa, günahları kendi boyunlarına ve, dini yönden yargılaması kimseye düşmez. Fakat senin de değindiğin gibi, "ders çıkarmak" amacıyla bir muhakeme yapılabilir diye düşünüyorum.

    Siyasi olarak dahiyane bir hamle olabilir, bu iş yapılmasa, müslüman müslümanı kırabilir; evet. Ama dini öğretinin esasında, müslümanın müslümanı kırması ve İslam dünyasının liderliği gibi haller, kesin dini hükümleri askıya aldırtacak bir istisna olarak düzenlenmemiş hocam bu çok açık. Hatta ve hatta, hiçbir şeyin kesin hükümleri çiğnemeyi meşrulaştıramayacağının hususi olarak defalarca üzerinde durulmuş.

    Keza İslama göre inançlı bir müslümanın, "Eğer yaratan böyle dediyse bir hikmeti vardır." fikrine yönelerek tevekkül etmesi beklenir. Allah isterse devleti yıkar, yeniden kurar öyle değil mi? Veya hiç beklenmedik bir yardım gönderebilir.

    "Ama devlet işleri, bir olasılığa göre düzenlenemez." denirse de, dini bir hükmün, (iyi niyetle de olsa) ona esasen herhangi bir meşruluk kazandırmayacak olan bir cevaza dayanılarak çiğnendiği kabul edilmelidir.

    Dediğim gibi, bunu yargılamak sana veya bana düşmez. Dolayısıyla son cümlene kesin bir cevap veremeyeceğim. :) O taraf, din adamlarının kavgası. Ulemanın kararı Allah katında kabul gören bir fetva ise problem yok; görmüyorsa günahı onların boynuna.

    Yalnız benim liderlik dediğim şey bir noktayı açıklamak içindi. Ondan kastım şu; Osmanlı, İslam dünyasında liderdi ve bunun gerekçesi de gazi kimliğine sahip olmasıydı. Gaza ise dinde olan bir şey; dolayısıyla müslümanın müslümanı kırması ve gaza faaliyetinin engellemesinin önüne geçilmesi de, pek mantıksız gelmiyor bana. (Vicdani kısmı dahil etmediğimi tekrar edeyim) Ayrıca söylediğin şey şurada yanlış; Kuran'da da yazdığı gibi zorunlu hallerde bazı günah kabul edilen şeylerin yapılması kabul edilir, hatta farz olur. Örneğin ölüm kalım durumunda domuz dahil ne bulursan yemek, farzdır. Veya yine ölüm kalım durumunda Allah'ı dahi reddedebilir; normalde şirk sayılan şeyleri yapabilirsin ve hatta bunları yapman o an için sana farz kılınmıştır. Burada da bu durum kıstas alınmış olabilir. Zira biliyorsun, Kuran'da yazmayan şeyler için kıstas arama şartı vardır. O ayetlerde bireysel zorunlulu durumundan bahsediliyor; verilen fetvada ise nizam-ı alem için deniyor. Osmanlı da resmi olarak hiçbir zaman şeriat devleti olmasa bile, İslam'dan ayırmak mümkün değil. Dolayısıyla oradaki nizam, sadece devlet düzeni anlamına gelmiyor. O yüzden diyorum verilen fetva dini açıdan çok da mantıksız ve zayıf gibi durmuyor. Ha ama fetva kesin doğrudur diyemem tabii, o bana düşmez. O sebeple de reel politika açısından doğru, gerekli ve yerinde bir uygulamadır, fakat bildiğimiz dini ve vicdani akidelere göre kabul etmek mümkün değil. Dini açıdan verilen fetva da uygun değilse, yapanların günahı boynunadır.

    Belirttiğin metotla neredeyse her kavramı kabul ettirebilirsin.Dinleri bilime indirgeyip anlamıyorum bilenler kendimin yerine hadiseyi açıklar düşüncelerim önemsizdir tavrın sağlıklı değil

    Rica etsem biri arkadaşı tercüme edebilir mi ?

    Kendisinin bölümü trollemek için yazılmış bir Python programı olduğu konusunda şüphelerim var.




  • Kraven kullanıcısına yanıt
    Evet verilen fetva, dini eğer bir oluşum olarak incelersek; dinin çıkarlarını gözetiyor görünümde. "Dinin faydasına gözükmek" bir kıstas olarak kabul edilirse, mantıksız gözükmüyor yapılan bu hamle dediğin gibi.

    Fakat dinin faydasına gözükmenin yeteri bir kıstas olacağını sanmam, çünkü yalan söyleyerek veya haksız tehditler savurarakta dinin (yayılmacılık yönünden) yararına gözüken edimlerde bulunmak mümkün olur. Ki bu gibi üslupları en başta, dinin kendisinin reddedeceği açıktır. (Elbette idealist yönden, zira pratikte kabul görme eğilimi yüksektir.)

    Yargılama derken şahsi bir suçlamada bulunmuyorum ben. Yapılan işin, dini bir hükmü çiğner görünümde olduğunu önesürüyorum. Tıpkı herhangi bir cinayet ediminin, haram olarak nitelenmesi gibi. Belki bir zorunluluk hali veya akli denge eksikliği söz konusuydu ki, mesul sayılmamalıydı katil; bunlar her daim mümkün şeyler elbette. İnceliyor olduğumuz şey, böyle bir durumda hangi tercihin yapılması gerektiği veya, padişahların bundan mesul olup olmadıkları değil; sadece ve sadece söz konusu edimin dini bir hükme aykırı gözüküp gözükmediği.

    Zorunluluk halinde farzlaşma ihtimaline değinmek önemliydi. Senin bu olasılığı kesin surette kabul etmeyişin gibi; benim de kesin surette reddetmem uygun düşmez sanırım. Yalnızca birkaç eleştiriyle bu olasılığı neden tutarsız bulduğumu gösterebilirim:

    Hepsinden önce, bir evvelki mesajda belirttiğim gibi kesin hükümlerin uygulanması *her daim* farzdır. Değiniyor olduğun zorunluluk halleri kesin hükümlerden farklı olarak hususi biçimde, bir bir düzenlenmiş hükümlerdir. Yani zorunluluk halleri için, *sadece o konuda* sana ikinci bir opsiyon tanınmıştır. Bazı konularda ise bu opsiyon yoktur, örneğin masum birisini katletmek konusunda..

    Bu "farzlaşma anlayışı" esasta sadece bireysellikle kısıtlanmış ve ne gibi durumlarla sınırlandığı özel olarak belirtilmiş; siyasi veya başka bir yöndeki tezahürüne, açık hiçbir kapı bırakmamış; sınırlandığı alanın içinde kalması adeta "istenmiş" gözüken bir anlayıştır, aşağıdaki gibi ayetlerden de anlaşılacağı üzere. Haliyle yapılan şey aşırı bir yoruma benziyor ve bu yaklaşımla, gerekli görünümdeki dayanakları sağlayarak, hemen her şeyi meşrulaştırmaya uzanacak bir yanılgılar silsilesine kapı aralanıyor.

    quote:

    De ki: Leş veya akıtılmış kan yahut domuz eti ya da günah işlenerek Allah'tan başkası adına kesilmiş bir hayvandan başka, yiyecek kimseye haram kılınmış birşey bulamıyorum. Başkasına zarar vermemek ve sınırı aşmamak üzere kim (bunlardan) yemek zorunda kalırsa bilsin ki Rabbin bağışlayan ve esirgeyendir. /En'am 6/145


    Bu gibi aşırı spesifik ve sınırlı ifadeleri, yazılış amaçlarının dışına çeken zayıf bir kıyas metoduna dayanmakla kalmayıp, üzerine bir de devletin bekasını insallaştırarak*, masum insanların katlini meşru kılma girişimi hiç mi hiç sağlam durmuyor.

    *:Ki insallaştırılsa bile İslam öğretisinde, kıyas alınan insan bekası için, masum bir canın katli yine hiçbir koşulda meşrulaştırılmamış.

    Kur'an'da açıkça yazmayan şeyler için yorum yoluna gidilebiliyor olsa da masumların *hiçbir koşulda öldürülmemeleri*, apaçık bir biçimde ifade edilmiş.

    Bu gibi sebeplerden yola çıkarak, (padişahların suçluluklarından bağımsız surette) bu türden cinayet edimlerinin öğreti yönünden meşru olmadığını, dolayısıyla dini bir hükmün alenen çiğnendiğini görüyorum.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-73A8A7D1E -- 7 Temmuz 2017; 5:4:2 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: Zodion


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: gandalff

    Evet eğer günah olarak sayılacaksa, günahları kendi boyunlarına ve, dini yönden yargılaması kimseye düşmez. Fakat senin de değindiğin gibi, "ders çıkarmak" amacıyla bir muhakeme yapılabilir diye düşünüyorum.

    Siyasi olarak dahiyane bir hamle olabilir, bu iş yapılmasa, müslüman müslümanı kırabilir; evet. Ama dini öğretinin esasında, müslümanın müslümanı kırması ve İslam dünyasının liderliği gibi haller, kesin dini hükümleri askıya aldırtacak bir istisna olarak düzenlenmemiş hocam bu çok açık. Hatta ve hatta, hiçbir şeyin kesin hükümleri çiğnemeyi meşrulaştıramayacağının hususi olarak defalarca üzerinde durulmuş.

    Keza İslama göre inançlı bir müslümanın, "Eğer yaratan böyle dediyse bir hikmeti vardır." fikrine yönelerek tevekkül etmesi beklenir. Allah isterse devleti yıkar, yeniden kurar öyle değil mi? Veya hiç beklenmedik bir yardım gönderebilir.

    "Ama devlet işleri, bir olasılığa göre düzenlenemez." denirse de, dini bir hükmün, (iyi niyetle de olsa) ona esasen herhangi bir meşruluk kazandırmayacak olan bir cevaza dayanılarak çiğnendiği kabul edilmelidir.

    Dediğim gibi, bunu yargılamak sana veya bana düşmez. Dolayısıyla son cümlene kesin bir cevap veremeyeceğim. :) O taraf, din adamlarının kavgası. Ulemanın kararı Allah katında kabul gören bir fetva ise problem yok; görmüyorsa günahı onların boynuna.

    Yalnız benim liderlik dediğim şey bir noktayı açıklamak içindi. Ondan kastım şu; Osmanlı, İslam dünyasında liderdi ve bunun gerekçesi de gazi kimliğine sahip olmasıydı. Gaza ise dinde olan bir şey; dolayısıyla müslümanın müslümanı kırması ve gaza faaliyetinin engellemesinin önüne geçilmesi de, pek mantıksız gelmiyor bana. (Vicdani kısmı dahil etmediğimi tekrar edeyim) Ayrıca söylediğin şey şurada yanlış; Kuran'da da yazdığı gibi zorunlu hallerde bazı günah kabul edilen şeylerin yapılması kabul edilir, hatta farz olur. Örneğin ölüm kalım durumunda domuz dahil ne bulursan yemek, farzdır. Veya yine ölüm kalım durumunda Allah'ı dahi reddedebilir; normalde şirk sayılan şeyleri yapabilirsin ve hatta bunları yapman o an için sana farz kılınmıştır. Burada da bu durum kıstas alınmış olabilir. Zira biliyorsun, Kuran'da yazmayan şeyler için kıstas arama şartı vardır. O ayetlerde bireysel zorunlulu durumundan bahsediliyor; verilen fetvada ise nizam-ı alem için deniyor. Osmanlı da resmi olarak hiçbir zaman şeriat devleti olmasa bile, İslam'dan ayırmak mümkün değil. Dolayısıyla oradaki nizam, sadece devlet düzeni anlamına gelmiyor. O yüzden diyorum verilen fetva dini açıdan çok da mantıksız ve zayıf gibi durmuyor. Ha ama fetva kesin doğrudur diyemem tabii, o bana düşmez. O sebeple de reel politika açısından doğru, gerekli ve yerinde bir uygulamadır, fakat bildiğimiz dini ve vicdani akidelere göre kabul etmek mümkün değil. Dini açıdan verilen fetva da uygun değilse, yapanların günahı boynunadır.

    Belirttiğin metotla neredeyse her kavramı kabul ettirebilirsin.Dinleri bilime indirgeyip anlamıyorum bilenler kendimin yerine hadiseyi açıklar düşüncelerim önemsizdir tavrın sağlıklı değil

    Rica etsem biri arkadaşı tercüme edebilir mi ?

    İslamda ruhban sınıfı olmaz diyorum tercümesi bu




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Zodion


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: Zodion


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: gandalff

    Evet eğer günah olarak sayılacaksa, günahları kendi boyunlarına ve, dini yönden yargılaması kimseye düşmez. Fakat senin de değindiğin gibi, "ders çıkarmak" amacıyla bir muhakeme yapılabilir diye düşünüyorum.

    Siyasi olarak dahiyane bir hamle olabilir, bu iş yapılmasa, müslüman müslümanı kırabilir; evet. Ama dini öğretinin esasında, müslümanın müslümanı kırması ve İslam dünyasının liderliği gibi haller, kesin dini hükümleri askıya aldırtacak bir istisna olarak düzenlenmemiş hocam bu çok açık. Hatta ve hatta, hiçbir şeyin kesin hükümleri çiğnemeyi meşrulaştıramayacağının hususi olarak defalarca üzerinde durulmuş.

    Keza İslama göre inançlı bir müslümanın, "Eğer yaratan böyle dediyse bir hikmeti vardır." fikrine yönelerek tevekkül etmesi beklenir. Allah isterse devleti yıkar, yeniden kurar öyle değil mi? Veya hiç beklenmedik bir yardım gönderebilir.

    "Ama devlet işleri, bir olasılığa göre düzenlenemez." denirse de, dini bir hükmün, (iyi niyetle de olsa) ona esasen herhangi bir meşruluk kazandırmayacak olan bir cevaza dayanılarak çiğnendiği kabul edilmelidir.

    Dediğim gibi, bunu yargılamak sana veya bana düşmez. Dolayısıyla son cümlene kesin bir cevap veremeyeceğim. :) O taraf, din adamlarının kavgası. Ulemanın kararı Allah katında kabul gören bir fetva ise problem yok; görmüyorsa günahı onların boynuna.

    Yalnız benim liderlik dediğim şey bir noktayı açıklamak içindi. Ondan kastım şu; Osmanlı, İslam dünyasında liderdi ve bunun gerekçesi de gazi kimliğine sahip olmasıydı. Gaza ise dinde olan bir şey; dolayısıyla müslümanın müslümanı kırması ve gaza faaliyetinin engellemesinin önüne geçilmesi de, pek mantıksız gelmiyor bana. (Vicdani kısmı dahil etmediğimi tekrar edeyim) Ayrıca söylediğin şey şurada yanlış; Kuran'da da yazdığı gibi zorunlu hallerde bazı günah kabul edilen şeylerin yapılması kabul edilir, hatta farz olur. Örneğin ölüm kalım durumunda domuz dahil ne bulursan yemek, farzdır. Veya yine ölüm kalım durumunda Allah'ı dahi reddedebilir; normalde şirk sayılan şeyleri yapabilirsin ve hatta bunları yapman o an için sana farz kılınmıştır. Burada da bu durum kıstas alınmış olabilir. Zira biliyorsun, Kuran'da yazmayan şeyler için kıstas arama şartı vardır. O ayetlerde bireysel zorunlulu durumundan bahsediliyor; verilen fetvada ise nizam-ı alem için deniyor. Osmanlı da resmi olarak hiçbir zaman şeriat devleti olmasa bile, İslam'dan ayırmak mümkün değil. Dolayısıyla oradaki nizam, sadece devlet düzeni anlamına gelmiyor. O yüzden diyorum verilen fetva dini açıdan çok da mantıksız ve zayıf gibi durmuyor. Ha ama fetva kesin doğrudur diyemem tabii, o bana düşmez. O sebeple de reel politika açısından doğru, gerekli ve yerinde bir uygulamadır, fakat bildiğimiz dini ve vicdani akidelere göre kabul etmek mümkün değil. Dini açıdan verilen fetva da uygun değilse, yapanların günahı boynunadır.

    Belirttiğin metotla neredeyse her kavramı kabul ettirebilirsin.Dinleri bilime indirgeyip anlamıyorum bilenler kendimin yerine hadiseyi açıklar düşüncelerim önemsizdir tavrın sağlıklı değil

    Rica etsem biri arkadaşı tercüme edebilir mi ?

    İslamda ruhban sınıfı olmaz diyorum tercümesi bu

    Var olduğunu söyleyen olmuş mu ?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: Zodion


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: Zodion


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: gandalff

    Evet eğer günah olarak sayılacaksa, günahları kendi boyunlarına ve, dini yönden yargılaması kimseye düşmez. Fakat senin de değindiğin gibi, "ders çıkarmak" amacıyla bir muhakeme yapılabilir diye düşünüyorum.

    Siyasi olarak dahiyane bir hamle olabilir, bu iş yapılmasa, müslüman müslümanı kırabilir; evet. Ama dini öğretinin esasında, müslümanın müslümanı kırması ve İslam dünyasının liderliği gibi haller, kesin dini hükümleri askıya aldırtacak bir istisna olarak düzenlenmemiş hocam bu çok açık. Hatta ve hatta, hiçbir şeyin kesin hükümleri çiğnemeyi meşrulaştıramayacağının hususi olarak defalarca üzerinde durulmuş.

    Keza İslama göre inançlı bir müslümanın, "Eğer yaratan böyle dediyse bir hikmeti vardır." fikrine yönelerek tevekkül etmesi beklenir. Allah isterse devleti yıkar, yeniden kurar öyle değil mi? Veya hiç beklenmedik bir yardım gönderebilir.

    "Ama devlet işleri, bir olasılığa göre düzenlenemez." denirse de, dini bir hükmün, (iyi niyetle de olsa) ona esasen herhangi bir meşruluk kazandırmayacak olan bir cevaza dayanılarak çiğnendiği kabul edilmelidir.

    Dediğim gibi, bunu yargılamak sana veya bana düşmez. Dolayısıyla son cümlene kesin bir cevap veremeyeceğim. :) O taraf, din adamlarının kavgası. Ulemanın kararı Allah katında kabul gören bir fetva ise problem yok; görmüyorsa günahı onların boynuna.

    Yalnız benim liderlik dediğim şey bir noktayı açıklamak içindi. Ondan kastım şu; Osmanlı, İslam dünyasında liderdi ve bunun gerekçesi de gazi kimliğine sahip olmasıydı. Gaza ise dinde olan bir şey; dolayısıyla müslümanın müslümanı kırması ve gaza faaliyetinin engellemesinin önüne geçilmesi de, pek mantıksız gelmiyor bana. (Vicdani kısmı dahil etmediğimi tekrar edeyim) Ayrıca söylediğin şey şurada yanlış; Kuran'da da yazdığı gibi zorunlu hallerde bazı günah kabul edilen şeylerin yapılması kabul edilir, hatta farz olur. Örneğin ölüm kalım durumunda domuz dahil ne bulursan yemek, farzdır. Veya yine ölüm kalım durumunda Allah'ı dahi reddedebilir; normalde şirk sayılan şeyleri yapabilirsin ve hatta bunları yapman o an için sana farz kılınmıştır. Burada da bu durum kıstas alınmış olabilir. Zira biliyorsun, Kuran'da yazmayan şeyler için kıstas arama şartı vardır. O ayetlerde bireysel zorunlulu durumundan bahsediliyor; verilen fetvada ise nizam-ı alem için deniyor. Osmanlı da resmi olarak hiçbir zaman şeriat devleti olmasa bile, İslam'dan ayırmak mümkün değil. Dolayısıyla oradaki nizam, sadece devlet düzeni anlamına gelmiyor. O yüzden diyorum verilen fetva dini açıdan çok da mantıksız ve zayıf gibi durmuyor. Ha ama fetva kesin doğrudur diyemem tabii, o bana düşmez. O sebeple de reel politika açısından doğru, gerekli ve yerinde bir uygulamadır, fakat bildiğimiz dini ve vicdani akidelere göre kabul etmek mümkün değil. Dini açıdan verilen fetva da uygun değilse, yapanların günahı boynunadır.

    Belirttiğin metotla neredeyse her kavramı kabul ettirebilirsin.Dinleri bilime indirgeyip anlamıyorum bilenler kendimin yerine hadiseyi açıklar düşüncelerim önemsizdir tavrın sağlıklı değil

    Rica etsem biri arkadaşı tercüme edebilir mi ?

    İslamda ruhban sınıfı olmaz diyorum tercümesi bu

    Var olduğunu söyleyen olmuş mu ?

    Hüküm veremem uzmanlara bırak minvalinde laflar etmiştin.Kıyas kavramı icmayı doğurur nihayetinde ruhban sınıfına kapı açmış olursun böylesi açık hükme dahi parantezler açabileceksek işimiz var kısacası



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Zodion -- 7 Temmuz 2017; 14:46:11 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Zodion


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: Zodion


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: Zodion


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: gandalff

    Evet eğer günah olarak sayılacaksa, günahları kendi boyunlarına ve, dini yönden yargılaması kimseye düşmez. Fakat senin de değindiğin gibi, "ders çıkarmak" amacıyla bir muhakeme yapılabilir diye düşünüyorum.

    Siyasi olarak dahiyane bir hamle olabilir, bu iş yapılmasa, müslüman müslümanı kırabilir; evet. Ama dini öğretinin esasında, müslümanın müslümanı kırması ve İslam dünyasının liderliği gibi haller, kesin dini hükümleri askıya aldırtacak bir istisna olarak düzenlenmemiş hocam bu çok açık. Hatta ve hatta, hiçbir şeyin kesin hükümleri çiğnemeyi meşrulaştıramayacağının hususi olarak defalarca üzerinde durulmuş.

    Keza İslama göre inançlı bir müslümanın, "Eğer yaratan böyle dediyse bir hikmeti vardır." fikrine yönelerek tevekkül etmesi beklenir. Allah isterse devleti yıkar, yeniden kurar öyle değil mi? Veya hiç beklenmedik bir yardım gönderebilir.

    "Ama devlet işleri, bir olasılığa göre düzenlenemez." denirse de, dini bir hükmün, (iyi niyetle de olsa) ona esasen herhangi bir meşruluk kazandırmayacak olan bir cevaza dayanılarak çiğnendiği kabul edilmelidir.

    Dediğim gibi, bunu yargılamak sana veya bana düşmez. Dolayısıyla son cümlene kesin bir cevap veremeyeceğim. :) O taraf, din adamlarının kavgası. Ulemanın kararı Allah katında kabul gören bir fetva ise problem yok; görmüyorsa günahı onların boynuna.

    Yalnız benim liderlik dediğim şey bir noktayı açıklamak içindi. Ondan kastım şu; Osmanlı, İslam dünyasında liderdi ve bunun gerekçesi de gazi kimliğine sahip olmasıydı. Gaza ise dinde olan bir şey; dolayısıyla müslümanın müslümanı kırması ve gaza faaliyetinin engellemesinin önüne geçilmesi de, pek mantıksız gelmiyor bana. (Vicdani kısmı dahil etmediğimi tekrar edeyim) Ayrıca söylediğin şey şurada yanlış; Kuran'da da yazdığı gibi zorunlu hallerde bazı günah kabul edilen şeylerin yapılması kabul edilir, hatta farz olur. Örneğin ölüm kalım durumunda domuz dahil ne bulursan yemek, farzdır. Veya yine ölüm kalım durumunda Allah'ı dahi reddedebilir; normalde şirk sayılan şeyleri yapabilirsin ve hatta bunları yapman o an için sana farz kılınmıştır. Burada da bu durum kıstas alınmış olabilir. Zira biliyorsun, Kuran'da yazmayan şeyler için kıstas arama şartı vardır. O ayetlerde bireysel zorunlulu durumundan bahsediliyor; verilen fetvada ise nizam-ı alem için deniyor. Osmanlı da resmi olarak hiçbir zaman şeriat devleti olmasa bile, İslam'dan ayırmak mümkün değil. Dolayısıyla oradaki nizam, sadece devlet düzeni anlamına gelmiyor. O yüzden diyorum verilen fetva dini açıdan çok da mantıksız ve zayıf gibi durmuyor. Ha ama fetva kesin doğrudur diyemem tabii, o bana düşmez. O sebeple de reel politika açısından doğru, gerekli ve yerinde bir uygulamadır, fakat bildiğimiz dini ve vicdani akidelere göre kabul etmek mümkün değil. Dini açıdan verilen fetva da uygun değilse, yapanların günahı boynunadır.

    Belirttiğin metotla neredeyse her kavramı kabul ettirebilirsin.Dinleri bilime indirgeyip anlamıyorum bilenler kendimin yerine hadiseyi açıklar düşüncelerim önemsizdir tavrın sağlıklı değil

    Rica etsem biri arkadaşı tercüme edebilir mi ?

    İslamda ruhban sınıfı olmaz diyorum tercümesi bu

    Var olduğunu söyleyen olmuş mu ?

    Hüküm veremem uzmanlara bırak minvalinde laflar etmiştin.Kıyas kavramı icmayı doğurur nihayetinde ruhban sınıfına kapı açmış olursun böylesi açık hükme dahi parantezler açabileceksek işimiz var kısacası

    Ne yapıyorsun çok merak ediyorum. Önce aklına normal ve mantıklı düşünceler geliyor, sonra bunlar çok sıradan diye kenara atıp başka saçma düşünceler falan mı buluyorsun ?

    Gayet tabii değil ben, kimse bu işin üzerine hüküm veremez; görüş belirtebilir. Hüküm vermek yani fetva vermek din adamlarının işidir. Fetva verip vermemek ise ruhbanlıkla alakalı değildir.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: Zodion


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: Zodion


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: Zodion


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: gandalff

    Evet eğer günah olarak sayılacaksa, günahları kendi boyunlarına ve, dini yönden yargılaması kimseye düşmez. Fakat senin de değindiğin gibi, "ders çıkarmak" amacıyla bir muhakeme yapılabilir diye düşünüyorum.

    Siyasi olarak dahiyane bir hamle olabilir, bu iş yapılmasa, müslüman müslümanı kırabilir; evet. Ama dini öğretinin esasında, müslümanın müslümanı kırması ve İslam dünyasının liderliği gibi haller, kesin dini hükümleri askıya aldırtacak bir istisna olarak düzenlenmemiş hocam bu çok açık. Hatta ve hatta, hiçbir şeyin kesin hükümleri çiğnemeyi meşrulaştıramayacağının hususi olarak defalarca üzerinde durulmuş.

    Keza İslama göre inançlı bir müslümanın, "Eğer yaratan böyle dediyse bir hikmeti vardır." fikrine yönelerek tevekkül etmesi beklenir. Allah isterse devleti yıkar, yeniden kurar öyle değil mi? Veya hiç beklenmedik bir yardım gönderebilir.

    "Ama devlet işleri, bir olasılığa göre düzenlenemez." denirse de, dini bir hükmün, (iyi niyetle de olsa) ona esasen herhangi bir meşruluk kazandırmayacak olan bir cevaza dayanılarak çiğnendiği kabul edilmelidir.

    Dediğim gibi, bunu yargılamak sana veya bana düşmez. Dolayısıyla son cümlene kesin bir cevap veremeyeceğim. :) O taraf, din adamlarının kavgası. Ulemanın kararı Allah katında kabul gören bir fetva ise problem yok; görmüyorsa günahı onların boynuna.

    Yalnız benim liderlik dediğim şey bir noktayı açıklamak içindi. Ondan kastım şu; Osmanlı, İslam dünyasında liderdi ve bunun gerekçesi de gazi kimliğine sahip olmasıydı. Gaza ise dinde olan bir şey; dolayısıyla müslümanın müslümanı kırması ve gaza faaliyetinin engellemesinin önüne geçilmesi de, pek mantıksız gelmiyor bana. (Vicdani kısmı dahil etmediğimi tekrar edeyim) Ayrıca söylediğin şey şurada yanlış; Kuran'da da yazdığı gibi zorunlu hallerde bazı günah kabul edilen şeylerin yapılması kabul edilir, hatta farz olur. Örneğin ölüm kalım durumunda domuz dahil ne bulursan yemek, farzdır. Veya yine ölüm kalım durumunda Allah'ı dahi reddedebilir; normalde şirk sayılan şeyleri yapabilirsin ve hatta bunları yapman o an için sana farz kılınmıştır. Burada da bu durum kıstas alınmış olabilir. Zira biliyorsun, Kuran'da yazmayan şeyler için kıstas arama şartı vardır. O ayetlerde bireysel zorunlulu durumundan bahsediliyor; verilen fetvada ise nizam-ı alem için deniyor. Osmanlı da resmi olarak hiçbir zaman şeriat devleti olmasa bile, İslam'dan ayırmak mümkün değil. Dolayısıyla oradaki nizam, sadece devlet düzeni anlamına gelmiyor. O yüzden diyorum verilen fetva dini açıdan çok da mantıksız ve zayıf gibi durmuyor. Ha ama fetva kesin doğrudur diyemem tabii, o bana düşmez. O sebeple de reel politika açısından doğru, gerekli ve yerinde bir uygulamadır, fakat bildiğimiz dini ve vicdani akidelere göre kabul etmek mümkün değil. Dini açıdan verilen fetva da uygun değilse, yapanların günahı boynunadır.

    Belirttiğin metotla neredeyse her kavramı kabul ettirebilirsin.Dinleri bilime indirgeyip anlamıyorum bilenler kendimin yerine hadiseyi açıklar düşüncelerim önemsizdir tavrın sağlıklı değil

    Rica etsem biri arkadaşı tercüme edebilir mi ?

    İslamda ruhban sınıfı olmaz diyorum tercümesi bu

    Var olduğunu söyleyen olmuş mu ?

    Hüküm veremem uzmanlara bırak minvalinde laflar etmiştin.Kıyas kavramı icmayı doğurur nihayetinde ruhban sınıfına kapı açmış olursun böylesi açık hükme dahi parantezler açabileceksek işimiz var kısacası

    Ne yapıyorsun çok merak ediyorum. Önce aklına normal ve mantıklı düşünceler geliyor, sonra bunlar çok sıradan diye kenara atıp başka saçma düşünceler falan mı buluyorsun ?

    Gayet tabii değil ben, kimse bu işin üzerine hüküm veremez; görüş belirtebilir. Hüküm vermek yani fetva vermek din adamlarının işidir. Fetva verip vermemek ise ruhbanlıkla alakalı değildir.

    Hüküm metindeki emrileri okumaktan ibaret niye o işi meslek yapıp nakit kazanan birilerine ihtiyacım olsun.Ruhbanlıkla alakalı yanılıyorsun kendim anlamam dersen başkası senin yerine anlar din bireyseldir onun zihniyle düşünmeni gerektirecek durum yoktur




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Zodion


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: Zodion


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: Zodion


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: Zodion


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: gandalff

    Evet eğer günah olarak sayılacaksa, günahları kendi boyunlarına ve, dini yönden yargılaması kimseye düşmez. Fakat senin de değindiğin gibi, "ders çıkarmak" amacıyla bir muhakeme yapılabilir diye düşünüyorum.

    Siyasi olarak dahiyane bir hamle olabilir, bu iş yapılmasa, müslüman müslümanı kırabilir; evet. Ama dini öğretinin esasında, müslümanın müslümanı kırması ve İslam dünyasının liderliği gibi haller, kesin dini hükümleri askıya aldırtacak bir istisna olarak düzenlenmemiş hocam bu çok açık. Hatta ve hatta, hiçbir şeyin kesin hükümleri çiğnemeyi meşrulaştıramayacağının hususi olarak defalarca üzerinde durulmuş.

    Keza İslama göre inançlı bir müslümanın, "Eğer yaratan böyle dediyse bir hikmeti vardır." fikrine yönelerek tevekkül etmesi beklenir. Allah isterse devleti yıkar, yeniden kurar öyle değil mi? Veya hiç beklenmedik bir yardım gönderebilir.

    "Ama devlet işleri, bir olasılığa göre düzenlenemez." denirse de, dini bir hükmün, (iyi niyetle de olsa) ona esasen herhangi bir meşruluk kazandırmayacak olan bir cevaza dayanılarak çiğnendiği kabul edilmelidir.

    Dediğim gibi, bunu yargılamak sana veya bana düşmez. Dolayısıyla son cümlene kesin bir cevap veremeyeceğim. :) O taraf, din adamlarının kavgası. Ulemanın kararı Allah katında kabul gören bir fetva ise problem yok; görmüyorsa günahı onların boynuna.

    Yalnız benim liderlik dediğim şey bir noktayı açıklamak içindi. Ondan kastım şu; Osmanlı, İslam dünyasında liderdi ve bunun gerekçesi de gazi kimliğine sahip olmasıydı. Gaza ise dinde olan bir şey; dolayısıyla müslümanın müslümanı kırması ve gaza faaliyetinin engellemesinin önüne geçilmesi de, pek mantıksız gelmiyor bana. (Vicdani kısmı dahil etmediğimi tekrar edeyim) Ayrıca söylediğin şey şurada yanlış; Kuran'da da yazdığı gibi zorunlu hallerde bazı günah kabul edilen şeylerin yapılması kabul edilir, hatta farz olur. Örneğin ölüm kalım durumunda domuz dahil ne bulursan yemek, farzdır. Veya yine ölüm kalım durumunda Allah'ı dahi reddedebilir; normalde şirk sayılan şeyleri yapabilirsin ve hatta bunları yapman o an için sana farz kılınmıştır. Burada da bu durum kıstas alınmış olabilir. Zira biliyorsun, Kuran'da yazmayan şeyler için kıstas arama şartı vardır. O ayetlerde bireysel zorunlulu durumundan bahsediliyor; verilen fetvada ise nizam-ı alem için deniyor. Osmanlı da resmi olarak hiçbir zaman şeriat devleti olmasa bile, İslam'dan ayırmak mümkün değil. Dolayısıyla oradaki nizam, sadece devlet düzeni anlamına gelmiyor. O yüzden diyorum verilen fetva dini açıdan çok da mantıksız ve zayıf gibi durmuyor. Ha ama fetva kesin doğrudur diyemem tabii, o bana düşmez. O sebeple de reel politika açısından doğru, gerekli ve yerinde bir uygulamadır, fakat bildiğimiz dini ve vicdani akidelere göre kabul etmek mümkün değil. Dini açıdan verilen fetva da uygun değilse, yapanların günahı boynunadır.

    Belirttiğin metotla neredeyse her kavramı kabul ettirebilirsin.Dinleri bilime indirgeyip anlamıyorum bilenler kendimin yerine hadiseyi açıklar düşüncelerim önemsizdir tavrın sağlıklı değil

    Rica etsem biri arkadaşı tercüme edebilir mi ?

    İslamda ruhban sınıfı olmaz diyorum tercümesi bu

    Var olduğunu söyleyen olmuş mu ?

    Hüküm veremem uzmanlara bırak minvalinde laflar etmiştin.Kıyas kavramı icmayı doğurur nihayetinde ruhban sınıfına kapı açmış olursun böylesi açık hükme dahi parantezler açabileceksek işimiz var kısacası

    Ne yapıyorsun çok merak ediyorum. Önce aklına normal ve mantıklı düşünceler geliyor, sonra bunlar çok sıradan diye kenara atıp başka saçma düşünceler falan mı buluyorsun ?

    Gayet tabii değil ben, kimse bu işin üzerine hüküm veremez; görüş belirtebilir. Hüküm vermek yani fetva vermek din adamlarının işidir. Fetva verip vermemek ise ruhbanlıkla alakalı değildir.

    Hüküm metindeki emrileri okumaktan ibaret niye o işi meslek yapıp nakit kazanan birilerine ihtiyacım olsun.Ruhbanlıkla alakalı yanılıyorsun kendim anlamam dersen başkası senin yerine anlar din bireyseldir onun zihniyle düşünmeni gerektirecek durum yoktur

    Ağır saçmalama konusunda sınır tanımıyorsun. Her işin uzmanı vardır. Dini hukukun ayrı, kelamın ayrı, hadisin ayrı uzmanı vardır. Sen bunların hepsini herkesten iyi anlayabileceğini iddia ediyorsan, birşey derim de burada yazılmaz. Senin mantığına göre doktora da, tarihçiye de, hocaya da ihtiyacımız yok. Bunların hepsi yazılanı okumaktan ibaret.
    Gerçekten bu kadar ağır saçmalık ile daha fazla uğraşmayacağım; zira vakit israfından ibaret şu yazdıkların. İsraf da günahtır.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: Zodion


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: Zodion


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: Zodion


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: Zodion


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: gandalff

    Evet eğer günah olarak sayılacaksa, günahları kendi boyunlarına ve, dini yönden yargılaması kimseye düşmez. Fakat senin de değindiğin gibi, "ders çıkarmak" amacıyla bir muhakeme yapılabilir diye düşünüyorum.

    Siyasi olarak dahiyane bir hamle olabilir, bu iş yapılmasa, müslüman müslümanı kırabilir; evet. Ama dini öğretinin esasında, müslümanın müslümanı kırması ve İslam dünyasının liderliği gibi haller, kesin dini hükümleri askıya aldırtacak bir istisna olarak düzenlenmemiş hocam bu çok açık. Hatta ve hatta, hiçbir şeyin kesin hükümleri çiğnemeyi meşrulaştıramayacağının hususi olarak defalarca üzerinde durulmuş.

    Keza İslama göre inançlı bir müslümanın, "Eğer yaratan böyle dediyse bir hikmeti vardır." fikrine yönelerek tevekkül etmesi beklenir. Allah isterse devleti yıkar, yeniden kurar öyle değil mi? Veya hiç beklenmedik bir yardım gönderebilir.

    "Ama devlet işleri, bir olasılığa göre düzenlenemez." denirse de, dini bir hükmün, (iyi niyetle de olsa) ona esasen herhangi bir meşruluk kazandırmayacak olan bir cevaza dayanılarak çiğnendiği kabul edilmelidir.

    Dediğim gibi, bunu yargılamak sana veya bana düşmez. Dolayısıyla son cümlene kesin bir cevap veremeyeceğim. :) O taraf, din adamlarının kavgası. Ulemanın kararı Allah katında kabul gören bir fetva ise problem yok; görmüyorsa günahı onların boynuna.

    Yalnız benim liderlik dediğim şey bir noktayı açıklamak içindi. Ondan kastım şu; Osmanlı, İslam dünyasında liderdi ve bunun gerekçesi de gazi kimliğine sahip olmasıydı. Gaza ise dinde olan bir şey; dolayısıyla müslümanın müslümanı kırması ve gaza faaliyetinin engellemesinin önüne geçilmesi de, pek mantıksız gelmiyor bana. (Vicdani kısmı dahil etmediğimi tekrar edeyim) Ayrıca söylediğin şey şurada yanlış; Kuran'da da yazdığı gibi zorunlu hallerde bazı günah kabul edilen şeylerin yapılması kabul edilir, hatta farz olur. Örneğin ölüm kalım durumunda domuz dahil ne bulursan yemek, farzdır. Veya yine ölüm kalım durumunda Allah'ı dahi reddedebilir; normalde şirk sayılan şeyleri yapabilirsin ve hatta bunları yapman o an için sana farz kılınmıştır. Burada da bu durum kıstas alınmış olabilir. Zira biliyorsun, Kuran'da yazmayan şeyler için kıstas arama şartı vardır. O ayetlerde bireysel zorunlulu durumundan bahsediliyor; verilen fetvada ise nizam-ı alem için deniyor. Osmanlı da resmi olarak hiçbir zaman şeriat devleti olmasa bile, İslam'dan ayırmak mümkün değil. Dolayısıyla oradaki nizam, sadece devlet düzeni anlamına gelmiyor. O yüzden diyorum verilen fetva dini açıdan çok da mantıksız ve zayıf gibi durmuyor. Ha ama fetva kesin doğrudur diyemem tabii, o bana düşmez. O sebeple de reel politika açısından doğru, gerekli ve yerinde bir uygulamadır, fakat bildiğimiz dini ve vicdani akidelere göre kabul etmek mümkün değil. Dini açıdan verilen fetva da uygun değilse, yapanların günahı boynunadır.

    Belirttiğin metotla neredeyse her kavramı kabul ettirebilirsin.Dinleri bilime indirgeyip anlamıyorum bilenler kendimin yerine hadiseyi açıklar düşüncelerim önemsizdir tavrın sağlıklı değil

    Rica etsem biri arkadaşı tercüme edebilir mi ?

    İslamda ruhban sınıfı olmaz diyorum tercümesi bu

    Var olduğunu söyleyen olmuş mu ?

    Hüküm veremem uzmanlara bırak minvalinde laflar etmiştin.Kıyas kavramı icmayı doğurur nihayetinde ruhban sınıfına kapı açmış olursun böylesi açık hükme dahi parantezler açabileceksek işimiz var kısacası

    Ne yapıyorsun çok merak ediyorum. Önce aklına normal ve mantıklı düşünceler geliyor, sonra bunlar çok sıradan diye kenara atıp başka saçma düşünceler falan mı buluyorsun ?

    Gayet tabii değil ben, kimse bu işin üzerine hüküm veremez; görüş belirtebilir. Hüküm vermek yani fetva vermek din adamlarının işidir. Fetva verip vermemek ise ruhbanlıkla alakalı değildir.

    Hüküm metindeki emrileri okumaktan ibaret niye o işi meslek yapıp nakit kazanan birilerine ihtiyacım olsun.Ruhbanlıkla alakalı yanılıyorsun kendim anlamam dersen başkası senin yerine anlar din bireyseldir onun zihniyle düşünmeni gerektirecek durum yoktur

    Ağır saçmalama konusunda sınır tanımıyorsun. Her işin uzmanı vardır. Dini hukukun ayrı, kelamın ayrı, hadisin ayrı uzmanı vardır. Sen bunların hepsini herkesten iyi anlayabileceğini iddia ediyorsan, birşey derim de burada yazılmaz. Senin mantığına göre doktora da, tarihçiye de, hocaya da ihtiyacımız yok. Bunların hepsi yazılanı okumaktan ibaret.
    Gerçekten bu kadar ağır saçmalık ile daha fazla uğraşmayacağım; zira vakit israfından ibaret şu yazdıkların. İsraf da günahtır.

    İslamı anlayabildiğin zaman tekrar gelin yaptığın primitif benzetmeyi en son cübbeli ahmet yapıyordu saçma laflar ederek milleti yanlış bilgilendirmeyin tavsiyemdir.Uğraşmak istemiyorsanız böyle hassas konularda izah verirken düşünün cahilliğinizi telafi etmek zorunda kalıyorum sonra



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Zodion -- 7 Temmuz 2017; 15:30:43 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Zodion


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: Zodion


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: Zodion


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: Zodion


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: Zodion


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: gandalff

    Evet eğer günah olarak sayılacaksa, günahları kendi boyunlarına ve, dini yönden yargılaması kimseye düşmez. Fakat senin de değindiğin gibi, "ders çıkarmak" amacıyla bir muhakeme yapılabilir diye düşünüyorum.

    Siyasi olarak dahiyane bir hamle olabilir, bu iş yapılmasa, müslüman müslümanı kırabilir; evet. Ama dini öğretinin esasında, müslümanın müslümanı kırması ve İslam dünyasının liderliği gibi haller, kesin dini hükümleri askıya aldırtacak bir istisna olarak düzenlenmemiş hocam bu çok açık. Hatta ve hatta, hiçbir şeyin kesin hükümleri çiğnemeyi meşrulaştıramayacağının hususi olarak defalarca üzerinde durulmuş.

    Keza İslama göre inançlı bir müslümanın, "Eğer yaratan böyle dediyse bir hikmeti vardır." fikrine yönelerek tevekkül etmesi beklenir. Allah isterse devleti yıkar, yeniden kurar öyle değil mi? Veya hiç beklenmedik bir yardım gönderebilir.

    "Ama devlet işleri, bir olasılığa göre düzenlenemez." denirse de, dini bir hükmün, (iyi niyetle de olsa) ona esasen herhangi bir meşruluk kazandırmayacak olan bir cevaza dayanılarak çiğnendiği kabul edilmelidir.

    Dediğim gibi, bunu yargılamak sana veya bana düşmez. Dolayısıyla son cümlene kesin bir cevap veremeyeceğim. :) O taraf, din adamlarının kavgası. Ulemanın kararı Allah katında kabul gören bir fetva ise problem yok; görmüyorsa günahı onların boynuna.

    Yalnız benim liderlik dediğim şey bir noktayı açıklamak içindi. Ondan kastım şu; Osmanlı, İslam dünyasında liderdi ve bunun gerekçesi de gazi kimliğine sahip olmasıydı. Gaza ise dinde olan bir şey; dolayısıyla müslümanın müslümanı kırması ve gaza faaliyetinin engellemesinin önüne geçilmesi de, pek mantıksız gelmiyor bana. (Vicdani kısmı dahil etmediğimi tekrar edeyim) Ayrıca söylediğin şey şurada yanlış; Kuran'da da yazdığı gibi zorunlu hallerde bazı günah kabul edilen şeylerin yapılması kabul edilir, hatta farz olur. Örneğin ölüm kalım durumunda domuz dahil ne bulursan yemek, farzdır. Veya yine ölüm kalım durumunda Allah'ı dahi reddedebilir; normalde şirk sayılan şeyleri yapabilirsin ve hatta bunları yapman o an için sana farz kılınmıştır. Burada da bu durum kıstas alınmış olabilir. Zira biliyorsun, Kuran'da yazmayan şeyler için kıstas arama şartı vardır. O ayetlerde bireysel zorunlulu durumundan bahsediliyor; verilen fetvada ise nizam-ı alem için deniyor. Osmanlı da resmi olarak hiçbir zaman şeriat devleti olmasa bile, İslam'dan ayırmak mümkün değil. Dolayısıyla oradaki nizam, sadece devlet düzeni anlamına gelmiyor. O yüzden diyorum verilen fetva dini açıdan çok da mantıksız ve zayıf gibi durmuyor. Ha ama fetva kesin doğrudur diyemem tabii, o bana düşmez. O sebeple de reel politika açısından doğru, gerekli ve yerinde bir uygulamadır, fakat bildiğimiz dini ve vicdani akidelere göre kabul etmek mümkün değil. Dini açıdan verilen fetva da uygun değilse, yapanların günahı boynunadır.

    Belirttiğin metotla neredeyse her kavramı kabul ettirebilirsin.Dinleri bilime indirgeyip anlamıyorum bilenler kendimin yerine hadiseyi açıklar düşüncelerim önemsizdir tavrın sağlıklı değil

    Rica etsem biri arkadaşı tercüme edebilir mi ?

    İslamda ruhban sınıfı olmaz diyorum tercümesi bu

    Var olduğunu söyleyen olmuş mu ?

    Hüküm veremem uzmanlara bırak minvalinde laflar etmiştin.Kıyas kavramı icmayı doğurur nihayetinde ruhban sınıfına kapı açmış olursun böylesi açık hükme dahi parantezler açabileceksek işimiz var kısacası

    Ne yapıyorsun çok merak ediyorum. Önce aklına normal ve mantıklı düşünceler geliyor, sonra bunlar çok sıradan diye kenara atıp başka saçma düşünceler falan mı buluyorsun ?

    Gayet tabii değil ben, kimse bu işin üzerine hüküm veremez; görüş belirtebilir. Hüküm vermek yani fetva vermek din adamlarının işidir. Fetva verip vermemek ise ruhbanlıkla alakalı değildir.

    Hüküm metindeki emrileri okumaktan ibaret niye o işi meslek yapıp nakit kazanan birilerine ihtiyacım olsun.Ruhbanlıkla alakalı yanılıyorsun kendim anlamam dersen başkası senin yerine anlar din bireyseldir onun zihniyle düşünmeni gerektirecek durum yoktur

    Ağır saçmalama konusunda sınır tanımıyorsun. Her işin uzmanı vardır. Dini hukukun ayrı, kelamın ayrı, hadisin ayrı uzmanı vardır. Sen bunların hepsini herkesten iyi anlayabileceğini iddia ediyorsan, birşey derim de burada yazılmaz. Senin mantığına göre doktora da, tarihçiye de, hocaya da ihtiyacımız yok. Bunların hepsi yazılanı okumaktan ibaret.
    Gerçekten bu kadar ağır saçmalık ile daha fazla uğraşmayacağım; zira vakit israfından ibaret şu yazdıkların. İsraf da günahtır.

    İslamı anlayabildiğin zaman tekrar gelin yaptığın primitif benzetmeyi en son cübbeli ahmet yapıyordu saçma laflar ederek milleti yanlış bilgilendirmeyin tavsiyemdir.Uğraşmak istemiyorsanız böyle hassas konularda izah verirken düşünün cahilliğinizi telafi etmek zorunda kalıyorum sonra

    He canım 1400 sene boyunca kimse anlamadı, bir akıllı sen çıktın ve sen anladın İslamı zaten. Hey Allah'ım ya Ayrıca lütfetmişsin, zahmet buyurmana gerek yok.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: Zodion


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: Zodion


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: Zodion


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: Zodion


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: Zodion


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: gandalff

    Evet eğer günah olarak sayılacaksa, günahları kendi boyunlarına ve, dini yönden yargılaması kimseye düşmez. Fakat senin de değindiğin gibi, "ders çıkarmak" amacıyla bir muhakeme yapılabilir diye düşünüyorum.

    Siyasi olarak dahiyane bir hamle olabilir, bu iş yapılmasa, müslüman müslümanı kırabilir; evet. Ama dini öğretinin esasında, müslümanın müslümanı kırması ve İslam dünyasının liderliği gibi haller, kesin dini hükümleri askıya aldırtacak bir istisna olarak düzenlenmemiş hocam bu çok açık. Hatta ve hatta, hiçbir şeyin kesin hükümleri çiğnemeyi meşrulaştıramayacağının hususi olarak defalarca üzerinde durulmuş.

    Keza İslama göre inançlı bir müslümanın, "Eğer yaratan böyle dediyse bir hikmeti vardır." fikrine yönelerek tevekkül etmesi beklenir. Allah isterse devleti yıkar, yeniden kurar öyle değil mi? Veya hiç beklenmedik bir yardım gönderebilir.

    "Ama devlet işleri, bir olasılığa göre düzenlenemez." denirse de, dini bir hükmün, (iyi niyetle de olsa) ona esasen herhangi bir meşruluk kazandırmayacak olan bir cevaza dayanılarak çiğnendiği kabul edilmelidir.

    Dediğim gibi, bunu yargılamak sana veya bana düşmez. Dolayısıyla son cümlene kesin bir cevap veremeyeceğim. :) O taraf, din adamlarının kavgası. Ulemanın kararı Allah katında kabul gören bir fetva ise problem yok; görmüyorsa günahı onların boynuna.

    Yalnız benim liderlik dediğim şey bir noktayı açıklamak içindi. Ondan kastım şu; Osmanlı, İslam dünyasında liderdi ve bunun gerekçesi de gazi kimliğine sahip olmasıydı. Gaza ise dinde olan bir şey; dolayısıyla müslümanın müslümanı kırması ve gaza faaliyetinin engellemesinin önüne geçilmesi de, pek mantıksız gelmiyor bana. (Vicdani kısmı dahil etmediğimi tekrar edeyim) Ayrıca söylediğin şey şurada yanlış; Kuran'da da yazdığı gibi zorunlu hallerde bazı günah kabul edilen şeylerin yapılması kabul edilir, hatta farz olur. Örneğin ölüm kalım durumunda domuz dahil ne bulursan yemek, farzdır. Veya yine ölüm kalım durumunda Allah'ı dahi reddedebilir; normalde şirk sayılan şeyleri yapabilirsin ve hatta bunları yapman o an için sana farz kılınmıştır. Burada da bu durum kıstas alınmış olabilir. Zira biliyorsun, Kuran'da yazmayan şeyler için kıstas arama şartı vardır. O ayetlerde bireysel zorunlulu durumundan bahsediliyor; verilen fetvada ise nizam-ı alem için deniyor. Osmanlı da resmi olarak hiçbir zaman şeriat devleti olmasa bile, İslam'dan ayırmak mümkün değil. Dolayısıyla oradaki nizam, sadece devlet düzeni anlamına gelmiyor. O yüzden diyorum verilen fetva dini açıdan çok da mantıksız ve zayıf gibi durmuyor. Ha ama fetva kesin doğrudur diyemem tabii, o bana düşmez. O sebeple de reel politika açısından doğru, gerekli ve yerinde bir uygulamadır, fakat bildiğimiz dini ve vicdani akidelere göre kabul etmek mümkün değil. Dini açıdan verilen fetva da uygun değilse, yapanların günahı boynunadır.

    Belirttiğin metotla neredeyse her kavramı kabul ettirebilirsin.Dinleri bilime indirgeyip anlamıyorum bilenler kendimin yerine hadiseyi açıklar düşüncelerim önemsizdir tavrın sağlıklı değil

    Rica etsem biri arkadaşı tercüme edebilir mi ?

    İslamda ruhban sınıfı olmaz diyorum tercümesi bu

    Var olduğunu söyleyen olmuş mu ?

    Hüküm veremem uzmanlara bırak minvalinde laflar etmiştin.Kıyas kavramı icmayı doğurur nihayetinde ruhban sınıfına kapı açmış olursun böylesi açık hükme dahi parantezler açabileceksek işimiz var kısacası

    Ne yapıyorsun çok merak ediyorum. Önce aklına normal ve mantıklı düşünceler geliyor, sonra bunlar çok sıradan diye kenara atıp başka saçma düşünceler falan mı buluyorsun ?

    Gayet tabii değil ben, kimse bu işin üzerine hüküm veremez; görüş belirtebilir. Hüküm vermek yani fetva vermek din adamlarının işidir. Fetva verip vermemek ise ruhbanlıkla alakalı değildir.

    Hüküm metindeki emrileri okumaktan ibaret niye o işi meslek yapıp nakit kazanan birilerine ihtiyacım olsun.Ruhbanlıkla alakalı yanılıyorsun kendim anlamam dersen başkası senin yerine anlar din bireyseldir onun zihniyle düşünmeni gerektirecek durum yoktur

    Ağır saçmalama konusunda sınır tanımıyorsun. Her işin uzmanı vardır. Dini hukukun ayrı, kelamın ayrı, hadisin ayrı uzmanı vardır. Sen bunların hepsini herkesten iyi anlayabileceğini iddia ediyorsan, birşey derim de burada yazılmaz. Senin mantığına göre doktora da, tarihçiye de, hocaya da ihtiyacımız yok. Bunların hepsi yazılanı okumaktan ibaret.
    Gerçekten bu kadar ağır saçmalık ile daha fazla uğraşmayacağım; zira vakit israfından ibaret şu yazdıkların. İsraf da günahtır.

    İslamı anlayabildiğin zaman tekrar gelin yaptığın primitif benzetmeyi en son cübbeli ahmet yapıyordu saçma laflar ederek milleti yanlış bilgilendirmeyin tavsiyemdir.Uğraşmak istemiyorsanız böyle hassas konularda izah verirken düşünün cahilliğinizi telafi etmek zorunda kalıyorum sonra

    He canım 1400 sene boyunca kimse anlamadı, bir akıllı sen çıktın ve sen anladın İslamı zaten. Hey Allah'ım ya Ayrıca lütfetmişsin, zahmet buyurmana gerek yok.

    Anladıkları çok belli oluyor doğru ebu cehil benzeri tipler etrafı kuşatmış ve hala şüphelenmiyorsun




  • David Rockefeller kullanıcısına yanıt
    Güzel insanlar bunu yaparsa gerisini düşün.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Kraven kullanıcısına yanıt
    burda olayın doğru olup olmadığı tartışılmıyor. FSM kardeş katli vaciptir dediği anda aynı zamanda ben allahım da demiştir. olay bu dolandırma kraven krdş.
  • 
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.