Şimdi Ara

İskilipli Atıf Hoca neden idam edildi? Tarihi Saptırma ve Kronik Mağdur Edebiyatı.. (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
92
Cevap
1
Favori
15.325
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
9 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Indigo

    quote:

    Orijinalden alıntı: Tarîhçî


    quote:

    Orijinalden alıntı: Indigo

    quote:

    Orijinalden alıntı: Kabuska

    quote:

    Orijinalden alıntı: neommy

    - 4. Bilimsel geçerliliği olmayan kaynaklardan alıntı yapılarak konu açılması yasaktır. Bu ihlal hesabınızın Madde 3'e dayanarak uzun süre kısıtlanmasına yol açabilir.

    Pardon, hızlı olduğum gece!
    Yukardakinin konu içinde yazılanlara uygulanmasını kastetmiştim? Devamlı bilgisiz, içeriksiz mesaj atanlara uygulanamıyormu bu madde? Konularda çok sayıda saçma sapan ilişkiler kuran tipler olabiliyor zaman zaman, bunları bir şekilde önlemenin yolu bu madde ile olabilir bence?
    Tamam, tamam 6. madde yokmuş işte!

    Öyle bir maddenin Kültür ve Bilim genel kurallarında olması gerekiyordu aslında, ama eklemeyi unutmuşum. Neyse ki onayını almıştık maddenin, ekledim şimdi

    Bu arada, son 5-6 mesajla konuyu bayağı dağıttık, birkaç saat sonra bu mesajları çöpe atarız ona göre fazla uzun yazmayasın

    Ya lütfen şu bölüme velet almayın.Konu dışı battı, oradan kovulanlar özeli de batırdı bari burası sağlam kalsın.Dün üye olan buraya konu açamasın.

    Katılıyorum. Bırakın konuları ben açayım.

    Aç tabiki.Tarih üzerine üniversite okumuş adama saygım vardır.Millet hukuk mezunundan bozma adamları ciddiye alıp tarihçi diyor.Üniversitede anlatılan tarihle kitaplarıyla lisede okutulanlar çok farklı.

    Bir makale konusu açtım. Umarım faydalı olur.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • Konu yönetim muhabbet konusuna dönmüş

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • pruvap kullanıcısına yanıt
    Ben katılanların olacağını biliyorum. İskipli zaten böyle birisi değildi. O Kuva-yı Milliyeci idi. Söylediklerimi genelde Mustafa Sabri özelinde söylüyorum. Mustafa Kemal'i Vahdettin'in göndermesine karşı çıkmıştı. Vahdettin gözünü kararttı, gönderdi; ama o da bu savaşın kendi kontrolünde olmasını istiyordu. Bir süre sonra Ankara hükümetiyle arası açılınca, Vahdettin de siyasî bir tepki gösterdi. O da kendince haklıydı, Mustafa Kemal ve Ankara hükümeti de...

    Hain olmak bu kadar kolay olmamalı. Mustafa Sabri'nin kendince makul sebepleri vardı. Ya Sakarya Savaşı'nda mağlup olsaydık mesela? Yunanlılar hepimizi kılıçtan geçirseydi? Kurtuluş Savaşı'nın ileri merhaleleri, büyük kumardı. Allah'a şükür biz kazandık. Ama kaybetseydik; şuan hain dediklerimiz kahraman, kahraman dediklerimiz hain olurdu. Ben tarihin böyle speküle edilmesine karşıyım.




  • T@rhuncu T kullanıcısına yanıt
    Mesele bağımsızlıksa bu uğurda güçleri yetiyorsa kökümüzü kazısınlar, ya istiklal ya ölüm sözünün anlamında budur. Esir yaşamaktansa ölmeyi tercih edenlerin zaferidir kurtuluş savaşı, taş koyan yada koymaya yeltenenlerin değil...

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • T@rhuncu T kullanıcısına yanıt
    Çoğu kere mızmız giden Ulusların tarihinde her şeyin hızlı ilerlediği ve iyinin kötünün hızla ayrıştığı dönemler vardır, Ulusal Kurtuluş Savaşı da bizim böyle bir dönemimiz. Çok kolaydır böyle dönemlerde hain olmak, ama hainlere böyle dönemlerde hain denilmesininde iyi nedenleri vardır ve tarihin spekülatif olmaması için noter tasdikli haindir kağıdıda gerekmez.
    1-2 defa KB'de yazmıştım, bizim ailede ilginç bir anı vardır, o dönemi iyi tanıtan! Büyük dedem Kurtuluş Savaşı sırasında, daha en başlarında Mustafa Kemal'e karşı " padişahımız efendimize karşı bu paşa ayaklanmış, keselim kafasını " diyerek kasabanın birisinde ayaklanan yeşil bayraklı gerici gruba karşı " yapmayın etmeyin " demek için bulunduğu şehrin önde gelenleriyle görüşmeye gitmişler, 15-20 kişilik bir grup halinde. Ayaklanmanın olduğu kasabaya gece ileri saatlerde varmışlar. Yobazlar daha bunları görür görmez içlerinden birkaçını asmışlar, gerisinide sabah asalım diye hapishaneye tıkmışlar! Gece saat 02:00-03.00 sıralarında Mustafa Kemale bağlı süvari birliği bunları kurtarmış, sabah onları asacakların hepsi asılmışlar kendi kurdukları sehpalarda!
    Benden tarih ne bekliyor şimdi, bu yaratıklara " ahh kalpleri temizdi ama kötü yola düşmüşlerdi " demem mi bekleniyor Tarihin gül hatrına?
    Ben dönem şartları dikkate alınmadan farklılıkların gizlenmesine ve Tarihin speküle edilmesine karşıyım!




  • Hikayeniz çok güzel ama bir değeri yok.
  • T@rhuncu T kullanıcısına yanıt
    Yaşanmış bir olay, " hikaye " değil, böyle bir kelimede kullanmadım yazdıklarımda.
    Belkide okuyan " tarihçi " ye göre bir değeri olabilir?
  • Zaten bize en büyük zararı İslamcılar vermiştir. Zamanın İslamcılarının çoğu İngiliz mandasını savunuyordu. İskipli Atıf'ın da düşüncesi bu yöndeydi. İslamcıların çoğu cahildir, ülke savaştan çıkmış, yorgun bir devlet ve askerler...Laiklik karşıtı eylemlerde bulunursan ASARLAR. Atatürk yine haklı, zira bizi Kurtuluş Savaşı'nda hacılar, hocalar, müridler kurtarmadı. Bu memleketin öz Türk evlatları kurtardı.
  • Bu memlekette insanlara bir şey anlatmak gerçekten zor, herkes kendi doğrusuna iman etmiş vaziyette çünkü. Tarihi ideolojilerin belirlediği bir ülkede yaşıyoruz. Hala İskipli Atıf laikliğe karşı çıktı diye asıldı zanneden insan yaşıyor bu ülkede.

    Size 'rivayet edilmiş' anıdaki insanlarla İskipli'nin hain olması arasında zerre ilişki yok. Bu konuda o hatıranın hiçbir önemi bulunmuyor.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: T@rhuncu

    Bu memlekette insanlara bir şey anlatmak gerçekten zor, herkes kendi doğrusuna iman etmiş vaziyette çünkü. Tarihi ideolojilerin belirlediği bir ülkede yaşıyoruz. Hala İskipli Atıf laikliğe karşı çıktı diye asıldı zanneden insan yaşıyor bu ülkede.

    Size 'rivayet edilmiş' anıdaki insanlarla İskipli'nin hain olması arasında zerre ilişki yok. Bu konuda o hatıranın hiçbir önemi bulunmuyor.

    Yahu madem kaynak kaynak diye ötüyorsun; Atatürk'ün Amerikan mandasını savunduğu yazısını koy o zaman kaynak diye varsa öyle bir şey. Koyamazsın çünkü yok. Tarih bütün objektifliği ile ortada. Bu ülkede yaşayıp Atatürk'ü sevmeyenin dağdaki teröristten hiçbir farkı yoktur.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • Şu hacı hoca takımını neden savunurlar anlamam.Adam her türlü pisliği yapsın namaz kılınca tertemiz oluyor nasıl iş bu? Bildiğin vatan haini adamlar mağdur olarak görülüyor.
    Zaten bu ülkede reform yapmak isteyen adam dinsiz olarak görülür.2.Mahmut pantolon giyip fes takma zorunluluğu getirince gavur padişah diye adı çıkmış.
    Şu asılan hacı hoca takımı da çıkarları zedelendiği için böyle laflar etmediyse ne olayım.Tıpkı talim gavur işidir diyerek reformlara karşı çıkan yeniçeriler, Çıkarları zedelendiği için tanzimata karşı çıkan osmanlının ileri gelenleri gibi.Hepsi aynı çıkarlarını korumak için herşeyi yapıyorlar.
  • İstiklal savcılarının hiçbirinin asıl mesleği hakimlik değildi.şimdi kalkmış Atıf hoca haindi diyorsunuz.Hani mahkeme kayıtları nerde ?istedim astım olayıdır bu.Tabiki rejim kendini aklamak için hrrşeyi yapar.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • Gebermiş gitmiş bir vatan haini,Mustafa Sabri gibi...Arkasından konuşmak bile gereksiz ve yersizken iki sayfa olmuş konu,
    Adını bir hastaneye vermişlerdi sanırım,yakında Aponunda ismini caddeye felan verirler artık,malum vatan hainlerini anma,yas tutma,yüceltme yıllarınma girdik,



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ürüng ayıg toyon -- 21 Ocak 2014; 10:40:03 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: waitisova'Blazac

    kaynak??

    +1
    Özellikle İngiliz Muhipleri cemiyeti ne üye olduğunun kaynağı varmı

    Bence yok.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • İslamcı demek mümin mi demek değildir. Genel kanıda islamcı din tüccarı olarak geçer, ben de dahil çevrem böyle kullanırız.
  • İkinci Mahmud'a gavur padişah denmesinin nedeni, kendisinin Bektaşî tekkelerine bağlı Yeniçeri ocağını kaldırması ve bu mutasavvıf mollaların bu kararı beğenmemesi sonucu, otoriteyi Nakşî tekkelerine devreden padişaha tavır almasıdır. Bu ismi takanlar Bektaşîlerdir. 'Yobaz' olarak adlandırılamayacak insanlardır Bektaşîler, hayli reformist ve geniş mezheplidirler.

    Şimdi malum aklı evvele cevap vereceğim. Ama az ve öz olarak:

    Bir defa ben Atatürk Amerikan mandasını savundu demedim, bu Sivas ve Erzurum kongrelerinin birinde dile getirildi, o zamanın kadrosu da buna kapıyı kapatmadı dedim. İngiliz yanlısı gibi gözüken yazıları, Minber gazetesinde çıkmıştır. Bunu birkaç kaynaktan teyit edebiliriz:

    ''Bu harpte Ingilizlerle Arıburnu, Anafarta ve Filistin cephelerinde karşı karşıya bir çok muharebeler verdim… Kalbimde kin ve düşmanlık hissiyatı yer bulmamıştır. Ingilizlerin Osmanlı milletinin hürriyetine ve devletimizin bağımsızlığına riayette gösterecekleri hürmet ve insaniyet karşısında yalnız benim değil, bütün Osmanlı milletinin Ingilizlerden daha hayırhah (iyiliksever) bir dost olamayacağı kanaatiyle etkilenmeleri pek tabiidir.'' (Doğan Avcıoğlu, Milli Kurtuluş Tarihi, Tekin Yay. Istanbul 1977, sayfa 122; Atatürk’ün Bütün Eserleri, Kaynak Yay., cild 2, sayfa 291.)

    Bu üstelik Erik Jan Zürcher'in İttihatçılarla ilgili bir kitabında da geçiyor. Bu bir defa da olmuyor, sonrasında Vakit gazetesiyle yaptığı söyleşide bunu tekrar ediyor:

    ''Hükümetimizle mütareke imzalayan devletlerin ve bu devletler adına Mütareke Şartnamesi’ni yapan Britanya hükümetinin Osmanlılara karşı olan iyi niyetlerinden şüphe etmek istemem; eğer sözkonusu şartname hükümlerinin uygulanmasında yanlış anlamaya neden olacak yönler görülüyorsa, bunun sebebini derhal anlamak ve muhataplarımızla anlaşmak lazımdır.'' (Atatürk’ün Bütün Eserleri, Kaynak Yay., cild 2, sayfa. 292.)

    Bu da Atatürkçülüğünden şüphe edilemeyecek bir kaynaktır, Odatv'den. CTRL F'ye basıp 'Minber' yazın. Odatv'cilerin dahi bu iddiayı reddedemediğini, olayı Mustafa Kemal'in ''İngilizleri uyutucu zekasına'' bağladığını göreceksiniz:http://www.odatv.com/n.php?n=ataturk-ingiliz-valisi-mi-olmak-istiyordu-0704131200

    Benim Atatürk'ü sevmediğimi kim söyledi? Yanlışa yanlış diyemeyecek miyiz? Boş konuşuyorsunuz, boş! Biz kaynaksız konuşmuyoruz, sizse hariçten gazel okumakta master yapmışsınız. Bu konuya daha cevap yazmayacağım. İngiliz Muhipleri Cemiyetine üye olmayan adama yalan isnat ederek ve bir gazete yazısına bakarak 'hain' ilan etmek ancak ortalama Türk yarı aydınına yaraşır.

    İslamcılık hususunda ise en iyi çözümlemeleri Bedri Gencer yapmıştır. ''İslam'da Modernleşme'' adında inanılmaz bir çalışması vardır. Öyle ki bibliyografyası 100 küsür sayfadır, Türkiye'de bu tektir ve ilktir. Kısa olarak isterseniz şu yazıyı okuyun:http://haber.stargazete.com/acikgorus/ideolojiden-utopyaya-islamcilik/haber-755102

    Fakat kaç kişi bu konuya hakimdir, orasını bilemem.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi T@rhuncu -- 22 Ocak 2014; 15:28:27 >




  • Atıf Hoca'yı neden astılar?

    "Hürriyet" yazarı Rahmi Turan, 1926'da idam edilen İskilipli Atıf Hoca'ya değindiği yazısında resmin bütününü göstermek yerine sadece bir parçasını tercih etmiş.

    "Teal-i-İslâm Cemiyeti" adına bastırılan bir bildirinin Yunan uçakları tarafından Anadolu'ya atıldığını, bildiride Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarının padişaha başkaldıran asiler olarak nitelendiğini belirtmiş.

    "İstiklal Mahkemesi" zabıtlarına göre Atıf Hocanın "vatana ihanet" suçundan idam edildiğini dile getirmiş.

    "Geçmişte uğraşmak yerine önümüze bakalım" türünden yaklaşımı bir parça anlayışla karşılamak mümkün ama olaylar çarpıtılarak aktarıldığında vicdanlar da buna razı gelmiyor.

    Sözkonusu bildiri 1920'de yazılmıştı.

    Rahmi Bey'in yazısından Atıf Hoca'nın bu bildiri yüzünden arandığı ve 5 yıl sonra yakalandığı gibi bir anlam çıkıyor.

    İşin gerçeği şudur..

    1925'de "Şapka Kanunu" çıkarılmış, bu kanuna yurdun bazı bölgelerinde tepkiler gösterilmişti.

    Bu tepkilerle Atıf Hoca'nın Şapka Kanunu'ndan 1,5 yıl önce neşrettiği "Frenk Mukallitliği ve Şapka" risalesi arasında bağ kurulmuştu.

    Atıf Hoca, risaleyi neşreden matbaacı, bu risaleyi dağıtanlar, yanı sıra Şapka Kanunu aleyhinde bulunmakla suçlanan birkaç hocaefendi "İstiklal Mahkemesi"ne çıkarılmışlardı.

    ***

    Mahkemede sanıkların aleyhindeki havayı köpürtmek için 5 yıl önceki bu bildiri de gündeme getirilmişti.

    Aslında bu bildiride Atıf Hoca'nın bir dahli de yoktu.

    Tahir'ul-Mevlevi "İstiklal Mahkemeleri" isimli hatıratında işin gerçeğini tafsilatıyla anlatır.

    Buna göre Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi'nin İstanbul Hükümeti'nin baskısıyla vücuda getirdiği bir bildiriydi bu.

    Üstelik Cemiyet adına hazırlanan bu bildiri Cemiyetin İdare Heyetinin bilgisi dışındaydı.

    Mustafa Sabri Efendi, Atıf Hocadan bildirinin cemiyetin mührü ile mühürlenmesini istemişti.

    Atıf Hoca da İdare Heyetine danışmadan böyle bir şeyi yapamayacağı cevabını vermişti.

    Cemiyetin İdare Heyetinden Tahir'ul-Mevlevi ile birlikte Mustafa Sabri Efendi'nin yanına çıkan Atıf Hoca, "Biz buna razı olmayacağız. Çünkü Teal-i İslam siyasi değil ilmi ve dini bir cemiyettir. Biz hükümetin işine karışmayacağımız gibi hükümet de bizi karıştırmasın" demişlerdi.

    Konu Cemiyetin toplantısında da gündeme gelmişti. .

    Hükümet taraftarları itirazlara rağmen bildirinin Anadolu'ya gönderileceğini söylediklerinde Atıf hoca ve arkadaşlarından "gazetelerde tekzip ederiz" cevabı almışlardı.

    Bu sözlere Hükümet taraftarları "Edemezsinin, Matbuat Müdürlüğüne emir verilmiştir" diyerek karşılık vermişlerdi.

    Atıf Hoca ve arkadaşları bunun üzerine toplantı çıkışında itirazlarını şifahen ilan edeceklerini söylemişlerdi.

    Sonunda beş üye "kabul", beş üye de "hayır" cevabı vermişti.

    Reis Atıf Hoca'nın da "hayır" oyu vermesiyle birlikte bu bildirinin yok hükmünde sayılmasına ekseriyetin görüşü ile karar verilmişti.

    ***

    Aradan 5 yıl kadar geçtikten sonra Ankara İstiklal Mahkemesi tarafından tutuklanan Atıf Hoca, mahkemede Cemiyetin Anadolu'ya hiçbir vakit beyanname (bildiri) göndermemiş olduğuna dair "Vakit" gazetesi ile yapılan ilanı da göstermişti.

    Savcı, Atıf Hoca hakkında 10 yıl hapis cezası istemişti ama mahkeme heyeti idam cezasına hükmetti.

    İstiklal Mahkemesi kararlarının temyizi yoktu.

    Prof. Ergun Aybars'ın dediği gibi Cumhuriyet sonrasındaki İstiklal Mahkemeleri devrimlerin gerçekleşmesi amacıyla kurulmuştu.

    Şapka Kanununa itirazların önünü kesmek için Atıf Hoca kurban edilmişti.

    Durum budur.

    Abdullah Muradoğlu / Yeni Şafak




  • Taraf gazetesindekileride koysaydiniz neticede belgelerle gercek tarihi ogrenicez.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Adam Afiş yapıştırıp broşür basıyor hoca sıfatıyla etrafında İngiliz sempatizanı adam topluyor öldürülünce "şapka takmadı" .Bizim kadar tarihi goygoy haline getiripte yüzleşemeyen adam yoktur.Bu arada Çorumluyum bu zatla hemşeriyim,adam babamla adaş , (yetmez ama evet )+

    Çorumda bir parka bu arkadaşın ismi verilmiştir.



    Buda bonusu olsun mümin kardeşlerim



    Ekstra Bonus !!

    Kendisinin kemikleri Ankaradan İskilip'e getirilmiş ve buraya dikkat mezarı bir TÜRBEYE dönüştürülecekmiş.

    Her şeyin hayırlısı tabi.

    İlgili haber
    http://www.risalehaber.com/iskilipli-atif-hocaya-ilk-iade-i-itibar-135133h.htm



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi hoksi -- 21 Nisan 2014; 9:30:45 >




  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.