Şimdi Ara

Hangi anlayış daha sağlıklı?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
17
Cevap
0
Favori
1.153
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Aşağıdaki iki diyalog var. Bu iki diyalogda geçen konuşmalar iki ayrı anlayışı barındırıyor. Sizce hayatı düşünsel yönden daha sağlıklı bir şekilde sürdürebilmek için hangi anlayış daha uygundur? Siz Mehmet beyi mi yoksa Veli beyi mi haklı buluyorsunuz?

    Diyalog 1:

    H: Merhaba Mehmet abi. Nasılsın?
    M: Selam Hasan. Sen nasılsın?
    H: İyi diyeyim iyi olayım be abi.
    M: Ne oldu? Bir problem mi var?
    H: Abi baksana şu halime.
    M: Ne var halinde yahu?
    H: Ne olacak be abi. Diğer arkadaşlarım iş sahibi oldu. Ben bir türlü iş bulamadım.
    M: Her şeyin hayırlısı be Hasan. Sen yine şanslısın.
    H: Niye abi?
    M: Niyesi var mı evladım. Bir evin var, ailen var. Karnını doyurabiliyorsun en azından.
    H: Evet ama baba parasıyla.
    M: Olabilir. İlerde her şey yoluna girer. Sen önce senden daha kötü durumda olanları görmeye çalış. Böylece içinde bulunduğun durumu yadırgamadan daha da yükselebilirsin.
    H: Haklısın abi. Benden daha kötü durumda olanları düşündükçe çok şükür diyorum.
    M: Tabii ki. Gözün hep senden daha kötü durumda olanlarda olsun. Bu sayede kendini ruhsal yönden daha iyi hissedeceksin.
    H: Sağol Mehmet abi. Tavsiyelerine uyacağım. Şimdi kendimi daha iyi hissediyorum.

    Diyalog 2:

    A: Merhaba Veli abi nasılsın?
    V: İyiyim, sen?
    A: İyi diyeyim iyi olayım be abi?
    V: Bir sorun mu var Ali?
    A: Bir türlü iş bulamıyorum be abi. Arkadaşlarımın hepsi bir iş buldu.
    V: Sorun sende evladım.
    A: Niye Veli abi?
    V: Çok çalışman gerekiyor. Arkadaşlarından aşağı kalmamak için daha fazla gayret göstermen gerekiyor.
    A: Ne yapmalıyım abi?
    V: Gazetelerdeki sarı sayfaları takip et. İnternette iş bulma sitelerine bilgilerini bırak. Çalış çabala koçum.
    A: Haklısın abi. Ancak...
    V: Ancak mancak yok evladım. Sen her zaman senden üstteki insanlara yoğunlaş. Onların nasıl başarılı olduklarını anlamaya çalış.
    A: Daha kötü durumda olanlar var be abi.
    V: Sen senden daha kötü olanlara bakarak teselli bulma. Bu kendini kandırmaktır. Gözün daima yükseklerde olsun. Unutma ki başarı böyle gelir!
    A: Haklısın abi. Hem benden daha kötü durumda olanları düşününce içimi bir korku kaplıyor.
    V: Kaplar tabii ki. Asla kötü düşünme. Hep iyiyi ve güzeli örnek al anlaşıldı mı?
    A: Anlaşıldı abi. Tavsiyelerin için sağol.







  • İkisi de yanlış.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: köle

    İkisi de yanlış.


    Çok güzel bir yorum. Gerçekten. Niye yanlış olduğunu kısa bir örnekle yazarsan konuyu çok daha iyi bir şekilde tartışabiliriz.
  • İkisini harmanlarsan iyi bir karışım elde edersin.
  • Sanırım beni rahatsız eden başarının iş bulmak, aile kurmak ve karın doyurmakla eş tutulmasıdır. İki diyalog da bunun üzerinden gidiyor.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: köle

    Sanırım beni rahatsız eden başarının iş bulmak, aile kurmak ve karın doyurmakla eş tutulmasıdır. İki diyalog da bunun üzerinden gidiyor.


    Bunu farklı konulara da genelleyebilirsin. Diyaloglarda geçen konuşmalar zaten temsilidir.
  • Başarıdan çok anlamlı bir yaşam açısından bakmak gerek bence bu örneklere, ve eğer bu açıdan bakarsak da iki yaklaşım da insanı mutlu etmeye yetmez. Hedeflerin doğru olması ve kendi doğrularının hedef olması belki bu durumu biraz daha kolaylaştırır, ama yine de yetersizdir. Elinizdeki hamurla yapabileceğinizin ne olduğunu bilip en fazla onu yapmak için uğraşmalı, daha fazlasını yapamadığınız için üzülmemeli ve elinizden geleni yapmadığınızda da daha az hamuru olanlara bakıp sevinmemelisiniz bence.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: iZCi_500


    quote:

    Orijinalden alıntı: köle

    Sanırım beni rahatsız eden başarının iş bulmak, aile kurmak ve karın doyurmakla eş tutulmasıdır. İki diyalog da bunun üzerinden gidiyor.


    Bunu farklı konulara da genelleyebilirsin. Diyaloglarda geçen konuşmalar zaten temsilidir.



    Senin merak ettiğin bir insanın düşüncelerine nasıl yaklaşılması gerektiği konusu mudur? Yoksa gerçek başarı nedir gibi bir soru mu.
  • tam olarak ikisi de iyi değil, arkadaşların da dediği gibi ikisinin karışımı iyi olabilir.

    ancak, ben ikinci diyaloğun ilkine nazaran daha doğru olduğunu düşünüyorum.

    bir insandan daha kötü durumda olanlar olabilir.
    tabiki onlara bakarak, durumu konusundaki karamsarlığı atabilir insan.

    bunun yanında, çok şükür diyerek ya da "hayırlısı" diyerek beklemekle de sorunlar çözülmez.
    insan her zaman iyiye gitmelidir, bu yükselme manasında değil, kendini geliştirme manasındadır.

    uygun zamanı dövünmek yerine fırsatları kovalayarak geçirmelidir.
  • İZCİ_500' ün sormak istediği belli. Her zaman (ya da genellikle) senden iyi olanları mı düşünmek iyidir yoksa kötü olanları mı?

    İkisinin de artı ve eksileri vardır. Nabza göre şerbet verilmelidir. Kişi umursamazlığından, uyuşukluğundan bu haldeyse, ve bu uyuşukluğun arkasında da başka sebepler yoksa, "aması maması yok!" denilebilir. Onun itirazını dinlemeden sözü kesilebilir, artık haketmiştir. Ancak kişi gerçekten çabaladığı halde bitmiş haldeyse, ona daha yukarılara bak demek onu daha kötü hissettirecektir. Onu rahatlatmak, sırtını sıvazlayıp güven vermek gerekir. Ülkede kriz olmuştur, onbinler kapı önüne koyulmuştur. Siz tutupta onu, hazır olmadığı rekabetlere sokmaya çalışır, başkalarıyla kıyaslamaya başlarsınız, özgüvenini yıkarsınız. Özgüveni yıkılmış bir insan zaten potansiyelinin de altında başarı gösterir.
  • Sağlıklı olmaya (toplumsal normlar itibariyle) yönelmeyip kendi egonuz ile oluşturduğunuz değerlerden daha sağlıklısı var ise, o da başka bir egodur Bulunduğumuz, bulunmaya çalıştığımız sağlıklı konum, irademizin elinde olup seçimlerimiz doğrultusunda mı şekilleniyor? Geçmişteki insan, insanları etkiler. Bir bebek-alışkanlık yarınki günlerin geçmişi olur. Bilimsel veya kültürel değerler (ele alınabilecek bir konu: sağlıklı olmak) farklı yerlerde veya zihinlerdeki farklı bebekler ile var olur. Hepimiz bebeğiz, geçmişin bebeklerinin geleceği esir aldığı gibi biz de maruz kaldığımızı uygulamaya ilerliyoruz. Abilerine karşı gelen bebekler de sağlıklı olur kimi zaman(Toplumsal anlamda). Bireysel olarak ise kusursuz varlıklardır bu bebekler.
  • ilki romantik, kaderci..

    ikincisi realist, mücadeleci..

    ---

    günümüz şartlarında her zaman 2.'si üstün gelir. (Bu da realist bir önermedir)
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Yeni Türkü

    İZCİ_500' ün sormak istediği belli. Her zaman (ya da genellikle) senden iyi olanları mı düşünmek iyidir yoksa kötü olanları mı?

    İkisinin de artı ve eksileri vardır. Nabza göre şerbet verilmelidir. Kişi umursamazlığından, uyuşukluğundan bu haldeyse, ve bu uyuşukluğun arkasında da başka sebepler yoksa, "aması maması yok!" denilebilir. Onun itirazını dinlemeden sözü kesilebilir, artık haketmiştir. Ancak kişi gerçekten çabaladığı halde bitmiş haldeyse, ona daha yukarılara bak demek onu daha kötü hissettirecektir. Onu rahatlatmak, sırtını sıvazlayıp güven vermek gerekir. Ülkede kriz olmuştur, onbinler kapı önüne koyulmuştur. Siz tutupta onu, hazır olmadığı rekabetlere sokmaya çalışır, başkalarıyla kıyaslamaya başlarsınız, özgüvenini yıkarsınız. Özgüveni yıkılmış bir insan zaten potansiyelinin de altında başarı gösterir.

    güzel bir konu, güzel bir yorum tamamıyle katılıyorum. yukarılara bakıp motive olmak başarıda şart, olmazsa olmaz bana göre. aksi takdirde kişi daima kendi yaptıklarını en iyisi olarak görüyor ve yerinde sayıyor, zamanla da meslekten soğuyor. bizde böyledir daima en başarılı yapımlara bakarız adamlar neler yapmışlar nasıl çekmişler seslendirme montaj kurgu, ışık nasıl kullanılmış vs vs ne gibi yenilikler katılmış hep inceleriz takip ederiz. yerli yabancı katalogları devamlı tararız, ne gibi tasarımlar var renk kullanımları, baskı teknikleri ne alemde devamlı inceleriz ki biz de kendimize yeni şeyler katabilelim.
    yoksa, "tamam cillop gibi oldu bundan iyisi şamdan kayısı" mantığı ile bir yere varılmaz. kendini kandırır durur, eleştirenleri de "beni anlayamıyor denyolar" şeklinde yaftalayıp tribe girer. senin aklına gelmeyen bir yenilik bir güzellik diğerinin aklına gelir ondan esinlenmek gerekir.

    terrence malick 'the thin red line' filmini çektiğinde bir çok yönetmen "aman yarabbi bu ne yau! bunun üzerine daha ne film çekeceksin? herif film olayını bitirmiş" diye zırladılar. ama oradan aldıkları tüyolarla çok çok güzel yapımlar ortaya koydular. onun titizliği, ışığı kullanımı (adam herkesi sette esir edip ikindinin son zamanlarında güneşin batma aşamasında sahne çekerdi), kamera açıları vs bir çoğu için 'okul' oldu.

    mesela hat sanatında da bu kuraldır. daima üstadların eserleri incelenir ve bunlar 'mektep' olarak vasıflandırılır. kendi yaptığını beğenen bir tane (eline kamışı alıp her yazanı hattat olarak vasfetmiyoruz tabi) hattat yoktur daima yazılarında hata ararlar ve üstadların yazılarını incelerler. keza müzehhibler de öyledir.




  • Bana göre 2. Diyalog doğrudur.
    Ben hedeflerimi hep yukarıya koyarım, benden üst olanları kendime hedef alırım ve böylece yükselirim.
    Ama kendimden alttakileri alırsam sadece yerimde sayarım.
    İdeallerim için yaşarım ama şükretmesini de bilirim.
    Zaten 2. diyaloğa doğru diyenler herzaman kazanıyor ve başarıyor. Amerika bunlar bize yeter deseydi bu kadar gelişirmiydi, yada biz halimize şükredelim ama hedeflerimizi de büyük tutalım deseydik bu haldemi olurduk.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Roohans

    Bana göre 2. Diyalog doğrudur.
    Ben hedeflerimi hep yukarıya koyarım, benden üst olanları kendime hedef alırım ve böylece yükselirim.
    Ama kendimden alttakileri alırsam sadece yerimde sayarım.
    İdeallerim için yaşarım ama şükretmesini de bilirim.
    Zaten 2. diyaloğa doğru diyenler herzaman kazanıyor ve başarıyor. Amerika bunlar bize yeter deseydi bu kadar gelişirmiydi, yada biz halimize şükredelim ama hedeflerimizi de büyük tutalım deseydik bu haldemi olurduk.

    Tek başına 2. diyalog doğru olamaz.Bence insan kendine ve ailesine yetecek birikimi yaptıktan sonra hayatın tadını çıkarabilmeli.Ölene kadar daha iyi daha iyi dersen kısacık ömrün sen hayatını yaşamadan bitiverir son yıllarınıda ben nerde hata yaptım diye düşünerek geçirirsin.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: nanaka9


    quote:

    Orijinalden alıntı: Roohans

    Bana göre 2. Diyalog doğrudur.
    Ben hedeflerimi hep yukarıya koyarım, benden üst olanları kendime hedef alırım ve böylece yükselirim.
    Ama kendimden alttakileri alırsam sadece yerimde sayarım.
    İdeallerim için yaşarım ama şükretmesini de bilirim.
    Zaten 2. diyaloğa doğru diyenler herzaman kazanıyor ve başarıyor. Amerika bunlar bize yeter deseydi bu kadar gelişirmiydi, yada biz halimize şükredelim ama hedeflerimizi de büyük tutalım deseydik bu haldemi olurduk.

    Tek başına 2. diyalog doğru olamaz.Bence insan kendine ve ailesine yetecek birikimi yaptıktan sonra hayatın tadını çıkarabilmeli.Ölene kadar daha iyi daha iyi dersen kısacık ömrün sen hayatını yaşamadan bitiverir son yıllarınıda ben nerde hata yaptım diye düşünerek geçirirsin.


    Belli bir yaşa kadar yükselmelisin, ondan sonra biraz durulmalısın tabikide.
    Ama hayatının büyük bölümünü yükselme hedefinde geçirdiğinden genel olarak bu kaideye bağlı kalmış oluyorsun. Bu yüzden 2. diyorum.




  • olmuş olaylar için 1. olmamış olaylar için 2. uygundur
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.