Şimdi Ara

Grafik Takimi

Bu Konudaki Kullanıcılar:
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
7
Cevap
0
Favori
667
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Kendimi gelistirebilecegim isi daha iyi ogrenebilecegim bi takım varmı



  • Okuluna gidemiyorsan bir matbaanın tasarım bölümünde ücretsiz çalış ondan iyisi olmaz. Takımla falan bir yere gelemezsin kardeş.
  • Bilgisayar şirketinde seo isi yapıyorum şuan gitmem zor

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • O zaman ben kurayım takım:) ne öğrenmek istiyorsunuz?
  • Sıfırdan

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 7. Bir işte en iyi olmak için ne kadar süreye ihtiyaç var?
    Yurt dışında yapılan birkaç araştırmada, kendi alanında çok iyi olan insanların, mesleklerinde bu ustalık seviyesine ulaşmadan önce en az 10.000 saat sırf o işe odaklı yaşadıklarını ortaya çıkarmıştır. Normal mesai saatleriyle yaklaşık beş yılı bulan bir süredir bu.

    8. Yeni bir alanda kariyer yapıyorum, çok şey veriyorum ama geri dönüş alamıyorum. Yanlış yolda mıyım, acele mi ediyorum?
    Yeni bir alanda kariyer yapıyorsanız, hayatınızın yaklaşık 10 yılını gözden çıkarmalısınız. ilk yıl 10 verseniz de, bir alabilirsiniz. İkinci yıl, yine 10 verirseniz, bu defa iki geri dönüş alırsınız. Üçüncü yıl 10 vermeye devam ederseniz, üç alırsız.

    Aradaki farklar aslında boşa gitmez, o alanda başarılı olunca, bir noktadan sonra bir verip on almaya başlayabilirsiniz. bu konuda akademik araştırmalar olmasa da, inanıyorum ki, bir insan 10 yıl oyunca bir alanda sürekli çaba gösterirse, o alanda gelebileceği yer, o kişinin o alandaki kapasitesini yeterince gösterir.
    http://www.muminsekman.com/mumin-sekman-basariyla-ilgili-sorularinizi-cevapladi.html

    Popstar'ın elbetteki alelade bir iş aramadan farkı var. Orada insanı kışkırtan faktör kısa yoldan şöhrete ve paraya kavuşmaktır. Kısa yoldan şöhreti ve parayı yakalayanların hayat hikâyeleri ekranları dolduruyor. Bu kışkırtıcı görüntüler genç dimağları kabiliyet ve donanıma bakılmaksızın harekete geçirmektedir.

    Söylenen şudur: "Bir şans işte, bakarsın yakalanır, bakarsın piyango bu defa bize çıkar".

    Bu yüzden değil midir ki, yılbaşı ikramiyesi dağıtan Milli Piyango biletleri kapışılıyor, toto, loto kuyrukları uzadıkça uzuyor.

    Genç beyinler bu telkinler altında uzun sürecek, çile çekilecek, ömür tüketilecek işler ve yollar yerine; kısa zamanda köşeyi dönmeye itiliyorlar.
    http://www.yenisafak.com.tr/arsiv/2004/mart/10/mkutlu.html

    Öğrenmek için gereken sabra sahip değil, çabuk sıkılıyor. Bu yüzden bilmiyor, bilemiyor fakat sürekli malumat biriktiriyor. Odaklanamıyor ama göz gezdiriyor. Düşünmüyor ama durmadan tartışıyor... Çok tanıdık, değil mi?
    http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/babaoglu/2014/02/23/pazar-notlari-nasiliz-iyi-miyiz

    "Demir leblebiyi yutmaya hazırlansınlar. Geleneksel sanatlarımız sabırla öğrenilir, sebatla tekâmül eder. Devir, demir leblebiyi çiğneme devri. Adam, sanatkâr kolay yetişmiyor. Günümüzde şöyle bir felsefe var: Hapı yap parayı kap. Bu anlayış külliyen yanlış. Herkes, kolay yoldan, zahmetsizce para kazanmak istiyor. Çalışan, işe başladıktan 3 ay sonra patronuna gidiyor, "zam" diyor. Sanatın ve zanaatın anahtarı çok çalışma, azim ve sabırdır."
    http://www.dunyabulteni.net/haber/229767/kusoglu-sanatta-hapi-yap-parayi-kap-anlayisina-yer-yok

    Sonuç:
    Bilgisayar teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte grafik tasarım, çok hızlı ve kolay uygulanan bir alana dönüşmüştür. Bu nedenle kısa bir süre içinde harika logolar tasarlanabileceği düşünülmektedir. Başarılı logolar ve kurumsal kimlikler yetenekli, bilgili ve deneyimli ekiplerin uzun süreli çalışmalarının ürünüdür.
    http://www.markam.com.tr/blog.html?durum=detay&icr=317

    "Uzaktan bakıldığında hikayenin sadece ana hatları öyle gözüküyor. Doğal olarak bu çok uzun bir koşu. Önemli olan size sunulan sınavları doğru geçmek için gösterdiğiniz efor. Bana Hollywood’dan teklif gelmeden önce NY’da 3 yıl boyunca Amerika’da yapılmış işlerden oluşan bir portfolyo oluşturabilmek için çok iş kovaladım. Bu 3 yılın ürünleri sonucunda pek çok insanı eleyip öne çıkıyorsunuz. Amerika Mendelin fasülyeleri gibi doğal seleksiyonun çok ağır olduğu bir ortam. Sanırım çok çalışmak ve hiçbir işi baştan savma yapmamak prensibi en önemlisi.

    Şunu samimiyetle söyleyebilirim ki çevremde hala benim kadar çok çalışan bir tasarımcı daha görmedim. Ofisimde benim için çalışanlar bile bana bunu söylüyor."
    http://www.bakdergisi.com/interviews/4/emrah-yucel

    Asla, ama asla iki dakikada hapşırır gibi çırpıştırılan bir şey değildi karikatür ve çizgi roman; o eğri büğrü çizgilerin ardında adanmış hayatlar vardı. Sokakları unutması gerekiyordu yeteneğine tutsak çizgi roman sanatçısının; bitmek bilmiyordu iş. Tam o haftanın (ya da günün) çizgilerini teslim ettim rahatladım derken, aklına bir sonraki günün (ya da haftanın) sorumluluğu geliyor ve huzur falan kalmıyordu.

    Mozart'ın bestelerine, Yahya Kemal'in, Nazım'ın şiirlerine (hatta budalalık katsayın müsaitse) Picasso'nun resimlerine baktığında "bunu ben de yapabilirim" duygusuna kapılırsın. Beatles'ın besteleri de bu duyguyu verir insana; çünkü yalındır. Karikatür de aynı duyguyu verir; o kadar az şey vardır ki orada, sanatçı mürekkebi savurmuş, kağıdın üzerinde karikatür hasıl olmuş sanırsın.

    Yok mu sahiden böyle yapanlar? Olmaz olur mu? Sürüyle.
    http://derkenar.com/yazar/necdet-sen+noolucak-ki-canim-iki-dakikada-cizersin

    Keri: Türkiye’deki fanlarınıza ve FRPNET okurlarına bir tavsiyeniz var mı? Özellikle size özenen genç çizerler için...

    Todd Lockwood: Evet, sitemdeki Sıkça Sorulan Sorular kısmını okuyun. Bir dolu tavsiyeyle dolu. Belki genç çizerler için onları çevirebilirsiniz. Ama kısaca şöyle:

    Yaşamınızdan çizin, kafanızdan değil. Her profesyonel referans kullanır.

    Her şeyi inceleyin – din, mitoloji, ışık, jeoloji, biyoloji, anatomi, sosyoloji, astroloji, evrim, paleontoloji… Her şeyi! Evren devasa, büyüleyici bir yer. Sakın tek bir köşesine sıkışmayın– oradan çıkın ve keşfedin!

    Dersler alın, her zaman profesyonellerle tanışın, eleştirilere açık olun, çalışmalarınızı paylaşın, eleştirileri kabul edin ve her parçadan daha iyi sonuç almak için uğraşın.

    Google’a “Loomis Creative Illustration” yazın ve kitabı indirin. Kitap İngilizce ama paha biçilemez. Tanıdığım tüm profesyoneller bu kitaba büyük saygı duyar.

    Sakın pes etmeyin.
    http://frpnet.net/roportajlar/todd-lockwood-roportaji

    “İlk iş bence, iyi temel metin dizgi kurallarını öğrenmek ve sonra da deneysel işlerle başlamak olmalıdır. Biraz saçma geliyor biliyorum ama, bazı şeyleri değiştirmek için heves ve arzu yanında, karşı gelinecek kurallar hakkında da bilgi sahibi olunması gerekir.

    İlk aşamada harf formlarının yapıları hakkında bilgi gerekir. İnsanlar en azından yazı karakterlerinin mödülerliğiyle ya da onları filtrelerden geçirmekle uğraşmaktansa, tırnaklı harf tasarımının çeşitliliğini ve zorluklarını anlasalar, benzer yazı karakterlerinin birçoğu zaten yok olur.

    Eleştirel farkındalık kadar önemli olan bir diğer unsur, kişinin kendi disiplininin ve tarihin içerisinde nerede bulunduğunun bilincidir. Bu üç şey, en azından tipografinin karmaşıklığını anlamak ve yenilikçi olabilecek işler için gerekli olan parametreleri sağlayacaktır.

    Sanki problemin bir bölümü, artık üniversitelerin tipografinin temellerini öğretmeyi unutmuş olmasından kaynaklanıyor. Eğitmenler mi korkuyor, yoksa öğrenciler mi öğrenemeyecek kadar tembel bilmiyorum. Gösterişli tipografiler yapmış ama yanındaki açıklama yazısının dizgisiyle uğraşmamış birçok insanın portfolyosunu gördüm. Bu benim için, bütün işin anlamını yitirmesine sebep oluyor.”
    Jonathan Barnbrook (Grafik tasarımcı - Font tasarımcısı)
    http://www.virusfonts.com/

    TEMEL YAZI / TİPOGRAFİ BİLGİSİ
    http://www.thinkingwithtype.com/contents/letter/#Anatomy
    http://creativepro.com/files/story_images/20120201_anatomy_of_a_character.pdf
    http://editorial.designtaxi.com/news-mensroom0605/big.jpg
    http://www.logomotive.net/terminology-of-a-letterform/#more-78

    Ayrıca:
    http://forum.donanimhaber.com/m_96220213/f_//tm.htm#96257338



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi okuryazarcizer -- 22 Ağustos 2014; 15:01:09 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: okuryazarcizer

    7. Bir işte en iyi olmak için ne kadar süreye ihtiyaç var?
    Yurt dışında yapılan birkaç araştırmada, kendi alanında çok iyi olan insanların, mesleklerinde bu ustalık seviyesine ulaşmadan önce en az 10.000 saat sırf o işe odaklı yaşadıklarını ortaya çıkarmıştır. Normal mesai saatleriyle yaklaşık beş yılı bulan bir süredir bu.

    8. Yeni bir alanda kariyer yapıyorum, çok şey veriyorum ama geri dönüş alamıyorum. Yanlış yolda mıyım, acele mi ediyorum?
    Yeni bir alanda kariyer yapıyorsanız, hayatınızın yaklaşık 10 yılını gözden çıkarmalısınız. ilk yıl 10 verseniz de, bir alabilirsiniz. İkinci yıl, yine 10 verirseniz, bu defa iki geri dönüş alırsınız. Üçüncü yıl 10 vermeye devam ederseniz, üç alırsız.

    Aradaki farklar aslında boşa gitmez, o alanda başarılı olunca, bir noktadan sonra bir verip on almaya başlayabilirsiniz. bu konuda akademik araştırmalar olmasa da, inanıyorum ki, bir insan 10 yıl oyunca bir alanda sürekli çaba gösterirse, o alanda gelebileceği yer, o kişinin o alandaki kapasitesini yeterince gösterir.
    http://www.muminsekman.com/mumin-sekman-basariyla-ilgili-sorularinizi-cevapladi.html

    Popstar'ın elbetteki alelade bir iş aramadan farkı var. Orada insanı kışkırtan faktör kısa yoldan şöhrete ve paraya kavuşmaktır. Kısa yoldan şöhreti ve parayı yakalayanların hayat hikâyeleri ekranları dolduruyor. Bu kışkırtıcı görüntüler genç dimağları kabiliyet ve donanıma bakılmaksızın harekete geçirmektedir.

    Söylenen şudur: "Bir şans işte, bakarsın yakalanır, bakarsın piyango bu defa bize çıkar".

    Bu yüzden değil midir ki, yılbaşı ikramiyesi dağıtan Milli Piyango biletleri kapışılıyor, toto, loto kuyrukları uzadıkça uzuyor.

    Genç beyinler bu telkinler altında uzun sürecek, çile çekilecek, ömür tüketilecek işler ve yollar yerine; kısa zamanda köşeyi dönmeye itiliyorlar.
    http://yenisafak.com.tr/arsiv/2004/mart/10/mkutlu.html

    Öğrenmek için gereken sabra sahip değil, çabuk sıkılıyor. Bu yüzden bilmiyor, bilemiyor fakat sürekli malumat biriktiriyor. Odaklanamıyor ama göz gezdiriyor. Düşünmüyor ama durmadan tartışıyor... Çok tanıdık, değil mi?
    http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/babaoglu/2014/02/23/pazar-notlari-nasiliz-iyi-miyiz

    "Demir leblebiyi yutmaya hazırlansınlar. Geleneksel sanatlarımız sabırla öğrenilir, sebatla tekâmül eder. Devir, demir leblebiyi çiğneme devri. Adam, sanatkâr kolay yetişmiyor. Günümüzde şöyle bir felsefe var: Hapı yap parayı kap. Bu anlayış külliyen yanlış. Herkes, kolay yoldan, zahmetsizce para kazanmak istiyor. Çalışan, işe başladıktan 3 ay sonra patronuna gidiyor, "zam" diyor. Sanatın ve zanaatın anahtarı çok çalışma, azim ve sabırdır."
    http://www.dunyabulteni.net/haber/229767/kusoglu-sanatta-hapi-yap-parayi-kap-anlayisina-yer-yok

    Sonuç:
    Bilgisayar teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte grafik tasarım, çok hızlı ve kolay uygulanan bir alana dönüşmüştür. Bu nedenle kısa bir süre içinde harika logolar tasarlanabileceği düşünülmektedir. Başarılı logolar ve kurumsal kimlikler yetenekli, bilgili ve deneyimli ekiplerin uzun süreli çalışmalarının ürünüdür.
    http://www.markam.com.tr/blog.html?durum=detay&icr=317

    "Uzaktan bakıldığında hikayenin sadece ana hatları öyle gözüküyor. Doğal olarak bu çok uzun bir koşu. Önemli olan size sunulan sınavları doğru geçmek için gösterdiğiniz efor. Bana Hollywood’dan teklif gelmeden önce NY’da 3 yıl boyunca Amerika’da yapılmış işlerden oluşan bir portfolyo oluşturabilmek için çok iş kovaladım. Bu 3 yılın ürünleri sonucunda pek çok insanı eleyip öne çıkıyorsunuz. Amerika Mendelin fasülyeleri gibi doğal seleksiyonun çok ağır olduğu bir ortam. Sanırım çok çalışmak ve hiçbir işi baştan savma yapmamak prensibi en önemlisi.

    Şunu samimiyetle söyleyebilirim ki çevremde hala benim kadar çok çalışan bir tasarımcı daha görmedim. Ofisimde benim için çalışanlar bile bana bunu söylüyor."
    http://www.bakdergisi.com/interviews/4/emrah-yucel

    Asla, ama asla iki dakikada hapşırır gibi çırpıştırılan bir şey değildi karikatür ve çizgi roman; o eğri büğrü çizgilerin ardında adanmış hayatlar vardı. Sokakları unutması gerekiyordu yeteneğine tutsak çizgi roman sanatçısının; bitmek bilmiyordu iş. Tam o haftanın (ya da günün) çizgilerini teslim ettim rahatladım derken, aklına bir sonraki günün (ya da haftanın) sorumluluğu geliyor ve huzur falan kalmıyordu.

    Mozart'ın bestelerine, Yahya Kemal'in, Nazım'ın şiirlerine (hatta budalalık katsayın müsaitse) Picasso'nun resimlerine baktığında "bunu ben de yapabilirim" duygusuna kapılırsın. Beatles'ın besteleri de bu duyguyu verir insana; çünkü yalındır. Karikatür de aynı duyguyu verir; o kadar az şey vardır ki orada, sanatçı mürekkebi savurmuş, kağıdın üzerinde karikatür hasıl olmuş sanırsın.

    Yok mu sahiden böyle yapanlar? Olmaz olur mu? Sürüyle.
    http://derkenar.com/yazar/necdet-sen+noolucak-ki-canim-iki-dakikada-cizersin

    Keri: Türkiye’deki fanlarınıza ve FRPNET okurlarına bir tavsiyeniz var mı? Özellikle size özenen genç çizerler için...

    Todd Lockwood: Evet, sitemdeki Sıkça Sorulan Sorular kısmını okuyun. Bir dolu tavsiyeyle dolu. Belki genç çizerler için onları çevirebilirsiniz. Ama kısaca şöyle:

    Yaşamınızdan çizin, kafanızdan değil. Her profesyonel referans kullanır.

    Her şeyi inceleyin – din, mitoloji, ışık, jeoloji, biyoloji, anatomi, sosyoloji, astroloji, evrim, paleontoloji… Her şeyi! Evren devasa, büyüleyici bir yer. Sakın tek bir köşesine sıkışmayın– oradan çıkın ve keşfedin!

    Dersler alın, her zaman profesyonellerle tanışın, eleştirilere açık olun, çalışmalarınızı paylaşın, eleştirileri kabul edin ve her parçadan daha iyi sonuç almak için uğraşın.

    Google’a “Loomis Creative Illustration”” yazın ve kitabı indirin. Kitap İngilizce ama paha biçilemez. Tanıdığım tüm profesyoneller bu kitaba büyük saygı duyar.

    Sakın pes etmeyin.
    http://frpnet.net/roportajlar/todd-lockwood-roportaji

    “İlk iş bence, iyi temel metin dizgi kurallarını öğrenmek ve sonra da deneysel işlerle başlamak olmalıdır. Biraz saçma geliyor biliyorum ama, bazı şeyleri değiştirmek için heves ve arzu yanında, karşı gelinecek kurallar hakkında da bilgi sahibi olunması gerekir.

    İlk aşamada harf formlarının yapıları hakkında bilgi gerekir. İnsanlar en azından yazı karakterlerinin mödülerliğiyle ya da onları filtrelerden geçirmekle uğraşmaktansa, tırnaklı harf tasarımının çeşitliliğini ve zorluklarını anlasalar, benzer yazı karakterlerinin birçoğu zaten yok olur.

    Eleştirel farkındalık kadar önemli olan bir diğer unsur, kişinin kendi disiplininin ve tarihin içerisinde nerede bulunduğunun bilincidir. Bu üç şey, en azından tipografinin karmaşıklığını anlamak ve yenilikçi olabilecek işler için gerekli olan parametreleri sağlayacaktır.

    Sanki problemin bir bölümü, artık üniversitelerin tipografinin temellerini öğretmeyi unutmuş olmasından kaynaklanıyor. Eğitmenler mi korkuyor, yoksa öğrenciler mi öğrenemeyecek kadar tembel bilmiyorum. Gösterişli tipografiler yapmış ama yanındaki açıklama yazısının dizgisiyle uğraşmamış birçok insanın portfolyosunu gördüm. Bu benim için, bütün işin anlamını yitirmesine sebep oluyor.”
    Jonathan Barnbrook (Grafik tasarımcı - Font tasarımcısı)
    http://www.virusfonts.com/
    TEMEL YAZI / TİPOGRAFİ BİLGİSİ
    http://www.thinkingwithtype.com/contents/letter/#Anatomy
    http://creativepro.com/files/story_images/20120201_anatomy_of_a_character.pdf
    http://editorial.designtaxi.com/news-mensroom0605/big.jpg
    http://www.logomotive.net/terminology-of-a-letterform/#more-78

    Ayrıca:
    http://forum.donanimhaber.com/m_96220213/f_//tm.htm#96257338



    Çok saolun hocam

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.