Ford Mustang 1997 4.6GT yi gunluk kullanabilir miyim ? Amerikancilar buraya

Yanıt vereyim.

1) Günlük kullanılır mı?

Gayet de kullanılır. 4.5 yıldır günlük kullanıyorum. Tek sıkıntısı, kullanması biraz yoran bir araçtır, sürekli trafiğe gireceksen, yorulursun.

Fakat, pek çok Mustang sahibi, üreticiden iyi biliyormuş gibi, kısa yay takıp aracı yere yaklaştırıyor. Mustang yerden yüksek bir araçtır ve öyle kullanılmalıdır.

2) Çok masraf çıkarır mı?

Alacağın araç bakımlı mı, yoksa 25 senedir ağır parçalar hiç değişmemiş mi? Bakımlı ise, masraf çıkarmaz. Bilakis bakımı, parçası çok ucuzdur. Ama ABD'den parçayı kendin getirmelisin. O da çok zor değil.

Bakımsız ucuz araç toplayacaksan, o zaman bütçene göre bir süre sıkıntı çekersin. Zaman zaman yolda da bırakabilir. Ama aracı tamamladığında, hiç bir problem kalmadan kullanırsın.

Açıkçası, toplandıktan sonra problem çıkarma oranı, şu anki sıfır araçlardan az diyebilirim.

3) Motoru ısıtması uzun mu sürer?

Çok soğuk havada değilseniz, kontağı açın, 60 saniye çalışsın, sonra ise motor ısınana kadar gazlamadan sakince gidin. Yolda ısıtmak daha iyidir. Tüm araçlar için de bu geçerlidir.

Bilakis bu motorlar büyüktür ve çektiği yüke göre aldığı stres azdır.

4) 220 beygir ne? Çok az?

Toplumumuz otomobilleri BEYGİR ile ölçüyor. Halbuki aslolan TORK'tur. Bu 220 beygir diye beğenilmeyen araç, 1700 kiloya yakın ve o ağırlıkla 235 Km/Saat'e çıkabiliyor. Üstelik bu hızda hararet yapmaz. 2.0 arabadan 220 beygir alıp, yolda hararet yapan, turbo patlatan, 100.000'de motoru bitiren çoktur.

Zannedilenden kuvvetli bir araçtır.

Esas gücünü ise YOKUŞ YUKARI görürsünüz. 2.0 300 beygir araçlar, sağlam bir yokuşta ıkınıp tıkınmaya başlarken, Mustang hepsini geride bırakır.

5) Mustang iyi araba değil!

Bunu hiç kullanmamış kişiler söyler. Bilakis Mustang iyi bir otomobildir. Fakat, Mustang, maliyetleri şişirmeden üretilmiş bir spor araçtır.

Ne gibi?

Sıfır 1.2 tenekelerin parça fiyatına yedek parça alırsın. Bir kere taktığın parça, uzun süre dayanır.

Mustang, günlük kullan diye üretilmiş bir otomobildir. Hem büyük motor olsun, hem motor basit olsun, hem de günlük bin diye.

6) Tek araç olmalı mı?

Aslına bakarsan, tek araç olmasında pek bir sıkıntı yok. Fakat ülke Türkiye. Abuk bir yere gidip, yolun kenarına bırakacaksan, aracını çizerler, üstüne izmarit atarlar, araçla oynarlar...vb.

O nedenle, yanına bir de Focus 1 çekebilirsin.

7) Yağmurda, Karda sıkıntı olur mu?

Mustang, en düşük maliyetle, direksiyonu iyi olan, aracın mekanik olmasını isteyen ve düşük işletim maliyeti isteyen kullanıcılar için üretilmiştir.

1994-1998 bandında antipatinaj yoktur. Kontrol tamamen sendedir. Üstelik gaz ve debriyaj halatlıdır. Yani direkt motor ve şanzıman ayaklarına mekanik olarak bağlıdır. Fren sistemi de hidroliktir ve elektrikli değildir. Direksiyon da keza hidroliktir ve elektrikli değildir.

Yani, araçta ESP sensin. Eğer direksiyonun kötüyse, aracı çarparsın. Yetenekliysen çarpmazsın.

Ben Heel&Toe bilmiyorum. Kontra otomatik veriyorum zaten, direksiyonun iyiyse sen de verirsin. Henüz kazam yok. Ama defalarca kontrolden çıktım ilk yıllar, fakat topladım. (Bir tanesi buz tutmuş yol üstünde, tam 4 hamlede topladım. Yanımdaki arkadaş buz kesti. Hızımız 100 Km idi.)

Fakat, bu bahsettiğim MOTOR TORKU ile alakalı. Yoksa, aracın yol tutuşu çok çok iyidir. Bu araçlarda sıkıntı, torku fazla kaçırırsan olur. Gidip yağmurda 6000 devir çevirirsen 4600 motorla, bir yerde aracın kıçı döner tabii. Veya, normal havada gazı kökledin ama aracın kıçı savuruyorsa, gaz kesip vites değiştirmez veyaz gazı azaltmazsan, elbette bariyeri görebilirsin. Çünkü kontrol sende. Bu araç bir AT. Sen de ata biniyorsun. Herkes binemez.

Yol tutuşla ilgili merak edenlere gelsin, benim aracın arkasında tam 4 tane süspansiyon var. Altta 2 viraj demiri. Üstte de 1 tane var. GT'lerde biraz daha az, ama 220 beygir için yeterlidir.

Bütün bunları, resmen hurdadan Mustang toplamış, çok sıkıntısını çekmiş, ama 2 senedir önemli bir sorun olmadan yürüten birisi olarak yazdım.

Fakat en önemlisi, aracı alacaksın, direksiyona geçeceksin. Araç sana kendisini anlatacak. Kimisi 1 ay sonra satmaya kalkar. Kimisi de ömür boyu satmak istemez.

Son olarak... 220 beygiri beğenmeyen arkadaşlar, bu aracın sürücüsünün tepesi atarsa, 2 tonluk minibüsü önüne katıp sürükleyebileceğini de öğrensinler. Dedim ya; TORK > BEYGİR .

Forumda herhangi bir konuya en açıklayıcı şekilde yazılmış cevap olabilir :D

hayaliniz ise bence yapın hangi şehirde iseniz biraz araştırın servis ve usta boyutunu..

yedek parça zaten amerikadan getirtebilirsiniz en kötüsü..

bir iki senede parçası bulunmayan reno arabasından daha sorunsuzdur emin olun..

Tork beygirden önemlidir açıklamasına katılmıyorum ama geri kalanları gayet güzel olmuş.

Sizin anlatmak istediğiniz zannedersem alt devirlerde gelen (torkun sayesinde) yüksek beygir gücü ve bu gücü zorlanmadan, fazla yüke girmeden üretebilen motorun durumu.

aldımı acaba

Güzel araç kazasız belasız kullanın ancak "TORK>BEYGİR" katılmıyorum.

Çok güzel bir inceleme olmuş, keyifle okudum fakat tork-beygir olayını biraz açıklamak istedim.

Öncelikle tork değeri yanında devir bilgisi olmadan hiç bir şey ifade etmez. Aynı şekilde beygir gücü de. Çünkü bu ikisi (tork ve beygir) birbirine fiziksel olarak devir sayısı çarpanı ile bağlıdır.

Arabayı yolda ilerleten, hızlandıran nihai şey beygir gücüdür. Beygir gücü de motorun o andaki devri ve o devirde ürettiği tork miktarına bağlıdır. Dolayısıyla evet araçları beygir güçleri ile kıyaslamak bu açıdan doğru bir hareket, ama yanında devir bilgisinin verilmesi şartıyla.

Fosil yakıtlı motorların kabaca 2-3 farklı güç karakteri vardır. Birisi düşük devirde gelen tork; öbürü yüksek devirde gelen tork. Düşük devirde gelen tork'a turbodizel motorlar örnek verilebilir, bu araçlarda ilk bir kaç bin devir uçuyor gibi hissedersiniz ama 3000-3500 devirden sonra devamı gelmez. Alt devirlerde çok iyi gider çünkü o devirlerde ürettiği yüksek torku sayesinde, devir çevirmesine gerek kalmadan güç üretebilir. ("tork x RPM = beygir gücü" denkleminde tork yüksek, RPM düşük)

Yüksek devirde gelen tork da çoğunlukla düşük hacim atmosferiklerde olan bir şey (1.6 gibi), bu araçlar alt devirlerde ölü hissettirir çünkü nispeten zayıf tork üretirler. Hatta üst devirlere çıkıldığında da aynı sikletteki turbodizel'lerden daha düşük torka sahiptir. Ama bu motorlar devirden kazanır, zayıf torklarına rağmen 6500-7000 hatta 8000 devir çevirip güç üretirler. ("tork x RPM = beygir gücü" denkleminde tork düşük, RPM yüksek)

Örneklemek gerekirse, 110 beygirlik bir turbodizel motor ile 110 beygirlik bir atmosferik benzinli motor aynı gücü üretir; aralarındaki fark birisi bunu 2000-3000 devirde verirken öbürü 6000 devirde falan verir. Turbodizel hemen uçuş moduna geçer çünkü bütün gücü bir kaç binlik bir devir aralığında size sunabilir. Atmosferik ise tam tersine gücü, devir çevirdikçe artan bir eğriye yayar, dolayısıyla aynı gücü alabilmek için yüksek devirlere çıkmak gerekir.

Bir de 3. bir güç karakteri var ki burada bahsi geçen konuya daha uyum sağlıyor. Yüksek hacim atmosferikler (2 litre üstü) ve downsized olmayan turbo/supercharger'lı benzinliler.

Bu motorlar hacimleri sayesinde neredeyse her devir aralığında kayda değer bir güç üretirler. Aralarında şöyle ince bir fark vardır. Hacimli atmosferik motor tabiri caizse kendi kas gücüyle düşük devirlerde bile güzel bir tork üretir. Turbo benzinlilerde ise o torku alabilmek için turbo kullanılır (turbo da aslında düşük hacimli motoru, yüksek hacimli motor gibi çalıştırmaya yarar işin özünde). Turbonun yapısı gereği her devirde gerekli basıncı üretemez bu sebeple bu tür motorlarda ölü noktalar vardır, turbo basıncı o devirlerde yeterli olmadığı için pek bir güç üretemez motor (istisnalar elbette var). Atmosferik ise eğer mühendisliği güzel yapılmışsa rölanti devrinden redline'a kadar pürüzsüz şekilde artan bir tork üretir, bu da kullanımda oldukça keyifli bir his yaratır. Bir de buna V8 homurtusu da ekleyince sizin araçta olduğu gibi, tarif etmeye gerek yok zaten.

Yani olayın temelinde, yokuş yukarı dahi olsa sizin araçla aynı ağırlığa ve aynı güce sahip bir turbodizel veya turbo benzinli araç, sizin araçla aynı performansı verecektir.

Fakat pratikte durum biraz farklı. Çünkü turbo beslemeli motor, sıkıştırılmış motordur. Sıkıştırılmış motora uzun süre yük bindirdiğinizde araç kendini korumak adına bazı önlemler alır. Silindir içi sıcaklığı düşürmek için gerekenden fazla benzin püskürtür; eğer dış hava çok sıcaksa motor vuruntu yapmasın diye avans kısar vs. Bunlar hem güçten hem de yakıt tüketiminden çalar.

Aynı gücü atmosferikten veya turbolu motordan almanın en büyük farklarından birisi bu işte. Atmosferik o gücü 7/24 canını alsanız bile verir, yokuşa 200 beygirle girer 200 beygirle çıkarsınız. Fakat turboda işler karışabilir. Sıcak bir günde, aracı uzun yoldan sıkıştıra sıkıştıra gelmişseniz bir de, 200 beygirle girdiğiniz yokuşu 180 beygirle bitirmeniz işten bile değil.

En nihayetinde yine şu söze geliyoruz; there's no replacement for displacement .

Doğrudur da, pratikte atmosferik motor daha avantajlı.

500 beygire modifiye edilmiş bir Hamann ile kafa kafaya gidince, aracın sahibi çok bozulmuştu. Çünkü, turbosu şişiyordu bir noktada.

Turbo besleme bir motorda, herhangi bir sıkıntı yaşarsanız, başınıza büyük masraf açılır. Dolayısıyla, en iyisi büyük motor ve atmosferik kullanmaktır.

Yağmur konusunda güncelleme yapayım, Mustang'ler ile ıslak zeminde asla basmamak lazım. 2500 devirde kontrolden çıkabildiğini de gördük. Çok güçlü. Islak zemin için fazla güçlü.

Çeşitli arıza tecrübeleri yaşadım. Mesela, devir daim pompası patlak şekilde 3 ay yürüdü. (Pandemiye denk geldik. Parça getiremedik.) Turbo bir araçla, motor suyu boşalmış halde yürüyün bakalım? Elinize alırsınız. (Pompa 25 yaşında şehit oldu. İyi dayanmış yine.)

Fakat en önemlisi, aracınızı cidden sevmeniz gerekiyor. Alayım da, 2 sene takılır satarım aracı değil. Satamazsınız. Elinizde kalır. Çünkü bizim millet anlamaz bunlardan. Ayrıca kullanamazlar da.

Günlük kullanım için, açık diferansiyelli 3.8 olanları öneririm. Açık diferansiyel, yağmur ve karda kontrolsüz gitmiyor. Hatta, uygun diferansiyel bulursam, ben de LSD'yi dönüştüreceğim. Pist dışında tamamen gereksiz ve yolda cidden tehlikeli.

Mustang almak için en önemli gereksinim İNGİLİZCE. Bu yoksa, zengin iseniz, yine sorun yok. Zengin değilseniz, İngilizce ve tüm parçalarınızı kendinizin bizzat sipariş etmeniz şart.

Bir trafik tartışmasında, geri vitese takmış, bize vuran 2.5 tonluk bir minibüsü önümüze kattığımız gibi sürükledik. Turbo araçla bunu yaparsanız, motora ciddi yük bindirirsiniz.

6 senedir motor ve şanzıman sorunu yaşamadık. Biraz yağ yakıyordu, hala yağ yakıyor biraz. Ancak performans mükemmel. Biz de açmadık motoru.

Bu arada, dünyanın en güçlü manuel vites aracı, bir Mustang'dir. Yani, manuel seviyorsanız, otoban kuşu araçlar hoşunuza gidiyorsa, Mustang'in pek alternatifi yok.

Yalnız, özellikle yağmur ortamında, kullanmak işkenceye dönüyor ve görüşü çok bozuluyor aracın. Yağmurda başka araca binmek lazım.