Şimdi Ara

Dunk ile Egg'in Hikayeleri, George R.R Martin'den (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
7 Misafir - 7 Masaüstü
5 sn
251
Cevap
42
Favori
34.381
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
6 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Ellerinize sağlık, çok güzel bir proje olmuş. Kitapları bitirdiğim gibi başlayacağım. Zaten sayfalar kısa her gün bir hikayenin tadına bakarım. Teşekkürler :)
  • Emeginize saglik gercekten mukemmel bir proje olmus yalniz 3. Bolumun epub'unu da bekliyoruz 1 aydir

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Deve Katili

    Emeginize saglik gercekten mukemmel bir proje olmus yalniz 3. Bolumun epub'unu da bekliyoruz 1 aydir

    Dostum onu düzenleyecek arkadaş vardı ama sesi çıkmadı epeydir, tekrar bir mesaj atarım ona bakalım ne zaman düzenleyebiliyormuş e-pub olarak.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Cypon

    quote:

    Orijinalden alıntı: Deve Katili

    Emeginize saglik gercekten mukemmel bir proje olmus yalniz 3. Bolumun epub'unu da bekliyoruz 1 aydir

    Dostum onu düzenleyecek arkadaş vardı ama sesi çıkmadı epeydir, tekrar bir mesaj atarım ona bakalım ne zaman düzenleyebiliyormuş e-pub olarak.

    Anladim hocam saolun

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Düzenleyecek arkadaş ben değilim :) Ama kendim için Gizemli şövalye pdf formatını mobi ve epub formatına çevirmiştim. Ben mobi formatında okudum, umarım epub'ta da sorun yoktur.


    epub:

    http://dosya.altervista.org/download.php?file=9e0c79b49f1564b16ba9e503e47a69c7

    mobi:

    http://dosya.altervista.org/download.php?file=d602b31c4ae2990a3ade06c000dc5932




  • quote:

    Orijinalden alıntı: ßohemian

    Düzenleyecek arkadaş ben değilim :) Ama kendim için Gizemli şövalye pdf formatını mobi ve epub formatına çevirmiştim. Ben mobi formatında okudum, umarım epub'ta da sorun yoktur.


    epub:

    http://dosya.altervista.org/download.php?file=9e0c79b49f1564b16ba9e503e47a69c7

    mobi:

    http://dosya.altervista.org/download.php?file=d602b31c4ae2990a3ade06c000dc5932

    Dostum ellerine sağlık. Mobi de sorun yok diyorsan ekliyorum ilk mesaja. Ancak e-pub'da sayfalar arası çizgilenme oluyor, onu düzeltebilme şansın var mı?




  • Cypon kullanıcısına yanıt
    O çizgilenmeler orjinal pdf'teki figür ve çizgilerden kaynaklanıyor. Mobi'de de aynı sorun var. Daha iyi biri el atana kadar bununla idare edebiliriz. Ama ilk mesaja atmana şimdilik gerek yok bence.
  • Wheel arkadaşımız sağ olsun, Gizemli Şövalye'nin mobi ve e-pub versiyonlarını düzenlemekle kalmamış, ilk iki kitabın mobi ve e-pub versiyonlarını da düzeltmiş. Ellerine sağlık dostum.

    Linkler ilk mesaja eklendi arkadaşlar iyi okumalar.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Cypon -- 13 Nisan 2014; 16:04:41 >
  • Dunk ile Egg hakkında yeni gelişmeler var.

    Bildiğimiz üzere Martin, ilk üç hikayeyi yayınladı ve dördüncü hikayeyi bitirmesine rağmen hala yayınlamamakta diretiyor. Ancak buna rağmen Martin'in kendi blogundan yapılan açıklamaya göre, Martin beşinci hikayenin nerede ve nasıl geçeceğini aklında tasarlamış durumda. Bloga göre beşinci hikayenin adı ''The Village Hero'' yani ''Köyün Kahramanı'' olacak ve Nehirova bölgesinde geçecek.

    Yeni hikaye hakkında söylenenler şunlar;


    Söylenenlere göre yeni hikaye Duncan ile Egg'in, Nehirova'da bulunan merhum Sör Arlan'ın memleketi olan Pennytree kasabasında yaşadıklarını konu alacak. Beşinci kitabı okuyan arkadaşlar hatırlarlarsa, malum bir karakter Pennytree yanından geçerken, kasabanın yaklaşık 100 yıldır bölgede egemenliği olan Bracken ve Blackwood lordlarına değil de direkt olarak krallığa bağlı bir toprak olduğunu öğreniyordu. Yeni hikaye kasabanın nasıl kral toprağına dönüştüğünü ve bu dönüşümde Dunk ile Egg'in nasıl bir payı olduğunu anlatabilir.


    Bunun yanında ''Yedi Krallıktan bir Şövalye'' adlı içinde ilk üç hikayenin, Martin tarafından serpiştirilmiş özel notların ve ünlü çizer Gary Gianni'nin çizimleri ile süslenmiş koleksiyon kitabının da 2015 yılında çıkacağı söyleniyor.




  • Cypon kullanıcısına yanıt
    Hocam pdf formatlarına ulaşamıyorum.Bi sıkıntı var sanırım kontrol eder misiniz acaba?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: by-ko

    Hocam pdf formatlarına ulaşamıyorum.Bi sıkıntı var sanırım kontrol eder misiniz acaba?

    Dropbox'ta sıkıntı var sanırım, pdfleri kabul etmiyor. Ben de Google Drive'a yükledim ancak, Opera'da açılmıyor, Chrome ile denenmesi lazım. Chrome ile açıldığında sol üst köşeden ''dosya'' deyip, ''kaydet'' dememiz gerekiyor indirmek için.

    Edit: pdf dosyaları winrar ile arşivleyip yükleyince dropbox kabul etti. Direkt indirebilirsiniz artık hikayeleri.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Cypon -- 7 Mayıs 2014; 0:10:22 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Cypon

    quote:

    Orijinalden alıntı: by-ko

    Hocam pdf formatlarına ulaşamıyorum.Bi sıkıntı var sanırım kontrol eder misiniz acaba?

    Dropbox'ta sıkıntı var sanırım, pdfleri kabul etmiyor. Ben de Google Drive'a yükledim ancak, Opera'da açılmıyor, Chrome ile denenmesi lazım. Chrome ile açıldığında sol üst köşeden ''dosya'' deyip, ''kaydet'' dememiz gerekiyor indirmek için.

    Edit: pdf dosyaları winrar ile arşivleyip yükleyince dropbox kabul etti. Direkt indirebilirsiniz artık hikayeleri.

    Hocam sağolun düzenleme için.
    İlk kitabı bitirdim.İkincisinde de yarıya kadar geldim ama işe gideceğim için akşam devam edicem.
    Çeviriler çok iyi olmuş ve aynı Orta Dünyadaki Hobbit gibi bunlarda ana hikayeden esintiler veren daha akıcı hikayeler.Gerçekten hoşuma gitti.




  • Elinize sağlık çeviri için hikayeler baya güzel keşke devamı da çıksa

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • indirdim.
  • İndirdim emeğiniz için tşk ederim.
  • elinize sağlık
  • Arkadaşlar çoğunuz biliyordur, bu ayın 28'inde George R.R. Martin'in yeni kitabı ''World of Ice and Fire'', yani ''Buz ve Ateşin Dünyası'' yayınlanacak. Kitap yaklaşık 300 sayfa kadar ve içinde Westeros ve Essos'un geçmiş tarihine ilişkin yeni bilgiler barındıran bir eser olacak. Ayrıca görseller de olacak tabiki.

    Epsilon ne zaman çevirir bu konu hakkında bir bilgim yok, belki çevirmeye başlamıştır bile ancak ben bu sayfadan kendimce, amatör bir şekilde çevirmeye başlamayı düşünüyorum kitabı.

    Bana yardım etmek isteyen gönüllü arkadaşlar varsa bana pm atabilirler.
  • İlk bölümü buraya koyuyorum arkadaşlar, çeviride hatam varsa affola.

    BUZ VE ATEŞİN DÜNYASI

    I.BÖLÜM ŞAFAK ÇAĞI





    Dünyanın tam olarak ne zaman oluştuğunu söyleyebilecek kimse olmamasına rağmen, bu durum üstadların ve eğitimli kişilerin cevabı aramasına engel olamadı. Kırk bin yıllık bir geçmiş mi, yoksa beş yüz bin yıllık bir geçmiş mi? Ya da daha uzun bir süre mi? Bu bildiğimiz hiçbir kitapta yazmıyor çünkü dünyanın ilk çağı dediğimiz Şafak Çağı’nda insanlar okuma yazma bilmiyorlardı.

    O çağda dünyanın oldukça ilkel olduğundan emin olabiliriz, metal işlemesini veya hayvanları ehlileştirmesini bilmeyen kara kabilelerin var olduğu vahşi bir dönem. Bu dönem hakkında bildiğimiz bütün bilgiler, Andallar, Valyrialılar, Ghiscarililer ve hatta uzaktaki efsanevi Asshai diyarı insanları tarafından yazılmış eski hikayelerden gelmekte. Ancak o hikayeleri yazan ırklar çok uzun süredir bu topraklar üzerine olsalar da, Şafak Çağı’nda daha ‘’çocuk’’ bile değillerdi. Kısaca anlatılan öyküler içindeki ‘’gerçekleri’’ bulmak, neredeyse samanlıkta iğne bulmak kadar zor.

    Şafak Çağı hakkında kesin olarak ne söylenebilir? Dünyanın doğusunda kalan toprakları yani Essos ve ötesi, o dönemde tüm dünyanın olduğu gibi çok sayıda vahşi, ilkel insanlarla doluydu. Ancak Sonsuz Kış Toprakları’ndan, Yaz Denizi kıyılarına kadar uzanan Westeros topraklarında ise sadece iki ırk hüküm sürmekteydi. Ormanın Çocukları ile bizim ‘’Devler’’ olarak adlandırdığımız yaratıklar.

     Dunk ile Egg'in Hikayeleri, George R.R Martin'den
    Anlatılanlara göre çizilmiş bir dev resmi

    Şafak Çağı’ndaki devlere bakar isek, onlar hakkında çok az şey söyleyebiliriz çünkü bu ırkın hikayeleri, mitleri, tarihleri ile kimse bilgi toplamamış. Gözcüler’in söylediklerine göre, yabanilerin anlattıkları hikayeler arasında, devlerin Ormanın Çocukları ile ayrı bölgede yaşamalarına rağmen birbirleri ile geçinemedikleri, devlerin istedikleri gibi davranıp, istediklerini aldıkları geçer. Bütün söylencelerde devler, güçlü ve heybetli ancak basit yaratıklar olarak tasfir edilir. Devlerin henüz soyları tükenmeden önce onlarla karşılaşan Gece Gözcüleri’nin koruyucularından edinilen bilgilere göre devler, hasta bakıcılarının anlattıkları gibi sadece ‘’uzun, heybetli insanlar’’ değil, aksine vücutları kalın kürklerle kaplı yaratıklar oldukları bilinmekte.

    Cregan Stark’ın döneminde Kışyarı’nda hizmette bulunan Üstad Kennet’in Kuzey’deki mezarlar, mezarlıklar ve tepelik arazilerde yaptığı araştırmaları anlatan ‘’Ölülerin Yolculuğu’’ adlı eserinde bir çok dev mezarının bulunduğu yazmaktadır. Üstad Kennet’in Kuzey topraklarında bulup Hisar’a gönderdiği kemikler sayesinde, yaşamış olan en uzun devin yaklaşık dört buçuk metre boyunda olduğu hesaplanmıştır. Gerçi birçok üstad bu konuda doğru rakamın üç-üç buçuk metre olduğunu iddia etmektedir. Çoktan ölmüş olan Gece Gözcüsü koruyucularının hikayelerini kaleme alan bütün üstadların hikayelerinde yer alan yagane şeyler, devlerin elbiselerinin veya yuvalarının olmadığı, silah olarak da kullanabildikleri tek aletin ise kökünden sökülmüş ağaçlar olduğudur.

    Devlerin aralarında krallık, lordluk gibi tabakalar olmamakla birlikte, mağara içlerinde veya uzun ağaçlar altında yaşamazlar ve demir veya toprak işlemezler. Şafak Çağı boyunca insanların sayılarının artmasına, ormanların insanlar tarafından ehlileştirilip bölünmesine rağmen devler, aynı yaratıklar olarak kalmaya devam ettiler. Şu an Sur’un ötesinde bile devlerin soyu tükenmiş vaziyette ve onların görüldüğünü yazan en son raporlar ise en az bir asırlık. Üstelik o raporların bile doğruluğundan şüphe edilmekte.


     Dunk ile Egg'in Hikayeleri, George R.R Martin'den
    Anlatılanlara göre çizilmiş Ormanın Çocukları'ndan biri

    Ormanın Çocukları ise birçok yönden devlerin tam zıttı konumdadır. Koyu, güzel bir çocuk gibi görünseler bile bugün bizim ilkel dediğimiz bir vaziyette yaşıyorlardı ancak yine de devlerden daha az vahşilerdi. Metal dövme konusunda bilgili olmasalar da, avcılık ve silah yapımında kullandıkları obsidiyen(yerel halkın ejdercamı diye adlandırdığı, Valyrialılarının ise ‘’donmuş ateş’’ olarak nitelendirdiği şey) işlemede epey yeteneklilerdi. Elbise dokumazlardı ancak yapraklardan ve ağaç kabuklarından giysi yapabiliyorlardı. Zamanla büvet ağacından yay yapmayı ve tuzak kurmayı öğrendiler ve hem erkekleri hem de dişileri bu şekilde avlandılar.

    Çocuklar’ın müziklerin ve sarkılarının çok güzel olduğu söylenir ancak söyledikleri şarkıların en ufak bir parçası bile o antik dönemden günümüze ulaşmamıştır. Üstad Childer’ın ‘’Kış Kralları’’ veya diğer adı ile ‘’Kışyarı Starklarının Soyu ve Efsaneleri’’ adlı eserinde Sur’u inşaa eden Mimar Brandon’ın Çocuklar’dan istediği yardımı anlatan ufak bir hikaye yazılıdır. Yazılana göre Brandon, çok gizli bir buluşma yerine götürülmüş ve bu ilk karşılaşmasında, taşlar üzerinden çağıldayan derelere veya yaprakları havalandıran rüzgara veya suya düşen yağmur damlalarına benzediği söylenen Çocuklar’ın dilini anlayamamış. Hangi Brandon’ın Çocuklar’ın dilini kavrayıp öğrendiği kendi başına ayrı bir hikaye olduğu için, burada bu konuya değinmeyeceğiz. Ama görünüşe göre Çocuklar’ın dilinin kaynağı hergün doğada duydukları seslerden gelmekte.

    Çocuklar’ın inandıkları Tanrılar, günün birinde İlk İnsanlar’ın da tanrıları olacak olan, taşların, derelerin, ormanların sayısız tanrıları olan isimsiz olanlardır. Büvet ağaçlarını yüz şeklinde oyanlar Çocuklar’dı. Belki de inandıkları tanrıların kendilerini ve ibadetlerini ağaçlardaki gözler vasıtası ile izleyemeki istediklerini düşünerek bu oyma işini gerçekleştirmişlerdir. Diğerleri ki, bu konuda çok az kanıt vardır, Yeşilgörenler’in yani Çocuklar arasındaki bilge olanların, büvet ağaçlarındaki gözlerle çevreyi izleyebildiğini iddia eder. Bu durumun sözüm ona kanıtı ise İlk İnsanlar da buna inanıyor oluşudur ki onlara birçok büvet ağaçlarını kesmeye iten şey, ağaçların onları gözetlediği korkusudur. Çocuklar’a bu tür bir avantaj vermemek için sayısız büvet ağacını yok etmişlerdir. İlk İnsanlar şüphesiz ki şuanki insanlardan çok daha bilgisizdiler ve onların torunları şuan, geçmişte uygulanan gelenekleri bugün devam ettirmemekte. Tıpkı Üstad Yorrick’in ‘’Denizle Evli, Geçmişten Bugüne Beyaz Liman Tarihi’’ adlı eserinde belirtildiği gibi, İlk İnsanlar’ın Eski Tanrılara insan kurban etmesi bu geleneklerden biridir. Beyaz Liman’da yaşamış Üstad Yorrick’in seleflerinin yazılarına göre bu ritüel, beş yüzyıl öncesine kadar uygulanmaya devam edilmiş.

    Yeşilgörenlerin, gelecekten haber vermek, diyarın uzak ucu ile haberleşebilmek gibi(Çocuklar’dan çok sonra gelen Vayrialılar gibi) gizem dolu yeteneklere sahip olmadıklarını söyleyemesek de, Yeşilgörenler’in sahip olduğu söylenen birçok yetenek gerçekten ziyade basit hikayelerden türemiş yeteneklerdir. Örneğin, bedenen bir yaratığa dönüşemezler. Ancak bizim hiçbir şekilde kazanamayacağımız, hayvanlar aracılığı ile iletişim kurma yetenekleri gerçekmiş gibi görünüyor. Tabi bu noktadan itibaren derideğiştirenlerin efsaneleri doğmakta.

    Doğrusunu söylemek gerekirse, derideğiştirenler hakkında birçok efsane-hikaye olsa da, bütün bu hikayelerde ortak olan şey derideğiştirenlerin sadece yaratıklar aracılığı ile iletişim kurmadıkları, aynı zamanda ruhlarını hayvanların ruhlarına bağlayıp onları kontrol de edebildikleridir. Gece Gözcüleri’nin Sur’un ötesinden getirdikleri kimseler ve oradaki Üstadlar tarafından alınan kayıtlar, bu durumu doğrulamaktadır. Sur’un gerisinde yaşayan yabaniler bile hayvanları müttefikleri olarak gören bu derideğiştirenlerden korkmaktadır. Kimi hikayelerde derideğiştirenlerin benliklerini hayvanının içinde kaybettiğini, kimi hikayelerde ise derideğiştiren birinin bir hayvanı kontrolü altına aldığında hayvanın insan sesi ile konuşabildiğini iddia etse de, bütün hikayelerdeki derideğiştirenlerin kurtları hatta ulukurtları kontrol edebildiğini anlatmakta. Hatta yabaniler arasında bu kimseler için özel bir isim bile vardır: ‘’Warglar’’

    Efsaneye göre yeşilgörenler bu yeteneklerin yanında geçmişi veya geleceği görebilme yeteğine de sahiptirler. Ancak çalışmalarımız bize gösteriyor ki, bu güce sahip olduğunu iddia edenlerin, gördükleri öngörülerinin çoğu zaman belirsiz ve hatta yanıltıcı olduğu görülmekte. Her ne kadar Çocuklar’ın kendilerine ait yetenekleri olsa da, gerçek olan her zaman hurefelerden arındırılmalı ve edinilen bilgi her zaman deneye tabi tutulup kanıtlanmalıdır. Ancak bu tür gizemler, büyü sanatları bizim araştırma yeteneğimizin çok çok ötesindedir.

    Çocukların yetenekleri hakkında ne söylenirse söylensin, Sonsuz Kış Toprakları’ndan Yaz Denizi’ne kadar olan bütün topraklarda Yeşilgörenler’in önderliğinde hüküm sürüyorlardı. Yaşadıkları yerler bizim yaptığımız kaleler, şehirler gibi değil, basit yapılardı. Ormanlarda, ağaçlarda, bataklıklarda hatta mağaralarda barınıyorlardı. Söylenilene göre orman içlerine yapraklardan ve ağaç dallarından yapılma gizli ağaç şehirleri kurarlarmış.

    Uzunca bir süre bu tür yapıların yapılış sebebi olarak, ulukurtlar veya gölge kedileri gibi yırtıcı hayvanlardan korunmak olduğu söylenmekteydi ancak diğer kaynaklara göre Çocuklar’ın asıl düşmanları devlerdi. Kuzey’de anlatılan hikayelerde bu durumun bahsi geçmektedir ve Üstad Kennet’in Uzun Göl yakınlarında yaptığı araştırmalar da bunu desteklemektedir. Üstad Kennet araştırması sırasında kaburgaları arasında obsidiyenden yapılma bir ok ucu olan bir dev mezarı bulmuştur. Bu da Üstad Herryk’in ‘’Sur’un Ötesindeki Krallar’’ adlı eserindeki Gendel ve Gorne kardeşlerin hikayesini akla getirmektedir. İki kardeş, bir mağara yüzünden aralarında husumet bulunan, Çocuklar’dan oluşan bir klan ile dev ailesine arabuluculuk yapmak için çağırılırlar. Söylenene göre Gendel ve Gorne, mağaranın Sur’un altına kadar uzanan bir mağaralar zincirinin girişi olduğunu keşfeder keşfetmez, iki tarafın da mağara üzerinde hak iddia etmemesi için onları kandırarak olayı çözmüştür. Tabi ki yabanilerinin yazılı kaynaklarının olmaması yüzünden, bu tür bilgilere kuşkucu yaklaşılması gerekmektedir.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Cypon -- 31 Ekim 2014; 21:26:52 >




  • Teşekkürler cypon, izlemeye devam.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • II.BÖLÜM İLK İNSANLARIN GELİŞİ






     Dunk ile Egg'in Hikayeleri, George R.R Martin'den

    Üzerine yüz oyulmuş bir büvet ağacı

    Hisar’daki en güvenilir kaynaklara göre, sekiz bin ila yirmi bin yıl kadar önce, kıtanın güney ucundaki, doğu toprakları ile bağlantısını sağlayan ve Dar Deniz üzerinde yükselen köprü şeklindeki kara parçası üzerinden geçen İlk İnsanlar , devlerin ve Çocuklar’ın yaşadığı Westeros kıtasına ayak bastı. Bu kara parçası Dorne’un doğu ucunda ‘’Kırık Kol’’ olarak adlandırılan yerdi ki o zamanlar şimdiki gibi kırık değildi. İlk İnsanlar’ın neden Westeros’a göç ettiklerini bilinmemekte ancak silahları ile birlikte geldikleri kesin. Binlercesi karaya ayak bastı ve topraklar üzerine yerleşmeye başladı. Yıllar geçtikçe daha da kuzeye ilerlemeye başladılar. Anlatılan hikayeleri baz alırsak, İlk İnsanlar ilk birkaç yıl içinde Boğaz’ı geçip Kuzey toprakları içine kadar ilerlediklerini söyleyebiliriz ancak gerçekte bu derece bir ilerlemenin gerçekleşmesi için yüzyıllar geçmesi gerekmektedir.

    Anlatılan hikayeler içinde doğru görülen bilgi, İlk İnsanlar’ın kısa sürede Ormanın Çocukları ile savaşa girmiş olduğudur. Çocuklar’ın aksine İlk İnsanlar, toprağı işleyip kasabalar ve köyler kurdular. Ve bunları yaparlarken de üzerlerinde oyulmuş yüzler olan büvet ağaçlarını kestiler. Bu hareket ise binlerce yıl sürecek olan savaşın başlamasına neden oldu. İlk İnsanlar-yanlarında hayvan sürülerini, ilginç tanrılarını, atlarını ve bronz silahlarını getirmişlerdi- çocuklardan daha büyük ve daha güçlülerdi ki bu özellikler onları önemli bir tehdit unsuru yapıyordu.

    Çocuklar arasındaki avcılar-Orman Danscıları olarak da bilinirler-asker şekline bürünseler de, ellerindeki gizli ağaç ve yaprak sanatlarına rağmen sadece İlk İnsanlar’ın ilerleyişini yavaşlatabildiler. Yeşilgörenler, bataklıklardan, ormanlardan ve havadan yaratıklar çağırarak kendileri adına savaştırdılar. Ulukurtlar, devasa kutup ayıları, dağ aslanları, kartallar, mamutlar, sürüngenler gibi hayvanları silah olarak kullandılar. Ancak İlk İnsanlar o kadar güçlüydü ki çaresizce son bir hamle yapmaya zorlandılar.

    Efsaneye göre şu an Kırık Kol denen kara parçasını Moat Cailin’de bir araya gelen Yeşilgörenler, sel oluşturarak yerle bir ettiler. Ancak bu olay meydana geldiğinde İlk İnsanlar hali hazırda Westeros’taydı ve onların doğu ile bağlarını koparmak ilerlemerini az da olsa yavaşlatmaktan başka bir işe yaramazdı. Daha fazlası böyle bir güç, bilinenen geleneksel Yeşilgören güçlerinin çok ötesindedir. O yüzden bu olayın büyük bir deprem sonucu karanın çökmesi gibi doğal bir afet olduğunu söylemek daha mantıklı bir çıkarımdır. Sonuçta Valyria’ya ve Demir Adalar’a ne olduğu gayet biliniyor. Şuanki Pyke kalesi, kırılıp ayrılmadan önce bir zamanlar bir arada olan büyük adanın kaya parçaları üzerinde yükselmektedir.

    Herşeye rağmen Ormanın Çocukları hayatta kalmak için en az İlk İnsanlar kadar şiddetli bir şekilde savaşa devam etti. Savaş, son Çocuk’un artık kazanamayacaklarını anlamasına kadar acımasızca sürdü. İlk İnsanlar ise, belki de savaşmaktan usanmıştı ve savaşın bitmesini dilemektelerdi. İki ırkın mantıklı olanları diğerlerine galip geldi ve iki tarafın da liderleri ile kahramanları Tanrı Gözü’ndeki adada Anlaşma için bir araya geldiler. Çocuklar, derin ormanlarını korumak için vazgeçtikleri Westeros topraklarını kaybederlerken, İlk İnsanlar’dan büvet ağaçlarını bundan sonra kesmeyeceklerine dair söz aldılar. Eski Tanrıların şahit olması için, Anlaşma üzerine yüz oyulmuş büvet ağaçlarının önünde imzalandı ve adadaki büvet ağaçlarına bakması ve adayı koruması için bir birlik bırakıldı.

    Anlaşma ile birlikte Şafak Çağı sona ermekte ve bir sonraki çağ, Kahramanlar Çağı başlamaktadır.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Cypon -- 31 Ekim 2014; 21:23:53 >




  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.