Din Coğrafya ve Tarih

Merhabalar öncelikle forumu uzun zamandır dışarıdan takip eden birisiyim, üyelik almaya üşendim açıkçası (iş, güç).

Lütfen bu yazının tamamını okuyun, üşenmeyin. Burada yazacaklarım tamamen benim görüşlerimdir. İmlaya lütfen takılmayın, pek anlamam.

Öncelikle insanın temel ihtiyaçlarından başlayalım bunların birkaçı beslenme ve barınmadır insanlığın temek ihtiyaçlarından söz edecek olursak beslenme, barınma ve üremedir. Eski yüzyıllara bakarsak insanlar barınma ihtiyaçlarını vahşi canlılardan korunmak için üstüne çıktıkları ağaçlar veya yüksek yerler ile karşılıyordu beslenme ihtiyaçlarını avlanarak ve tuzaklar yardımı ile karşılıyordu, üreme ihtiyaçlarını ise hayvan içgüdüleri ile gerekirse aynı kanı taşıdıkları kardeşleriyle anneleriyle babalarıyla cinsel ilişki yaşayarak veya onlarla yaşamayarak günümüze kadar türümüz devam etti burada bu örneği vermem burada ki ilkelliği vurgulamak istememdir. Sonra ne oldu ? Gelişen ve merak eden insan içgüdüsü, çeşitli icatlar ve yenilikler ile toplumda dahi diye isimlendirdiğimiz insanların yardımıyla bazı işlerini çok kolaylaştırdı. Av silahları yaptılar, yiyeceklerini muhafaza ettiler hatta onları pişirip yemeyi öğrendiler. Peki dinler nereden türedi ? Çoğu din kitabında insanları ve kainatı yaratan varlığın yarattıklarından hoşnut olmaması sebebi ile ki (Bütün olayların temelinde yatan sebep budur) dünyaya çeşitli kitaplar yolladı bunu yaparken ise çeşitli insanları aracı olarak kullandı, biz bu insanlara peygamberler dedik. Peygamberlerin görevleri insanlara örnek olmak ve Allahın emirlerini insanlara herhangi bir şey katmadan iletmekti. Tarihe bakacak olursak çeşitli insanlar her zaman dünyaya adlarını kazıyarak ve sonsuza kadar hatırlanacak olarak göçüp gitmişlerdir bunlara örnek olarak Hz Muhammed, Einstein, Tesla, Adolf Hitler, Karl Marx, Atatürk vs. gösterebiliriz peki teknoloji bilim veya dünyaya yeni bir adım attırmayı başaran düşünceler dışında somut olmayan şeylerin peşinden günümüzde ne kadar hızlı adımlarla koştuğumuzun farkında mısınız ?

Daha doğrusu bu yazının amacı olan şeye bir örnekle vurgu yapmak istiyorum. A kişisi B kişisine bir bahçe verdi ve bu bahçeyi günde 5 saat sulamaz isen bu meyvelerin hepsi solacak sende açlıktan öleceksin dedi yada şunu söyledi bu meyveleri sulamak senin görevin bu bahçeden 10 sene sen sorumlusun ve yeterli vakti ayırmazsan benim yanıma döndüğünde seni cezalandıracağım eğer sularsan seni yanıma döndüğünde sonsuza kadar ödüllendireceğim.

Ne yapardınız ? Daha doğrusu ne yapıyoruz ? B kişisi geçmişte rahattı bir bahçesi yoktu sadece dünyada ki temel ihtiyaçlarını giderip yaşayıp gidiyordu onun için bir sınava girip üniversite kazanmak mühim değildi veya üremek için birisini yemeğe çıkartmak ona vakit ayırmak önemli değildi, dahada basitleştirirsek tuvaletini yapmak için bir odaya girip kapısını kitlemek önemli değildi, B kişisi kendini yönetecek olan insanlar için bu sene kime oy vereceğini düşünmüyordu, B kişisi bu dünya yok olduğunda yeni bir yaşanılabilir gezegen ihtiyacı hissedip bunun için uzayı seyretmiyordu. Peki şimdi ne yapıyoruz ? Günümüzde çok fazla vakit ayırdığımız şey var değil mi sözde her şey artık elimizin altında ama maalesef B kişisi parayı da buldu aslında her şey elinin altında değil önce onun için günde 8 saat çalışması gerekiyor.

Bazı şeyler vardır bir görevi yerine getirmek için çok fazla zamanını harcaman gerekir nasıl o dahi dediğimiz insanlar bir keşif veya icat ile dünyayı yerinden oynatırken kıvrandıysa seninde bu hayatta bazı sorumlulukların var üstlenmek istediğin sorumlulukları yerine getirdikten sonra ise seçim hakkın var. Bir şeyi tam anlamıyla öğrenmeden inkar edemezsin, burada sanırım ateistlerin biraz sinirine dokundum o zaman şöyle örnek vereyim. Bir şeye tapmak için önce onun karşıt görüşünü tamamen inkar edebilmeyi öğrenmen gerekir, bunuda bilgi sağlar.

Demeye çalıştığım şu ki dünyada ki karşı çıktığınız adaletsizliklerden önce veya günümüzde taptığımız o çeşitli kitaplardan önce bir şeyleri feda edip bir şeyleri okumak gerekli çünkü bahsedilen şeyler çocuk oyuncağı değil küçücük bir kelime bile eğer sonsuzluk varsa sizi o cehennemin içine çekiyor. Yoksa ne mutlu hayatta insanların senelerdir araştırıp çeşitli düşünceler üretip taraf seçtiği bir şeyi çok önceden öğrenmiş olup bu hayatta ki temel sorumluluklarından birisini ölene kadar karşılamış oluyorsunuz (tapmak) bu size çok büyük bir vakit kazandırır bilgisayar oynamaya devam edersiniz mesela veya terfi alırsınız evinize bir ekmek fazla getirirsiniz.

Önce bir şeylerin sorumluluğunu alabileceğimizi veya alamayacağımızı öğrenmemiz gerekir çünkü din kabullendiğinde baştan aşağı sorumluluk gerektiren bir şeydir, nasıl bugün evden çıktığında birisini öldürmemen gereken kanunlar var ise din de odur. Din asla hiçbir şey okumadan öğrenmeden araştırmadan sırf bu coğrafyada doğdun diye kabullenebileceğin bir şey değildir asla ve asla birisinin arkasından gidip onun yazılarını falan okuyarak hazır öğrenilebilecek bir şey değildir din arkasında tarihi getirir coğrafyayı getirir hatta matematiği getirir ama asla bir bilim değildir hiçbir zaman hiç kimse bir şeyi açık ve net şekilde kanıtlayamaz ki e=mc^2 diyebilesin. Kendi görüşlerimiz olmalı bir hesap günü varsa ki ve herkes kendi bacağından asılacaksa orada herkes kendi cevabının kaderini taşır.

Okuduğunuz için teşekkür ediyorum umarım bir şeye yaramıştır yaramadıysa affola dediğim gibi kendi görüşüm bunlar herhangi bir somut kaynak vs. içermiyor.

Benzer içerikler