Şimdi Ara

Çiftlik ## Csb Dizisi (II.) # Bölümler güncelleniyor. # 4.BÖLÜM YAYINDA!

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
27
Cevap
4
Favori
868
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • İlk csb dizim: Babaanne... Burada

    Çiftlik adlı csb dizisi yazdığım 2. csb dizisidir. Tamamen amatörüm yazma konusunda. Yorumlarınızı da bunu göz önüne alarak yaparsanız sevinirim.

    Dizinin bölümleri hakkında olumlu ya da olumsuz yorum yaparsanız bu hem kendimi geliştirmemi hem de konunun üstte kalmasını sağlar. İyi okumalar...



    ÇİFTLİK

    1.BÖLÜM (Yoğun sınav temposunun ardından)

    Ygs'ye çalışmaktan artık kafayı yemek üzereydim. 15 günlük sömestr tatilini fırsat bilerek Kocaeli'de amcamın çiftliğinde kısa bir tatil yapmaya karar verdim. Amcam çok sever beni. Her fırsatta çiftliğe çağırırdı ama sınavlar yüzünden pek vakit bulamazdım. Bu tatil de bahane oldu gitmeye karar verdim. Amcam 50 yaşlarında eski tüccarlardandır. Eşini bir trafik kazasında kaybettikten sonra bütün dükkanlarını satıp bu çiftliğe yerleşmiş.

    Çiftliğe gitmek için yola koyuldum gitmeden Bim'e gidip yeteri kadar patito le cola teatone topitanem stoku yaptım. Eve vardığımda amcam beni sevinçle karşıladı odamı gösterdi bana. Ben de odamda laptopumu açıp dh'de takılıp stok tüketimi yapıyordum. Amcam yan odada telefonla bağıra çağıra birşeyler konuşuyordu. Yanına gittim noldu diye ilk defa bu kadar sinirli görmüştüm onu. Beni görünce sesini yumuşattı biraz. Önemli birşey değildir dedim geçtim odama yine. Akşam olduğunda çiftliğin etrafı ürkütücü oluyordu, etrafı ormanla çevriliydi. Gece yatağıma girdim ve uyumaya başladım. Sürekli kabus gördüm o gece. Belki de hayatımın en kötü uykusuydu. Sabah uyandığımda uykusuzdum. Amcamla kahvaltımızı yaptıktan sonra amcam gelen telefon üzerine kahvaltı masasından kalktı ve yan odaya geçti. Yine bağıra çağıra birşeyler konuşuyordu. Konuşma 2 dakika ya sürdü ya sürmedi geldi yanıma "Yeğenim benim acil bir işim çıktı şehir merkezine gideceğim. Akşama kadar dönmem büyük ihtimalle. Atların yemini az önce verdim yanlarına inme seni tanımadıkları için huysuzluk yaparlar. Sen uslu uslu dur. Şehir merkezinden birşey istiyor musun?" dedi. "Hayır amca sağol." dedim. Amcam telaşlı bir şekilde çıktı evden arabasına binip gitti.

    Odamda bilgisayarda takılmaktan canım çok sıkılmıştı. Biraz bahçeye çıkıp temiz hava almak istedim. Çıktım bahçeye yürüdüm biraz. Ahırın önünden geçerken birden amcamın sözleri geldi aklıma. Girip atları görmeyi çok istiyordum her gittiğimde mutlaka onlarla vakit geçirirdim dolaşırdım onlarla. Ama amcamın bir bildiği vardı ki girmemi istememişti. Çıktım odama uzandım yatağa aklıma ahır geldi sürekli "ne olacak ki huysuzlansalar bile hemen çıkarım ahırdan" diye düşünmekten kendimi alamıyordum. Dayanamadım ve ahıra doğru yol aldım kapısına geldiğimde derin nefes alıp kapıyı açtım ve o korkunç manzarayla karşı karşıya kaldım.

    2.BÖLÜM (Tatil zehire dönüşünce)

    Kapıyı açmamla birlikte inanılmaz derecede bir koku adeta burnuma bir yumruk gibi inmişti. Hemen çıktım oradan ve kapıyı kapattım. Derin derin nefes aldım. İçerideki manzara hayali miydi yoksa gerçek miydi hala çözememiştim. Derin bir nefes alıp burnumu kapatıp yine açtım kapıyı ve sayamadım ama 15-20 tane ceset vardı ahırda. Gördüklerim hayal değildi tamamen gerçekti. Sonra koşa koşa odama çıktım ve bütün eşyalarımı toplayıp çiftlikten ayrıldım. Eve gittiğimde hiçbir şey söylemedim kimseye odama kapanıp sadece düşündüm. Annem bir süre sonra elinde telefonla odaya girdi amcamın benimle konuşmak istediğini söyledi. "Uyuyor de anne" dedim ama annem telefonu bana verip gitti. Amcamla aramızda geçen diyalog şöyle oldu:

    -Efendim amca
    -Burak noldu hiç haber vermeden ayrılmışsın
    -Canım sıkıldı amca arkadaşlar çağırdı dersanede etkinlik varmış o yüzden geldim
    -E eşyalarını toplamasaydın kalsaydı yine dönerdin
    -Yok amca döneyim artık evime. Annemleri de özledim zaten.
    -İyi sen bilirsin

    Son söylediğime kendim bile inanmamıştım. Neyini özleyecektim annemlerin. Sürekli baskı kurmalarını mı yoksa kavgalarımızı mı? Neyse... Odamda kara kara ne yapacağımı düşündüm babamlara söylemeli miyim söylememeli miyim diye kara kara düşündüm. Akşam olmuştu ve ben sadece yaptığım kahvaltıyla duruyordum. Annemler düğüne gideceklerini söylediler. Annemler gittikten sonra odamdan çıktım ve salona geçtim, televizyonu açtım. Dikkatimin dağılması gerekiyordu yoksa kafayı yiyecektim. Kanepeye uzandım tv seyretmeye başladım ama tvde söylenenlerden hiçbir şey anlamıyordum kafam hala o cesetlerdeydi. Saat akşam 22.30 sıralarında kanepede uzanıp tv izlerken zil çaldı. Annemlerin anahtarı vardı, belki de arkadaşlardır biraları alıp bize gelmişlerdir diye düşündüm. Gittim kapıyı açtım. Kapıyı açmamla birlikte adeta nefesim kesilmiş gibi oldu. Gelen amcamdı.


    3.BÖLÜM (Amcamın gerçek yüzü)

    Amcamı görünce gözlerim korkudan faltaşı gibi açılmıştı. Daha tek kelime etmeden amcam tuttu beni yakamdan ve yere attı. Tam kaçmaya yeltenirken bir de tekme attı kafamı yere sert bir şekilde vurdum. Kafam zonkluyordu ve inanılmaz bir acı girdi. Hareket edemiyordum. Amcam:"Ben sana ahırın kapısını açma demedim mi?" diye bağırdı bana. Ben hiçbir şey söylemiyordum. "Gördün mü içerdekileri ?!" dedi. "Sanırım..." diye cevap verdim. Sonra bir tekme daha attı bu sefer karnıma attı. Yerde kıvranıyordum. Tuttu beni yakamdan koltuğa oturttu. "Yeğenim olmasan şimdiye dek o cesetlerin arasında sen de olmuştun. Şimdi uslu bir çocuk ol ve bu gördüklerinden polise falan bahsetme. En ufak bir kişiye bahsedersen yeğenim falan dinlemem bütün iç organlarını köpeklere yem ederim." dedi. "Niye yaptın?" diye sorduğumdaysa "Öyle gerekti" diye saçma sapan bir cevap verdi. Kimseye anlatmayacağımı söyledim başka kurtuluş yolu yoktu. O kadar korkmuştum ki böyle bir vahşeti örtbas edecek kadar alçakça bir tutum sergilemiştim. Sonra bir tokat daha atarak evi terk etti. Ben odama çıktım amcamın nasıl böyle canileştiğini düşünmeye başladım.

    Sabah babam işe gittikten sonra annem odama geldi. "Kirli çamaşırın var mı?" diye sordu. Olmadığını söyledim. Yüzümde morluklar vardı annem farketmemiş olacak ki hiç sormadı birşey. Ben hala kafayı yemiş bir şekilde ne yapacağımı düşünüyordum. Bu vahşete göz yumamazdım. Karakola gitmeye karar verdim telefonla anlatamazdım bunları. Üstümü giyindim karakola doğru yola koyuldum. Otobüse bindim ve karakolun yaklaşık 200 metre uzağındaki durakta indim. Yürümeye başladım karakola 100 metre kala yanımda bir araba durdu ve içinden uzun paltolu fötr şapkalı bir adam çıktı ben hiç aldırmadan yürüdüm. Sonra bu adam bana arkadan yaklaşıp ağzıma bir mendil dayadı ilaçlıydı. Yaklaşık 4-5 saniye çırpınmanın ardından bayıldım.

    4. BÖLÜM (Kapılar...)

    Uyandığımda bir hücredeydim. Etraf karanlıktı hiçbir şey görünmüyordu. Arkamdaki duvarda yaklaşık 2 buçuk metre yukarıdaki ufak pencereden gelen güneş ışığı karşımdaki kapıya vuruyordu. Ellerim ve ayaklarım bağlıydı, ağzımda da bant vardı. Konuşamıyordum, hareket edemiyordum, ağlıyordum. İlacın etkisi hala sürüyor olmalıydı ki halsizlik devam edyordu gözlerim yavaştan kapanmaya başladı. Birden kapı sesiyle birlikte irkildim, o halsizlik gitti üstümden. Kapıdan giren amcamdı. Önce bana bakıp bir kahkaha attı sonra ağzımdaki bantı hızlıca çekti. Ufak tefek tüy şeklinde çıkan bıyıklarım da bantla birlikte gitti acılı bir şekilde.Amcamla aramızdaki geçen diyalog şöyle oldu:

    -Gerizekalı mısın yeğenim sen? Ben sana kimseye söylenmeyecek demedim mi? Ne diye karakola gidiyorsun?
    -O kadar cinayetin üstünü örtecek miyim sandın kahpe?!

    Amcam bu lafı duyduktan sonra sağlam bir tokat geçirdi.

    -Hiç mi seni bulamayacağım sandın.
    -Amca bak beni dinle nolur bırak beni git teslim ol.
    -Ne yapıp yapmayacağımı sana mı soracağım lan?!
    -Amca çok yanlış yapıyorsun.
    -Kimseye bahsettin mi gördüklerinden?
    -Hayır.
    -Doğru söyle!!!
    -Hayır söylemedim.

    Bu konuşmanın üzerine amcam kapıdan çıkıp gitti. Kapıyı açık bıraktı ben bağırıyordum yardım istiyordum ama kimsenin beni duyduğu yoktu. Amcam 2 dakika sonra geldi yanıma elinde kerpeten vardı.


    5.BÖLÜM YAKINDA...

    Lütfen konuyu üstte tutmaya çalışalım.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi _EndoplazmikBirKulum_ -- 28 Şubat 2013; 21:03:45 >







  • Öğrenciysen ders çalış. O vasıfta değilsen bir işe gir birader bak böyle popüler olamazsın. Yazık günah vakitlerine ya.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Ottoman_PoweR

    Öğrenciysen ders çalış. O vasıfta değilsen bir işe gir birader bak böyle popüler olamazsın. Yazık günah vakitlerine ya.

    Öğrenciyim. Boş vakitlerimde yazıyorum yani öyle ekstra bir efor harcamıyorum açıkçası. Amacım popüler olmak değil sadece yazdıklarımı paylaşmak istiyorum. Yazdıklarımı sadece kendi bilgisayarımda tutsam bunun hiçbir faydası olmaz diye düşünüyorum.
  • up
  • up ilk dizi iyiydi bunuda 2-3 bölüm olunca okurum.
  • Takip. Şimdi 1.'yi de okudum o da fena değil. Bu da güzel başladı. Dur bakalım...
  • Güzel başlamışsın, takip ediyorum.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • hocam bu sefer çok iyi yerde son bulmuş heyecanlandım devam
  • devam
  • Ne zaman geliyor yeni bölüm?
  • Takip.
  • Güzel gibi

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • up güzel

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • bu sefer sıkılmadım
  • İlki hiç fena degildi takipteyim

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • Arkadaşlar okulumdaki bazı sıkıntılar nedeniyle dün sabahtan beri bilgisayarıma giremedim. O yüzden şimdi 2. ve 3. bölümleri aynı anda yayınlıyorum. Takip eden arkadaşlardan özür dilerim
  • UP
  • Güzel gidiyor. Dur bakalım işin sonu ne olucak
  • 4. BÖLÜM YAYINDA
  • Tırnaklar Allah'a emanet.
  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.