Şimdi Ara

Bülent ecevit amerikaya , natoya ve Aet ( Ab ) ye nasıl ve neden rest çekti??​

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
4
Cevap
0
Favori
136
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Evet arkadaşlar bunu çok merak ediyorum..


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >



  • Bunu anlamak için 1950'lerden itibaren Kıbrıs probleminin nasıl geliştiğini, Yunanistan ve Türkiye'deki açıklamalarda ilksel bilgileri incelemek gerekir.


    Kıbrıs'taki varlığını sağlamlaştırmak için 60'lardan başlayarak İngiltere tarafından organize edilmiş gibi görünüyor. Netice2de İngiltere Kıbrıs'ı Osmanlı'dan parasıyla satın almıştır. Ama bu durum yine de Akdeniz'deki güçlü ülkelerin Kıbrıs'taki daimi bir İngiliz askeri varlığını kabul edecekleri anlamına gelmiyordu. Bunun için bir olay ve efsane gerekiyordu. Mühendisçe oluşturuldu.

  • Adada zorlayıcı askeri güç kullanımı bazında inisiyatifi eline alıp Kıbrıs Sorunu'nu kökten şekilde çözmek için. Yumuşama Dönemi sonrası ortam Ecevit için elverişli bir jeopolitik alandı ve Türkiye geçen yıllar içerisinde çıkartma kapasitesi kazanıp askeri anlamda müdahaleci olabilecek kadar güçlenmişti. Adanın yerli Rumları yine adanın yerlisi Türklerin siyasi, sosyal ve ekonomik haklarını gasp ederek Türklere karşı soykırımvari savaş ve insanlık suçları işleme konusunda ısrarcıydı. Ada yerlisi Türklerin misillemesi de sadece Rum gaspı ve mezalimini gerekçelendirip malum çatışmayı - giderek Rumların ve Yunanistan'ın lehinde olacak biçimde - büyütüyordu. Ecevit bu sürece karşı kör kalamazdı.

    Burada diğer süper güç Sovyetler Birliği'nin ve bir dereceye kadar "bağlantısızlar bloğu" ülkelerinin varlığını ve tavrını hesaba katmak gerekiyor. Bilhassa erken Soğuk Savaş döneminde kapitalist ve emperyalist Batı bloğunun bir yancısı ve kuklası olarak lanse edilip algılanmış Türkiye'nin bu uluslararası aktörlerle ilişkileri o sıralarda epey toparlamıştı. Özellikle Türkiye üstündeki Amerikan etkisini yumuşak yoldan kırmak isteyen Sovyetlerin Türkiye'yle ilişkisi iktisadi bir boyut kazanmıştı. En azından bu aktörlerle Türkiye arasında Kıbrıs meselesinde tarafsızlıkla, uzak durmakla veya diplomatik nitelikte uyarılar yapmakla yetinecek kadar olumlu ilişkiler vardı. Sovyetler muhtemelen Kıbrıs'ın Türkiye, Yunanistan, ABD ve Batı Avrupalı ülkeler arasında bir açmaza dönüşeceğini fark etmişlerdi ve Türkiye'yi Rum'a müdahale etmekten caydırmazlarsa NATO'da iittifak içi bir çatışmayı tetikleyebileceklerini anlamışlardı. Haliyle Kıbrıs'a müdahale konusunda Türkiye'ye verilmiş açık bir Amerikan vetosu bulunurken Kıbrıs'a müdahale konusunda daha üstü kapalı ve imalı Sovyet vetosu Moskova tarafından kaldırıldı. Ecevit Sovyetlerin ABD'yle eş ses ve eş tavır içerisinde müdahil olmayacağını garantileyince 1959 tarihli Zürih ve Londra Antlaşmaları'ndan doğan sorumluluk ve hakları uyarınca adaya müdahalede bulundu. Ecevit'in ama esas şanssızlığı ilk müdahalede kontrolü sağlayamaması ve ikinci müdahalenin gerekmesidir. Bu da sonunda olaylara çok daha gayri jeopolitik ama ceza verme ve yola getirmeye dayalı iç politik algıyla bakan ABD Kongresi'ne "Yeter" dedirtmiştir. Türk ABD NATO ilişkinlerinde 1964 Johnson Notası'ndaki güvensizliği zirveye taşıyan silah ambargosu ve üslerin kapatılması krizi meseleyi takip etti. Zamanın önde gelen devlet adamı Amerikan Dışişleri Bakanı ve Diplomatı Henry Kissinger gibi Türk tarafını ve Türk kaygılarını reel politik bazında dikkate almaya meyilli dışişleri bakanlığı bürokrasisi elemanlarının ve Kissinger'ın kendisi gibi reel politik zihinli Cumhuriyetçi şahinlerin çekinceleri kenara itildi. Gene de hem Amerikalılar hem de Türkler bu işin böyle gitmeyeceğini anlayıp hızlıca ilişkileri bir new deal içerisinde restore etmek zorunda kaldılar. Pekala bu ABD'nin Kıbrıs'ta oluşan de facto statükoya dokunamamasıyla ve Ecevit'in temelini attığı düzenin oraya dayatılmış kalmasıyla sonuçlandı. Hala da Ecevit'in mirası adaya hükmediyor sayılır. Ecevit ve Türkiye olmasaydı Kıbrıs Rumları Kıbrıs Türklerini kısa süre zarfında - hem de gayri insani ve barbarca bir tarzda - yutacaktı.
    < Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.