Şimdi Ara

Yüksek ücretle çalışan varmı ?

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
22
Cevap
1
Favori
1.081
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Vasıflarınız nedir ?

    Hayattan memnunmusunuz ?

    Egitiminizin karşılığını alıyor musunuz ?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >



  • Türkiye'de şu minvalde yaşamı olan çok insan var:

    karı-koca ortalama ya da biraz düşük maaş ile çalışıyorlar. eve iki maaş giriyor. aile desteği ile peşinatı ödeyip erkenden ev sahibi oluyolar ve yıllarca kredi ödüyolar. birkaç sene sonra gene aile desteği ile ellerindeki parayı birleştirip ortalama bi otomobil alıyolar.

    bu arada bir ya da iki çocuk yapmış oluyolar. çocuklar ilkokul yaşlarına geldiklerinde evin taksidi bitmiş oluyor.

    bu anlattığım gibi ailesini kurmuş biri iseniz, akşam eve gittiğinizde huzurlu oluyosanız, akrabanız olan ailelerle aranız bozuk değil ise, akşam komşunuzla Beşiktaş'ın CL maçını izleyip eğlenebiliyosanız, o zaman siz belli yönlerden dünyanın en şanslı insanlarından birisiniz.

    bakın size: "aza talim edin, ABD'de millet fıstık gibi hayatını yaşarken siz evde kıt-kanaat yaşıyosunuz belki hayatı yaşayamıyosunuz ama olsun şükredin" demiyorum. kendinizi şanssız hissetmeyin. çünkü iç huzurunuz var. aileniz var. etrafınızda yakınlarınız var. akabalarınız var. dostlarınız var. bunların çoğu gelişmiş ülkelerde pek yok. gelişmiş ülkelerde insani ilişkiler çok sistematik ve kötü. bunu ben demiyorum, milyoner iş adamı bile söylüyor.

    herkesin sahip olduğu şeyler farklı. evet, kabul ediyorum, bugün ABD'deki biri sırf kafası esti diye dünya turuna çıkar. sen ise Türkiye içinde zor gezersin. evet, kabul ediyorum, ülkemizde müthiş bir sömürü sistemi de var. kötü yönlerimiz var. özellikle maddi yönden kötü durumdayız. ama tekrar söylüyorum. bakın, insanın mutlu olmak için sahip olması gereken birçok şeye yine de sahip oluyosunuz. yukarıda anlattığım gibi kafanızın rahat olduğu bir yaşamınız varsa, dostlarınız varsa, gelecek kaygınız çok yok ise, şanslısınız.

    gelecek kaygısının çok olmamasından kastettiğim şey şu. bugün 7-8 senelik evli olan ve ufak çaplı evini arabasını almış olan, çocuk yapmış olan aileler şu durumdalar: bu aileler işsiz kalsalar bile baba parası ile geçinebiliyolar. işsiz kaldıkları gün karalar bağlamıyolar.

    bakın birçok gelişmiş ülkede bu yok. ABD'de bunu yapmak çok daha zor mesela. lütfen beni yanlış anlamayın, ben ateistim ve bu ülkenin birçok sömürüsünden sizden çok çekmiş ve sizden çok nefret eden biriyim, bu ülkeyi övmüyorum, sadece belli yönlerden hâlâ elimizde olan iyi şeyler var diyorum.

    neden bunu söyledim? evet, 12K maaş almayı birçok kişi ister. yüksek maaş almak iyidir. ama, illa gerekli de değildir. az maaş alarak da hâlâ mutlu bir yaşam kurabilen insanlar var ve bu insanlar bunu ülkemizin sahip olduğu bazı avantajlardan faydalanarak yapıyolar.

    benim kendi babam öğretmen emeklisi. bize bakmadı pek. erken yaşta emekli olmayı seçti. dört çocuğuna üniversiteyi nasıl okutacağını hiç düşünmedi çünkü umrunda değildi. ilk üniversite zorluğunu yaşayan ben oldum, çalışarak ve burs kovalayarak üniversiteyi erkenden bitirdim ve hemen işe başladım. kendimden sonra gelen kardeşim üniversiteye başladı ve ona para yollamaya başladım kendi maaşımdan. sonra üçünkü kardeşime de yollamaya başladım. askere giderken kalan birikimimi ikiye bölüp üniversite okuyan iki kardeşime paylaştırdım, benim olmadığım aylarda onu kullansınlar diye. dömüşte para yollamaya devam ettim. aradan 10 sene geçti ve şu anda bile üniversite okumakta olan en son kardeşime bile para ylluyordum ki, bu kardeşim de şu anda üniversiteyi bitirmeden yabancı bir firmada işe başladı ve uzun yıllar sonra ilk defa para yollamayacağım. diğer kardeşlerim zaten mezun oldular çoktan, ve çalışıyolar, hayatlarını kurdular. bunu neden yazdım? bakın benim maaşım yüksek değil, yani birçok insana göre iyi bir maaş ama benim kendi mesleğime göre düşük bir maaş. ama kardeşlerime bu kadar para yollamış olduğum halde 2-3 sene önce otomobil ve ev almayı başardım. hâlâ kredi borcum var ama elimde birikmiş param da oluştu tekrar, yani aslında istesem borcu kapatırım ama kapatmıyorum. bunu yazmamın nedeni şu, ülkemizde maaşlar düşük, sömürülüyoruz, alım gücümüz düşük, böyle olunca vatandaş ne yapıyor? her şeyin ucuz yolunu bulup gösterişsiz bir yaşam tarzını benimsiyor ve geleceğini garantiye alacak yatırımlar yapıyor. yukarıda yazmış olduğum aile örnekleri gibi işte. gösterişsiz yaşam tarzı dediğim de, otele tatile gitmek yerine günübirlik denize gidersin mesela. pikniğe gidersin. her hafta sonu AVM'lerde falan takılıp birsürü para saçmazsın. ülkem insanı bunu yapıp az maaşla da hayatını öyle ya da böyle kuruyor. ben de fakir bir aileden gelmiş olduğum için aynen bu kafa yapısında yaşadım. otel tatili yapmadım, hep günübirlik denize gittik ama cennet gibi yerlere gittik. Türkiye'nin çok yerinde tatil yaptım ama çoğunda kendi çadırımla gidip kamplar kurdum. bisiklet aldım, haftasonu sosyalleşmek için AVM'lerde ya da Cafe'lerde para saçacağıma bisiklet kullandım, bisiklet dostları edindim. dışarıdan yemek yemedim, 3 öğün kendi yaptığım yemeği yedim, işe bile kahvaltı ve öğle yemeği götürdüm ve hâlâ götürüyorum, çok da memnunum, salatasına kadar her şeyi çok güzel yapıyorum ve lezzet alarak yiyorum. etrafımdanki arkadaşlarımın paralar saçıp yedikleri yemeklerden daha lezzetlilerini ve içeriği çok daha kaliteli olanlarını daha ucuz maliyet ile yapıyorum. hem de sağlıklı. Türkiye'de neredeyse kimsenin bilmediği ama yiyenlerin lezzetine inanamadıkları mekik kek gibi alternatif lezzetleri bile kendim öğrendim ve misarifim geldiğinde ya da kendim misafirliğe giderken yaparım götürürüm. sonuç olarak gençliğim tekdüze geçmiş gibi görüneiblir ama aslında Türkiye'yi ben çoğunuzdan fazla gezdim. bisiklet ile çoook turlar yaptım birçok ilde. yıllık 4 bin KM bisiklet kullanıyorum. sizin otomobille ulaşamayacağınız saklı cennetlere ben dağ bisikleti ile ulaştım (çünkü yol yok, anca treking ile ya da bisiklet ile, ya da tekne ile denizden ulaşılan inanılmaz cennetler var, iyiki de yol yok). az para harcayarak yaşadım. kızlara para yedirmedim. kardeşlerimi okuttum ve para biriktirdim. en son mesleğimde ilerlediğim için maaşım biraz arttı, ve kardeşlerim de işe başlayınca bu sefer param birikti ve otomobil ile ev aldım işte. sonuç olarak şu anda param var ancak hâlâ bu basit yaşam tarzımı sürdürüyorum ve mutluyum çünkü yaz aylarında geziyorum, dağlara çıkıyorum bisiklet ile, kamplar kuruyorum, arkadaşlarım var, rahatım, işim rahat, binlerce dolar kazanmıyorum belki ama kendimce benim de mutlu olacak şeylerim var. İngilzice'yi bile kendim evde sıfır masraf ile çalışarak geliştirdim, kendi kendime konuşma pratikleri yaptım evde rutin olarak (internet sağolsun), ve iyi konuştuğumu düşünüyorum. bizim Türk insanının yapması gereken budur. basit ve tutumlu yaşamak + ülkenin avantajlarından faydalanmak. elindekiyle en iyisini başarmaya çabalamak. sonuçta bir aile kurarsanız ve akrabalarınız ile mutlu iseniz, o zaman ABD'de yıllık 150K$ kazanan adamdan daha huzurlu olabilirsiniz. fakir ama huzurlu. ciddiyim. ben kendim henüz evlenmedim ama en azından maddi olarak rahat hissettiğim bir konum elde ettim, az denebilecek bir maaş ile.

    sözün özü, ülkemizi hep eleştiriyoruz, birçok konuda eleştirmekte sonuna haklıyız, sömürülüyoruz, hak ettiğimiz şeyleri elde edemiyoruz, ancak, bu ülkede gerçekleşen tüm her şeye rağmen kafanızı kullanıp ülkenin halen ölmemiş olan az miktardaki iyi şeyinden faydalanırsanız (aile-dostluk kavramlarının hâlâ ölmemiş olması ve coğrafyamızın tüm çalışmalara rağmen hâlâ ölmemiş güzellikleri gibi) o zaman en azından belli ölçüde hayatınızı yaşayabiliyosunuz. iyi şeyler hâlâ var. ya da vardı. zira, ben yazdıklarımı 2009-2020 arasında yaptım. ABD'nin parasal genişleme dönemi idi. ve yukarıda yazdığım aile profilleri de bu dönemde yaptılar o yazdıklarımı. büyük 2020 krizinin ardından yeni gelen nesli çok daha zorlu bir ortam bekliyor olacak, ama dediğim gibi, ne olursa olsun elinizden geldiği kadarıyla ülkenin iyi yönlerinden faydalanmaya çalışın. ailenizle-dostlarınızla buluşun, gülün, eğlenin. bisiklet alın, gezin, kamp durun. köyünüz var ise köyünüze gidin, oradaki dinginliği yaşayın. bakın bunların çoğu için artık son dönemdeyiz. biz de adım adım ABD'nin iş anlaşmasına dayalı sosyal düzenini alıyoruz. zaman geçtikçe her şey kötüye gidecek. insanlar arası ilişkilerden tutun da, coğrafyamızın durumuna kadar. parayla satın alınamayacak olan şeyler hâlâ varlar ve yavaş yavaş kötüye gidecekler.

  • < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Zornocuyum memnunum



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi BEYAZ PASSATLI PRENS -- 20 Şubat 2020; 22:53:2 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • babamdan 263 tane daire kaldı bana. tek çocuğum. arabalara ilgim yok kullanmıyorum.Karı kız olayımda yok.Kira gelirinden kazandığım paraları biriktiriyorum. Çünkü mümin kardeşlerimle daha fazla etli pilavlı sohbet yapmak istiyorum.
  • Yönetmenim hayatımdan gayet memnunum ama şu anki vasfımın aldığım eğitimle alakası yok tamamen kendimi geliştirip kendime birşey katmamla alakalı bi durum.

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: emreemustafa

    Yönetmenim hayatımdan gayet memnunum ama şu anki vasfımın aldığım eğitimle alakası yok tamamen kendimi geliştirip kendime birşey katmamla alakalı bi durum.
    Tanıdığım yönetmenlere bakınca çoğu çıkarcı yalaka ve egoist hocam. Sektör böyle mi gerçekten bana mı böylesi denk geldi sizi tenzih ediyorum yanlış anlamayın lütfen



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Havya Makinesi -- 22 Şubat 2020; 0:10:28 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Havya Makinesi kullanıcısına yanıt
    Yok hocam estafurullah niye yanlış anlayayım. Piyasada her çeşitten insan var. Doğru diyorsunuz

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • Lise Mezunuyum Mağaza müdürüyüm

    5 bin tl kazanıyorum
  • quote:

    Orijinalden alıntı: A.SAYGILI

    Lise Mezunuyum Mağaza müdürüyüm

    5 bin tl kazanıyorum
    5 bin TL'ye yüksek diyorsan, Uganda'da yaşıyorsun herhalde. Yüksek ücret kazananlar senin aylık maaşını bir günde harcıyor.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Why Shy

    5 bin TL'ye yüksek diyorsan, Uganda'da yaşıyorsun herhalde. Yüksek ücret kazananlar senin aylık maaşını bir günde harcıyor.

    Alıntıları Göster
    Sen milyonerlerle karistirdin heralde

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: VolcanoPower

    Sen milyonerlerle karistirdin heralde

    Alıntıları Göster
    Evet yüksek ücretin karşılığı milyoner oluyor. 5 bin TL maaş orta gelirli sınıfına girer.
  • Tr simülasyonunda 5 bin ₺ yüksek maaş kategorisine girer.

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • Öncelikle yüksek maaş nedir?
    Kişiye göre değişir. Soru doğru sorulmamış.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Öncelikle yüksek maaş nedir?
    Kişiye göre değişir. Soru doğru sorulmamış.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Öncelikle yüksek maaş nedir?
    Kişiye göre değişir. Soru doğru sorulmamış.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Why Shy

    5 bin TL'ye yüksek diyorsan, Uganda'da yaşıyorsun herhalde. Yüksek ücret kazananlar senin aylık maaşını bir günde harcıyor.

    Alıntıları Göster
    Kardeşim nerede yaşıyorsun bilmiyorum ama en kötü ihtimalle eşiminde asgari ücretle çalıştığını düşünürsek

    7250 TL ile

    Mersin gibi bir şehirde evimide alıp arabamında masraflarını karşılayıp tüm faturalarımıda ödeyip rahatçada geçinebilirim.

    Kendim için konusuyorum
  • Türkiye'de şu minvalde yaşamı olan çok insan var:

    karı-koca ortalama ya da biraz düşük maaş ile çalışıyorlar. eve iki maaş giriyor. aile desteği ile peşinatı ödeyip erkenden ev sahibi oluyolar ve yıllarca kredi ödüyolar. birkaç sene sonra gene aile desteği ile ellerindeki parayı birleştirip ortalama bi otomobil alıyolar.

    bu arada bir ya da iki çocuk yapmış oluyolar. çocuklar ilkokul yaşlarına geldiklerinde evin taksidi bitmiş oluyor.

    bu anlattığım gibi ailesini kurmuş biri iseniz, akşam eve gittiğinizde huzurlu oluyosanız, akrabanız olan ailelerle aranız bozuk değil ise, akşam komşunuzla Beşiktaş'ın CL maçını izleyip eğlenebiliyosanız, o zaman siz belli yönlerden dünyanın en şanslı insanlarından birisiniz.

    bakın size: "aza talim edin, ABD'de millet fıstık gibi hayatını yaşarken siz evde kıt-kanaat yaşıyosunuz belki hayatı yaşayamıyosunuz ama olsun şükredin" demiyorum. kendinizi şanssız hissetmeyin. çünkü iç huzurunuz var. aileniz var. etrafınızda yakınlarınız var. akabalarınız var. dostlarınız var. bunların çoğu gelişmiş ülkelerde pek yok. gelişmiş ülkelerde insani ilişkiler çok sistematik ve kötü. bunu ben demiyorum, milyoner iş adamı bile söylüyor.

    herkesin sahip olduğu şeyler farklı. evet, kabul ediyorum, bugün ABD'deki biri sırf kafası esti diye dünya turuna çıkar. sen ise Türkiye içinde zor gezersin. evet, kabul ediyorum, ülkemizde müthiş bir sömürü sistemi de var. kötü yönlerimiz var. özellikle maddi yönden kötü durumdayız. ama tekrar söylüyorum. bakın, insanın mutlu olmak için sahip olması gereken birçok şeye yine de sahip oluyosunuz. yukarıda anlattığım gibi kafanızın rahat olduğu bir yaşamınız varsa, dostlarınız varsa, gelecek kaygınız çok yok ise, şanslısınız.

    gelecek kaygısının çok olmamasından kastettiğim şey şu. bugün 7-8 senelik evli olan ve ufak çaplı evini arabasını almış olan, çocuk yapmış olan aileler şu durumdalar: bu aileler işsiz kalsalar bile baba parası ile geçinebiliyolar. işsiz kaldıkları gün karalar bağlamıyolar.

    bakın birçok gelişmiş ülkede bu yok. ABD'de bunu yapmak çok daha zor mesela. lütfen beni yanlış anlamayın, ben ateistim ve bu ülkenin birçok sömürüsünden sizden çok çekmiş ve sizden çok nefret eden biriyim, bu ülkeyi övmüyorum, sadece belli yönlerden hâlâ elimizde olan iyi şeyler var diyorum.

    neden bunu söyledim? evet, 12K maaş almayı birçok kişi ister. yüksek maaş almak iyidir. ama, illa gerekli de değildir. az maaş alarak da hâlâ mutlu bir yaşam kurabilen insanlar var ve bu insanlar bunu ülkemizin sahip olduğu bazı avantajlardan faydalanarak yapıyolar.

    benim kendi babam öğretmen emeklisi. bize bakmadı pek. erken yaşta emekli olmayı seçti. dört çocuğuna üniversiteyi nasıl okutacağını hiç düşünmedi çünkü umrunda değildi. ilk üniversite zorluğunu yaşayan ben oldum, çalışarak ve burs kovalayarak üniversiteyi erkenden bitirdim ve hemen işe başladım. kendimden sonra gelen kardeşim üniversiteye başladı ve ona para yollamaya başladım kendi maaşımdan. sonra üçünkü kardeşime de yollamaya başladım. askere giderken kalan birikimimi ikiye bölüp üniversite okuyan iki kardeşime paylaştırdım, benim olmadığım aylarda onu kullansınlar diye. dömüşte para yollamaya devam ettim. aradan 10 sene geçti ve şu anda bile üniversite okumakta olan en son kardeşime bile para ylluyordum ki, bu kardeşim de şu anda üniversiteyi bitirmeden yabancı bir firmada işe başladı ve uzun yıllar sonra ilk defa para yollamayacağım. diğer kardeşlerim zaten mezun oldular çoktan, ve çalışıyolar, hayatlarını kurdular. bunu neden yazdım? bakın benim maaşım yüksek değil, yani birçok insana göre iyi bir maaş ama benim kendi mesleğime göre düşük bir maaş. ama kardeşlerime bu kadar para yollamış olduğum halde 2-3 sene önce otomobil ve ev almayı başardım. hâlâ kredi borcum var ama elimde birikmiş param da oluştu tekrar, yani aslında istesem borcu kapatırım ama kapatmıyorum. bunu yazmamın nedeni şu, ülkemizde maaşlar düşük, sömürülüyoruz, alım gücümüz düşük, böyle olunca vatandaş ne yapıyor? her şeyin ucuz yolunu bulup gösterişsiz bir yaşam tarzını benimsiyor ve geleceğini garantiye alacak yatırımlar yapıyor. yukarıda yazmış olduğum aile örnekleri gibi işte. gösterişsiz yaşam tarzı dediğim de, otele tatile gitmek yerine günübirlik denize gidersin mesela. pikniğe gidersin. her hafta sonu AVM'lerde falan takılıp birsürü para saçmazsın. ülkem insanı bunu yapıp az maaşla da hayatını öyle ya da böyle kuruyor. ben de fakir bir aileden gelmiş olduğum için aynen bu kafa yapısında yaşadım. otel tatili yapmadım, hep günübirlik denize gittik ama cennet gibi yerlere gittik. Türkiye'nin çok yerinde tatil yaptım ama çoğunda kendi çadırımla gidip kamplar kurdum. bisiklet aldım, haftasonu sosyalleşmek için AVM'lerde ya da Cafe'lerde para saçacağıma bisiklet kullandım, bisiklet dostları edindim. dışarıdan yemek yemedim, 3 öğün kendi yaptığım yemeği yedim, işe bile kahvaltı ve öğle yemeği götürdüm ve hâlâ götürüyorum, çok da memnunum, salatasına kadar her şeyi çok güzel yapıyorum ve lezzet alarak yiyorum. etrafımdanki arkadaşlarımın paralar saçıp yedikleri yemeklerden daha lezzetlilerini ve içeriği çok daha kaliteli olanlarını daha ucuz maliyet ile yapıyorum. hem de sağlıklı. Türkiye'de neredeyse kimsenin bilmediği ama yiyenlerin lezzetine inanamadıkları mekik kek gibi alternatif lezzetleri bile kendim öğrendim ve misarifim geldiğinde ya da kendim misafirliğe giderken yaparım götürürüm. sonuç olarak gençliğim tekdüze geçmiş gibi görüneiblir ama aslında Türkiye'yi ben çoğunuzdan fazla gezdim. bisiklet ile çoook turlar yaptım birçok ilde. yıllık 4 bin KM bisiklet kullanıyorum. sizin otomobille ulaşamayacağınız saklı cennetlere ben dağ bisikleti ile ulaştım (çünkü yol yok, anca treking ile ya da bisiklet ile, ya da tekne ile denizden ulaşılan inanılmaz cennetler var, iyiki de yol yok). az para harcayarak yaşadım. kızlara para yedirmedim. kardeşlerimi okuttum ve para biriktirdim. en son mesleğimde ilerlediğim için maaşım biraz arttı, ve kardeşlerim de işe başlayınca bu sefer param birikti ve otomobil ile ev aldım işte. sonuç olarak şu anda param var ancak hâlâ bu basit yaşam tarzımı sürdürüyorum ve mutluyum çünkü yaz aylarında geziyorum, dağlara çıkıyorum bisiklet ile, kamplar kuruyorum, arkadaşlarım var, rahatım, işim rahat, binlerce dolar kazanmıyorum belki ama kendimce benim de mutlu olacak şeylerim var. İngilzice'yi bile kendim evde sıfır masraf ile çalışarak geliştirdim, kendi kendime konuşma pratikleri yaptım evde rutin olarak (internet sağolsun), ve iyi konuştuğumu düşünüyorum. bizim Türk insanının yapması gereken budur. basit ve tutumlu yaşamak + ülkenin avantajlarından faydalanmak. elindekiyle en iyisini başarmaya çabalamak. sonuçta bir aile kurarsanız ve akrabalarınız ile mutlu iseniz, o zaman ABD'de yıllık 150K$ kazanan adamdan daha huzurlu olabilirsiniz. fakir ama huzurlu. ciddiyim. ben kendim henüz evlenmedim ama en azından maddi olarak rahat hissettiğim bir konum elde ettim, az denebilecek bir maaş ile.

    sözün özü, ülkemizi hep eleştiriyoruz, birçok konuda eleştirmekte sonuna haklıyız, sömürülüyoruz, hak ettiğimiz şeyleri elde edemiyoruz, ancak, bu ülkede gerçekleşen tüm her şeye rağmen kafanızı kullanıp ülkenin halen ölmemiş olan az miktardaki iyi şeyinden faydalanırsanız (aile-dostluk kavramlarının hâlâ ölmemiş olması ve coğrafyamızın tüm çalışmalara rağmen hâlâ ölmemiş güzellikleri gibi) o zaman en azından belli ölçüde hayatınızı yaşayabiliyosunuz. iyi şeyler hâlâ var. ya da vardı. zira, ben yazdıklarımı 2009-2020 arasında yaptım. ABD'nin parasal genişleme dönemi idi. ve yukarıda yazdığım aile profilleri de bu dönemde yaptılar o yazdıklarımı. büyük 2020 krizinin ardından yeni gelen nesli çok daha zorlu bir ortam bekliyor olacak, ama dediğim gibi, ne olursa olsun elinizden geldiği kadarıyla ülkenin iyi yönlerinden faydalanmaya çalışın. ailenizle-dostlarınızla buluşun, gülün, eğlenin. bisiklet alın, gezin, kamp durun. köyünüz var ise köyünüze gidin, oradaki dinginliği yaşayın. bakın bunların çoğu için artık son dönemdeyiz. biz de adım adım ABD'nin iş anlaşmasına dayalı sosyal düzenini alıyoruz. zaman geçtikçe her şey kötüye gidecek. insanlar arası ilişkilerden tutun da, coğrafyamızın durumuna kadar. parayla satın alınamayacak olan şeyler hâlâ varlar ve yavaş yavaş kötüye gidecekler.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi 01001101 -- 20 Mart 2020; 23:10:34 >
    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: A.SAYGILI

    Kardeşim nerede yaşıyorsun bilmiyorum ama en kötü ihtimalle eşiminde asgari ücretle çalıştığını düşünürsek

    7250 TL ile

    Mersin gibi bir şehirde evimide alıp arabamında masraflarını karşılayıp tüm faturalarımıda ödeyip rahatçada geçinebilirim.

    Kendim için konusuyorum

    Alıntıları Göster
    7250 TL'de yüksek bir maaş değil ki. Senin yüksek maaş sandığın miktar, zengin birinin günlük çarçur ettiği para.
    Faturalarını ödeyebilmek yüksek gelir sahibi olduğun anlamına gelmiyor.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: 01001101

    Türkiye'de şu minvalde yaşamı olan çok insan var:

    karı-koca ortalama ya da biraz düşük maaş ile çalışıyorlar. eve iki maaş giriyor. aile desteği ile peşinatı ödeyip erkenden ev sahibi oluyolar ve yıllarca kredi ödüyolar. birkaç sene sonra gene aile desteği ile ellerindeki parayı birleştirip ortalama bi otomobil alıyolar.

    bu arada bir ya da iki çocuk yapmış oluyolar. çocuklar ilkokul yaşlarına geldiklerinde evin taksidi bitmiş oluyor.

    bu anlattığım gibi ailesini kurmuş biri iseniz, akşam eve gittiğinizde huzurlu oluyosanız, akrabanız olan ailelerle aranız bozuk değil ise, akşam komşunuzla Beşiktaş'ın CL maçını izleyip eğlenebiliyosanız, o zaman siz belli yönlerden dünyanın en şanslı insanlarından birisiniz.

    bakın size: "aza talim edin, ABD'de millet fıstık gibi hayatını yaşarken siz evde kıt-kanaat yaşıyosunuz belki hayatı yaşayamıyosunuz ama olsun şükredin" demiyorum. kendinizi şanssız hissetmeyin. çünkü iç huzurunuz var. aileniz var. etrafınızda yakınlarınız var. akabalarınız var. dostlarınız var. bunların çoğu gelişmiş ülkelerde pek yok. gelişmiş ülkelerde insani ilişkiler çok sistematik ve kötü. bunu ben demiyorum, milyoner iş adamı bile söylüyor.

    herkesin sahip olduğu şeyler farklı. evet, kabul ediyorum, bugün ABD'deki biri sırf kafası esti diye dünya turuna çıkar. sen ise Türkiye içinde zor gezersin. evet, kabul ediyorum, ülkemizde müthiş bir sömürü sistemi de var. kötü yönlerimiz var. özellikle maddi yönden kötü durumdayız. ama tekrar söylüyorum. bakın, insanın mutlu olmak için sahip olması gereken birçok şeye yine de sahip oluyosunuz. yukarıda anlattığım gibi kafanızın rahat olduğu bir yaşamınız varsa, dostlarınız varsa, gelecek kaygınız çok yok ise, şanslısınız.

    gelecek kaygısının çok olmamasından kastettiğim şey şu. bugün 7-8 senelik evli olan ve ufak çaplı evini arabasını almış olan, çocuk yapmış olan aileler şu durumdalar: bu aileler işsiz kalsalar bile baba parası ile geçinebiliyolar. işsiz kaldıkları gün karalar bağlamıyolar.

    bakın birçok gelişmiş ülkede bu yok. ABD'de bunu yapmak çok daha zor mesela. lütfen beni yanlış anlamayın, ben ateistim ve bu ülkenin birçok sömürüsünden sizden çok çekmiş ve sizden çok nefret eden biriyim, bu ülkeyi övmüyorum, sadece belli yönlerden hâlâ elimizde olan iyi şeyler var diyorum.

    neden bunu söyledim? evet, 12K maaş almayı birçok kişi ister. yüksek maaş almak iyidir. ama, illa gerekli de değildir. az maaş alarak da hâlâ mutlu bir yaşam kurabilen insanlar var ve bu insanlar bunu ülkemizin sahip olduğu bazı avantajlardan faydalanarak yapıyolar.

    benim kendi babam öğretmen emeklisi. bize bakmadı pek. erken yaşta emekli olmayı seçti. dört çocuğuna üniversiteyi nasıl okutacağını hiç düşünmedi çünkü umrunda değildi. ilk üniversite zorluğunu yaşayan ben oldum, çalışarak ve burs kovalayarak üniversiteyi erkenden bitirdim ve hemen işe başladım. kendimden sonra gelen kardeşim üniversiteye başladı ve ona para yollamaya başladım kendi maaşımdan. sonra üçünkü kardeşime de yollamaya başladım. askere giderken kalan birikimimi ikiye bölüp üniversite okuyan iki kardeşime paylaştırdım, benim olmadığım aylarda onu kullansınlar diye. dömüşte para yollamaya devam ettim. aradan 10 sene geçti ve şu anda bile üniversite okumakta olan en son kardeşime bile para ylluyordum ki, bu kardeşim de şu anda üniversiteyi bitirmeden yabancı bir firmada işe başladı ve uzun yıllar sonra ilk defa para yollamayacağım. diğer kardeşlerim zaten mezun oldular çoktan, ve çalışıyolar, hayatlarını kurdular. bunu neden yazdım? bakın benim maaşım yüksek değil, yani birçok insana göre iyi bir maaş ama benim kendi mesleğime göre düşük bir maaş. ama kardeşlerime bu kadar para yollamış olduğum halde 2-3 sene önce otomobil ve ev almayı başardım. hâlâ kredi borcum var ama elimde birikmiş param da oluştu tekrar, yani aslında istesem borcu kapatırım ama kapatmıyorum. bunu yazmamın nedeni şu, ülkemizde maaşlar düşük, sömürülüyoruz, alım gücümüz düşük, böyle olunca vatandaş ne yapıyor? her şeyin ucuz yolunu bulup gösterişsiz bir yaşam tarzını benimsiyor ve geleceğini garantiye alacak yatırımlar yapıyor. yukarıda yazmış olduğum aile örnekleri gibi işte. gösterişsiz yaşam tarzı dediğim de, otele tatile gitmek yerine günübirlik denize gidersin mesela. pikniğe gidersin. her hafta sonu AVM'lerde falan takılıp birsürü para saçmazsın. ülkem insanı bunu yapıp az maaşla da hayatını öyle ya da böyle kuruyor. ben de fakir bir aileden gelmiş olduğum için aynen bu kafa yapısında yaşadım. otel tatili yapmadım, hep günübirlik denize gittik ama cennet gibi yerlere gittik. Türkiye'nin çok yerinde tatil yaptım ama çoğunda kendi çadırımla gidip kamplar kurdum. bisiklet aldım, haftasonu sosyalleşmek için AVM'lerde ya da Cafe'lerde para saçacağıma bisiklet kullandım, bisiklet dostları edindim. dışarıdan yemek yemedim, 3 öğün kendi yaptığım yemeği yedim, işe bile kahvaltı ve öğle yemeği götürdüm ve hâlâ götürüyorum, çok da memnunum, salatasına kadar her şeyi çok güzel yapıyorum ve lezzet alarak yiyorum. etrafımdanki arkadaşlarımın paralar saçıp yedikleri yemeklerden daha lezzetlilerini ve içeriği çok daha kaliteli olanlarını daha ucuz maliyet ile yapıyorum. hem de sağlıklı. Türkiye'de neredeyse kimsenin bilmediği ama yiyenlerin lezzetine inanamadıkları mekik kek gibi alternatif lezzetleri bile kendim öğrendim ve misarifim geldiğinde ya da kendim misafirliğe giderken yaparım götürürüm. sonuç olarak gençliğim tekdüze geçmiş gibi görüneiblir ama aslında Türkiye'yi ben çoğunuzdan fazla gezdim. bisiklet ile çoook turlar yaptım birçok ilde. yıllık 4 bin KM bisiklet kullanıyorum. sizin otomobille ulaşamayacağınız saklı cennetlere ben dağ bisikleti ile ulaştım (çünkü yol yok, anca treking ile ya da bisiklet ile, ya da tekne ile denizden ulaşılan inanılmaz cennetler var, iyiki de yol yok). az para harcayarak yaşadım. kızlara para yedirmedim. kardeşlerimi okuttum ve para biriktirdim. en son mesleğimde ilerlediğim için maaşım biraz arttı, ve kardeşlerim de işe başlayınca bu sefer param birikti ve otomobil ile ev aldım işte. sonuç olarak şu anda param var ancak hâlâ bu basit yaşam tarzımı sürdürüyorum ve mutluyum çünkü yaz aylarında geziyorum, dağlara çıkıyorum bisiklet ile, kamplar kuruyorum, arkadaşlarım var, rahatım, işim rahat, binlerce dolar kazanmıyorum belki ama kendimce benim de mutlu olacak şeylerim var. İngilzice'yi bile kendim evde sıfır masraf ile çalışarak geliştirdim, kendi kendime konuşma pratikleri yaptım evde rutin olarak (internet sağolsun), ve iyi konuştuğumu düşünüyorum. bizim Türk insanının yapması gereken budur. basit ve tutumlu yaşamak + ülkenin avantajlarından faydalanmak. elindekiyle en iyisini başarmaya çabalamak. sonuçta bir aile kurarsanız ve akrabalarınız ile mutlu iseniz, o zaman ABD'de yıllık 150K$ kazanan adamdan daha huzurlu olabilirsiniz. fakir ama huzurlu. ciddiyim. ben kendim henüz evlenmedim ama en azından maddi olarak rahat hissettiğim bir konum elde ettim, az denebilecek bir maaş ile.

    sözün özü, ülkemizi hep eleştiriyoruz, birçok konuda eleştirmekte sonuna haklıyız, sömürülüyoruz, hak ettiğimiz şeyleri elde edemiyoruz, ancak, bu ülkede gerçekleşen tüm her şeye rağmen kafanızı kullanıp ülkenin halen ölmemiş olan az miktardaki iyi şeyinden faydalanırsanız (aile-dostluk kavramlarının hâlâ ölmemiş olması ve coğrafyamızın tüm çalışmalara rağmen hâlâ ölmemiş güzellikleri gibi) o zaman en azından belli ölçüde hayatınızı yaşayabiliyosunuz. iyi şeyler hâlâ var. ya da vardı. zira, ben yazdıklarımı 2009-2020 arasında yaptım. ABD'nin parasal genişleme dönemi idi. ve yukarıda yazdığım aile profilleri de bu dönemde yaptılar o yazdıklarımı. büyük 2020 krizinin ardından yeni gelen nesli çok daha zorlu bir ortam bekliyor olacak, ama dediğim gibi, ne olursa olsun elinizden geldiği kadarıyla ülkenin iyi yönlerinden faydalanmaya çalışın. ailenizle-dostlarınızla buluşun, gülün, eğlenin. bisiklet alın, gezin, kamp durun. köyünüz var ise köyünüze gidin, oradaki dinginliği yaşayın. bakın bunların çoğu için artık son dönemdeyiz. biz de adım adım ABD'nin iş anlaşmasına dayalı sosyal düzenini alıyoruz. zaman geçtikçe her şey kötüye gidecek. insanlar arası ilişkilerden tutun da, coğrafyamızın durumuna kadar. parayla satın alınamayacak olan şeyler hâlâ varlar ve yavaş yavaş kötüye gidecekler.
    Hocam elinize sağlık. Üniden bu yıl mezun oluyorum hazırlıkla birlikte bir yılda uzattım 6 yıl okudum. Bir öğrenci proğramı ile yurtdışında yaşama şansım vardı ama şuan biraz hayal oldu gibi. Tam olarak yazdıklarınızı düşünüyordum acaba Türkiye'de gerçekten mutlu olmam mümkün mü diye. Haklı olduğunuz çok fazla konu var ve bence birazda sizin girişimciliğinizin etkisi olmuş sanki. Örneğin bisiklet ile hiking yapmak.. Türkiye'de malesef hobiler ile pek uğraşmıyoruz nedense oysa ne kadar değirli bir şey. Bana aşıladığınız umut için teşekkür etmek istedim.




  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.