Şimdi Ara

Vikinglerin Amerika'ya Gitmesi

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
14
Cevap
0
Favori
260
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Vikingler cidden Amerika'ya gitti mi?



  • Gittiler. Kuzey Amerika'nın kuzey sahillerinde, Greenland ve Newfoundland adalarında arkeolojik kalıntılar bıraktılar. Vikingler çok iyi denizcilerdi ve maceracılardı. Fetih, yağma, kolonizasyon, ticaret, denizler ve akarsular yoluyla gezginlik yapma konusunda uzmanlaşmış bir halk. Kuzeyin hırpaniliğini taşımaları haricinde aslında Fenikeliler ve Yunanlara oldukça benziyorlar bu açılardan.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Nat Alianovna kullanıcısına yanıt
    Okyanusu aşacak gemi teknolojileri olması gerekir o zaman, peki bu gemiler hakkında günümüze kadar gelen kalıntılar var mı? Amerika kıtasına 1400lerin sonlarında giden gemiler ile farklarını merak ediyorum doğrusu.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: torlofan

    Okyanusu aşacak gemi teknolojileri olması gerekir o zaman, peki bu gemiler hakkında günümüze kadar gelen kalıntılar var mı? Amerika kıtasına 1400lerin sonlarında giden gemiler ile farklarını merak ediyorum doğrusu.
    Norveç'in batı kıyılarından önce İzlanda'ya, oradan Grönland'a, Grönland'dan da Kuzey Amerika'ya geçmişlerdir. Kesintisiz seyir yapmaları zor.
    Norveç-İzlanda arası rotanın en uzun bacağı, bu bacağa kabaca 530 mil desek Viking gemileri de ortalama 5 knot'la seyretti desek 4.5 günde İzlanda'ya ulaşmışlardır. Norveç ile İzlanda arasında takım adalar var, buralara uğrayıp rota bacaklarını kısaltarak gitmiş olmaları da muhtemel.

    Bu seyir süresinin uzamaması için de meteorolojik şartları tahmin etmiş olmaları gerekir çünkü fırtına veya kapalı hava bu süreyi uzatır ve o küçük ahşap gemilerin emniyetli seyir yapmalarını zorlaştırır. Pusula Vikingler'den 1 asır sonra Avrupa'ya geldi, muhtemelen astronomik seyir yaparak yönlerini buluyorlardı. Gündüzleri Güneş'ten yararlanıp geceleri de Kutup Yıldızı gibi takım yıldızlarından yaralanıyor olma ihtimalleri yüksek ama dediğim gibi hava şartlarının müsait olması gerekir bunun için de.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Patavatlı -- 3 Nisan 2020; 19:38:24 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: torlofan

    Okyanusu aşacak gemi teknolojileri olması gerekir o zaman, peki bu gemiler hakkında günümüze kadar gelen kalıntılar var mı? Amerika kıtasına 1400lerin sonlarında giden gemiler ile farklarını merak ediyorum doğrusu.
    Anlaşıldığı kadarıyla var. Kürekli, kuzey denizlerinin ve okyanusun sert koşullarına dayanabilen, görece sağlam gövdeli. Vikingler genellikle kıyıları takip ediyor veya risk alıp açılarak keşif yapıyordu. Yıldızlar ve gök cisimleri sayesinde yön bulabiliyor rüzgarları ve dalgaları tanıyorlardı. Elbette 15.asrın kalyonlarıyla kıyaslanamaz tabii ama Avrupalıların kalyonları da Zheng He'nin seferlerinde kullandığı gemilerle kıyaslanamaz. O kalyonlar aslında o kadar da büyük değildi.

    Vikingleri Yunan ve Fenikelilere benzetmemin sebebi de o. Onların gemileri de kürekli ve daha çok kıyıları takip etmeye ve hızlı manevralar yapmaya elverişli. Bir Yunan triremesine mesela bırak okyanusu Akdeniz'in ortasında denk gelmen çok zordu, çok nadirdi. Böylesi bir yolculuğa kalkışana macera arıyor ya da intihar etmek istiyor gözüyle bakılırdı. Akdeniz'deki denizel antik ticaret ve erzak rotaları büyük ölçüde kıyıları izler. Vikingler de kıyıları izlediler veya Fenikeliler ve Yunanlar gibi maceraya atılıp uzak yerler keşfederek koloniler kurdular. Kuzey Amerika'ya dağılımlarında böyle, kıyıları takip ediyor. Yukarıdaki arkadaşın da dediği gibi kademe kademe zamanla gerçekleşen bir yayılım. Bir anda değil.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Nat Alianovna -- 3 Nisan 2020; 20:19:38 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Nat Alianovna kullanıcısına yanıt
    Peki bu bilgiler İskandinav devletlerinin tarihlerinde var mıydı yoksa son yy da kalıntılar bulununca mı ortaya çıktı?

    Kademe kademe gitmek demek anavatana geri dönmek yeni insanları taşımak da demek olmalı mantıken.
  • Patavatlı kullanıcısına yanıt
    Demek istediğini anladım ama seyir süresine kafam takıldı, İskandinavyadan Amerika kıtası arası mesafe Portekizden Amerika kıtası mesafesine göre çok az olmalı o zaman. Haritadaki gibi olmadığını biliyorum neticede dünya yuvarlak o zaman bilinmese de.

    Yanlış bilmiyorsam 3 ay gibi sürüyordu diye okumuştum 1500lerde gemi yolculukları. Hatta vitamin eksikliğinden yolda çok fazla kayıp da veriliyormuş uzun sürdüğü için.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: torlofan

    Demek istediğini anladım ama seyir süresine kafam takıldı, İskandinavyadan Amerika kıtası arası mesafe Portekizden Amerika kıtası mesafesine göre çok az olmalı o zaman. Haritadaki gibi olmadığını biliyorum neticede dünya yuvarlak o zaman bilinmese de.

    Yanlış bilmiyorsam 3 ay gibi sürüyordu diye okumuştum 1500lerde gemi yolculukları. Hatta vitamin eksikliğinden yolda çok fazla kayıp da veriliyormuş uzun sürdüğü için.
    Bahsettiğim süre Norveç İzlanda arası olan süre, bütün rotadan değil sadece bir parçasından bahsettim.

    Dünya haritaları ekvatoral merkatol projeksiyonu ile elde edildikleri için Ekvator çizgisinden uzaklaştıkça haritadaki çizimler büyür. Yani Ekvator çizgisinden uzak olan yerleri biz normalinden daha büyük görürüz örnek vermek gerekirse Alaska ile İran'ın boyutları hemen hemen aynıdır ama haritalarda Alaska İran'a göre kocamandır, haritada küçücük görünen Gabon ülkesi İzlanda adasından büyüktür, Antartika kıtası Kuzey Amerika'dan küçüktür vs.

    Yani İskandinav ülkelerinin bulunduğu paralel haritalarda olduğundan büyük görünür, Norveç ile Grönland arası haritada daha güneyinde kalan yerlere göre çok uzun görünür ama araları yaklaşık 2600 KM'dir, Akdeniz Dünya haritalarında küçük görünür ama Cebeli Tarık ile Hatay arası 3680 KM'dir. Google Maps'ten mesafe ölç özelliği ile siz de bakabilirsiniz. Gemiler ve uçaklar kıtalararası seyir yapacakları zaman yay çizerek seyrederler buna da büyük dairesel seyir denir. Aslında o yay bildiğimiz dümdüz bir çizgidir ama haritalarda yay gibi görünür projeksiyonundan dolayı.

    Evet o yıllarda seyirler çok uzun sürüyordu ama hepsi okyanusun ortasında 2 kıta arasında sürmüyordu, o zamanlar gemilerin şimdiki gibi limanlara uğrayıp ikmal yapma imkanı yoktu. Avrupa'da çıkıp Hindistan'a giden bir gemi düşünün Afrika'da veya Arap yarımadasında herhangi bir bölgeye yanaşıp ticaret yapması çok riskli. İkmal yapma kabiliyetleri sınırlıydı gemilerin, bu yüzden gıda büyük bir sorundu denizciler için. Sebze, Meyve, et gibi kısa sürede bozulan yiyecekler ilk tüketilir sonra bakliyat ve denizden tutulan balıklarla idame ederlerdi kendilerini. Hatta Türk denizcilik geleneklerinde pazar günleri (askeri gemilerde pazartesi) kuru fasulye günüdür ve o günün menüsü hangi gemide olursa olsun kuru fasulyedir. O zaman ki denizciler C vitamininde uzun süre mahrum kaldıkları için iskorbüt hastalığına yakalanırdı bahsettiğiniz hastalık bu sanırım denizci hastalığı diye de geçer.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: torlofan

    Peki bu bilgiler İskandinav devletlerinin tarihlerinde var mıydı yoksa son yy da kalıntılar bulununca mı ortaya çıktı?

    Kademe kademe gitmek demek anavatana geri dönmek yeni insanları taşımak da demek olmalı mantıken.
    Esas ve maddi ispatı sağlayan arkeolojik bulgu fakat ana kaynak olarak İskandinav Saga geleneği Kuzey Amerika'da Viking varlığını bildiriyordu. Sagada Kızıl Erik ve Leif Erikson figürleri ünlü. İlkinin Greenland'a, oğlunun da Kuzey Amerika kıtasına ayak bastığı söylenir.

    Bir Viking topluluğu bir koloni kuruyor. Koloninin nüfusu zamanla çoğalıyor koloniden yeni sub koloniler türüyor. Kıyı şeridi ve koylar küçük kentler ve kasabalarla doldukça haliyle kıyıyı izleyen, mola verebileceğin, erzak tamamlayabileceğin veya konaklayabileceğin bir rota oluşuyor.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • niye hep gemi ile gitmesini hayal ediyorsunuz? belki buzullar ile gittiler
  • Patavatlı kullanıcısına yanıt
    Evet C vitamini eksikliğinden bahsediyordu epey sonra tespit edilmiş sanırım 200 yıl var en az, o tarihe kadar çok kişi ölmüş diye izlemiştim bir belgeselde. Yaş sebze ve meyveler ile çözülmüş sonrasında bu durum. Kurufasulye geleneği ilginçmiş, teşekkürler bu detay için.
  • Nat Alianovna kullanıcısına yanıt
    Peki Amerika kıtasındaki yerli topluluklarla karşılaştıklarına dair birşey yok mu sagalarda veya arkeolojik bulgularda?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: torlofan

    Peki Amerika kıtasındaki yerli topluluklarla karşılaştıklarına dair birşey yok mu sagalarda veya arkeolojik bulgularda?
    Evet var Thule insanları ve bizim Eskimolar dediğimiz Inuitlerin atalarıyla karşılaştılar, onlarla ticaret yaptılar veya savaştılar. Yerlilere kendi lisanlarında Skraelingjar diyorlar. Antik Yunan ile Roma'nın Barbaroi (Yunanca) veya Barbari'si (Latince) gibi bir anlamı var.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.