Şimdi Ara

Varlık Hakkında

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
25
Cevap
0
Favori
2.443
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Varlık bir midir yoksa çokluk mudur? Varlık sabit midir yoksa oluş mudur? Alışılagelen bazı ontolojik sorular bunlar. Varlık bence her şeye uydurulabilen en genel konsept, ontolojinin ilk anahtar kelimesi. Varlıkla ilgili soruların pek de kesin bir sonucu yok. Varlığın "bir" olduğu bir tanım yaparken her daim sezgiye ve kısmi zorlamaya başvuruyoruz çünkü çokluğu bire indirgemek istiyoruz. Çokluğun aslında bir olduğuna dair tek dayanağımız sezgilerimiz. Çokluğun dayanağı ise duyularımız ama duyularımızın nüfuz yeteneği sınırlı ve "arkadaki biri" görme yetisinden yoksun ise o zaman duyular tek başına yetersiz ve güvenilmez kalıyor. Sezgiler ise en başından beri yetersiz ve güvenilmez çünkü sezgiler de tıpkı duyular gibi her zaman riskli ve ilaveten olarak bilmekte hayati önem arz eden gözlem limitini umarsızca atlıyor. Bu durumda ne yapmalıyız? Hem duyular hem de sezgileri kullanıp risk almalıyız risk almaktan başka çaremiz yok. Hata payını kabul ederek bir teori üreteceğiz. Bilimsel olarak başarısızlık garanti gibi... Ama metafiziksel veya teorik fizik anlamında gerçeğe piyango gibi isabet etmemiz veya çoktan etmiş olmamız çok olası. 

    Benim örnek piyangom, varlık bir ama farklı kanalize olma biçimleriyle daima türleşiyor ve çokluk meydana getiriyor. Heraklitos'un da dediği gibi bir çok, çok bir. Bir ve çok aynı şey yalnızca biz tamamen algılayamıyor veya bilemiyoruz. Yalnızca zayıfça dile getirebiliyoruz. Mevzunun uhreviliğinden ötürü. 

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >







  • Tam olarak neyin varlığından bahsediyoz. O bilinen meşhur "maddesel" varlıksa eğer, jakpotu yakaladık



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Mr. Cheritto -- 1 Temmuz 2020; 17:50:7 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Mr. Cheritto

    Tam olarak neyin varlığından bahsediyoz. O bilinen meşhur "maddesel" varlıksa eğer, jakpotu yakaladık
    Salt düşünce (abstract thinking) konusu olarak varlık. En genel. Tabii ki modern bilim materyalizm ile çok güçlü bağlara sahip ve modern bilimde elbette varlık = madde, enerji, uzay - zaman yani olgusal olan, materyal nesnel dünyaya dair her şey. Daha spesifik olarak söylersek kuantize partiküller veya kuvvet alanları bilimde varlıktır. Yokluğa değinmedim. Yokluk hakkında ontolojik yargıda bulunmak sağlıklı olmasa da yokluğun varolmadığına inanıyorum. Değişim ancak birbirine göre konumlanan ve birbirini takip eden varlıkla açıklanabiliyor yokluk varolsaydı varlıklar daima birbirine dönüşmek/birbirlerini etkilemek yerine sonsuz bir boşlukta kalıcı olarak donma riski taşırdı. İyi hoş bilimde boşluğun varlığını işaret ettiğini iddia edebileceğimiz, evrenin geleceğine dair büyük donma (big freeze) kuramları var. Isıl ölümü bir kırılma veya başka bir kozmolojik fenomen takip etmediği sürece yokluğun varolduğu bana iddia edilebilir geliyor.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Ben felsefe üretmekten uzak biriyim. Direk bilimin kafama en yatkın şekilde teorilerini inceler geçerim. Bir bilgiyi fazla didiklemeye değmez ama anlamak (kabullenmek ve alışmak) zorlayabilir : )

    Aslında varlık ve yokuk hakkındaki kuantum fizik açıklamaları gayet yeterlidir.

    Ayrıca bilimde inanca da yer yoktur. Mantığa yatkın bir görüşü destekleriz, yada desteklemeyiz. Yani inanç bir anlamda hiçliğe benzetilebilir, çünkü hiç bir şeyi ifade etmiyor ve gereksizdir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Mr. Cheritto -- 1 Temmuz 2020; 22:58:58 >
  • konu; metafizik
    yöntem; atış serbest.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: avcılarınavcısı

    konu; metafizik
    yöntem; atış serbest.
    Metafiziğin ilgisi ontolojik (varlıksal) mevzular üzerine olsa da ontoloji biraz daha dar bir kapsamda varlığın doğası üzerine bir fikir yürütmedir. Yoktan varlık çıkabileceğini savunmaya ya da ispat etmeye çalış mesela. Hem mantıksal / sezgisel hem de genel anlamda deneysel olarak çok zordur. "İmkansız" denebilir. Yalnızca bilimde istisnai örnekler bulabilirsin ama bu örnekler dahi < varlığın korunumu > ilkesinin mevcut gözlem eşiği dışında kalan farklı bir boyutu olduğunu düşündürür, fizikteki enerjinin korunumu ilkesinin istisnai ihlalinin yalnızca görünürde olduğunu varsaydırır.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Nat Alianovna kullanıcısına yanıt
    quote:

    Yalnızca bilimde istisnai örnekler bulabilirsin

    Örnek yokmu varlık nasıl yok olur ya da yoktan var olan nedir?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-4D62BFE91 -- 3 Temmuz 2020; 0:57:7 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-4D62BFE91

    quote:

    Yalnızca bilimde istisnai örnekler bulabilirsin

    Örnek yokmu varlık nasıl yok olur ya da yoktan var olan nedir?
    Mesela zayıf kuvvetin aktarıcısı bosonlar enerjinin korunumu ihlal edecek kadar masif kütleli zayıf kuvvet etkileşimi için çöken hiçbir parçacık o kadar kütle enerjisini üretemez.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Nat Alianovna

    Mesela zayıf kuvvetin aktarıcısı bosonlar enerjinin korunumu ihlal edecek kadar masif kütleli zayıf kuvvet etkileşimi için çöken hiçbir parçacık o kadar kütle enerjisini üretemez.

    Alıntıları Göster
    "if you can't tell a thing to a 6-Year-old, then you don't understand" - Einstein

    Dostum makro dünyadan bir örnek yokmu? mesela benzini yaktım kayboldu falan




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-4D62BFE91

    "if you can't tell a thing to a 6-Year-old, then you don't understand" - Einstein

    Dostum makro dünyadan bir örnek yokmu? mesela benzini yaktım kayboldu falan

    Alıntıları Göster
    Zayıf kuvvet evrenin her yerinde var. Yani makro bir örneğe gerek yok bence. "Makro" yalnızca bir ölçek kategorisi. Farklı bir örnek olarak uzay boşluğunda ortaya çıkan sanal parçacık çiftleri var. Ama işte onların uzaya yayılmış bir negatif alanın ürünü olduğu düşünülüyor. Yani yoktan var oluyor gibi gözükenlerin varlıktan var olma durumları gözlem eşiği dışında kalıyor olabilir. Kuantizelik zaten her şeyin, madde ve enerji dağılımının kesikli ve olasılıklı olması anlamında ama enerji, yük, momentum vb gibi korunum ilkeleri sözkonusu. Bir yere kadar bilimdeki mevzuları en teknik detaylara değinmeden basitleştirebilirsin interneti ve bu sitenin mevzu bahis bu sayfasını 6 yaşındaki veletler kullanmıyor.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Nat Alianovna kullanıcısına yanıt
    termodinamiğin 1. yasası yanlış mı yani?
  • İstisnai olarak "evet".

    Biraz açık konuşacağım bozulmaca yok yalnız. Şimdiye kadar konuya atılan mesajlardan ontoloji, doğabilim ve epistemoloji konularında ciddi okuma eksikliği sezinliyorum. İlkiniz eser miktarda kuantum (anlaşılamayan veya bilinmezlikle dolu olarak addedilen, pratikte kütleçekim ayağı eksik olan bir kuantum fiziğinin her şeyi yeterli şekilde açıkladığını iddia ederek), ikinciniz eser miktarda pozitivizm veya Marksist ontoloji, sonuncunuz ise azıcık determinizm ve klasik türden fizik / bilim okuyarak bazı salt ontolojik inançlar benimsemişsiniz. Felsefe konusunda hiçbir iddiası olmadığını düşünen (ama böyle diyerek de hata yapan) arkadaşa etiken bir şey demiyorum ama diğer ikinizin birazcık daha mütevazi olması gerekiyor. Yoksa sıradan denebilecek ontolojik inançlarımızı dile getirmenin ötesine gidemeyiz şu anda kısmen benim de yaptığım gibi.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Nat Alianovna

    İstisnai olarak "evet".

    Biraz açık konuşacağım bozulmaca yok yalnız. Şimdiye kadar konuya atılan mesajlardan ontoloji, doğabilim ve epistemoloji konularında ciddi okuma eksikliği sezinliyorum. İlkiniz eser miktarda kuantum (anlaşılamayan veya bilinmezlikle dolu olarak addedilen, pratikte kütleçekim ayağı eksik olan bir kuantum fiziğinin her şeyi yeterli şekilde açıkladığını iddia ederek), ikinciniz eser miktarda pozitivizm veya Marksist ontoloji, sonuncunuz ise azıcık determinizm ve klasik türden fizik / bilim okuyarak bazı salt ontolojik inançlar benimsemişsiniz. Felsefe konusunda hiçbir iddiası olmadığını düşünen (ama böyle diyerek de hata yapan) arkadaşa etiken bir şey demiyorum ama diğer ikinizin birazcık daha mütevazi olması gerekiyor. Yoksa sıradan denebilecek ontolojik inançlarımızı dile getirmenin ötesine gidemeyiz şu anda kısmen benim de yaptığım gibi.
    Beni ilgilendirmeyen bu detayları (konuları) boş yere kasıp durma. Kendi (özgün) felsefeni yap yine ona karışan yok



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Mr. Cheritto -- 3 Temmuz 2020; 11:8:2 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Mr. Cheritto

    Beni ilgilendirmeyen bu detayları (konuları) boş yere kasıp durma. Kendi (özgün) felsefeni yap yine ona karışan yok

    Alıntıları Göster
    Hayal kırıklığı yaratıyorsun.

    Bilimde inanç var, mantığa yatkın görüş mantığa yatkın inanç oluyor, bilimin dinden farkı bilimin inançlarında iman olmaması, anlatısının duyular / gözlemle denenmesi ve açıklayıcı (mekanik) olması. Bu benim icat ettiğim bir şey de değil. Bilimin bu tertibine hipotetik realizm deniyor. Savunduğum yaklaşım bu. Tekrardan söylüyorum; hipotetik realizmi ben yaratmadım.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Nat Alianovna kullanıcısına yanıt
    Bilimde inanca yer yok. Bir hipotez mantığa uygun bir şekilde ya desteklenir yada red.
  • Bu sorular Antik Yunan Felsefesinden kalma çözüme ulaştırılmış meseleler.

    Şeyler potansiyelden aktüel hâle geçerler. Evrendeki hâreketi-değişim- inkar etmek mümkün değildir. Bu bu inkar etmek için hiçbir gerekçemiz yok. Yalnızca eğer zaman diye bir şey yoksa değişimi inkar etmek mümkün olabilir. Zamanı inkar etmek ise çok büyük maliyetlere yol açar.

    Her şeyin birer tözü olduğu görüşü Antik Yunandan kalma bir zırvalık. Descartes‘ten itibaren zihinin sui generis, ayrı bir töz olduğu görüşü tartışma konusu oldu. Çoğu çağdaş felsefeci zihin konusunda sadece fiziksel tözün olduğunu düşünür. Töz düalizmi hemen hemen hiçbir felsefecisi tarafından kabul görmüyor. Ben nitelik düalistiyim. Bana göre sadece fiziksel töz gerçektir, ancak zihin fiziksel ve zihinsel olmak üzere iki tür niteliğe sahiptir ve bunlar birbirlerine indirgenemezler. Sonra, soyut nesneler-ahlâki değerleri de dahil ediyorum- konusunda eğer Platonist isek bunlar fiziksel olamazlar. Yok eğer Aristocu realist isek fiziksel olduğu kabul görebilir. Ben ahlâki doğalcıyım yani ahlâki değerletin doğal niteliklere indirgenebileceğini kabul ediyorum. Ancak diğer soyut nesnelerin-matematiksel ifadeler, önermeler, kümeler, mantık yasaları- Tanrı’nın zihninde mevcut olduğunu, ancak bunların sadece yaratılışta temellenebileceğini düşünüyorum.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-596C9B846 -- 3 Temmuz 2020; 10:29:44 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Mr. Cheritto

    Bilimde inanca yer yok. Bir hipotez mantığa uygun bir şekilde ya desteklenir yada red.
    İnanç bir önermeyi doğru olarak benimsemek veya kabul etmek demek. Bilimde en salt ve felsefi anlamıyla "inanç" olmamasını nasıl izah edebilirsin? İnanç olmadan bilim yapamazsın ki. Bir tek bilimin inancının iman formunda olmadığı söylenebilir çünkü bilim sürekli güncelleniyor ve kökten değişimlere açık. Newtonian veya klasik evrenden Einstein veya kuantum evrenlerine, Batlamyus'tan Kopernik'e veya Güneş'i bile evrenin merkezi addetmeyen daha da modern kozmolojilere geçmek gibi.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Nat Alianovna

    İnanç bir önermeyi doğru olarak benimsemek veya kabul etmek demek. Bilimde en salt ve felsefi anlamıyla "inanç" olmamasını nasıl izah edebilirsin? İnanç olmadan bilim yapamazsın ki. Bir tek bilimin inancının iman formunda olmadığı söylenebilir çünkü bilim sürekli güncelleniyor ve kökten değişimlere açık. Newtonian veya klasik evrenden Einstein veya kuantum evrenlerine, Batlamyus'tan Kopernik'e veya Güneş'i bile evrenin merkezi addetmeyen daha da modern kozmolojilere geçmek gibi.

    Alıntıları Göster
    Kökten değişimlere açık olan şey senin inancın. Hayalleri, prensipleri yaratma gücün. Bilimde hayallere yer yoktur. Tutarlılık ve kanıt yeterlidir. Sonuçta ileri seviye teknolojik devide yaşıyoz. Teknoloji olmadan fizik bir hiçtir, ilerlemez. Teknolojinin gelişimine inanıyorum. O bize çok daha fazlasını gösterecektir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Mr. Cheritto -- 3 Temmuz 2020; 11:49:43 >




  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.