Şimdi Ara

Türkiye'de uygulanan korona aşısının üreticisi Sinovac Türkleri banladı (10. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
206
Cevap
1
Favori
25.712
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
216 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 7891011
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Solid State Disk

    Aynen öyle muhterem, tıp da, kitle psikolojisi de, ekonomi ve daha saymadığın hepsi hakkında kendimizi ve ailelerimizi sizin gibi bozuk fikirlilerden korumak için bilgi ediniyor ve bunları hayatlarımıza uyguluyoruz. Sizlerin kuyruk acısı da tam buradan geliyor zaten, ee, eskisi gibi dinleyip sayan yok artık sizi, öyle değil mi ? Kusura bakmayın muhterem, halk artık araştırıyor, sorguluyor. Burada bu konuda yazdığım her kelimenin arkasındayım ve ispatlarını da yaparım. Sizin o fısıldamalarınızın artık hükmü yok, kusura bakmayın, insanlar artık aşıyı da sorguluyor. Sizlerin miâdı dolmak üzere.


    @Huseyin-ZST


    Alıntı

    metni:
    Çok tehlikeli olduklarını ben de düşünüyorum. Bize risk teşkil etmeseler sorun değil de, bize de risk. ABD'de aşı karşıtı danagalakları çeşitli çocuk hastalıklarını geri pörtletti mesela. Senin çocuk aşılı, ama o kadar fazla maruz kalıyor ki, gene de hasta oluyor, hastalanan sayısı artınca mutasyon riski artıyor. Her türlü bize tehditler.


    Kafatasçı tayfasından olduğunuzu sonunda itiraf ediyorsun yâni. Hehehe, sen de bu hızla gidersen müşterisi azaldığından psikolojik bulalıma girip de forumda sağa sola sallayan şu şaşkın sağlıkçı ( Mormegil7 ) gibi milleti köpek yerine koyan Prof. Bingür Sönmez'i geçersin yakında. Size kalsa ( tabii bu cesaret ister ) tıpkı onun gibi aşı olmayanlara hayat hakkı tanınmayacak dâhi dersiniz. Sizin gibi öjenicilerden beklenir doğrusu. Ama o günler eskide kaldı artık, halk gâyet şuurlu ve sorguluyor. Sizin gibilerin kuyruk acısı hep aynı. Ne tesadüftür! ki hep bir şekilde nüfus azaltımı politikalarında birleşebiliyorsunuz. Söyleyince de aslını inkâr edersiniz ve suçu doğaya atar, siz yapmazsanız doğa yapacak dersiniz. Sizin gibilerin miâdı dolmak üzere. Bak siz yine iyi kötü birilerinin ezberlettiği şeyleri tekrar edip duruyordunuz da, sizden sonra gelen gençlik maalesef bu kadarını yapabilmekten de âciz. Şu yazıp duran Fortune 4 isimli üye bunu çok güzel özetliyor, ne argümanı var ne de düşünecek aklı. Bir el at şu fukaraya, yoksa sizin dâvâ gidici heee, benden demesi :)

    He evet. Kafatasçıyım da aynı zamanda.


    İlber hoca stayla böyle. Gözünü kısa kısa capslemişlerdi ya, "çık cihilsin kişki ilsin." modunda kafatasçıyım.


    Aynı zamanda kertenkeleyim de ben. Gözler falan hep çekik.


    Kürtaj hakkı savunucusuyum. Neden? Tabii ki fetüs yiyebilmek için.


    Başka var mı sallayacağın, onu da kabul edelim. İki geyik yapar dalga geçeriz.


    Beni sallasalar ekime, sallamasalar kasığıma kadar. Muhteşem hayatım var. Kimse ile muhatap olmuyorum. Kendi işimi yapıyorum. Üretiyorum. Dünyaya satıyorum. Türkiye'de bir dallama beni sallamasa ne? Zaten görmüyorum ki? Kral gibiyim. Evim ile işim beş dakika. Mis yani. Kebap. Trafik yok, ayak takımı ile muhatap olmak yok. Kendi istediğim insanları görüyor, kendi istediğim adamlarla çalışıyorum. O yüzden beni sallamasa ne, sallasa ne bilmiyorum. Aynı şeyi yöneticilerimiz için de söyleyebilirim. İşime çomak soksa şirket yarın Karadağ'da. Hayatıma çomak soksa ben yarın Hırvatistan'da... Kendimi bu kadar da önemsemiyorum. Ben kimim yani? Sizdeki şu kendine verdiğiniz değerin çeyreğini versem kendime, uhuuuu... minik minik, tatlı tatlı yaşıyorum. Kimse ile muhatap değilim. Kimseye baba demiyorum. Sizin bu yaranız nereden, onu bilmiyorum. Ben ne yaptım size, onu da bilmiyorum.


    Ben sizin hakkınızda hiç varsayım yapmadım. Sığ bir beyin olmadığım için tümden gelim, genelleme de yapmadım. Sizi hiç tanımam. Hakkınızda "sizler öyle de yaparsınız şöyle de yaparsınız" diye sıkmadım. Asıl sizin sonunuz geliyor. İnsanları klasifiye eden ve sığ beyninde yarattığı klasörlere insanları oldurmaya çalışan tiplerin sonu geliyor. Nasıl geliyor? Aç kalarak. İşsiz kalarak. Dünya hızlı değişiyor. Bir meslek ediniyorsun, mesleğin emekliliğinin yarısı gelmeden anlamını yitiriyor. Adapte olabilen, klasifikasyon ve genelleme yapmayanların öngörüleri çok daha İsabetli olacağı için, ikinci mesleklerini oluştururken daha doğru kararlar verecekler. Veremeyen de aç kalacak. Dolayısıyla çanlar genelleme yapanlar için çalıyor solid state!!


    Nihihihihihihihi...


    Sen uzattikça dalga geçmeye devam edeceğim. Senin hakkın bu çünkü. Ben sana hiç laf sallamadım. Sen sallamadan duramıyor ve durmadan terbiyesizlik ediyorsun. O yüzden seninle dalga geçeceğim. Düşündüğün şeylerden ötürü değil. Hitabetin suçlamaların, genellemelerin sebebi ile. Edepli şekilde tartışmayı özledim lan. Herkes mi kavgacı?


    Bence istersen bana cevap vermeyi kes. Çünkü sen cevap verdikçe ben de seninle dalga geçmeye devam edeceğim. Açıkça ifade ediyor ve peşinen uyarıyorum.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Huseyin-ZST -- 19 Ocak 2021; 20:42:13 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Twitter’da Böyle Bir Açıklama Yapıldı Nedenini Bilen Bakıp Söyleyebilir mi? https://****/YAPYAP

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • ilhan_28 kullanıcısına yanıt
    Aşının güzellemesini yapmaya gerek yok da senin gibiler domuz gribinde de türemişti yok oldular sandık da olmamışlar. Komple teoristleri bitmez bizim memlekette..
  • quote:

    Orijinalden alıntı: gowlet

    Aşının güzellemesini yapmaya gerek yok da senin gibiler domuz gribinde de türemişti yok oldular sandık da olmamışlar. Komple teoristleri bitmez bizim memlekette..

    Tüm dünyada var bu aga. Dünyanın gidişatı baş döndürücü düzeyde ve sonuçta gerçekten bir hakim sınıf durumu mevcut. Hali ile çeşitli komplo teorileri üretmeye imkan tanıyor bu durum. Dünyada ciddi bir nüfus dünyanın düz olduğuna ama dünyanın bir küre olduğuna inandırıldığımıza, aya hiç gidilmediğine falan inanıyor mesela. Hatta benim bu konuda bir teorim var. İzlediğimiz ay yolculuğu görüntülerinin bir kısmının gerçek, bir kısmının görüntünün şekil gözükmesi için set çekimi olduğunu düşünüyorum. Onlarca bozuk görüntü var. Çok da gerçekçi. Bunlar gerçek görüntüler. Arada da sabit kamera, özenle çekilmiş görüntüler var. O görüntülerin, aya ilk defa ayak basan bilim adamları tarafından 1960'lı yıllarda çekilebileceğine inanmıyorum. Işık karşıtlığını ayarlayacak, gölgeyi ayarlayacak. Elinde bir tost makinesi var. Kocaman giysiler içinde. Öküz gibi fanusu var. Kamerayı düzgün ayarlayacak da çekecek. Bir yandan da onlarca görevi var. Onları yerine getirecek. Acayip teknik detayları aynı anda düşünecek. Kafada bir milyon tilki geziyor o sırada. Bir de cillop gibi görüntü çekecek. Bence imkansız. O yüzden izlediğimiz görüntülerin bir karma olduğunu, denilen tarihte aya gidildiğini, ABD'nin uzay savaşına noktayı koymak ve halkını goygoylamak için özenle çalıştığını düşünüyorum. Yani, ben siyasetçi olsam öyle yapardım.  


    Neyse, konuya dönelim. Devletler ve güç sahipleri çeşitli konularda halklarını çokça ve sıklıkla kerizlediği, alenen yalan söylediği ve sonra bu yalanlar yıllar içinde bir bir ortaya çıktığı için güvensiz kitlenin bir kısmı komplo teorilerine meyyal oluyor.


    ABD'nin çölde atom bombası denemelerinden en çok kim öldü mesela? İnanır mısınız, film üreticileri, aktörler, aktristler. Aynı dönem western filmleri çekiliyor. Onlar da çöle set kurarak çekiliyor. 60'lı yıllarda kanserden ölen o kadar fazla set işçisi ve aktör/aktrsit var ki inanamazsınız. Böyle dangalaklıklar güven kırıyor. Hepimizin güveni kırık. Ama bir kısmımız komplo teorilerinin yarattığı çukura düşüyor. Ben ise bu teorileri birer "beyin jimnastiği" olarak görüyorum. "Teorideki çıkar gruplarının amacı ne o zaman? Bunu yaparak ne çıkar sağlıyor? Çıkar çatışmaları gereği bu teori uygulamada mümkün mü?" Bunları deşiyorum. Tamamen beyin jimnastiği amacı ile. Nihayetinde bu teorilerin tamamına yakınında büyük delikler var. Özellikle de çıkarı olanların çıkarını koruması meselesinden patlıyorlar genelde. Patlamayan çıkarsa, aklımın bir köşesinde tutarım. "Lan acaba mı lan?" derim. Ama henüz böyle bir durumda kalmadım. Komplo teorilerine inananların, bir komployu tartışırken kurduğun farazi, tamamen teorik cümlelere takılıp, seni canilikle suçlama falan gibi de çok tatliş huyları var.


    "İnsan nüfusu fazla ve azalması lazım" dediğinde, sanki biri çıkıp bizim adımıza karar verip bunu bize çaktırmadan yapsa alkışlayacağım sanıyor mesela. "Teori", "hayal dünyası" veya "olması gereken" ile gerçeği ve olanı ayırt etmek bu kadar mı zor? Çok acayip bir şey yani. Biraz önce cani, dönek (mert olmayan), insanlıktan uzak, başkası adına karar almaya meyyal (kendini tanrı yerine koyan), biri olmakla itham edildim de...  Bir de biz örgütlü bir kitleymişiz gibi böyle...

    "Siz şöylesiniz. Böylesiniz."

    Evet. Biz DAKP mensubuyuz komple. Dünyanın "Ağını keseceğiz" partisi...  




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Huseyin-ZST -- 19 Ocak 2021; 22:19:4 >




  • geri açıldı türkiye erişimine

  • Merak etmeyin onlar sizin yerinize atarlar :))

  • quote:

    Orijinalden alıntı: gowlet

    Aşının güzellemesini yapmaya gerek yok da senin gibiler domuz gribinde de türemişti yok oldular sandık da olmamışlar. Komple teoristleri bitmez bizim memlekette..

    Domuz gribinde de benzer bir korku pompalaması sonucunda(Covid'in başlarında olduğu gibi ; gerçeğin yakınından geçmeyen tahminler, ölüm oranıyla ilgili alenen söylenen yalanlar vs.) bazı avrupa ülkeleri kullanabileceklerinden çok daha fazla grip aşısı siparişi verdiler. Olayın fason olduğu ortaya çıkınca ellerinde kalan milyonları başka ülkere sattılar. Ha onlar neden aldılar ayrı bir araştırma konusu.


    http://news.bbc.co.uk/2/hi/health/8438663.stm





  • .



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi determinant1 -- 20 Ocak 2021; 3:1:14 >
  • Solid State Disk kullanıcısına yanıt

    İbretlik paylaşım sübhanallah


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • determinant1 D kullanıcısına yanıt

    mesajı niye sildin daha okuyacaktık

  • Huseyin-ZST kullanıcısına yanıt
    işyerimizde teknisyen bir adam aşı olmayacağını söylediğinde ise onu dövecek kadar sinirlendim fakat sonradan bana giren cıkan birşey olmadığını düşünüp onu affettim.

    yurt dışı uçuşlarım var. pasaport kontrolünde aşımı gösterip geçtikten sonra başkasının olup olmaması cok ta umrumda değil artık. .

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: berkandinçay

    işyerimizde teknisyen bir adam aşı olmayacağını söylediğinde ise onu dövecek kadar sinirlendim fakat sonradan bana giren cıkan birşey olmadığını düşünüp onu affettim.

    yurt dışı uçuşlarım var. pasaport kontrolünde aşımı gösterip geçtikten sonra başkasının olup olmaması cok ta umrumda değil artık. .

    Aşı pek olarak böyle işlemiyor. Herkes olmadığı sürece biz de bir miktar risk taşımaya devam edeceğiz. Ancak öldürmez. Hasar bırakmaz.


    Sağlık personelini zorlar. SGK'yı zorlar. Bilim adamına ve ilaç şirketlerine ekmek kapısı olur.


    Şöyle ki, aşı olmanız hasta olmanızı yüzde yüz engellemeyecek. Dolayısı ile etrafınızda hastalığı ağır geçiren arkadaşlar sizin ufak da olsa hasta olmanıza sebebiyet verebilir. Vermeye de bilir. Henüz bilmiyoruz.


    Ek olarak da, hasta sayısı ne kadar çok olursa, mutasyon ihtimali o kadar yüksek. Mutasyonlardan birine karşı aşınız koruma sağlamayabilir gelecekte.


    Zaten sıklıkla olacağız bu aşıyı ve hatta belli bir süre içinde grip aşısının içine katılması bile mümkün. Gribe dönecek bu iş gibi duruyor. Aşıyı olan ya hiç hasta olmayacak, ya da olsa bile hafif geçirecek. Aşıyı olmayan bir ihtimal ağır geçirecek. Küçük bir ihtimal de ölecek.





  • Huseyin-ZST kullanıcısına yanıt
    berkandinçay B kullanıcısına yanıt

    Alıntı

    metni:
    Aşıyı olmayan bir ihtimal ağır geçirecek. Küçük bir ihtimal de ölecek.


    Ya bu dediğinizin tam tersi olur ve aşı olmayanlar daha sağlıklı kalırsa ? Bilim elbet bu ihtimali de düşünür de, sizlerin ettiğinden şüpheliyim.

    Kaldı ki, aşı olmayan zaten hiç olmaz, ama bir kere olan sonradan gelecek tüm aşılara da bir nevî mecbur kalır.


    @berkandinçay


    Alıntı

    metni:
    İşyerimizde teknisyen bir adam aşı olmayacağını söylediğinde ise onu dövecek kadar sinirlendim.


    Bunlar hiç akıl kârı ifâdeler değil, normal bile değil. Keşke bir sorsaydınız neden öyle bir karar almış o teknisyen ? Belki siz ve ailenizin faydasına dokunacak bir bilgi çıkardı ondan, siz de edinirdiniz. Çıkmasa da en azından adamın sebebini öğrenmiş olurdunuz.





  • quote:

    Orijinalden alıntı: Solid State Disk

    Alıntı

    metni:
    Aşıyı olmayan bir ihtimal ağır geçirecek. Küçük bir ihtimal de ölecek.


    Ya bu dediğinizin tam tersi olur ve aşı olmayanlar daha sağlıklı kalırsa ? Bilim elbet bu ihtimali de düşünür de, sizlerin ettiğinden şüpheliyim.

    Kaldı ki, aşı olmayan zaten hiç olmaz, ama bir kere olan sonradan gelecek tüm aşılara da bir nevî mecbur kalır.


    @berkandinçay


    Alıntı

    metni:
    İşyerimizde teknisyen bir adam aşı olmayacağını söylediğinde ise onu dövecek kadar sinirlendim.


    Bunlar hiç akıl kârı ifâdeler değil, normal bile değil. Keşke bir sorsaydınız neden öyle bir karar almış o teknisyen ? Belki siz ve ailenizin faydasına dokunacak bir bilgi çıkardı ondan, siz de edinirdiniz. Çıkmasa da en azından adamın sebebini öğrenmiş olurdunuz.

    En başta dediğim gibi... Herkes kendi kararını verecek ve kendi kararlarının sonucuna katlanacak.


    Eğer bu Bill, gerçekten şeytani ise ve bir örgütlü üst akıl var ise, ben ya erken öleceğim, ya üreyemeyeceğim ve kararlarımın sonucuna katlanacağım. Siz de eğer bu iddialar deli saçması ise boş yere aşılanmamış olacaksınız ve hem kendinize hem de temasta olduğunuz herkese risk teşkil edeceksiniz. Sonuçta en başta dediğime dönüyor. Herkes kendi kararını verecek ve bu kararın sonuçlarına katlanacak.


    Size zorla aşı yaptıramayacağımıza göre, sizin sebep olduğunuz riske de mecbur katlanacağız. Aldım kabul ettim. Canınız sağ olsun.


    Şahsi fikrim, komplo teorilerine inanan arkadaşların çoğunun oldukça genç olduğu yönünde. Dolayısı ile zaten aşı sırası bu arkadaşlara çok geç gelecek. O sırada da bir çoğu bunların deli saçması olduğuna ikna olur gibi geliyor bana. Olmayan küçük bir yüzde kalır ise zaten sorun yoktur. O da onun tercihidir. Ama bunlara inananların nüfusu ne kadar yüksek olur ise, toplumun geneli için risk artacak. Ancak gene, kimsenin size zorla aşı yaptırma hakkı yok. Yetişkinler için durum bu. Çocukları bilemem. O konu çok karışık. Çocuk felci aşısına şüphe ile yaklaşan bir dangalak aile hayal edelim. Çocuğun üzerinde her türlü hakkı var mıdır bu ailenin? Yoktur. Çocuğunun çocuk felci aşısını olmasını istemiyor. Ne yapacağız? Kendi ile ilgili karar almıyor bakınız. Çocuğu ile ilgili karar alıyor. Buna izin verecek miyiz? Bu ayrı bir tartışma konusudur. Ancak, yetişkin bir birey için zorla aşı söz konusu olmamalı.


    Ancak şunlar da var: Avrupa, Schengen içinde dahi seyehatlerde aşı karnesi soracak. Dolayısı ile aşısız Avrupa'ya gidemeyeceksiniz mesela. Veya aşı olmadınız. Öğretmensiniz. Okullar açıldı. "Ben aşı olmadım, okula gelmem" diyemeyeceksiniz. Ya aşısız okula gideceksiniz. Hem kendiniz risk taşıyacaksınız, hem çocuklara risk yaratacaksınız. Ya da istifa edeceksiniz. Böyle sıkıntılar olacak. Yapacak bir şey yok.


    ----------------------


    Türkiye 1960'lı yıllarda nüfus planlaması modeline geçti. Nedir bu? Ailelere bakabileceği kadar çocuk yapmayı özendirme, doğum kontrol yöntemlerini öğretme falan... Ancak Türkiye kuruluşundan itibaren 1960'lı yıllara kadar nüfusunu arttırmaya özenle uğraşan bir ülke konumunda idi. Hatta, 1920'li yıllardan itibaren, 1950'li yıllara kadar defalarca bekarlara ek vergi konusu meclise gelmiştir. Çocuk yapmanın asli vatani görev sayıldığı bir dönem bu dönem. Gazetelerden de, resmi yazılardan da takip edebilirsiniz. Osmanlı son 35 yılında devamlı savaşta olduğu için, dönemin Anadolu nüfusu hem kadın/erkek açısından çok dengesiz hem de nüfus azdır. Bunu arttırma çabası mevcuttu. Sonra, 1960'larda birden nüfus planlaması modeline geçilince toplumun bir kesiminde kafa karışıklığı oluştu. Çocuk felci ile mücadele konusu mesela. Özellikle doğu anadoluda yaygın inanış devletin kendilerini kısırlaştırmak istediği idi ve çocuk felci aşısından kaçınma arttı o dönem. Aynı şekilde çiçek aşısı. Türkiye, çiçek hastalığını coğrafyasından silen ilk ülkelerden biridir. Ancak, bu kısırlaştırma goygoyu ile mücadele de işin önemli bir parçası idi. Şu anki nüfusumuza baktığımızda, görüyorum ki, bu goygoyların TAMAMI yersiz imiş.


    Mevcut düzende, erken ölmeniz için çok sebep var. Ama ölmemeniz ve yaşatılmanız için de çok sebep var. YAŞATILMANIZ diyorum, çünkü tıp bugünkü tıp olmasa bu nüfusun kabaca %70'i bugün hayatta olmayacaktı. Ya doğmayacaktık. Annemiz düşük yapacaktı. Ya ölü doğacaktık. Ya bebekken ölecektik. Ya da çok basit, aptal bir sorundan gencecik ölecektik. Kendimden örnek vereyim: tıp bugünkü tıp olmasa ben 22 yaşında orta kulak iltahabından ölecektim. Bir yandan hayatımızdaki çoğu şey yapaylaşıyor. Yediğimiz yemekten, giydiğimiz kıyafete... Bunlar kansere ana sebep. Stresimiz artıyor. Kansere ana sebep. Bir yandan da çözümü geliyor. Türkiye'de 1980-2005 aralığında erkekler en çok neden ölüyordu? Kalp krizi. Göm iskenderi, spor yapma, sigara iç, alkol al. 50 yaşında kalp krizi... Baybay... Azalıyor bu trend. Neden? İnsanlar riskli aralıkta (45-60 yaş) daha az kalp krizi geçirmeye başladı. Beslenme şekilleri değiştiği ve bazı sorunlar erken teşhis edildiği için. 60 yaş sonrası kalp krizi de genelde öldürmüyor. Hastanede ayılıyorsun.


    Bir yandan yıkıyoruz. Bir yandan yapıyoruz. İnsanın ortalama ömründeki zaman içindeki artışa baktığımda ben sizden daha umutluyum. Sistemin içindeki bug'ların farkındayım. Para tuzaklarının farkındayım. Ama gene de sizden daha ümitliyim.





  • quote:

    Orijinalden alıntı: Solid State Disk

    Alıntı

    metni:
    Aşıyı olmayan bir ihtimal ağır geçirecek. Küçük bir ihtimal de ölecek.


    Ya bu dediğinizin tam tersi olur ve aşı olmayanlar daha sağlıklı kalırsa ? Bilim elbet bu ihtimali de düşünür de, sizlerin ettiğinden şüpheliyim.

    Kaldı ki, aşı olmayan zaten hiç olmaz, ama bir kere olan sonradan gelecek tüm aşılara da bir nevî mecbur kalır.


    @berkandinçay


    Alıntı

    metni:
    İşyerimizde teknisyen bir adam aşı olmayacağını söylediğinde ise onu dövecek kadar sinirlendim.


    Bunlar hiç akıl kârı ifâdeler değil, normal bile değil. Keşke bir sorsaydınız neden öyle bir karar almış o teknisyen ? Belki siz ve ailenizin faydasına dokunacak bir bilgi çıkardı ondan, siz de edinirdiniz. Çıkmasa da en azından adamın sebebini öğrenmiş olurdunuz.

    Bu arada "bir nevi mecbur kalır" demişsiniz. Hiç anlamadım. Niye kalsın?


    Ben önceki sene grip aşısı oldum. Bu sene olmadım. Mecbur kalmak nedir? Onu da anlamadım.


    Yaşlılarımıza her yıl zaatüre aşısı da, grip aşısı da yaptırıyoruz. Yaptırmayı bırakabiliriz. Mesela, devlet baba zaatüre aşısını karneye bağladı. Corona sebebi ile grip ve zaatüre aşılarına talep patladı, bu talebe önlem olarak... 87 yaşındaki anneannemin geçmişinde bir sıkıntı olmadığı için, onun için aşıya gerek olmadığına karar vermiş. Zaten dışarı çıkmayacağı için de kaçakçılığına girmeyi gereksiz bulduk. Yoksa tırt bir zaatüre aşısı lan. Zırt diye getiririm. Neyse, özetle bu yıl aşı olmadı. O yüzden tam anlamadım. Bu "mecburiyet"ten kastınız nedir?





  • 
Sayfa: önceki 7891011
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.