Şimdi Ara

Türk dizilerinin eksikleri ne?

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
141
Cevap
1
Favori
3.018
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Aslında birsürü eksiği var.

    1) Jeneriklerin 2-3 dakika kadar sürmesi. Bunun yerine jenerikleri 5-10 saniye tutup geri kalan isimler dizi başlayınca tv nin en altında kendi halinde beyaz puntoyla 2-3 dakika gözükmesi lazım.

    2) Çok reklam vermeleri bundan bi kaç ay önce kronik bi sorundu (20 dakikada 10 dakika reklam hesapladım) şuan saatte 12 dakikaya indirilmesi gayet yerinde oldu ama şuan bile bu fazla bence 30 dakikada 5 dk reklam yeterli.

    3) En önemli sorun ise hiç şüphesiz dizilerin 50 dk geçmeleri. Yani kvp nin her bölümünün işgal ettiği zamanı yabancı diziler 1 sezon sığdırıyo.

    4) Dizilerimizin sezon anlayışlarının olmaması. Kendilerini bi kaptırıyolar artık siz deyin 200 bölüm ben diyeyim 250 bölüm.

    5) Birde çektikleri kameraların çok parlak durması yani ortamda doğallık yok. Yabancıların dizilerinde ise biraz daha görüntü soluk acaba nedendir hep merak etmişimdir.


    eet beyler başkas ne tür sorunları var türk dizilerinin?



  • Sürekli hüzün temalı diziler yapılması, bence ana problem bu.
    İnsanlar da ağlayacak başka şey yokmuş gibi dizilere ağlıyor, bu da beni delirtiyor.
  • Fringe, Supernatural, Vampire Diaries gibi yapımlar Türkiye'de asla yapılmayacaktır. Ezel'i bile temposu hızlı diye çoğu kişi eleştirdi. Bizler maalesef aşk ve komedi çizgisinden çıkamıyoruz. Bir sezonun 50 bölüm olması başka bir konu elbet. Yabancı diziler 3.4 sezonuna girerken 100. bölümleri buluyor, belki bulmuyor bile.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Caccia

    Fringe, Supernatural, Vampire Diaries gibi yapımlar Türkiye'de asla yapılmayacaktır. Ezel'i bile temposu hızlı diye çoğu kişi eleştirdi. Bizler maalesef aşk ve komedi çizgisinden çıkamıyoruz. Bir sezonun 50 bölüm olması başka bir konu elbet. Yabancı diziler 3.4 sezonuna girerken 100. bölümleri buluyor, belki bulmuyor bile.


    evet mesela breaking bad 3 sezon bitti ama toplam 30 bölüm anca eder ama bu 30 bölüm öyle dolu geçtiki 300 bölüm tr dizisinden daha çok konuyu anlattı yalan değil.
    veya the walking dead 1. sezon sadece 7 bölüm çok ilginç gerçekten.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Caccia

    Fringe, Supernatural, Vampire Diaries gibi yapımlar Türkiye'de asla yapılmayacaktır. Ezel'i bile temposu hızlı diye çoğu kişi eleştirdi. Bizler maalesef aşk ve komedi çizgisinden çıkamıyoruz. Bir sezonun 50 bölüm olması başka bir konu elbet. Yabancı diziler 3.4 sezonuna girerken 100. bölümleri buluyor, belki bulmuyor bile.


    Çok insaflı davranmışsın hocam, ben daha bir tane bile adam gibi komedi dizisi görmedim.
  • kahkaha efekti, aynı konular, uzun dizi süreleri ve sezon bölümleri..
  • Sürekli dram olması, çok uzun süreleri, orjinal olmayan hikayeler, ve çok uzatmaları
  • BERBAT OYUNCULUKLAR (Sokaktan geçenlerin toplanması)

    ATV de Kalbim Seni Seçti diye bi dizi var. Arkadaşım bu kadar mı iğrenç olunur adamlar 60 yıldır değişmeden devam eden fakir ama gururlu-zengin şımarık çocukların bi kızı elde etmek için uğraşmalarını anlatıyo.

    Bu nedir ya biraz yaratıcılık çokmu zor
  • Oyunculuklar çok kötü.
    Konular basit.
    Dizi süreli film süreleriyle eşit.
    Çekimler kötü.
    Sansür uygulaması fazla.
  • yaratıcılık yok bu nedenle eski diziler tekrar piyasaya çıktı.örnek olarak sihirli annem ve çocuklar duymasın.
    çocuklar duymasında habire sosyal mesajlar vermeye çalışıyor; trafik kuralları , kurban kesimi vs. bunları yapmaları iyi güzelde dizi dizilikten çıkıp ramiz dayı gibi öğütler veriyor.
  • Konuların genelde aynı olması.

    Oyuncuların (istisnalar hariç) çoğunca boş beleş, şımarık tiyatro elemanları olması; dolayısıyla kötü, samimiyetsiz rol yapmaları.

    3-4 saate uzatılan bir bölümün çok ağır ilerlemesi, temposunun düşük olması.

    Hep aynı çekim teknikleri. Mesela dizi başlarken boğazdan geçen vapur manzarası, vapurun üstünden geçen martılar, bahçeli bir ev ve kuş sesleri, güzel cepheli bir apartmana yakınlaştırmalar vs.
    Aynı intro müziğiyle hep aynı dizi girişleri.

    Jenerik müzikleri de hiç orjinal değil artık. Çoğu başka bir dizinin, filmin, şarkının müziğinden alıntı veya çalıntı.
    Son zamanlarda şarkılardan dizi yapıp o şarkıyı kullanma moda oldu.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi recplayer -- 18 Temmuz 2011; 23:20:55 >
  • şuncacık bütçe ayrılmıyor dizilere.
    komedi ile aşk hariç konusu olan tek bir dizi yok. ha bir de polisiyeler... hiç birinden de bir halt olmaz.
  • Tek kelime.

    Yaratıcılık.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: 4hm3t.#

    şuncacık bütçe ayrılmıyor dizilere.
    komedi ile aşk hariç konusu olan tek bir dizi yok. ha bir de polisiyeler... hiç birinden de bir halt olmaz.


    +1
  • Çekim mekanları çok sığ. Dört tahta çakıyorlar oluyor sana set.. Şu konuda ülkesinin dağıdan taşından suyundan faydalanmayan bir tek biz varızdır. Heleki Türkiye gibi zengin doğa manzaralarına sahipken.. Dizilerde en yapmacık bulduğum husus bu. Bilmiyorum sokağa çıkınca insanlar üstlerine mi atlıyorlar.

    Jenerik müzikleri.. İki tanesi yetiyorda artıyor. E bölüm sayısı fazla sürekli aynı müzikleri duymak ifrit ediyor insanı. Ben Kore dizileri izliyorum genelde 16 bölüm olur. Her dizide de 15-20 tane müzik olur hepside birbirinden enfes.

    Mahremiyet diye birşey kalmadı. Ailecek izlenebilecek türde değil hiçbiri.Sizin yazdığınız unsurlarada aynen katılıyorum.

    Dizi isimleri bile çok kötü. Daha duyar duymaz tiksiniyorum..
  • komedi yok demek biraz insafsızlık olur bence evet günümüzde yok ama bi kaç yıl önce çok kaliteli Tatlı Hayat, 7 numara, Avrupa yakası (ata demirer zamanı), en son babalar duyar, çocuklar duymasın bilmiyorum pek bakmadım ama genellikle şuan leyla ile mecnun tutulan bi dizi bi kere baktım evet yapılan espri türü tr tarihinde yapılanlardan çok farklı. Kısaca arada bir komedi dalında hakkaten iyi diziler geliyodu ama bu çok eskidendi sanmıyorum artık gelecekte bu saydığım dizilere benzeyen komedi dizileri gelceğini.


    Artık bişeyleri aşmamız lazım sonuçta biz bu dizi-film işine yeni başlamadık bu konuda dünyada ilkleriyiz ama gel görki halimize bak arada bir sinemaya türk sinemasına gidiyorum o kadar aksiyonlu sahnelere aç kalmışızki en ufak bir aksiyon sahnesi görünce bi şok başlıyo bende ondan sonra filmi izleyemiyom zaten.

    Kısaca şunu söleyim bu abd dizi ve filmleri 2000 yılından sonra inanılmaz derecede boyut değiştirdi hatırlayın 2000 yılından önce öle teknolojik manyaklıkta film pek yoktu bide şu son 10 yıla bakın inanılmaz derecede kendilerini aştı adamlar yani şuan en çok izlenen filimler hep 2000 den sonraki filmler bizimde dizi sektörümüz 2000 den önce gayet iyiydi yani senaryo ve oyunculuk çok süperdi (çiçek taksi, 7 numara, tatlı hayat, çarli) aklıma gelmeyen daha birçoğunu şuan izliyorum bi çiçek taksi gibi mesela taaa 1995 versiyonları o kadar harika dizilermişki meğer şuanki dizileri sollar vaziyette.

    Yani Abd sineması 2000 den sonra atak yaparken bizim sinema 2000 den sonra iyice düştü bunuda ben para görmeye bağlıyorum hani türk film şirketleri artık paraya para demiyo buda onlarda sadece para hırsı bırakıyo doğal olarak hiç bişeye önem vermiyolar.

    kardeşim madem Arka Sokaklar gibi bi diziyi çekme imkanın var git her bölümde bir cinayeti adli tıpın çözdüğü dizi yap. Arka sokaklar bi başlıyo artık o ekip bi bölümde 4-5 farklı suçu çözüyo lan her bölümde 1 suçu çöz ama geniş tut demi.

    bi diğeri kurtlar vadisi lan kurtlar vadisi bitti sonra kurtlar vadisi terör çıktı o ceza aldı hızlarını alamadılar kurtlar vadisi pusu başladı şimdi bilmem kaçıncı bölümdeler yeter artık o kurtlar vadisi 1 i izleyen toplum büyüdü yerine daha çok hayal düşü kuran çağ geldi bırak şu diziyi artık başka projelere geç artık.


    Dicek gerçekten çok şey var ama şu bi gerçekki Doğuş Yayın grubu yayınladıkları yabancı dizilerle türk insanını aslında dizinin nasıl olcağını bize öğrettiler. Onların sayesinde çoğu insan tr dizilerinde soğumaya başladı.
  • Süre çok uzun bizim dizilerde. 1 bölümle bütün akşam geçiyor yani, film gibi.
  • Sanki ülkede oyuncu yokmuş gibi sürekli aynı oyuncuları görüyoruz ekranlarda. Ben tiyatrocuyum daha doğrusu o yolda ilerleyen bir kişiyim diyelim, konservatuvara hazırlanıyorum. Eğitim aldığım yerde gerçekten üst düzey yetenekte insanlar var. Türkiye'de bir dizi için cast oluştururlurken oyunculuk bakılan son şeydir maalesef. Eğer yakışıklı ve güzelsen bir dizide rol alacaksandır muhakkak. Bunun dışında dizilerin birbirini kopya etmesi var. Bir dizideki konu diğer diziye konu olabiliyor.
  • Bizim ülkemizde, dramdan başka dizi türüne zor rastlanır. Veriyorlar dramı, bizim millette izliyor. Ya da Akasya durağı gibi saçma sapan komedi dizileri oluyor.

    Fastastik konulu bir dizi çekmeye çalışsak çekemeyiz. Çünkü teknoloji anlamında yapabildiğimiz en fastastik dizi "Sihirli Annem" dizisidir. Kalitesi (!) ortadadır.

    Sitcom kavramının içine ettik. Mokunu çıkarttık

    Sansürlerde sınır tanımıyoruz. Dizide arkadan geçen Yurtiçi Kargo minibüsünü ekranın yarısını kapayacak şekilde sansürlüyorlar. (Ki yapmasalar farketmeyeceğimizi şey!)

    Kemal Sunal'ın ünlü "eşşoğlueşşek" kelimesini bile bipliyoruz. Artık filmlerin de dizilerin de neredeyse hiç tadı kalmadı.

    Dizilerde yığınla mantık hatasına rastlanmaktadır. (Bkz. Arka sokaklarda masanın altında C4 patlaması ve kimsenin(!) ölmemesi)

    Figüranların kalitesizliği. Yazma diliyle konuşma dilini ayırt edemeyen figüranlardan yakınıyoruz. Steven Seagal gibi yüz mimiklerini kullanmaktan aciz hepsi.

    Sürenin uzunluğunu zaten herkes yazmış.

    Ve son olarak aklıma gelen şey ise yaratıcılık. Bazı dizilerde bunun kırıntısına rastlayamıyoruz. Meselâ dün 10 dakika Kurşun Bilâl dizisini izledim. Katili buldum. Yarım Gram yaratıcılık lütfen.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi onur* -- 19 Temmuz 2011; 7:25:46 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: onur*

    Bizim ülkemizde, dramdan başka dizi türüne zor rastlanır. Veriyorlar dramı, bizim millette izliyor. Ya da Akasya durağı gibi saçma sapan komedi dizileri oluyor.

    Fastastik konulu bir dizi çekmeye çalışsak çekemeyiz. Çünkü teknoloji anlamında yapabildiğimiz en fastastik dizi "Sihirli Annem" dizisidir. Kalitesi (!) ortadadır.

    Sitcom kavramının içine ettik. Mokunu çıkarttık

    Sansürlerde sınır tanımıyoruz. Dizide arkadan geçen Yurtiçi Kargo minibüsünü ekranın yarısını kapayacak şekilde sansürlüyorlar. (Ki yapmasalar farketmeyeceğimizi şey!)

    Kemal Sunal'ın ünlü "eşşoğlueşşek" kelimesini bile bipliyoruz. Artık filmlerin de dizilerin de neredeyse hiç tadı kalmadı.

    Dizilerde yığınla mantık hatasına rastlanmaktadır. (Bkz. Arka sokaklarda masanın altında C4 patlaması ve kimsenin(!) ölmemesi)

    Figüranların kalitesizliği. Yazma diliyle konuşma dilini ayırt edemeyen figüranlardan yakınıyoruz. Steven Seagal gibi yüz mimiklerini kullanmaktan aciz hepsi.

    Sürenin uzunluğunu zaten herkes yazmış.

    Ve son olarak aklıma gelen şey ise yaratıcılık. Bazı dizilerde bunun kırıntısına rastlayamıyoruz. Meselâ dün 10 dakika Kurşun Bilâl dizisini izledim. Katili buldum. Yarım Gram yaratıcılık lütfen.




    +1...
  • 
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.