Şimdi Ara

Sokak röportajlarindan cikardigim sonuç

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
15
Cevap
0
Favori
1.925
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
18 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Bu cumleleri kuranlarin fikrinin asla degisecegini dusunmuyorum. Ben secimin degisecegini de dusunmuyorum.

    1) Dunyada ekonomik kriz var. Yaşadıklarımız normal
    2) Ciftci tembel o yuzden boyle. Herkes sehire geliyor. Gitsin köyüne.
    3) Baska kim var ki verecegiz.
    4) 2023de goreceksin bak hersey düzelecek
    5) Gizli maddeler kalkacak .
    6) Adam kopru yapti, hastahane yapti.
    7) Sen eskiyi bilmezsin yasin kucuk
    8) Bundan baskasi gelirse 2-3 ay icinde batariz
    9) Sen koalisyon donemini biliyor musun
    10) Almanyada sebzeyi tane ile aliyorlar. Almanya bitik. Avrupa bitiyor.
    11) Herkesin cebinde kac bin liralik telefon var.
    12) Bak heryer dolu. Herkes sokakta. Elinde poset.
    13) Avmler dolu.
    14) Araba park edecek yer yok.
    15) Tamam ekonomi kotu ama duzeltecekler.
    16) Eskiden kuyruklar vardi. Cenazemizi alamiyorduk.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >







  • Bu söylemlerde bulunanlar+kararsızım diyenlerin hepsi kendi tabirleriyle (gavura-dış güçlere basar gibi) seçim günü akpye basacaklar.Aksini iddia eden bu toplumu hiç tanımamış demektir.2023 yılında şu olacak bu olacak diyen adamlardan ne bekliyorsun ? Milyon liralara Köpek rehabilitasyon merkezi açanlardan ne bekliyorsun ? Dışarda bu kadar aç insan varken köpeklere mama üretim tesisi açanlardan ne bekliyorsun ? Şehit ailesine herkesin içinde sövenlerden ne bekliyorsun,Işide bir grup kızgın gençler diyenlerden ne bekliyorsun kısacası bu toplumdan da bu yönetici adaylarından da ne bekliyorsun ? Koca bir hiç.Aklı olan,imkanı olan kendi geleceği zaten bitmiş bari çocuğunun geleceğini bu insan profiliyle yakmasın.
  • Hepsinin canı cehenneme.
    Babam bile olsa.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bu söylemlerde bulunanlar+kararsızım diyenlerin hepsi kendi tabirleriyle (gavura-dış güçlere basar gibi) seçim günü akpye basacaklar.Aksini iddia eden bu toplumu hiç tanımamış demektir.2023 yılında şu olacak bu olacak diyen adamlardan ne bekliyorsun ? Milyon liralara Köpek rehabilitasyon merkezi açanlardan ne bekliyorsun ? Dışarda bu kadar aç insan varken köpeklere mama üretim tesisi açanlardan ne bekliyorsun ? Şehit ailesine herkesin içinde sövenlerden ne bekliyorsun,Işide bir grup kızgın gençler diyenlerden ne bekliyorsun kısacası bu toplumdan da bu yönetici adaylarından da ne bekliyorsun ? Koca bir hiç.Aklı olan,imkanı olan kendi geleceği zaten bitmiş bari çocuğunun geleceğini bu insan profiliyle yakmasın.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Diğer maddelere diyecek bir şey yokta çiftçi tembel demeleri çok talihsiz olmuş. Yıllardır sizleri doyuran bu çiftçilerdi, nankörlüktür bu. Çiftçi keyfinden toprağını bırakmıyor, ektiğinden para kazanamıyor çünkü. Zor zekat toprağını ekiyor sonra tüccar, komisyoncu artık ne derseniz deyin adamın malını ucuzdan alıyor parasını da vermiyor geç veriyor oradan buradan kırıyor. Çiftçi hiçbir şekilde kendini savunamayıp kaderine razı geliyor. Malını vermese tarlada kalacak mal, tamamen zarar edecek. Tarımda gerçekten reform gerçekleştirilmesi gerekiyor, insanlar toprağa küsüyor yeni nesiller yetişmiyor.

  • Sokak röportajlarindan cikardigim sonuç

    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
  • Bunları söyleyenler şu bilgi çağında tam anlamıyla beyinlerinin yıkanmasını sağlayarak tarihe geçtiler.Ciddiyim gelecekte bu söylemleri hem psikoloji hem de sosyoloji alanında inceleme konusu olacak.Zira bu tür söylemleri K.Kore'de bile halk arasında söylenmiyordur.O derece 'doğal' bir beyin yıkama var.Ben yine de madde madde bu söylemleri söyleyenlere cevap vermek istiyorum;


    1-Dünya'da ekonomik kriz son birkaç yılda var Türkiye'de ise 2015'ten beri hissedilen bir ekonomik kriz var.Dahası bu kriz taptıkları zihniyet tarafından beceriksizce idare edilen ekonomi politikaları nedeniyle daha da derinleşiyor.


    2-Çiftçi tembel membel değil.Hayvancılık ve çiftçilik bu ülkede kasten yok ediliyor.Taa 2004 yılında bir çiftçi ''anamızı ağlattınız'' diye feryat ediyordu.Şimdi ise o çiftçi o günkü feryatından dolayı mimlenmiş bir halde yaşıyor.Geri kalan çiftçiler ise can çekişiyor.


    3-İşte bu beyin yıkamanın bir etkisi...Oy verdiği adam memleketi her alanda batırmış,bunu kirada,aidatta,faturalarda,market fiyalarında doğrudan görebiliyor buna rağmen 'kime verecez?' diyor.O derece bir tapınma durumu söz konusu.


    4-'Yalan yazan tarih utansın' ekolünden gelerek ortalığa saçılan bu zırvaların 'zararlı' etkilerini bu kitle üzerinde görmek mümkün...Çok merak ediyorum 2023 geçtiğinde ve hiçbir şey düzelmediğinde bu kez neye sarılacaklar?Muhtemelen 'anlaşma 100 yıllık değil 200 yıllıktı.2123'te şaha kalkacaz'' diyecekler ve buna ciddi ciddi inanacaklar.Ha 2023'te iktidar değişirse ''işte CEHAPE iktidara geldi o nedenle hiçbir şey düzelmedi' diyecekler.


    5-Tam bir beyin yıkama örneği...Bu tür insanlara biraz gaz verseniz muhtemelen 'Dünya yuvarlak değil düzdür' derler.


    6-2002'den önce sanki köprü ve yol yapılmıyordu.Dahası bu köprü ve yollar daha insaflı ihalelerle yapıldığı için dahası devlet eliyle yapıldığı için hem vatandaş kullanabiliyordu hem de hazineye fazla yük olmuyordu.Bugün ise 'köprü-yol yaptı' diyenler yüzünden hem o köprüleri ve yolları 'zengin' değilseniz kullanmanız mümkün değil hem de kullanmadığınız halde hazineden 'garanti' kapsamından para çekildiği için her türlü cebinizden o para çıkıyor.Hem de iradeniz ve istediğiniz dışında çıkıyor.


    7-Bunu diyenler daha dün ne yediğini hatırlamayan tiplerdir ancak 2002 öncesi için 'ahkam' kesmesini iyi bilirler.Dahası tahsil durumları en fazla ortaokul veya lisedir.O kadar sövdükleri 2002 öncesi Türkiyesinde genç olan bu tipler o dönemde Türkiye'nin yararına bir halt yapmadıkları gibi bugünde 'cahillikleri' ile genç neslin hayatını karartmaya devam ediyorlar.İşin en acı tarafı okuma-yazma bilenin memur olabildiği bu nesilin üniversite ve yüksek lisans yapan hatta doktora yapan insanlara bilgiçlik taslamalarıdır.Bu tipler 1453 yılında yaşasalardı ve II.Mehmetle yani 'Fatih' le karşılaşsalardı ''Sen daha 21 yaşındasın.Ceddin İstanbul'u alamamış sen mi alacan?'' derlerdi.Hiçbir halt bilmezler,Dünya'dan bir haberdirler,kitap okumazlar ama her şeyi onlar bilirler.Dahası yaşlarının ileri olmasını 'bilgiçlik' olarak yorumlarlar.Yahu ilkokul mezunu olan hayatı boyunca hiçbir halt yapmamış,kitap okumamış,kendini geliştirmemiş,Dünya'yı merak etmemiş,ot gibi yaşamış,karnı doyduğu sürece sesi çıkmamış ve 60 yaşına gelen bir yaşlı geliyor;yabancı dil bilen,üniversite okuyan,üstüne yüksek lisans ve doktora yapan,Dünya'yı ve kültürleri takip eden,teknolojiyle içli dışı olan 25-30 yaş arasındaki insanlara ''senin yaşın kaç?'' diyebiliyor.Yaşı ileri sürmelerinin tek nedeni gençlere doğru düzgün cevap verebilecek bir bilgi donanımlarının ve argümanlarının olmamasıdır.Bu nedenle rezil olmamak için ''yaşın kaç'' deyip işin içinden çıkarlar.Bu tiplerin yüzüne cehaletleri vurulmalı ki ortalıkta 'bilgiçlik' taslamasınlar.


    8-Bunu diyenler şuan batmış olduğumuzu kabul edemeyecek kadar beyni yıkanmış tiplerdir.


    9-Koalisyon dönemi bile bugünden daha iyi olduğu ekonomiden,siyasi atmosferden ve milli güvenlik sorunlarından açıkça belli oluyor.90'larda insanlar en azından emekli olduklarında ev veya araba alabiliyordu.Ya da çalışırken kredi çekip ev veya araba alabiliyordu.Yine her şey pahalıydı ancak bu kadar değildi.İnsanlar tüm sorunlara rağmen mutluydu.Yabancı müzik grupları gelip Türkiye'de dev konserler verebiliyordu.Türkiye'nin ciddi ciddi AB'ye katılma hayalleri vardı.Memleket Suriyeli,Afgan ve Pakistanlı kaynamıyordu.Tek sorun PKK terörü ve hayat pahalılığıydı.Bugün sağolsunlar 2017'de verdikleri oylarla millete musallat ettikleri tek adam rejiminde hem ekonomik sorunlar var hem demografik sorunlar var hem de terör örgütleri sorunu var.Dahası devlet içinde çeşitli yapılanmaların güç mücadelesi var.İnsanların hiçbiri özellikle gençlerin hiçbiri mutlu değil.AB'ye üye olma hayalleri yok olmuş vaziyette.Türkiye yol geçen hanında dönmüş dahası sudan ucuza Türk vatandaşlığı satılır hale gelmiş.Yahu tek adam rejiminde bir doğal afette veya salgında bu millete oy verdikleri yardım edeceğine ya İBAN attı ya yastık altındaki altınları-dolarları bozdurun dedi ya da faizli borç para verdi.Bunların hangisi sövdükleri o koalisyon dönemlerinde yaşanıyormuş?Koalisyon dönemlerini mumla aratır hale getirdiler.


    10-Bu da bir başka beyin yıkama örneği.Bunu diyen insanın net beyni yıkanmıştır.Yahu 400 yıl valiyle idare etmekle övündükleri yunanlılar 3 euro ile Türkiye'de pınar yoğurt alabilirken anlı şanlı osmanlı torunları kendi vatanında 50 liraya aynı yoğurdu alıyor.Sıkıyorsa Yunanistanda 3 liraya aynı yoğurdu alsınlar görelim.


    11-Herkesin cebinde milyarlık telefon olmasının nedeni oy verdiklerinin ekonomiyi batırmasından kaynaklanıyor.Bugün giriş seviyesinde olan telefonlar bile en düşük 2.500 liradan başlıyor.Adam akıllı orta seviye telefonlar 4-5 bin lira arasında değişiyor.Yüksek seviye telefonlar ise 5-20 bin lira arasında alıcı buluyor.Ancak sövdükleri Avrupa'da bizim bu kadar para verdiğimiz telefonlara adamlar maksimum 2 bin euro veriyor.Üstelik yüksek seviye telefonlara bunu veriyorlar.Bizim burada 2.500 lira civarında aldığımız telefonları adamlar 300-500 euro civarında alıyor.Sıkıyorsa gitsinler Avrupa'da 500 liraya bir telefon almaya kalksınlar görelim...İşin teknoloji kısmına zaten hiç girmiyorum zira bu kesim için teknoloji bilinmeyen bir alan..Akıllı telefonların bugün 'lüks' değil bir 'zorunluluk' olduğunu algılayacak bir beyinleri yok.


    12-Ben de sokaktayım ama işten eve,evden işe...Ne zamandır gidip bir cafede oturduğumu hatırlamıyorum.Belediyenin bedava parklarında banklarda,büfelerden alabildiğim ucuz içecek ve yiyeceklerle vakit geçirmek 'zenginlik' göstergesi değildir.Ya da sokakta gezinmek,dolaşmak zenginlik göstergesi değildir.Ona bakarlarsa 2002 öncesinde de cafeler doluyordu,alışveriş merkezleri doluyordu,insanlar sokaklarda geziniyordu.Ama o dönem yüzsüz yüzsüz ''ekonomiyi batırdılar' diyerek Ecevit'e oy vermemişlerdi.Üstelik Ecevit hükümeti 1999 büyük İstanbul depremini dahası 2001 krizini yaşamış bir hükümetti.Dahası koalisyon hükümetiydi.Buna rağmen adama etmedikleri küfür,hakaret kalmamıştı.Bir tanesi bile çıkıp ''Büyük bir deprem oldu ardından ekonomik kriz patladı.Bundan Ecevit sorumlu değildir' demedi.Aksine adamın biri çıkıp Ecevit'in önüne yazar kasasını fırlattı.Bugün aynı hareketi oy verdiklerine birisi yapsa anında vatan haini,siyonist,ermeni,yahudi,pkklı,hdp'li ilan ederler.


    13-AVM'lerin dolu olmasına 12.maddede cevap verdiğim için tekrar bu konuya girmiyorum


    14-2002 öncesinde de yoktu.Park edilecek yer olmaması zenginlik göstergesi değildir.Hayır yani 2002 öncesi görüntüler olmasa dahası bizimde büyüklerimiz olmasa ciddi ciddi bu zırvalamalarına inanacağız.Gerçi bunlardan bazıları ileri gidip ''2002 öncesinde evlerde tuvalet bile yoktu'' demişti.O derece bir beyin yıkama durumu var.


    15-Ekonomiyi düzeltmek gibi bir niyetleri yok.2018'de ''verin yetkiyi görün etkiyi' diyenler mi düzeltecek?2018'den önce parlamenter sistemi bahane ediyorlardı.Şimdi tek adam rejimi var,tüm yetkiler tek bir kişide buna rağmen memleket daha bir battıysa oturup düşünmeleri gerekir ama nerde...Onlar hala daha 'Kılıçdar sesehayı batırdı'' diye ortalıkta dolaşıyorlar.Oy verdinleri koca bir memleketi batırmış ama bunu göremiyorlar.


    16-Şimdi kuyruk yok mu?Yani adamlar göz göre göre yalan söylemekten bile çekinmiyorlar.Bizzat görmesek,yaşamasak kuyrukların eskide kaldığına inanacağız.





  • Kuru tarım yapan (yani final ürünü bakliyat buğday arpa vs. olan) çiftçiler iyi kazanıyor kimse kendini kandırmasın.


    Sorun yaş tarım yapan çiftçinin ürünün bedavaya alınmak istenmesi. Buna çözüm bulunmalı. Adam patlıcan yetiştiriyor hale bırakıyor satılsın diye, hesap görmeye gittiğinde bırak para vermeyi adamı borçlu çıkarıyorlar. Aradaki bu aracı denen şahıslara çözüm bulunmalı. Yada haller kapatılmalı. Çiftçinin yetiştirdiği bir avuç üründen vergi alacaz diye mahvettiler sebze meyve tarımını.

  • akpden kurtulmak için şansımızı arttırmanın tek yolu en yakın parti olan Chp'ye oy vermek yoksa Ümit hocaya destek vermeyle olacak iş değil bu. Çeşitli illerde yapılan sokak röportajlarına bakıyorum halk Ümit hocanın adını bile anmıyor genelde sırasıyla karasız, akp, Chp, hdp, İyi parti hatta yeni refah diyen bile var ama Zafer partisinden bahseden destek vermeyi düşünen hiç yok.


    Gördüğüm kadarıyla kararsızların çoğu Mansur başkan bile aday olsa oy vermeyi düşünmüyor çünkü yarınlardan ümidi kalmamış artık elini ayağını çekmiş her şeyi gelişine bırakmış.


    Bakmayın bu forumda Zafer partisi güzellemesi (onların akp sempatizanı olma ihtimali bile var) yapanlara dışardaki halk zaten 20 yıldır sivri dilden ona buna posta koyandan bıkmışken aynı kafada hareket eden yeni birine tekrar şans vermez o yüzden Zafer partisinin adı bile geçmiyor.


    Ben hep söylüyorum bu son şans iyi değerlendirin sonra son pişmanlık fayda etmez.





  • Sokak röportajlarindan cikardigim sonuç
    Sokak röportajlarindan cikardigim sonuçBüyükşehir Çalışıyortwitter
    “Aynur Doğan, 28 Mayıs saat 21.00’de İBB Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Tiyatrosu’nda, biletler Passo’da.”
    https://twitter.com/tcbuyuksehir/status/1529010685459550208?s=20&t=bplBq1RQKlENTWR2csec4w

    Muhalefet şunun gibi şeyler yapınca insanların kafası işte. Bir avuç radikalin partide söz sahibi olup, bu milletin gıcığına giden ne varsa ısrarla yapması çok büyük bir sorun.

  • Deníz kullanıcısına yanıt

    tek başına olursan böyle ezerler adamı

    ama çiftçi azıcık kafasını kullansa, kooperatifleşse böyle olmaz

    köy, belde, ilçe, il, bölge ve ülke düzeyinde kooperatifleşirse ne olur?

    hepsi aidat veriri. bu aidatlarla tarım makineleri alınır zirrat mühendisi vs tutulur.

    herkes ihtiyacı olduğunda bunları kullanır. hasat zamanı kullanıp 11 ay yatırmaz makinesini

    sonra TEK bir fiyat belirlenir. Tek üretici olduğundan fiyatı belirler. para kazanır zenginleşir

    Bunun başka yolu yok. Aracı, tüccar, simsar, sansar artık her ne haltsa isimleri, bunları aradan çıkartmak şart

  • Aragorn Elessar kullanıcısına yanıt
    Sokak röportajlarindan cikardigim sonuç


    Bu da Classic retro vintage olanından



    Sokak röportajlarindan cikardigim sonuç Sokak röportajlarindan cikardigim sonuç Sokak röportajlarindan cikardigim sonuç 





  • tornadan çıkmış gibi alayı aynı...... adamlara saat kaç diye sorsan yol yaptı köprü yaptı diye cevap veriyor lar....ben artık yolu köprü yü uzay istasyonu diye birşey sanıyorum yani bu bildiğimiz beton asvalt olamaz ....

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Gerçekçi olup halkın ihtiyaçlarına yönelmek gerekli.Tabiki insanlarda mantıklı olana yönelmesi doğru bir hareket olacaktır .



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Hissiz B 1 R adaM -- 25 Mayıs 2022; 21:21:5 >
    < Bu ileti iOS uygulamasından atıldı >
  • Şu tarımı 2-3 genelleme yapıp 1-2 yasaklama önerip kurtaranların iyi niyetini takdir ediyorum ama ne yazık ki sorunlar ve çözümleri o kadar kolay değil.
    Tamam yıllardır gelişmelerden yararlanamamış köylü/tarım işçisinin yanında nitelikli insan gücü ve biraz sermayenin gelmesi ile olumlu yönde gelişmeler olabilir ama ortada kronik yasal (ve süreçsel) sıkıntılar var. Çok şey yazılabilir ama kısaca özetleyeyim. Sistem sömürü üzerine kurulmuş durumda. Bazı örnekler:
    1. Tohum yasası ile atalık tohumdan ticari ürün satmak yasaklandı. Artık her üretici tohum şirketlerine muhtaç. Tohumlar kısır ve pahalı.
    2. Çiftçi kayıt sistemi (çks) ile çiftçiler güya kayıt altına alınıyor ama herhangi bir planlama/yönlendirilme yapılmıyor. Her ÇKS kaydı bağkurlu olmayı zorunlu kılıyor. Yani ayda 1000 küsür TL ekstra maliyet. Dönüm başına destekler şaka gibi. Anca ziraat odalarına aidat geliri oluyor.
    3. Sulama ve su kaynaklarını değerlendirmek için hiçbir planlı çalışma yok. Sulak alanlarda DSİ'ye veya su birliklerine paralar peşin ödeniyor ama su ya verilmiyor/eksik veriliyor ya da sular pis.(pisletenlere göz yumuluyor)
    Yurtdışındaki gibi dev boyutlarda teraslama ve su tutma, hayvanları planlanmış meralara kontrollü salma gibi işlemler yok. İtalya İspanya İsrail'e bakın. Dağlar taşlar teraslı. Çölleşme ile mücadele var.
    4. Dekar başına güdük destekler var, üretim başına destek yasak (dünya bankası, abd vs kızıyor). Üretim desteklenmiyor. Ürün dikme dekar başına 2 kuruş destek al.
    5. Açıklanan alım fiyatları hep dünya fiyatlarının altında. Çiftçi toprağı bırakıp gidiyor. Üretim daha da düşüyor. Sonra ithal ediliyor ürünler ve ithal fiyatları yerli üreticiye verilen alım fiyatlarının çok üstünde. Bakın bu yüzyıllarca sömürgeci ülkelerin uyguladığı bir yapı idi. Şimdi biz kendimize yapıyoruz.
    6. Fındık gibi stratejik ürünlerin fiyatını belirleyemiyoruz. Ferrero gelip en büyük fındık alıcı şirketi satın aldı biz mal gibi izin verdik. Şimdi istedikleri fiyatı verebiliyorlar.
    7. Butik ürün üretip kendi alıcısına internetten direkt satabilen istisna üreticiler hariç tüm toplu alımlar halden geçmek zorunda. İnanmıyorsanız gidin bulunduğunuz şehrin örneğin kuruyemişçilerinin olduğu çarşıya 1 ton ceviz satmaya çalışın. Halden geçmesi lazım ürünün.
    8. Tarım makineleri ithalatında (motorlu taşıtları saymıyorum) çok vergi var. Daha yeni pandemide 4000+ kaleme %20-40 ek vergi geldi (güya geçici idi). Yakıt ateş pahalısı. Üretmesi ayrı pahalı taşıması (dağıtım) ayrı pahalı. Paketlemesi ayrı pahalı.
    9. Büyük kooperatifler politik yandaş çiftliklerine dönüşmüş. Birçok marka da yabancılara satılmış durumda. Mesela en büyük 4 zeytinyağı markasından 3ü yabancıların (ama ismi Türkçe). Bir de nedense korunuyorlar. Mesela daha yeni en büyüklerden biri tahşiş yaptı halen 3 harfli marketlerde satılıyor o marka.
    Daha çok şey yazılabilir.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.