DH Yönetici
Tarihinde Katıldı
Toplam: 22441 (Bu ay: 305)
Sagittarius A*'nın Yeni Görüntüsü Yayınlandı
"Belki de Sagittarius A*'da gözlemlenmeyi bekleyen bir astrofizik jet vardır, ki bu çok heyecan verici olurdu!"
Gökbilimciler, Samanyolu'nun kalbindeki süper kütleli kara delik Sagittarius A*'nı (Sgr A*, Sagittarius A Star olarak okunur) çevreleyen manyetik alanların ve polarize ışığın ilk görüntüsünü yakaladılar.
Olay Ufku Teleskobu (EHT) ile yapılan tarihi gözlem, düzgün bir şekilde sıralanmış manyetik alanların, M87 galaksisinin kalbindeki süper kütleli kara deliği (Powehi) çevreleyenlerle benzerlik gösterdiğini ortaya koydu. Sgr A*'nın Güneş'in yaklaşık 4,3 milyon katı kütleye sahip olduğu, ancak M87*'nin yaklaşık 6,5 milyar Güneş'e eşdeğer kütlesiyle çok daha korkunç olduğu göz önüne alındığında bu şaşırtıcıdır.
Bu nedenle Sgr A*'nın yeni EHT gözlemi, güçlü ve iyi organize edilmiş manyetik alanların tüm kara delikler için ortak olabileceğini düşündürmektedir. Ayrıca, M87*'nin manyetik alanları güçlü çıkışları veya "jetleri" yönlendirdiğinden, sonuçlar Sgr A*'nın kendine ait gizli ve soluk bir jete sahip olabileceğine işaret ediyor.
Görsel 1, Sgr A*'nın Polarize Işıkta İlk Görüntüsü:
Harvard & Smithsonian Astrofizik Merkezi (CfA) araştırma eş lideri ve NASA Hubble Fellowship Programı Einstein Araştırmacısı Sara Issaoun yaptığı açıklamada, "Samanyolu'nun merkezindeki kara delik Sgr A*'nın bu yeni görüntüsü bize bu kara deliğin yakınında güçlü, bükülmüş ve düzenli manyetik alanlar olduğunu söylüyor" dedi ve ekledi: "Bir süredir manyetik alanların kara deliklerin güçlü jetler halinde maddeyi nasıl beslediği ve fırlattığı konusunda kilit bir rol oynadığına inanıyorduk.
"Bu yeni görüntü, çok daha büyük ve güçlü M87* kara deliğinde görülen çarpıcı benzerlikte kutuplaşma yapısıyla birlikte, güçlü ve düzenli manyetik alanların kara deliklerin çevrelerindeki gaz ve maddeyle nasıl etkileşime girdiği konusunda kritik öneme sahip olduğunu gösteriyor."
İki canavar kara deliğin manyetizmasının karşılaştırılması
Olay Ufku Teleskobu, Atacama Büyük Milimetre/Milimetre-altı Dizisi (ALMA) de dahil olmak üzere dünyaya yayılmış birçok teleskoptan oluşuyor ve bu teleskoplar bir araya gelerek bilimde tarih yazabilecek Dünya çapında bir teleskop oluşturuyor.
2017 yılında EHT, Dünya'dan yaklaşık 53,5 milyon ışık yılı uzaklıkta bulunan M87*'yi görüntüleyerek bir kara deliğin ve çevresinin ilk görüntüsünü yakaladı. Bu görüntünün 2019'da kamuoyuna açıklanmasından iki yıl sonra, EHT işbirliği bir kez daha bir kara delik olan M87* etrafındaki polarize ışığa ilk bakışı ortaya çıkardı.
Polarizasyon, ışığın yönelim dalgaları belirli bir açıyla yönlendirildiğinde meydana gelir. Kara deliklerin etrafındaki plazma tarafından üretilen manyetik alanlar ışığı kendilerine 90 derecelik bir açıyla polarize eder. Bu da M87* etrafındaki kutuplaşmayı gözlemlemenin bilim insanlarına ilk kez bir kara deliğin etrafındaki manyetik alanları "görme" imkânı verdiği anlamına geliyor.
Görsel 2, M87*'nin EHT Tarafından Yakalanıp Yayınlanan İlk Görüntüsü:
Görsel 3, M87*'nin Polarize Işıkta Görüntüsü:
Bunu 2022'de EHT'nin Dünya'ya çok daha yakın, sadece 27.000 ışık yılı uzaklıktaki süper masif bir kara deliği, Samanyolu'nun etrafında şekillendiği kara delik olan Sgr A* görüntüsünün de ortaya çıkması izledi.
Görsel 4, Sgr A*'nın EHT Tarafından Yakalanan Görüntüsü:
Şimdi, EHT nihayet bilim insanlarına polarize ışığın ve dolayısıyla bu süper kütleli kara deliğin etrafındaki manyetik alanların bir görüntüsünü sağladı.
Issaoun, "Polarize ışık bize manyetik alanlar, gazın özellikleri ve bir kara delik beslenirken meydana gelen mekanizmalar hakkında bilgi veren şeydir" dedi. "Sgr A*'ı görüntülemenin ilave zorlukları göz önüne alındığında, ilk etapta bir polarizasyon görüntüsü elde edebilmemiz gerçekten yeterince şaşırtıcı!" diye de ekledi.
Bu zorluklar Sgr A*'nın Dünya'ya daha yakın olmasına rağmen ortaya çıktı, çünkü Samanyolu'nun süper kütleli kara deliğinin daha küçük olması, etrafında ışık hızına yakın hızlarda dönen malzemenin görüntülenmesinin zor olduğu anlamına geliyor. M87* çok daha büyüktür, yani aşağı yukarı aynı hızda hareket etse de malzemenin bir devreyi tamamlaması çok daha uzun sürer, bu da EHT'nin yakalamasını kolaylaştırır.
Bu zorlukların üstesinden gelmek, süper kütleli kara delik spektrumunun zıt uçlarında yer alan, biri Güneş'in milyarlarca katı kütleye sahip diğeri ise yıldızımızın milyonlarca katı kütleye sahip iki kara delik arasında bir karşılaştırma yapılabileceği anlamına geliyor. İlk sonuç, bu manyetik alanların birbirlerine oldukça benzer olduğudur.
Görsel 5, M87* ve Sgr A* Polarize Işıkta Görüntülerinin Karşılaştırması:
Issaoun, "Bu benzerlik özellikle şaşırtıcıydı çünkü M87* ve Sgr A* çok farklı kara delikler" dedi. "M87* oldukça özel bir kara delik: 6 milyar güneş kütlesinde, dev bir eliptik galakside yaşıyor ve tüm dalga boylarında görülebilen güçlü bir plazma jeti fırlatıyor. "
"Öte yandan Sgr A* son derece yaygın: 4 milyon güneş kütlesinde, sıradan spiral Samanyolu galaksimizde yaşıyor ve hiç jeti yok gibi görünüyor."
Issaoun, sadece ışığın polarize olan kısmına bakarak, ekibin M87* ve Sgr A*'nın manyetik alanlarının farklı özellikleri hakkında bilgi edinmeyi beklediğini açıkladı.
Issaoun, "Belki biri daha düzenli ve güçlü, diğeri ise daha düzensiz ve zayıf olabilirdi" diye ekledi. "Ancak, yine benzer göründükleri için, bu iki farklı kara delik sınıfının çok benzer manyetik alan geometrisine sahip olduğu artık oldukça açık!"
Sonuçlar, Sgr A*'nın daha derinlemesine incelenmesinin şimdiye kadar keşfedilmemiş özellikleri ortaya çıkarabileceğini gösteriyor.
Samanyolu'nun süper kütleli kara deliği gizli bir jet mi fırlatıyor?
Işığın kutuplaşması ve Sgr A*'nın düzgün ve güçlü manyetik alanları ve bunların M87*'ye çok benzemesi, merkezi kara deliğimizin şimdiye kadar bizden bir sır sakladığını gösteriyor olabilir.
Issaoun, "Güçlü ve düzenli manyetik alanların M87* için gözlemlediğimiz gibi jetlerin fırlatılmasıyla doğrudan bağlantılı olmasını bekliyoruz" dedi. "Gözlemlenen bir jeti olmayan Sgr A* da benzer bir geometriye sahip gibi göründüğünden, belki de Sgr A*'da gözlemlenmeyi bekleyen bir jet vardır ve bu çok heyecan verici olurdu!"
Gökbilimciler Sgr A*'dan bir jet gözlemlenmemesine çok da şaşırmamışlardı. Çünkü M87* o kadar çok gaz ve tozla çevrili ki, her yıl iki ya da üç güneşe eşdeğer miktarda gaz tüketiyor. Bu da manyetik alanlarının kutuplarına kanalize edebileceği ve jetler halinde dışarı fırlatabileceği bol miktarda malzeme anlamına gelmektedir.
Öte yandan Sgr A* o kadar az madde tüketiyor ki, bir insanın her milyon yılda bir pirinç tanesi yemesine eşdeğer. Bu gözlemler, diyet yapan süper kütleli kara deliğimizin hala bir jeti olabileceğini düşündürmektedir; sadece görülmesi zordur.
Issaoun, "Geçmişte bu kara delikten olası çıkışlar ve hatta jetler olduğuna dair pek çok kanıt var, ancak galaktik merkezin zorlu ortamı nedeniyle Sgr A*'da bir jet hiç görüntülenmedi" dedi. "Bir jet bulmak kara deliğimiz hakkında büyük bir keşif ve Samanyolu'ndaki geçmişiyle bir bağlantı olacaktır."
Issaoun, bu jetleri başlatan sürecin tüm evrendeki en enerjik mekanizma olduğunu, örneğin yıldızların doğması için gereken gaz ve tozu temizleyerek ve galaksilerin nasıl büyüyüp geliştiğini etkileyerek galaksilerin kalbini önemli ölçüde etkilediğini de sözlerine ekledi. Bu da Sgr A*'dan çıkan bir jetin keşfedilmesinin, Samanyolu'nun bugün gökbilimcilerin gözlemlediği şekli alacak şekilde nasıl evrimleştiğine dair anlayışımızı etkileyeceği anlamına geliyor.
Issaoun sözlerini şöyle sürdürdü: "Bir galaksideki bu kadar küçük bir çekirdeğin böylesine büyük ölçekli bir hasara neden olması çok çarpıcı ve her şey bu manyetik alanların hüküm sürdüğü merkezi kara deliğin kenarında başlıyor."
Görsel 6, M87*'nin Polarize Işıkta Fırlattığı Astrofizik Jet, Bu Görüntü Jet Boyunca Manyetik Alanın Yapısını Ortaya Koymaktadır:
Issaoun, çok farklı kara deliklerin bu iki polarize görüntüsüyle, bilim insanlarının artık güçlü manyetik alanların bu kozmik devler için her yerde bulunduğuna dair çok ikna edici kanıtlara sahip olduklarını söyledi.
"Bir sonraki adım, bu geometrinin bu sistemlerin nasıl hareket ettiğine, geliştiğine ve parladığına nasıl bağlandığını bulmaktır" dedi.
EHT, 2024 gözlem seferine Nisan ayı başında başlatacak ve işbirliği, M87* ve Sgr A* gibi tanıdık kara delikleri farklı ışık frekanslarında gözlemleyerek çok renkli görüntüler elde etmeyi umuyor.
Issaoun, "Önümüzdeki on yıl içinde, yeni nesil EHT çabası, Dünya boyutundaki sanal aynamızı doldurmak ve çok daha sık gözlem yapmak için daha fazla teleskop eklemeyi hedefliyor" diye ekledi. "EHT'nin bu genişlemeleriyle, kara deliklerin polarize filmlerini çekebileceğiz ve M87* kara deliği ile jeti arasındaki dinamikleri doğrudan gözlemleyeceğiz."
CfA araştırmacısı ayrıca, EHT'nin eninde sonunda kara delikleri ve dinamiklerini gözlemlemek için uzay tabanlı bir yardım alabileceğini söyledi. Bu konuda yardımcı olabilecek önerilen bir görev, Dünya merkezli EHT dizisine tek bir uzay teleskobu ekleyen Kara Delik Kaşifi (BHEX) görev konseptidir.
Issaoun, "Kara deliklerin ne kadar döndüğünün, dönüşlerinin, kara deliğin yakınındaki manyetik alanların neden göründükleri gibi göründükleri ve jetleri nasıl fırlatabildikleri ile doğrudan bağlantılı olduğuna inanılıyor" dedi. "BHEX ile kara deliklerin keskin foton halkası imzasını görüntüleyebiliriz. Bu foton halkası, kara deliğin dönüşü de dahil olmak üzere kara deliğin etrafındaki uzay zamanın özelliklerini kodlar!"
EHT ekibinin araştırması 27 Mart Çarşamba günü Astrophysical Journal Letters'da yayımlandı.
AI desteğiyle çevirdiğim haberin / röportajın orijinal linki:
Olay Ufku Teleskobu (EHT) ekibinin ilgili araştırma sonuçlarını yayınladıkları makalenin linki:
First Sagittarius A* Event Horizon Telescope Results. VII. Polarization of the Ring - IOPscience
Bir süper akışkan içindeki girdapların birleşimi, dikkat çekici bir şekilde bir kara delik gibi davranıyor.
Kara delikler fiziksel teorilerimizin sınırında yer alan nesnelerdir, dolayısıyla onları ne kadar iyi anlarsak evren hakkındaki bilgilerimizi de o kadar iyi test edebiliriz. Astrofiziksel kara delikler pek çok şekilde incelenirken, bir tanesini laboratuvarda analiz etmek çok daha kolay olacaktır. Ne yazık ki, bir tanesinin laboratuvarda olması söz konusu laboratuvarın ve muhtemelen tüm gezegenin yıkımına yol açacaktır, bu nedenle bilim insanları bir sonraki en iyi şeyi buldular: kuantum kasırgası kullanarak bir simülasyon yarattılar.
Helyum mutlak sıfırın sadece birkaç derece üstüne kadar soğutulduğunda süper akışkan hale gelir. Bu durumda, tüm sıvı kuantum mekaniksel hale gelir. Sürtünmesiz akar - yani hareket ederken kinetik enerji kaybetmez - ve karıştırıldığında, süper akışkan sonsuza kadar dönmeye devam eden girdaplar oluşturabilir.
Nottingham Üniversitesi Matematik Bilimleri Fakültesi'nden makalenin baş yazarı Dr. Patrik Svancara "Süper akışkan helyum, kuantum girdapları adı verilen ve birbirlerinden ayrılma eğiliminde olan küçük nesneler içerir. Bizim düzeneğimizde, bu kuantumların on binlercesini küçük bir kasırgayı andıran kompakt bir nesne içinde hapsetmeyi başardık ve kuantum akışkanları alanında rekor kıran güçte bir girdap akışı elde ettik," diyor.
Kara delikler laboratuvarda su ve ses dalgalarıyla simüle edilmiştir, ancak süper akışkan helyum kullanımı gerçeğe daha yakın olmalarını sağlıyor - ve bu süper akışkan helyumun sürtünmesiz olmasından kaynaklanıyor. Dolayısıyla bu uzay zamanı ve kara delikleri simüle etmenin daha gerçekçi bir yoludur.
Dr. Svancara ilaveten "Süper akışkan helyum kullanmak, küçük yüzey dalgalarını suda yaptığımız önceki deneylere kıyasla daha ayrıntılı ve doğru bir şekilde incelememizi sağladı. Süper akışkan helyumun viskozitesi son derece küçük olduğundan, süper akışkan kasırga ile etkileşimlerini titizlikle araştırabildik ve bulguları kendi teorik tahminlerimizle karşılaştırabildik" diyor.
Çalışma uzun yıllardır devam ediyor. Elde edilen son sonuçlar, araştırmacıların kara deliklerin etrafında var olması beklenen etkileşimlere benzer etkileşimleri nasıl görebildiklerini gösteriyor. Ve bu yaklaşımın kuantum alanlarının dönen ve kavisli uzay zamanda nasıl davrandığını incelemeye yardımcı olabileceğine inanıyorlar.
Bu deneyin geliştirildiği Kara Delik Laboratuvarı'ndaki çalışmalara liderlik eden sorumlu yazar Profesör Silke Weinfurtner "2017'de ilk analog deneyimizde kara delik fiziğinin açık imzalarını ilk kez gözlemlediğimizde, başka türlü incelenmesi imkansız olmasa da genellikle zor olan bazı tuhaf fenomenleri anlamak için çığır açan bir andı" dedi.
"Şimdi, daha sofistike deneyimizle, bu araştırmayı bir sonraki seviyeye taşıdık, bu da sonunda kuantum alanlarının astrofiziksel kara deliklerin etrafındaki kavisli uzaylarda nasıl davrandığını tahmin etmemizi sağlayabilir."
Çalışma Nature dergisinde yayımlandı.
AI destekli bir programdan faydalanarak hızlıca Türkçeye çevirttiğim haberin ana kaynağı:
First Ever "Quantum Tornado" Lets Scientists Simulate Black Holes In The Lab | IFLScience
Daha ileri okuma için ilgili deneyin Nature dergisinde yayınlanan makalesi:
Rotating curved spacetime signatures from a giant quantum vortex | Nature
Bir grup astrofizikçi evrenin geniş ölçekli yapısal araştırmalarında kullanılmak üzere Gaia Uzay Teleskobu verilerine de başvurarak şimdiye kadarki en büyük hacimli kuasar haritasını (Quaia) bir araya getirdi. Bu harita hazırlayıcılarından birisi olan uzman araştırma görevlisi astrofizikçi David Hogg tarafından şimdiye kadar hazırlanmış kataloglar içerisinde aslında evrenin en geniş toplam hacimde haritalamasını yapan üç boyutlu harita olarak tanımlanıyor:
Alıntı
metni:This quasar catalog is different from all previous catalogs in that it gives us a three-dimensional map of the largest-ever volume of the universe," map co-creator David Hogg, an astrophysicist at New York University and senior research scientist at the Simons Foundation's Flatiron Institute, said in the statement. "It isn't the catalog with the most quasars, and it isn't the catalog with the best-quality measurements of quasars, but it is the catalog with the largest total volume of the universe mapped," Hogg added.
Alıntı
metni:We compare Quaia to existing quasar catalogs, showing that its large effective volume makes it a highly competitive sample for cosmological large-scale structure analyses.
Araştırma grubu haritayı oluşturabilmek için 6.6 milyon kuasar adayı barındıran Gaia veri setiyle NASA'nın geniş kapsamlı kızılötesi ve Sloan veri setlerine başvurdular. Araştırma grubu ilgili veri setlerini karşılaştırarak Gaia'nın orijinal veri setindeki kuasar olmayan astrofizik unsurları ayıkladılar ve kuasarlara olan mesafeyi daha isabetli biçimde vurguladılar. Ayrıca kuasarların önündeki görüşü kapatan engelleri gösteren yardımcı bir harita da meydana getirdiler:
Alıntı
metni:The team used data from Gaia's third data release, which contained 6.6 million quasar candidates, and data from NASA's Wide-Field Infrared Survey Explorer and the Sloan Digital Sky Survey. By combining the datasets, the team removed contaminants such as stars and galaxies from Gaia's original dataset and more precisely pinpointed the distances to the quasars. The team also created a map showing where dust, stars, and other nuisances are expected to block our view of certain quasars, which is critical for interpreting the quasar map.
Araştırma grubu bu çabalarının sonucunda kainatın derinliklerine ve erken dönemlerine kadar uzay ve zamana dağılmış 1.3 milyon kuasar barındıran 3D bir harita meydana getirip yayınladılar:
Alıntı
metni:The new map logs the location of about 1.3 million quasars in space and time, the furthest of which shone bright when the universe was only 1.5 billion years old. (For comparison, the universe is now 13.7 billion years old.)
Şimdi konuya biraz yabancı ama meraklı olanları aydınlatacak soruya ve cevabına gelelim. Başlığı da şimdiye kadar yaptığımız kuasar muhabbetine bağlayalım. Kuasar nedir? En kısa ve öz tanımıyla aşırı parlak aktif galaktik çekirdeklerdir. Kuasarlar galaksilerin merkezlerinde yer alan süper masif karadeliklerin tükettikleri ve ısıttıkları yığılımlarıyla (akresyon diskiyle) kainatta vuku bulan en parlak objelerdir.
Normalde büyük miktarlardaki kütlenin gravitasyonal çökmesinin ürünü olan karadelikler popüler kültürdeki imgelerinin etkisiyle ilk bakışta farz edilebileceğinin aksine her şeyi anında yut(a)mazlar. Karadeliğin aşırı güçlü çekim etkisiyle beraber gaz ve toz bulutları halindeki madde çok yüksek hızlarda süratlenerek karadeliğin çevresinde eğilim ve girdap hatlarında (tendex and vortex lines) yığılma yapmaya ve sürtünmeyle parıldamaya başlar.
Bu o denli enerjetik sürtüşmedir ki, büyük bir parlaklığa yol açan çok güçlü ve geniş spektrumda bir ışın kaynağı ortaya çıkar. Bu yığılım ve ışıması karadeliklerin çekim alanına karşı işleyen devasa bir elektromanyetik kuvvet uygulayıp Eddington Limiti (LEdd) çerçevesinde karadeliğin yutma ve kütle kazanma hızına da bir sınır koyar; böylece inanılmaz bir güçle parıldayan bir akresyon diskinin katılan ve ısınan yeni materyalle beraber uzun süreli varlığını garantiler. Birçok örnekte akresyonlu karadeliklerin dönme eksenine dik fırlatılan astrofizik madde jetleri de bu söz konusu beslenen, parçacık hızlandırıcı ve çarpıştırıcı bir girdap gibi davranan karadelik tablosuna şahane bir görsel manzara vererek dahil olur. Bir kuasar işte böylesi karadelik sistemlerinin galaksi merkezlerinde yer alan süper masif kütleli karadelikler tarafından desteklenen aşırı büyük ve parlak versiyonlarıdır. Süper kütleli karadeliklerin masifliği yıldızsal karadeliklere nazarla çok daha büyük bir akresyon diski meydana getirip taşımalarına ve onlarca galaksiden - yani trilyonlarca yıldızdan - daha parlak olmalarına izin verir. Süper masif karadelikler bilhassa mevzubahis kuasarlar formunda yarattıkları çeşitli - geri beslemeli olabilen - etkilerle galaksilerin ve evrenin gelişim ve evrimine ışık tutarlar. Büyük kozmolojik resme bilhassa kendi adlarıyla anılan Kuasar Devri (Quasar Epoch) ile dahil olurlar.
Şimdiye kadarki en kapsamlı kuasar haritasına sahip olmak fiziksel kainat puzzle'nın çözülmesinde kritik bir parçaya sahip olmak, evrenin yapısal bilmecelerinin çözülmesinde önemli bir adım atılmış olduğu anlamına geliyor.
Kaynaklar:
Quaia, the Gaia-unWISE Quasar Catalog: An All-sky Spectroscopic Quasar Sample (iop.org)
Quaia, the Gaia-unWISE Quasar Catalog: An All-sky Spectroscopic Quasar Sample - IOPscience
Quaia: The Gaia-unWISE Quasar Catalog (zenodo.org)
Bonus:
https://universemagazine.com/en/quasars-can-hide-in-the-dust/
Dünyaca Ünlü Bilim İnsanı Brian Cox Evrim Ağacı'nda
Evrim Ağacı Topluluğu'nu tebrik ederim, Brian Cox'u ağırlayıp röportaj yapmak büyük bir onur. Baştan sona izledim. Çok güzeldi.
Karahan'ın geleneksel ekonomi kurallarına bağlı olduğu aktarılıyordu. Bir iddiaya göre Karahan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in aslında TCMB Başkanı olarak görmek istediği ilk kişiymiş. Ama Erdoğan adaylar içerisinde Gaye Erkan'da ısrar etmiş. Erkan halkası Erkan'ın rızasıyla kırılınca Şimşek'in istediği gerçekleşmiş. Şimdi ise Karahan Şimşek'le beraber ters enflasyon faiz kurgulu Erdoğanomics'i kademeli biçimde terk eden klasik para politikası programlarına devam edecekler. Türkiye için hayırlı olmasını diliyorum:
Alıntı
metni:Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, yılın ilk enflasyon raporunu açıkladı. TCMB Başkanı Karahan’ın açıklamaları şu şekilde: “6 Şubat depremlerinde hayatını kaybeden vatandaşlarımızı rahmetle anıyorum. Başkan yardımcılığı görevini yürüttüğüm dönemde Merkez Bankası Başkanı görevinde bulunan sayın Hafize Gaye Erkan’a yaptığı çalışmalardan dolayı teşekkür etmek istiyorum. Merkez Bankası’nın görevi fiyat istikrarını sağlamak ve sürdürmektir.2023 yılı Haziran ayında parasal sıkılaşma sürecini başlattık. Sadeleşme sürecini başlatarak piyasa mekanizmasının işlevselliğini artırdık. TL varlıklara olan talebi güçlendirdik. Bir önceki rapor döneminden bu yana hem reel hem finansal göstergeler para politikamızın doğru yolda ilerlediğini teyit etmektedir. Enflasyon beklentilerini ve fiyatlama davranışlarını yakından takip ediyoruz. Enflasyon görünümünde bozulmaya izin vermeyeceğiz. Milyonlarca emekli merakla bekliyor! İşte ikramiye zammı için konuşulan rakam Küresel çapta sıkı para politikaları ve kısıtlayıcı finansal koşulların büyümeyi baskılayıcı etkisi geçtiğimiz yılın ortalarından itibaren belirginleşmiştir. Önceki rapor döneminden bu yana enerji hariç emtia fiyatları sınırlı gerilemesini sürdürmüştür. Bu dönemde doğal gaz fiyatları başta olmak üzere enerji emtia fiyatları düşmüştü. Birçok ekonomide çekirdek enflasyon son aylarda gerilemektedir. Enflasyon küresel düzeyde hedeflerin üzerinde seyretmektedir. Riskler devam etmekle birlikte enflasyonun yıl içinde gerilemeyi sürdürmesi beklenmektedir. Gelişmiş ülke merkez bankaları politika faizlerinin mevcut seviyesini enflasyon hedefi için yeterli gördüklerini belirtmektedir. Faiz indirimlerinin zamanlaması ve hızı önem kazanmıştır. Gelişmekte olan ülkelerin bir kısmında ise enflasyon görünümündeki iyileşme ile birlikte faiz indirimi süreçleri devam etmektedir. Yılbaşından itibaren gelişmiş ülke merkez bankalarının faiz indirimlerine daha ihtiyatla yaklaşan sözlü yönlendirmeleri sonucunda portföy girişleri yavaşlamıştır. ENFLASYON GELİŞMELERİ HAKKINDA 202 yılı son çeyreğinde enflasyon önceki rapor tahminleri ile tutarlı seyrederek yıl sonunda yüzde 64.8 seviyesinde gerçekleşmiştir. Yıllık enflasyonun 2024 yılının ilk yarısına kadar artmaya beklediğimizi tüm politika metnimizde paylaştık. 3. çeyrekte petrol fiyatları vergiler döviz kuru, asgari ücret artışı gibi birden fazla şok bir arada gerçekleşmişti. Yüksek oranda olan bu şokların kısa sürede bir arada gelişmesi beklenti ve fiyatlama davranışlarında ilave bozulmaya yol açmıştır. Perakende satış hacminin büyümesi 2023 yılının ikinci yarısında belirgin şekilde yavaşlamış kasım itibarıyla çeyreklik bazda negatife dönmüştür. Talepteki aşırılık 2023 yılının ilk yarısında artan ithalat yolu ile dış ticaret dengesine olumsuz yansımıştır. Son dönemde ithalat eğilimi zayıflamıştır. Ocak ayına ilişkin geçici veriler hem toplam hem altın ve enerji hariç bakıldığında dış ticaret dengesindeki iyileşmenin devamına işaret etmiştir. ‘CARİ DENGEDE İYİLEŞME SÜRECİNİN DEVAMINI ÖNGÖRÜYORUZ’ Talebin zayıflaması ile beklentilerin iyileşmesi ile birlikte cari dengede düzelme gerçekleşmiştir. Mevcut parasal sıkılaşma süreci de başta altın ve dayanıklı tüketim malı olmak üzere ithalat kanalı ile cari dengeye katkıda bulunmaya başlamıştır. 2024 yılında parasal aktarımın gecikmeli etkilerinin devreye girmesi ile cari dengede iyileşme sürecinin devamını öngörüyoruz. Hizmet enflasyonu eğiliminde katılık sürmektedir. Hizmet enflasyonu düzenlemeye tabi yönetilen kalemler ile eğitim ve sağlık hizmetleri, kira gibi geçmiş enflasyona endeksleme eğilimi güçlü kalemler sebebiyle önemli bir atalet göstermektedir. Ocakta hizmet fiyatlarında yüksek oranlı artışlar gözlenmiştir. Hizmet enflasyonundaki katılığın önemli bir bileşen kiralarıdır. Bu bağlamda konut piyasası önem arz etmekte olup buradaki gelişmeler öncü gösterge olarak yakından takip edilmektedir. KİRA FİYATLARI HAKKINDA 2022 yılı sonrasında enflasyondan korunma davranışı işle artan gayrimenkul talebi konut fiyatlarında yüksek oranlı artışlara sebep olmuştur. Bu durum kiralara güçlü bir şekilde yansımaktadır. Sıkılaştırma sonrası dönemde büyük kentlerde konut fiyatlarındaki artış hızı yavaşlamıştır. Konut fiyat enflasyonu yıllık bazda düşüş göstermiştir. Konut fiyat artışındaki yavaşlamanın sürmesi hizmet enflasyonu kanalıyla 2024 yılında dezenflasyon sürecine katkı sağlayacaktır. Piyasa katılımcıları anketinde 12 ay sonrası enflasyon beklentisi ocak ayında yüzde 39 olmuştur. Tüketici enflasyon 4. çeyrek boyunca tahmin aralığının orta noktasına yakın hareket emiş. 2023 yılının yüzde 64.8 ile yıl sonu tahmini ile uyumlu tamamlamıştır. Ocak ayında tahmin aralığının orta noktasındaki seyir korunmuştur. Bu ayda ocak ayına özgü sebeplerle aylık enflasyonda yükseliş gerçekleşeceğini önceki tahminlerimizde yansıtmış kamuoyunda paylaşmıştık. Ücret, fiyat ayarlamaları ve geriye doğru endeksleme davranışı etkisi ile hizmet grubunda aylık enflasyon tahminimizin bir miktar üzerinde gelerek belirgin yükselmiştir. Asgari ücret artışının öngörülerimiz üzerinde artışının etkisi hissedilmiştir. Son PPK karar metninde vurguladığımız gibi enflasyonun ana eğiliminde hedeflediğimiz patika ile uyumlu belirgin bir iyileşme görmeyi önemli buluyoruz. Ocak ayındaki yükseliş sonrasında enflasyonun ana eğiliminin zayıflayacağını değerlendiriyoruz. PARA POLİTİKASI STRATEJİSİ HAKKINDA Politika faizimizi yüzde 8.5’ten yüzde 45 seviyesine çıkardık. Bu süreçte kademeli ve bütünsel bir yaklaşımla parasal sıkılaştırmayı destekleyici uygulamaları devreye aldık. Bankacılık sistemindeki fazla likiditeyi miktarsal sıkılaştırma ile sterilize ediyoruz. Makroihtiyati politika çerçervesini sadeleştirdik. Makroihtiyati çerçeveyi, KKM’yi teşvik eden kredi kullandırımını sınırlayan menkul kıymet düzenlemelerini kaldırarak sadeleştirdik. Parasal aktarı mekanizmasının güçlendirilmesi amacıyla 2023 Temmuz ayından itibaren zorunlu karşılık düzenlemeleri ile 1 trilyon liradan fazla TL sterilize edilmiştir. Türk lirası depo alım ihalelerine başlanmıştır. 2023 yıl sonu itibarıyla 290 milyar TL olan TL depo alım ihalesi bakiyesi ocak ayında 603 milyar TL’ye çıktıktan sonra 5 Şubat itibarıyla 100 milyar TL’ye gerilemiştir. Politika faizinin ocak ayında ulaştığı seviye ve parasal aktarımı güçlendirmek için atmakta olduğumuz destekleyici adımlarla birlikte dezenflasyonun tesisi için gerekli parasal sıkılık düzeyine ulaştığımızı değerlendiriyoruz. Politika faizinin mevcut seviyesi gerektiği müddetçe sürdürülecektir. İki ana koşul gözetilecektir. İlki aylık enflasyonun ana eğiliminin belirgin düşüş göstermesidir. Ana eğilim, iç talep, ithalat ve finansal koşullara ilişkin göstergeleri yakında izleyeceğiz. İkincisi enflasyon beklentilerinin öngörülen tahmin aralığına yakınsamasıdır. Geniş kapsamlı enflasyon göstergeleri takip edilecektir. Enflasyon görünümünde belirgin bozulma öngörülmesi halinde parasal sıkılık gözden geçirilecektir. MEVDUAT FAİZİ HAKKINDA Kredi faizleri hızla yükselirken mevduat faizlerindeki artış daha kademeli gerçekleşmiştir. Ocak ayında TL mevduat faizlerinde sınırlı gerileme gözlenmiştir. Öncü veriler TL mevduat faizlerinin yeniden artmaya başladığına işaret etmektedir. KREDİLER HAKKINDA 2023 yılının ilk yarısında güçlü seyreden bireysel kredi büyümesi zayıflamıştır. Aralık ayında özellikle bireysel kredi kartı bakiyesinde ivmelenme görülmüştür. Bunda dönemsel kampanyaların ve beklenen ücret artışlarının tüketimi öne çekmesi etkili olmuştur. Kredi büyümesinde oluşabilecek aşırılıklara izin vermeyeceğiz. Ticari kredilerde ise istediğimiz sıkılık düzeyinde dengeli bir ilerleyiş söz konusudur. Reel sektöre sürdürülebilir oranda sağlıklı kredi akışı sağlanmaya devam ederken özel bankaların ticari kredi tarafında daha etkin bir rol oynadığını görüyoruz. Son 5 ayda TL mevduat 2.4 trilyon TL artmış, KKM 910 milyar TL azalmış, yabancı para mevduat 1.3 milyar dolar, parite ve fiyat etkisinden arındırılmış olarak ise 3.6 milyar dolar azalmıştır. TL mevduat payı yüzde 30’lu seviyelerden yüzde 43’e yükselirken KKM’nin payı yüzde 16’ya gerilemiştir. Ocak ayında TL mevduat payındaki artışın yavaşladığını gözlemledik. Parasal sıkılaştırma ve sadeleştirme adımlarımız tahvil piyasasına da olumlu yansımış getiri eğrisini parasal duruşla uyumlu hale getirmiştir. Getiri eğrisinde normalleşme gözlemlenmektedir. Mayıs ayında 700 baz puanın üzerine çıkan 5 yıllık CDS primi 300 baz puanın altına gerilerken bu hafta itibarıyla 325 baz puan seviyelerinde işlem görmektedir. Sermaye girişlerinde güçlü artış gözlemlenmiştir. 2023 Ocak-Mayıs ayları arasında aylık bazda 800 milyon dolar sermaye çıkışı gözlenirken yılın ikinci yarısında 12.6 milyar dolar sermaye girişi olmuştur. REZERVLER HAKKINDA Uluslararası rezervlerimizde önemli bir ilerleme kaydedilmiştir. 2023 yılı mayıs ayında 98 milyar dolara gerileyen rezervler 140 milyar dolar seviyesine ulaştıktan sonra 2024 ocak ayında bir miktar gerilemiştir. Net rezervlerde 35 milyar dolar civarında güçlü bir artış gerçekleşmiştir. Rezervlerimizi güçlendirmeye devam edeceğiz. ENFLASYON TAHMİNİ HAKKINDA Enflasyon görünümünde belirgin iyileşme sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruşun sürdürüleceği bir görünüm esas alınmıştır. 2024, 2025, 2026 yıl sonu enflasyon tahminleri bir önceki rapor haliyle korunmuştur. 2024 yıl sonu yüzde 36, 2025 yıl sonu yüzde 14 olarak tahmin edilmektedir. Enflasyonun 2026 yılında yüzde 9 ile tamamlaması orta vadede yüzde 5 hedefinde istikrar kazanması öngörülmektedir. Sıkı para politikası ve maliye politikasının eş güdümü katkısı ile iç talepteki dengelenme sürecinin devam edeceğini değerlendiriyoruz. Çıktı açığı tahmini güncellememiz 2024 yılı enflasyon tahminimizi 0.4 puan artırıcı yönde etkilemiştir. Yılın ilk yarısında mevsimsellikten arındırılmış aylık enflasyonun ortalama olarak yüzde 4’ün altında, ocak hariç ise yüzde 3 civarında seyredeceğini öngörüyoruz. Enflasyonun tepe noktasına ulaşacağı mayıs sonuna kadar ocak ayında olduğu gibi bazı geçici etkiler görülecektir. Mayıs sonrasında yıllık manşet enflasyonda hızlı bir düşüş göreceğiz, dezenflasyon döneminde gireceğiz. Baz etkileri ve daha önemlisi enflasyonun ana eğilimindeki düşüşün devamı etkili olacaktır. Bu süreçte iç talepteki dengelenmenin devamı, ücret güncellenmelerinin tamamlanmış olması, manşet enflasyondaki düşüşün beklentilerde oluşturacağı iyileştirme önemli rol oynayacaktır. Mevsimsellikten arındırılmış ortalama aylık enflasyonun yüzde 2.5’in altına, yılın son çeyreğinde yüzde 1.5’e gerileyeceğini öngörüyoruz. Görevimiz ve amacımız enflasyonu hedeflediğimiz patikada düşürmektir. TL’ye geçişi ve fiyatlama davranışlarında iyileşmeyi parasal aktarım mekanizması içinde bir bütün olarak değerlendiriyoruz. Bir önceki enflasyon raporuna kıyasla enflasyonun ana eğilimi, kredi büyümesi, altın ve tüketim mallarının büyümesi öngörülerimizle uyumlu bir şekilde gerilemiştir. Politika faizinin mevcut seviyesini enflasyonun ana eğiliminde belirgin bir düşüş sağlanan, enflasyon beklentileri tahmin aralığına yakınsayana kadar sürdüreceğiz. Mevduat faizi ve kredi arzında parasal aktarımı zayıflatan oynaklıklara izin vermeyeceğiz.
Kaynak:
Kozmik Işınlar ve Bilgisayarlardaki Yazılım Hataları
Bilgisayarım şimdiye kadar uzun aralıklarla da olsa birkaç kez mavi ekran hatası verdi. Demek en azından bazısında bayağı bayağı kozmik ışınların atmosfere çarpmasından kaynaklanan Feynman diyagram yağmurları altında bilgisayarımla kalmış olma ihtimalim var. :d
Nedensellik Üzerine - Feynman
Gerçekten nedensellik üzerine gördüğüm en iyi değerlendirmelerden birisi. Ara ara açar, tekrar izlerim. Feynman'ın kıvrak zekasına hayran olmamak elde değil.
Atina Bildirgesi
Burada açılmış bir haberine hiç denk gelmediğim için bu konuyu açayım dedim. Türk-Yunan ilişkilerine ciddi biçimde format atıldı. Ama tabii iyi ilişkiler ne kadar sürer ve tarihsel ihtilaf ne kadar onarılır bilemem, günün birinde iki partinin de birbirini bildirgeyi ihlal etmekle suçlaması olası. Tarih tekerrür edecek diye bir zaruriyet yok elbette ama bunun gibi geçmiş sözlerden ve antlaşma maddelerinden sık sık dönülmüş olduğu gerçeği bu bildirgenin kalıcı olacağına dair beklentiye gölge düşürüyor ama umarım yanılırım.
Yunanistan ve Türkiye arasında 15 farklı anlaşma imzalandı - Yetkin Report
Alıntı
metni:Dostane İlişkiler ve İyi Komşuluk Hakkında Atina Bildirgesi Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Yunanistan Cumhuriyeti Başbakanı Sayın Kiryakos Miçotakis, kendi Hükümetlerini temsilen (müştereken "Taraflar" olarak anılacaktır), 7 Aralık 2023 tarihinde Atina'da, iyi niyet ve iş birliği ruhu içerisinde, Türkiye Cumhuriyeti ile Yunanistan Cumhuriyeti arasındaki Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi'nin 5. toplantısına başkanlık etmiş olup, PP1. İki ülke Hükümetleri arasında yenilenen iş birliği iradesini tanıyarak; PP2. İki komşu ülke arasındaki bağların bölgenin refahını ve dinamizmini önemli ölçüde arttırma potansiyeline sahip olduğunun altını çizerek; PP3. Dostluk ve karşılıklı güven ortamında her iki toplumun yararı için ortaklaşa çalışmaya devam etme ihtiyacını vurgulayarak; PP4. Mevcut kurumsal mekanizmalar aracılığıyla ikili ilişkileri yoğunlaştırmayı amaçlayarak; PP5. İyi komşuluk ilişkilerini geliştirmek amacıyla, her iki Tarafın da mevcut ve gelecekteki zorluklar karşısında birbirlerinin hukuki pozisyonlarına halel getirmeksizin dayanışma ruhunu geliştireceklerini vurgulayarak; PP6. Söz konusu olumlu atmosferi ve gündemi teşvik etmek amacıyla, her iki Tarafın da sonuç odaklı bir yaklaşımla her düzeyde ziyaret teatisini teşvik edeceğinin altını çizerek; PP7. Birleşmiş Milletler Şartı’nın temel amaçları ve uluslararası hukukun evrensel olarak kabul edilen ilkeleri arasında uluslararası barışın korunması ve devletler arasında dostane iş birliğinin yer aldığını anımsayarak; PP8. Dostane ilişkileri, karşılıklı saygıyı, barış içinde bir arada yaşamayı ve anlayışı geliştirmeye ve aralarındaki her türlü anlaşmazlığı barışçıl yollarla ve uluslararası hukuka uygun olarak çözmeye kararlı olarak; PP9. Özellikle ihtilaflı durumlardan ve olası tırmanmadan kaçınılmasının vurgulanması suretiyle, ikili ilişkilerin başarılı bir şekilde yönetilmesi için her düzeyde etkili iletişim kanallarının ve mekanizmalarının öneminin altını çizerek; PP10. Her iki Tarafın da ilişkilerine, ekonomik alanda iş birliğinin arttırılması ve toplum düzeyinde bağların derinleştirilmesi, böylece iki komşu halkın refahına ve barış içinde bir arada yaşamasına katkıda bulunulması hedefiyle yaklaşacaklarını vurgulayarak, ayrıca bu amaçla, Ortak Eylem Planı aracılığıyla ekonomik ve ticari konularda pozitif gündemin teşvik edilmesinde kaydedilen önemli ilerlemeyi göz önünde bulundurarak, iki tarafın ilave iş birliği konularını araştıracaklarının altını çizerek; Aşağıdaki hususlar üzerinde anlaşmaya varmışlardır: OP1. Taraflar, aşağıda kayıtlı sütunlar temelinde devamlı, yapıcı ve anlamlı istişarelerde bulunmayı kabul ederler: (a) Siyasi Diyalog: - ortak ilgi alanlarına giren konular hakkında, - İstikşafi/İstişari görüşmeler; (b) Geliştirilmiş Ortak Eylem Planı kapsamında, ticaret-ekonomi, turizm, ulaştırma, enerji, inovasyon, bilim ve teknoloji, tarım, çevre koruma, sosyal güvenlik ve sağlık, gençlik, eğitim, spor ve ortaklaşa kararlaştırılacak diğer alanlarda ortak çıkarlara yönelik adımları içeren, önemli ve somut çıktılar elde etmek, gündemi yapılandırılmış bir şekilde düzenlemek ve yeni maddelerle devamlı güncellemek amacıyla Pozitif Gündem; (c) Yersiz gerginlik kaynaklarının ve bunlara ilişkin risklerin ortadan kaldırılmasına katkıda bulunacak, askeri alandaki tedbirleri de içeren Güven Artırıcı Önlemler. OP2. Taraflar, söz konusu Bildirge’nin lafzını ve ruhunu zayıflatacak, itibarsızlaştıracak veya bölgelerinde barış ve istikrarın muhafazasını tehlikeye atacak her türlü beyan, girişim veya eylemden sarfınazar etmeyi taahhüt ederler. OP3. Taraflar, aralarında ortaya çıkan herhangi bir anlaşmazlığı, doğrudan istişare yoluyla veya Birleşmiş Milletler Şartı’nda öngörülen, ortaklaşa belirlenecek diğer yollarla dostane biçimde çözmek için gayret göstereceklerdir. İşbu Bildirge, uluslararası hukuk uyarınca Taraflar için bağlayıcı bir uluslararası anlaşma teşkil etmez. İşbu Bildirgenin hiçbir hükmü Taraflar için yasal haklar veya yükümlülükler yarattığı şeklinde yorumlanamaz. Atina'da, 7 Aralık 2023 tarihinde, Yunanca, Türkçe ve İngilizce dillerinde ikişer nüsha olarak, tüm metinler eşit derecede sahih olmak üzere düzenlenmiştir. Yorum farklılığı halinde İngilizce metin esas alınacaktır.
İngilizcesi:
Alıntı
metni:The full text of the Greece-Turkey Declaration is the following: “The President of the Republic of Türkiye, H.E Mr Recep Tayyip Erdoğan and the Prime Minister of the Hellenic Republic, H.E. Mr. Kyriakos Mitsotakis, representing their respective Governments (jointly referred as “the Parties”), having chaired the 5th meeting of the High-Level Cooperation Council between the Republic of Türkiye and the Hellenic Republic on December 7th, 2023, in Athens, in a spirit of goodwill and cooperation, PP1. Recognizing the renewed will for cooperation between the Governments of the two countries; PP2. Underlining that the bonds between the two neighbouring nations harbour the potential to markedly increase the region’s prosperity and dynamism; PP3. Emphasizing the need to continue jointly working for the benefit of both societies in an atmosphere of friendship and mutual trust; PP4. Seeking to intensify the bilateral relations through existing institutional mechanisms; PP5. Underscoring that in order to enhance the good neighbourly relations, both Parties will cultivate a spirit of solidarity in the face of current and future challenges without any prejudice to each other’s legal positions; PP6. Underlining that to promote the said positive atmosphere and agenda, both Parties will encourage exchange of visits at every level with a result-oriented approach; PP7. Recalling that among the fundamental objectives of the Charter of the United Nations and the universally acknowledged principles of international law are the maintenance of international peace and friendly co-operation among states; PP8. Determined to foster friendly relations, mutual respect, peaceful coexistence and understanding, and to resolve any dispute among them by peaceful means and in accordance with international law; PP9. Underscoring the importance of effective communication channels and mechanisms at every level for the successful management of their bilateral relations, with particular emphasis on avoiding conflictual situations and potential escalation; PP10. Emphasizing that both Parties will approach their relations with the objective of increasing economic cooperation and deepening of people-to-people ties, thus contributing to the prosperity and peaceful coexistence of their two neighbouring peoples, further stressing that to this end, in view of the significant progress made in fostering the positive agenda on economic and commercial affairs through the Joint Action Plan, the two sides will explore additional items of cooperation; What Greece and Turkey have agreed: OP1. The Parties agree to engage in continuing, constructive and meaningful consultations based on the following pillars: (a) Political Dialogue: -On issues of mutual interest, -Exploratory/Consultative talks; (b) Positive Agenda, within the scope of the enhanced Joint Action Plan, involving measures of common interest in the fields of business-economy, tourism, transportation, energy, innovation, science and technology, agriculture, environmental protection, social security and health, youth, education and sports or any other field to be jointly decided, with the aim of attaining significant and concrete deliverables, streamlining and continually updating the agenda in a structured fashion with new items; (c) Confidence Building Measures, involving measures in the military field, which would contribute to the elimination of unwarranted sources of tension and the risks thereof; OP2. The Parties are committed to refrain from any statement, initiative or act likely to undermine or discredit the letter and spirit of this Declaration or endanger the maintenance of peace and stability in their region. OP3. The Parties will endeavour to resolve any dispute arising between them in an amicable manner through direct consultations between them or through other means as provided for in the United Nations Charter. This Declaration does not constitute an international agreement binding upon the Parties under international law. No provision of this Declaration shall be interpreted as creating legal rights or obligations for the Parties. Done in Athens, on the 7th of December 2023, in two copies, each in the Greek, Turkish and English languages, all texts being equally authentic. In case of divergence of interpretation, the English text shall prevail.”
Full Text of the Friendship Declaration Between Greece, Turkey – Athens-News.GR
Bu konudaki başka bir yorumum:
https://forum.donanimhaber.com/mesaj/yonlen/157518078
Bu yorumum da ama kısmen yanıldığımı veya Türkiye ile ilgili bazı noktaları atladığımı düşünüyorum. Bence Türkiye'nin ABD'den F-16 alabilmesi için Ankara Yunanistan ile arayı düzeltti. Zira Yunan lobisi Yahudi lobisi kadar olmasa da Kongre'de güçlü ve savaş uçaklarının satılmasında esas engel Yunan lobisiyle ilişik senatörlerden ve Kongre odaklarından çıkıyordu. Yunan diaspora vetosu kalkınca şimdi uçakların gelme olasılığı artmıştır. Bir de Türkiye ve Yunanistan Doğu Akdeniz'i zaten resmi müttefikler olarak beraber paylaşabilecekken kaynaklarını birbirlerine karşı sürtüşme yaratacak tavır ve girişimlerde ziyan etmeleri mantıklı değildi. Yunanistan daha büyük cüsseli Türkiye'yi daha büyük kazanımlar için kendisine kaldıraç yapabilir, Türkiye de dost Yunanistan'ı kolluyorum diyerek Yunan desteğiyle Doğu Akdeniz'deki Mısır, Rusya, Suriye gibi daha büyük devletlerle aşık atmaya odaklanabilir. Bu karşılıklı fayda dinamiği - ticaret, turizm, yatırım vb diğer alt ve yan başlıklarıyla beraber iyi yürürse işbirliği ve bildirgenin ruhu sürer. Öbür türlü eğer tekrardan ayrılıkların gelişimine mahal verilirse tarihte Atatürk döneminden sonraki çöküşünde yaşandığı gibi çöker. Nedense yeterince vurgulanmaz ama Atatürk dönemi Türk-Yunan ilişkilerinde bir altın çağdı. Atatürk eski düşmanını önce yendi, sonra da en iyi dostu yaptı. Pakt oluşturdu. Venizelos sonunda Atatürk'ü çabalarından dolayı Nobel Barış Ödülü'ne aday gösterdi. Yani Yunanistan'la epeyce olumlu bir dönemimiz oldu ama bu Kıbrıs gibi krizlerin gelişimiyle sonrasında sürdürülemedi.
Türkiye'deki Enflasyonist Anlayışın Eleştirisi
Ekonomist yazar Mahfi Eğilmez'in ülkede öteden beridir tüketime dayalı enflasyonist bir anlayışın hakim olduğu teşhisi ve artık çıkmaza girmiş bu kısa vadeci modelin yerine uzun vadeli yapısal dönüşüm önerisi çok yerinde. Bu konuda Eğilmez'in iki tane kısa ve öz yazısını paylaşıyorum. Gerçekten enflasyon olgusunu ve Türkiye'deki enflasyon üreten anlayış ve modeli çok güzel özetlemiş. Bu yaklaşımın kısa vadede oy kapmaya dayandığını vurgulayıp uzun vadeli ülke çıkarlarına aykırılığına işaret etmiş. Okumanızı tavsiye ederim:
Alıntı
metni:Ertelenmiş Enflasyon Haziran 09, 2023 Türkiye’nin, büyüme modeli, tüketimi teşvik etmek ve bu yolla talep yaratarak üretimi artırmak yaklaşımı üzerine kurulmuştur. Bu yaklaşım enflasyonu düşürmeyi değil tam tersine artırmayı teşvik eder. Çünkü enflasyon arttıkça insanların paradan kaçışı hızlanır, tüketim harcamaları artar bu da üretim artışı yaratarak büyümenin yüksek olmasını sağlar. Büyüme yüksek olunca firmalar iyi para kazanır ve işsizlik artmaz, hatta azalır. Bu modeli yaşatmanın yolu faizi enflasyonun altında belirlemek ve/veya ücretleri sürekli artırarak harcama gücünü canlı tutmaktan geçer. O nedenle Merkez Bankası faizi enflasyonun altında belirler ve piyasa faizlerinin de reel olarak (enflasyondan arındırılmış olarak) negatif olmasını sağlar, hükümet de enflasyonla mücadele yerine ücret zammı yapmaya yönelir. Merkez Bankası, bu yolla bankaları düşük faizle fonlarken Hazine’nin piyasadan yüksek faizle borçlanmasının önüne geçmek için, bankalara açtıkları kredilerin ve tuttukları döviz mevduatının belirli oranında Devlet Tahvili alması zorunluluğu getirilir ve Devlet Tahvilinin faizi de negatif düzeyde oluşturulur. Böylece bankalar, Merkez Bankası’ndan negatif reel faizle aldıkları parayı üzerine biraz kar marjı ekleyerek ama yine negatif reel faizle Hazine’ye devrederler. Sonuçta Merkez Bankası’nın kısa vadeli avans hesabıyla yasaklanmış olan Hazineyi fonlama mekanizması, arkadan dolanarak yeniden yaşama geçirilmiş olur. Faizin enflasyonun altında oluşması demek tasarruf yapanları değil borçlanarak harcama yapanları kollamak demektir. Çünkü enflasyon yüksek, faiz düşük kaldıkça insanlar ellerinde para tutmanın, tasarruf yapmanın anlamsız olduğunu, kendilerine kaybettirdiğini görür ve tüketimlerini artırırlar. Artan tüketim, bir yandan enflasyonu yükseltirken bir yandan da üretimi artırır ve ekonomi büyür. Büyüyen ekonomide işsizlik artmaz, sorunlar halının altına süpürülür. Seçim öncesinde konutlara doğalgazın bedava verilmesi, benzin fiyatında indirime gidilmesi, parasal cezaların affedilmesi gibi uygulamalar Mayıs ayında enflasyon oranının çok düşük çıkmasına (yüzde 0,04) ve iktidarın faiz neden – enflasyon sonuç söyleminin haklılığını kanıtlamış görünmesine yol açtı. Oysa gerçek yaşam bütün fiyatların arttığını gösteriyor. Yani enflasyonun düşmesi sadece bir illüzyondan ibaret. Ama şunu kabul edelim ki iktidar illüzyon olayını iyi biliyor ve çok iyi yönetiyor. Gerçekte yapılan şey enflasyonu ertelemekten ibaret. Önünde sonunda ne kadar illüzyon yapılırsa yapılsın enflasyon yeniden artışa geçecek. Nitekim Türk Lirası yabancı paralar karşısında değer kaybetmeye başladı. Rasyonel zemine dönmekten söz edilirken, ortaya çıkan kur yükselişinin yarattığı panikle, ortaya çıkan kayıpları durdurulabilmek üzere yine döviz satışı yapılarak irrasyonel yaklaşımın tekrarlanması zorunda kalındı. Hep söyledik: Bir kez rasyonel yaklaşımları terk edip irrasyonellik alanına girdiniz mi geriye yeniden rasyonellik alana dönmeniz o kadar kolay değildir. Enflasyonu düşürmek için faizi yükselterek tüketimi kısıtlayıp büyümenin düşmesine ve işsizliğin artmasına katlanmak gerekir. Ne var ki bu yaklaşım oy kaybına yol açar. O nedenle yüksek enflasyonlu büyüme yaklaşımı, öteden beri bizim siyasetçilerin bilinçli ya da bilinçsiz tercihi haline gelmiştir. Türkiye’nin enflasyon sorununu kalıcı olarak çözememesinin nedeni oy maksimizasyonuyla ülke çıkarı maksimizasyonu arasındaki ödünleşmeyi ikinci lehine çözememekten kaynaklanır. Ertelenmiş enflasyon günün birinde ertelenemez hale gelince çarşı karışır. Hiperenflasyon Kasım 14, 2023 Yıllık enflasyonun çok yüksek oranlara ulaştığı duruma hiperenflasyon deniyor. Enflasyon hızına göre farklı kategorilere bölünür: Enflasyon, yüzde 1 – 3 dolayında ise buna sürünen enflasyon ya da ılımlı enflasyon denir. Bu oranda bir enflasyonun varlığı ekonomiyi canlı tutmak açısından sıfır enflasyona tercih edilir. Gelişmekte olan ülkelerde ılımlı olarak kabul edilen enflasyon oranı yüzde 5’e kadar çıkabilir. Gelişmiş ülkeler açısından yüksek enflasyon yüzde 3’den sonrasını ifade ederken gelişmekte olan ülkeler için yüzde 5’den yukarısı yüksek enflasyon olarak kabul edilir. Çift haneli enflasyon yani yüzde 10 ve yukarısı gelişmiş ülkeler için de gelişmekte olan ülkeler için de çok yüksek enflasyon göstergesidir. Çok yüksek enflasyonun üst sınırı bazı iktisatçılara göre yüzde 200, bazı iktisatçılara göre yüzde 500’de biter ve bu sınırdan sonra artık hiperenflasyon başlar. Günümüzde daha çok kabul gören sınır yüzde 200’dür. Yılbaşında 100 TL’ye satılan bir malın fiyatı yılsonunda 350 TL olmuşsa enflasyon yüzde 250’ye ulaşmış demektir ki bu hiperenflasyondur. Bu durumda 100 TL ile tanesi 20 TL’ye satılan çikolatalardan yılbaşında 5 tane alınabilirken yılsonunda 2 tane alınabilecek demektir. Eğer hiperenflasyon yüzde 250 değil de yüzde 700 olsaydı o zaman yılsonunda eldeki 100 TL ile hiç çikolata alınamaz olacaktı. Enflasyonun çok yüksek olması haline negatif reel faiz de eşlik ederse insanlar ellerindeki paranın değerini kaybetmesini önlemek için harcamalarını artırırlar. Herkes elindeki paranın büyüklüğüne uygun malları stoklamaya başlar. Çok parası olanlar ikinci, üçüncü konutu almaya veya birkaç yıllık arabasını yenisiyle değiştirmeye, pahalı saatler, kalemler almaya, pahalı restoranlarda pahalı yemekler yemeye yönelirler. Bazıları paralarının değer kaybını önlemek için düşük faizin yarattığı talep artışının sonucunda değerleri artmaya başlayan hisse senetlerine, bazıları da anaparayı korumak için döviz veya altın alımına yönelirler. Daha az parası olanlar beyaz eşyalarını yenilemeye, daha mütevazı restoranlarda yemek yemeye, çeşitli ihtiyaçlarından daha fazla tüketim malını satın alıp evlerinde stoklamaya yönelirler. Paranın hızla satın alma gücünü kaybetmesinden kaçınmak için sergilenen bu talep artışı, bu artışı karşılayabilecek arz artışı hemen sağlanamadığı için malların fiyatlarının daha da artmasına yol açar. Böylece bir kısır döngü içine girilir: Fiyatlar arttığı için talep artar, talep arttığı için fiyatlar artar ve ekonomi hızla hiperenflasyona doğru sürüklenir (enflasyon – stoklama eğilimi – talep artışı – enflasyon kısır döngüsü.) Hiperenflasyona gidilirken satıcıların davranışı da değişir. Her ay yüzde 10 fiyatlar artıyorsa satıcı elindeki malları tezgâh altına çekerek artışın olmasını bekler. Ya da bu yola gitmeden malı normal fiyatının üzerinde bir fiyatla satmaya başlar. Böylece ekonomide karaborsa dönemi başlar. Geçmişte yaşanmış hiperenflasyonların en bilinen örneği Weimar Cumhuriyeti döneminde Almanya’da (1918 – 1933.) Almanya, birinci dünya savaşının getirdiği büyük maliyeti para basarak finanse etmeyi tercih etti. Bütün hesap, savaşı kazanıp mağlup devletlerden alınacak tazminatla ekonomiyi düzeltmek üzerine yapılmıştı. Ne var ki Almanya savaşı kaybetti ve Versay Antlaşmasıyla galip devletlere çok büyük bir tazminat ödemeye mahkûm edildi. Gerek savaş sırasında basılan paralar, gerekse ödenen tazminat Almanya’yı hiperenflasyona soktu. 1 ABD Doları 1922’de 7.400 Alman Mark’ına eşit hale geldi. İnsanlar bir mal almaya bavul dolusu parayla gider oldu. Fiyatlar o kadar hızlı değişiyordu ki mal satın almak için oluşturulan kuyruğun başındaki, ortasındaki ve sonundaki kişiler aynı malı farklı fiyatlarla almak durumunda kalıyordu. İşte böyle bir ortamda satıcılar da malları satmamayı tercih ediyorlar. Çünkü sattığı maldan aldığı para onun yerine aynı maldan getirmek için ödeyeceği paradan düşük kalıyordu. Satıcılar malları tezgâhtan kaldırınca bu kez fiyatlar daha da artar oluyordu. Türkiye, uzun yıllar yüksek enflasyonla yaşadı. 1980 – 2000 arasındaki yılların enflasyon ortalaması yüzde 63’tür. Bu, hiperenflasyon olmasa da çok yüksek enflasyon demektir. Ardından gelen 2001 – 2023 döneminin enflasyonu da yüzde 19’dur. Önceki döneme göre düşük görünse de bu da çok yüksek enflasyon kategorisindedir. Dolayısıyla Türk toplumu yüksek enflasyonla yaşamaya alışıktır. Şimdiye kadar bu topraklarda hiç hiperenflasyon yaşanmamış olması siyasetçide ve toplumda, enflasyonun hiperenflasyona gitmeden, denetim altında tutulabileceği, enflasyonun değil asıl olarak büyümenin önemli olacağı yönünde bir izlenim yaratmıştır. Ne yazık ki bu izlenim doğru değildir. İşin daha da sıkıntılı yanı yaşanan son yargı krizi gibi krizlerin insanların gelecek beklentisini bozması ve stoklama eğilimini artırmasıdır. Dolayısıyla bu gidişin düzeltilebilmesi artık yalnızca faiz artırmak veya büyümeden fedakârlık ederek ulaşılabilecek bir sonuç olmaktan çıkmıştır. Yapısal reformlar bugün artık ertelenemez aşamaya gelmiştir. Atılması gereken ilk adım Anayasa’nın gereklerinin yerine getirilmesi ve hukukun üstünlüğünün yaşama geçirilmesidir. Yapısal reformları vurgulamakla birlikte geçmiş deneyimlere dayanarak bu adımların mevcut siyasal iktidar tarafından atılmasının mümkün olmadığını, o nedenle gidişin daha yüksek enflasyon oranlarına doğru olduğunu söyleyebiliriz.
Bir süredir JWST'nin yeni galaksi verileri gündemden düşmüyor ve erken evrenin yapısını anlatan hakim kozmolojik evrim modelini yadsıyorlar. Yeni değerlendirmeye göre büyük cüsseleri ve parlaklıklarıyla standart model çerçevesindeki erken evren tasvirlerine meydan okuyan yeni keşfedilmiş genç galaksiler aslında göründükleri kadar masif ve istikrarlı olmayabilirler. Buna göre bu galaksiler - JWST'nin mevcut çözünürlüğüyle birlikte - yıldız formasyon hızı ve seriliğinden dolayı olduklarında daha parlak ve büyük görünmekteler. Buna rağmen süpernovalar ve karadeliklerin farz edilen materyal dağıtıcı ve seyrekleştirici negatif geri beslemeli etkilerinin erken evrende bu kadar hızlı ve seri yıldız oluşumuna izin vermeyeceği varsayıldığı için büyük ve istikrarlı galaksilerin erken evrende teşekkül olamayacağı varsayımı kurtarılsa dahi erken evrendeki yıldız formasyon seriliğine dair standart modelin temel açıklaması yadsınmaktadır. Anlamı ise erken evrendeki yıldız oluşumuna, yıldız oluşumunda rol oynayabilecek karadelik ve süpernova değişkinlerine dair temel varsayımların her halükarda gözden geçirilmesi gerektiğidir. Bu veriler ve yorumlar misal erken evrende sanılandan daha az süpernova ve karadelik olduğuna ya da daha zayıf veya ufak olduklarına işaret eder. Küçük erken galaksilerin de doğal yıldız fabrikaları Nebulalar misali yıldız imalatı bazında fazlasıyla canlı ve parlak olduklarına, bu galaksilerde istikrarlı ve yavaş bir yıldız formasyonundan ziyade ani nüfus patlamaları şeklinde yıldız popülasyonlarının meydana geldiğine işaret eder. Daha isabetli modellemeler için varsayımlarımızın güncellenmesi kaçınılmaz görünüyor. Bilimin teknolojinin de gelişimiyle belki binlerce yıldır yaptığı ve anlayışımızı ileri taşıyan yegane şey budur.
Daha teknik kısımlara dalmak isteyenler için ilgili makaleyi de bırakıyorum:
Alıntı
metni:Bursty Star Formation Naturally Explains the Abundance of Bright Galaxies at Cosmic Dawn Recent discoveries of a significant population of bright galaxies at cosmic dawn (z ≳ 10) have enabled critical tests of cosmological galaxy formation models. In particular, the bright end of the galaxy UV luminosity function (UVLF) appears higher than predicted by many models. Using approximately 25,000 galaxy snapshots at 8 ≤ z ≤ 12 in a suite of FIRE-2 cosmological “zoom-in” simulations from the Feedback in Realistic Environments (FIRE) project, we show that the observed abundance of UVbright galaxies at cosmic dawn is reproduced in these simulations with a multi-channel implementation of standard stellar feedback processes, without any fine-tuning. Notably, we find no need to invoke previously suggested modifications such as a non-standard cosmology, a top-heavy stellar initial mass function, or a strongly enhanced star formation efficiency. We contrast the UVLFs predicted by bursty star formation in these original simulations to those derived from star formation histories (SFHs) smoothed over prescribed timescales (e.g., 100 Myr). The comparison demonstrates that the strongly time-variable SFHs predicted by the FIRE simulations play a key role in correctly reproducing the observed, bright-end UVLFs at cosmic dawn: the bursty SFHs induce order-or-magnitude changes in the abundance of UV-bright (MUV ≲ −20) galaxies at z ≳ 10. The predicted bright-end UVLFs are consistent with both the spectroscopically confirmed population and the photometrically selected candidates. We also find good agreement between the predicted and observationally inferred integrated UV luminosity densities, which evolve more weakly with redshift in FIRE than suggested by some other models. Keywords: galaxies: formation – galaxies: evolution – galaxies: star formation – galaxies: high-redshift
Son Giriş: 7 dk. önce
Son Mesaj Zamanı: 28 dk.
Mesaj Sayısı: 2.999
Gerçek Toplam Mesaj Sayısı: 7.263
İkinci El Bölümü Mesajları: 3
Konularının görüntülenme sayısı: 101.929 (Bu ay: 1.847)
Toplam aldığı artı oy sayısı: 9.678 (Bu hafta: 26)
En çok mesaj yazdığı forum bölümü: Konu Dışı / Off Topic