Şimdi Ara

TR ENDURANCE F1 2014 LEAGUE

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
671
Cevap
9
Favori
28.792
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj



  • KENDİNİZİ ADRENALİNİN KOLLARINA BIRAKIN!

    Endurance F1 liginde müthiş bir mücadele sizleri bekliyor. Olağanüstü çekişmelere sahne olacak bu ligde yarış becerilerinizi bilgisayarla değil, sizin gibi gerçek pilotlarla test edin. Yüksek hızda yaşanacak bu heyecana siz de ortak olun!



    F1 2014 SEZONU PİLOTLAR ŞAMPİYONU: Furkan Özcan

    F1 2014 SEZONU MARKALAR ŞAMPİYONU: MERCEDES


     TR ENDURANCE F1 2014 LEAGUE







     TR ENDURANCE F1 2014 LEAGUE


    KURALLAR


    *Yarışlar Pazar akşamları saat 21:30'da koşulacaktır.


    *Lig 19 yarıştan oluşmaktadır.


    *Puanlama sistemi F1 esaslarına göre yapılacaktır.


    *Pilotların herhangi bir yarıştan puanla ayrılabilmeleri için o yarışı bitirmeleri gerekmektedir. Yarışı bitiremeyen pilotlara puan verilmeyecektir.


    *Herhangi bir yarışa çeşitli sebeplerle katılmayacak veya katılamayacak olan pilotların en kısa sürede lig yöneticilerine(Sorbetto ve SLaYeR KiNG) mazeretlerini bildirmeleri gerekmektedir. Katılım konusunda sıkıntı yaşayanlar için ligden çıkarılmak kaçınılmaz son olacaktır.


    *Yarışa girdikten sonra yarıştan çıkmak kesinlikle yasaktır.


    *Pazar günleri saat 21:15'den itibaren Steam'de buluşulacaktır.


    *Yarışa bağlanırken veya yarış sırasında bağlantı sorunu yaşayanlar yarıştan puan alamayacaklardır.


    *Yarışlarda araçların performansları eşit olacaktır.


    *Agresif yarışanlar ve rakiplerine kasti temasta bulunanlar cezalandırılacaktır.


    *Yarışlardan önce 15 dakikalık sıralama turları olacaktır. Yarışlar ise %50 uzunlukta olacaktır.


    *Yarışlardan sonra yarışı değerlendirme platformuna herkes yorum bırakabilecek, yarışı kendi açısından değerlendirebilecektir.



    ASİSTLER:

    *BRAKING ASSIST --- BANNED
    *ABS --- ALLOWED
    *STEERING ASSIST --- BANNED
    *TRACTION CONTROL --- BANNED
    *DYNAMIC RACING LINE --- ALLOWED
    *GEARBOX --- ALLOWED
    *PIT ASSIST --- BANNED









     TR ENDURANCE F1 2014 LEAGUE



    PİLOTLAR PUAN DURUMU
     TR ENDURANCE F1 2014 LEAGUE



    TAKIMLAR PUAN DURUMU
     TR ENDURANCE F1 2014 LEAGUE



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi SLaYeR KiNG -- 30 Nisan 2015; 20:28:19 >



  • Oyun klavyeden oynanabilir durumda olur ya da bir ihtimal direksiyon alabilirsem bu sene ligi kacirmayacagim.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Mckenziee -- 21 Eylül 2014; 21:16:44 >
  • Mckenziee kullanıcısına yanıt
    Bekleriz



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Sorbetto -- 28 Ekim 2014; 19:02:28 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Sorbetto

    Bekleriz
    Umur abinin nerede olduğunu buldumhttp://www.egeasalmotorspor.com/Haber-077.html
    Adam bizle ilgilenemyor tabi ki gerçek ralli ile yeterince meşgulken :D
  • Furkan Özcan kullanıcısına yanıt
    Profesyonel kartingcimizden sonra profesyonel rallicimiz de oldu eğitimi bitmiş, aramıza döner diye umuyorum



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Sorbetto -- 28 Ekim 2014; 19:02:49 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Sorbetto

    Profesyonel kartingcimizden sonra profesyonel rallicimiz de oldu eğitimi bitmiş, aramıza döner diye umuyorum
    Helal olsun Umur

    kartingcimiz kim?
  • eagle kullanıcısına yanıt
    Abi Google'da "Cem Bölükbaşı" diye bir arama yap istersen :D
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Furkan Özcan

    Abi Google'da "Cem Bölükbaşı" diye bir arama yap istersen :D
    Maşallah maşallah



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi eagle -- 11 Ekim 2014; 13:36:10 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: eagle

    Maşallah maşallah

    Alıntıları Göster
    Herkese merhaba beyler,

    Yeni oyunun videolarını biraz inceleme şansı buldum. Genel olarak izlenimlerimi burada paylaşacağım.

    İlk olarak tutunma önemli oranda azalmış gibi görünüyor. Hala yüksek arka kanat açıları pek işe yarar olmasa da daha yüksek ön kanatlar bizim işimize çok yarayacak gibi. Araçların önden kayması olağanüstü bir şekilde artmış gibi gözüküyor. Araçların reaksiyonları geçen seneki oyuna göre birazcık daha zayıf. Özellikle benim gibi yumuşak bir stili olan pilotlar front anti-roll bar değerini çok yüksek değerlere çekmek zorunda kalabilir aracın viraj girişlerini daha iyi yapmak amacıyla. Bu da tabi ki lastik aşınmasını artıracaktır. Agresif pilotlarımız bu konuda avantaj sahibi olabilirler. Frenlerde değişen pek bir şey yok açıkçası. Sürücünün hissine göre belirlemesi gerek biraz da. Yalnızca lastiklerin kilitlenme olasılığı azalmış gibi gözüküyor. Süspansiyonlar ise birazcık daha karışacak bu oyunda bana kalırsa. Çünkü orta ve yüksek hızda geçilen virajlarda tutunma çok azaldığından bunu telafi etmek amacıyla sertleştirilen ve alçaltılan süspansiyonlar bu oyunda çok daha sarsıcı olan bordürlerde çok çok zorlanabilir. Denklemin iki tarafına da ölçülü yaklaşarak gerekli dengeyi bulmak gerekecek. Alignment seçenekleri ise hemen hemen aynı gibi duruyor. Tam sol camber ve tam sağ toe en ideal seçenek gibi duruyor hala. Başka çözümleri olan pilotlarımızın fikirlerini sunmasını özellikle rica ediyorum bu oyunda. Sırada vites kutusu var... Oops, yokmuş. Evet, vites kutusu diye bir şey yok bu oyunda. Aynı bu sezonda değiştirilemediği gibi oyunda da oyunun belirlediği standart vites oranlarını kullanmak zorundayız bu oyunda.

    Daha da önemli olan ve benim de tepkimi çeken bir konu daha var bu oyunda ama: ERS(Enerji geridönüşüm sistemi) kullanımı. Tamamen otomatik olması eminim ki bizim gibi lig yarışçılarını önemli ölçüde kısıtlayacaktır. Sonuçta tur başına 33.3 saniye boyunca fazladan 161 hp'lik bir gücün kullanımından bahsediyoruz burada. Bu gücün nerede kullanılacağı ve hangi turda depolanıp hangi turda kullanılacağı bizim elimizden alınmış durumda. Oyunun kendisi pist üzerindeki herhangi bir zaman aralığında bu gücü açıyor ve fazladan güce sahip oluyoruz. Burada aklımıza takılan ilk soru bu kullanımın tüm pilotlar için aynı zaman diliminde olup olmayacağı. Eğer farklı yerlerde olursa(ki bunu "equal" yani tamamen aynı araçları yapamayan bir yapımcıdan beklemek pek de şaşırtıcı olamaz maalesef) hangi sürücünün o pistte avantaj sağlayacağı tamamen şansa bağlı olacak. Aynı olursa da her sürücü aynı yerde kullanacağı için bir fark yaratamayacak. Uzun lafın kısası, Codemasters bu kadar karmaşık ve strateji farklılığı yaratacak bir yeniliği elinin tersiyle itmiş durumda. Ben yeni jenerasyon konsollara çıkacak F1 2015 oyunundan da bu konuda pek bir şey beklemiyorum açıkçası.

    Diğer şeyleri üstünkörü inceleyecek olursam; oyun motoru gerçekten hiç değişmemiş. Yukarıda saydığım değişiklikleri sadece parametreleri değiştirerek yapmışlar. Aracın önündeki tutunmayı azaltıp torku yükseltmişler, yeni pistleri ve pilot dağılımlarını ekleyip yeni araçları da koyunca alın size F1 2014. En azından sürüşteki değişiklikler bu oyunun hayal kırıklığından bir tık üstünde olmasını sağlayacak tek etmen olabilir.

    Herkese iyi bayramlar dilerim.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Furkan Özcan -- 8 Ekim 2014; 15:21:29 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Furkan Özcan

    Herkese merhaba beyler,

    Yeni oyunun videolarını biraz inceleme şansı buldum. Genel olarak izlenimlerimi burada paylaşacağım.

    İlk olarak tutunma önemli oranda azalmış gibi görünüyor. Hala yüksek arka kanat açıları pek işe yarar olmasa da daha yüksek ön kanatlar bizim işimize çok yarayacak gibi. Araçların önden kayması olağanüstü bir şekilde artmış gibi gözüküyor. Araçların reaksiyonları geçen seneki oyuna göre birazcık daha zayıf. Özellikle benim gibi yumuşak bir stili olan pilotlar front anti-roll bar değerini çok yüksek değerlere çekmek zorunda kalabilir aracın viraj girişlerini daha iyi yapmak amacıyla. Bu da tabi ki lastik aşınmasını artıracaktır. Cem Bölübaşı ve DaRK LoRD agresif pilotlarımız bu konuda avantaj sahibi olabilirler. Frenlerde değişen pek bir şey yok açıkçası. Sürücünün hissine göre belirlemesi gerek biraz da. Yalnızca lastiklerin kilitlenme olasılığı azalmış gibi gözüküyor. Süspansiyonlar ise birazcık daha karışacak bu oyunda bana kalırsa. Çünkü orta ve yüksek hızda geçilen virajlarda tutunma çok azaldığından bunu telafi etmek amacıyla sertleştirilen ve alçaltılan süspansiyonlar bu oyunda çok daha sarsıcı olan bordürlerde çok çok zorlanabilir. Denklemin iki tarafına da ölçülü yaklaşarak gerekli dengeyi bulmak gerekecek. Alignment seçenekleri ise hemen hemen aynı gibi duruyor. Tam sol camber ve tam sağ toe en ideal seçenek gibi duruyor hala. Başka çözümleri olan pilotlarımızın fikirlerini sunmasını özellikle rica ediyorum bu oyunda. Sırada vites kutusu var... Oops, yokmuş. Evet, vites kutusu diye bir şey yok bu oyunda. Aynı bu sezonda değiştirilemediği gibi oyunda da oyunun belirlediği standart vites oranlarını kullanmak zorundayız bu oyunda.

    Diğer şeyleri üstünkörü inceleyecek olursam; oyun motoru gerçekten hiç değişmemiş. Yukarıda saydığım değişiklikleri sadece parametreleri değiştirerek yapmışlar. Aracın önündeki tutunmayı azaltıp torku yükseltmişler, yeni pistleri ve pilot dağılımlarını ekleyip yeni araçları da koyunca alın size F1 2014. En azından sürüşteki değişiklikler bu oyunun hayal kırıklığından bir tık üstünde olmasını sağlayacak tek etmen olabilir.

    Herkese iyi bayramlar dilerim.

    Puhahaha . Oyun da vites kutusu yok mu ? Eğer öyle bir ayar yapma şansınız yoksa vay halinize. Cm'nin felaket vites ayarlarıyla beraber oyun sizin adınıza daha sıkıntılı hale gelecektir.
  • ForçaAyrton F kullanıcısına yanıt
    Zaten gerçek F1 sezonunda da vites kutusunda ayar yapma şansı yok takımların. Dolayısıyla oyunda böyle bir ayar olmasını beklemek biraz abes kaçardı. Ayrıca herkes için aynı vites aralıkları geçerli olacak, dolayısıyla büyütülecek bir durum yok bunda. Oyuna nereden sallayacağımızı şaşırdık galiba bu Codemasters yüzünden



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Sorbetto -- 28 Ekim 2014; 19:03:27 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Sorbetto

    Zaten gerçek F1 sezonunda da vites kutusunda ayar yapma şansı yok takımların. Dolayısıyla oyunda böyle bir ayar olmasını beklemek biraz abes kaçardı. Ayrıca herkes için aynı vites aralıkları geçerli olacak, dolayısıyla büyütülecek bir durum yok bunda. Oyuna nereden sallayacağımızı şaşırdık galiba bu Codemasters yüzünden

    Bu sezon böyle bir kural uygulandığını biliyorum ama bunun multi veya quick race seçeneklerine yansıtılması çok saçma. Kariyer olsa anlarım da sonuçta multi ve QR ayrı bi alan. Bence bu açıdan pek mantıklı bir iş yapmamış CM.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ForçaAyrton

    quote:

    Orijinalden alıntı: Sorbetto

    Zaten gerçek F1 sezonunda da vites kutusunda ayar yapma şansı yok takımların. Dolayısıyla oyunda böyle bir ayar olmasını beklemek biraz abes kaçardı. Ayrıca herkes için aynı vites aralıkları geçerli olacak, dolayısıyla büyütülecek bir durum yok bunda. Oyuna nereden sallayacağımızı şaşırdık galiba bu Codemasters yüzünden

    Bu sezon böyle bir kural uygulandığını biliyorum ama bunun multi veya quick race seçeneklerine yansıtılması çok saçma. Kariyer olsa anlarım da sonuçta multi ve QR ayrı bi alan. Bence bu açıdan pek mantıklı bir iş yapmamış CM.

    Alıntıları Göster
    Bu arada CM'nin ERS sistemini nasıl yaptığına yönelik bilgisi olan var mı ?
  • Geçen de Emre hatırlattı bana bunu. O kısmı da yazıya ekledim. Ayrıca Steam grubunda bulabilirsin.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Furkan Özcan

    Geçen de Emre hatırlattı bana bunu. O kısmı da yazıya ekledim. Ayrıca Steam grubunda bulabilirsin.
    Merhaba,


    Uzun ve yorucu olduğu kadar eğlenceli bir sezonu geride bıraktık. Her birimizin yaşadığı iyi ve kötü anlar oldu. Aramıza katılanlar, aramızdan ayrılanlar oldu. Hayal kırıklıklarıyla beraber birlikte yaşadığımız birçok güzel anı da oldu. Ben de kendi açımdan yarış yarış ve aradaki olayları anlatarak bu sezona bir bakış atmaya çalışacağım.
    Çok renkli geçen F1 2012 sezonunun ardından F1 2013 oyununun videolarının çıkmasıyla hemen hemen her birimizi en azından az da olsa heyecanlandırmayı başardı Codemasters. F1 2012 oyununda eleştirilenler düzeltilmiş, grafik motorunun sınırında bir görsellik sunulmuş, gelen yeni ve daha gerçekçi sürüş dinamikleri gerçek bir sürüş deneyimine bizi daha da yaklaştıracak gibi olmuştu. Oyun çıktığında sezon öncesinde klavyeyle oynama şansı bulmuştum oyunu. Hızım gayet iyiydi ama iyi olmasının nedeni biraz farklı gibiydi. Çok geç olmadan FPS’imin yüksek olmasından dolayı ekstra bir hız avantajımın olduğunu fark ettim. Oyunun bu kadar büyük bir hatayla gelmesi hepimizin sinirini bozmaya ve Codemasters’a karşı bir kez daha hayal kırıklığına uğramamıza yetti. Lig bu nedenle planlanandan biraz daha geç başlamak zorunda kaldı. Aynı süre zarfı içinde ben de uzun zamandan beri düşündüğüm ama deneme fırsatım olmamasından dolayı almaktan çekindiğim Logitech Driving Force GT’yi ani bir kararla aldım. Direksiyonu aldıktan sonra 5-6 gün içinde sadece TC(Traction Control) kapalı olarak oynadım ve klavyedeki hızıma yetişmiş oldum. Hızlı alışma sürecim ilk yarışıma direksiyon ile çıkmama karar vermemi sağladı. Gerçek yarış öncesi antrenman yarışında fark ettiğim şey ikili mücadelelerde yarış çizgisi dışından gittiğimde direksiyona tam olarak hakim olamamam oldu. Sorbetto(Ömer abi)’dan fazlasıyla agresif ataklar yedim ve bu da direksiyonla cebelleşmemin etkisiyle benim sinirlerimi daha da bozdu. Kendisiyle bunun etkisiyle ufak bir tartışma yaşadık ama bu olayların benim üzerimde çok olumlu bir etkisi oldu: Kaza sorumluluğunu tam olarak üstüme almamak ve rakibimin de kazadan kaçınmasını sağlamak. Takındığım daha agresif bu tutum belki de sezon sonunda şampiyonluğumu süsleyecek ataklar ve savunmalar yapmamı sağlayan özgüveni ve cesareti oluşturdu.


    İlk yarış olan Avustralya GP’si her birimiz için asıl güç dengelerini görmemizi sağlayan ilk yer oldu. Fakat F1 2013’ün burada yeni ve tüm sezonun sonucunu belirleyecek bir sorunuyla karşılaştık: Senkronizasyon sorunu. Genel olarak SLaYeR KiNG(Bahattin abi) ve DaRK LoRD(Fırat abi) aynı yarışta olduğu zaman hem diğer pilotlar bu iki pilotu yerinde göremiyor hem de bu pilotlar oldukları yerde başkaları tarafından görülemediği için kendileri de olumsuz temaslara maruz kalıyorlardı. Sıralamada baş gösteren bu sorun maalesef yarışta da devam etti ve Fırat abi aldığı galibiyeti belki de hepimizin örnek alması gereken şekilde kabul etmedi ve yarışın tekrarlanmasını istedi. Yalnızca bu hareketinden dolayı değil tabi ki ama, Fırat abi yarıştığım en hızlı ve en centilmen pilotlardan biri olarak bir kez daha kendini ispatlamış oldu. Yarış tekrarlandığında ise ilk üç sırada Fırat abi, ben ve Bahattin abi sıralanmıştık. Senkronizasyon sorunları olan bu iki ismin benim ekranımda durmuş gözükmesiyle büyük bir kaza geçirdim ve takım arkadaşımla beraber son iki sıraya düştük. Daha ilk sektörde 11 saniye olan farkın yarış sonunda sadece 16 saniye olması, hem de lider tek başına giderken ve ben geçişlerle uğraşırken bu kadar tutunabilmem benim adıma tek güzel işaret olarak kaldı bu yarışta.


    İkinci yarış Malezya’daydı. Galibiyet mücadelesinde yine vardım. Fırat abi ilk sırada giderken kendisine giderek yaklaştım ve geçiş şansı buldum ama kendisinin hayaleti benim 1-2 geçiş fırsatımı da yok etti. Senkronizasyon sorunu araçlar yavaşlayınca virajlarda etkisini daha da gösteriyor ve arkadaki pilotu tutarken önde asıl araç gitmeye devam ediyordu. Kendi adıma bu sorundan zarar gördüğüm ilk yarış bu oldu.


    Sıradaki yarış Çin’deydi ve ben yağmurlu pistte sıralamada direksiyonla pek de hızlı kalamadım. Bu benim için önemli bir uyarı oldu. Ayrıca frenlemenin bu kadar önemli olduğu bu pistte ABS açık yarışmam da frenlerden tam performans alamamama neden oldu ve yavaş yavaş ABS’yi de kapatma konusunda kafamda düşünceler oluşturdu. Bu yarışı da Fırat abi hatasız bir strateji ve mükemmel bir sürüşle galibiyetle bitirdi. Ben ise 3. kez üst üste 2.lik almış oldum.


    Sezonun 4. yarışı herhalde ligimizin en rezil yarışıydı. İki adminin(Sorbetto&SLaYeR KiNG) de yarışa katılamaması sonrasında host ben oldum ve bağlantı sorunları inanılmaz etkili oldu ve ben dahil olmak üzere birçok kişi bu sorunlardan nasibini aldı. Yarışı sadece 4 kişinin bitirmesi serverları bu kadar kötü olan bir oyunda hostun önemini bir kez daha ortaya koydu. Ayrıca ligimize Özgün Kum da bu yarışta katılmıştı. Kendisine en yakın pilot bendim ama hızım onun kadar iyi değildi. Kendisiyle ilişkimiz rakip olarak iyi seviyedeydi. Sadece yaşının sebep olduğunu düşündüğüm bir nedenden dolayı beni bir kere terslemişti. Genelde kin güden bir insanım. Bana yapılan saygısızlığı kolay kolay unutmam. Buna rağmen rekabetimizin ve genel olarak ilişkimizin olumlu taraflarına bakıp durumun kendime yararlı olan kısımlarını kullanmaya çalıştım. Hem takındığım bu tutum, hem de beni bu kadar zorlayan bir rakibin daha çıkması beni diğer çözümleri bulmaya; daha hızlı sürmek için yardımları kapatmaya itmişti. Bu yarışla birlikte ABS’yi de kapattım.


    Sezonun beşinci yarışı benim için bir dönüm noktasıydı. Savaşmam gereken 17 yaşında ve hırsının momentumuyla süren, pek kontrollü ve temiz yarıştığını düşünmediğim bir pilot vardı. Kendimi ispatlamam lazımdı. Sıralamada istediğim turu bulamamamla 2. sıradan start aldım. Startta AdiGhe(Sedat abi) ve AvantiFerAvanti(Yavuz)’nin iyi startıyla ilk viraja 4 kişi birden girince temas kaçınılmaz oldu ve son sıralara kadar geriledik Özgün Kum ile birlikte. Genelde kaosu severim, bu yoldan savaşmam gerekiyorsa çekinmem. Özgün’den hızlı bir şekilde toparlanıp ilk sıraya kadar tırmandım, ardından Özgün farkı kapattı ve beni geçmeyi başardı. Ben ise DRS alanında kalıp hatayı bekledim. Beklediğim hata hiç beklemediğim bir yerde geldi ve Özgün son sette option lastikleri yanlışlıkla taktı. Ben ise son turlara kadar onun arkasında kalarak lastiklerinin ölmesini bekledim. 3 tur kala tacizlerimi artırdım, sondan bir önceki tur benzin karışımını normal düzeye çekip hava koridorundan çıktım ve son tur tekrar tüm gücümle yüklendim. Start düzlüğünde iyice yaklaştım; hızlı, sağa ve uzun 3. Virajda tüm KERS’imi kullanarak iç çizgiye gelip viraj önceliğini aldım. Geç frenle tamamen öne geçtiğimde de kendisiyle bir temas yaşadık galiba. Benim açımdan tamamıyla kaçınması gereken taraf oydu, onun lag sorunları olan açısından da o benim önümdeymiş. Tüm yarış boyunca özellikle düzlüklerde gaz kesecek kadar sakınmama neden olan lag sorunları son turda kendi başını yakmış oldu böylece. Temas sonrasında kendisi pist dışına çıktı, ben lag sorunundan bile olsa yapmak zorunda olmamama rağmen yerimi geri vermek için bekledim, o beni geçtiğinde 2 viraj bekleyip tekrar atak yaptım ve ikimiz de lastikleri kilitleyerek pist dışına çıktık 2. sektörün sonundaki frenajda. Ben piste erken dönebildim, o benim arkamda kalıp 2. bitirebildi. Mikrofon kapalı olduğundan yarış anında duyamasam da bana sert sözler ettiğini anladım Sedat abinin kayıtlarından. Pek de umrumda olmadı ama Özgün benim için o andan itibaren sindirilmesi gereken bir düşman haline gelmişti.


    Sezonun altıncı yarışı herkesin kazanmak için can attığı Monako idi. Tamamen yere basan bir araç, iyi frenler ve engebeli zeminde fazla zıplamayan, bu mümkün olmasa bile kontrol edilebilir şekilde sarsılan bir araç lazımdı. Yarış öncesi klasik antrenmanlarımızda aramıza yeni biri daha katılmıştı: umur.boyaci(Umur abi). Açıkçası ilk geldiğinde pek umursamadığım birisi olmuştu birincilik tehditleri açısından. Fakat alıştırma amaçlı 5 turluk yarışlar yaparken aynamda küçülmek bilmeyen gri bir McLaren vardı. Fark açamıyordum. O andan sonra kendisini ciddiye almaya başladım. Bu antrenman yarışlarından sonra kendisi gelip “Geçmeye çalışıp da geçemediğim ilk insansın.” diyerek kendisine duyduğu güveni gösteriyordu. Umur abi ile TT(Time Trial) alanında bir mücadeleye girdik. Bu sayede hem kendimizi hızlandırıyor hem de diğerleriyle aramızdaki farkı açıyorduk. Nitekim yarış günü geldiğinde aramızdaki bu rekabet fazlasıyla işe yaramış ve gridin geri kalanına 1 saniyenin üzerinde fark atmaya başlamıştık. Özgün bu yarışta tamamen geride kaldığından ona karşı odağımı tamamen kesip Umur abiye yoğunlaştım. Sıralamalardan sonra Umur abi beni 0.3 saniye gibi net bir farkla geçerek pol pozisyonunu aldı. Yarışı da aynı şekilde lider götürüp gayet net bir birincilik aldı. Bu benim için bir uyarıydı. Şampiyonayı pek önemsemeyip karşımdaki bu hızlı pilotu bir şekilde alt etmeliydim.


    Sezonun yedinci yarışı olan Kanada’ya hiç olmadığım kadar ciddi hazırlanmıştım. Nerede frenlemem gerektiğini, nasıl bir gaz-fren dengesi oluşturmam gerektiğini tamamen tasarlamıştım kafamda. Sıralama turları geldiğinde bu hazırlığımın meyvesini aldım. Piste de alışmamın etkisiyle iyice düşürdüğüm ve minimuma çektiğim downforce bana 3. sektörde olağanüstü bir zaman kazandırıyordu. Arka düzlük öncesindeki u virajında ufak bir hata yapmama rağmen polü az bir farkla da olsa Umur abinin elinden almayı başarmıştım. Ama yarış burada bitmeyecekti ve ben bunun farkındaydım. Startı alabileceğim en iyi şekilde aldım ve tüm kapıları kapatarak ilk iki sektörü ideal yarış çizgisinde geçtim. Umur abi kötü bir start geçirmişti ve arada ona karşı tampon olarak kullanabileceğim iki Ferrari’nin girmesini sağlamıştı bu olay. Ardından kendisinin aldığı pitten geçme cezası benim lastikleri koruyarak düzenli bir şekilde fark açmamı sağlamıştı. Fakat bu yarışta henüz tam olarak olgunlaşmadığım belli oluyordu. Umur abi benden prime lastiklerde hep hızlıydı. Cevap vermem gereken yeri iyi belirlemeyip prime lastiklerde fazla zorlayınca ön kanadımın bir parçasını kırdım ve bu hatayı sonraki lastik setimde de yaptım. 35 turluk yarışın 18 turunda sadece kendi hatamdan dolayı en düşük downforce seviyesinde hasarlı kanatla gitmek zorunda kaldım. Bunun bana etkileri büyük olacaktı ve Umur abi olağanüstü hızıyla son pitlerden önce benim arkama geldi ve benim kanat değişimimden de yararlanarak pitten önde çıktı. Son 10 tur yaşadığım en yoğun yarış deneyimlerinden biriydi. Zaten yüksek miktarda olan tur bindirmelere senkronizasyon problemleri de eklenince tam bir Le Mans yarışı havası oluştu. Bu basit bir Formula 1 yarışı takibi değildi, resmen bir caddede(ki teknik olarak Gilles Villeneuve pistinin bir kısmı gerçek yoldan oluşuyor) Umur abiyi takip ediyordum. Bundan önceki rakiplerime ne yaptıysam aynısını yaptım, son turlara kadar rakibimi baskı altında tutup lastiklerini ve benzinini bitirmesini sağladım. Son 4 sektöre girdiğimizde benzin karışımını maksimuma çekip tamamını sakladığım KERS’i son tura çıkarken kullandım. Umur abi ile aramızdaki fark git gide eriyordu son turda. Tek yapmam gereken zaten yarışın sonunu getirmek için benzin karışımını minimuma getiren rakibimi arka düzlükte DRS, benzin karışımı ve KERS’in de yardımıyla rahatça geçmekti. Fakat yüksek stresten de olsa gerek arka düzlüğe çıkmadan önceki u virajında hava koridorunun da etkisiyle büyük bir blokaj yaşayıp virajı kaçırdım. Buna rağmen KERS ve DRS desteğini kullanıp yarışı 0.3 saniyeden az bir farkla 2. bitirebildim.


    Sekizinci yarış olan Büyük Britanya GP’si herkesin sevdiğini düşündüğüm Silverstone’da koşuldu. Yarıştan bir gün önce klasik antrenmanımızı yaptık. Umur abi farklı bir süspansiyon ve balans ayarı seçince o yarışta oldukça geride kaldı. Bunun üzerine genel olarak bir adım önde olarak ben gösterildim. Fakat gerçek sıralama zamanı geldiğinde kendisi yine cebinden o yarım saniyeyi çıkarıp ulaşılamaz bir zamanla pol pozisyonunu aldı. Yarış boyunca da kontrollü bir şekilde gidip hatasız bir galibiyet aldı. Bu yarışa dair hatırladıklarım ise liderin kim olduğundan çok podyum mücadelesiydi. Pite geç girerek hata yapmıştım ve kaybettiğim sıraları geri almam gerektiğini biliyordum. Yaklaşık 30 saniye içinde zaten mücadele halinde olan Fırat abi ve Özgün’e yaklaşıp ikisini de geçmeyi başarmıştım ve Umur abinin peşine düşmüştüm. Fakat aradaki fark çok fazlaydı. Buna rağmen bitime 3 tur kala önümü de açmayı başardıktan sonra 3 turda 5 saniye fark eritmem, Umur abinin burada temkinli gitmesinin payı büyük olsa da, gayet olumlu bir gelişmeydi benim için.


    Almanya GP’si genel olarak sezonun en olaylı yarışı oldu diyebilirim. Özellikle yarış sonrasında yaşananlar tansiyonun çok fazla yükselmesine ve pilotların bile değişmesine sebep oldu. Yarış öncesinde Umur abi ve ben hızlı gösteriliyorduk. Ancak Umur abinin özellikle yarış hızı benle karşılaştırılamayacak kadar fazlaydı. Sıralama turlarında Umur abi yaklaşık yarım saniye farkla polü aldı; ardından çok az bir farkla ben ve Fırat abi geldik. Yarış başladığında Özgün’den hemen hemen nefret etmeme neden olan ataklardan(!) birini daha yaptı ve daha yarışın başında beni ve Fırat abiyi pist dışına kadar itti. Bunun üstüne bir de aldığı yeri geri vermeyince benim sinirlerim yeterince bozulmuş oldu. Tüm yarış boyunca farklı bir stratejiyle yarışmayı planlıyordum ve ilk sette arkamdakilerden hızlıca kurtulmak en önemli hedefimdi. İlk turda bu planımın kabul edilemez bir atakla bozulmasının ardından umutsuzca bir kovalamaca başladı. Ben, Özgün ve Fırat abi arka arkaya gidiyorduk. Benim pite gireceğim tur Özgün son şikan çıkışında kendisinden bekleneni yaparak virajı kesip beni geçti ve ben de bunun üstüne trafikte zaman kaybetmemek için pite girdim. Son setlerde option lastikleri takarak en azından 3.lüğü kurtarsam da yarış sonunda benim de diyeceklerim vardı. Lig yönetimine elimde bu sefer görüntülerin olduğunu, yapılan temasların ve kural dışı hareketlerin cezalandırılabileceğini söyledim. Fakat lig yönetimi benimle aynı fikirde değildi. Herkesin elinde görüntülerin olmadığını, her start kazasına ceza veremeyecekleri için buna da ceza vermemeleri gerektiğini belirttiler ve diğer olaylarda da oyunun ceza sistemine güvenmek durumunda kaldıklarını söyleyerek diğer talebimi de reddetmiş bulundular. Ben de video kayıtlarımın ne işe yarayacağını merak ettim ve en azından kanıtlanmış ihlallerde ceza uygulanmayacaksa adaletin bu kararların neresinde geçerli olduğunu sorgulamaya başladım. İspanya GP’sindeki olayda video kayıtlarını inceleyebilme seçeneğimizin olduğu gibi bunda da olması gerektiğini savunarak lig yönetimi ile sert bir anlaşmazlığa düştük. Bunun üzerine kabul edebileceğimden fazlasını görmüş olmamı belirterek ligden çekildim. Kişisel olarak lig yönetimi ile bir problemimin olmadığını; sadece alınan kararlarda anlaşamadığımı söyledim. Şu an bana sorsanız hala kararımın arkasında olduğumu ve yönetimin yanlış karar verdiğini söylerim ama üslubumun da bu şartlarda her zaman en iyi durumda kalmadığını da itiraf etmek zorundayım.


    Macaristan GP’sine katılmadım doğal olarak. Fakat bu sırada lig yönetimiyle kişisel olarak görüşüyordum. Onlar da benim hem şampiyonadaki hem de lig geçmişimdeki yerimi de göz önünde bulundurarak iki tarafın da karşılıklı olarak adımlar atması sonucunda benim lige dönmeme yeşil ışık yaktılar. Ben de memnuniyetle atmam gereken adımı atıp üslubumun yanlış olduğunu ve bu süreçte saldırgan tutum sergilediğim kişilerden özür dilediğimi belirttikten sonra Belçika GP’si ile beraber lige geri döndüm. Bu yarışa iki büyük değişiklikle gelmiştim. İlk olarak yarıştan bir gün önce manuel vitese geçiş yaptım. Ardından süspansiyonlarda büyük bir değişikliğe gittim ve bu durumu takım arkadaşım Tarkan abiye de bildirdim. Çekişi ve maksimum hızı daha üst seviyelere taşıyacak bir çözüm getirmeye çalışıyordum ve bu çözümümün ilk adımlarını da burada attım. Fakat maalesef bu yarışta ligin gelecek yarışlarını da büyük ölçüde etkileyecek kadar büyük bir sorunla karşılaştık. Umur abi de senkronizasyon sorunlarından etkilendiği için sıralamalardan çekilmek zorunda kaldı. Ben ise çok zayıf bir turla pol pozisyonunu almayı başardım sürpriz bir şekilde. Yarışta ise işler istediğim gibi gitmedi. Daha ikinci turda lastikleri kilitleyerek pist dışına çıktım ve bu bana liderliğe mal oldu. Ardından F1 2013’ten bile beklemediğim kadar saçma iki tane ceza aldım ve iyice gerilere düştüm. Buna rağmen şansımın da yardımıyla yarışı podyumda bitirmeyi başardım.


    Fakat sezon bundan sonra pek durulacak gibi değildi. İtalya GP’si öncesi Lotus’un bordürlerde aşırı tepki verdiğini fark ettim ve bu durumu lig yönetimine de bildirdim. Buna rağmen araç değişiminin mümkün olamayacağını bana belirttiler. Ben de bunun üzerine farklı pistlerde de Lotus aracıyla diğer araçları karşılaştırmaya karar verdim. Yalnızca his anlamında değil, genel olarak hız anlamında da aşırı önden kaymadan kaynaklanan bir hız kaybım vardı yaklaşık 0.2 saniye kadar. McLaren’ın ise bu süreçte sürülmesi en rahat ve genel olarak çok küçük bir farkla da olsa en hızlı araç olduğunu fark ettim. Bu attığım turlar göz önüne alındığında benim için şüphe götürmeyen bir gerçekti ama rakiplerim için aynı şeyi söylemem pek mümkün değildi. Yarışta büyük bir dezavantajla da olsa bir şekilde tutunmaya devam ettim ve benim için hak ettiğimden kötü bir sonuç olan 2.liği aldım liderin 4 saniye gerisinde.


    Sorunlar burada bitmeyecekti maalesef. Zaten kendi başına olaylı geçmesi düşünülen Singapur GP’si hem sıralamalarda hem de yarışta yağan yağmurla iyice karmaşık bir hal aldı ve kesinlikle sezonun en unutulmaz yarışı oldu. Umur abi mükemmel bir performansla pol pozisyonunu benim yaklaşık 0.6 saniye önümde aldı intermediate lastiklerle. Yarış başladığında ise senkronizasyon sorunu yeniden devreye girdi ve Umur abinin de farkı bizim kendi hayaletiyle uğraşmamıza rağmen açamamasıyla daha da zarar verici bir hale geldi. Kendisi de ne yazık ki yarıştan çekilmek zorunda kaldı. Benim yarışı rahat kazanacağımı düşünenlere Sedat abinin bir cevabı olacaktı gelecek turlarda. Yağmur olasılığını ikimiz de iyice düşündüğümüzden tek pitle yağmura kadar gitmeyi planladık. Sedat abi option lastikleri benden iki tur fazla kullanarak prime setinde 2 tur yeni lastiklere sahip olmuştu. Bundan dolayı lastikleri ilk olarak tamamen biten ben oldum ve direksiyon çevirmek bir kenara, gaza basmak bile imkansız hale gelince yağmurun atıştırdığı turlarda option lastikleri için pite girmeye karar verdim. Tur başına yaklaşık 4-7 saniye arası fark kapatarak Sedat abiye yaklaştım ve intermediate lastikleri için aynı turda pite girdik. Fakat kendisi pit çıkışında bir hata yaparak pit çıkışında çizgiyi kesip ceza aldı. Ben de intermediate lastiklerini kendi bireysel hatamdan dolayı 1 tur geç alınca o da benimle aynı hatayı yapmış gibi göründü 1 tur önce wet lastikleri alması gereken yerde pitten geçme cezasını çekerek. Yarışın kalan kısmı benim farkı kontrol altında tutmamla geçti ve sürpriz bir galibiyet aldım. Ama kim kazanırsa kazansın özellikle Sedat abi ve benim için en unutulmaz yarışlardan biri olarak kalacaktır Singapur GP’si.


    Galibiyetin morali ile gittiğim Kore GP’si benim için geçen sezondan kalma anılarıyla her zaman özel bir yer olmuştur. Hatırlayanlar olacaktır, geçen sezon bu yarışa sıralama turuna çıkmadan son sıradan başlamış ve ligdeki ilk galibiyetimi unutulmaz bir şekilde almıştım. Bu sezon da istemeden de olsa aynı şekilde gelişti yarış. Sıralama turlarında Umur abinin aracının, daha doğrusu hayaletinin, önümde yavaşlamasıyla turum boşa gitmiş ve pit yolunu kaçırdıktan sonra da geri geri giderken ceza almıştım. Ben de bunun üzerine sıralamalardan çekilip yarışa son sıradan başlamaya karar verdim. Her şey istediğim gibi gitmedi startta. Yeni gelen pilotlardan bir tanesi beni 3. Virajda biçti ve gerilere düştüm tekrar. Ardından önümdekileri teker teker geçip aynı geçen sene olduğu gibi ilk iki sırada giden pilotlarla pist üzerinde ve pitlerde bir mücadeleye girdim. Çalışan stratejim sayesinde bu mücadelelerden de galibiyetle ayrılıp finiş çizgisini ilk sırada geçmeyi başardım. Hatırlanacak bir yarış olmuştu benim için.


    Bitime beş yarış kalmıştı ve bu dönemin ilk yarışı da Japonya GP’si idi. Sıralamalarda hızıma güveniyordum ve yarış hızım da iyiydi. Yeni rakiplerimden olan Cem beni zorlasa da çok iyi bir ilk sektör bulduğum turumla pol pozisyonunu son saniyede almayı başardım. Startta Bahattin abiye geçilsem de sonraki turlarda liderliği tekrar aldım. Fakat ilk Degner virajının çıkışında lastiklerimi kilitleyerek pist dışına çıktım ve ceza aldım. Yoğun bir şekilde mücadele ettiğim yarışı Umur abinin son turlarda yaşadığı bir talihsizlikle 3. Sırada bitirmeyi başardım. Bu yarış ayrıca Bahattin abinin 4 yarışlık galibiyet serisinin ilk yarışı olacaktı. Bunu özellikle belirttim çünkü bu 4 yarışlık galibiyet serisinin bazılarında gerçekten de en hızlı pilot değildi ama doğru zamanda doğru yerde bulunarak galibiyeti almayı başardı. Demek istediklerim yanlış anlaşılmasın, yarışları kazanmayı tabi ki hak etti ama bunlarda bazı dış faktörlerin de yoğun etkisi oldu. Dışardan görünmesi zor olan bu faktörleri belirtme ihtiyacı duydum çünkü hiçbirimizin daha önce görmediği kadar büyük bir takdir aldı anlamadığım şekilde bu galibiyet serisinin sonucunda.


    Gelecek yarış olan Hindistan GP’si benim favori yarışlarımdan biri olmuştur her zaman için. Şu ana kadar yarıştığım tüm yarışlarda bir şekilde birinciliği aldım ya da bu mücadelenin içinde oldum. Sıralama antrenmanlarında 1:22.9’ları görmemin cesaretiyle çıktım gerçek yarışa. Fakat beklediğim gibi hatasız bir tur atamadım ve yarışa ikinci sıradan başladım. İlk turlarda Umur abiyle bir temas yaşadık ve Umur abinin ceza alması ve ikimizin de pist üstünde önemli zamanlar kaybetmesiyle sonuçlandı bu olay. İleriki aşamalarda Umur abiyle aramdaki farkı açmaya, Bahattin abi ile de kapatmaya başladım. Fakat son pit stop çıkışında bordüre fazla temas edip kanadımı kırdım ve tüm tur boyunca kırık kanatla gittim. Tekrar pitten çıktığımda 6. sıradaydım ama önümdeki pilotların kendi arasındaki mücadeleden yararlanarak 4. sıraya çıkıp yarışı bitirdim. Bir yarışın sonucunu daha side-pod glitch denilen bir hatadan kaynaklanan bir spin ve benim kişisel hatam belirlemişti pist üstünde galibiyet alacak hıza sahip olmama rağmen.


    Abu Dabi GP’sine tam olarak hazırlandım ve atabileceğim en hızlı turu attım sıralamalarda. Fakat Bahattin abi bu pistte tutulamazdı ve 0.2 saniye farkla polü almayı başardı. Biz biraz farklı bir boyuttaydık ve arkamızdakilerle aramızda gözle görülür bir fark vardı. Ayrıca bu yarış benim matematiksel olarak şampiyonluğumu ilan edebileceğim bir yarıştı. Ama eminim ki ben de dahil hiçbir rakibim puan tablosundaki şampiyonluk mücadelesini pek önemsemiyordu. Önemli olan piste çıkıp galibiyeti almaktı. Yarış boyunca Bahattin abiyi takip ettim ama kendisine yaklaşamadım. Son zamanlarda hızlı virajlarda bir şeyler yapıyordu ama ne yazık ki bu gelişimini bilgisayarında kayıt yaparken hata aldığı için videolarında göremiyorduk. Ne yapıyorsa işe yaradığı kesindi ve bu yarış bu maksimuma çıkmıştı. Hak ettiği bir galibiyet almayı başardı.


    Amerika GP’si çok sıradan geçti açıkçası. Fena sayılmayacak bir turla ve gayet sağlam bir son sektörle önden kayması beni deli eden Lotus’umu pol pozisyonuna oturtmayı başarmıştım sonunda. Yarış ise biraz kamyon yarışına döndü açıkçası. Ben, Umur ve Bahattin abi, Cem’le birlikte 4 kişi liderlik mücadelesi verdik ve ben sıra kaybetmekten kurtulamadım bu mücadelenin içinde. Umur abiyle çok yoğun bir mücadeleye giriştik ve onu sonunda geçmeyi başardım. Sırada Bahattin abi vardı ama biraz fazla fark açmıştı bizim mücadelemizden de yararlanarak. Buna rağmen yarışı özellikle son turlara sakladığım lastiklerle farkı kapatarak yalnızca 0.8 saniye farkla ikinci bitirmeyi başardım. Bir kere daha en hızlı olduğum ve galibiyeti alabileceğim bir yarışta Umur abi ile birbirimizi yavaşlatıp galibiyeti başkasına hediye etmiştik. Bu senaryoya ikimiz de alışmış durumdaydık yine de; gerek AOR’de gerekse bu ligde sürekli böyle oluyordu.


    Sezonun son yarışı Brezilya’daydı. Katılım son yarışa yakışır bir şekilde fazla değildi ama pist üzerindeki mücadeleler gerçekten takdire şayandı. Bahattin abi Cem’le galibiyet mücadelesi verecek bir hızda olmasına rağmen bağlantı sorunları yaşayıp yarıştan koptu daha sıralama turlarında. Ben ve Umur abi ise Cem’e yetişebilecek hıza sahip değildik maalesef. Yarış boyunca çok güzel mücadeleler sergiledik ve sürekli bir kovalamaca içindeydik Umur abiyle beraber. Cem ise kendi liginde galibiyete doğru emin adımlarla ilerliyordu. Genelde olduğu gibi lastikleri bir tık daha iyi koruduğumdan Umur abiye son turlarda yaklaşsam da 0.4 saniye farkla onun arkasında, 3. bitirmekten kurtulamadım ve sezonu bir podyumla daha kapatmış oldum. Cem ise lige katıldıktan sonra kapanışı kendisine yakışır bir şekilde yapmıştı.


    Başta dediğim gibi, benim için iyisiyle kötüsüyle unutulmaz bir sezon oldu. Arkadaşlarımla planlarımı bile lige göre yapıp Cuma akşamlarını tamamen ayırdığım, çok güzel arkadaşlıklar kurduğum, hız duygusunu sonuna kadar yaşayıp sorunlarla da olsa güzel zaman geçirerek bitirdiğim bir süreçti. Bu süreci baştan sona mücadelenin içinde sürdürerek 3 galibiyet, 9 ikincilik(herhalde bir rekor), 4 üçüncülük olmak üzere 16 podyumla bitirmenin de gururunu yaşıyorum bu kadar rekabetçi pilotların içerisinde. Sanırım podyuma çıkamadığım yarışlar bağlantımın koptuğu Bahreyn GP’si, ligden çekildiğim Macaristan GP’si ve tüm bir tur boyunca kanatsız gittiğim Hindistan GP’si idi. Bunun yanında gerek senkronizasyon sorunlarının gerekse de saçma sapan pist tepkileri veren Lotus’un direkt olarak sonucu etkilediği Avustralya, Malezya, İtalya; bireysel hatalarımla ve benim etkimin olmadığı pist üstü talihsizliklerle galibiyeti kaçırdığım Kanada, Belçika, Hindistan ve Amerika gibi galibiyet alacağım yarışları da unutamıyorum. Bunları kendime yedirmem zor oluyor açıkçası. “Ee bunları alsan 10 galibiyetin olurdu zaten” diyenleri duyar gibiyim, zaten demek istediğim de bu. Kazananlar ve kaybedenler bu kadar küçük farklara göre belirleniyor. İnsanları yargılamadan, kazandığı başarıların şans eseri olduğunu söylemeden, gayretlerine saygısızlık etmeden ve talihsizliklerden sadece kendinizin etkilendiğini düşünmeden önce bu yaşadığınız talihsizliklerin zamanında sizin lehinize ve dolayısıyla başkalarının – bu durumda başkası ben oluyorum – aleyhine çalıştığını da bilin. Takdir etmek ve tevazu göstermek birileri gerçekten neler olduğunu söylemeden önce yapılacak en doğru harekettir bana göre.


    Sırada F1 2014 sezonu var. Her zamankinden daha hızlı tüm pilotlar ve pistin her tarafında büyük mücadeleler olacak gibi. Oyun çıkmadan güç dengelerini kestirmek zor fakat oyun geçen senekinden pek farklı değil. Önden kayma artmış, fren mesafesi daha da kısalmış – sanki yeterince kısa değilmiş gibi – ve tork artmış durumda. Ayrıca lastik ömürlerinin daha uzun olması bekleniyor. Sürüş stili yumuşak olan Sedat abi ve benim gibi pilotların bu süreçte biraz hasar alacağını düşünüyorum. Galibiyet potasındaki isimler Umur abi, Bahattin abi, lige uzun bir aradan sonra geri dönen Fırat abi ve Cem olacaktır. Bu isimleri direksiyon almasıyla büyük bir sürpriz yapmasını beklediğim Ömer abi ve Sedat abiyle birlikte ben takip ediyorum. Kendimi galibiyet ve şampiyonluk yarışına koymamamın sebebi bu sene lig yarışlarına çok fazla zaman ayıramayacak olmam dersler dolayısıyla. Yine de takvimimde haftalık 10 saatlik bir oyun zamanı var ve derslerimi biriktirmeden günlük ve planlı bir şekilde çalışabilirsem bu süreyi kullanabileceğimi düşünüyorum. Sürüş stilime uymayacağını düşündüğüm yeni araçlarla da şansım yaver giderse birkaç yarış kazanma şansım olabilir belki de. Ayrıca yazı işlerini ben devraldım ve forum moderatörlüğüne soyundum bu sezon. Umarım bu yükün altından kalkabilirim. Bu yazımdan da anlaşılabileceği gibi yazı yazmayı seviyorum ve böylesine sevdiğim bir konuda da yazmak benim için bir görevden ziyade bir zevk olacaktır. Derslerim buradaki görevime engel olamaz, zaten bunların hepsi planlanmış durumda. Eğer ileride derslerim artarsa yazı işlerimi hafta içine sarkıtır ve antrenmanlara evde olduğum hafta sonları odaklanabilirim diye düşünüyorum. Ne olursa olsun, hangi pozisyonda olursam olayım zevkle içinde bulunacağım bir sezon olacağına inancım tam. Umarım hepimiz için de aynısı olur.


    Buradan geç de olsa geçmiş bayramınızı kutlar, kardeşlerime ve abilerime iyi bir sezon ve hayat geçirmelerini dilerim.


    Furkan Özcan.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Furkan Özcan -- 8 Ekim 2014; 15:35:59 >
  • Furkan Özcan kullanıcısına yanıt
    Bu görevlendirilmeyi kabul ettiğin için öncelikle teşekkür ediyorum. Analizlerini, yorumlarını okumak keyif verici.

    Geride bıraktığımız sezonu kendi pencerenden çok güzel özetlemişsin. Çok renkli ve heyecanlı bir sezon geçirdik. İnşallah bu sezonda aynı şekilde devam eder.

    Grup sayfamızda paylaştığın oyun değerlendirmeni de okudum. ERS sistemi bende hayal kırıklığı yarattı. İnşallah güncelleme ile bizim kontrolümüze verebilirler.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: eagle

    Bu görevlendirilmeyi kabul ettiğin için öncelikle teşekkür ediyorum. Analizlerini, yorumlarını okumak keyif verici.

    Geride bıraktığımız sezonu kendi pencerenden çok güzel özetlemişsin. Çok renkli ve heyecanlı bir sezon geçirdik. İnşallah bu sezonda aynı şekilde devam eder.

    Grup sayfamızda paylaştığın oyun değerlendirmeni de okudum. ERS sistemi bende hayal kırıklığı yarattı. İnşallah güncelleme ile bizim kontrolümüze verebilirler.
    Selamlar,

    Yeni sezon öncesinde başvurumuzu yaptık, gelişmeleri takip etmekteyiz. Umuyorum ki bu ligte yer edinir ve ayak uydurabilirim. Şimdiden en az sorunların olacağı bir lig olur inşallah.
  • ysag77 Y kullanıcısına yanıt
    Şimdiden başarılar diliyorum.

    Bu arada ERS sanırım "rich" yakıtla aktif oluyor. Yanılıyor da olabilirim.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: eagle

    Şimdiden başarılar diliyorum.

    Bu arada ERS sanırım "rich" yakıtla aktif oluyor. Yanılıyor da olabilirim.
    Lig yönetimindeki yeni görev dağılımıyla ilgili açıklama

    Merhaba arkadaşlar,

    Bildiğiniz gibi yeni sezonun başlamasına az bir süre kaldı. Yeni sezon heyecanının hepimizi sardığı şu günlerde sizleri ligdeki gelişmelerden haberdar etmeye başlıyoruz. Bu kapsamda ligde önemli bir görev dağılımı değişikliği oldu ve bunu sizlerle paylaşmak istedik.

    Hepinizin bildiği gibi 2 sezondur bir yandan organizasyonu yönetirken bir yandan da yazılar yayınlayarak lige olan ilgiyi canlı tutmaya çalışıyordum. Ancak geçen sezon fazlasıyla yıprandım ve yazıların önemli bir kısmına yetişememeye başladım. Bu sebeple bundan sonraki sezonlar için sorumluluk alabilecek bir arkadaşımızla birlikte yazı işlerini bölüşmek istedim. Ligde 2 sezondur yarışan ve başarılı bir performans sergileyen Furkan Özcan arkadaşımız bu görevi benimle paylaşabileceğini söyledi. Dolayısıyla bu sezondan itibaren Furkan Özcan ligimizin moderatörü olarak görev yapacaktır. Yarışlardan önce yayınlanan 'Sıradaki Yarış' ve yarışlardan sonra yayınlanan 'Yarışın Ardından' yazı serilerini bundan böyle Furkan Özcan yazacaktır. Yazılar geçmişte olduğu gibi hem Steam grubumuzda hem de Forum sayfamızda yayınlanacaktır. Bunun yanında yarışlardan sonra podyumdaki pilotlarla yapılan röportajlardan ve 'Haftanın Oyuncusu' ödülünden de Furkan Özcan sorumlu olacaktır. Bense sadece genel değerlendirme yazılarını yazacağım. Onun dışında organizasyonu yönetmeye devam edeceğim.

    Ligimizin diğer admini SLaYeR KiNG'in görev tanımında herhangi bir değişiklik olmamıştır.

    Özetlemek gerekirse lig yönetiminin yeni yapısı aşağıdaki gibidir:

    Lig Yönetimi:

    Sorbetto (Admin) - Steam grubu, Organizasyon, Genel değerlendirme yazıları

    SLaYeR KiNG (Admin) - Forum sayfası, Sosyal medya, Görseller ve videolar

    Furkan Özcan (Moderatör) - Yarışlardan önce ve sonra yayınlanan yazılar, Röportajlar, Ödüller



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Sorbetto -- 28 Ekim 2014; 19:04:46 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Sorbetto

    Lig yönetimindeki yeni görev dağılımıyla ilgili açıklama

    Merhaba arkadaşlar,

    Bildiğiniz gibi yeni sezonun başlamasına az bir süre kaldı. Yeni sezon heyecanının hepimizi sardığı şu günlerde sizleri ligdeki gelişmelerden haberdar etmeye başlıyoruz. Bu kapsamda ligde önemli bir görev dağılımı değişikliği oldu ve bunu sizlerle paylaşmak istedik.

    Hepinizin bildiği gibi 2 sezondur bir yandan organizasyonu yönetirken bir yandan da yazılar yayınlayarak lige olan ilgiyi canlı tutmaya çalışıyordum. Ancak geçen sezon fazlasıyla yıprandım ve yazıların önemli bir kısmına yetişememeye başladım. Bu sebeple bundan sonraki sezonlar için sorumluluk alabilecek bir arkadaşımızla birlikte yazı işlerini bölüşmek istedim. Ligde 2 sezondur yarışan ve başarılı bir performans sergileyen Furkan Özcan arkadaşımız bu görevi benimle paylaşabileceğini söyledi. Dolayısıyla bu sezondan itibaren Furkan Özcan ligimizin moderatörü olarak görev yapacaktır. Yarışlardan önce yayınlanan 'Sıradaki Yarış' ve yarışlardan sonra yayınlanan 'Yarışın Ardından' yazı serilerini bundan böyle Furkan Özcan yazacaktır. Yazılar geçmişte olduğu gibi hem Steam grubumuzda hem de Forum sayfamızda yayınlanacaktır. Bunun yanında yarışlardan sonra podyumdaki pilotlarla yapılan röportajlardan ve 'Haftanın Oyuncusu' ödülünden de Furkan Özcan sorumlu olacaktır. Bense sadece genel değerlendirme yazılarını yazacağım. Onun dışında organizasyonu yönetmeye devam edeceğim.

    Ligimizin diğer admini SLaYeR KiNG'in görev tanımında herhangi bir değişiklik olmamıştır.

    Özetlemek gerekirse lig yönetiminin yeni yapısı aşağıdaki gibidir:

    Lig Yönetimi:

    Sorbetto (Admin) - Steam grubu, Organizasyon, Genel değerlendirme yazıları

    SLaYeR KiNG (Admin) - Forum sayfası, Sosyal medya, Görseller ve videolar

    Furkan Özcan (Moderatör) - Yarışlardan önce ve sonra yayınlanan yazılar, Röportajlar, Ödüller

    Alıntıları Göster
    Hepinize bol şans ,lastikleriniz piste sağlam tutunsun.
  • 
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.