Şimdi Ara

Sınava Girecek Arkadaşlara Açık Mektup

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
5
Cevap
0
Favori
1.485
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • 23 Mart 2013 Cumartesi

    Merhaba arkadaşlar
    Belki çok basmakalıp olacak ama; Bir yıl ne çabuk geçmiş! Sanki daha iki ay önceydi o sınavdan önceki heyecanlı akşam. Eminim ki bir yıl sonra da yılın aynı günü geldiğinde sizler de bunu düşüneceksiniz. Sizler için aynı yollardan henüz bir sene önce geçmiş bir arkadaşınız olarak birkaç noktaya değinip aklınızdaki soru işaretlerini biraz olsun azaltmak en sonunda da hayatla ilgili birkaç kelam etmek istiyorum.

    Yarın sabah sizin de içinde bulunduğunuz sınava girenlerden, yakınlarından ve diğer ilgililerden oluşan milyonlarla sayılabilecek bir kitlenin parçası olarak uyanacaksınız ama sizin ve yakınlarınızın bu kadar önem verdiği bu gün başka milyonların da umrunda bile olmayacak. Çeşitli yollarla sınav yerinize ulaşacaksınız, erken çıkmanızda fayda var ama tabii sabahın beşinde de yollara dökülmeyin. Sınav yerinize ulaştığınızda binanın önünde içeri alınmak için beklemeye başlayacaksınız. Kimisi ilkokuldan, kimisi mahalleden, kimisi yazlıktan arkadaşlarınızla karşılaşabilirsiniz. Hatta yanlarında bile oturabilirsiniz. Hiç arkadaşınıza da rastlamayabilirsiniz, hatta orada bile kısa süreli arkadaşlar edinebilirsiniz. İçeri alınmaya başladığınızda bir hengame başlayacak, aceleye mahal yok merak etmeyin bütün o hengame sona erdiğinde bile sınava başlamadan önce bütün işlerinizi halledecek fazlası ile vaktiniz olacak. Bu arada içeride kopya önlemi olarak tuvalet kağıdı ve kağıt havlu yok farkında olmadan dalıp da büyük tuvaletinizi yapmayın :). O işi evden çıkmadan halledin, bu yüzden sıkıntı yaşayan arkadaşlar oldu.

    Salonda her sırada numara var yerinizi rahatça bulabilirsiniz. Ardından görece uzun bir süre bina içinde başıboş çiftlik hayvanları gibi dolanıp arkadaşlarınızla muhabbet edeceksiniz. Ve evet orada da tuvalette sigara içenler olacak. Siz sigara içiyorsanız girmeden için. İstediğiniz kadar yeni başlamış olun, istediğiniz kadar iyi sakladığınızı düşünün aileniz içtiğiniz ilk günden beri biliyor. Bahane uydurup uzaklaşmanıza o gün için göz yumacaklardır. Binada yakalanırsanız birkaç yıl süreyle sınava alınmayabilirsiniz bir de üzerine idari para cezası ile karşı karşıya kalırsınız. Ama çok abartmayın, fazla içmek de algınızı kapatabilir. Ya ihtiyacım gelirse diyorsanız ya da içemediyseniz de üzülmeyin sınav esnasında aklınıza bile gelmeyecek. Makyaj yapmaktan kaçının; terden ötürü optik formunuza bulabilir, yüzünüzü yıkamak isterseniz sıkıntı çıkartabilir. Olabildiğince sade giyinin hatta kot-tshirt ve bir sweatshirt en uygun giyim olacaktır. Üzerinizde kıyafetten başka bir çöp parçası bile bulunmasın. Kemer takmanıza gerek bırakmayacak bir pantolon giyin, öyle bir pantolonunuz yoksa eşofman giyin.

    Her sabah ne yiyorsanız onu yiyin. Kendinizi çok zorlamayın, iştahınız olmayabilir. Yediğiniz kadar.

    Herkes salonlara geçtikten sonra gözetmen sayım yapıp imza toplayacak ardından sınav malzemeleriniz ve kağıtlarınız dağıtılacak. Gözetmeni iyice dinledikten sonra optik formu da dikkatli bir biçimde okuyarak doldurun. Yeterli zaman burada da tanınacaktır acele etmeyin. Kontrol amacı ile soru kitapçığınızın poşetinizi açmanıza izin verilmeden sakın açmayın. Açtıktan sonra da sorulara dikkat etmeden kitapçığı turlayın. Bazı salonlarda gözetmenler çok hassas. Onlardan da yakını sınava girenler var. Bu yüzden eşitliği bozabilecek şeylere son derece tahammülsüz olabiliyorlar. Soruları okumaya çalışırsanız kitapçığınızın gitme ihtimali var. Optik formu doldurma ve kitapçığı kontrol safhalarından sonra sınav için bekleyişiniz başlayacak. Başlayabilirsiniz sözünü bir iki dakika geç duyabilirisiniz, heyecan yapmayın o süreyi sonda ekliyorlar.

    Sınavınız başlarken kalbiniz yerinden çıkacak gibi olacak, ilk soruyu okurken bu heyecan harf harf, kelime kelime azalacak. İkinci sorunun başında birazcık heyacanınız kalmış olacak, ortaladığınızda ise heyecanı bile unutmuş kendinizi sınava kaptırmış olacaksınız. Başınızı bir daha kaldırdığınızda 2 dakika kalmış olabilir bu yüzden soru başı değil ama on soruda bir saate bakın. Derse göre soru başına kafanızda ayırdığınız zamanı geçmeye başladıysanız korkmayın. Sorular tamamen rastlantısal, başa zor sorular denk gelmiş olabilir. Fakat gerçekten bir zaman sıkıntısı yaşayacak kadar bir fark oluşursa, naçizhane tavsiyem puan getirisi yüksek derslere yönelmeniz. Geçen sene sayısal arkadaşların bir kısmı Türkçe'de takılıp kalmıştı.

    Sorularla ASLA cebelleşmeyin 2 denemede çözemediğiniz soruyu hemen geçin. Geçen sene netlerin ders sırasına göre 40-35-36.50-11 şeklinde gidiyordu. Türkçede ilk turda 19, sosyalde ilk turda 27, matematikte ilk turda 27 soru işaretlemiştim. Soruyu sonraya bırakmaktan korkmayın, bıraktıktan sonra da aklınız o soruda kalmasın. Çok uğraştığınız bir soruyu aradan dakikalar geçtikten sonra bir bakışta çözebilirsiniz. Tamamen bakış açısı ve ısınma meselesi.

    Cevaplarınızı yanlışlığından kesin emin değilseniz değiştirmemeye gayret gösterin.

    Kodlamanızı soruları çözerken soru soru yapın. Gruplar halinde ya da sonradan yapacağınız kodlamalar kaydırma ihtimali doğurabilir. Tek tek kodlamanın da bir garantisi yok, soru numarasına bakmadan kodlama yapmayın.

    ASLA kopya çekmeye çalışmayın, şüphe bile çekmeyin. Gözetmenin hiçbir şey kanıtlama yükümlülüğü yok. Kopya tespiti idari bir işlemdir ve doğruluk karinesi vardır. Bunun anlamı şu: aksi kanıtlanana kadar kopya çektiniz kabul edilirsiniz.(Aynısı okulda girdiğiniz sınavlar için de geçerlidir.) Kafanızı kağıda gömün, gözetmenin suratından ve saatten başka hiçbir yere bakmayın :))

    Süreniz bitti denildiği anda kalemi bırakın, kitapçığı kapatın. Soruları not almayın zaten bütün cevaplarınız kafanıza kazındı, ben cevaplarımı sınavdan 2 gün sonra ilk defa kontrol ederken bile hatırlıyordum.

    Sınavdan çıktıktan sonra etrafınızdan duyduğunuz "sınav çok kolaydı canım", "falanca kısım çok basitti" gibi sözlere itibar edip moralinizi bozmayın. Üç çeşit insan sınav çok kolaydı diyebilir (çok kolay olduğunu düşünebilir demiyorum, diyebilir diyorum sebebini aşağıda açıkladım) : gerçekten sınav kağıdını yıkıp geçmiş olanlar (ki bunlar iki milyona yakın kişi içinde bin - bin beş yüz kişidir), hiçbir şey bilmeyip bir şey bildiğini sananlar ( beyin bedava diyen arkadaş KPSS'yi kazanamamıştı ), kendisi de zorlandığı için başkalarının moralini bozmaya çalışan fesat kişiler. Yoksa aylarca çaba harcayıp da bu sınava girmiş bir insan böyle bir şey demez, gerçekten öyle gelmişse bile harcadığı emeği yüceltmek için demez.


    Cennetin Krallığı filminden bir alıntıya yer vermek istiyorum:

    "Ibelinli Balian : (Kudüs'te) Esenlik içinde kalın. Kudüs'ün değeri nedir?

    Salahaddin : Hiçbir şey,

    (Biraz ileri yürür, ve geriye dönüp bakarak:)

    Herşey!..."

    Sınav da kendi kısıtlı bağlamı içerisinde düşünüldüğünde belki herşey ama hayatın geniş bağlamında düşünürseniz de hiçbir şey. Sizin için önemli olan hedefinize ulaşmak olsun, o hedefe ulaşmanın tek yolu bu sınav değil, başka sınavlar da var. Tek yolu sınavdan da geçmiyor, sınav olmadan da ulaşmanın yolları var. Fakültede ÖSYS'ye resmen hayatını adamış ama kafası bomboş arkadaşlar olduğu gibi ÖSYS'de hiçbir şey yapamamış, yapmamış ama yaşayarak olgunlaşmış, başka yollarla gelmiş arkadaşlar da var. Şimdi burun kıvıracağınız okullarda da hayat şartları yüzünden ya da ÖSYS ile kendini sınırlamak istememesi sebebi ile orada olan ne öğrenciler ve benzer sebeplerle orada olan öğretim görevlileri ve üyeleri var bilseniz. Tek yol üniversiteden de geçmiyor, üniversite dışından başarıya ulaşan insanların hikayelerine aşinasınızdır. Belki bilmiyorsunuz ama üniversiteye girip hatta en iyi üniversitelere girip sonra üniversiteyi kendine göre bulmayan, bırakıp kendi hayat akışına bakan sayısız insan var. Zaten belirli bir ruhsal olgunluğa sahip, zeki ve çalışkan her insan başarıya ve iç huzura ulaşır. En iyi üniversitelere de girseniz, sınavda birinci de olsanız; hiçbir yere giremeseniz de, sonuncu da olsanız; girip bıraksanız da yukarıdaki üç özelliği taşıyorsanız başarılı ve mutlu olacaksınız. Sahip değilseniz de dalgaların götürdüğü yerden başka hiçbir yere gidemeyeceksiniz. Üzgünüm ama hayat bu şekilde.

    Herkese başarılar dilerim, her şey gönlünüzce olsun.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Homo juridicus -- 23 Mart 2013; 21:41:10 >







  • Cok sagol hocam cok guzel olmus iyi geldi

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • teşekkürler

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Guzel fikirler icin tesekkur ederim.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Okuyun arkadaslar.
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.