Şimdi Ara

6R24 mekanizmalı SEIKO Ananta?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
34
Cevap
0
Favori
5.049
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Önümüzdeki 2-3 aylık süreç içinde kesin olarak bu sınıfta bir saat edinmeyi planlıyorum. İlk ve öncelikli seçeneğim Seiko Ananta Double Retrograde.
    45 saatlik güç tutması, elle kuruluma ve saniye durdurmaya (second hack) imkan tanıyan 6R24 mekanizmasıyla benim için şu anda tamamen bir tutkuya dönüşmüş durumda. Kendimi zor tutuyorum desem yeridir. Bu sınıfta ve fiyat seviyesinde başka fikri-önerisi olan varsa memnuniyetle dinlerim. Oris bakayım dedim ama sıfırları beni zorlar, VSA ise Ananta'yı gördükten sonra daha bir düştü gözümde..
    Saatimiz bu. (alıntıdır)

     6R24 mekanizmalı SEIKO Ananta?


     6R24 mekanizmalı SEIKO Ananta?


     6R24 mekanizmalı SEIKO Ananta?







  • Bu fiyat derken, saat ikinci el mi olacak, sıfır mı?
  • Belirtmeyi unutmuşum, saat sıfır olacak.
  • Rotor çok güzel. Mekanizma biraz daha dekoratif olabilirmiş. Bu arada hangi fiyat? Ben fiyat göremiyorum.
    Genel olarak saat oldukça kaliteli ve güzel görünüyor. Bunun benzerinden Polish'de de vardı değil mi?

    Şimdi bu tartışmaya Polemik'le beraber Polish'de gelir, tadından yenmez bir konu olur. İyi ki böyle bir konu açtın dostum.
  • Bu saatin liste fiyatı 5007 TL. Ancak elbette nakit alımda çok ciddi anlamda (gerçekten güzel) indirimler yapıyorlar. Zaten onun için aklıma yattı bu saat. Yani verdikleri fiyat akıl çelecek cinsten, hele bir de ciddi alıcıysanız, cash parayla gittiğinizde liste fiyatı üzerinden %40'a varan hatta aşan bir indirim almanız kesinlikle olası.

    Polish'de GMT vardı bundan eminim ama galiba bir de kronograf olanda vardı onda, bunu tam bilmiyorum.
  • Onları da inceledin mi? Onlar da güzel alternatifler olabilir.
    Bunun dışında, bu modelin diğer özellikeri nasıl? Kasa, kordon malzeme kalitesi, cam vb.
    Eğer onlar da üst düzeyse % 40 indirimle 3000 tl civarına İsviçreli muadillerine göre çok iyi bir alternatif olur.
    Bana benzer fiyatlardaki VSA, Hamilton, Oris bu Seiko'nun muadili değil gibi geliyor.
  • Ananta gerçekten sevdiğim bir seri, özellikle özgün kasa yapılarıyla her daim dikkatimi çekmeyi başarıyor. Kalitesini tartışmayı da oldukça gereksiz buluyorum, toplamda İsviçrelilerden aşağı kaldıklarını düşünmüyorum. Ananta modelleri ile ilgili benim tek ciddi sıkıntım (beğendiğin modelde de mevcut olan) oldukça karmaşık kadran tasarımları. Ben sade kadranlardan hoşlandığım için çoğu Ananta modeli benim için kadran tasarımları nedeniyle eleniyor ancak bu tamamen kişisel bir beğeni olduğu için çok da fazla üzerinde durmaya değer bir konu değil diye düşünüyorum.

    Ben bu modeli incelemedim ancak birkaç farklı Ananta modelini inceleme fırsatım oldu. kadran işçiliklerini oldukça beğendim. Kasa tasarımı farklı ve işçiliği güzel. Bilezik ve kilit kalitesi güncel Rolex modelleri ayarında olmasa da beğendim. Koldaki duruşu heybetli bir saate göre oldukça güzel, konfor da ebatlar ve ağırlık düşünüldüğünde bence makul. Makine için yorum yapamıyorum ama tahmin ediyorum ki oldukça iyidir, hatta bu konuda sen bizi bilgilendirirsen çok sevinirim.

    Gelelim neticeye: Ben bu saati alır mıyım?

    Yukarıda da dediğim gibi, saatin kalitesi ve işçiliği hakkında söyleyebileceğim hiçbir şey yok. Tasarım göreceli bir konu olduğu için bu konuya girmeyi de düşünmüyorum. Benim söyleyeceklerim, daha önce de söylediklerimin bir özeti niteliğinde olacak.

    Ben diyorum ki (şahsi ve dışarıdan elde ettiğim izlenimlerim de bu tezimi daima doğruluyor), hangi saati alırsak alalım, bir süre sonra sıkılıyoruz. Sıkıldığımız zaman ise çok değer kaybeden saatler bizi oldukça üzüyor, bunu asla göz ardı etmemek lazım diye düşünüyorum. Gün gelip de saatten sıkıldığın zaman takas için elinde Ananta ile Kapalıçarşı'ya girmek ve saatçilere takas teklif etmek, psikolojik olarak oldukça yıkıcı cevaplarla karşılaşmak anlamına gelecektir. Ananta dahil çok sayıda gerçekten sevdiğim saati almamamın tek nedeni budur. Ama bu saati asla elimden çıkarmayacağım ya da çıkaracak olsam bile çevremde makul fiyatlara paraya çevirebilirim dersen ve saati gerçekten sevdiysen, al gitsin diyorum.

    Son olarak, yarın Balıkesir'e gideceğim ve 10 gün boyunca İstanbul'da olmayacağım ancak dönüşte sen de uygun olursan bir ara buluşuruz, hem saate bakarız, hem de iki çift laf etmiş oluruz.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Polemik


    Ben diyorum ki (şahsi ve dışarıdan elde ettiğim izlenimlerim de bu tezimi daima doğruluyor), hangi saati alırsak alalım, bir süre sonra sıkılıyoruz. Sıkıldığımız zaman ise çok değer kaybeden saatler bizi oldukça üzüyor, bunu asla göz ardı etmemek lazım diye düşünüyorum. Gün gelip de saatten sıkıldığın zaman takas için elinde Ananta ile Kapalıçarşı'ya girmek ve saatçilere takas teklif etmek, psikolojik olarak oldukça yıkıcı cevaplarla karşılaşmak anlamına gelecektir.


    Ben bunun bir genel-geçer bir görüş olduğunu düşünmüyorum. Bu dediğine güzel bir örnek Polish olabilir

    Tersi görüşe ise (belirli bir saatten çabuk sıkılmama) en güzel örneklerden birisi bizzat sen kendin oluyorsun zaten. Yıllardır sıkılmadan zevkle Milgauss'u takıyorsun

    Ben en azından buradan kendimi, hozburun'u (İnşallah aksini iddia etmez ) ve Deniz'i de örnek gösterebilirim. Bizim de elimizde olan ve yıllardır sıkılmadığımız saatlerimiz var.

    Ama tabii eğer olur da sıkılırsan, sonrasında değerinde satıp yenisine yönelme konusunda Seiko'da hüsran yaşanması olası. Ama böyle bir düşünceyle saat almak ta bana biraz garip geliyor. Ben saati bundan bağımsız olarak zevkle takabileceğim ve kullanacağım ve satmayı düşünmeyeceğim bir takı olarak görmek taraftarıyım. Öbür türlü düşünsem eşim gibi "adana burma" felan düşünmem lazım. Hem koluna takabiliyorsun hem de gerektiğinde neredeyse aynı fiyata satabiliyorsun.

    Not: Tabii, bunları bugüne kadar bir saate 370 TL'den fazlasını yamulmayan birisi olarak söylemesi kolay geliyor, önce bir saate birkaç bin tl ver de ondan sonra görelim diyebilirsiniz. Olabilir, saygı duyarım.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi burbank -- 6 Eylül 2012; 15:08:22 >




  • Ben Milgauss'tan sıkılalı çok oldu, değişiklik yapmamamın tek ebebi ise tamamen duygusal.

    İkinci el değeri ise bence saate verilen miktar arttıkça ciddi önem kazanıyor. 2.5 yıldır büyük keyifle taktığım saati şu anda dükkanlar neredeyse saate verdiğim paraya satın alıyorlar. Bir saate 5.000 USD ve üzeri paralar öderken ben bu durumu inkar edemem, görmezden gelemem.
  • İnanmıyorum Milgauss'dan sıkıldın mı? Bu nasıl olabilir. İnsan Milgauss'dan sıkılır mı? Hem de yeşil camlı, portakal şimşek saniyeli olanından



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi burbank -- 6 Eylül 2012; 15:49:46 >
  • Sıkıldım derken, elimden çıkartmayı çok istemem ama yanına ikinci Rolex olsa güzel olur ya da makul fiyata iyi bir takas denk gelirse değerlendirmeye çalışırım.
  • İşte arkadaş, Rolex markasının da böyle bir güzelliği var. Ne kadar bir meblağ ödediysen alırken, aynı şekilde %10'u bile bulmayan bir değer kaybıyla aynen gerisin geriye satabiliyorsun. Tabi ki bu durumu etkileyen bir sürü fiziksel (polisaj, tamirat, vs.) etken de var. Bir nevi ziynet eşyası gibi Rolex. Yatırım aracı.
    Ama ben ilk 5 serisi Seiko'mu da, ileride (umarım) aileye katacağım Grand Seiko 36000'i de elden çıkaramam. Öyle bir yapıya sahibim, satamam saatlerimi. En kötü ihtimal, Orient'lerimi, 5 serisi Seiko'larımı eş'e dosta dağıtırım hediye niyetine.. Rolex hususunda ise çizgim zaten sizlerin de malumunuz olduğu üzere son derece sıkı, sadece Milgauss GV ve DSSD.
  • Öyleyse hayırlı olsun diyorum.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Polemik

    Öyleyse hayırlı olsun diyorum.

    Ben de Darısı da öncelikle Marine Master'da başıma diyorum...
  • Polemik, bu arada eklemeyi unutmuşum. Hayırlısıyla Balıkesir'e git, gel daha sonrasında buluşup bir Eminönü-Sirkeci ziyareti yaparız.

    EK: Sirkeci diyince karnım acıktı bak şimdi, Tahtakale-PirHan'ın dibinde feci bir tavuk-pilavcı var. Süper pilav yapıyor adamlar, yanına da açık ayran...
  • O zaman ben de gelirim. Tavuk-pilav yemeye, yanında da açık ayran içmeye
  • Sağolun arkadaşlar teşekkürler, ama evvela ivedilikle elimizi bir düze çıkaralım da sonrasında inşallah kutu açılışını yaparız.

    EK: @Burbank, abi zaten hep beraber yapacağız planı. Ona göre yani 2 hafta sonrası için şimdiden anlaşalım



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Can-KSK -- 6 Eylül 2012; 16:19:46 >
  • 19'undan önce olursa seve seve gelirim. 19'un da yazlığa babamların yanına gidiyoruz da
    Artık coşsun Seiko ve Citizen diverlar
  • Burbank dostum, tespitin çok yerinde kolay kolay sıkılmam ve elden çıkarmayı çok nadir düşünürüm

    Can kardeşim, çok yerinde bir seçim İnşallah gönlüne göre olur, güzel günlerde kullanırsın , bizleride resimleriyle nasiblendirirsin ;)
  • Sağol hozburun hocam, umarım kışın soğuk zamanlarında bileğimde Ananta'lı bir kar fotosu paylaşabilirim.
  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.