Şimdi Ara

Geçmişte Turbo ve Zihniyetine Bir Bakış

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
78
Cevap
4
Favori
4.908
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Formula 1’in turbo motorlara geri dönmesi pek yakın gözüküyor. Her ne kadar bazıları itiraz etse, bazılarıda çoktan turbo motor üretimi için testlere başlamış olsada tabiki son söz FIA’nın olacak. Tabi ki seyirciler de düşen silindir sayısı, performans ve hatta düşen ses seviyesinden oldukça şikayetçi olacak. Fikir gündeme her geldiğinde de zaten bunu sıkça duyabiliyoruz.
    Turbolar bilindiği gibi spora ilk defa girmiyor.

    Aslında yeni gelecek turbolarla, ilk turboları karşılaştırmak biraz gereksiz olur, çünkü Formula 1’e gelen ilk turbolar aslında birer canavardı! Bende sizler için turbo motorlar için Formula 1 hikayesinin nasıl başladığını araştırdım.

    Yazımıza başlamadan önce turbonun nasıl çalıştığını ufak bir şekilde anlatalım.
    "Basınçlı hava, motora yollanır ve bu da yanma için gerekli olan oksijen miktarını arttırır. Böylece motorlar, atmosferik basınçlı denk ünitelerin asla üretemeyeceği güçlere ulaşır."
    İlk önce Formula 1'e turbonun nasıl getirildiğinden bahsedelim.
     Geçmişte Turbo ve Zihniyetine Bir Bakış

     Geçmişte Turbo ve Zihniyetine Bir Bakış

    70'li yıllara Cosworth'ün DFV V8 motoru egemenlik kurmuştu.
    Tek istisnalar; Ferrari ve Alfa Romeo'nun yatık 12'leriyle Jacques Laffite'nin 1977'de Ligier'in JS7'siyle İsveç Grand Prix'sini kazanmasını sağlayan muhteşem sesli Matra V12'ydi.

    1975 senesine geldiğimizde Niki Lauda'nın pilotluğunda Ferrari, Cosworth'ün 7 yıl arka arkaya kazandığı şampiyonluk zincirini kırdı. Herkes Cosworth'ün sonunun geldiğini düşünmeye başlamıştı. Ortada ise 2 seçenekli bir formül vardı.

    Takımlar ya 3 litrelik doğal emişli motorları kullanacaktı ya da düşük kapasiteli 1.5 litrelik turboşarjlı motorları...

    2. seçenekte turboşarjlı motoru kimse denememişti.
    Ama "Bernard Dudot" bu konuda eğitim almak için ABD'ye gönderildi Renault tarafından ve daha sonra Renault'un Le Mans'da kullandığı F2 motorun turboşarjlı versiyonu üzerinde çalıştı.

    Renault gizlilik içinde çalışmalarını sürdürürken Cosworth'ü tasarlayan Duckworth; turboları fazlasıyla hafife alıyordu ve şöyle diyordu:
    "Onlar, motor üretemeyen insanlar için." (Benim sıklıkla alıntıladığım bir sözdür )

    1.5 litrelik Renault V6 turbo, ilk olarak 1977 İngiltere Grand Prix'sinde boy gösterdi;
     Geçmişte Turbo ve Zihniyetine Bir Bakış

    direksiyonda Jean-Pierre Jabouille vardı. İlk önce onu kimse ciddiye almadı. Sayısız arıza ve problem yaşandı; motor adeta alay konusu oldu.
    Hatta araca "sarı çaydanlık" lakabı takılmıştı.
     Geçmişte Turbo ve Zihniyetine Bir Bakış  Geçmişte Turbo ve Zihniyetine Bir Bakış
    (Renault-Gordini V6 1.5 L turbocharged engine)

    Güzel bir kitap :http://books.google.com.tr/books?id=646PVGF2Bd8C&pg=PA50&hl=tr&source=gbs_toc_r&cad=4#v=onepage&q&f=false
    (Alpine & Renault: The Development of the Revolutionary Turbo F1 Car 1968-1979)

    Ama çalıştığı zaman gücünü herkes görebiliyordu. Kendini kanıtlama amacında tek eksikse galibiyetti. Turbo motorlarının ilk galibiyeti 1979 Fransa GP'sinde Jabouille ile gelmişti. Artık herkes için alarm sinyalleri çalmaya başlamıştı.

    İşin bir garip tarafı da şudur ki turboyu bulan Renault treni kaçırdı ve 1983 sezonunda Brabham-BMW; Nelson Piquet ile turbonun ilk şampiyonluğunu aldı. Renault'tan Prost bütün bir sezonu önde götürmüş olmasına rağmen, Kyalami'deki son yarışta Piquet, Prost'u yakalayarak geçmişti.
     Geçmişte Turbo ve Zihniyetine Bir Bakış

     Geçmişte Turbo ve Zihniyetine Bir Bakış  Geçmişte Turbo ve Zihniyetine Bir Bakış  Geçmişte Turbo ve Zihniyetine Bir Bakış
     Geçmişte Turbo ve Zihniyetine Bir Bakış
    (Race: about 3 bar at the end of the year: 740 bhp
    Qualifications: about 3,2 bar at the end of the year: 800 bhp)



    Turbo motorları başkalarından dinleyelim:

    Derek Warwick:
    "Gerçekten zor zamanlardı.. Otomobilleri kullanmak çok büyük bir fiziksel güç istiyordu ve motorlar çok ama çok güçlüydü.. Şu anda genç pilotların F1'e girince, hemen iyi pilotların 1 sn yakınında tur atabildiklerini görüyoruz. Turbo çağında ise tecrübeli bir pilota 5 sn yaklaşırsanız, şanslıydınız... Çünkü otomobiller daha önce kullandığınız hiç birşeye benzemiyordu.."

    Brabham'ın eski şef tasarımcısı Gordon Murray:
    "Turbo motorların gittikçe daha çok güç üreteceği çok açıktı, çünkü henüz geliştirme çalışmalarının başındaydı. Bizimde bir turbo motora ihtiyacımız vardı.."

    Söz tekrar Warwick'te:
    "Bazen motor atölyesine gittiğimde, sağda solda patlamış motorlar görüyordum. Bazı durumlarda motor çok ısınıyor, bazen de benzin doğru şekilde püskürtülemiyor yada turbo-şarj doğrudan patlıyordu. Otomobiller, tamamen dayanıksızdı."

    "Lastiklerdeki temel sorun, motorun çok ama çok güçlü oluşuydu. 1986 Monza'da Brabham ile katıldığım sıralama turlarında, Paul Rosche[BMW'nin motor dahisi] büyük bir gururla 1350 beygire ulaştığımızı söylemişti. Üstünde 1350 beygir taşırken lastiklerin dayanmasını nasıl bekleyebilirdiniz ki ?"

    (Race: about 3,6 bar Benetton and Arrows team : 850 bhp
    Qualifications: maximum of 5,5 bar with Benetton cars : about 1300 bhp. 4,9 bar for the lay-down engine of the Brabha BT55)


    Turbo motorların en büyük sorunlarından biride turbo gecikmesiydi.

    "1982-83 sezonunda Toleman'da yarışırken, turbo gecikmesi çok ama çok büyük bir faktördü. Bahsettiğim turbo gecikmesi milisaniyelerle değil, kahrolası saniyelerle ölçülüyordu! "

    Turbolar o kadar gelişmişti ki "Tek turluk mucize" adı takılan, sonradan da çok çabuk patladıkları için "el bombası" olarak da anılan ve cumartesi günleri bir yada iki tur için maksimum güç üreten sıralama motorları piyasaya çıkmıştı. Bu motorlar 1300 beygirin üstüne çıkabiliyorlardı. Ayrıca tek turluk sıralama lastikleri de piyasaya çıkmıştı. Gerçekten de bu lastikler tek tur dayanıyordu. Sıralama lastikleri ve maksimum turbo basıncıyla, sıralamada, yarıştan tur başında 5 saniye daha hızlı gidilebiliyordu.
     Geçmişte Turbo ve Zihniyetine Bir Bakış


    Tabii bir süre sonra sıralama turlarına özgü olan yeni parçalar üretilmeye başlanmıştı.
    Söz Murray'da:
    "Hızdaki artışı karşılayabilmek için sadece sıralama turlarında kullanılmak üzere yedi ileri bir vites kutusu geliştirdim. Şanslıysak bu ünite 1 veya 2 tur dayanıyordu. Çünkü ne yaparsanız yapın, deformasyon sebebiyle miller sürekli eriyordu. Tabii her sıralama turlarından sonra bu kadar ekipmanı çöpe atmak, maliyetleri inanılmaz derecede arttırıyordu."

    Nelson Piquet:
    "Sıralama turlarında, elinden geldiği kadar iyi şekilde virajı döndükten sonra, otomobili düzeltip, kabaca yolun ortasına doğru yöneldiği anda gazı tabana yapıştırıyorduk. Bunu yapmanın özel bir tekniği yoktu. Herkes sadece pistte kalmaya çalışıyordu."

    (bunlar öyle güçlü makinelerdi ki TC felan dinlemez dönemin alaşım tekniği dahilinde diferansiyel içindekileri misket parçaları haline getirebilecek muazzam güç üniteleri, viraj içerisinde gaz pedalına basmanın arkanızı önünüzle karıştıracak kadar dengesiz, yorucu makineler. GPL gibi oyunlarda geçmişin araçlarını direksiyon başında bile denerseniz hele ki böyle makineleri deneyebileceğiniz Mod'lara ulaşırsanız ne denmek istendiğini biraz hissedebilirsiniz. Kontrolü olağanca zor ancak gaz tepkileri muhteşem...)

     Geçmişte Turbo ve Zihniyetine Bir Bakış


    Artan hızdan dolayı FISA(o zamanki FIA) rahatsız olmaya başlamıştı ve bazı kısıtlamalar getirmişti. Önce kullanılacak benzin miktarı azaltıldı, sonra maksimum turbo basıncına sınırlama getirildi.

    Warwick:
    "Hızları düşürmek zorundaydılar.. Yoksa yok olacaktık.. Hızlar öylesine arttı ki, işler tehlikeli olmaya başladı. İnsanlar ölmeye başladı; Villeneuve, Depailler.... Çok büyük kazalar yaşandı. Benzine sınırlama getirilmeseydi yarışlarda da 1000 beygiri bulacaktık."

    1985'te benzin sınırlaması yüzünden San Marino Gp'sinden tam 5 otomobilin benzini bitti. Finişe ulaşanlarda ise benzin kalmamıştı. Bu yüzden yarışı kazanan Prost, yarıştan ihraç edilmişti.

    Tüm benzin ve basınç sınırlamalarına rağmen, 1983'te limitsiz benzinle yarış şartlarında 600 beygir üreten motorlar, birkaç yıl içinde 220 litre benzin kısıtlamasına rağmen 900 beygire ulaşmıştı. Bu da gelişim hızının çılgınlığını gözler önüne seriyordu.

    Sonunda 1987 yılında torbu-şarjlı motorlarla yarışmanın beraberinde getirdiği inanılmaz derecedeki maliyet, üreticiler ve diğerleri arasında uçurum oluşmasına neden olmuştu .FIA'da 1989'den itibaren sadece atmosferik basınçlı motorların yarışabileceğini açıklayınca, alev püskürten vahşi motorların devri son buldu.

    Alıntıdır; Trf1 net'den Emir Kar arkadaşımıza ait düzenlemedir. link

    1988, -turbo motorlu- Ferrari F1-87/88C
     Geçmişte Turbo ve Zihniyetine Bir Bakış
    1989, -atmosferik motorlu- Ferrari 640
     Geçmişte Turbo ve Zihniyetine Bir Bakış

    Galeri;
     Geçmişte Turbo ve Zihniyetine Bir Bakış  Geçmişte Turbo ve Zihniyetine Bir Bakış  Geçmişte Turbo ve Zihniyetine Bir Bakış  Geçmişte Turbo ve Zihniyetine Bir Bakış
     Geçmişte Turbo ve Zihniyetine Bir Bakış


    Maksadımız geçmişin örnekleriyle neden Turbo kısmını biraz daha anlayabilmek belki. Bugün artık herşey daha farklı, şarja sadece performans'ı geliştirmek olarak bakılmıyor ancak nasıl bugüne gelindiğinin bilinmesini tavsiye ederim en azından sektörün meraklıları için. Konuya belki de diğer dallardan devam edebiliriz.
    Mesela niçin turbolu bir Ferrari (F40) ?

    Fikren geçmişte Turbo şarja pistler ve üst düzey performans gerekliliği koşullarında güç talebinin yüksek tutulmasıyla başvuruluyordu benim takip edemediğim dönem dahilinde edindiğim izlenim hep bu yönde oldu bulabilirsem sözler ile desteklemeye çalışırım. Sanırım bu zihniyeti yakın döneme kadar taşıyan sadece uzak doğulular oldu.



    Bir istisna yaparak, geçilmesi düşünülen charge dönemine dair de bir kaç şey paylaşalım istedim.

     Geçmişte Turbo ve Zihniyetine Bir Bakış


    2014 yılında gücü arttırılmış KERS sisteminin yanında 1,6 litre 90-degree direkt enjeksiyonlu V6 turbo (tek) motorlar kullanılmaya başlanacak.
    Motor tedarikçisi PURE'un yayımladığı tasarım yukarıda ki gibidir.

    Resimde; motor bloğu (gri), egzoz (kahverengi), turbo türbin (pembe), turbo kompresor (mavi), emme manifoldu (mavi), hava giriş kutusu (koyu gri), çift egzantrik mili (pembe-egzoz/mavi-emme) ve ön montaj plakası (yeşil) görünmektedir.

    Bu motorun hacmi ve silindir sayısı daha az olduğundan fiziksel olarak şimdiki motorlardan daha küçüktür. Ancak krank mili ekseni şimdiki motorlardan hemen hemen 2 kat yüksekte olduğundan motorun yüksekliği pek değişmeyecek.

    Ayrıca FIA 2014'de mevcutta ki 150kg yakıt harcamasını da azaltmak istiyor bu limiti 100L/hr'e çekmeyi düşünüyor.

    Andy Cowell (Mercedes/Turbocharged tasarım şefi)
    "Motorlar yüksek devirli. 10.500 devire çıkmadan maksimum yakıt akışı olmuyor ve maksimum devirler 15.000 rpm seviyesinde. Bunun yanında turbo beslemesine 6 boru girecek ve 15.000 devirde 6 silindirden tek bir egzoz çıkacak. Bu yüzden çok hoş bir ses olacağını düşünüyorum."

    Karşıt görüşler ise;
    Luca di Montezemolo (Ferrari)
    "4 silindir Formula 1 için değildir. Cadde araçlarımız için böyle bir motor üretmeyeceğiz. Yarışların zirvesindeki bir seri için bu motorlar biraz acı."
    "Neden V6 turbo motorlar olmasın? Katlanılabilirlikle ucuzu birbirine karıştırmamalıyız."


    Norbert Haug (Mercedes)
    "V8 dönemini ilerletmek daha iyi olabilirdi. V8'ler düşük harcamalı motorlar."

    şeklindeydi ve en azından V4 (2013) fikrinin değiştirilerek V6 (2014) kabul edilmesini sağladılar.

    ----



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi guyverland -- 10 Ağustos 2012; 6:39:37 >







  • f1 de turbo istemezük

    şaka bir tarafa işin içine turbo girdimi atmosferiğin rafine sesinden eser kalmaz
  • ses gider ama heycan bekliyoruz en az 1500 beygir falan tadı çıkacak

    bide eskimiş motorları(1.6 olacakmış turbolular) türkiyeye bir arabaya takıp satsalar fena olmaz vergi avantajıyla
  • Çok güzel bir konu arkadaşım eline sağlık.
  • Çok güzel bir konu olmuş severek okudum..

    Teşekkürler..
  • Paylasim icin tesekkurler.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • guzel konu, tesekkurler.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Teşekkürler
  • Kisitlamalar yuzunden ne destekcisi nede izleyicisi kalmayan f1 e turbo motorlarin yeniden gelmesi yeni bir kan olur umarim

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Sonuna kadar okudum tesekkurler.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Sonuna kadar okudum güzel yazıp ama atmosferik motoru het zaman tercih ederim

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yazan kisi cok guzel yazmis, resimlerle filan desteklenmesi guzel olmus. Size de paylasiminiz icin tesekkurler.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • F1'in o eski keyfi, tadı ve heyecanı kesinlikle yok. Çok iyi bir takipçisi ve tabiri caiz ise bir nevi bağımlısıydım. 2005 yılını geçtikten sonra seyri ve takibi hemen hemen bıraktım. Belki 2006'da çok nadir denk geldiğimde öncelerin aksine tutkusuz bir şekilde öylesine nadiren bakmışımdır. Daha sonra takibi neredeyse tamamen bitirdim. O eski seslerden, o eski kapışmalardan ve o eski atmosferinden günümüzdeki halinde eser yok. Şu dönemde hala aynı heyecanla takip eden var mı merak ediyorum? Araçları bıraksalar kendileri yarışacak zaten. Aracı sürücü değil sürücüyü araç yönetiyor neredeyse. Konu özü bir yana açılmışken bu konudaki küçük bir isyanımı dışa vurmak istedim tekrardan...

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • turbo olsun bmw geri dönsün
  • F1 1500 PS falan olmaz. Yine 800 civarlarında olur.
  • Güzel bir konu olmuş sıkılmadan okudum teşekkürler. Turbo çok eski bir icat olmasına rağmen şu son günlerde binek otomobillerde oldukça popüler olmaya başladı. Bu trendte F1 de sıçramış görünüyor.
  • keyifle okudum, tazelendim
    eline sağlık
  • quote:

    Honda´nın Formula 1 konusundaki tarihçesi ise tahmin edilebileceği üzere son derece parlak. Motor teknolojileri konusunda üstün performans sunan Honda Formula 1´de 6 takımlar (1986, 1987, 1988, 1989, 1990, 1991) 5 sürücüler şampiyonluğu (1987, 1988, 1989, 1990, 1991) kazandı. Ve Formula 1 tarihinde bir döneme damgasını vurdu.


    O zamanlar da f1 tarihinin en basarili takimlarindan biri mclaren-honda turbo motor ile yaristilar.

    Ama halen turbo'nun yapay guc ve kolaya kacmak oldugunu dusunuyorum. Aston-martin belgeselini izlerken "bizim yapay guce ihtiyacimiz yok , o yuzden tum araclarimiz dogal emisli motor " sozu aklima gelir.

  • güzel bir yazı teşekkürler.
  • Turbo ile birlikte Porsche F1'e girerse, çok farklı bir yarışma ortamı olabilir.
  • 
Sayfa: 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.