Şimdi Ara

Bilimi neden küçümsüyoruz?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
43
Cevap
0
Favori
1.281
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Samsun'da yaşanan sel felaketinden sonra tekrar aklıma takıldı bu soru. Haberlerden anladığım kadarıyla hazırlanan tüm bilimsel raporlara rağmen diğer yüzlerce örnekte olduğu gibi aynı acıları bir kez daha yaşadık.

    Faturayı sadece birilerine kesmenin yanlış olduğunu düşündüğümü belirterek sormak istiyorum; bireylerden en üst makamlara kadar hemen hemen her alanda bilimi dikkate almayışımızın hatta çok daha vahim bir şekilde bilimi küçümseyişimizin sebebi ne olabilir?

    Elbette vatandaş olarak bilimsel faaliyetlerde bulunmamıız, bilimi takip etmemiz pek mümkün değil, bunu kastetmiyorum ama en azından bilime önem vermenin hayati bir konu olduğunu yaşanan bunca felaketten sonra anlamış olmamız gerekmiyor mu?

    Yüksek rant ve bireysel çıkarlar bu durumu açıklamaya yetmez gibime geliyor.

    Sadece bu konu ekseninde düşünmeyin. "Bilim" ismini taşıyan bu bölümde bile bilimsel çalışmalarla ilgili çok küçümseyici ifadelere rastladım.

    Ciddi şekilde bilime karşı takınılan bu tavrın sebebini merak etmekteyim.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Timurlénk -- 4 Temmuz 2012; 23:29:29 >







  • Her zaman insanların egoları gerçeklerin önüne geçer de o yüzden...
  • Bozuk süt vakasından sonra hükümetin tavrını düşünelim mesela. Sütlerin bozuk olduğu raporunu veren laborotuvar dağıtıldı. Aynı mantıkta bir hareket işte.
  • Karadeniz sahil yolunu aklıma getirdin.

    çılgın gibi sevinen karadenizliler geldi aklıma tabi sonrası malum
  • Bilim yapabilmek, anlayabilmek için belli bir miktar birikim gerekli. Yeterli eğitimi almamış, haliyle bilimsel metodlardan ve terimlerden anlamayan insanlar, oluşturdukları bir kişisel savunma aracı olarak bilimi küçümserler.

    Sizin de dediğiniz gibi adında bilim kelimesi de geçen bu bölümde, astronomiden anlamayanların zamanda yolculuk, kemiklerden, biyolojiden anlamayanların evrim, fizikten anlamayanların da ışık hızı konularında ahkam kesmeleri bilimi küçümsemeye güzel birer örnektir.

    Belki olayı sadece bilime değil de, bilim her zaman gerçekleri söyler sözü ile, aslında insanların gerçekleri küçümsediğini söyleyebiliriz. İnsanlar hoşlarına gitmeyen gerçeklerin üstünü kapatmak konusunda gayet başarılıdırlar, bahaneler hazırdır. Bazen paraya mal olacağı için, bazen kendimizi küçük düşüreceği için, bazen birşey kaybetmemize neden olacağı için gerçekleri küçümseyebiliyoruz.




  • Cern deki gelişmeyle ilgili internetteki haberlerin altındaki yorumlara baktım olay hemen inanç kavramına çekilmiş başlamış kavgalar.

    Bilime böyle bakan insanlar çok ve haliyle çoğunluğun dediği olunca işler bu noktaya geliyor.
  • Samsun'daki dereyatağına yerleşim olayını herkes biliyordu az çok. Benim bildiğim 2-3 yer var dereyatağı olan(Barış Bulvarı, Ağabali Caddesi ve Lovelet'in çevresi). İlla ki oralarda oturanlar ve yetkililer de biliyordur bunu. Lovelet olayına hiç girmiyorum, AVM'nin ortasından dere geçiyordu

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bütün suç Nasrettin Hocanın.
  • Vicdanı olmayanların
    Başka nesi varsa inanmayın
    Onlarda yalandır
  • Ben bilimi kendi adıma çok üstün tutuyorum. Ama dinciler nasıl ki inancı eğip büküp kendi çıkarlarına uygun bir inanç sistemi yaratıp insanları yozlaştırıyorsa bilimde de bilimle alakası olmayan/olmayacak kurgu ve fantastik bilgilerle insanları yozlaştıranlardan ve sırtlarından para kazananlardan bolca var.
  • Başlığı bir an "bimi neden küçümsüyoruz" olarak okudum

    Samsundaki olayın detaylarını bilmiyorum ama bilim derken meteoroloji müdürlüğünden söz ediliyorsa onu bende ciddiye almıyorum kusura bakmasınlar. İstanbul'da kar-kış yüzünden iki gün okulları tatil ettiklerinde iki günlük yaz tatili geçirmiştik. O iki günü aradan nasıl bulmuşlardı hayret etmiştim ama bilimlerinden sual sorulmaz

    Meteoroloji hariç geri kalan bütün bilimlere ve bilim adamlarına büyük saygım ve hürmetim vardır.

    Ek: ve tabiki bilim kadınlarına da!



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi El-Cezeri -- 5 Temmuz 2012; 2:30:55 >




  • Çünkü sabırsız bir milletiz ve bilim zaman ve sabır gerektirir. Bilim demek bugün harcadığın emek ve paranın karşılığını belki 10 yıl sonra alabilmek belkide alamamak demektir. Çevrenize, ülkede ki tanınmış kişilere vs. ve hatta kendinize bir bakın ve şunu sorun "bu insanların ne kadarı 10 yıl boyunca çalışıp didinip belkide karşılığını alamayacağı bir işe girer" konunun cevabı bu soruda saklı.

    Birde şöyle ufacık bir karşılaştırma yapayım, bu aralar doktora için Kanada'yı araştırıyorum. Adamlar her doktora öğrencisine yıllık 30.000 doları bulan maaş ve burslar veriyorlar. Türkiye'de bir doktora öğrencsi bırakın 30.000 dolar maaş almayı üzerine cebinden harcamak zorunda kalıyor, fark ortada.
  • Avrupa'nin yüzyıllar önce yaşadığı "kilise-bilim" kavgaları bizde daha yeni yeni zuhur etmeye başladı. Gerçi o da "sanal platform" harici bir arpa boyu yol alamadı.

    Millet olarak eğitime verdiğimiz değer ortadayken, bilim konuşmak yersiz olur. Öte yandan, biz bilim üretmekten ziyade ismarlamayi severiz. Mesela, Alman'in ürettiği arabaya gerile gerile binerken, Fransız arabası hakkında inanılmaz olumsuz tespitler yapabiliriz.

    Hülasa, kısa yoldan zengin olma çabası, bir an önce hayata atılma isteği, iş bulamama kaygısı, menfaat ve çıkar amaçlı kafa ve düşünce yapısı..vs bilim için harcanacak vakte imkân tanımıyor.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bilim bir bakis acisidir. Bizde o bakis acisi pek sevilmiyor.
  • Konu bilimin kücümsenmesi icinde biraz da sel felaketine dokunmus; ben de Yilmaz Özdil`in bugünkü yazisinin en son bölümünü alintilayayim:
    quote:


    Yağmurda boğulan Canik’in...
    Türkiye şampiyonluğu kazanan projesinin adı neydi biliyor musunuz?
    “Şemsiyemiz Altındasınız!”


    Simdiki cevre bakani eski toki genel müdürüymüs. Bu kadar bilimseliz iste.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Serdar -- 5 Temmuz 2012; 7:36:18 >
  • 1.Dinler insanlığı dizginlemek adına çıkarılmış sosyal düzene ayar verici kurgusal bir kitap.Bunun gerçekliğine kapalıp yaşıyanların karakteri oluşması için hayatın içinde olmaları lazım .Çünkü beynin oluşturduğu suni rasyonel olmayan içdünya ile hayata tutunmayan çalışırken hayatta başına gelen her tersliği tanrı beni test ediyor ayağına getirir.Eğer insan ölümden sonrasına kurguya değil(tüm inançlar,dinler) direk bu dünyada oluşmuş bir organizma olarak görüp diğer kendinden önce varolmuş insanların kurduğu dünya düzenine adapte olması gereklidir.(kapitalism,laiklik,demokrasi vs)
    Türkiye demoktarik laik fakat arap kültüründen payını almış yani islam dininin hatta radikal müslümanların aşırı derece fazla olduğu bir ülke onun için böyle bir algı ile yaşıyan insanların kendi ile çelişmesi olağandır.Çünkü biryandan dinin(şeriat) senin cinsel hayatından,kılık kıyafenine sosyal yaşamına müdahale ederken diğer yandan kapitalizm gerçekliğine adapte olmaya çalışırsan(hayatta kalmak adına) kendinle büyük ikilemlere düşersin.Dolaylı yoldan seni tembelleştirir dinler, yeniliğe kapalı olursun,Bilime şüpheci yaklaşırsın.Bizler maymundan mı geliyoruz zavallılar haha dersin ama zavallı sensindir hayata afyonunu çekerek uyuyarak tutunmaya çalışan birisindir.

    2.Ego



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi KillerSoldier -- 5 Temmuz 2012; 8:52:04 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Nontheist

    1.Dinler insanlığı dizginlemek adına çıkarılmış sosyal düzene ayar verici kurgusal bir kitap.Bunun gerçekliğine kapalıp yaşıyanların karakteri oluşması için hayatın içinde olmaları lazım .Çünkü beynin oluşturduğu suni rasyonel olmayan içdünya ile hayata tutunmayan çalışırken hayatta başına gelen her tersliği tanrı beni test ediyor ayağına getirir.Eğer insan ölümden sonrasına kurguya değil(tüm inançlar,dinler) direk bu dünyada oluşmuş bir organizma olarak görüp diğer kendinden önce varolmuş insanların kurduğu dünya düzenine adapte olması gereklidir.(kapitalism,laiklik,demokrasi vs)
    Türkiye demoktarik laik fakat arap kültüründen payını almış yani islam dininin hatta radikal müslümanların aşırı derece fazla olduğu bir ülke onun için böyle bir algı ile yaşıyan insanların kendi ile çelişmesi olağandır.Çünkü biryandan dinin(şeriat) senin cinsel hayatından,kılık kıyafenine sosyal yaşamına müdahale ederken diğer yandan kapitalizm gerçekliğine adapte olmaya çalışırsan(hayatta kalmak adına) kendinle büyük ikilemlere düşersin.Dolaylı yoldan seni tembelleştirir dinler, yeniliğe kapalı olursun,Bilime şüpheci yaklaşırsın.Bizler maymundan mı geliyoruz zavallılar haha dersin ama zavallı sensindir hayata afyonunu çekerek uyuyarak tutunmaya çalışan birisindir.

    2.Ego



    Bilim Sebep=>Sonuc iliskisi icinde olayları açıklar. Din ise Sonuc=>Tanrı böyle istedi seklinde. Depremlerin olmasından, suların kurumasından "sahillerde zina yapıyorlar ondan oluyor" çıkarımını yapan insanların hayli bol olduğu bir ülkede yaşıyoruz malesef. Bu da ister istemez kültüre, düşünüşe yansıyor.




  • Hala doğal felaketleri günahlara bağlayan var o yüzden.Pompei deki yanardağ felaketin,zinadan dolayı olduğuna inanıyorlar hala.Onu söyleyen insan ne bu sel felaketine ne diyor acaba çok merak ediyorum.Toki konutlarında zina yapılıyordu ondan sel vurdu diyebilecek mi acaba?Yoksa toki dere yatağına konut dikti ondan oraları sel vurdu diyebilecekmi?
  • İktidarın yaptığı bütün hataların faturası dine çıkıyor ben bunu anlamıyorum islam dininde bilimden uzak durun birşey varda bizmi bilmiyoruz.
  • bence kuran'ın yanlış yorumlanmasından kaynaklanıyor bu sorun. kuran'da bilime en az din kadar önem gösterin diye söyler ama bazı kesimler bunu kafasına göre yorumlayınca ortaya mısırdaki libyadaki tablo ortaya çıkıyor
  • 
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.