Şimdi Ara

1453 BILINMEYENLERI..

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
69
Cevap
1
Favori
3.181
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Forumda takilirken farkettim 1452 mesaj yazmisim.
    Hemen aklima 1453'un bilinmeyenleri geldi.. Boylece 1453. mesajimi boyle ozel bir konuda acip paylasmak istedim..

    1. 1453 yılı Mayıs ayının 27′si Pazar günüdür. Liguryalı Papaz Tommasso Parantucelli yani o günün etiketi ile Papa V. Nicolas Roma‘da pazar ayininde ağlamaklıdır. Der ki: “Haber aldım. Bizans’a gönderdiğimiz donanma Boğaz’dan içeri girememiş, Cermen ve Frank cengâverleri dağılmışlar. Askere almak istediğimiz Mora’daki Rumlar ise, ‘Orada pis latinlerden başka kimse yok… Bize ne onlardan’ demişler…” (Archives du cite de Vatican, c. 97, ch. 102, fgl 2, eton University)

    Ders almalıyız: Bugün Ayasofya‘ya Bizans kartalını dikmek cinnetini yaşayanlar, dün böyle konuşan aynı Rumlar‘dır.

    2. Tesadüfe bakınız. 548 sene evvel 29 Mayıs Salı günü fethedilen İstanbul, daha önce de 11 defa muhâsara edilmiştir. İstanbul’un fethi ile tarihte yeni bir çağ açıldığı inancı bizim değil Frenkler’in iddiâsıdır. (Nortion F. K. Coleeman. The Palle of Rhodes Knights, Princ)

    Biz İstanbul’u fethettik diye övünürüz. Eksiktir. İstanbul fethedilmiştir; ama aslında o gün 1400 senelik Roma câhiliye imparatorluğu tarihe karışmıştır.

    3. Sultan II. Mehmed Han sadece bir Fâtih değil, ayrıca müthiş keşifler sahibi bir dehâdır. Bize, Edirne’den İstanbul’a 60 çift manda ile çekilerek getirilen tarihin o zamana kadar görmediği topları Macar Urban Usta‘nın yapıp döktürdüğü anlatılır.
    Oysa daha sonra

    Edirne Sarayı‘ndan İstanbul‘a getirilen silahların defterlerini inceleyen bir Alman tarihçisi, bu topların döküm tekniğinin de, balistik hesaplarının da bizzat Fâtih Sultan Mehmed Hân hazretlerine ait olduğunu söyler. (Von Der Golz Pacha, Askerî tarih yorumları, c. 2)


    4. Biliyorsunuz donanma Haliç‘e karadan indirilir. Aynı tarihçi dönen kızakların mukavemet hesaplarını da, ne kadar yağ kullanılacağının ve her geminin kaç levent tarafından çekileceğinin hesaplarının da, yine Sultan Fâtih tarafından düşünüldüğünü isbat eder.

    5. Gemiler Haliç’e indirilir. Ve Sultan Fâtih, ertesi gün öğleden sonra Bizans’a, tarihe kendi keşfi olan obüs toplarını takdim etmektedir. Kendisinden 75 sene sonra küçük torunu Kanuni Sultan Süleyman Han, Belgrad muhâsarasında uzun mezilli topları dünyaya tanıtacaktır. (La vie Aventureuse Du Franco Acciajouon, Duc d’Athenes Paris, 1853)

    6. Fetih günü öğleden sonra Sultan Fâtih İstanbul’a girer. Bir yeniçeri koşarak gelir ve elindeki son Bizans imparatorunun kesik başını önüne koyar: “Ulu hünkârım, işte düşmanının kellesi…” der. Hz. Fâtih yerinden kalkar ve İmparator’un kesik başının Kariye Câmii’nin (o zaman kilise) civarına gömülmesini emreder. Bizans imparatoru düşmanıdır; amma vatanını ve devletini son nefesine kadar elinde kılıç müdâfaa etmiş birisidir. (Legendary Fall of Constantinopolice… Herbest Henry Mc Carthy, London University, 1902)

    Alacağımız ders: Bugün, Müslüman Türk’ün vahşeti (!) hakkın-da aleyhimizde nice konuşanlar, bu insanlık dersimizden ibret almalıdırlar. Ama evvela, biz bu hârikulâdeliklerimizi kendimiz bir hatırlamalıyız.

    7. Büyük Fransız edibi Lamartine ve tarihçi Malet anlatırlar: “Türkler’in her kale fethi bir hesaba dayanır. Hiçbirisi tesadüfî değildir. İstanbul’un fethi gibi… Kosova, Varna ve Niğbolu’nun fetihleri de, İstanbul’a Batı’dan ulaşacak Haçlı yardımlarının kapanan ve tutulan kapılarıdır…” (Tarihten Bugüne, İlhan Bardakçı)

    Fetihten sonra da bizim elimizde İstanbul, hiç şüphesiz bütün Müslüman-Türk tarihinin, Müslüman-Türk coğrafyasının, mimarî san‘at ve estetiğinin bir terkîbi, bir hulâsası ve tecellîsi olmuştur.

    “GİT HÜNKÂRDAN FERMAN GETİR…”

    Fâtih Sultan Mehmed Hân (k.s.) hazretleri, bir gün tebdîl-i kıyâfet ederek halkının arasında gezmeye çıkar. Akşama kadar dolaşır. Unkapanı kapısına geldiğinde kale kapısının kapanmış olduğunu görür. Kendisinin çıkardığı fermana göre, kale kapıları akşam ezanını müteâkip kapanıp, sabah ezanı vakti açılmaktadır.

    Padişah yanındakilerle kapının önüne gelir ve kapı muhâfızı Sinan Çelebi ile aralarında şu konuşma geçer:

    — Aç şu kapıyı Sinan Çelebi!..

    — Kimsin sen, bana kapıyı aç diye nasıl emredersin?..

    — Kim olduğuma ne bakıyorsun, kapıyı aç yeter.

    — Nasıl bakmam? Niçin bu zamana kadar dışarda kaldınız? Dost musunuz düşman mısınız, Padişah’ın emrini bilmez misiniz? Ben sana kapıyı açmam. Var git, başının çaresine bak.

    Hz. Fâtih bu cevaba güler ve Sinan Çelebi ile konuşmasını sürdürür. Açarsın açmazsın derken, nihayet Sinan Çelebi;

    — Git Hünkâr’dan ferman getir. Ancak o zaman içeri girebilirsin, der.

    Padişah artık dayanamaz:

    — Yâhu Sinan Çelebi, Hünkâr benim, der. Sinan Çelebi, dikkatlice bakınca Hünkârı tanır ve kapıyı açarken de;

    — A Hünkârım, kendi kanununu, kendin neye bozarsın? Madem bozacaksın, böyle kanunu ne diye koyarsın? mealinde söylenir.

    Hz. Fâtih atından iner ve tâvizsiz davranışından ve vazifesine bağlılığından dolayı son derece memnun olduğu Sinan Çelebi‘ye;

    — Sen yavuz bir er, mert bir kişiymissin. Padişah emirlerine bu kadar bağlı ve sâdık adamlar az bulunur. Dile benden ne dilersen? der. Sinan Çelebi de;

    — Sultanım, der, gerçekten istediğimi yapacaksan, benim adıma bir câmi yaptırıver. Tâ ki kıyâmete kadar hasenât defterim açık kalsın.

    Hz. Fâtih derhal onun adına bir câmi yaptırır.

    İslâm’ın fazîlet hislerinin vicdanlarda hâkim olduğu o devirlerin insanları işte böyleydi. Dünya nimetlerine gark olmak varken, onlar cemiyete yararlı, insanın âhiretine faydalı şeyler isterler, sadece Allah rızâsına tâlip olurlardı.



  • Güzeldi teşekkürler
  • quote:

    Orijinalden alıntı: DARTS

    1+4+5+3=13 lanetli gün asıl bilinmeyen bu.


  • Allah, bu vatan, bu millet ve İslamın bekası için çalışmış ve adım atmış ecdadımızdan razı olsun. Allah hepsine gani gani rahmet eylesin.
  • konu çok güzel,ellerine sağlık ancak benim herzaman merak ettiğim bir konu var...osmanlıda biraz konuya dahil olmuşken sorayım.
    istanbulun fethinde şehre giren ilk asker ulubatlı hasandır bilindiği üzere.sancağı dikerken yani son nefesinde şu sözleri söylemiştir:
    allah bu sancağı buradan indirtmesin.
    şimdi biz osmanlıyı yıktık.o sancak oradan inmiş oldumu olmadımı ? osmanlıyı yıktık cümlesi biraz garip durdu.ama bu bir gerçek.osmanlının devamı bir ülkemiyiz bu bile tartışma konusu.
  • Fatih gerçekten çok ilginç bir padişah. İstanbulu 21 yaşında feth ediyor, ama 8 aylık üvey kardeşinide boğduruyor.

    Yinede Fatih'in şu ünlü İstanbula giriş resmini görünce bir gurur kaplıyor içimi.
  • Hz.Fatih nedir arkadaş nasıl bir kafadır bu. Ayrıca 1400 yıllık cahiliye toplumu dediğiniz Roma günümüzdeki pek çok şeyin temelini atmıştır bilginize.
    Ayrıca Fatih Hazretleri! o büyük topları rum bir ustaya yaptırtmıştır.
    Bu yazıları okurken gururlanan arkadaşlar Fatih'in fethi yapmak için kullandığı Türkleri daha sonra beğenmeyip İstanbuldan kovduğunuda bilmelidir.

    Tarafsız bir yazı olsa anlaşılabilir fakat rumları dönemin cahil toplumu gösterip Fatih'i peygamberleştiren bu yazıda objektiflikten eser yok ve birçok yer eksik.
  • yazı objektif olmayabilir fatihin rum bir ustaya yaptırdıgı dediğin topların tüm plan projesi fatihe aittir.ben öyle biliyorum
  • Cahiliye toplumu Bizans'mi, tum bati medeniyetinin temelindeki Dogu Roma Imparatorlugu Bizans mi?

    Bir cahil var ama anlayamadim..
  • Fatih Sultan Mehmet hakkında genelde bilinmeyen bir kaç şey;

    anneden halen süt emecek kadar minik olan kardeşi Ahmet'i tahta çıktıktan sonra boğazını sıkarak öldürtmüştür.
    ölümü halen gizemini korumaktadır. denildiği gibi zehirlenerek öldürüldüyse 15. suikast girişiminden kurtulamamış oldu.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Serbest Çağrışım

    Hz.Fatih nedir arkadaş nasıl bir kafadır bu. Ayrıca 1400 yıllık cahiliye toplumu dediğiniz Roma günümüzdeki pek çok şeyin temelini atmıştır bilginize.
    Ayrıca Fatih Hazretleri! o büyük topları rum bir ustaya yaptırtmıştır.
    Bu yazıları okurken gururlanan arkadaşlar Fatih'in fethi yapmak için kullandığı Türkleri daha sonra beğenmeyip İstanbuldan kovduğunuda bilmelidir.

    Tarafsız bir yazı olsa anlaşılabilir fakat rumları dönemin cahil toplumu gösterip Fatih'i peygamberleştiren bu yazıda objektiflikten eser yok ve birçok yer eksik.

    Hazret kelimesinin anlami efendidir. Bu konuda bir aciklama yapayim yanlis bir anlasilma varsa..
    Bir gercek varsa gunumuzde herseyin temelini atanlarda cahiliye doneminden farksiz adimlar atmiyorlar mi? Bakiniz Avrupa Birligi ulkelerine..
    Bugun minareleri yasaklatanlar, yabancilari avrupadan atmak isteyenlerin Romalilardan,Bizanslilardan farki nedir dersiniz?
    Bugunun Turkiyesinde kliselerin ozgurlugu var. Canlarini calabiliyorlar. Oysa bize egitim verecek Avrupa ulkelerinin bir cogunda ezan sesi kisik veya yasak!
    Dinimi duzgun yasayan biri degilim. Yalniz Avrupa'da yasayan biri olarak gelin cehaletleri bana sorun..
    Ister dinci olun isterseniz ucuk..
    Dinden ornek vermisken diger yandan tersinin ornegini vereyim. Bugun Turk gencleri diskolara bile sokulmuyor.
    Oyle yerler var belli bir sayinin ustunde Turkleri almiyor. Bunu da gectik Turklere ev,is vermeyenler var..
    Bu dediklerimde herkes tarafindan bilinen cehaletler..


    quote:

    Orijinalden alıntı: kirmizibeyazcanavar

    yazı objektif olmayabilir fatihin rum bir ustaya yaptırdıgı dediğin topların tüm plan projesi fatihe aittir.ben öyle biliyorum



    Yazida Macar birine dokturdugu soyleniyor. Yalniz gercek bilinmeyenin bir Alman'in yorumlarina gore Fatih'in kendi projesidir yaziyor zaten..


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kırmızı Pervane

    Fatih gerçekten çok ilginç bir padişah. İstanbulu 21 yaşında feth ediyor, ama 8 aylık üvey kardeşinide boğduruyor.

    Yinede Fatih'in şu ünlü İstanbula giriş resmini görünce bir gurur kaplıyor içimi.



    Bak bunu bilmiyordum. Gercek mi bu?
  • Osmanlı Padişahları bir döneme kadar, ilk önce medrese eğitimi görür beraberinde bir de meslek eğitimi alırlardı.

    Medrese Eğitimi demek çoğu kişi dini eğitim olarak bilse de aslında matematik, astronomi, fen, dil eğitimleri ve yanında islam dini ne ait eğitimler verilmekte idi. Medreselerde görev yapan dönemin öğretim görevlilerinin bir çoğu Vezir-i Azam maaşından bir akçe veya bir sikke daha fazla maaş alırlardı. Bu durum simgesel anlamda medrese yani akademik eğitimin ne kadar önemli olduğunu belgelemek içindir.

    Sultan Mehmet medrese eğitiminin yanı sıra ona öğretilen meslek ise demirciliktir. Kendisi iyi bir şekilde demir ve dökümcülükle ilgili eğitim almıştır. Şahi toplarının dizaynı kendisine aittir.

    Osmanlının bu tür toplarına karşı, mevcut olan kale dizaynlarının dayanması mümkün olmadıüından, İstanbul'un fethinden sonra kale surları ve duvarlarının dizaynları Avrupanın bir çok önemli kalelerinde değiştirilmiştir.

    Sultan Mehmet in kundaktaki bebeği "boğdurttuğu" doğrudur. Yani nasıl öldürüldüğü hakkında çeşitli kaynaklarda suda boğulduğu kiminde ise iple boğulduğu gibi anlaşılamayan bazı noktalar olduğunu görmekteyiz.

    1402 yılında Beyazıt ile Timur arasında Ankara Meydan savaşında yenilen Osmanlı Beyazıt ın intahar ederek ( yüzüğündeki zehiri içtiği rivayet edilir ) öldükten sonra devletin tepesinde 13 yıllık kardeş kavgası hüküm sürmüş ve kardeşler arasında kanlı çatışmalar meydana gelmiştir. Kardeşlerin birbirini kırdığı bu dönem yanılmıyorsam Amasya da valilik yapan bugün Yeşil Türbe de mezarı bulunun Çelebi Sultan Mehmet tarafından son bulunmuştur. Sultan Mehmet bu sebeple Osmanlı'nın 2. kurucusu sıfatınıda taşır.

    Fatih Sultan Mehmet bu tip durumların tekrar yaşanabileceği ve ülkenin gereksiz yere kan kaybetmesini önlemek amacı ile kundaktaki kardeşini boğdurttuğu tarihçiler arasında genel kanıdır.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi X Files -- 8 Ağustos 2011; 2:29:33 >
  • Michael sikkofiled bkogunda, fetihte kullanılan topların döktüren ustaların genel kanının aksine macarlar yerine türkler olduğunu iddaa etmişti. Sadece 1 topu macar bir usta yapmış ama o topda fetih sırasında bozulmuş ve usta bu yüzden ölmüştür.

    Bilmiyorum doğru mudur ?
  • tamam hepsi güzel de roma cahiliye nedir?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Serbest Çağrışım

    Hz.Fatih nedir arkadaş nasıl bir kafadır bu. Ayrıca 1400 yıllık cahiliye toplumu dediğiniz Roma günümüzdeki pek çok şeyin temelini atmıştır bilginize.
    Ayrıca Fatih Hazretleri! o büyük topları rum bir ustaya yaptırtmıştır.
    Bu yazıları okurken gururlanan arkadaşlar Fatih'in fethi yapmak için kullandığı Türkleri daha sonra beğenmeyip İstanbuldan kovduğunuda bilmelidir.

    Tarafsız bir yazı olsa anlaşılabilir fakat rumları dönemin cahil toplumu gösterip Fatih'i peygamberleştiren bu yazıda objektiflikten eser yok ve birçok yer eksik.


    Fatih Sultan Mehmet daha 12 yaşındayken Bizans surlarındaki harçlardan gizlice örnekler alarak üzerinde top çalışması yapmıştır. Bu topun adı Şahi'dir. Ayrıca bu topları döken kişi Rum değil, Rum zulmünden kaçan bir Macardır. Hoş Macarlar da Türklerden asimile millettir zaten. :)
  • Fatih Sultan Mehmetin en büyük hayalinin Roma imparatorluğunu yeniden kurmak olduğunu, bunu bilen Papanın Fatihe mektup yollayıp gel hıristiyanlığın koruyucusu ol dediğini okumuştum doğru mudur bilinmez???

    kovulan Türkler diye bir şey okudum yazılarda. Osmanlı döneminde Türklerin saray tarafından pek sevilmediği biliniyor zaten. Bir lafları vardı tarih hocamız sık sık söylerdi karşıdaki kişi seni anlamadığı zaman "Türk gibi idrak yeteneğin yok" derlermiş şimdi Osmanlıcasını hatırlamıyorum. Özellikle son dönemlerde çok artıyor bu Türklere karşı hakaretler.
  • anlamadığım iki nokta var. birincisi Fatih'in bu Roma imparatorluğunu tekrar kurmak istemesi gerçekten doğrumudur yada ben mi bu söylentiyi ilk kez duyuyorum. ikinciside Türkler neden saray da istenmiyor?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: antonidas

    tamam hepsi güzel de roma cahiliye nedir?



    Ben bildiğim kadarıyla açıklayayım. Roma Cahiliye dönemi 1400 senelik bir imparatorluğun gidişatını ifade için kulanulmıştır ve tarihe karışmasıdır. Kastedilen Fetihten önceki imparatorluğun skolastik yapısıdır.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: abdullahors84


    quote:

    Orijinalden alıntı: antonidas

    tamam hepsi güzel de roma cahiliye nedir?



    Ben bildiğim kadarıyla açıklayayım. Roma Cahiliye dönemi 1400 senelik bir imparatorluğun gidişatını ifade için kulanulmıştır ve tarihe karışmasıdır. Kastedilen Fetihten önceki imparatorluğun skolastik yapısıdır.


    bana uydurma gibi geldi
    hukuk derslerinde en ağır derslerden birisidir roma hukuku,romalıların çok detaylı bir hukuk sistemi vardı
    askeri teknoloji açısından da çok ileriydiler
    mimarlık alanında da çok ileriydiler
    sıcak suyun olmadığı dönemlerde, hamam yapmak kolay iş değildir
    roma imparatorluğu'nun iyi dönemleride vardır, kötü dönemleri de vardır
    roma cahiliye dönemi bana mantıklı gelmedi
    fetih zamanında da İstanbul'da bir cahiliye dönemi yaşanmıyordu
    Osmanlı Bizans'ı yıktığı zaman, bir çok Bizanslı bilim adamını devşirmiştir ve bu insanlardan yararlanmıştır
    yani o dönemde de bizans da bilim adamları vardı
    her imparatorluk büyür, gelişir ve gün gelir yıkılır, en kötü dönemi cahiliye diye adlandırmak bana mantıklı gelmedi
  • quote:

    Orijinalden alıntı: antonidas


    quote:

    Orijinalden alıntı: abdullahors84


    quote:

    Orijinalden alıntı: antonidas

    tamam hepsi güzel de roma cahiliye nedir?



    Ben bildiğim kadarıyla açıklayayım. Roma Cahiliye dönemi 1400 senelik bir imparatorluğun gidişatını ifade için kulanulmıştır ve tarihe karışmasıdır. Kastedilen Fetihten önceki imparatorluğun skolastik yapısıdır.


    bana uydurma gibi geldi
    hukuk derslerinde en ağır derslerden birisidir roma hukuku,romalıların çok detaylı bir hukuk sistemi vardı
    askeri teknoloji açısından da çok ileriydiler
    mimarlık alanında da çok ileriydiler
    sıcak suyun olmadığı dönemlerde, hamam yapmak kolay iş değildir
    roma imparatorluğu'nun iyi dönemleride vardır, kötü dönemleri de vardır
    roma cahiliye dönemi bana mantıklı gelmedi
    fetih zamanında da İstanbul'da bir cahiliye dönemi yaşanmıyordu
    Osmanlı Bizans'ı yıktığı zaman, bir çok Bizanslı bilim adamını devşirmiştir ve bu insanlardan yararlanmıştır
    yani o dönemde de bizans da bilim adamları vardı
    her imparatorluk büyür, gelişir ve gün gelir yıkılır, en kötü dönemi cahiliye diye adlandırmak bana mantıklı gelmedi



    O zaman şöyle ifade edeyim. anlaşılması noktasında. Bakın bizans cehaleti yaşıyor demedim. Sadece O zamanı cahiliye dönemi olarak ifade etmek için skolastik tabirini kullandım. Yani en baştaki gibi nasıl dünyanın yuvalaklığı ifade edilirken insanlar katledildi. Bizans sonlarına gelirkende malesef bilimde ileri giderken dinde geri gitti. Dolayısı ile siz bilimi ve halkı desteklemezseniz. destekleyecek olanı alkışlayarak beklerler. Elbetteki bilimsel noktada bizansı cahil kabul etmek çok çok yanlıştırki, ben bizans kültür mirasının Türkiyede açılacak bir kuruluş ile desteklenmesi taraftarıyım ki zaten yakın zamanda öyle bir çalışmada bulunuldu. Yani bizans malesef dini kullanan insanlar tarafından kullanılmak istedi diye düşünüyorum ve bunu halka yansıtamayınca kaçınılmaz son ki askeri noktada bizim yeniçeri ayaklanmaları gibi bir çok olay yaşamıştır bizans son zamanlarında.

    Düzeltme: Ekleme yapılmıştır...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi abdullahors84 -- 8 Ağustos 2011; 18:08:23 >
  • 
Sayfa: 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.