Şimdi Ara

Şiirler,güzel sözler (65. sayfa)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
5.332
Cevap
42
Favori
629.502
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 6364656667
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Anılarda Yaşarken

    Çekingen adımlarla sesiz ve ürkek
    Bir gün uzaklardan bir giz gibi geldin
    O büyülü şarkılarını söyleyerek
    Gençliğimi geri getirdi ellerin

    Sundun paha biçilmez güzelliğini
    Öylesine diri öylesine sıcak
    Böylesine bir mutluluk anladım ki
    Ömür boyunca bir kez yaşanır ancak
    ..........
    ..........




    Ümit Yaşar Oğuzcan
  • ÇABUK UNUTUYORUZ

    çabuk unutuyoruz
    çabuk unutuyoruz
    vefa duygumuz inciniyor, inançlarımız
    alevi sararıyor düşlerimizin
    alevi sararıyor düşlerimizin
    rüyasız kalıyoruz

    düşündünüz mü?çabuk unutuyoruz
    vefa duygumuz inciniyor. inançlarımız.
    alevi sararıyor düşlerimizin. rüyasız kalıyoruz.
    çabuk unutuyoruz. fotograflarda kalıyor yeşil parkalarımız
    kortejleri koruyan zincirdeki ellerimiz çabuk unutuyor.
    çabuk unutuyoruz, onun avuçlarımızda coşan içini
    sarı atlaslarda bağıran kırmızı sloganları çabuk unutuyoruz.
    içi boşalıyor yüreğimizin,
    derisi kurumuş, atan bir kabuk kalıyor.
    gözlerimizin kavıyla tutuşan ömür, siyah küllere koşuyor.
    başka kıyılara sürgüne gönderiyoruz anıları.
    ayaklarımızın ucundaki toza siniyoruz, çamur bulaşığına.
    ne zaman aynaya baksak, ayna unuttuğumuz bir söz oluyor.

    çabuk unutuyoruz
    çabuk unutuyoruz
    vefa duygumuz inciniyor.inançlarımız.
    ne zaman karanfilleri görsek
    ne zaman karanfilleri görsek
    utanıyoruz.

    kahretsin çabuk unutuyoruz.
    tabutların kapakları kapanınca
    örtülen o siyah çukurlarda kalıyor dostlar.
    cenaze törenlerinde, en çok kendimize ağlıyoruz.
    ne aman karanfilleri görsek, yolumuzu değiştiriyoruz.
    devrimin bu rengi tedirginliğimiz oluyor, utanıyoruz.

    kırılan mezar taşlarını çabuk unutuyoruz.
    siyah gözleriyle bakan kurşun deliklerini
    bedenimizdeki işkence izlerini çabuk unutuyoruz.

    uydurduğumuz gerekçelere koşuyoruz.küçük rantlara
    paranin iktidarı üstümüze başımıza lağım kokularıyla siniyor.
    durmadan kancalarımızı keskinleştiriyoruz, yengeç sepetinin dibinde.
    ağzimizda azalan yosunlu dişler,
    bunak bir ihtiyar gibi kimliğimizi çiğniyor.

    kahretsin, çabuk unutuyoruz!


    AYDIN ÖZTÜRK
  • ÇIĞLIKLAR BİLEKLERİMİ KESMEZDİ

    Yılları düşünmezdim önceleri
    dönüp duran mevsimleri.
    koşmak bilyeli kaydırağımın sırtında,
    simsiyah asfaltta kayan mağrur çocukluğumdu.
    yaprakların sarısı hüzündü belki,
    ayaklarımın altında incinen.
    sarının titrek sesine,
    sokulup sarılmazdım önceleri.
    çiçeklere üzülmezdim, solacaklarına.
    avuçlarımı yakmazdı kopardığım sümbüller.
    şubatta günün,
    saçaklarda kılıç gibi sarkan buzunu,
    gecelerime yakıştırmazdım, uykularıma.
    nar gibi köpüren sobanın kollarında,
    daha duymamıştım,
    bir insan yenilgisi olduğunu soğuğun.
    eskiden içim üşümezdi ağustosta
    misafirlige giderdi ölenler, beklerdim.
    herşey inandığım bir gülüş kadar sıcaktı.
    güneş kızgıın kızgın eşinirken önceleri,
    damarlarıma kutuplar yürümezdi.
    çığlıklar bileklerimi kesmezdi,
    kanımla yazmazdım duvarlara veda mektubumu
    eskiden sadece leylekler göçerdi, turnalar.
    içim katarların geçişini beklemezdi göklerde
    içim kuşlara karışıp gitmezdi.
    limanlar yaşlanmazdı gidenlerin ardından.
    yollar uçurumlardan düşmezdi.
    önceleri, unutmak ölmekten daha uzak değildi.
    önceleri, kararan bir kent akşamına
    sokak lambaları gibi serpilmezdim.
    yalnız kalmazdım sokak lambaları gibi.
    sesime tellerin feryadı göçmemişti daha,
    önceleri çocuktum.


    AYDIN ÖZTÜRK
  • Hiç bir insanı unutmak, bir insandan vazgeçmek, Bir insanı
    hayatından sonsuza kadar çıkartmak zorunda kaldın mı.?

    Hani ölmüş gibi, hani uzatsan da elini tutamayacağını bilmek gibi.

    Her an kapından içeri gülümseyerek gireceğini bekleyip ama aslında.

    Hiç gelmeyeceğini bilmen gibi.
    Ne zor şey değil mi ölmediğini bilmek, Ama ölmüş gibi ulaşılmaz olması
    artık o insanın sana.

    Ne kadar katlanılmaz bir gerçek değil mi, sen hala bu kadar sevgili
    iken.?

    Özlemek, bu kadar özlemek, etini kemiğini yakarcasına özlemek.
    Çok kötü değil mi?
    Bu kadar özleyip onu görememek, ona dokunamamak onu işitememek.
    Artık sonunun "di" li hali değil mi?

    Biliyorsun değil mi. Ne kadar umutsuz bir arayıştır o, Kalabalık
    caddelerde
    geçen binlerce yüze bakmak.

    Belki bir kez daha görebilmek için o yüzü.
    Belki biraz önce geçti bu kaldırımdan diye düşünmek.
    Belki şu an arkamda yürüyen insanların içinde bir yerde demek.
    Belki şu an üzerimdedir gözleri diye paranoyalar yaşamak ne zordur
    Değil mi?

    Ne kadar eritir insanı fark etmeden.
    Sen de biliyorsun değil mi bunları?
    Bir sinema koltuğunda sende iki kişi gibi oturdun mu hiç?

    Hiç iki kişi gibi zevk aldın mı bir konserden yalnız başına.
    Güzel bir kafe keşfettiğinde,
    Güzel bir film seyrettiğinde,
    Güzel bir şarkı dinlediğinde, güzellikleri oranında eksik
    kaldıklarını
    hissettin mi.
    Paylaşamadığın için onunla.

    Hiç iki kişilik beyninle yarım insan olabildin mi?
    Baktığında aynada yüzünün yarısını gördüğün oldu mu hiç?
    Sana hayatındaki en büyük yoksunluğu yaşatandan Nefret edemediğin
    Oldu mu hiç?

    Gözünün içine baka baka kolunu bacağını kesen bir insanın yüzüne,
    Sevgi dolu bir gülümseme ile bakabildiğin zamanlar oldu mu hiç?
    Hayatta inandığın bütün değerleri alt üst eden birisine aşk şiirleri
    Yazabildin mi?

    Onu içinde korumanın seni yok etmek olduğu zamanlara
    FEDA OLDUN MU HİÇ.?
  • DİYEMEDİM

    Bir yürek tükettim
    Bilmem kaç dört mevsim
    Diyemedim
    Bir suskun haykırıştı
    Ağlamaklı duruyordu içimde sevgin
    Anladım ki
    Değil akışına hayatın
    Düşlerimiz bile
    Ayrı renklerden salınır
    Ayrı ufukları heceler
    Hasretim

    AYDIN ÖZTÜRK

  • Güller Ağlar İçimde

    ...

    Ne zaman ayrılık saati gelse
    Bir gariplik çöker içime birden
    Kalan tek ani gibi bir devirden
    Durmadan çalınır o gamlı beste
    Sanki bilir de hazin öykümüzü
    Bulutlar ağlar, kararır gökyüzü

    Ne zaman ayrılık saati gelse
    Güller ağlar içimde

    ...

    Ümit Yaşar Oğuzcan
  • GELİRİM

    Simdi uzak bir kenttesin
    Ve yagmur yagiyorsa
    Dusuyorsam yuregine tane tane

    Gelirim, serilirim kiyilarina
    Gelirim, karisirim cigliklarina
    Sokulurum derin uykularina
    Bak iste aksam oldu
    Ve suskundur tum sokaklar

    Cok uzaklarda bir kadin
    Yureginin perdelerini simsiki kapatmisti
    Belki de bu perdelerden bunalmisti
    Karanliga alisan gozleri
    Yureginin kaynarinda yaniyordu.
    Icinde kopekbaliklarinin boguldugu
    Bir Kizildeniz sakliyordu
    Kirpiklerinin kiyisindaydi
    Ilk damla ayrildi buluttan
    Sonra ikincisi...Ucuncusu
    Issiz sokaklardan, kirmizi kiremitlerden
    Toz yukseliyordu

    Hangi kacis ugultusunu dindirebilir
    Icinizdeki mavi karli ormanin
    Hangi cinar
    Dallarinin kirildigi yerden inlemez
    Sonunda dagalyani olmussa omrunuzun
    O sagnaktan orda kalan
    Sargilar sarabilir mi yaralarinizi
    O liman yurekte degilse eger
    Artik nereye siginir insan

    Bir irmagin sesini alip
    Gitmek istiyorum
    Sevdigim hoscakal

    Gelirim, serilirim kiyilarina
    Gelirim, karisirim cigliklarina
    Sokulurum derin uykularina
    Bak iste aksam oldu
    Ve suskundur tum sokaklar


    AYDIN ÖZTÜRK

  • SEN VURDUN DA BEN ÖLMEDİM Mİ?

    Yokluğunda ne ateşleri hasretimle yaktım da
    Bir seni yakamadım, beni yaktığın gibi
    Çölde su, mahpusta gün, oruçta ekmek gibi bekledim seni
    Sense araya korkular koydun.
    Yasaklar koydun...
    Şimdi nerdesin diye sakın sorma
    Sen çağırdın da ben gelmedim mi?

    Sen varken darılmazdım çiçeksiz baharlara,
    Yağmurlu havalara...Bu kasvetli akşamlara
    Sen varken
    Bakıp içlenmezdim tren istasyonlarına
    Otobüs duraklarına...
    Sen varken ayrılanlara ağlamazdım...
    Yıkılmazdım biten sevdaların ardından
    Gidenlere küsmezdim
    Kalanlara acımazdım...
    Sen varken böyle üşümezdim-titremezdim
    Masumdum, çocuklar gibi
    Böyle delirmezdim-küfretmezdim...
    Hele ölmeyi hiç düşünmezdim.
    Şimdi soruyorum sana
    Adı sevdaysa bu cehennemin
    Sen yaktın da ben yanmadım mı?

    Biliyorsun
    Bütün acılarına 'yeşil ışık' yaktım olmadı
    Bütün korkularına'arka çıktım'olmadı
    Dağlara merdiven dayadım olmadı
    Haziranda kar oldum yağdım avuçlarına olmadı
    Sevdim olmadı -yandım olmadı-taptım olmadı
    Artık benden pes
    Bu aşkın biletini istediğin gibi kes
    Nasılsa gidiyorsun
    Biliyorum git...
    Ama ardında
    Ağlayan bir çift göz
    Paramparça bir yürek
    Ve yıkılmış bir dağ görmek istemiyorsan
    Çek silahını-daya sırtıma
    Titrersem namerdim...
    Sen vurdun da ben ölmedim mi?

  • NASIL İSTERDİM

    Nasıl isterdim
    hafif bir ruzgarla
    sızlarken sokakları
    yagmur altındayken
    sislerle silinmişken uzak ışıkları
    nergislerden süzülüp gelen
    yankısız iççekişlerimi
    bu kente anlatabilmeyi
    böyle yağmalanmış
    böyle gülümsemesiz
    böyle korunaksız
    kalışını yüreğimin
    bir gizini daha aralamıştım insanın
    saklısında kımıldayan yanını
    insanin insana ettiğiydi tarih
    oydu en kıyıcısı
    oydu güllerce kokan
    bir güneş gibi ısıtan içimizi
    koyup giden
    ardında ağlamaklı yaralar açıp
    oydu duvarları delip kucaklayan bizi
    bilirdim
    ne çok sıcaklık dokunaksız kalmıştı
    ne çok çığlık yankısız
    eriyip binlerce sese bölünerek
    bir ben incinince mi
    sırtımı dönüp yaşama
    alıp başımı gidecektim
    bağrıma basıp bu sevdayı ağıtlar gibi
    başka ilkilimlere yatırmak menzilimi diyorum
    hükmü sabaha varmıyor içimden geçenlerin
    incelip kırılıyorum en dokunaklı yerimden
    yoruluyor kanatlarım daha ilk şafakta
    soluksuz düşüyorum
    bir taş atımı uzaklıklara
    bir azeri ezgide
    ellerin çizerek havayı zarifliğince
    parmak uçlarında kayıp geçiyorsun
    ıslak gözbebeklerime basarak beyazlar içinde
    zılgıtların uzuyor yankılarda ufuklar boyu
    al bir mendil sallıyorsun bükülüp kıvrılarak
    halaybaşısın omuzbaşımda
    yüzinde ekmeğini sınırsız bölüşmenin
    o rahatlatan, bulaşkan güzelliği
    söyle nasıl çekip giderim
    yalnız kollarımla değil
    gözlerimle de
    sesimle de kucakladım seni
    yürek bu
    ne etsen faydasız
    o hep eşkiyandır kuşatmalı dağlarda
    duysan da bir kayalıkta vurulduğunu
    aysız gecelerin birinde
    kaldığını subaşlarında
    fitilsiz yaralarca kanadığını
    umarını rüzgarlara yazdırıp
    gövdenle can taşıdığındır
    yüzünü döndüğündür
    günebakan sarılığınca
    insansın
    anla işte
    bir mum alevi de olsan
    boyunca eksilirken
    çoğalmak değil midir yandığın


    AYDIN ÖZTÜRK

  • Benim günahım aşktır, senin erdemin nefret:
    Sevgi günahtır diye günahımdan nefret bu.
    Gel, kendi durumunu benimkine kıyas et,
    Görürsün siteminin ne haksız olduğunu.
    Haklıysa da, o sözler kızıl süsünü bozan
    Ve benimkiler kadar bol sahte aşk senedi
    Düzüp başkalarının yataklarını talan
    Eden dudaklarından işitilmemeliydi.
    Seni sevmem yasaldır; bak, seviyorsun sen de:
    Gözüm sırf sana düşkün, senin gözün onlara;
    Merhamet yüreğinde kök salıp boy versin de
    Acımanla hak kazan sana acınanlara.
    Aramağa kalkarsan kendi gizlediğini
    Senin kendi örneğin yoksun bırakır seni.

    William Shakespeare
  • Ağlayan gözlerinden ben mi damlıyorum
    Süzülüp akan yoksa ben miyim
    Belki çok sonbaharlı bir özlem bu
    Yaprağın kaderi düşmekmiş

    Gözbebeklerinden martılar uçuyor
    İçinde beyaz bir hüzün uluyor
    Vazgeçmek elimde değil gerisi boş
    Yaprağın kaderi düşmekmiş
    Yaprağın kaderi düşmekmiş

    Her zaman böyle bitimsiz ol
    Kimi zamanda öyle hüzünlü
    Hoşçakal diyor gözler ah
    Yaprağım düştün mü?
  • Yıldızları süpürürsün, farkında olmadan,
    Güneş kucağındadır, bilemezsin.
    Bir çocuk gözlerine bakar, arkan dönüktür,
    Ciğerinde kuruludur orkestra, duymazsın.
    Koca bir sevdadır yaşamakta olduğun, anlamazsın.
    Uçar gider, koşsan da tutamazsın...


    William Shakespeare
  • ÖZGÜRLÜK...


    ÇÖZ..
    Ellerimdeki...
    Kelepçeyi...
    KIR...
    Bileklerimdeki...
    Zinciri...
    BEN...
    Bir,esir...
    Kuşum...
    Kafesinde...
    NE...
    Olur...
    Beni...
    Salıver...
    GÖKLERE...




  • İnsanların çoğu kaybetmekten korktuğu için, sevmekten korkuyor.
    Sevilmekten korkuyor, kendisini sevilmeye layık görmediği için.
    Düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği için.
    Konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu için.
    Duygularını ifade etmekten korkuyor, reddedilmekten korktuğu için.
    Yaşlanmaktan korkuyor, gençliğinin kıymetini bilmediği için.
    Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi birşey vermedigi için.
    Ve ölmekten korkuyor aslında yaşamayı bilmediği için.


    William Shakespeare
  • GERCEKTEN SEVMEK
    O durmadan kaciyor;
    sen ardindan gitmiyorsan;

    o gunun her saatinde saklaniyor,
    sen yollara dusup deli divane aramiyorsan;

    o sana acilarin en buyugunu tattiriyor,
    sen bundan en yuce hazzi duymuyorsan;

    bosuna aldatma kendini,
    onu sevmiyorsun demektir.

    Elindeki icki kadehinde,
    dudagindaki sigarada ,
    okudugun kitapta,
    mirildandigin sarkida,
    soyledigin siirde,
    gordugun ruyada
    ve yasaman icin
    cigerlerine doldurdugun havada
    o yoksa;
    Onun vazgecilmezligini anlamamissan;
    onu sevmiyorsun demektir.

    Renkler onunla degerlenmiyorsa,
    ornegin onsuz kirmizi kirmiziliginin,
    mavi maviliginin farkinda degilse,
    beyaz yalniz o giydigi zaman
    guzelligini haykirmiyorsa,
    sabahlari onu gorunceye kadar
    gunes dogmuyorsa
    ve onsuz gokyuzu geceleri
    aya,yildizlara
    hasret degilse
    onu sevmiyorsun demektir.

    Sokakta gordugun her yuzde
    ondan birseyler aramiyorsan,
    guzel bir manzara,
    huzunlu bir musiki onu hatirlatmiyorsa,
    uykudan uyandigin zaman
    yasamakta oldugundan once
    onu hatirlamiyorsan,
    omuzlarina dokulmus saclari,
    bir sis perdesinin ardinda
    her zaman gulen,
    isik sacan gozleri
    aklina gelmiyorsa,
    durup durup avuclarinin
    sicakligini ozlemiyorsan;
    Onu sevmiyorsun demektir.

    Dunyada yasiyan oteki insanlarin
    senin icin hala bir degeri varsa ,
    ona karsi tutumunu
    toplumun kohne ve manasiz
    kurallarina gore ayarliyorsan
    ve acik acik
    sanki var oldugunu haykirircasina
    sevgini soylemiyorsan;
    Onu sevmiyorsun demektir.

    Yok o senin icin
    herseyden degerliyse,
    gozunu yumdugun anda
    onu gorebiliyorsan,
    o butun sarkilarda,
    butun siirlerde,
    butun resimlerde ise,
    ona muhtac oldugunu
    soylemekten utanmiyorsan,
    senin icten ve buyuk sevgine
    karsilik vermiyeceginden
    korkmuyorsan,
    butun bencil duygularindan
    siyrilabilmissen
    onun icin herseyi,
    ama herseyi yapacak gucu
    kendinde buluyorsan,
    her hali sana
    ayri ayri guzel geliyorsa,
    karsisinda kendini
    bir cocuk gibi hissediyorsan,
    istedigi anda onun icin
    olebileceksen,
    onun icin yasiyorsan
    ve yine onun icin
    bildigin bilmedigin
    butun dusmanliklara
    karsi koyabileceksen,
    o her gecen dakika
    sende biraz daha buyuyorsa
    ve kendi kendine bile
    cok sevdigini butun
    samimiyetinle,
    inanmisliginla
    itiraf edebiliyorsan,
    bir gun o seni hic,
    ama hic sevmedigini soylese bile ,
    senin sevginde azalma olmayacaksa
    ve olunceye kadar onu asklarin
    en olumsuzu ile sevebileceksen;
    iste o zaman
    onu seviyorsun demektir.

    O sana sevmeyi,
    gercek aski ogretti.
    Sen onu hep sevecek
    ve sevilmenin mutlulugunu tattiracaksin.

    O , hic sen olmasan bile,
    seni bir parca sevmese bile....
    Ümit Yaşar OĞUZCAN


  • quote:

    Orjinalden alıntı: MoonRose


    quote:

    Orjinalden alıntı: mustafa881







    güsel dörtlükler var



    teşekkür ederim



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi mustafa881 -- 2 Mart 2007; 19:22:18 >
  • SENİNLE ÖLMEK İSTİYORUM
    Dagbasinda bir avci kulubesi
    Yerler dizboyu kar
    Ocakta ates
    Disarda ruzgar
    Hadi gel
    Once sevismeliyiz uzun uzun
    Yerdeki ayi postunun uzerine uzanmaliyiz
    Butun vucudunu santimetre karelere ayirip
    Birer birer opmeliyim
    Ve sonra simsiki sarilmaliyim sana
    Boylece olmeliyiz
    Aradan yillar gecip
    Bizi bulduklari zaman
    Etlerimiz curumus olsa da
    Kemiklerimiz ayrilmamali birbirinden
    Hadi gel
    Nefes almak huner degil
    Seninle olmek istiyorum...

    Ümit Yaşar OĞUZCAN


  • güzell



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Darth Mentor -- 5 Şubat 2006 16:03:00 >
  • Farkında mısın?

    Senin, o masum çehrenle bütünleşmiş gözlerini,
    hafızama kaydettim...
    El yazması, göz nurun olan gül kokulu vecizeleri,
    kalbime hapsettim...
    Seni bir daha silinmemek üzere benliğime yazdım.
    O siyah, gür saçları yolunu gözlerken ağarttım.
    Gülen gözlerimi ağlattım... Farkında mısın?

    Farkında mısın?
    Kirdim sana şiir yazan elimi.
    Kestim ismini sayıklayan dilimi.
    Kör ettim resmine bakan gözlerimi.
    ve... öldürecektim senin olan kalbimi...
    yapamadım..
    Farkında mısın, sana kıyamadım...
    Sana kıyamadım.
  • Lanet Olsun

    Bir aşşağı bir yukarı yürüyorum
    seni düşünüyorum
    konuşan iki kişi görüyorum
    senle konuşuyorum
    her acımı senle yaşıyorum
    seni sevdiğimi söylüyorum
    her gün defalarca...
    yirmi dört saat gözlerine bakıyorum
    en tatlı ortamlarda
    hep seni arıyorum
    seni unutmak lazım belki de
    biliyorum bunu
    ama lanet olsun, yapamıyorum
    çünkü, sen koşuyorsun
    bense yorulamıyorum.
  • 
Sayfa: önceki 6364656667
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.