Şimdi Ara

TÜRK OTOMOBİL ANLAYIŞI

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
92
Cevap
0
Favori
3.770
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Öncelikle merhaba,


    Daha önceki konumdan beni hatırlayanlarınız vardır (http://forum.donanimhaber.com/m_45604906/mpage_1/key_/tm.htm). Hatırlamayanlar için tekrar kendimi tanıtiyim. 15 yaşımdayım, bir anadolu liselinde sayısal bölümünde okuyorum.

    Bu konuyu açmaktaki amacım herkesin çevresinden gözlemlediği, tanık olduğu halkımızın arabalar ve araba piyasası hakkındaki düşüncelerini paylaşması. Örnekler verirken herhangi bir konudan alıntı yapabilir, resimler ekleyebilir ya da direk olarak anlatabilirsiniz.

    Ben kendi gözlemlerimi yazarak başlıyorum;




    - Fransızlardan uzak durma takıntısı. Fransız arabalarının(Citroen-Peugeout) dayanıksız, parasını hak etmeyen araçlar olarak düşünülmesi. Çoğu başlıkta görüyorum birisi örneğin Peugeout'un herhangi bir modelini tavsiye ediyor, yorumlarda mutlaka birisi 'hocam yapmayın, almayın o aracı Fransızlar sorunludur şöyledir böyledir' şeklinde açıklamalarda bulunuyor. Tamamen saçmalık.

    - Fabrika verileri konusuna gelirsek, 0-100 değerlerinin her zaman fazla olduğu düşünülür. Halk olarak fabrika verilerine değilde kol saatimizle ölçtüğümüz süreye inanırız. Ancak yakıt tüketimi konusundada hep düşük verildiğidir. Hiçbir zaman fabrikanın şehir içi tüketimi tutmaz, her zaman daha fazla çıkar. Bunları söyleyen kişiler kendi kullanım tarzlarını gözden geçirmeli bence.

    - Marka takıntıları. Halk olarak Alman araçlarına taparız. Genel olarak Volkswagen halkımız üzerinde sağlam, kaliteli, prestijli bir marka izlenimi yaratmıştır. Arabadan anlamayan birine aklına gelen lüks bir araç söyleyin dediğinizde kolayca 'Passat' cevabını alabilirsiniz (amacım volkswagen'i kötülemek değil). Almanların dışında sevmediğimiz, bize itici gelen markalarda vardır. Örneğin skoda. 2. eli olmayan, dandik bir marka gibi görülüyordu. Neyseki yeni çıkardıkları SuperB modeliyle bu imajı yavaş yavaş siliyorlar. Dediğim gibi marka takıntılarımız var bu takıntılar kafamıza yerleşmiş ve ön yargılara dönüşmüş.

    - Motor hacmi konusu. Bir kaç sene öncesine gidelim Volkswagen'in TSİ teknolojisi ile motor üretmediği yıllara. Sürekli bir motor hacmi takıntısı vardı örneğin; 1.4 motor yokuşta çekmez. 2.0 motor çok yakar. Halkımızın taptığı motor 1.6 motordur. Hele birde diesel olursa kimse ağzını bile açamazdı. Neyseki Volkswagen TSİ teknolojisi ile bu ön yargıyı yıkmayı başardı(ben öyle düşünüyorum).

    - 2. el konusu. Aracını satanlar için her zaman piyasadaki değerinin altına gider araba. Herkes ölü fiyat teklif eder alıcı çıkmaz. 2. el araç bakan kişiler ise tam tersini düşünür her zaman, araçlarını satan kişiler her zaman yüksek fiyattan satarlar, değerinden fazlasını isterler. Donanımhaner Otomobil Genel bölümünde yakın tarihlerde açılmış birisi 2. el araç alıcı, biriside 2. el satıcı olan konuları incelersek rahatça görebiliriz demek istediğimi.

    - Benzinli- dizel çekişmeleri. Bu çekişmeler her zaman tartışma konusu olmuştur. Her iki tarafta her zaman aynı şeyleri savunur.

    Benzinli kullanıcısı: Torkun fazla ama o torku hangi devirde aldığın önemli, 3.000 rpm'den sonra ölüyor sizin motorlar. Hem bakımlarınızda çok pahalı, turbosu bozuldumu bilmem kaç bin lira masrafı var.

    Dizel kullanıcısı : O kadar devir çeviriyosunuzda noluyo, boşu boşuna fazladan yakıt tüketiyosunuz. Ne kadar basarsam basıyim 6lt'yi geçmiyo tüketimim. Geçen araba full dolu dimdik bir yokuş çıkıyoruz araba banamısın demedi keçi gibi çıkıyor valla.

    Sürekli bir sonuca varılamayan anlamsız tartışmalar. Hangi motora sahipsek o motora tapıyoruz resmen. Millet sırf bu dizel-benzinli tartışmaları yüzünden birbirlerine küfür ediyor banlanıyorlar.


    - Pahalı bir araç alan birini gördüğümüzde 'kesin helal parayla almamıştır' denmesi. Bu mantığı anlayamıyorum şahsen. Bir insan neden 'helal parayla' lüks ve pahalı bir araca binemezki ?




    Benim aklıma gelenler şimdilik bunlar. Sizlerde yorumlarınızı katarak güzel, seviyeli tartışmalar yapabiliriz.




    Saygılarımla







  • fazla takılma bu konulara derslerine bak milletin ağzı torba değil isteyen istediği yönde tercihini kullanır yakıt ekonomisi isteyen dizel alır çok kilometre yapıyosa şayet
  • cevabın imzanda herkesin kendi hayatı
  • güzel tespitler
  • Boşver takma kafanı! Elbet seninde başına bir gün gelecek bu araba sevdası.
  • Bencede yerinde tespitler
  • Neyse birşey demiyorum..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi -Dominic- -- 23 Ocak 2011; 17:13:55 >
  • Hindular ineğe, Türkler VVV'ye tapıyor.
  • büyük bagaj her zaman iyidir pikniği var mangalı var yarın öbür gün yaylaya yazlığa gidilecek valizler dolacak vs

    e arkadaşım mitsubishi colt yapmış fiat panda yapmış
    ama niye "şehir içi" kullanım için
  • Adam burada çok da yanlış olmayan tespitler yapmış.

    Sadece 0-100 muhabbetini doğru bulmadım diyebilirim. Neyse olay o değil.

    Yazdıkları hakkında yorumlar yapacağınıza, dersini çalış ya da sonra düşünürsün gibi şeyler demişsiniz.

    Adamın hevesini kursağında bırakmayıp da, tespitine cevap verseniz daha iyi olmaz mı ?

    Bugün günlerden Pazar, kendisine tatil yani. Onun böyle yazılar yazmaya hakkı yok mu ki lafı ağzına tıkıyorsunuz ?

    '' Sen dersine çalış ''

    Sanki bu yollardan hiçbirimiz geçmedik.. Bırakın bu işleri..

    Yaşı ufak diye cevap vermeye bile tenezzül etmemişsiniz..
  • Çoğu doğru...
  • İlginç genelde otomobil forum yaşını büyük gösterip takındıkları tavırlardan kendini ele verenlere rastladığımız bir forum.. Sense yaşını yazmaktan çekinmemişsin..Zaten kendine güvendiğin yazdığın yazılardan belli oluyor..tebrik ederim..
    Konuya gelirsek tesbitlerin gerçekten güzel..Hepsine de aynen katılıyorum..
  • toplum psikolojisi herhalde, arkadaşın yorumundan sonraki ilk yorum nasihat verme içerikli olunca ondan sonra gelen yorumlarda bu yönde devam etmiş. İlk yorum adamakıllı bir cevap olsaydı belki sonrakiler daha ciddi yorumlar yazacaklardı. Benim öğrencilerim 10 yaşında oturup onlarla muhabbet ediyoruz, bütün sohbetlerimizde ders hakkında olmuyor. Arkadaş sadece forumda yazılanlardan birtakım çıkarımlarda bulunmuş o kadar.
  • Aracın fabrika verisi 0-100ü 11sndir ama bizim usta şöförler 9.7sn yaparlar (küsüratlı söyliyimde attığım anlaşılmasın hesabı)

    Aracın fabrika verisi 100kmde 9lt yakıt yakar ama bizim usta şöförler 8ltnin altında tüketirler.

    Buna rağmen bütün araçlar çok yakar. 1600cc araba şehir içi 10lt yakar, çok yakar derler. (ne yakacak, su yakacak değil ya benzin yakacak)

    Aracın kazadan bir parçası değiştiyse o araç para etmez, hatta bir daha iflah olmaz. Kaza yapınca arabanın tüm gövdesi etkilenir, biter o araba artık. Ama nedense rot balansta aracın simetrisinde bişey çıkmaz

    "0" km olan her araç ikinci el herhangi bir araçtan daha üstündür. "0" km Opel Astra 2005 model S serisinden her anlamda daha üstün bir araçtır.

    Çoğunluğun maalesef ilk ve tek kullandığı araba şuan sahip olduğu araç olduğundan normal tabi.

    100.000km den sonra aracın motoru biter, sırf motor mu? gövde, kaporta, elektrik aksam falan hepsinin ömrü 100.000kmdir.

    Bir aracın kmsi direksiyona, pedallara bakılarak anlaşılabilir. Çok aşınan çok km yapmıştır az aşınan az yapmıştır.

    Verim sadece lt başına alınan beygir demektir. Yakıt yakma, dayanıklılık, süreklilik falan dahil değildir buna.

    Vw premium bir markadır, daha az azıtanlarda var tabi, onlara görede orta sınıfla premium arasındadır. Ama kesinlike Avrupa Ford, Opel ayarında bir marka değildir.

    Araç gidiyor demek, gaza basınca biraz olsun gitmesinden ibarettir. Performanslı olması için bu yeterlidir.

    Herkesin kendi aracı en iyisidir.




  • arkadaşın böyle bir konu açması hoşuma gitti. benim de bir iki diyeceğim var.

    geri kalmış ülkelerde yaşam sadece tüketime dayanır. üretmek senin için ikinci plandadır. ibr başkası için çalışırsın ve kazandığın parayı ihtiyacın olmayan şeylere yatırırsın. yoksa bu SİSTEM çöker.

    örnek olarak

    bundan yaklaşık 8-9 sene önce cebimize MMS özellikli cep telefonları girdi ve hepimiz hurra diyerek aldık birer tane. şimdi geriye dönün ve düşünün, muhtemelen bir çoğunuzun MMS özellikli telefonu vardır. aldığınız günden beri kaç MMS attınız?

    araba alırken plaza'da parası bol olanların ilk sorusu şu oluyor : "Bu arabanın full versiyonu ne kadar?". dikkatinizi çekerim full versiyonunun özelliklerini değil, fiyatını soruyor. neden? aldıktan sonra tanıdığa arabayı tanıtırken "Full+Full" diye tanıtacak. halbuki Cruse Control düğmesinin hangisi olduğuna uzun bir süre ihtiyacı olmayacak, veya Dijital Klima kafasını karıştıracak.

    geçen gün yanımda olan olayı anlatayım : bir adam geldi VW bayisine, Passat CC bakıyordu ve almaya kararlıydı. adam illa Dizel olsun diye tutturdu. halbuki benzinlisi ile arada 20 küsür milyar fark vardı ve üstelik benzinli motor çok daha performanslıydı. yani o arkadaş km'de 15-16 kuruş daha az yakması için 20 küsür milyarı gözden çıkarmış. sanıyorum o farkı telafi edebilmesi için en az 200bin km yol gitmesi gerekir. tabi bu bir tercih meselesidir ama benim fikrim çok yanlış bir hareket. şimdi buldum fiyatları aşağıda yazıyorum :

    benzinli : CC 1.8 TSI 160 PS 39.300 EUR + 1.063,50 TL**

    dizel : CC 2.0 TDI 140 PS Tiptr. DSG 50.900 EUR + 1.415,50 TL** arada DSG farkı var, karar sizin.


    çevremizde buna benzer bir çok örnek görebiliriz. biraz dikkatli bakın. yarın, sadece şehir içinde markete gitmek için Volvo S40 alan emekli komşunuza selam verin. havası olsun diye ailesini maddi olarak zorlayıp iPhone'un telefon olanlarından alan üniversite öğrencisi yeğeninize bir çay ısmarlayın.

    ha, varsa buna benzer örnekleriniz, lütfen paylaşın, kapitalizmin insanları nasıl yönlerdiklerini bir görelim de daha mantıklı kararlar almaya çalışalım.




  • git dersine çalış! yazılan o kadar şeye en güzel cevap bu olabilir heralde

    adam 15 yaşında ama çoğumuzdan daha iyi bir türkçeyle gayet güzel konuyu özetlemiş!

    ayrıca çok güzel tespitlerde bulunmuş
  • quote:

    Orijinalden alıntı: bekozim123


    Öncelikle merhaba,


    Daha önceki konumdan beni hatırlayanlarınız vardır (http://forum.donanimhaber.com/m_45604906/mpage_1/key_/tm.htm). Hatırlamayanlar için tekrar kendimi tanıtiyim. 15 yaşımdayım, bir anadolu liselinde sayısal bölümünde okuyorum.

    Bu konuyu açmaktaki amacım herkesin çevresinden gözlemlediği, tanık olduğu halkımızın arabalar ve araba piyasası hakkındaki düşüncelerini paylaşması. Örnekler verirken herhangi bir konudan alıntı yapabilir, resimler ekleyebilir ya da direk olarak anlatabilirsiniz.

    Ben kendi gözlemlerimi yazarak başlıyorum;




    - Fransızlardan uzak durma takıntısı. Fransız arabalarının(Citroen-Peugeout) dayanıksız, parasını hak etmeyen araçlar olarak düşünülmesi. Çoğu başlıkta görüyorum birisi örneğin Peugeout'un herhangi bir modelini tavsiye ediyor, yorumlarda mutlaka birisi 'hocam yapmayın, almayın o aracı Fransızlar sorunludur şöyledir böyledir' şeklinde açıklamalarda bulunuyor. Tamamen saçmalık.

    - Fabrika verileri konusuna gelirsek, 0-100 değerlerinin her zaman fazla olduğu düşünülür. Halk olarak fabrika verilerine değilde kol saatimizle ölçtüğümüz süreye inanırız. Ancak yakıt tüketimi konusundada hep düşük verildiğidir. Hiçbir zaman fabrikanın şehir içi tüketimi tutmaz, her zaman daha fazla çıkar. Bunları söyleyen kişiler kendi kullanım tarzlarını gözden geçirmeli bence.

    - Marka takıntıları. Halk olarak Alman araçlarına taparız. Genel olarak Volkswagen halkımız üzerinde sağlam, kaliteli, prestijli bir marka izlenimi yaratmıştır. Arabadan anlamayan birine aklına gelen lüks bir araç söyleyin dediğinizde kolayca 'Passat' cevabını alabilirsiniz (amacım volkswagen'i kötülemek değil). Almanların dışında sevmediğimiz, bize itici gelen markalarda vardır. Örneğin skoda. 2. eli olmayan, dandik bir marka gibi görülüyordu. Neyseki yeni çıkardıkları SuperB modeliyle bu imajı yavaş yavaş siliyorlar. Dediğim gibi marka takıntılarımız var bu takıntılar kafamıza yerleşmiş ve ön yargılara dönüşmüş.

    - Motor hacmi konusu. Bir kaç sene öncesine gidelim Volkswagen'in TSİ teknolojisi ile motor üretmediği yıllara. Sürekli bir motor hacmi takıntısı vardı örneğin; 1.4 motor yokuşta çekmez. 2.0 motor çok yakar. Halkımızın taptığı motor 1.6 motordur. Hele birde diesel olursa kimse ağzını bile açamazdı. Neyseki Volkswagen TSİ teknolojisi ile bu ön yargıyı yıkmayı başardı(ben öyle düşünüyorum).

    - 2. el konusu. Aracını satanlar için her zaman piyasadaki değerinin altına gider araba. Herkes ölü fiyat teklif eder alıcı çıkmaz. 2. el araç bakan kişiler ise tam tersini düşünür her zaman, araçlarını satan kişiler her zaman yüksek fiyattan satarlar, değerinden fazlasını isterler. Donanımhaner Otomobil Genel bölümünde yakın tarihlerde açılmış birisi 2. el araç alıcı, biriside 2. el satıcı olan konuları incelersek rahatça görebiliriz demek istediğimi.

    - Benzinli- dizel çekişmeleri. Bu çekişmeler her zaman tartışma konusu olmuştur. Her iki tarafta her zaman aynı şeyleri savunur.

    Benzinli kullanıcısı: Torkun fazla ama o torku hangi devirde aldığın önemli, 3.000 rpm'den sonra ölüyor sizin motorlar. Hem bakımlarınızda çok pahalı, turbosu bozuldumu bilmem kaç bin lira masrafı var.

    Dizel kullanıcısı : O kadar devir çeviriyosunuzda noluyo, boşu boşuna fazladan yakıt tüketiyosunuz. Ne kadar basarsam basıyim 6lt'yi geçmiyo tüketimim. Geçen araba full dolu dimdik bir yokuş çıkıyoruz araba banamısın demedi keçi gibi çıkıyor valla.

    Sürekli bir sonuca varılamayan anlamsız tartışmalar. Hangi motora sahipsek o motora tapıyoruz resmen. Millet sırf bu dizel-benzinli tartışmaları yüzünden birbirlerine küfür ediyor banlanıyorlar.


    - Pahalı bir araç alan birini gördüğümüzde 'kesin helal parayla almamıştır' denmesi. Bu mantığı anlayamıyorum şahsen. Bir insan neden 'helal parayla' lüks ve pahalı bir araca binemezki ?




    Benim aklıma gelenler şimdilik bunlar. Sizlerde yorumlarınızı katarak güzel, seviyeli tartışmalar yapabiliriz.




    Saygılarımla





    Açık konuşalım , bizim milletimiz '' OTOMOBİL '' konusunda kendisini profesyonel gören bir toplum. Yeniliklere her zaman açık olmak lazım , belli başlı araçlar forumda tartışılıyor ( Corolla , Focus , Astra ve Golf gibi...)
    Bundan bir kaç sene önce değer görmez Hyundai bile Accent Era modeli ile sınıfında çoğu insan tarafından takdir toplamış bir araçtır mesela... Önyargılarımız bizim görünmeyen duvarlarımız ve bunları yıkmamız lazım.

    NOT : VW için durum farklı bunun şimdiden belirtim. İkinci elde minimum değerde değer kaybetmesi ve çok kısa bir sürede satılması VW'yi başlı başına ön plana çıkaran bir unsur.




  • @rapursuit

    Burası bir forum isteyen istediği konuda konu açabilir kimse karışamaz(tabiki kurallar çerçevesinde). Eğer sizin bana derslerine bak takılma bu konulara deme hakkınız varsa benimde size 'böyle konulara takılmayın işinize gücünüze bakın' deme hakkım vardır. Bende aynen öyle diyorum

    @eylülnisaeyvaz

    Ben zaten kendi düşüncelerimi belirtmek istedim katılmak veya katılmamak size kalmış.

    @boodvenst

    İnşallah benimde bir gün arabam olucak ancak yukarıda anlattığım gibi tapmam cansız bir varlık olan arabaya.

    @ecan50

    Düşüncelerime katıldığınız için teşekkür ederim.

    @-Dominic-

    Sanırım bir yazı yazdınız ve sonra sildiniz. Bence tekrar yazın seviyeli bir şekilde tartışalım.

    @aero1

    Güzel tespitler

    @Bergspyder

    Gerçektende ilk iki yorumdan sonra hevesim kaçmıştı. Destek verdiğiniz için çok teşekkür ederim. Bir çok kişi gibi yaşımı saklamak yerine başta belirttim ancak sanki küçük biri bu forumda konu açamaz hiçbir şey yazamaz gibi anlamlar çıkarıyorlar. Bana destek olacaklarına, abilik yapacaklarına beni küçümsüyorlar cevap biler vermiyorlar. Tekrar teşekkür ederim.

    @newmonarch

    Düşüncelerime katıldığınız için teşekkür ederim.

    @x15

    Değerli düşünceleriniz ve bana katıldığınız için teşekkür ederim.

    @mcroses

    Akıl yaşta değil baştadır zaten...

    @PAXMAHNHOB

    Güzel tespitler


    @asdfg112

    Kapitalizm . Gerçekten çok doğru güzel açıklamışsınız. Herkesi yöneten 3-5 büyük firma, vergilerle halkı soyan devlet, üretime değil tüketime dayalı bir sistem...




  • quote:

    Orijinalden alıntı: boraycan

    git dersine çalış! yazılan o kadar şeye en güzel cevap bu olabilir heralde

    adam 15 yaşında ama çoğumuzdan daha iyi bir türkçeyle gayet güzel konuyu özetlemiş!

    ayrıca çok güzel tespitlerde bulunmuş



    Değerli düşünceleriniz için çok teşekkür ederim
  • Tespitlerin geneli doğru :)
  • 
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.