Şimdi Ara

“Nuh Mescidi’nin Cudi Dağı’ndaki yeri Google Earth’da bulundu!

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
6
Cevap
0
Favori
15.737
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • .
    Cudi Dağı’nda bulunan Nuh Mescidi’nin yerini,
    Çok uzun süre devam eden araştırmalarım sonunda Google Earth’da nihayet buldum!
    Diğer adlarıyla:
    “Nuh’un Gemisi Mabedi”,
    “Nuh Mescidi”
    “ Noah's Ark Monastery;
    Ya da “Nuh Manastırı”-Noah's Monastery, ,
    Yahut Yöredeki adıyla “Sefinet Nebi Nuh”-Nuh Nebi Sefinesi(Nuh Nebi Gemisi’nin yeri)

     “Nuh Mescidi’nin Cudi Dağı’ndaki yeri Google Earth’da bulundu!


    Gılgameş’in 12 nci Tabletinde “Nissir”; Kur’ân Hud:44 ‘de “Cudi” olarak belirtilen dağ bu dağdır.
    Rivayete göre Nuh’un Gemisi, burada karaya çıkmıştı.
    Sonra burada bir mabed inşa edildi.
    İşte geçmiş topiklerimizde bu yüzyılın başında fotoğrafı çekilen o mabed noktası burasıdır.
    Yörede “sefine=gemi” olarak adlandırılıyor.
    Yakınında ayrıca “Cebrail kapısı” denilen bir geçit var…

    Google Earth’da çok uzun zamandan beri bu arama çalışmasını yapmaktaydım.
    Çünkü mescidin-mabedin yerini kabaca tahmin edebiliyordum.
    Ancak yerini tam belirlemek Temmuz 2008 ‘de nasip oldu.
    Çevresinde askerlerin eliyle yapılmış küçük küçük mevzi-wc-gözetleme yerleri seçiliyor.
    Büyük oranda harabeye dönmüş.
    Bir asker arkadaş, asker iken evresinde çok kaldığını ama değerini bilemediklerini söyledi.

    08 TEMMUZ 2008’den beri de earth’da bu noktaya bir panoramio fotoğrafı yerleştirdim.
    Bu fotoğraf, daha önceki Nuh’un Gemisi konulu topikte verilmiş olup Gertrude BELL’e aitti.

    Bakınız:
    "Nuhun Gemisi konusuna önemli bir fotoğraf eklendi":

    http://forum.donanimhaber.com/m_5455952/mpage_1/key_/tm.htm

    Elime çok uzaktan çekilen yeni bir fotoğrafı 17 ARALIK 2008’de geçti.
    Onu da işte aşağıda sunuyorum ancak güvenlik sebepleriyle daha yakına gidilemiyor.
    Bu yüzden tepedeki harabe detay vermiyor.
    Gönderen arkadaşa da sonsuz teşekkürler ve şükranlarımı sunuyorum.

     “Nuh Mescidi’nin Cudi Dağı’ndaki yeri Google Earth’da bulundu!



    Ama keşke elimizde yakın plandan çekilmiş yeni fotoğrafı geçse de yerleştirsek Bell’in eskisi yerine.
    Bu hususta Yardımcı olmaya çalışan insanlar var,
    Yeni bir fotoğraf gelirse panoramio’ya onu yerleştireceğiz inşallah.
    Şimdiden İncil dernekleri sorular sormaya başladılar bile!

    Gertrude BELL’in bu mescidin 1909’daki haline ilişkin o fotoğrafı:

     “Nuh Mescidi’nin Cudi Dağı’ndaki yeri Google Earth’da bulundu!


    Burası, Kur'ân-ı Kerim Hud:44'de, Nuh(a.s.)'un Gemisi'nin durduğu buyurulan Cudi Dağı'ndaki tepede inşa edilen "Nuh Mabedi"dir.
    Ceziret İbn Ömer (=bugünkü Cizre İlçesi) karşısındaki Cudi Dağında,
    1999 metrede bulunan ve halk arasında adına "Sefine"(=Gemi)denilen küçük düzlüğün şimdiki hali uzaydan görünüşe göre şimdi böyledir.
    Burada hayat sürmek mümkündür.
    Çünkü Gertrude BELL, Tepede çiçekler yetiştiğini söylemişti.
    Yani Ağrı Dağı gibi tepesi buzul filan değil. Buzul üzerinde zaten yaşam olmaz.
    Zaten geminin Ağrı’da değil burada durduğuna önemli bir delil de bu yaşam hususudur.
    O yüzden Nuh’un Gemisi konusunda Ağrı; Cudi ile yarışamaz.
    Burası, bilinmeyen bir tarihten beri her yılın Temmuz ayının başında
    Tüm semavi dinlere mensup insanlarca kutsanarak ziyaret edilir ve aşure yapılır(dı).
    Çünkü aşure günü tufanın bittiği, suların çekildiği rivayet edilir…
    Şu günlerde de aşureyi bir daha idrak ettik, kutlu olsun…

    Nitekim hristiyanlarca buraya Noahs Monastery=Nuh Manastırı denilmektedir.
    Ancak Yahudilerce de kutsanmaktadır ki yüzyılın ortalarına kadar da Yahudilerce de ziyaret edilirdi.
    Yahudiler, Cudi’nin güneyindeki Nusaybin ovasında Sam’a izafe edilen bir mezarı halâ ziyaret ediyorlar.
    Cizre’de de Nuh Peygambere izafe edilen uzun bir mezar var.
    Nitekim Nuh herkes tarafından Adem’den sonra İkinci Baba olarak anılıyor.
    Şimdi buraya çıkmak, siviller açısından mümkün değildir.
    O yüzden yakın zaman fotoğraflarını elde etmek zor.
    Dileğimiz ülkemizin âsayiş sorunları çözüldüğünde ziyaretlere ve bilimsel araştırmalara müsait hale gelmesidir.

    Aşağıdaki linkte donanm Haber Kültür Bilim'de binlerce arkadaş bu yazı dizisine katıldı ve okudunuz.
    Bakınız:
    "Nuhun Gemisi Cudi Dağı'nda durmuştur"
    http://forum.donanimhaber.com/m_2869291/mpage_1/key_/tm.htm

    Bu vesile ile
    Ülkemizin tarihi ve kültürel yönüne Önemli bir çalışma ile bir daha vurgu yaptığımız için sevinçliyiz.
    Selam ve saygılarımla…
    @was
    .
    Not:
    1-@Ferfecir,
    Geçmişte size önemli bir ek yapacağımızı söylemiştim,
    İşte bu idi, bunu kıvançla Google Earth topiğinize ekleyebilirsiniz.
    Sevgiler…
    2-www.a..t..com”daki yazılarımdan derlenmiştir.

    Av Adnan TÜZÜN



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi was -- 17 Mayıs 2009; 23:51:56 >



  • gılgamışın 12. tableti okunamamıştır diye hatırlıyorum

    en son gılgamışın hayvanı rüyasında öldüğünü görüyordu efsanede ve tabletler orda kesiliyordu
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Can !

    gılgamışın 12. tableti okunamamıştır diye hatırlıyorum

    en son gılgamışın hayvanı rüyasında öldüğünü görüyordu efsanede ve tabletler orda kesiliyordu



    Evet, XI nci tablet olacaktı:

    TABLET XI
    Gilgamis ona, uzaktaki Utnapistim'e dedi:
    "Utnapistim, sana bakiyorum, bicimin baska degil; benim gibisin.
    Evet, benden ayri degilsin, benim gibisin!

    Utnapistim ona, Gilgamis'a dedi:

    " Gilgamis, sana gizli bir sey acayim. Tanrilarin gizini soyleyeyim:
    Surippak , senin bildigin bir kent, Firat'in kiyisindadir.
    Bu kent cok eskiden varken, tanrilar bu kentin yanindaydilar.
    Tanrilarin aklina bir tufan yapmak geldi.
    ………………..
    Surippakli Ubar-Tutu'nun oglu , evi sök! Bir gemi yap. Serveti birak.
    Yaşamı ara! Mülkten nefret et! Canini kurtar! Canli yaratiklarin
    her turunden geminin icine yukle. Yapacagin geminin her yani
    uyumlu bir olcude olsun. Onun eni ve boyu bir olcude olsun.
    Yagmura karsi onun her yanina bir çatı kur."

    Ben, bunu anlar anlamaz Ea'ya, efendime dedim:
    " Iyi, anlasildi efendim. Simdi bana ne dedinse iyi dikkat ettim.
    Ben yapacagim. Fakat, kent halki ve yaslilar sorarsa ne diyeyim? "

    Halk cevresine toplandi.
    (Bundan sonraki 4 satirda yaslilarin ve genclerin
    gemiye gerekli gereçleri tasidiklari anlatilmaktadir.)

    Kucuk yavrular bile gemi icin zift tasiyorlardi.
    Guclu erkekler gemiye yedek kereste getiriyorlardi.
    Besinci gunde geminin kaburgasini olusturdum.
    Geminin temeli (omurgasi) bir iku genisligindeydi.
    Kenarlari (kupestesi) iki kez on kamis yuksekligindeydi.
    Ust guvertesi de alt guverteye tumuyle esitti. Bunun da her yani,
    iki kez on kamis uzunlugundaydi. Bundan sonra geminin dis yuzunu (bordasini)
    hazirladim ve onlari boyadim. Gemiyi alti katli yaptim.
    Geminin alt ve ust guvertelerini yedi bolume ayirdim, ambarini da dokuza boldum.
    Ortasina da su kaziklari caktim . Guzel kurek sectim.
    Ve geminin yedeklerini ambara koydum. Eritmek icin kazana 21600 ...... zift doktum .
    Bunun yarisini saf zift olarak gemiye sakladim. Tekneciler,
    gemiye 10800 sirlik getirdiler. Bunun ucte biri peksimet kizartmak icin harcandi;
    ucte ikisini de gemici sakladi. Iscilere cok sigir kestim.
    Ve her gun koyun bogazladim. Ustalara, irmak suyu gibi bira, raki, sirlik ve sarap akitildi.
    Bunlar, Nevruz bayramina benzer bir bayram kutladilar.
    Ustayi yaglamak icin kendi elimi de bulastirdim. Gemi yedinci gunde tamam oldu.
    Gemiyi kizaktan indirmek guc oldu. Cunku, geminin
    ucte ikisi suya girinceye dek, onu, kizak uzerinde asagidan
    ve yukaridan itmek zorunlugu vardi.
    Elime gecen her seyi icine yukledim. Elime gecen her gümüşü
    icine yukledim. Elime gecen her altini icine yukledim.
    Butun soyumu, sopumu ve kavmimi gemiye bindirdim.
    Yazinin yabanil, yazinin evcil hayvanlarini ve butun ustalari gemiye aldim.
    Samas, bana bir sure verdi: bulutlari guden, aksamleyin
    bir bugday yagmuru yagdiracak diye. O zaman gemiye bin
    ve kapini (lumbar agzi) kapa diye. Bu sure yaklasti: bulutlari
    güden, aksamleyin bugday yagmurunu yagdiriyordu.
    Ben havanin yuzune baktim. Hava, bakilmayacak kadar korkunctu.
    Ben geminin icine bindim ve kapimi kapadim.
    Gemici Pusur-Amurri'ye, gemiyi yaptigindan dolayi,
    sarayı her seyiyle teslim ettim. Artik gokten kara bulutlar yukseldi.
    Bulutlarin icinde Adad gurledi. Sullat ve Hanis ,
    tanrilarin kafilesini cekiyorlardi. Saray ululari,
    bunlarin pesi sira daglari ve ovalari asiyorlardi.
    Buyuk Ira , butun bentlerin kaziklarini cekti.
    Ninurta da ilerleyip buyuk havuzun sularini bosandirdi.
    Anunnaki tanrilari, mesaleleri yukari kaldiriyorlardi.
    Tanrilarin sactiklari isin, ulkeyi kizila boguyordu.
    Firtina tanrisinin sactigi yalim, gokyuzunu yaliyordu.
    Butun gunesin isiklarini kararttilar. Buyuk firtina,
    ulkeyi bir canak gibi parcaladi. Bir gun karayel esip
    hepsini sildi supurdu. Sonra birdenbire poyraz esip
    ulkenin altini ustune getirdi. Ruzgarlar insanlarin tepesinde
    savas edercesine carpistilar. Kimse kimseyi göremiyordu.
    Ve gökten bakilinca insanlar taninmiyordu
    ...................................
    Fırtına ve tufan, alti gun, yedi geceyi gecti. Firtina yurdu silip supuruyordu.
    Artik yedinci gun gelince tufan firtinasi savasimi durdurdu.
    nceden dalgalari bir ordu gibi birbiriyle savasan deniz, simdi dinginlesti.
    Kotu ruzgar dindi ve tufan sona erdi. Havaya baktigim zaman ortalikta
    sessizlik vardi. Ve butun insanlik camur olmustu. Suyun bastigi yuzey, dumduzdu.
    Bunun uzerine hava deligini actigim zaman, gunesin sicagi
    burnumun kanatlarina vurdu. Diz cokup oturdum ve agladim.
    Gozyaslarim burnumun kanatlarindan akiyordu. Sonra ufuklara bakarak d
    enizin kiyisini aradim. Her yana on iki kez on iki defa bakinca denizden bir ada yukseldi.
    Sonunda gemi Nissir dagina oturdu. Nissir dagi gemiyi tutup onu sallanmaya birakmadi.
    Birinci gun, ikinci gun Nissir dagi gemiyi tuttu ve onu sallanmaya birakmadi.
    Ucuncu gun, dorduncu gun, Nissir dagi gemiyi tuttu ve onu sallanmaya birakmadi.
    Besinci ve altinci gun Nissir Dagi gemiyi tuttu ve onu sallanmaya birakmadi.
    Yedinci gun gelince, disari bir guvercin cikarip ucurdum. Guvercin gitti, geldi.
    Onca konacak bir yer belli olmayinca geri dondu. Disari bir kirlangic cikarip ucurdum.
    Kirlangic gitti, geldi. Onca konacak bir yer belli olmayinca geri dondu.
    Disari bir karga cikarip ucurdum. Karga gidip bir keliyi gagaladi.
    Bundan sonra dort ruzgar yonune her seyi disari saliverip bir kurban kestim.
    Dagin tepesinde bir tütsü sungu hazirladim. Artik yedi ve nice yedi sungu kupleri
    yerlestirdim. Bu kuplerin taslarina guzel kokulu kamis, katran sakizi, ve
    mersin kokusu (myrte) doktum.
    Ea, konusmak icin agzini acti ve Enlil'e, yigite dedi:
    Enlil, geminin icine binip elimden tuttu ve beni karaya cikardi.
    Kadinimi da cikarip yaninda diz cokturdu. Alinlarimizi elledi ve aramizda durarak bizi kutladi.
    ...
    (Teşekkürler @Can !)
  • Önemli değil

    Dipnot : Utnapiştim = ( Hz.Nuh )
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Can !

    Önemli değil

    Dipnot : Utnapiştim = ( Hz.Nuh )


    Doğru.

    Nuh adı, Sami dillerinde kullanilir.
    Gılgamış metninde, Nuh adı yerine Utnapistim denmektedir.
    Gerek Nuh'un, gerekse Utnapistim'in sozluk anlamlari belli degildir.
    Sumerler ise Nuh Peygambere, ZI-UD-SUDDA diyorlardi.
    Bu addaki 'ZI', 'yasam, can, ruh' demektir;
    'UD', 'zaman', 'SUDDA' da, 'uzun' anlamina gelir.
    Bu uc sozcukten olusan ad, 'uzun Ömürlü' demektir.
    Nitekim Kur'ân, Nuh (A.S.) un 950 sene yaşadığını rivayet eder.
    .
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.