Şimdi Ara

Anadolu Parsı, Çizgili Sırtlan ve yeni eklenen Anadolu Yaban Koyunu!!!

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
89
Cevap
1
Favori
32.771
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Okumaya üşenen arkadaşlar yeşil çizgi çektiğim bölüme kadar okurlarsa kafidir



    Anadolu leoparı (Panthera pardus tulliana), leopar alt türündeki büyük kedilerin Anadolu’daki nesli tükenmeden önce son temsilcilerindendi.

    Özellikleri

    Boyu 200-250 cm, ağırlığı dişilerde 35-50 kg, erkeklerde 45-70 kg civarındaydı. Yaklaşık ömrü 20 yıldı. Çok çevik olan Anadolu parsı, etoburdur ve geyik, yaban keçisi, yaban domuzu, küçük memeliler ile kuşlar gibi birçok hayvan avını oluşturur. Anadolu parsı Doğu Akdeniz ve Doğu Anadolu bölgelerinde, daha çok ormanlık ve dağlık alanlarda yaşamıştır. Doğal yaşam alanları ve av kaynaklarının azalması leoparları insanların yaşadığı yerlere yönlendirmiş ve bu da genellikle vurularak ya da zehirlenerek öldürülmelerine yol açmıştır.

    Anadolu leoparı ile ilgili son resmi kayıt 17 Ocak 1974 tarihinde Beypazarı ilçesinin 5 km batısında bulunan Bağözü köyünden bir kadına saldırması sonrasında vurularak öldürülmesi nedeniyle gerçekleşti. 2001 yılında Doğu Akdeniz bölgesi Dandi mevkiinde ve Doğu Karadeniz bölgesi Müsikli deresinde, 2004 yılında da Doğu Karadeniz bölgesi Pokut Yaylası'nda görüldüğü iddia edilmiştir. Ancak bu alt türün doğal yaşam alanları bilindiğinden bu kaydın bilimsel değeri yoktur ve muhtemelen bir vaşak ile ilgili olan bu gözlemi, Anadolu lepoarı olarak lanse etmek muhtmelen sadece "iyi niyetli" bir spekülasyondan ibarettir.

    Ayrıca 2006 yılında Mersin'deki kayacı vadisi ormanlık alanında kameralar tarafından bir anadolu parsı tespit edildiği iddia edilmiş, ancak bu görüntüler de kamuoyu ile paylaşılmamıştır.

    Tüm bu iddiaların doğa koruma örgütlerince bu türe yönelik kamuoyu ilgisini maddi desteğe tahvil etmek için kurgulandığı iddiası da, farklı çevrelerce dile getirilmektedir.

    20. yüzyılın sonlarını görebilmiş son bir kaç bireyin, soylarını devam ettirebilecek gen havuzuna sahip olmadıkları ve 21. yüzyıla ulaşamadıkları kesinleşmiş gibidir. Doğu toroslarda kalmış olabileceği varasayılan son 10-11 bireyle ilgili herhangi bir iz bulunamamıştır.

    Anadolu leoparının varlığını kanıtlamak için doğa gönüllülerinin çabaları aralıksız sürmektedir. Resmi olmayan kayıtlara göre Mersin çevresi en son görüldüğü yerlerdir. Ayrıca Dilek Yarımadası Milli Parkı Anadolu leoparını milli park içinde korunan hayvanlar arasında göstermektedir.Bazı bilim adamları Anadolu leoparının hala varlığını sürdürdüğünü ama gelecek için yeterli popülasyonunun olmadığını söylemektedirler.


    Dokümanlar


    Anadolu leoparına ilk bilimsel ismi olan Fellis tulianayı Fransız Zoolog M.A.Valenciennes 1856 yılında vermiştir. Valenciennes'e bu ismi panter ile ilgili ilk tarihi kayıtları biraraya getiren Romalı Macus Tullius Cicero'ya atıfla vermiştir.

    Dr. Hans Kumerloeve Türk Biologi Dergisinin 1956 tarihli, 6. cildi, 4.sayısında Anadolu leoparı ile ilgili bilimsel makalesi bu canlı hakkında değerli bilgiler vermektedir.

    Tür büyük olasılıkla aşırı avlanma sonucu yok olmuştur. Mantolu Hasan adındaki yerel avcının tek başına en az 15 tane Anadolu leoparını vurduğu bilinmektedir.

    Anadolu leoparının Türkiye sınırları dahilinde herhangi bir şekilde avlanması, 22000 YTL para cezasından başlayan yaptırımların yolunu açmaktadır.


     Anadolu Parsı, Çizgili Sırtlan ve yeni eklenen Anadolu Yaban Koyunu!!!
    ,
    17 Ocak 1974'te Beypazarı'nda öldürülen Anadolu parsıyla ilgili Hürriyet gazetesi haberi, o dönemde kamuoyunun bu canlılara bakış açısını da yansıtıyordu. (22 Ocak 1974)


     Anadolu Parsı, Çizgili Sırtlan ve yeni eklenen Anadolu Yaban Koyunu!!!

    Anadolu leoparı'nın anısı için basılan gümüş lira


    Yazının kaynağı:http://tr.wikipedia.org/wiki/Anadolu_pars%C4%B1

    -------------------------------------------------------------------------------

    Aşağıdaki linkteki fotoğrafları izinsiz herhangi bir yerde yayımlamak yasak olduğundan resimleri direkt olarak buraya ekleyemiyorum.Fotoğrafları çeken kişiye mail attım.İzni durumunda resimleri konuya ekleyeceğim:

    http://www.freewebs.com/anatolianleopard/photos.htm

    Link hakkında bilgi : Ekim 2007'de Anadolu parsı arama grubunda olan Leo Goudzwaard tarafından Türkiye'de çekilmiş pati izlerinin resimleri."leopard footprints" başlığına kadar olan kısım Türkiye'de çekilmiş izlere ait.Sonrasından "footprints 2004"e kadar olan kısım Gürcistan ve Afrika'da çekilmiş leopar ayak izlerine ait."footprints 2004" sonrasındaki yazıda Cemal Gülaş'ın 2004 senesinde parsı aramaya çıktığında çektiği pati izlerinin detayları anlatılıyor. (Hatırlatma: Cemal Gülaş çok net olmasa da parsı görüntülemeyi başarmıştı).Son 4 resimde içinde kemik parçaları olan taze dışkılara ait.Dışkıların boyutları leoparların boyutlarıyla uyuşuyor.

    -----------------------------------------------------------------------------
    -----------------------------------------------------------------------------
    -----------------------------------------------------------------------------
    -----------------------------------------------------------------------------


    Bilinen son parslar:

    Anadolu Panteri (Panthera Pardus Tulliana), Anadolu’nun en eski sakinlerinden biridir.


    Anadolu Panteri (Panthera Pardus Tulliana), Anadolu’nun en eski sakinlerinden biridir. Anadolu Parsı olarak da adlandırılır. 9000 yıl önceye tarihlenen kazılarda ortaya çıkarılan Hitit kabartmalarında görünmektedir. 9000 yıl öncesine tarihlenen Çatalhöyük kazılarında bulunan bir kadın heykelinin iki yanında Anadolu Panteri görülür. Bilimsel ismi, onunla ilgili ilk bilgileri derleyen Marcus Tullius Cicero’ya ithafen Panthera Pardus Tulliana olarak konmuştur. Sonuncuları 1972’de Ağrı ve Eskişehir Çatacık’ta görülmüştür. Mantolu Hasan adıyla tanınan bir kişi, sonuncuların yok olmasında büyük rol oynamış, öldürdüğü Anadolu Partenlerinden manto yaparak giymiştir. 1970’te Kars Karakale Köyü’nde, yine aynı yıl Hakkari’nin Uludere ilçesinde öldürülmüştür. 1967’de Bolu Seben’de öldürülmüş, sonuncusu 1974’te Beypazarı’nda Bağözü Köyü’nde Havva Köksal adlı bir kadının kolunu ısırmış, sonra düzenlenen sürek avında yakalanıp öldürülmüştür. Bu, onun son görülüşüdür.


    ---------------------------------------------------------------------------------


    KAÇKARLARDA ANADOLU PARSI VAR!
    Anadolu Parsı'nın Kaçkarlar'ı da içine alan büyük bir alanda barındığı iddia edildi
    28 Ekim 2006 Cumartesi 07:55
    - KTÜ ORMAN FAKÜLTESİ YABAN HAYATI UZMANI DR. ŞAĞDAN BAŞKAYA:
    - "ANADOLU PARSI ÜLKEMİZDE BAZILARINA GÖRE YOK OLDUĞU İDDİA EDİLEN, BAZILARINA GÖRE İSE YAŞAYABİLİR POPÜLASYONA SAHİP OLMADIĞI BELİRTİLEN YIRTICI BİR KEDİ TÜRÜDÜR"
    - "PARS BÖLGEDE SADECE KAÇKAR DAĞLARI'NDA DEĞİL KAÇKARLAR'I DA İÇİNE ALAN ÇOK DAHA BÜYÜK BİR ALANDA YAŞIYOR"

    Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Orman Fakültesi Yaban Hayatı Uzmanı Dr. Şağdan Başkaya, kamuoyunda "Kaçkarlar'da yaşıyor" denilen Anadolu Parsı'nın Kaçkarlar'ı da içine alan büyük bir alanda barındığını iddia etti.

    Doğu Karadeniz Bölgesi'nde özellikle 1990 yılından sonra pars görüldüğüne ilişkin ortaya atılan iddiaların doğruluğunu araştırmak amacıyla araştırmalar yaptığını belirten Dr. Başkaya, 1993 yılında başladığı arazi çalışmaları sonucunda ilk bulgulara 1995 yılında ulaştığını ifade etti. Anadolu Parsı ile ilgili ilk bilimsel tanımlamanın, Fransız Zoolog Valenciennes tarafından 1856 yılında yapıldığını belirten Dr. Başkaya, "Valenciennes, Anadolu'da pars ile ilgili ilk tarihi bilgileri sağlayan Kilikya'nın Romalı Valisi Marcus Tullius Cicero'nun anısına bu hayvanı Felis tulliana olarak adlandırmıştır. Ancak, Anadolu'da pars ile ilgili bilgilerin kaynağı bundan çok daha eskilere uzanmaktadır. Parsın Anadolu'daki varlığı ile ilgili en eski gösterge, Konya yakınlarındaki Çatal Höyük'te bulunan ve M.Ö. yaklaşık 6000 yıllarına ait duvar resimleridir. Bundan daha yeni olan bir diğer tarihi gösterge ise Büyük İskender'in M.Ö. 4. yüzyıla ait lahitinde pars avını gösteren resimlerdir. Romalılar'ın Küçük Asya olarak bilinen Anadolu'nun güney bölgelerinden özellikle Toroslar'dan arenalarda gladyatör dövüşlerinde kullanılmak üzere pars siparişleri vererek, kaplan kapanı olarak bilinen ve halen mevcut olan taştan yapılmış tuzaklarda canlı olarak pars yakalattırdıkları bilinmektedir" dedi.
    "PARS BİR AYI TEMSİL EDİYORDU"
    Türkler tarafından parsın 'Bars' olarak adlandırıldığını ve 12 Hayvanlı Türk Takvimi'nde Pars'ın bir ayı temsil ettiğini ifade eden Dr. Başkaya, "Anadolu'da hüküm süren Anadolu Selçukluları ve Osmanlılar zamanında, parslar avda yardımcı olarak kullanılmışlar ve bu iş için en iyi şekilde yetiştirilmişlerdir. Ch.G. Danford'un, 1875-1879 yılları arasında, Anadolu'da yapılan geziler sırasında bulunan bir pars iskeletini Britanya Müzesi'ne verdiği bilinmektedir. Daha sonraki yıllarda ise parsın özellikle Batı, Güney ve Güneydoğu Anadolu'daki varlığı ile ilgili bilgilerin çoğunu Alman Zooloğu Kumerloeve'nin 1950-1975 yılları arasında Anadolu'da bilgi toplayarak yazdığı makalelerden öğrenmekteyiz. Kumerloeve'ye göre Milaslı "ünlü" pars avcısı Hasan Mantoluoğlu, 1930-1950 yılları arasında yaklaşık 50 pars avlamış ve bunların postlarını satmıştır. Mantolu Hasan olarak adlandırılan ve sırtına pelerin gibi attığı bir pars postu ile dolaşan zamanın bu ünlü avcısı İsmet İnönü tarafından çifte ile ödüllendirilmiştir. Anadolu'da, pars ile ilgili olarak 1960 ve 1970'li yıllardaki, parsın avlanması sonucunda elde edilen kayıtlar sırasıyla; 1967 yılında Abant Gölü / Bolu, 1970 yılında Karakale Köyü / Kars, 1972 yılında Ağrı Dağı, 1972 yılında Çatacık / Eskişehir, 1974 yılı Ocak ayında Bağözü Köyü / Beypazarı'dır" diye konuştu.
    Latince'deki bilimsel adı ise 'Panthera pardus' olan hayvandan Türkiye'de 'panter' ya da 'leopar' olarak da bahsedildiğini söyleyen Dr. Şağdan Başkaya, "Pars, bilim adamlarının çoğu tarafından kabul edilen sınıflandırmaya göre dünyadaki kaplan, aslan, jaguar, puma, çita, kar leoparı, vaşak, karakulak ve yaban kedisi gibi toplam 36 adet kedi türü içerisinde en geniş yayılışa sahip olan kedi türüdür. Parsın, dünyadaki yayılışı, Sahra Çölü hariç olmak üzere Afrika'dan Arabistan Yarımadası ve Türkiye'ye, oradan güney Asya'ya ve kuzeye doğru Doğu Çin'de Amur Nehri'ne kadar uzanmaktadır. Sri Lanka ve Java'da ise parsın 2 adet ada popülasyonu bulunmaktadır. Parsın dünyada kabul gören toplam alt tür sayısı 15-30 arasında değişmektedir. Türkiye'de yaşadığı tespit edilen alt türü Anadolu Parsı'dır (P. pardus tulliana). Ülkemize yakın alanlarda yaşadığı tespit edilen alt türleri ise Afganistan, Azerbaycan, Ermenistan ve Kuzey İran'da yaşayan İran Leoparı, Kafkaslarda yaşayan P.p. ciscaucasica, Orta İran'da yaşayan P.p. dathei ve Arabistan'da yaşayan P.p. nimr'dir. Anadolu'da 1974 yılındaki toplam popülasyonu en çok 13-14 birey, 1978 yılındaki toplam popülasyonu ise 15-23 birey olarak tahmin edilen Anadolu Parsı, 1978 yılında nesli en fazla tehlike altında bulunan memeli hayvanlardan birisi olarak belirtilmiştir. Bugün, nesli kritik tehlike altındaki memeli türü olarak belirtilen Anadolu parsının doğada 250'den daha az sayıda bireyinin kaldığı tahmin edilmektedir" dedi.
    "SOYU TÜKENMEDİ"
    Türkiye'de son 20 yıl içerisinde ülkenin hemen her yöresinden birçok kişinin pars gördüğünü iddia ettiğini söyleyen Dr. Şağdan Başkaya, açıklamasına şöyle devam etti:
    "Uzun süredir parsa ait kesin bir bulgu elde edilmediği ve her şeyden önemlisi yeterince araştırılmadığı için rastlanılmayan bu hayvanın artık ülkede yok olduğuna ilişkin oluşan genel kanı sonucunda, birçokları görüldüğü iddia edilen hayvanların pars değil de ülkemizin birçok bölgesinde yaşayan ve kendisine en çok benzeyen vaşak olduğunu düşünmüştür. Sadece bir kısmı araştırılan bu iddiaların bir kısmı asılsız çıkarken, bir kısmı vaşağa ait çıkmış, geriye kalan önemli bir kısmı ise belirsizliğini korumuştur. Anadolu Parsı'nın 1990'lı yıllarda halen Anadolu'da yaşamakta olduğu, 1992 yılında, Termossos Milli Parkı'nda, bulunan taze dışkı örnekleri ile kanıtlanmıştır. 2000 ve 2001 yıllarında özelikle Toros Dağları'nda yapılan arazi çalışmalarında parsa ait elde edilen bulgulardan yola çıkarak bu hayvanın Akdeniz Bölgesi'nde geniş bir alanda yaşamakta olduğu, tespit edilmiştir. Yine aynı tarihlerde Kaçkar Dağları, Pokut Yaylası yöresinde parsın ayak izlerine rastlanmış ve birkaç saniyelik filmi çekilmiştir. Doğu Karadeniz'e komşu olan Gürcistan ve yakın ülkeler olan Rusya'nli attığı bir pars postu ileın güneyinde, Ermenistan, Azerbaycan ve İran'da da yayılış gösteren leoparın ülkemizde bu bölgeye en yakın kayıtları sırasıyla; Hopa ve İspir yörelerinde bulunduğu, Erzincan-Kemah ve Kiğı Dağları, Van-Özalp İlçesi, Kars-Karakale Köyü, Ağrı Dağı ve Erzurum'dur."
    Dr. Başkaya, parsın Doğu Karadeniz Bölgesi'nde de yayılış gösterdiğini ve yaptığı çalışmalarla bunu tespit ettiğini belirtti. Özellikle 1990 yılından sonra pars görüldüğüne ilişkin ortaya atılan iddiaların doğruluğunu araştırmak amacıyla 1993 yılında arazi çalışmaları başlattığını ifade eden Dr. Başkaya, ilk bulgulara 1995 yılında Doğu Karadeniz Bölgesi'nde ulaştığını kaydetti.
    Pars ile ilgili çalışmaların özellikle yayılış, popülasyon durumu ve yaşam alanı istekleri gibi konularla ilgili bilgiler elde etmek amacıyla devam etmesi gerektiğini ifade eden Dr. Şağdan Başkaya, "Bu durumda esas olan parsın en azından yaşayabilir popülasyon seviyesinde veya bu seviyenin üzerinde olmasını sağlamaktır. Hayvanın ihtiyaç duyduğu yaşam alanı istekleri belirlenmeli ve bu konuda gerekli tedbirler alınmalıdır. Örneğin, parsın gıdasını oluşturan türler olan çengel boynuzlu dağ keçisi, yaban keçisi, yaban domuzu, karaca ve tavşan gibi hayvanların bölgede yoğun bir şekilde yapılan kaçak avcılığının önüne geçilmeli ve bu hayvanların doğada olmaları gereken popülasyon seviyelerinde bulunmaları sağlanmalıdır. Doğu Karadeniz dağlarında yaptığım araştırmalarda pars gece çadırın 10-20 metre yakınından geçip ayak izlerini bırakmış olmasına rağmen, herhangi bir saldırı, taciz veya eşya karıştırma eyleminde bulunmamıştır. Parsın, yayılış gösterdiği bütün ülkelerde insanlara saldırdığı ve insan öldürdüğüne pek rastlanılmamıştır. İnsanlardan kaçan ve genelde gece faaliyette olan bir hayvandır. Av durumu gibi bazı yaşam alanı şartlarına göre dünyada gündüz faal olduğu bölgeler de bulunmaktadır" diye konuştu.

    Kaynak:http://www.pazar53.com/news_detail.php?id=123

    ----------------------------------------------------------------------------


    Resimler:

     Anadolu Parsı, Çizgili Sırtlan ve yeni eklenen Anadolu Yaban Koyunu!!!

     Anadolu Parsı, Çizgili Sırtlan ve yeni eklenen Anadolu Yaban Koyunu!!!

     Anadolu Parsı, Çizgili Sırtlan ve yeni eklenen Anadolu Yaban Koyunu!!!

     Anadolu Parsı, Çizgili Sırtlan ve yeni eklenen Anadolu Yaban Koyunu!!!

     Anadolu Parsı, Çizgili Sırtlan ve yeni eklenen Anadolu Yaban Koyunu!!!

     Anadolu Parsı, Çizgili Sırtlan ve yeni eklenen Anadolu Yaban Koyunu!!!

     Anadolu Parsı, Çizgili Sırtlan ve yeni eklenen Anadolu Yaban Koyunu!!!

     Anadolu Parsı, Çizgili Sırtlan ve yeni eklenen Anadolu Yaban Koyunu!!!

     Anadolu Parsı, Çizgili Sırtlan ve yeni eklenen Anadolu Yaban Koyunu!!!

     Anadolu Parsı, Çizgili Sırtlan ve yeni eklenen Anadolu Yaban Koyunu!!!

     Anadolu Parsı, Çizgili Sırtlan ve yeni eklenen Anadolu Yaban Koyunu!!!

     Anadolu Parsı, Çizgili Sırtlan ve yeni eklenen Anadolu Yaban Koyunu!!!



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Ata -- 1 Mayıs 2008; 0:09:46 >



  • Allah'ın salakları. Al işte marifet ya silahla panter avlamak. Soyunu tükettiniz hayvanın.
  • Yukarı
  • Güzel konu tşkler..
  • mal mileltiz , hanzo milletiz ! tiplere bak !!! korunmak icin veya beslenmek vursalar neysede , zevk icin hayvanmi oldurulur !
  • Valla alttaki resimleri sonra gördüm o kadar çok kızdım ki.. resmen hanzoluk bu "bakın pars avladık" diye poz vermişler nerydese hepsi her resimde.. her boş adam pars öldürünce ortada pars mars kalmamış tabi...

    *Bu arada devletimiz naapmıoş merak ediyorum bu hayvanın avlanmasını yasaklamamış mı ?
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Darkchild

    Güzel konu tşkler..



    Rica ederim


    2006'da yaklaşık 56.000$ bütçe ile tekrar araştırmalar başlanmış.Araştırmanın tekrar başlamasına yol açan sebeplerden biriside 2001'de Van Gölü çevresinde öldürülen bir parsın postunu, bölgede yaşayan birisinde bulmuşlar.Aynı şekilde 2004'te Cemal Gülaş'ın parsı görüntülemesi ve ayak izlerine ulaşması, Karadeniz bölgesinde delillere rastlanmasıda parsın hayatta olduğu düşüncesini sağlamış.


    NOT: 2006'da araştırmaya katılan bir Türk bilim adamı, 2000 metre rakımlı bir yerde gece çadırında uyuyup, sabah uyandığında çadırın 10-12 metre uzağında taze pars izleri bulmuş.Aynı kişi adını unuttuğum dağlarda 2 tane ayının pars tarafından öldürüldüğünü tespit etmiş.


    @Yukarıda zamanın Hürriyet gazetesinin manşetide dikkat çekici: "İnsan Parçalayan Panter"

    Hayvan ortadan kaybolduktan sonra koruma altına alınmış.Avalayan 22bin YTL ceza varmış.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Ata -- 29 Nisan 2008; 4:34:44 >
  • quote:

    Orjinalden alıntı: 02AN

    Allah'ın salakları. Al işte marifet ya silahla panter avlamak. Soyunu tükettiniz hayvanın.



    Hayvan bu salakların götlerine pandik atmış galiba ondan gidip vurmuşlar!
  • Belgesellerde gördüğümüz sırtlanların ülkemizde yaşadığını ve hala yaşamakta olduğunu biliyor muydunuz?

     Anadolu Parsı, Çizgili Sırtlan ve yeni eklenen Anadolu Yaban Koyunu!!!



    Anadolu'da yaşadığı bilinen; ancak bugüne kadar görüntülenemeyen çizgili sırtlanlar ise kampanya çerçevesinde ilk defa görüntülendi.

    Halkın bireysel desteği ile başlatılan ilk doğa koruma çalışması olan Sıfır Yok Oluş Kampanyası, sonuçlarını vermeye başladı. Kampanya çerçevesinde SMS ve banka hesaplarına yapılan bağışlarla 99 bin YTL destek toplandı. Bu kaynakla ilk olarak "Urfa'nın Bozkırları" projesi başlatıldı. Doğa Derneği uzmanları, proje kapsamında Anadolu'da yaşadığı bilinen çizgili sırtlanları ilk defa doğada görüntülemeyi ve filme almayı başardı. Turan Çetin ve Murat Bozdoğan 8 ayı aşan bir çalışmanın sonucunda Güneydoğu Anadolu'da 3 sırtlan yuvası belirleyerek, bu yuvalardan birini kullanan bir çift çizgili sırtlanı görüntüledi. Yuvalar, yakınlarındaki köylerde yaşayan Doğa Derneği gönüllüleri tarafından düzenli olarak izleniyor ve korunuyor. Dernek, türün yasadışı avlanmasını engellemek amacıyla sırtlanların yerini gizli tutuyor.

    Sırtlan koruma altına alındı, sıra parsta

    Kampanyanın bir diğer hedefi ceylanlardı. Proje başlamadan önce sayıları ancak 50'yi bulan yabani ceylanın bulunduğu Şanlıurfa'daki alana yeni ceylan kolonileri yerleştirildi. Şu anda alanda bulunan ceylanların sayısı 200'e çıktı. Ayrıca, Şanlıurfa'da yaşayan Doğa Derneği gönüllüleri tüm Avrupa'da sadece ülkemizde yaşayan toplam 8 çift çöl koşarının izlenmesini ve korunmasını sağlıyor. Avrupa'da sadece Birecik ilçesinde yaşayan 3 çift çizgili ishakkuşunun (baykuş türü) yaşadığı çay bahçesi de koruma altına alındı. Doğa Derneği Genel Müdürü Güven Eken, Türkiye içinde ve dışında yürüttükleri çalışmalarla 305 önemli doğa alanı ve 2880 türü yaşatmayı hedeflediklerini söyleyerek, "Bu hedefe ulaşmak için yurtiçinde veya dışında yaşayan vatandaşlarımızın tam desteğine ihtiyacımız var." dedi. Hedef: Sıfır Yok Oluş kampanyasının ikinci yılında 9 acil projeye daha destek aranacak. Yeni projeler desteklenirse, telli turnaların son 11 bireyi ve Güneydoğu Toroslar'da yaşadığı tahmin edilen son parslar kurtulmuş olacak. 2007 projeleri arasında Göller Bölgesi'nin küresel ısınmanın olumsuz etkilerinden korunmasını sağlayacak yeni girişimler de bulunuyor. Avrupa Parlamentosu'nda açılacak olan sergide 9 proje alanı ve bu alanlarda yaşayan canlı türleri tanıtılacak.

    Yalnızca Afrika'da bulunan diğer sırtlan türlerinden farklı olarak çizgili sırtlan Asya'da bulunur. Yaklaşık 40-50 kilogram ağırlığa sahip olan çizgili sırtlan, kuyruğuyla beraber 140 cm uzunluğa sahip. Genellikle yalnız yaşayan çizgili sırtlanlar çok nadir olarak ufak aile grupları oluşturur.


    Kaynak:http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=553729&keyfield=73C4B172746C616E



    -------------------------------------------------------------------------------------------------------------


    Yavru sırtlanlar doğaya bırakıldı

    Hataylı sırtlan avcısı Hacı Mustafa Geçen tarafından yakalanan ve Gaziantep Büyükşehir Belediyesi hayvanat bahçesine verilen iki yavru sırtlan, doğdukları yere getirilerek tekrar doğaya bırakıldı.

    Hataylı sırtlan avcısı Hacı Mustafa Geçen tarafından yakalanan ve Gaziantep Büyükşehir Belediyesi hayvanat bahçesine verilen iki yavru sırtlan, doğdukları yere getirilerek tekrar doğaya bırakıldı. Gaziantep’ten getirilen yavru sırtlanlar dün sabah saatlerinde Çevre ve Orman Müdürlüğü’ne bağlı araçlarla yakalandıkları Altınözü ilçesi Yenişehir mahallesindeki kayalık alana götürüldü. Burada sırtlanları yakalayan avcı Hacı Mustafa Geçen kendisinin yakaladığı sırtlanları kafeslerin kapaklarını açarak yine kendisi serbest bıraktı. Kafesten çıkan sırtlanlar kısa sürede kayalık alanda kayboldu. Sırtlan avcısı Hacı Mustafa Geçen, sırtlanları kendisinin yakaladığını belirterek, “Burada üç tane sırtlan yakaladım ve Gaziantep Hayvanat bahçesine bağışladım. Bir daha sırtlan avlamayacağım. Onları tekrar doğaya bıraktığım için de sevinçliyim” dedi. Hatay Çevre ve Orman Müdürü Bilal Doğan ise, Hatay’da sırtlan izleme gurubu oluşuturduklarını belirterek, “Bugün Gaziantep’ten getirdiğimiz sırtlanları yeniden özgürlüklerini kavuşturmak için buradayız. Doğaya saldığımız sırtlanların yeniden doğal hayata adapte olmasını sağlayacağız. Bu adaptasyon süresi içerisinde yemeğini ve takibini gerçekleştireceğiz. Sırtlan izleme gurubu oluşturduk. Bu gurup sırtlanlar hakkında ayrıntılı ve detaylı bilgiler elde edecekler. Ayrıca sırtlanların bulunduğu ormanlık alını koruma altına alacağız. Doğaya bırakılan sırtlanların üzerine radyo vericisi yerleştirdik. Sırtlarların da korunması içinde Kaymakamlık ve Jandarma tarafından eğitim çalışması yapılacak.”şeklinde konuştu.

    Kaynak:http://arsiv.zaman.com.tr/2004/01/18/akdeniz/h15.htm


    -------------------------------------------------------------------------------------------


    Sağlığına kavuşan sırtlan doğaya bırakıldı
    Bir ay önce avcı Hacı Mustafa Seçen tarafından kurt kapanı ile yakalanan çizgili Anadolu sırtlanı 5 haftalık bir tedavinin ardından dün doğaya bırakıldı.

    Antakya'ya bağlı Kuruyer köyü yakınlarında 08.01.2004 tarihinde yakalanan sırtlan o tarihten buyana Mustafa Kemal Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi'nde tedavi ediliyordu. Neslinin tükendiği zannedilen sırtlanı koruma altına alan Çevre ve Orman İl Müdürlüğü, sağlığına kavuşan çizgili Anadolu sırtlanını tekrar yakalandığı yerde doğaya bıraktı. Veterinerlik fakültesinde kafesini kıran ve salonda serbest kalan sırtlanı daha önceden doğaya bırakmayı planlayan yetkililer, sırtlanı tekrar kafese koyamadıkları için işin kaldığını belirtti. Uyuşturucu iğne atan silahların sırtlanı etkisiz hale getirememesi nedeniyle sırtlanı daha önce yakalayan Hacı Seçen, köyünden çağırıldı. Yetkililerin yakalayamadığı sırtlanı Seçen üzerine ağ atarak yakalayıp kafesin içine tekrar koydu. Kafesle birlikte araca bindirilen sırtlan Kuruyer dağlarında kendisini bir ay önce yakalayan Hacı Seçen tarafından tekrar doğaya bırakıldı.

    Çevre ve Orman İl Müdür Vekili Mehmet Kuşçu, 40 yıldır görülmeyen çizgili Anadolu sırtlanının yaşadığı bölgenin koruma altına alınması için gerekli çalışmaların başlatıldığını söyledi. Sırtlanın bir aydır tedavisini yapan Veterinerlik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fuat Odabaşoğlu da, yapılan özel tedavilerin ardından sırtlanın tamamen sağlığına kavuştuğunu belirterek, "Evcil hayvanlardan farklı bir tedavi yapıldı. Beklediğimizden daha kısa sürede sağlığına kavuşan sırtlanı Çevre İl Müdürlüğü ekiplerine teslim ettik." şeklinde konuştu. Sırtlanı yakalayan ardından kendi elleriyle tekrar doğaya bırakan avcı Hacı Mustafa Seçen ise, aynı bölgede 30'a yakın sırtlan bulunduğunu ifade ederek, "Ben yasak olduğunu bilmiyordum, bilseydim kesinlikle yakalamazdım. Bundan sonra ava da çıkmayacağım." şeklinde konuştu.

    Abdullah Özyurt, Antakya

    Kaynak:http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=13208&keyfield=73C4B172746C616E



    Yanlış hatırlamıyorsam 2003 senesinde televizyonda "Türkiye'deki son çizgili sırtlan" diye haber izlemiştim.Ankara'nın bir köyünde, evcil olarak yaşamını sürdüren ve köylü tarafından korunan yetişkin bir erkekti.Haberde araştırmacılar dişi bulup neslin devamını sağlamak istiyor diyorlardı.Neyseki 3 tane yuva bulmuşlar



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Ata -- 29 Nisan 2008; 4:47:55 >
  • Yukarı
  • hazar kaplanı da yaşıyodu 20 sene öncesine kadar...
    onunda soyu tükendi...
  • KaraDeniz Ordu'da sırtlan vardı 8-10 sene önce dedemin tavuklarını yiyordu.
  • Yukarı
  • şu rezilliğe bakarmısn ya ,doğamızın zenginliğini mahvediyoruz .. hayvanlardan ne istemişler sanki doğayı katlettiğimiz yetmiyomuş gibi yok kardeşim bu ülke insanlarına herşey müstehak
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Ata

    Belgesellerde gördüğümüz sırtlanların ülkemizde yaşadığını ve hala yaşamakta olduğunu biliyor muydunuz?

     Anadolu Parsı, Çizgili Sırtlan ve yeni eklenen Anadolu Yaban Koyunu!!!



    Anadolu'da yaşadığı bilinen; ancak bugüne kadar görüntülenemeyen çizgili sırtlanlar ise kampanya çerçevesinde ilk defa görüntülendi.

    Halkın bireysel desteği ile başlatılan ilk doğa koruma çalışması olan Sıfır Yok Oluş Kampanyası, sonuçlarını vermeye başladı. Kampanya çerçevesinde SMS ve banka hesaplarına yapılan bağışlarla 99 bin YTL destek toplandı. Bu kaynakla ilk olarak "Urfa'nın Bozkırları" projesi başlatıldı. Doğa Derneği uzmanları, proje kapsamında Anadolu'da yaşadığı bilinen çizgili sırtlanları ilk defa doğada görüntülemeyi ve filme almayı başardı. Turan Çetin ve Murat Bozdoğan 8 ayı aşan bir çalışmanın sonucunda Güneydoğu Anadolu'da 3 sırtlan yuvası belirleyerek, bu yuvalardan birini kullanan bir çift çizgili sırtlanı görüntüledi. Yuvalar, yakınlarındaki köylerde yaşayan Doğa Derneği gönüllüleri tarafından düzenli olarak izleniyor ve korunuyor. Dernek, türün yasadışı avlanmasını engellemek amacıyla sırtlanların yerini gizli tutuyor.

    Sırtlan koruma altına alındı, sıra parsta

    Kampanyanın bir diğer hedefi ceylanlardı. Proje başlamadan önce sayıları ancak 50'yi bulan yabani ceylanın bulunduğu Şanlıurfa'daki alana yeni ceylan kolonileri yerleştirildi. Şu anda alanda bulunan ceylanların sayısı 200'e çıktı. Ayrıca, Şanlıurfa'da yaşayan Doğa Derneği gönüllüleri tüm Avrupa'da sadece ülkemizde yaşayan toplam 8 çift çöl koşarının izlenmesini ve korunmasını sağlıyor. Avrupa'da sadece Birecik ilçesinde yaşayan 3 çift çizgili ishakkuşunun (baykuş türü) yaşadığı çay bahçesi de koruma altına alındı. Doğa Derneği Genel Müdürü Güven Eken, Türkiye içinde ve dışında yürüttükleri çalışmalarla 305 önemli doğa alanı ve 2880 türü yaşatmayı hedeflediklerini söyleyerek, "Bu hedefe ulaşmak için yurtiçinde veya dışında yaşayan vatandaşlarımızın tam desteğine ihtiyacımız var." dedi. Hedef: Sıfır Yok Oluş kampanyasının ikinci yılında 9 acil projeye daha destek aranacak. Yeni projeler desteklenirse, telli turnaların son 11 bireyi ve Güneydoğu Toroslar'da yaşadığı tahmin edilen son parslar kurtulmuş olacak. 2007 projeleri arasında Göller Bölgesi'nin küresel ısınmanın olumsuz etkilerinden korunmasını sağlayacak yeni girişimler de bulunuyor. Avrupa Parlamentosu'nda açılacak olan sergide 9 proje alanı ve bu alanlarda yaşayan canlı türleri tanıtılacak.

    Yalnızca Afrika'da bulunan diğer sırtlan türlerinden farklı olarak çizgili sırtlan Asya'da bulunur. Yaklaşık 40-50 kilogram ağırlığa sahip olan çizgili sırtlan, kuyruğuyla beraber 140 cm uzunluğa sahip. Genellikle yalnız yaşayan çizgili sırtlanlar çok nadir olarak ufak aile grupları oluşturur.


    Kaynak:http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=553729&keyfield=73C4B172746C616E



    -------------------------------------------------------------------------------------------------------------


    Yavru sırtlanlar doğaya bırakıldı

    Hataylı sırtlan avcısı Hacı Mustafa Geçen tarafından yakalanan ve Gaziantep Büyükşehir Belediyesi hayvanat bahçesine verilen iki yavru sırtlan, doğdukları yere getirilerek tekrar doğaya bırakıldı.

    Hataylı sırtlan avcısı Hacı Mustafa Geçen tarafından yakalanan ve Gaziantep Büyükşehir Belediyesi hayvanat bahçesine verilen iki yavru sırtlan, doğdukları yere getirilerek tekrar doğaya bırakıldı. Gaziantep’ten getirilen yavru sırtlanlar dün sabah saatlerinde Çevre ve Orman Müdürlüğü’ne bağlı araçlarla yakalandıkları Altınözü ilçesi Yenişehir mahallesindeki kayalık alana götürüldü. Burada sırtlanları yakalayan avcı Hacı Mustafa Geçen kendisinin yakaladığı sırtlanları kafeslerin kapaklarını açarak yine kendisi serbest bıraktı. Kafesten çıkan sırtlanlar kısa sürede kayalık alanda kayboldu. Sırtlan avcısı Hacı Mustafa Geçen, sırtlanları kendisinin yakaladığını belirterek, “Burada üç tane sırtlan yakaladım ve Gaziantep Hayvanat bahçesine bağışladım. Bir daha sırtlan avlamayacağım. Onları tekrar doğaya bıraktığım için de sevinçliyim” dedi. Hatay Çevre ve Orman Müdürü Bilal Doğan ise, Hatay’da sırtlan izleme gurubu oluşuturduklarını belirterek, “Bugün Gaziantep’ten getirdiğimiz sırtlanları yeniden özgürlüklerini kavuşturmak için buradayız. Doğaya saldığımız sırtlanların yeniden doğal hayata adapte olmasını sağlayacağız. Bu adaptasyon süresi içerisinde yemeğini ve takibini gerçekleştireceğiz. Sırtlan izleme gurubu oluşturduk. Bu gurup sırtlanlar hakkında ayrıntılı ve detaylı bilgiler elde edecekler. Ayrıca sırtlanların bulunduğu ormanlık alını koruma altına alacağız. Doğaya bırakılan sırtlanların üzerine radyo vericisi yerleştirdik. Sırtlarların da korunması içinde Kaymakamlık ve Jandarma tarafından eğitim çalışması yapılacak.”şeklinde konuştu.

    Kaynak:http://arsiv.zaman.com.tr/2004/01/18/akdeniz/h15.htm


    -------------------------------------------------------------------------------------------


    Sağlığına kavuşan sırtlan doğaya bırakıldı
    Bir ay önce avcı Hacı Mustafa Seçen tarafından kurt kapanı ile yakalanan çizgili Anadolu sırtlanı 5 haftalık bir tedavinin ardından dün doğaya bırakıldı.

    Antakya'ya bağlı Kuruyer köyü yakınlarında 08.01.2004 tarihinde yakalanan sırtlan o tarihten buyana Mustafa Kemal Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi'nde tedavi ediliyordu. Neslinin tükendiği zannedilen sırtlanı koruma altına alan Çevre ve Orman İl Müdürlüğü, sağlığına kavuşan çizgili Anadolu sırtlanını tekrar yakalandığı yerde doğaya bıraktı. Veterinerlik fakültesinde kafesini kıran ve salonda serbest kalan sırtlanı daha önceden doğaya bırakmayı planlayan yetkililer, sırtlanı tekrar kafese koyamadıkları için işin kaldığını belirtti. Uyuşturucu iğne atan silahların sırtlanı etkisiz hale getirememesi nedeniyle sırtlanı daha önce yakalayan Hacı Seçen, köyünden çağırıldı. Yetkililerin yakalayamadığı sırtlanı Seçen üzerine ağ atarak yakalayıp kafesin içine tekrar koydu. Kafesle birlikte araca bindirilen sırtlan Kuruyer dağlarında kendisini bir ay önce yakalayan Hacı Seçen tarafından tekrar doğaya bırakıldı.

    Çevre ve Orman İl Müdür Vekili Mehmet Kuşçu, 40 yıldır görülmeyen çizgili Anadolu sırtlanının yaşadığı bölgenin koruma altına alınması için gerekli çalışmaların başlatıldığını söyledi. Sırtlanın bir aydır tedavisini yapan Veterinerlik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fuat Odabaşoğlu da, yapılan özel tedavilerin ardından sırtlanın tamamen sağlığına kavuştuğunu belirterek, "Evcil hayvanlardan farklı bir tedavi yapıldı. Beklediğimizden daha kısa sürede sağlığına kavuşan sırtlanı Çevre İl Müdürlüğü ekiplerine teslim ettik." şeklinde konuştu. Sırtlanı yakalayan ardından kendi elleriyle tekrar doğaya bırakan avcı Hacı Mustafa Seçen ise, aynı bölgede 30'a yakın sırtlan bulunduğunu ifade ederek, "Ben yasak olduğunu bilmiyordum, bilseydim kesinlikle yakalamazdım. Bundan sonra ava da çıkmayacağım." şeklinde konuştu.

    Abdullah Özyurt, Antakya

    Kaynak:http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=13208&keyfield=73C4B172746C616E



    Yanlış hatırlamıyorsam 2003 senesinde televizyonda "Türkiye'deki son çizgili sırtlan" diye haber izlemiştim.Ankara'nın bir köyünde, evcil olarak yaşamını sürdüren ve köylü tarafından korunan yetişkin bir erkekti.Haberde araştırmacılar dişi bulup neslin devamını sağlamak istiyor diyorlardı.Neyseki 3 tane yuva bulmuşlar

    o resim fakemi?
  • Aramayın Bizim mahallede çok var bunlardan
  • halen yasadığına inanıyorum öyle istiyorum
  • Halkın bilinçlendirilmesi lazım böyle nadir türleri korumak için
    Çok yazık olmuş ülkemizde böyle güzel yaratıklar var ama yok olup gitmişler cahilliğimiz yüzünden



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Çöl Gezer -- 29 Nisan 2008; 17:36:06 >
  • Cahillik
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Darkchild

    Valla alttaki resimleri sonra gördüm o kadar çok kızdım ki.. resmen hanzoluk bu "bakın pars avladık" diye poz vermişler nerydese hepsi her resimde.. her boş adam pars öldürünce ortada pars mars kalmamış tabi...

    *Bu arada devletimiz naapmıoş merak ediyorum bu hayvanın avlanmasını yasaklamamış mı ?

    Vatandaş bugüne kadar hangi yasağı ipledi ki?
  • 
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.