Şimdi Ara

Döviz Tutan Şirketlere Kredi Kullandırtmayacak Yeni BDDK Kararı, Portföye Müdahale

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
21
Cevap
0
Favori
2.989
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
5 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • İlgili Karar (Basın Açıklaması):


    https://www.bddk.org.tr/Duyuru/EkGetir/951?ekId=824



    Ekonomist Özgür Demirtaş'ın yorumu:


    BDDK’nın 24 Haziran 2022 tarihli kararını yorumlayan Demirtaş, “900 bin küsur Dolar üzeri Döviz bulunduran şirketlere kredi VERİLMEYECEK dedi. Bilançosundaki döviz miktarı 15 milyon lirayı aşan şirketler eğer döviz mevcutları aktiflerinin veya yıllık hasılatının yüzde 10’undan fazla ise bankalardan nakit TL ticari kredi kullanamayacak. Bu kararın çok ciddi sonuçları olacaktır”


    “BDDK’nın aldığı kararlar şirketleri ilgilendiren kararlar olsa da kişileri de birebir ilgilendiriyor. İnanılmaz bir döneme girdik diye düşünüyorum.


    BDDK son kararında, ‘Ey Türkiye’deki şirketler, hesabınızda eğer 900 bin dolardan fazla dolar tutuyorsanız, o zaman ben size kredi verilmesini, kredi almanızı yasaklıyorum’ dedi. Bu ne demek, 900 bin dolardan fazla döviz tutmayın bozacaksınız, demektir bu. Çok büyük bir artısı yok, bildiğiniz baştan aşağı eksi…


    Türkiye’de şirketler günlük faaliyetlerini yürütmek için banka kredisine ihtiyaç duyarlar. Dolayısıyla çoğu şirketi bağlıyor bu olay. Miktar da şirketler için oldukça düşük. Orta ölçekli şirketler için çok düşük.


    ‘BU KADAR KOLAY OLSA HER ÜLKE MARS’A ARAÇ İNDİRİRDİ’


    Peki diyeceksiniz ki, “Özgür Hocam bu iyi bir şey değil mi, şirketler dövizi bozsun, döviz de düşsün…” Ah benim canım arkadaşım o kadar kolay oluyor olsaydı… Yüzlerce devlet var, döviz sıkıntısı yaşayan her devlet bunun gibi kanun geçirirdi ve bütün problemleri çözülürdü. Ondan sonra da Mars’a insanlı araç indirirdi. Bu işler öyle olmuyor. Öyle kolay olsaydı binlerce sayfalık ekonomi kitapları yazılmazdı arkadaşlar.


    Türkiye’de diyelim ki bir şirket bir üretim yapıyor, illa ithalat şirketi olmasına gerek yok, üretim yaparken bile o şirketin ithalat yapması gerekiyor… Diyelim ki bir şirket Türkiye’de bir kalem üretiyor. Dış tarafı alüminyum. Alüminyumu ithal etmesi lazım, plastiğini ithal etmesi lazım. Diyelim limon kolonyası üretiyorsa etil alkolü dışardan ithal etmesi lazım. Yani Türkiye’deki üretici şirketler aslında bir şeyleri ithal eden şirketler. Bunlar ithal edebilmek için de dolar ve euro tutmak zorunda.


    Şimdi siz bu şirketlere diyorsunuz ki, ‘Kardeşim sen bu doları orda tutmayacaksın…’ Bir de aynı zamanda direkt ithalat yapan şirketler var. Onların zaten döviz tutması gerekiyor. Önce şunu anlatayım: Bunda amaçlanan şey ne ve bu nasıl sonuçlanacak. Bir kere amaçlanan çok net… Dövizin düşürülmesi için alınmış bir karar bu…


    ’10 YILDIR DİLİMDE TÜY BİTTİ, KEŞKE HAKLI ÇIKMASAYDIM’

    Biliyorsunuz döviz Türkiye’de çok ciddi bir şekilde artıyor. Beni yakinen izleyen arkadaşlarım bilecek, 10 yıldır dilimde tüy bitti, uyarıyorum… Bugünlere gelineceğine ilişkin herkese, insanlara, şirketlere, hükümete, muhalefete, kanun yapıcılara uyarılarda bulunuyorum. Ama şu kadar bile işe yaramadı.


    Sadece, ‘Aaa Özgür Hoca söylemiş doğru çıktı’ gibi tweet’ler çıkıyor. Ama keşke bunlar doğru çıkmasaydı.


    Türkiye’de çok uzun zamandır dolar artmakta. Çünkü hane halkı dolar alıyor. Neden alıyor, çünkü kendini enflasyondan korumak için dolar alıyor. Yoksa halkın doları yiyecek hali yok. Aynı zamanda şirketler borçlarını ödemek için dolar alıyor.


    ‘KUR KORUMALI MEVDUAT İNANILMAZ BİR ZARAR’


    Ne oldu Aralık 2021’de Kur Korumalı Mevduat diye bir şey çıkarıldı. Hükümet dedi ki, ‘Ya siz dolar almayın, gelin siz TL’nizi bize verin. Biz size doların artışı kadar ekstra bir faiz vereceğiz.’ Ben buna sonsuz faiz diyorum. Ve kur koruma mevduatı ortaya çıktı. Ancak kur koruma mevduatından sonra dolar/TL düştü ama tabi ki geçici oldu, sonra artışa geçti. Çünkü hane halkı ve şirketler hala dolar almaktaydı.


    Ne oldu, işte kur korumalı mevduata yatırılan paralar aslında bize inanılmaz bir zarar olarak geri döndü. Milyarlarca Türk Lirası faiz ödemesi yapılmak zorunda.


    Düşünsenize dolar 12, 13, 14’ken, o ürüne girenler dolar 17’ye çıktığı zaman aradaki farkı TL olarak bizim Hazinemizden almaktalar. Peki kim ödüyor kardeşim bu ekstra parayı… Hazine… Bir saniye… O para kimin parası. Bu videoyu izleyenlerin parası. Hepimiz bu ürünü alanların ekstra faizini ödemek zorundayız. Çıkış yolu bu değil. Çözüm bu değil.


    Bu işler bu kadar kolay olmaz. Şapkadan tavşan çıkararak bu olaylar çözülmez.


    Peki ne oldu. Kur Korumalı Mevduat doları biraz düşürdü, bize iki üç ay süre kazandırdı. Kur aynı seviyeye neredeyse yaklaştı.


    Bu arada sadece bu önlem alınmadı. Aynı zamanda bildiğiniz gibi Merkez Bankası arka kapı yollarını kullanarak, dolar satmaktaydı piyasaya… Peki bu dolarlar nereden geliyor. Hem Merkez Bankası’nın kendi rezervlerini eritmesinden geliyor, hem de ihracatçılara bir kural getirildi. Denildi ki, ‘Siz ihraç ettiğiniz miktarın yüzde 20’sini kadar bozacaksınız.


    100 bin liralık mal mı ihraç edeceksiniz, 25 bin dolarını bozacaksınız kardeşim. Sonra yüzde 40’a çıkarıldı. Oradan gelen dolarlar, başka taraftan gelen dolarlar, kur korumalı mevduata para yatıran şirketlerin oraya TL yatırmak için bozduğu dolarlarla piyasaya satış yapılarak dolar/TL’nin çıkması engellenmeye çalışıldı. Ancak bu da pil yavaş yavaş bittiği için fazla işe yaramadı.


    ‘ŞİRKETLER KKM’YE GEÇECEK, ZARAR BÜYÜYECEK’


    Zannediyorum BDDK’nın bu son çıkardığı kural, zannediyorum değil apaçık ortada, ben kibarlık olsun diye zannediyorum diyorum. Biliyoruz ki BDDK’nın çıkardığı bu kural şirketlere diyor ki; ‘Kardeşim dolar/TL’yi tutmak için dolara ihtiyacımız var. Dolayısıyla siz eyy şirketler 900 bin doların üzerinde döviziniz varsa ve kredi kullanmak istiyorsanız, o fazladan doları satacaksınız.


    Peki şirketler ne yapacak, kredi kullanmak zorunda. O zaman bu satışı yapacaklar. Peki büyük ihtimalle Pazartesi’nden itibaren ne olacak? Şirketlerin bir kısmı, dolarlarını ekstra kısımlarını bozup, kur korumalı mevduata geçecek. İyi de ben ne yaptım, bir bardak suyu bir yerden aldım öbür bardağa koydum. Amacım o bardaktaki suyu başka bir yere boşaltmaktı ama başka bir yere koydum.


    Ne demek istiyorum: Kur korumalı mevduat TL cinsinden olsa da aslında dövize endeksli. Dövizin ta kendisi… O da bir döviz hesabı. Biz biliyoruz ki kur korumalı mevduata yatırım yapan şirketler aslında dolar yatırımcısı. Aslında öyle bir ürün olmasa anında gidip dolar alacaklar.


    Dolayısıyla şirketlere siz 900 bin doların üstündeki dolarınızı bozacaksınız dediğiniz zaman ve zorladığınız zaman kredi vermem diyerek, tabi elleri mahkum bunu yapacaklar.


    Belki dolar/TL’de kısa bir düşüş olacak ama kur korumalı mevduattaki zarar git gide daha da artacak. Arkadaşlar bu çıkar yol değil.


    Ekonomi tamamıyla güven işidir. Siyaset, ideoloji, dil, din, ırk, kuzey, güney işi değildir. Ekonomi bildiğiniz güven işidir kardeşim. Siz güveni bozacak hareketler yaparsanız bu eksi olarak yansır. Yani bunun tam aksini yapmak lazım aslında.


    Peki bazı şirketler kur korumalı mevduata geçecek sonra ne olacak, sonra dolar talebi tekrar geldiği zaman, dolar azaldığı zaman tekrar problemle karşılaşacağız. Bu sefer ne yapacağız? Ya 900 bin doları da indiriyorum, 1 TL bile dolar tutmayacaksın mı diyeceğiz.


    Hadi onu da yaptık. O dolarları da sattık bitirdikten sonra ne yapacağız. Allah aşkına bana söyler misiniz, sonu ne olacak. Ha bu iş seçime kadar gidelim de sonrası ne olursa olsun ise, ah ah ah biz sadece 6 aylık 1 yıllık değil Türkiye için 10 yıllık 50 yıllık, 100 yıllık planlar yapmalıyız.


    Bu planlarda din, dil, ırk, kadın erkek, kuzey, güney bunları konu etmemeliyiz. Matematikle yapmalıyız bu kuralları.


    ‘İTHALAT PATLAYACAK, DIŞ TİCARET AÇIĞI ARTACAK’


    Bazı şirketler de ürktüğü için çok değişik hareketler de yapabilir. O zaman regülatörler ne yapacak. Örneğin, bazı şirketler diyecek ki, diyelim içende 3 milyon dolar para var. Ben alimünyum alıyorum, onunla kalem yapıyorum. Başka bir şirket diyecek ki ben onunla pamuk alıyorum, onunla gömlek yapıyorum diyecek. Benim o 3 milyon dolara ihtiyacım var, sen boz diyorsun diyecek. Onu bozmak istemeyen şirketler gidip, önden mallarını alacaklar. Yani zaten ithal edecekleri, alimünyumu, demiri, çeliği, pamuğu önden sipariş verecek, bu sefer de ithalat patlayacak, dış ticaret açığı patlayacak. E bu mu çözüm. Allah aşkına bu mu çözüm.


    ‘PARA YURTDIŞINA GİDECEK’


    Dur daha bitmedi. Yurtdışında belki kendileri başka bir şirket kuracak. Bizim Türkiye olarak en büyük dertlerimizden biri paranın yurtdışına kaçması. Biz parayı Türkiye’ye çekmek istiyoruz. Ama bazı şirketler bakacaklar ki burda güven yok. O zaman yurtdışında bir şirket kuracaklar, kendi şirketleri o şirketlerden mal alacaklar. O dolarları yurtdışına kaçırmış olacağız.


    ‘DOLARLAR KİŞİSEL HESAPLARINA ÇEKİLECEK’


    Bazı şirketler ne yapacak, 3 milyon dolar var. 900 bin dolar kararı çıktı. Diyecek ki, bari ben bu parayı, hissedarlarıma temettü, kâr payı dağıtayım diyecek. O zaman bu insanlar bu dolarları kendi kişisel hesaplarına çekecekler. O zaman ne olacak. Bu mu çözüm. O zaman, temettü çekmek yasaktır kararı mı çıkaracağız. Yasaksa insanlar niye şirket kursun ki.


    Temettüyü durdurmayacaksak, temettü çekenleri engellemeyeceksek, 3 milyon doları olan şirket, 2 milyon 100 bin dolarını temettü olarak dağıtır, 900 bin dolarını şirket hesabında tutar, krediyi de çeker. Peki bunu nasıl engelleyeceğiz.


    Diyeceksiniz ki, hissedarlar şirketten kâr payı çekerken bir temettü vergisi ödüyorlar. Doğrudur ama önünde sonunda hissedarlar o vergiyi ödemek zorundalar.


    ‘BU KARARI BİR KEZ DAHA İNCELEYİN’


    Ben regülatörlerden bir kez daha rica ediyorum. Bu kararı bir kez daha inceleyin. Bu karar Türkiye’nin çıkarına değil. Bu karar kısa vadede dolar/TL’yi tutmak için çıkarılmış bir karar gibi gözüküyor. Bu karar sağlıklı bir karar değil. Matematiksel olarak doğru bir karar değil. Optimal değil.


    Bakın 10 yıldır alınan kararlar, Türkiye’nin çıkarına kararlar olsaydı TL bu kadar değer kaybeder miydi? Faiz bu kadar artar mıydı? Enflasyon bu kadar artar mıydı? Ekmek 5 lira olur muydu? Ben size söylüyorum 10 lira olacak. Demek ki o kararlar da yanlışmış, bu karar da yanlış.


    ‘1989 ÖNCESİNE Mİ DÖNÜYORUZ’


    Bu karardan dönülmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü şirketler burada açıkları bulup, kullanmaya çalışacaktır. Elleri mahkum. Bunu engelleyebilmek için bizim optimal, serbest piyasa kurallarına uygun. Burada sermayenin serbest hareketi çok önemli… Biliyorsunuz 1989 öncesinde Türkiye’de sermaye serbest hareket etmiyordu. Sermayenin serbest hareket etmediği ülkelerin nasıl felaket, nasıl rezil durumlarda olduğunu anlatmama gerek yok.


    ‘KARARI BDDK’NIN ÇIKARMASI HUKUKİ DEĞİL’


    1989’dan sonra 32 numaralı kararla, Türkiye’de sermaye hareketleri serbest hale getirildi. Ne yani biz şimdi 1989 öncesine mi dönüyoruz. Bu karar BDDK tarafından çıkmış gibi gözüküyor, kredileri ilgilendirdiği için ama… Direkt olarak döviz alımını ilgilendirdiği için… Ben hukukçu değilim bilemem ama sanki bu kararın Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından çıkarılması gerekiyor gibi düşünüyorum.


    Umuyorum ki böyle yanlış kararlar alınmaz. Umuyorum ki şapkadan daha fazla tavşan çıkarılmaz ve Merkez Bankası faizi düşürüldüğü zaman neler olduğunu canlı bir şekilde geçmiş 8 ayda çatır çatır yaşadık. Umut ediyorum bu konuda daha fazla inat edilmez. Türkiye’nin geldiği nokta bir somun ekmeğin 5 lira olduğu nokta. Bu nokta doğru bir nokta değil. Demek ki kararlar yanlış.


    ‘TÜRKSEN DE, KÜRTSEN DE 2 ARTI 2 EŞİTTİR 4’


    Yine de enseyi karartmıyorum. Ben iflah olmaz bir optimistim. Bu kadar eleştirmeme rağmen Türkiye’nin kapasitesine, geleceğine güveniyorum. Güvenmek zorundayım, zorundayız. Ama içim içim acı çekiyorum. Ben bir matematikçiyim. Biri ordan diyor ki 2 artı 2 eşittir 5. Değil kardeşim 2 artı 2 eşittir 4. Sen sağcı, solcu neci olursan ol, 2 artı 2 eşittir 4. Türksen de, Kürtsen de… Sünniysen de aleviysen de… Matematiğin güzel tarafı da bu. Çatır çatın doğrusu neyse o. Kişilere göre değişmez. Ekonominin doğrusu da kişilere göre değişmez.





    Kendi amatör yorumum:


    Gerçekten hükümetin ekonomi anlayışını anlamak çok güç. Büyümeden söz ediyorlar ama yurtdışıyla ticaret yapan ya da ticaret yapmasa dahi üretim yapabilmek için döviz tutan şirketlerin (Türkiye'nin ihracatı ve üretimi büyük ölçüde ithalata bağımlı) kredi kullanma kabiliyetlerini kısıtlıyorlar. Kredi kullanma hakkının sert biçimde kısıtlandığı bir ihracatla büyüme ekonomisi düşünülebilir mi? Tamamen kendi içinde tutarsız bir karar gibi görünüyor. Dolar/Euro tutamayan şirketleri ithal girdi hammaddelerini önden sipariş etmeye teşvik ederek şirketlerin maliyetlerini artırıp fiyat artışına sebep olarak enflasyonu daha da ateşliyorlar. Bu biçimde Demirtaş'ın da dediği gibi ithalat ve dış ticaret açığını ateşliyorlar, ki herkesin bildiği gibi Türkiye'nin en ciddi sorunlarından birisi de cari açığı. Üstüne şirketleri döviz yerine kur korumalı mevduata yönlendirip vatandaşın vergisiyle dolan hazine üzerinde baskıyı artırıyorlar ve hazinede büyük bir israf ve zarara yol açıyorlar. Dolar tutamadığı için kur korumalı mevduata yönelen şirketlerin mevduat faizlerini (hazinedeki baskıyı karşılamak için daha da artırılan zamlarla) vatandaş ödüyor. Yani şirketlerin faizi zamlarla giderek artan oranlarda bizim cebimizden çıkıyor. Halbuki daha baştan politik faizi devamlı indirmek yerine uygun ölçülerde artırsalardı Türk lirasını döviz kuru karşısında korumak için ülkenin / milletin servetini böylesine ziyan eden akıl dışı ekonomi politikalarına ve örtülü faize yeltenmelerine gerek kalmayacaktı. Dünya üzerinde enflasyon artarken faiz indirimleri yapan ve yapacağını beyan eden tek rejim Erdoğan hükümeti, yerçekimi yoktur göğe çekim vardır diyen tek hükümet... Politik faizi artırsalar bile (ki bence artırmayacaklar ve yamalı bohça misali sistem tamamen ellerinde kalacak) bu saatten sonra düzelmez. Hem hane halkının hem de şirketlerin ekonomik güveni dip seviyelerde ve ülkede muhalefet büyük ölçüde birleşmiş vaziyette. Mevcut hükümet ekonomik tabanını giderek tamamen yitirdiği için bence seçimle çok rahatça gidecek. Anketler de bunu gösteriyor. Ancak ekonomik toparlanma çok zaman alacak ve sancılı olacak. Çünkü hasar her geçen gün daha büyüyor ve oluşmuş vaziyette. The damage has been done...








  • Benim anlamadığım zaten dövizi olan niye bankadan kredi çeksin ihtiyacı kadar döviz bozdurur kredi çekmesine gerek kalmaz

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Faizler, döviz kuru artışına oranla bile düşük, anlaşılmayacak bir şey yok. Ayrıca elindeki para sermaye kontrolünde kullanılıyor daha çok şirketler belirli likitideyi, kendi güvenlikleri için tutarlar. Kredisiz nredeyse hiçbir şirket adım atmaz.

  • Adamın videodaki özeti şu, öyle baştan savma bir iş yapıyorsunuz ki diyor. 900 bin USD de den fazla olan ya şirket hissedarlarına temettü dağıtarak bunu aşar ya yurtdışına şirket açar parayı oraya kaçırır ( ki bu daha hızlı döviz kaçışı demek) ya da KKM denen döviz endeksli sisteme geçer.


    Ve saçmalık şurada, KKM'ye geçecekse yani hazineye yük binecekse şirketlerin neden döviz bozmasını istersin neden böyle saçma biryönetmelik koyarsın diyor. Bunun sana tek faydası 1 ay doları sübvanse etmek olur demeye getirmiş.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi krstarica -- 27 Haziran 2022; 14:53:29 >
  • Özeti şu biz 128 milyar doları kuru tutmak için sattık, yetmedi bi 55 milyar daha sattık, o da yetmedi KKM yi çıkardık ama yine tutamıyoruz, eee azcıkta özel şirketler satsın.

  • Bu sadece dövizi düşürmek için yapılmadı, zaten kısa vadeli bir çözüm ancak uzun vadede daha zararlı olacağı kesin. Bana göre tüsiad ile sürtüşmeleri sonucu iş adamlarını sıkıştırmak için yapıldı. Ayrıca zamanlaması manidar, ay sonunun yaklaştığı ve firmaların kredi kullanımlarının arttığı bir döneme denk getirilmesi dikkatimi özellikle çekiyor. Bir çok firma ay sonunda çek ödemeleri, maaş, vergi-sgk, cari hesapların kapatılması gibi bir çok işlem için genelde kısa vadeli rotatif veya spot kredi kullanır. Ancak şuan bu engellendi. Şayet bunu temmuz başı gibi yapmış olsalardı, en azından firmalar ay sonuna kadar bir şekilde pozisyon alacaklardı. Bu tip hareketler oldukça tehlikeli ve bir çok firmayı zora sokabilecek hareketler.

  • Cem kullanıcısına yanıt

    Hocam ne degisecek zaten, sirket dolarini satsa, bir başka dolara endeksli sisteme KKM ye koyacak. Sirket için burada zararli bir durum yok. O da olmasa paravan şirket kurar buyuk firmalar yurtdisinda oraya aktarir ya da ortaklar arasi sermaye dagitimi yaparlar. Temettu dagitirlar vs. her turlu bu akilla izani olmayan sistemi heklerler yani.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • krstarica kullanıcısına yanıt

    Hocam DDM yapan şirketler yaptı zaten, ancak bu şirketler atıl duran mevduatlarını yaptılar. Her şirkette atıl mevduat bulunmuyor, firmalar girdi ithalatında kullanmak üzere döviz tutuyorlar. Özellikle ihracatçılar, gelen bedellerin bir kısmı ile hammadde alıyorlar, bunu gerek yurtiçi gerekse yurtdışından. Sanmayın ki sadece dövizle ödeme yurtdışına oluyor, yurtiçinde de dövizle satış oldukça sık yapılıyor, özellikle dışa bağımlı olunan sektörde. Zaten firmalar alternatif yollar arayacaklar, büyük firmalar bu operasyonu daha kolay yaparken küçük firmalar zorlanabilir. Ayıca bu işin birde maliyeti olacaktır. Ayrıca firma kur paraları çıkar yada temettü dağıtma gibi işlemler ha deyince olmuyor. Bağımsız denetim raporu olmayan bir çok firma var, gidip rapor hazırlatmak ve onbinlerce TL harcamak zorunda kalacaklar. Bu süreçte nakit akışları sekteye uğrayacak. İşin özü şu, sağlam sıkıştırdılar ama piyasa affetmez, özel sektör bunun acısını fena çıkarır.





  • Cem kullanıcısına yanıt

    Ne oluyorsa bize olacak zaten. Giren gene bize, goźuken o.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bor konu ne kadar uzunsa hicbir işe yaramaz.
    Düzgün birşey olsa kısaca özetlenirdi

    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
  • krstarica kullanıcısına yanıt

    Filler tepinir, çimler ezilir.

  • Hoşgeldin bankrun bebek.

  • Akp 90 larin yüzü geleceğe bakan ve sorunlarını aşmaya çalışan ama umutlu Turkiyesini aldı 20 senede çağdışı uygulamalarla 70 lere götürdü. Ne oldu la hani bizi AB ye sokuyordu bu demokratik parti?

    Bu mudur yıllardır her pisliğini bile karakterinizi ayaklarınızın altına alarak savundugunuz partinin vizyonu?


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Kur korumalı saçmalığı ile iyice boşalan kasayı doldurmak icin yeni planlar yapılmış bile.
    Şeytanın bu kadar zeki olduğuna inanmıyorum.Cidden bu zekanın arkasında büyük bir güç var.Butun gün kafa kafaya verip bu milleti nasıl.... diye dusunuyorlar

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • kaç yıldır şunu görüyorum insanlar artık hesaplar da dövüz tutmuyor

  • Burada şirketlere söylenen ihtiyacın olduğunda döviz satın al ama kazancını ve sermayeni Döviz olarak tutup rezerv etme çünkü rezerv edilmiş para tedavülden çekilmiş para demek. Döviz yokluğunda büyük şirketler para rezervi yaptığında piyasada sıçramalara sebeb oluyor bu sıçramaları kesmek istiyorlar fakat bu çok işe yarayacak bir şey değil. Dövizi düşürmek için piyasayı soğutmaları ithalatı dizginlemeleri gerek bunun başka yolu yok. İthalatı dizginlemek ihracatıda baltalıyor ticareti de. Bu sefer bazı mallar bulunamaz olacak ve o mallara misli zam gelmeye başlayacak yani Enflasyonu durdurmaya çalışırken sistem kendi ayağına sıkacak. Bu döngüden çıkmanın yolu ithal kalemi olmayan yada çok az olan ürünleri ihrac etmek mesela madenler gibi, Tarım ürünleri Turizm gibi çünkü sanayi ürünleri ithalata muhtaç. Birde doğrudan tüketim kalemi olan ürünleri durdurmak lazım mesela Cep telefonu Otomobil Mücevharat lüks tekstil ürünleri gibi. Yani işimiz gerçekten zor ekonomik daralma ile Enflasyonun arasına sıkışmış vaziyetteyiz hangisini seçsek ucunda acı ve ızdırap var. Yurt dışından bu güne kadar aldığımız kredileri maalesef doğru kullanamadık bas bas bağırdık şu paraları inşaata akıtmayın diye ama olmadı. Hükümet hala inşaat projeleri açıklıyor hala inşaat ekonomisi ile kurtarmaya çalışıyor. Bizi bu hale getirenin bu olduğunu hala idrak edemedi sistemi yönetenler.





  • neyse ki şimdilik geçti o günler. Umarım Mehmet Şimşek ile işler daha güzel olur tabi eğer karışmaz ise

  • en çok krediyi zaten onlar kullanıyor , adam döviz'i bloke edip 5-10 milyon tl kredi kullanıyor , tabi daha fazla da kullanan var ama

  • Doğru karar.
    Herkes tarafını belli etsin.
    Ithalatı ihracatı TL ile yapsınlar. olmuyorsa yapmasınlar.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yabancı zaten çekiliyor borsadan daha da gitsin istiyor bizimkiler sanırım.


    Sonra yine kapı kapı dolaşmaya giderler yapmadıkları iş değil.

  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.