Şimdi Ara

İzmir'i kim yaktı?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
21
Cevap
0
Favori
1.164
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Yunanlar yaktı. Şimdi yine savaş davullarını çalmaya başladılar. Umarım yine dalmazlar çünkü bu kez ordularımız dağıtılmış durumda değil, hava üstünlüğünü de kaptırmayız ve bu onların onurunu öyle bir zedelerki 1000 yıl daha utançtan yerin dibine girerler, Ermenistan gibi olurlar. İkinci bir Ermenistanla uğraşmak çok can sıkıcı olur.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Tugrul_512bit -- 7 Haziran 2022; 1:15:24 >



  • Büyük ülkeler milletler intikam duygusuyla hareket etmez. Kalibresi düşük ülkeler yunan ermeni duyabilir. Büyük milletler tarihi bilir unutmaz ama intikam duygusuylada hareket etmez. çünkü intikam soğuk yenen yemektir, iki ucu boklu değnektir.


    Atatürk intikamla hareket etmedi. Ne uluslararası camiada nede içişlerinde. Yurtta sulh cihanda sulh öyle genel geçer bir söz değil.


    Ama ülke içindeki cahil kafalar , cumhuriyete karşı her daim intikam duygusuyla hareket etti ediyor.


    Yunanada bu kafayla düşmanlık besleyen kesimler gene aynı yobaz cahil kafalar hiç şüphesizki.


    Biz hedefimiz batı medeniyeti koyduk hedefe. Kimi büyük çoğunluk halen daha iran gibi olma niyetinde. Dünyada yalnız, herkese cahilce posta koyan ama fakirlik içinde sürünen bir ülke. Şeriat yanlıları bu modelde bir düşünce içinde. Her zamankinden daha güçlüler şu an elbette.


    Yapacak bir şey yok. Tarih önümüzdeki zamanda gösterecek, iran mı olacağız yoksa modern dünyanın bir parçasımı olacacağız göreceğiz. Yalnız biz iran gibi olamayız mutlak şeriat gelirse sınırsal olarak bölünürüz. Batının da tam olarak istediği bu.


    tercih sizin

    İzmir'i Yunanlılar yakmıştır.Akıl var mantık var hangi ordu hem de zafer kazanan bir ordu ele geçirdiği bir şehri yakar?Yakma gereği duyar?Üstelik İzmir 1081 yılında Çaka Bey tarafından fethedilmiş bir şehirdir.Neredeyse 1000 küsur yıl boyunca Türk hakimiyetinde kalan bir yerdir.Yunanlılar bu şehri sadece 1919-1922 yılları arasında üç yıl işgal altında tutmuşlardır.Yani 9 Eylül 1922'de Türk ordusu bir Yunan şehrine değil işgale uğramış bir Türk şehrine giriş yapmıştır.Hangi ordu kendi ülkesine ve milletine ait bir şehri ateşe verir?


    Büyük İzmir yangınında ağırlıklı olarak Rum mahallelerinin yanmasının nedeni ise Rumların ve Yunanlıların geride Türklerin kullanabileceği birşey bırakmama hırslarıdır.Zira o dönem genelde ecnebilerin ve hrıstiyan azınlıkların olduğu mahalleler 'imar' edilmiş haldeydi.Hatta o dönemi yaşayanların anılarını ve hatıralarını okursanız ecnebilerin ve hrıstiyan azınlıkların yaşadığı mahallelerde küçük bir Avrupa havasının hakim olduğunu,bu yerlerde elektriğin olduğunu,gece geç saatlere kadar yaşamın devam ettiği anlatılır.Buna karşılık müslüman Türk mahallelerinde ise gece oldu mu mahalleler karanlığa teslim olur,müslüman Türkler evlerine çekilir,yatsı namazından sonra ise genel olarak herkes yatardı.Mesela milli mücadelenin yürütüldüğü Ankara'da dahi böyle farklılıkların olduğunu Falih Rıfkı Atay anılarında anlatır.


    Yani Rumlar ve Yunanlılar Türk mahallelerine oranla daha gelişmiş bir halde olan mahallelerinin dahası burada bıraktıkları eşyaların,malların ve mülklerin Türklerin eline geçme ihtimalini ortadan kaldırmak için bu yerleri ateşe vermişlerdir.Zira bu mahalleler yanmasaydı bu yerlere Türkler gelip yerleşecekti.Rumların geride bıraktıkları mallara ve mülklere de Türkler el koyacaktı.İşte bu yüzden Rumlar ve Yunanlılar Türk ordusu İzmir genelinde tam anlamıyla güvenliği sağlayamadığı o ilk günlerde İzmir'in Rum kesimini ateşe vermişlerdir.Bunda en çok zararı Türkler ve yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti görmüştür.Zira yakılan mahallelerin yeniden imarını ve inşasını ekonomik sıkıntılar içinde olan yeni Türkiye Cumhuriyeti üstlenmiştir.


    Mesela 2020 Karabağ Savaşında da Ermeniler anlaşma gereği Azerbaycanlılara terk edecekleri toprakları terk etmeden önce bu yerlerdeki evlerini ateşe vermişlerdi.Evlerini ateşe veremeyenler ise Azerbaycanlılar kullanmasın diye evlerinin kapılarını,pencerelerini,tuvaletlerini dahi söküp yanlarında götürmüşlerdi.


    Piruz Dilenciyoutube
    Ermenilerin Karabağ'ı terk etme görüntüleri. #KarabağAzerbaycandır!
    https://www.youtube.com/watch?v=IWyGp3EwKZ4&ab_channel=PiruzDilenci

    Bugün ise Yunanlılar ve Rumlar insanın aklıyla dalga geçer gibi 1000 yıldır Türk şehri olan İzmiri Türklerin yaktığı iftirasını dile getirirler.Halbuki Yunanlılar ve Rumlar sadece İzmir'i değil 30 Ağustos bozgunundan sonra geri çekilirken geçtikleri tüm köyleri,kasabaları ve şehirleri yakmışlardır,tarlaları ateşe vermişlerdir,su kuyularını taşlarla doldurmuşlar hatta içlerine benzin bile dökmüşlerdir,köprüleri havaya uçurmuşlar,Türkler kullanamasın diye geride bıraktıkları lokomotifleri dahi bozmuşlardır.


    Son olarak Türkiye-Yunanistan arasındaki ilişkilere değinmek gerekiyor.20 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan anlaşmasından sonra Türkiye ve Yunanistan arasındaki 'düşmanlık' sona ermiştir.Aynı şekilde Türkiye ve İngiltere-Fransa-İtalya arasındaki düşmanlıklarda sona ermiştir.Barış dönemi başlamıştır.Dahası o yıllarda İtalya'da yükselen faşizim ve Mussolini hem Yunanistanı hem de Türkiye'yi tehdit eder bir durumdaydı.Mussolini hem Yunanistandan hem de Türkiye'den toprak talep eden bir siyaset takip ediyordu.Bu nedenle ilk olarak Yunan başbakanı Venizelos 30 Ağustos 1928'de Türkiye'de kutlanılan zafer bayramı nedeniyle dönemin Türkiye başbakanı İnönü'ye tebrik mesajı göndermiş ve iki ülke arasında yakın ilişkilerin kurulmasını arzuladığını belirtmiştir.Venizelos bu tebrik mektubunda; Sizi temin etmek isterim ki benim en büyük arzum, iki ülke ilişkilerinin düzenlenmesiyle iki ülke arasında yakın bir dostluğun sağlanması ve bu yakın dostluğu, bu sefer, mümkün olan en geniş şekliyle bir dostluk antlaşması, saldırmazlık ve hakemlik antlaşmasıyla resmileştirmektir. Türkiye'nin bizim topraklarımızda gözü olmadığını iyi bildiğim için seçim süresi boyunca her fırsatta halk önünde Yunanistan'ın da Türk topraklarında hiçbir şekilde gözü olmadığını defalarca tekrarladım.'' şeklinde ifadelerde bulunmuştur.


    Bunun üzerine Türkiye ve Yunanistan arasındaki ilişkiler hızlıca gelişme kaydetmiş ve bunun sonucunda Venizelos 1930 yılında Ankara'yı ziyaret eden ilk Yunan başbakanı olmuştur.Bu ziyaret sonucunda da iki ülke arasında 'Türk-Yunan Dostluk ve İşbirliği Anlaşması' imzalanmıştır.Venizelos'un Ankara'yı ziyaretini iade etmek maksadıyla da dönemin Türkiye başbakanı olan İnönü aynı yıl Atina'ya gitmiştir ve böylece Atinayı ziyaret eden ilk Türkiye Cumhuriyeti başbakanı olmuştur.Bu ziyaret esnasında Venizelos'un emri üzerine Atina sokakları Türk-Yunan bayraklarıyla süslenmiş,İnönü Yunan parlamentosu önünde bulunan 'meçhul asker' anıtına çelenk bırakmış ardından Yunan meclisinde konuşma yaparak Türk-Yunan dostluğunun önemine değinmiştir.


    Türkiye ve Yunanistan arasındaki ilişkiler bundan sonrada hızlıca gelişme kaydetmiş ve 1933 yılında Selanik Belediyesi Türkiye Cumhuriyetinin 10.kuruluş yıl dönümünde Atatürk'ün doğduğu evin giriş kısmına hem Türkçe hem Yunanca hem de Fransızca olarak şu sözlerin yazılı olduğu plaketi yerleştirmiştir;


    ''Türk milletinin büyük müceddidi ve Balkan ittihadının müzahiri GAZİ MUSTAFA KEMAL burada dünyaya gelmiştir. İş bu levha Türkiye Cumhuriyetinin onuncu yıldönümü münasebetiyle konulmuştur. Selanik, 29 Birinciteşrin 1933


    Söz konusu ev 1936'de Selanik belediyesi tarafından satın alınarak Atatürk'e hediye edilmiştir.Bu ev 19 Şubat 1937'de tamamen boşaltılmış ve evin anahtarları Selanik Türk başkonsolosluğuna teslim edilmiştir.


    Venizelos ise 1934'te Türk-Yunan dostluğunu daha da kuvvetlendirmek amacıyla Atatürk'ü Nobel barış ödülü alması için önermiştir.


    Ancak Türkiye ve Yunanistan arasındaki ilişkiler 1945'ten sonra bozulmaya başlamıştır.İngilizlerin II.Dünya Savaşından sonra kademe kademe sömürgelerinden çekilmeye başlaması Kıbrıs adasındaki Rumları Yunanistanla birleşme hayaline sürüklemiştir.Türkiye ilk başlarda bu sorunu görmezden gelip,Türk-Yunan dostluğuna önem verse de hem Kıbrıstaki Rumların hem de Yunanistanın bu tür girişimlere devam etmesi dahası İngiltere'de de adayı Yunanistana bırakmak gibi bir düşüncenin ortaya çıkması üzerine Türkiye'de haklı olarak Kıbrısla ilgilenmeye başlamış ve bunun sonucunda Türkiye ile Yunanistan arasındaki ilişkiler bozulmuştur.Daha sonra iki ülke arasında ki ilişkiler hem kıta sahanlığı hem on iki ada hem egemenliği tartışmalı ada/adacıklar hem de Yunanistanın PKK'ya olan desteğinden ötürü daha da bozulmaya devam etmiştir.Günümüzde ise bu sorunlara D.Akdenizdeki enerji mücadelesi de dahil olmuştur.

  • Komik hava üstünlüğüymüş kek

    Bu yobaz kör kafa adacıkları verdiği gibi kuzey kıbrısıda verir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-39A3D5E9A -- 6 Haziran 2022; 16:42:45 >
    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
  • EUGENICS88: S400 ve TB2 yalan diyorsun yani.

  • Rumların o dönem en çok ikamet ettikleri bir şehir olan İzmir'i Yunanlılar neden yaksınlar ki?


    Yunanlılar Selanik'i yaktılar.

  • Çıkar ağzındaki baklayı.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Büyük ülkeler milletler intikam duygusuyla hareket etmez. Kalibresi düşük ülkeler yunan ermeni duyabilir. Büyük milletler tarihi bilir unutmaz ama intikam duygusuylada hareket etmez. çünkü intikam soğuk yenen yemektir, iki ucu boklu değnektir.


    Atatürk intikamla hareket etmedi. Ne uluslararası camiada nede içişlerinde. Yurtta sulh cihanda sulh öyle genel geçer bir söz değil.


    Ama ülke içindeki cahil kafalar , cumhuriyete karşı her daim intikam duygusuyla hareket etti ediyor.


    Yunanada bu kafayla düşmanlık besleyen kesimler gene aynı yobaz cahil kafalar hiç şüphesizki.


    Biz hedefimiz batı medeniyeti koyduk hedefe. Kimi büyük çoğunluk halen daha iran gibi olma niyetinde. Dünyada yalnız, herkese cahilce posta koyan ama fakirlik içinde sürünen bir ülke. Şeriat yanlıları bu modelde bir düşünce içinde. Her zamankinden daha güçlüler şu an elbette.


    Yapacak bir şey yok. Tarih önümüzdeki zamanda gösterecek, iran mı olacağız yoksa modern dünyanın bir parçasımı olacacağız göreceğiz. Yalnız biz iran gibi olamayız mutlak şeriat gelirse sınırsal olarak bölünürüz. Batının da tam olarak istediği bu.


    tercih sizin




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Miraclescape -- 6 Haziran 2022; 17:6:35 >




  • Cok guzel bir anlatim olmus

    boyle insanlari gormek her zaman guzelİzmir'i kim yaktı? 


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • İzmir'i Yunanlılar yakmıştır.Akıl var mantık var hangi ordu hem de zafer kazanan bir ordu ele geçirdiği bir şehri yakar?Yakma gereği duyar?Üstelik İzmir 1081 yılında Çaka Bey tarafından fethedilmiş bir şehirdir.Neredeyse 1000 küsur yıl boyunca Türk hakimiyetinde kalan bir yerdir.Yunanlılar bu şehri sadece 1919-1922 yılları arasında üç yıl işgal altında tutmuşlardır.Yani 9 Eylül 1922'de Türk ordusu bir Yunan şehrine değil işgale uğramış bir Türk şehrine giriş yapmıştır.Hangi ordu kendi ülkesine ve milletine ait bir şehri ateşe verir?


    Büyük İzmir yangınında ağırlıklı olarak Rum mahallelerinin yanmasının nedeni ise Rumların ve Yunanlıların geride Türklerin kullanabileceği birşey bırakmama hırslarıdır.Zira o dönem genelde ecnebilerin ve hrıstiyan azınlıkların olduğu mahalleler 'imar' edilmiş haldeydi.Hatta o dönemi yaşayanların anılarını ve hatıralarını okursanız ecnebilerin ve hrıstiyan azınlıkların yaşadığı mahallelerde küçük bir Avrupa havasının hakim olduğunu,bu yerlerde elektriğin olduğunu,gece geç saatlere kadar yaşamın devam ettiği anlatılır.Buna karşılık müslüman Türk mahallelerinde ise gece oldu mu mahalleler karanlığa teslim olur,müslüman Türkler evlerine çekilir,yatsı namazından sonra ise genel olarak herkes yatardı.Mesela milli mücadelenin yürütüldüğü Ankara'da dahi böyle farklılıkların olduğunu Falih Rıfkı Atay anılarında anlatır.


    Yani Rumlar ve Yunanlılar Türk mahallelerine oranla daha gelişmiş bir halde olan mahallelerinin dahası burada bıraktıkları eşyaların,malların ve mülklerin Türklerin eline geçme ihtimalini ortadan kaldırmak için bu yerleri ateşe vermişlerdir.Zira bu mahalleler yanmasaydı bu yerlere Türkler gelip yerleşecekti.Rumların geride bıraktıkları mallara ve mülklere de Türkler el koyacaktı.İşte bu yüzden Rumlar ve Yunanlılar Türk ordusu İzmir genelinde tam anlamıyla güvenliği sağlayamadığı o ilk günlerde İzmir'in Rum kesimini ateşe vermişlerdir.Bunda en çok zararı Türkler ve yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti görmüştür.Zira yakılan mahallelerin yeniden imarını ve inşasını ekonomik sıkıntılar içinde olan yeni Türkiye Cumhuriyeti üstlenmiştir.


    Mesela 2020 Karabağ Savaşında da Ermeniler anlaşma gereği Azerbaycanlılara terk edecekleri toprakları terk etmeden önce bu yerlerdeki evlerini ateşe vermişlerdi.Evlerini ateşe veremeyenler ise Azerbaycanlılar kullanmasın diye evlerinin kapılarını,pencerelerini,tuvaletlerini dahi söküp yanlarında götürmüşlerdi.


    İzmir'i kim yaktı?Piruz Dilenciyoutube
    Ermenilerin Karabağ'ı terk etme görüntüleri. #KarabağAzerbaycandır!
    https://www.youtube.com/watch?v=IWyGp3EwKZ4&ab_channel=PiruzDilenci

    Bugün ise Yunanlılar ve Rumlar insanın aklıyla dalga geçer gibi 1000 yıldır Türk şehri olan İzmiri Türklerin yaktığı iftirasını dile getirirler.Halbuki Yunanlılar ve Rumlar sadece İzmir'i değil 30 Ağustos bozgunundan sonra geri çekilirken geçtikleri tüm köyleri,kasabaları ve şehirleri yakmışlardır,tarlaları ateşe vermişlerdir,su kuyularını taşlarla doldurmuşlar hatta içlerine benzin bile dökmüşlerdir,köprüleri havaya uçurmuşlar,Türkler kullanamasın diye geride bıraktıkları lokomotifleri dahi bozmuşlardır.


    Son olarak Türkiye-Yunanistan arasındaki ilişkilere değinmek gerekiyor.20 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan anlaşmasından sonra Türkiye ve Yunanistan arasındaki 'düşmanlık' sona ermiştir.Aynı şekilde Türkiye ve İngiltere-Fransa-İtalya arasındaki düşmanlıklarda sona ermiştir.Barış dönemi başlamıştır.Dahası o yıllarda İtalya'da yükselen faşizim ve Mussolini hem Yunanistanı hem de Türkiye'yi tehdit eder bir durumdaydı.Mussolini hem Yunanistandan hem de Türkiye'den toprak talep eden bir siyaset takip ediyordu.Bu nedenle ilk olarak Yunan başbakanı Venizelos 30 Ağustos 1928'de Türkiye'de kutlanılan zafer bayramı nedeniyle dönemin Türkiye başbakanı İnönü'ye tebrik mesajı göndermiş ve iki ülke arasında yakın ilişkilerin kurulmasını arzuladığını belirtmiştir.Venizelos bu tebrik mektubunda; Sizi temin etmek isterim ki benim en büyük arzum, iki ülke ilişkilerinin düzenlenmesiyle iki ülke arasında yakın bir dostluğun sağlanması ve bu yakın dostluğu, bu sefer, mümkün olan en geniş şekliyle bir dostluk antlaşması, saldırmazlık ve hakemlik antlaşmasıyla resmileştirmektir. Türkiye'nin bizim topraklarımızda gözü olmadığını iyi bildiğim için seçim süresi boyunca her fırsatta halk önünde Yunanistan'ın da Türk topraklarında hiçbir şekilde gözü olmadığını defalarca tekrarladım.'' şeklinde ifadelerde bulunmuştur.


    Bunun üzerine Türkiye ve Yunanistan arasındaki ilişkiler hızlıca gelişme kaydetmiş ve bunun sonucunda Venizelos 1930 yılında Ankara'yı ziyaret eden ilk Yunan başbakanı olmuştur.Bu ziyaret sonucunda da iki ülke arasında 'Türk-Yunan Dostluk ve İşbirliği Anlaşması' imzalanmıştır.Venizelos'un Ankara'yı ziyaretini iade etmek maksadıyla da dönemin Türkiye başbakanı olan İnönü aynı yıl Atina'ya gitmiştir ve böylece Atinayı ziyaret eden ilk Türkiye Cumhuriyeti başbakanı olmuştur.Bu ziyaret esnasında Venizelos'un emri üzerine Atina sokakları Türk-Yunan bayraklarıyla süslenmiş,İnönü Yunan parlamentosu önünde bulunan 'meçhul asker' anıtına çelenk bırakmış ardından Yunan meclisinde konuşma yaparak Türk-Yunan dostluğunun önemine değinmiştir.


    Türkiye ve Yunanistan arasındaki ilişkiler bundan sonrada hızlıca gelişme kaydetmiş ve 1933 yılında Selanik Belediyesi Türkiye Cumhuriyetinin 10.kuruluş yıl dönümünde Atatürk'ün doğduğu evin giriş kısmına hem Türkçe hem Yunanca hem de Fransızca olarak şu sözlerin yazılı olduğu plaketi yerleştirmiştir;


    ''Türk milletinin büyük müceddidi ve Balkan ittihadının müzahiri GAZİ MUSTAFA KEMAL burada dünyaya gelmiştir. İş bu levha Türkiye Cumhuriyetinin onuncu yıldönümü münasebetiyle konulmuştur. Selanik, 29 Birinciteşrin 1933


    Söz konusu ev 1936'de Selanik belediyesi tarafından satın alınarak Atatürk'e hediye edilmiştir.Bu ev 19 Şubat 1937'de tamamen boşaltılmış ve evin anahtarları Selanik Türk başkonsolosluğuna teslim edilmiştir.


    Venizelos ise 1934'te Türk-Yunan dostluğunu daha da kuvvetlendirmek amacıyla Atatürk'ü Nobel barış ödülü alması için önermiştir.


    Ancak Türkiye ve Yunanistan arasındaki ilişkiler 1945'ten sonra bozulmaya başlamıştır.İngilizlerin II.Dünya Savaşından sonra kademe kademe sömürgelerinden çekilmeye başlaması Kıbrıs adasındaki Rumları Yunanistanla birleşme hayaline sürüklemiştir.Türkiye ilk başlarda bu sorunu görmezden gelip,Türk-Yunan dostluğuna önem verse de hem Kıbrıstaki Rumların hem de Yunanistanın bu tür girişimlere devam etmesi dahası İngiltere'de de adayı Yunanistana bırakmak gibi bir düşüncenin ortaya çıkması üzerine Türkiye'de haklı olarak Kıbrısla ilgilenmeye başlamış ve bunun sonucunda Türkiye ile Yunanistan arasındaki ilişkiler bozulmuştur.Daha sonra iki ülke arasında ki ilişkiler hem kıta sahanlığı hem on iki ada hem egemenliği tartışmalı ada/adacıklar hem de Yunanistanın PKK'ya olan desteğinden ötürü daha da bozulmaya devam etmiştir.Günümüzde ise bu sorunlara D.Akdenizdeki enerji mücadelesi de dahil olmuştur.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Long Nightt -- 6 Haziran 2022; 18:22:32 >




  • Uşak, afyon, kütahya, hangi şehirlerden geçtilerse hepsini yaktı yunan ordusu. Yaşlı çiftlere kendi mezarlarını kazdırdılar, köylüleri katlettiler, hayvanlara bile acımadılar. En son da izmirden kaçarken son hamlelerini yaptılar.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Tugrul_512bit -- 6 Haziran 2022; 18:57:48 >
  • Şimdi sokakta Yunan halkına, Türkiye'yi düşman olarak görüyor musunuz, nefret ediyor musunuz diye sorulsa evet derler mi? Ben Yunan halkını düşman olarak görmüyorum mesela, hiçbir nefretim yok. Geçmiş geçmişte kaldı, insanlar değişir.

    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
  • Yunan bizi bütün dünyayı yanına alıp ege ve akdenizde sıkıştırma peşinde. Ancak bizimde kuru radikallikle bu işin üzerine gitmememiz gerekiyor. Bütün dünyayı karşına alamazsın. Karşına alırsan kaybedersin bu net. Kıvrak zekalı ve iyi yetişmiş diplomatlarla olacak işler bu işler. Akape ve tepeden inme , akape kadrosundan atanan diplomatlarla elçilerle becerebilecek iş değil hiç şüphesizki.

    < Bu ileti iOS uygulamasından atıldı >
  • Çaka Bey zamanından beri aynı yerde kain (yani ikamet eden) bir nüfus neden Yunan ordusu yenildi diye yüzyıl önce elektrik lüksüne sahip güzel mahallerini terk etsin ki. Türk ordusu Balkanlar'da yenildi diye Varna'da, Filibe'de Kosova'daki Türkler de çekilen ordularla beraber mi geldiler, yoksa orada uzun süre yeni hayatlarını mı denediler.


    Bütün ordular çekilirken ardında bıraktıkları yerleri yakarlar ki peşlerinden gelen güçler burada istihkam imkanı bulamasın. Kasabaları, köprüleri, geçilen yerleri bir hat olarak yakarlar, fakat bir kentin yakılması bir organizasyon işidir. Çekilen bir ordunun büyük bir kenti yakabilmesi için orada teşkilatlanabilecek fırsatının olması gerekir. Napolyon'un ordusu bile Moskova'ya ulaşmış fakat istihkamı yetersiz olduğu için şehri yakamamıştı. İngiliz teşviki ile plansız bir maceraya girmiş, aklı başındaki Yunan'ların bile en başından beri geri çekileceğini bildiği ufacık bir Yunan ordusu, hem de geri çekilirken nasıl bir kenti yakabislin. Buradaki halk da denize dökülmek üzere olan bir orduya evlerini ve mahhallerini bırakıp katılmaya mı kadar verdi.


    Bu konudaki popüler bilgi birbirini tutmuyor, bir olaylar akışına kavuşamıyor. Bence İzmir'i Türk tarafının yakmış olması lazım. Böyle bakınca yakın dönem uluslarası politikaları da anlamak mümkün olabiliyor. Selanik'i Yunan tarafı yaktı. Selanik, Prag'la beraber doğu Avrupa'nın entelektüel başkentlerinen biriydi, burasının yakılması az bir şey değil. Görünen o ki İzmir de karşılık olarak yakılmış.


    Hikayeler birbirlerini tutmadığı için güncel de anlaşılamıyor.





  • İzmiri yunanlılar yakmış olsa bile 1960 lar dan itibaren tecaüz eden Türkler.

  • Bunları çocukluktan Türk düşmanlığı ile bizi de çocukluktan Batı hayranlığı ile yetiştiriyor eğitim sistemlerimiz.

  • İzmir yangını yunan değil ermeni mahallesinde başlamış. Ancak anadolunun rum halkı kaçarken şehirleri ve kasabaları yakmış.


    İşgale katılan anadolunun rum halkı savaştan sonra bizi burada yaşatmazlar diyerek kaçarken zarar vermiş bu kadar basit. Osmanlı zamanı batı anadoluda bir sürü rum köyü, kasabası ve şehirlerde mahalleleri olduğuna göre her yerin harap olması normal.

  • Yunanlılar gibi bir örnek ülke bence dünya da yok. Tüm batı eğitimi için, tarihin ve felsefenin başlangıcı olarak görülen hayranlık beslenilen bir dünya sistematiğine sahipler.

    Dünya deniz sektörünün %20 gibi bir pazar payına sahip devasa bir deniz özel sektörleri var.

    Ege de bulundukları adalar neredeyse tüm denizi sarmış mayın tarlası gibi.

    Bu üç tehlikeli unsuru görüp tarihi bir kenara bırakıp günümüz için strateji geliştirmek lazım.

    Bir kere en başından böyle bir ülkeyle asla savaşılmaz. Çünkü savaştığını an tüm dünya sana karşı duygulara sahip olur. Yunanlılarla cephe savaşı %100 kazanırsın ama %100 ekonomi savaşını kaybedersin.

    Bu sebeple Yunanlılarla her zaman agrasif ve provakatif davranmak gerekir. Sürekli hata yapmalarını sağlayacak şekilde kışkırtmak gerekir. Üstelik bunu abartarak yapmalıyız.


    Mesela iha siha mevzu tam bir Yunan medya provakasyonuna neden oldu. Bütün gün Türk ordusunun silahlarını medyada tartışıp durdular. Sonuçta abd ye teslim oldular. Artık tamamen abd siyasetine bağlılar. Abd 6 mil de kal dedimi eyvallah demek zorundalar.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • şu anda fransız rafael uçakları ile baş ederim diyorsan f35 ler ile baş edebilirim diyorsan biz beklemeyelim direk dalalım.


    son 20 yılda hava üstünlüğümü ne kadar dibe çakıldı ortada

  • Rhodium kullanıcısına yanıt

    Sanki Türkiye kararlarında ABD'den çok bağımsız... ABD ve İngiltere sırasıyla Türkiye ve Yunanistan'ı savaştırıyorlar, uzun süreçte olan sadece bu.


    Provokasyon tek bir adım kazandırır. İletişim kalitesini kaybeden ise bugünkü bilm dünyasında ancak kaybeder. Türkiye ve Yunanistan küçük ülke komplekslerinin en ileri örneklerini göstermek yerine akıllarını kullanmış olsalar Ege Akdeniz'in en önemli yeri ve en büyük ekonomisi olurdu. Ama bir kaç politikacı dışında iki tarafta da vizyon yok.

  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.