DİN İLE DEVLET İŞLERİ NEDEN AYRI TUTULMALIDIR?

Arkadaşlar,

Günümüzde bu konuyu daha iyi anlar olduk.

Sizce neden ayrı olmalıdır?

ben bu konuya şu açıdan bakıyorum.

Mesela bir vekil kürsüye çıktığında konuşurken tamamen dini içeren kelimeleri asla kullanmaması gerekir. Şöyle ki bir konuyu bahsederken hz.ömer in adaleti, işte peygamber efendimiz şöyle yaparmış, inşallah, Allahın izniyle vs. gibi cümleleri kullanmamaları gerekir.

Bir siyasi kürsüye çıkınca Önce önerisini sunar, planlarını anlatır amaç ve hedefi doğrultusunda konuşur. Kürsüden indikten sonra gayet normal şekilde gidip ibadetini yapabilir.

Çünkü dini karıştırıp sonra milletin bu zulmüne ses çıkartmamaları daha yapmacık ve insanlar artık inançlı insanlara daha farklı gözle bakıyorlar.

Kürsüde plan, program, analiz veriler yapılacak projeler anlatırılır.

Tam sıkıştıklarında eskiden peygamber efendimiz de aç kalmış diyerek konuya farklı boyut getirip insanların yanlış anlaşılmasına sebep oluyorlar.

Elhamdülillah hepimiz müslümanız orası ayrı.

Ama Atatürkün din ve devlet işleri ayrı tutulmalıdır derken ne kadar doğru demiş şuan daha iyi anlıyorum.

Çalışıyorum, Acelem var diye apar topar yazdım varsa eksik kusura bakmayın canlar. 

devleti yönetenlerin inancı önemli değil benim için, becerikli ve dürüst olsunlar yeter..

İnancı olan bir insan yapılan haksız kazançlara el altından yürütülen işlere asla sessiz kalmamalı.

Vatandaş bunları bu yolsuzluklar, adaletsizlik kanun dışı işlerin yapılmaması için bunları iktidara getirdi. Bunlar bırakın bu işleri düzene sokmayı daha çok yapılması için önünü açıyorlar. Bu da insanların tepkisini çekiyor.

Liyakatli, dürüst açık sözlü ve şeffaf belediyecilik ile doğru şekilde insanlar bu kadar eleştirmez.

Milletin aklıyla dalga geçmeleri de ayrı bir olay zaten.

Din ile devlet işlerinin ayrıl tutulmasının nedeni dinin sorgulanamaz ve değiştirilmez hükümlerinin olmasıdır.Mesela bugün Türkiye din ile yönetiliyorsa olsa köleliği yasaklayamazdı.Zira bu dine karşı olurdu.Gerçi bugün şeriat ile yönetilen ülkelerde de bu kölelik durumu Dünyanın baskısı nedeniyle yasaklı.Yoksa dinin köleliği yasakladığı falan yok.

Dahası bir dinin devlette egemen olması iç huzuru ve barışıda sağlamaz.Zira bu sefer o dinin içindeki mezhepler ve bu mezheplere bağlı tarikat/cemaat yapılanmaları kendi dini yorumlarının devlet yönetiminde egemen olmasını ister.Mesela Türkiye'de İslamın Sünnilik mezhebi çoğunluktur ancak Sünnilik bile içinde dört farklı ayrı kola ayrılır.Bunlar hanefilik,şafilik,malikilik ve habelili kollarıdır.Yani devlet yönetiminde İslam egemen olsun demekle iş bitmiyor.Bu sefer hangi mezhebin ve o mezhebin içindeki hangi kolun dini yorumunun devlete egemen olması sorunu başlıyor.Tarikat ve cemaatlerden bahsetmiyorum bile...

Doğal olarak böyle bir devletin gelişmesi ve iç barışı sağlaması mümkün değildir.Osmanlıda bile defalarca Kızıl baş ayaklanmaları bu nedenle yaşanmıştır.