Şimdi Ara

su

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
2
Cevap
0
Favori
338
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • galiba bu ara beynimde fazlasıyla mevcut. yanlış alarmlar verdiriyor. bari fuzuliden su kasidesi paylaşalım


    Saçma ey göz eşkden gönlümdeki odlara su

    Kim bu denlü dutuşan odlara kılmaz çâre su

    (Ey göz! Gönlümdeki (içimdeki) ateşlere göz yaşımdan

    su saçma ki, bu kadar (çok) tutuşan ateşlere su fayda

    vermez.)


    Âb-gûndur günbed-i devvâr rengi bilmezem

    Yâ muhît olmış gözümden günbed-i devvâra su

    (Şu dönen gök kubbenin rengi su rengi midir; yoksa

    gözümden akan sular, göz yaşları mı şu dönen gök

    kubbeyi kaplamıştır, bilemem..)


    Zevk-ı tîğundan aceb yoh olsa gönlüm çâk çâk

    Kim mürûr ilen bırağur rahneler dîvâra su

    (Senin kılıca benzeyen keskin bakışlarının zevkinden

    benim gönlüm parça parça olsa buna şaşılmaz. Nitekim

    akarsu da zamanla duvarda, yarlarda yarıklar meydana

    getirir.)


    Vehm ilen söyler dil-i mecrûh peykânun sözin

    İhtiyât ilen içer her kimde olsa yara su

    (Yarası olanın suyu ihtiyatla içmesi gibi, benim

    yaralı gönlüm de senin ok temrenine, ok ucuna benzeyen

    kirpiklerinin sözünü korka korka söyler.)


    Suya virsün bâğ-bân gül-zârı zahmet çekmesün

    Bir gül açılmaz yüzün tek virse min gül-zâra su

    (Bahçıvan gül bahçesini sele versin (su ile

    mahvetsin) , boşuna yorulmasın; çünkü bin gül bahçesine

    su verse de senin yüzün gibi bir gül açılmaz.)

    Ohşadabilmez gubârını muharrir hattuna

    Hâme tek bahmahdan inse gözlerine kara su


    (Hattatın beyaz kâğıda bakmaktan, kalem gibi,

    gözlerine kara su inse (kör olsa, kör oluncaya kadar

    uğraşsa yine de) gubârî (yazı) sını, senin yüzündeki

    tüylere benzetemez.)

    Ârızun yâdıyla nem-nâk olsa müjgânum n'ola

    Zayi olmaz gül temennâsıyla virmek hâra su

    (Senin yanağının anılması sebebiyle kirpiklerim

    ıslansa ne olur, buna şaşılır mı? Zira gül elde etmek

    dileği ile dikene verilen su boşa gitmez.)


    Gam güni itme dil-i bîmârdan tîgun dirîğ

    Hayrdur virmek karanu gicede bîmâra su

    (Gamlı günümde hasta gönlümden kılıç gibi keskin olan

    bakışını esirgeme; zira karanlık gecede hastaya su

    vermek hayırlı bir iştir.)

    İste peykânın gönül hecrinde şevkum sâkin it

    Susuzam bir kez bu sahrâda menüm-çün ara su

    (Gönül! Onun ok temrenine benzeyen kirpiklerini iste

    ve onun ayrılığında duyduğum hararetimi yatıştır,

    söndür. Susuzum bu defa da benim için su ara.)

    Men lebün müştâkıyam zühhâd kevser tâlibi

    Nitekim meste mey içmek hoş gelür hûş-yâra su


    (Nasıl sarhoşa şarap içmek, aklı başında olana da su

    içmek hoş geliyorsa, ben senin dudağını özlüyorum,

    sofular da kevser istiyorlar.)

    Ravza-i kûyuna her dem durmayup eyler güzâr

    Âşık olmış galibâ ol serv-i hoş-reftâra su

    (Su, her zaman senin Cennet misâli mahallenin

    bahçesine doğru akar. Galiba o hoş yürüyüşlü, hoş

    salınışlı; serviyi andıran sevgiliye aşık olmuş.)

    Su yolın ol kûydan toprağ olup dutsam gerek

    Çün rakîbümdür dahı ol kûya koyman vara su

    (Topraktan bir set olup su yolunu o mahalleden

    kesmeliyim, çünkü su benim rakibimdir, onu o yere

    bırakamam.)


    Dest-bûsı ârzûsıyla ger ölsem dostlar

    Kûze eylen toprağum sunun anunla yâra su

    (Dostlarım! Şayet onun elini öpme arzusuyla ölürsem,

    öldükten sonra toprağımı testi yapın ve onunla

    sevgiliye su sunun.)

    Serv ser-keşlük kılur kumrî niyâzından meger

    Dâmenin duta ayağına düşe yalvara su

    (Servi kumrunun yalvarmasından dolayı dikbaşlılık

    ediyor. Onu ancak suyun eteğini tutup ayağına düşmesi

    (yalvarıp aracı olması bu dikbaşlılığından)

    kurtarabilir.)

    İçmek ister bülbülün kanın meger bir reng ile

    Gül budağınun mizâcına gire kurtara su

    (Gül fidanı bir hile ile (meşhur gül ve bülbül

    efsanesindeki gibi yine) bülbülün kanını içmek

    istiyor; bunu engelleyebilmek için suyun gül

    dallarının damarlarına girerek gül ağacının mizacını

    değiştirmesi gerekir.)

    Tıynet-i pâkini rûşen kılmış ehl-i âleme

    İktidâ kılmış târîk-i Ahmed-i Muhtâr'a su

    (Su Hz. Muhammed'in (s.a.v) yoluna uymuş (ve bu hâli

    ile) dünya halkına temiz yaratılışını açıkça

    göstermiştir.)

    Seyyid-i nev-i beşer deryâ-ı dürr-i ıstıfâ

    Kim sepüpdür mucizâtı âteş-i eşrâra su

    (İnsanların efendisi, seçme inci denizi (olan Hz.

    Muhammed'in s.a.v) mucizeleri kötülerin ateşine su

    serpmiştir.)

    Kılmağ içün tâze gül-zârı nübüvvet revnakın

    Mu'cizinden eylemiş izhâr seng-i hâra su

    (Katı taş, Peygamberlik gül bahçesinin parlaklığını

    tazelemek için (ve onun) mucizesinden dolayı su

    meydana çıkarmıştır.)

    Mu'cizi bir bahr-ı bî-pâyân imiş âlemde kim

    Yetmiş andan min min âteş-hâne-i küffara su

    (Hz. Peygamberimiz'in mûcizeleri dünyada uçsuz

    bucaksız bir deniz gibi imiş ki, ondan (o

    mucizelerden) , ateşe tapan kâfirlerin binlerce

    mâbedine su ulaşmış ve onları söndürmüştür.)

    Hayret ilen barmağın dişler kim itse istimâ

    Barmağından virdügin şiddet günü Ensâr'a su

    (Mihnet günü Ensâr'a parmağından su verdiğini (bir

    mucize olarak parmağından su akıttığını) kim işitse

    hayret ile (şaşa kalarak) parmağını ısırır.)

    Dostı ger zehr-i mâr içse olur âb-ı hayât

    Hasmı su içse döner elbette zehr-i mâra su

    (Dostu yılan zehri içse (bu zehir onun dostu için) âb-

    ı hayat olur. Aksine düşmanı da su içse (o su,

    düşmanına) elbette yılan zehrine döner.)

    Eylemiş her katreden min bahr-ı rahmet mevc-hîz

    El sunup urgaç vuzû içün gül-i ruhsâra su

    (Abdest (almak) için el uzatıp gül (gibi olan)

    yanaklarına su vurunca (sıçrayan) her bir su

    damlasından binlerce rahmet denizi dalgalanmıştır.)

    Hâk-i pâyine yetem dir ömrlerdür muttasıl

    Başını daşdan daşa urup gezer âvâre su

    (Su ayağının toprağına ulaşayım diye başını taştan

    taşa vurarak ömürler boyu, durmaksızın başıboş gezer.)

    Zerre zerre hâk-i dergâhına ister sala nûr

    Dönmez ol dergâhdan ger olsa pâre pâre su

    (Su, onun eşiğinin toprağına zerrecikler halinde ışık

    salmak (orayı aydınlatmak) ister. Eğer parça parça da

    olsa o eşikten dönmez.)

    Zikr-i na'tün virdini dermân bilür ehl-i hatâ

    Eyle kim def-i humâr içün içer mey-hâra su

    (Sarhoşlar içkiden sonra gelen bat adrysını gidermek

    için nasıl su içerlerse, günahkârlar da senin na'tının

    zikrini dillerinde tekrarlamayı (dertlerine)

    derman bilirler.)

    Yâ Habîballah yâ Hayre'l beşer müştakunam

    Eyle kim leb-teşneler yanup diler hemvâra su

    (Ey Allah'ın sevgilisi! Ey insanların en hayırlısı!

    Susamışların (susuzluktan dudağı kurumuşların) yanıp

    dâimâ su diledikleri gibi (ben de) seni özlüyorum.)

    Sensen ol bahr-ı kerâmet kim şeb-i Mi'râc'da

    Şebnem-i feyzün yetürmiş sâbit ü seyyâra su

    (Sen o kerâmet denizisin ki mi'râc gecesinde feyzinin

    çiyleri sabit yıldızlara ve gezegenlere su ulaştırmış.)

    Çeşme-i hurşîdden her dem zülâl-i feyz iner

    Hâcet olsa merkadün tecdîd iden mimâra su

    (Kabrini yenileyen (tamir eden) mimara su lazım olsa,

    güneş çeşmesinden her an bol bol saf, tatlı ve güzel

    su iner.)

    Bîm-i dûzah nâr-ı gam salmış dil-i sûzânuma

    Var ümîdüm ebr-i ihsânun sepe ol nâra su

    (Cehennem korkusu, yanık gönlüme gam ateşi salmış,

    (ama) o ateşe, senin ihsan bulutunun su serpeceğinden

    ümitliyim.)

    Yümn-i na'tünden güher olmış Fuzûlî sözleri

    Ebr-i nîsândan dönen tek lü'lü şeh-vâra su

    (Seni övmenin bereketinden dolayı Fuzûlî'nin (alelâde)

    sözleri, nisan bulutundan düşüp iri inciye dönen su

    (damlası) gibi birer inci olmuştur.)

    Hâb-ı gafletden olan bîdâr olanda rûz-ı haşr

    Eşk-i hasretden tökende dîde-i bîdâra su

    (Kıyamet günü olduğu zaman, gaflet uykusundan uyanan

    düşkün (yahut aşık) göz, (sana duyduğu) hasretten su

    (gözyaşı) döktüğü zaman,)

    Umduğum oldur ki rûz-ı haşr mahrûm olmayam

    Çeşm-i vaslun vire men teşne-i dîdâra su

    (O mahşer günü, güzel yüzüne susamış olan bana vuslat

    çeşmenin su vereceğini, beni mahrum bırakmayacağını

    ummaktayım.)




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi osmancan712 -- 16 Ocak 2022; 18:34:53 >







  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.