Şimdi Ara

1924'de Irak'a girecektik, ama Atatürk...

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
39
Cevap
0
Favori
1.549
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • http://pazar.zaman.com.tr/?bl=14&hn=839

    "Atatürk istemedi" demiş ama yazının içeriği öyle değilki babam!
    Aslında Atatürk orduyu yollamış ama ingliz baskısı yüzünden diplomatik kriz olsun istemediğinden geri çağırmış.
    Demek tam tersine Aslında Atatürk Musul'u kesinlikle istemiş ve geleceği okumuş!
    Mustafa Armağan iyi bir araştırmacı fakat sonuç yorumu yanlış!
    Siz ne dersiniz?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi was -- 22 Haziran 2007; 10:38:01 >



  • Bu düpedüz sapıtmadır, olayı amacından saptırmaktır. Şu andaki hükümetin Irak'a müdahale edememesini Atatürk'ü örnek göstererek aynı yöne çekmek istiyorlar. Ama bu tür demogojilere gerek yok. Atatürk zamanındaki Türkiye ile bugünkü Türkiye'nin şartları arasında çok büyük farklar var. Gerek yurtiçi dinamikler olarak gerekse de dünya dinamikleri olarak. Şunu unutmayalım ki Kurtuluş Savaşından çıkmış bir millet vardı ve bir Musul savaşını daha belki de kaldıramayabilirdik. Atatürk o zamanki şartları değerlendirerek en akl-i selim kararı vermiştir. Bugün ise böyle bir bağlayıcılığımız olmadığına göre Atatürk zamanından örnek vermek resmen milleti saf yerine koymaktır.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: paramparca

    Atatürk zamanından örnek vermek resmen milleti saf yerine koymaktır.

    ..................

    Tabiki Atatürk zamanından örnek verilcek, Atatürk ne yaptıysa önce onu anlayacağız, ve ona göre davranacağız.

    ....................

    Vese The Kemalist


    -Lütfen kişilere karşı kişlikleri hedef alan yazışmalarda bulunmayınız- H.Rama



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi vese -- 18 Haziran 2007; 1:17:50 >
  • Yazının tamamını okursanız ne demek istediğimi anlarsınız. O günkü şartlar ile bugünkü şartlar aynı değil, bunu vurgulamak istedim. Atatürk üzerinden kimse yalan yanlış bilgi vermesin. Ayrıca Atatürk genci olmakla da şeref duyarım. Keşke her genç Atatürk'ü anlasa.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi paramparca -- 17 Haziran 2007; 22:43:56 >
  • quote:

    Orjinalden alıntı: paramparca

    O günkü şartlar ile bugünkü şartlar aynı değil, bunu vurgulamak istedim.


    bunu da Soros beslemesi liboşlar milletin ağzına doladı,
    ne demek aynı değil kardeşim?
    Atatürkçülük evrenseldir
    sadece 1930 ların değil 21. yüzyılında ideolojisidir.
    Bize düşen Atatürk'ü anlamak ve ona uygun davranmaktır.
    Burası Türkiye Cumhuriyeti beğenmeyen amerikaya mı gider irana mı gider orasını ben bilemem

    Vese the Kemalist



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi vese -- 17 Haziran 2007; 23:51:48 >
  • Ortamı germek için yapıyorsanız buyrun devam edin, ben söyleyeceğimi söyledim. Ben burada olmaktan ve Atatürk genci olmaktan onur duyuyorum. Selametle.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: paramparca

    Ortamı germek için yapıyorsanız buyrun devam edin, ben söyleyeceğimi söyledim. Ben burada olmaktan ve Atatürk genci olmaktan onur duyuyorum. Selametle.


    sizin taktik hep bu değil mi, böyle ortaya bi laf atıyorsunuz yok Atatürk dönemindeki şartlar değişti zart zurt.

    Tutmazsa "Atatürk genci olmaktan onur duyuyorum"

    Hadi kardeşim sana da selametle...

    Vese The Kemalist



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi vese -- 17 Haziran 2007; 23:52:05 >
  • O süreçte daha Milletler Cemiyetine üye olunmamıştı.
    Hak verirsiniz ki dış sorunlardan ziyade ilk önce iç sorunlar giderilmeliydi.

    Saltanatın kaldırıldığı, halifeliğin kaldırıldığı bir süreçte ileri görüşlü bir devlet adamının verebileceği en iyi karar olsa gerek diye düşünüyorum.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Ömer

    halifeliğin kaldırıldığı bir süreçte ileri görüşlü bir devlet adamının verebileceği en iyi karar olsa gerek diye düşünüyorum.



    Aslında halifeliğin kaldırılması musul/kerkük'ün elden gitmesinin sebeplerinden biridir.

    Malum o dönemde bölgedeki kürtlerin türkiye ile en önemli bağı islam ve halife.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi vese -- 18 Haziran 2007; 0:05:57 >
  • Aslında maddi noktada en güzeli ikinci dünya savaşında ortadoğu müslümanlarıyla beraber Türkiye'nin ortak hareket edip ingiliz fransız gibi sömürgecileri temizlemekti. Fakat manevi engel vardı...
  • Yukarıdaki arkadaşı sanırım yanlış anladınız @vese,

    Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’nde geçen bir bölüm var;

    “Bir gün, istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin.”

    Arkadaşın ifade ettiğinden benim anladığım geçmiş gündeki kararları taban kabul ederek günümüz şartlarında model olarak göstermek yersiz ve de geçersiz olacağıdır.

    Ben de bunu düşünmekteyim.
    Nihayetinde izlenilen iç ve dış politikalar başta olmak üzere o günden bugüne kadar çok yol kat edildiğini ve bugünün bugün şartlarına göre değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.

    Lakin elbette ki bu düşüncelerin temeli yine Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin mihenk taşlarına bağlı olmalıdır. Farklılık sadece dönemsel gelişimden, değişimden kaynaklanmaktadır.




  • @Ömer

    ilk 3 mesajım kinayeliydi.
    O yüzden altına "Vese The Kemalist" diye imza attım
  • quote:

    Orjinalden alıntı: vese
    Aslında halifeliğin kaldırılması musul/kerkük'ün elden gitmesinin sebeplerinden biridir.

    Malum o dönemde bölgedeki kürtlerin türkiye ile en önemli bağı islam ve halife.


    Halifeliğin kaldırılmasının (3 Mart 1924) en önemli nedenleri;

    Yeni rejim ve de yönetim şeklidir.
    Laikliğin önünde önemli bir engel olmasıdır.
    Ümmet toplumundan ulusal bir topluma geçilmesidir.

    Saltanat ile birlikte kaldırılmamasının nedenlerinden birisi de Lozan Barış Anlaşması’ndan önce İngiltere’nin bu makamı Türkiye’ye karşı kullanma olasılığıdır.
  • @Ömer

    Ben halifeliğin kaldırılması toplamda iyi oldu kötü olmuştu bir şey dememiştim ama madem istiyorsunuz

    ingiliz kraliçesi aynı zamanda ingiliz kilisesinin de başıdır (yani 1923 türkiyesinden daha "kötü", 1923te halifenin saltanatı yoktu çünkü) fakat

    - ingiltere türkiye'den daha demokratik bir ülkedir.
    - ingiltere'de din ve vicdan özgürlüğü türkiyeden daha ileridir

    - toplumun hem milliyet hem de din bağı ile bağlanmasında hiç bir sakınca yoktur. Aksine ülke içindeki toplumsal birlik için daha iyi. Yani Türk milleti aynı zamanda "ümmet"in de bir parçası olabilir. Ulusal (Türk) bir topluma geçilmesi ise Türkiye gibi birden fazla büyük etnik gruba sahip (Türkler+Kürtler) oldukça tehlikelidir. Zaten sonuç ortada.


    Bunların dışında Türkiye islam dünyasının liderliğini elinin tersiyle itmiştir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi vese -- 18 Haziran 2007; 0:59:55 >




  • Doğu Anadolu’da Şeyh Sait isyanı çıkmıştı(1925).
    Ordu bu isyanı bastırdığı sırada İngiltere bölgeye yeni takviye kuvvetler sevk etti.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Ömer

    Doğu Anadolu’da Şeyh Sait isyanı çıkmıştı(1925).
    Ordu bu isyanı bastırdığı sırada İngiltere bölgeye yeni takviye kuvvetler sevk etti.


    işte ben de onu diyorum, o isyanın çıkmasının en önemli sebebi, Tükiyenin senin deyiminle "ümmet toplumundan ulusal (yani Türk) topluma" geçmesiydi, halifeliğin kaldırılması idi. (yine de Kürtlerin büyük bir kısmı isyana katılmadı, çünkü bu sebepler isyanı meşru kılmaz)
    Zira atatürk demişti ki:

    Efendiler, meselenin bir daha tekerrür etmemesi ricasıyla bir iki noktayı arz etmek isterim. Burada maksud olan ve Meclis-i âlinizi teşkil eden zevat yalnız Türk değildir. Yalnız Çerkez değildir, yalnız Kürt değildir, yalnız Laz değildir. Fakat hepsinden mürekkep anasır-ı İslâmiyedir, samimi bir mecmuadır. (Farklı İslam kavimlerinden oluşmuş samimi bir topluluktur.) Binaenaleyh bu heyet-i âliyenin temsil ettiği; hukukunu, hayatını, şerefini kurtarmak için azmettiği emeller, yalnız bir unsur-ı İslâm'a münhasır değildir. Anasır-ı İslâmiye'den mürekkep bir kitleye aittir. (Meclisimizin hizmet hedefi değişik kökenlerden meydana gelen bütün milletimizdir.) Bunun böyle olduğunu hepimiz biliriz. Hep kabul ettiğimiz esaslardan birisi ve belki birincisi olan hudut meselesi tâyin ve tespit edilirken, hudud-ı millîmiz İskenderun'un cenubundan geçer, şarka doğru uzanarak Musul'u, Süleymaniye'yi, Kerkük'ü ihtiva eder. İşte Hudud-ı millîmiz budur dedik! Halbuki Kerkük şimalinde Türk olduğu gibi Kürd de vardır. Biz onları tefrik etmedik. Binaenaleyh muhafaza ve müdafaası ile iştigal ettiğimiz millet bittabi bu unsurdan ibaret değildir. Muhtelif anasır-ı İslâmiye'den mürekkeptir. Bu mecmuayı teşkil eden her bir unsur-ı İslâm bizim kardeşimiz ve menafii tamamıyla müşterek olan vatandaşımızdır. Ve yine kabul ettiğimiz esasatın ilk satırlarında bu muhtelif anasır-ı İslâmiye ki, vatandaştırlar, yekdiğerine karşı hürmet-i mütekabile ile riayetkârdırlar ve yekdiğerinin her türlü hukukuna; ırkî, içtimaî, coğrafî hukukuna daima riayetkâr olduğunu tekrar teyit ettik ve cümlemiz bugün samimiyetle kabul ettik. Binaenaleyh menafiimiz müşterektir. Tahsiline azmettiğimiz vahdet, yalnız Türk değil, yalnız Çerkez değil hepsinden memzuc bir unsur-ı İslâm'dır. Bunun böyle telâkkisini ve su-i tefehhümata meydan verilmemesini rica ediyorum.


    yıl 1923 sanırım



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi vese -- 18 Haziran 2007; 1:07:24 >




  • quote:

    Orjinalden alıntı: vese
    @Ömer

    Ben halifeliğin kaldırılması toplamda iyi oldu kötü olmuştu bir şey dememiştim ama madem istiyorsunuz

    ingiliz kraliçesi aynı zamanda ingiliz kilisesinin de başıdır (yani 1923 türkiyesinden daha "kötü", 1923te halifenin saltanatı yoktu çünkü) fakat

    - ingiltere türkiye'den daha demokratik bir ülkedir.
    - ingiltere'de din ve vicdan özgürlüğü türkiyeden daha ileridir

    - toplumun hem milliyet hem de din bağı ile bağlanmasında hiç bir sakınca yoktur. Aksine ülke içindeki toplumsal birlik için daha iyi. Yani hem "ümmet" hem de "ulusal" toplum olunabilir. Ulusal (Türk) bir topluma geçilmesi ise Türkiye gibi birden fazla büyük etnik gruba sahip (Türkler+Kürtler) oldukça tehlikelidir. Zaten sonuç ortada.


    Bunların dışında Türkiye islam dünyasının liderliğini elinin tersiyle itmiştir.


    Ben de zaten böyle bir şey dediniz demedim ki.
    Böyle bir şey dediğinizi tasavvur ederek size cevap da vermedim.


    “- toplumun hem milliyet hem de din bağı ile bağlanmasında hiç bir sakınca yoktur.”

    Evet, hiçbir sakınca yoktur.
    Laiklik bunu sakıncalı görmemiştir zaten. Dini yasaklamamıştır.

    “Türkiye gibi birden fazla büyük etnik gruba sahip (Türkler+Kürtler) oldukça tehlikelidir.”

    Tehlikeli değildir.
    Hatta ve hatta hiçbir tehlikesi yoktur.

    Göktürk Devletinden Karahanlı Devletine, Selçuklu Devletlerinden Gaznelilere kadar çok sayıda boyla, budunla kurulmuş ve yükselmiştir Türk Egemenliği.

    Onun için “Sağcı, Solcu”, “Alevi, Sünni”, “Laik, Müslüman”, “Türk, Kürt”, “vs.,vs.”, “vs.,vs.” gibi algılama farklılıklarının nedenlerini ve de arkasındakileri tahmin etmek güç olmayacaktır.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Ömer -- 18 Haziran 2007; 1:09:28 >




  • @Ömer

    Türk etnik kimliğinin vurgulanmasındaki tehlikeden bahsediyorum.

    1930 larda mimar sinanın mezarı kazıldı ve kafatasından türk olup olmadığı kontrol edildi. "Milliyetçilik" bu noktalara varmıştı yani. malum 1930 larda hitler&mussolini filan, bunlar moda.

    quote:

    Orjinalden alıntı: Ömer

    “- toplumun hem milliyet hem de din bağı ile bağlanmasında hiç bir sakınca yoktur.”

    Evet, hiçbir sakınca yoktur.
    Laiklik bunu sakıncalı görmemiştir zaten. Dini yasaklamamıştır.



    orası laiklik değil, "ümmetçilik" meselesine cevaptı, sizin yazma sıranıza göre cevapladım.
    laiklik evet öyle. Ama türkiyedeki uygulaması modern batı devletlerinden bir hayli farklı



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi vese -- 18 Haziran 2007; 1:17:16 >
  • quote:

    Orjinalden alıntı: vese
    @Ömer

    Türk etnik kimliğinin vurgulanmasındaki tehlikeden bahsediyorum.

    1930 larda mimar sinanın mezarı kazıldı ve kafatasından türk olup olmadığı kontrol edildi. "Milliyetçilik" bu noktalara varmıştı yani. malum 1930 larda hitler&mussolini filan, bunlar moda.

    quote:

    Orjinalden alıntı: Ömer
    ...


    orası laiklik değil, "ümmetçilik" meselesine cevaptı, sizin yazma sıranıza göre cevapladım.
    laiklik evet öyle. Ama türkiyedeki uygulaması modern batı devletlerinden bir hayli farklı


    Anlıyorum.

    Ancak “ümmetçilik” o süreçte gerçekten amaç olmaktan ziyade araçtı.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Ömer
    Ancak “ümmetçilik” o süreçte gerçekten amaç olmaktan ziyade araçtı.


    kimine göre amaç kimine göre araç, neticede "ümmet" devletle değil, bireylerin inançları ile alakalı bir kavram. Modern devletler bireylerin kendini nasıl tanımladığına karışmaz.
    türkiyedeki insanlar her zaman kendilerini islam ümmetinin bir parçası olarak gördü.
    Bunun ne gibi bir zararı olur onu da bilemiyorum.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi vese -- 18 Haziran 2007; 1:37:39 >
  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.