Yetişkin olarak bakınca, okul gerçekten büyük zaman kaybı

8 yıl ilk/ortaokul ve 4 yıllık lise hayatını tamamlayan kişiler bana söyleyebilir mi, o zaman gördüğünüz sayısal veya sözel derslerde öğrendiğiniz kaç şeyi hatırlıyorsunuz?

örneğin edebiyattaki hangi şiirleri işlediniz?

tarihte savaşların önemleri ve sonuçları neydi?

matematikte trigonometri formülleri

fizikte kütle hacim gibi konular

kimyada bileşikler, formüller

vs.

vs..

çoğu kişi hiçbirini hatırlayamaz. iş yerleri lise veya uni diploması istemese çoğu kişi okula gitmez.

%100 haklısın ve olaya biraz daha büyük pencereden bakarsak daha büyük genellemeler yapılabilir

ama özet olarak ben şu çıkarımı yapıyorum : hayat boş.

aslında birçok denilenin aksini düşünüyorum bu konuda. iyi öğrenildiği takdirde çok yararlılar. mesela şiir kitabı okurken veya bir şairin röportajı, edebiyattaki nazım kuralları çok işime yarıyor. veya yabancı bir dildeki şarkı/şiiri bu şekilde yorumlayarak "vaay be değişik kültürler" diyebiliyorum. ufkumu açıyor hala. bi ara divan edebiyatına da sarılacağım ve yabancı olmayacağımı bilmek beni mutlu ediyıyor. bikaç şairi çoktan biliyorum sonuçta.

sonraaaa, her ülke kendi tarihini çok boktan anlatıyor kabul ama beni özellikle "ileride bunların doğrularını öğreneceğim zaten" demek çok kamçılamıştır. ve tarih bilgisinin iskeleti hala aklımda. ona göre ha bu yanlış, şu doğru veya şu savaştan sonra bu geliyordu o nedenle bu böyle oluyormuş diyebiliyorum. üstelik müzelerde de büyük kolaylık sağlıyor bilgim bilmeyenlere göre.

son zamanlarda biyoloji okumuyorum ama geçenlerde bi twit okumuştum mesela. aşırı fazla çoğalan kedi/köpeklerin diğer türleri yok etmesini önceden kavramıştım. çünkü lise biyolojide bu bilgi herkese verilir. twitteki hoca da bu bilgi lisede verilmiyor mu ya, neden herkes sürekli kedi/köpek beslemeye devam ediyor diye yakınıyordu.

ya aslında dediğinizi anladm. çok ayrıntı ezberliyoruz. fakat öyle olmasa nasıl öğrencileri yarış haline sokacaklar? 100 puanlık bir biyoloji yazılısı diyelim. eğer hoca iflah olmaz ibr orço değilse soruları 1+2+1 diye ayırır diye düşünüyorum. 1'i kolay lokmalık bir soru olur, 2 tanesi konuyu eh meh anlayanlar için çözülecek sorudur ve en sonuncusu da hepsinin çözen ve üst düzey çalışmış olan ve fotosentezin tüm yollarına kadar ezberleyen öğrenciyi hedef alır. bu en kolay yol. keşke ezberletmeyip bir konunun ana fikrini anlatsalar ve biz de ona göre sınava sokulsak, daha sonraları da proje ve kendi araştırmalarımıza daha çok yön verebilsek (ki bunlar asla olmaz), bunlardan daha çok puan verilse falan. fakat bu çok yorucu olurdu onlar için. :) inanılmaz bir kural ve müfredat disiplini var. çok sıkılar vee bu onların rahatına geliyor. belki müfredat buna izin veriyordur ama hocaların kontrolcü olmak ve bizim hareket alanımızı kısıtlamak işlerine geliyordur. ben bu konuda orçoluğun kısmen öğretmenlerde olduğunu düşünüyorum anlayacağınız.