Şimdi Ara

Avrupa kültürünün temelleri Sümerlere mi dayanıyor.

Bu Konudaki Kullanıcılar:
5 Misafir (1 Mobil) - 4 Masaüstü1 Mobil
5 sn
9
Cevap
0
Favori
1.501
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj

  • < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >



  • Sümerler bilinen en eski uygarlık. Mezopotamya'daki bir çok devleti etkiledikleri gibi Antik Yunan toplumunu da bir çok yönden etkilemiştir. Antik Yunan Roma Devleti'ni etkilemiştir, Roma ise Avrupa'yı. Bu sebepten cevap evet demek doğru olur. Yine de Sümerlerin var olduğu zamanda Avrupa'da pek bir devlet varlığından söz edilemez bunu da unutmamak gerekli.

  • torlofan T kullanıcısına yanıt

    Sümer soyluları eski mısırın baskısından kurtulmak için Girite gidiyor. Oradan mora yarımadası, yunan anakarası, roma, Fransa, ingiltereye yerleşiyorlar. Bunların gittiği yerler ihya oluyor.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: coupant

    Sümer soyluları eski mısırın baskısından kurtulmak için Girite gidiyor. Oradan mora yarımadası, yunan anakarası, roma, Fransa, ingiltereye yerleşiyorlar. Bunların gittiği yerler ihya oluyor.

    Böyle doğrudan bir siyasi etkiden ziyade ticaret ve gezginlik hatlarıyla hayat bulan, yüzyıllara yayılmış daha kültürel ve demografik bir etki vardır diye düşünüyorum. Avrupa uygarlığının klasik Greko Romen temelinin Mezopotamya ve Yakın Doğu'daki uygarlık temeli üzerinde yükseldiğini söyleyebiliriz. En basitinden Grek (ve daha kısmi şekilde Latin) alfabesi Fenike yani Kenan ülkesi kökenli. Yunan - Roma mitolojisi Yakın Doğu mitolojilerine çok şey borçlu. Yunan astronomisi ve gök bilimi Babil astronomisinden çok istifade ediyor. Yunanlar "matematiği" teorik bir bilme ve araştırma sahası olarak yine Babil ve Mısır'dan aldıkları matematiksel pratiklerle meydana getiriyor. Sık sık birbirine geçer şekilde kullandıkları doğa bilim (physis) ve felsefeyi de (philosophia) yakın Doğu mitolojisine ait yaklaşımlardan istifade ederek icat ediyorlar. Klasik Yunan sütunları ve heykeltıraşı Mısır sütunları ve heykeltıraşına özenilmesinden, Yunanların genel Mısır hayranlığından türüyor. Arkaik Yunan çağının heykellerinde ve sanatında oldukça bariz bir Mısır ilhamı seçilebiliyor. Antik Roma Uygarlığı ise Yunan Uygarlığı ve Yakın Doğu ile Yunan etkisindeki Etrüsk Uygarlığı sayesinde gelişme gösteriyor. Roma İmparatorluğu sonrasında yaptığı fetihlerle "uygarlığı" Avrupa'nın Kelt ve Germen halklarına ihraç ediyor. Böylece Avrupa Uygarlığı'nın özellikle de Rönesans Çağı'nda vuku bulan klasik temelleri atılıyor. Avrupa ve Roma'nın temeli olan Yunan'ın Bronz Çağı altyapısı esasında Miken ve Minos ancak Miken ve Minos, bilhassa da Minos Yakın Doğu ve Mısır'dan karmaşık uygarlık altyapısını edinmiştir.


    Mezopotamya veya Yakın Doğu'nun uygarlık temeli büyük ölçüde Sümer olduğu için sorunun cevabı evet, yani kısmen.

    < Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >
  • Nat Alianovna kullanıcısına yanıt

    Böylesine bir bilgi birikimi olduğu halde mütevazı olmayı başaran kişiliğinize gıpta ettiğimi bilmenizi isterim.


    Benim dikkatimi çeken şu oldu. Bilmiyorum siz ne dersiniz?


    Mesela Sümer'in Enlilini (kronos), Zeusunu (Nanna/sin), Enkisini (poseidon), inannasını (Artemis/el Uzza), Ningal'ini (leto/lat) Yunan mitinde görüyoruz. Ancak mısırın osirisini, isis'ini, Seth'ini Yunan mitinde göremiyoruz. Sümer soyluları m.ö. 509'da romaya geçtikten sonra 496'da roma'da demeter'in tapınağını yapıyor. Bu da Sümer tanrıçası. Enlil ve Ninlil'in kızı. Yani kronos ve rhea'nın kızı. Hatta Arap tanrıları da bunlar. İslamı roma tezgahı olarak görenler bile var. Ve ilginç bir şekilde kuran sadece Mısır krallarını yerden yere vurur. Sümer krallarından sadece Nemrutu yerden yere vurur. Kendisinin naram sin olduğunu iddia edenler var ki o da Enlil tapınağını yağmalattırıyor. Yine bir Sümer tanrısı çıktı karşımıza. Hatta baş tanrı. O dönem insanı naram sinin başına gelenler için Enlil'in intikamı yorumunu yapıyor.


    Eski Mısır ve uzantısı yahudiler ve perslerin Sümer soylularına karşı mücadele ettiği görüşü hakkında fikriniz nedir? Yahudilik belki biraz karışık ama pers kültürü ve Mısır kültürü cidden apayrı değil mi? Ayrıca yahudi sürgününe son verenler persler oluyor. Onları yıkan ve sürenler ise Sümerin devamı diyebileceğimiz babiller ve Asurlar oluyor.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi coupant -- 25 Temmuz 2021; 16:26:48 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: coupant

    Böylesine bir bilgi birikimi olduğu halde mütevazı olmayı başaran kişiliğinize gıpta ettiğimi bilmenizi isterim.


    Benim dikkatimi çeken şu oldu. Bilmiyorum siz ne dersiniz?


    Mesela Sümer'in Enlilini (kronos), Zeusunu (Nanna/sin), Enkisini (poseidon), inannasını (Artemis/el Uzza), Ningal'ini (leto/lat) Yunan mitinde görüyoruz. Ancak mısırın osirisini, isis'ini, Seth'ini Yunan mitinde göremiyoruz. Sümer soyluları m.ö. 509'da romaya geçtikten sonra 496'da roma'da demeter'in tapınağını yapıyor. Bu da Sümer tanrıçası. Enlil ve Ninlil'in kızı. Yani kronos ve rhea'nın kızı. Hatta Arap tanrıları da bunlar. İslamı roma tezgahı olarak görenler bile var. Ve ilginç bir şekilde kuran sadece Mısır krallarını yerden yere vurur. Sümer krallarından sadece Nemrutu yerden yere vurur. Kendisinin naram sin olduğunu iddia edenler var ki o da Enlil tapınağını yağmalattırıyor. Yine bir Sümer tanrısı çıktı karşımıza. Hatta baş tanrı. O dönem insanı naram sinin başına gelenler için Enlil'in intikamı yorumunu yapıyor.


    Eski Mısır ve uzantısı yahudiler ve perslerin Sümer soylularına karşı mücadele ettiği görüşü hakkında fikriniz nedir? Yahudilik belki biraz karışık ama pers kültürü ve Mısır kültürü cidden apayrı değil mi? Ayrıca yahudi sürgününe son verenler persler oluyor. Onları yıkan ve sürenler ise Sümerin devamı diyebileceğimiz babiller ve Asurlar oluyor.

    Ancak Sümerlerin torunları denebilecek insanlar 6.yüzyılda Roma'ya geçmiş olabilir çünkü Sümerler çok daha eski. Roma Cumhuriyeti'nin eski Krallık gücünü elde tutan Etrüsk hegemonlardan kurtulan yükselişe geçmiş Romalı bir aristokrat sınıf tarafından kurulduğu çok daha makul bir görüş bence. Roma zaten çok dışlayıcı ve sınıfsal, kendi aristokrasisini üretmiş bir toplumdu. Yakın Doğu'dan gelecek kazazede aristokratlara pek de yol açacak konuksever kimseler değillerdi. Sümer aristokratlara bu denli merkezi ve zamansal bağlamlarının çok dışına taşan bir rol biçmeniz ilginç. Yunan ve Roma dünyasına aslında Mısır'ın tanrıçası İsis giriş yapıyor. Yalnız eski halklar ne denli tanrı / tanrıça değiş tokuş etseler de ya da arketip olarak benzer tanrı / tanrıçalar barındırsalar da bütün tanrıları aynı olacak veya birisinde olan bir tanrının öbüründe kesinlikle muadili olacak diye bir zorunluluk yoktu. Tanrı / tanrıça kıyaslamanızla ilgili olarak gözüme çarpan bir hata, İnanna ve Artemis'in bambaşka karakterler olması. Sümer İnanna'sının Yunan muadili Afrodit'tir, İnanna kesinlikle kendisini çıplak gördüğü için bir adamı acımasızca cezalandıran bakire Artemis olamaz. Erken Yunanların Sümer kültürü ve mitolojisinden etkilenmesi esasında çağdaş oldukları ve Sümer geleneğini (isimler, detaylar gibi bazı farklılıklarla) taşıyan Babil üzerinden. Ne eski Yunan ne de Roma Sümerlerle doğrudan bir temas içerisinde olmadı. Sümer kent devletleri ve altın çağındaki Sümer Uygarlığı çok çok daha eski. Bir yandan Sümerler onları ne denli etkilemiş olsalar da Akkadların ve Babillerin aksine aslında Sami bir topluluk değildi. Evet Persler ve Mısırlılar oldukça özgün uygarlıklar. Mısırlılar en uzun ömürlü ve zengin uygarlıklardan birisini kurarken Persler antik Yakın Doğu'nun asırlar boyunca en büyük gücü olmuşlardır. Roma İmparatorluğu'nun Fars diyarını yutamaması ve Roma dünyasının sınırını Perslerin çizmesi Perslerin emperyal seviyesi ve baskın kültürü hakkında çok şey anlatıyor. Yahudiler ise başlangıçta pastoral kabile insanları olarak din kültürlerini kendi pastoral peygamberlik (ilahi misyon üstlenmiş çoban, sürü lideri) gelenekleriyle Sümer ile Mezopotamya'nın mit ve hikayelerini harmanlayarak yaratıyorlar gibi görünüyor. Sümer kökenli Büyük Tufan hikayesi aradaki bağlantıya dair güzel bir örnektir. Nuh'un Tufan hikayesinin Sümer ve Yahudi versiyonları - yalnızca monoteist ve politeist vurgu farkı haricinde - neredeyse birebir aynıdır. İslam'ın Roma tezgahı olduğunu sanmıyorum zira Muhammed Peygamber'in Rumluk ya da Romalılıkla pek alakası yoktu; kendisi ve muhatapları Arap veya Sami olan insanlardı. Yine de şüphesiz ki Roma ve Yakın Doğu dünyalarında Hıristiyanlığın yayılması ve bu şekilde monoteizmin ve Yahudi-Hıristiyan din geleneğinin büyük bir yükseliş ivmesi kazanması Araplar arasında İslam'ın ortaya çıkması için - istemsiz şekilde - inanılmaz uygun bir iklim yarattı. Muhammed Peygamber'in Araplar arasında ticaret konvoylarında yer almış, amcası Ebu Talib aracılığıyla "tacir" kimlikli birisi yani gezip görme, bilgi ve fikir alışverişinde bulunma şansı olan bir kimse olması şüphesiz ki basit bir tesadüf değil. Tam aksine peygamberliği bu kazanılan vizyondan türedi. Tıpkı eski Milet liman şehrinde Thales, Anaksimandros ve Anaksimenes'in şahıslarında doğa bilim ve felsefenin türemesi gibi. Tıpkı kadim Çin'den barutun varlığının ve bir silah olarak kullanılabileceğinin öğrenilmesi gibi.


    Teveccüh ve pozitif yorum için teşekkürler. Bir şeyler okuyan, ilgi duyan kimseyle konuşmak her zaman büyük bir zevk.

    < Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >
  • Nat Alianovna kullanıcısına yanıt

    Teşekkürler hocam. Sümerler dediğiniz gibi Sami bir halk değil. Sami bir halk olan Akadları Sümere karşı ayaklandıran eski Mısır diyor düşündüren videolar adlı bir YouTube kanalı. Akad'dan önce ilk saldırıyı elamlara yaptırıyor. Onlar da eski mısırın hesabına çalışıyor. Başkentleri susa sonraki süreçte persepolis oluyor ki pers devletleri de orayı merkez üssü olarak kullanıyor.


    Sümer ve Minos bu savaştan yenik çıkıyor.


    Minos soyluları bunun üzerine mora yarımadasına geçiyor. Sonrasında Yunan anakarası bunların merkez üssü oluyor. Dikkat ederseniz o tarihlerde roma öyle esamesi okunan bir yer değil. Zaten kuruluşu m.ö 753. Söylediğim tarihlerde roma şehri bile yok.


    Sümer soyluları Guttileri, dağlı kavimleri, hattilerin komutasındaki 17 Anadolu krallığını, Akad içindeki işbirlikçilerini örgütleyerek Akad Devletini yıkıyor. Bu da Sümerin eski mısırdan intikamı oluyor. Sümer soyluları intikamını aldığında roma şehri hala yok. Ne zamanki Sümer soyluları romaya adım atıyor roma o zaman roma oluyor.


    Artemisin hiç bir kitapta inanna olarak gösterilmediğini biliyorum. İnanna hep afrodit olarak gösteriliyor.


    Bu konuda ardemus Kalimina adlı bir YouTube kanalı manipülasyon olduğunu iddia ediyor. Afrodit inanna değil ısrarla Ninhursagdır diyor. Bu da eski mısırın Hathoruna tekabül ediyor. Stargate sg1 dizisinin bir bölümü Hathora ayrılmıştı. Güzelliğiyle tüm Amerikalı subayları etkisi altına alıp üssü ele geçiriyordu.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi coupant -- 26 Temmuz 2021; 9:33:6 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: coupant

    Teşekkürler hocam. Sümerler dediğiniz gibi Sami bir halk değil. Sami bir halk olan Akadları Sümere karşı ayaklandıran eski Mısır diyor düşündüren videolar adlı bir YouTube kanalı. Akad'dan önce ilk saldırıyı elamlara yaptırıyor. Onlar da eski mısırın hesabına çalışıyor. Başkentleri susa sonraki süreçte persepolis oluyor ki pers devletleri de orayı merkez üssü olarak kullanıyor.


    Sümer ve Minos bu savaştan yenik çıkıyor.


    Minos soyluları bunun üzerine mora yarımadasına geçiyor. Sonrasında Yunan anakarası bunların merkez üssü oluyor. Dikkat ederseniz o tarihlerde roma öyle esamesi okunan bir yer değil. Zaten kuruluşu m.ö 753. Söylediğim tarihlerde roma şehri bile yok.


    Sümer soyluları Guttileri, dağlı kavimleri, hattilerin komutasındaki 17 Anadolu krallığını, Akad içindeki işbirlikçilerini örgütleyerek Akad Devletini yıkıyor. Bu da Sümerin eski mısırdan intikamı oluyor. Sümer soyluları intikamını aldığında roma şehri hala yok. Ne zamanki Sümer soyluları romaya adım atıyor roma o zaman roma oluyor.


    Artemisin hiç bir kitapta inanna olarak gösterilmediğini biliyorum. İnanna hep afrodit olarak gösteriliyor.


    Bu konuda ardemus Kalimina adlı bir YouTube kanalı manipülasyon olduğunu iddia ediyor. Afrodit inanna değil ısrarla Ninhursagdır diyor. Bu da eski mısırın Hathoruna tekabül ediyor. Stargate sg1 dizisinin bir bölümü Hathora ayrılmıştı. Güzelliğiyle tüm Amerikalı subayları etkisi altına alıp üssü ele geçiriyordu.

    Bir Sümer yönetici sınıfına var olmadıkları bir çağda bu kadar rol biçmek bence mantıklı değil. Roma M.Ö. 6.yüzyılda bir takım kabilelerden (tribus) meydana gelen bir halkın (populus) paylaştığı dinsel toplanma ve pazar alanı (forum) bulunduran bir yurt (patria) ve şehir devleti (civitas) olarak vardı ama Roma'nın bildiğimiz anlamda tuğla ve mermerden meydana gelen bir mega şehir olması o kadar erken tarihte bile değil; günümüzün Roma historyagrafyasında "geç cumhuriyet", hatta daha da geç "erken imparatorluk" olarak sınıflandırılan dönemlerine denk düşüyor. Roma bir yandan Minosla, Sümerle Akkadla vb demir çağı öncesi uygarlıklarla doğrudan hiçbir alakası olamayacak kadar yeni bir uygarlık. Roma'nın ihyası ve gelişimi Etrüskler ve Miken ile Minos çağını çoktan geride bırakmış Yunanlarla bağlantılı. Roma Uygarlığı kırsal ve kaba saba Latinlerin çok daha uygar Yunan ve Etrüsklerle etkileşmesinin ürünü. Hathor ile İnanna / Afrodit arasında aslında paralellik var. Doğurganlık ve bereketle özdeşleştirilen tanrıçalardır hepsi. Bakire denilen Artemis'in tam tersi, seks ve üremeyle ilgili arketipler.


    Söz ettiğiniz savaşlar konusunda yorum yapamayacağım çünkü o mevzuya o kadar hakim değilim. Yine de bu kadar çok eski uygarlık arasında "dünya savaşı" tipinde bir çatışmanın kolay olmadığını söylemem gerekiyor. Misal Sümerler kendi aralarında bölünmüşlerdi, Mısır ile Sümer devletlerinin açık bir çatışma yaşamış olmaları pekala mümkün ancak Mısır'ın politikası daha çok Levant'a yani günümüz Suriyesi'ne dönüktü; bunun için çeşitli kabilelerle, irili ufaklı prensliklerle ve en ünlüsü de Hititlerle harp etmişlerdir. Mezopotamya havzası Mısır'ın yutamayacağı kadar büyük (ve kısmen ulaşması zor) bir lokmaydı. Farklı şehir devletlerine ve çeşitli şehir devletleri kültlerine sahip Sümerler de şüphesiz ki - Akkadların aksine - tarihe imparatorluk kurucu bir cemiyet olarak geçmediler. Sonunda Akkadlar tarafından yutuldular ya da Akkadlar Sümer Uygarlığı'nı absorbe etti; mitlerini, çivi yazısını, kültürel uygulamalarını ve teknolojilerini kendi Sami bağlamlarında benimsediler dersek daha doğru olur. Miken'in gerilemesi ve Karanlık Çağ'ın başlaması Bronz Çağı sonundaki felaketlere ve uygarlıktaki gerilemeye dayandırılıyor. Öncesinde Mikenler yavaş yavaş gerilemiş olan Minos'un yerine geçmişti yani daha çok dediğiniz tersi, vice versa bir durum var. Minos'u - Minos'un etkisi altında kalarak, Minos Lineer A ve ondan türemiş Miken Lineer B alfabeleri aralarındaki bağlantının en güçlü kanıtıdır - domine edenler Mikenlerdi. Minos dediğimiz zaten Girit yani güçlü ve zengin bir ada uygarlığıydı. Mikenler Yunanistan anakarasındaydı ve Minos'un altın çağına kıyasla görece daha geç bir dönemde parıldadılar. Mikenler ve Minosların Akdeniz'de - antik Yunan torunlarını hatırlatır şekilde - oldukça aktif olduklarını biliyoruz.

    < Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.