Şimdi Ara

ODTÜ/Mühendislik/ODTÜ Bilgisayar Müh.

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
23
Cevap
5
Favori
2.650
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
3 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Herkese merhabalar,

    Zamanında ben de forumdan faydalanmıştım ve eminim aranızda bazılarının kafasında tercih zamanı ile alakalı soru işaretleri vardır. Bu yazımda mühendislik, ODTÜ ve bilgisayar mühendisliği/bilimi hakkında bazı görüşlerimi paylaşacağım. Belirtmek isterim ki yazacaklarım mutlak doğrular değildir sadece ODTÜ'de aldığım 2 yıllık eğitime dayanmaktadır. Umarım faydalı bir paylaşım olur.


    Öncelikle biraz ODTÜ'den bahsedeyim. Kapıdan ilk girdiğiniz andan başlıyarak herhangi bir birimine kadar bir devlet okulu olduğunu iliklerinize kadar hissediyorsunuz. Gereksiz yavaş işleyen süreçler, herkesin sorumluluğu birbirine atması... Fakat bunların tahammül edilebilir olduğunu düşünüyorum.

    Özellikle pandemi sürecinde öğrencilere inanılmaz eziyet ettiler 2 kamerayla sınavlar, oral examlar, safe exam browserlar; adım kadar eminim ki normal dönem bundan çok daha kolay olurdu. Matematik departmanı midterm ve finallerden aldığınız notları kabul etmeyip bunları oral examle ispatlamanızı istiyordu ve sadece 15 dakikada AA lık notunuz CC ye düşebiliyordu, böyle saçma bir yer. Neyse bu kısım biraz yakınma gibi oldu, ama şunu bilin ki ODTÜ gerçekten mental olarak hayatta kalması zor bir okul en azından benim için öyle.


    Biraz hazırlık eğitiminden bahsedeyim. Yanlış hatırlamıyorsam Intermediate başlamıştım, çok iyi bir ingilizcem yoktu. Proficiency'i geçer miyim diye tereddüt ediyordum ama korktuğum gibi olmadı. Kısacası ortalama üstü bir hazırlık eğitimi olduğunu söylebiirim, kendinizi verirseniz verim alırsınız.

    Buna ek olarak iyi ki hazırlık okumuşum diyorum ve okumanızı tavsiye ediyorum, çünkü üniversite sınav maratonundan sonra 1. sınıfın o yükünü kaldırmak pek mümkün olmasa gerek.


    Mühendislik tercih etmeli miyim etmemeli miyim? Biraz da bu sorunun cevabını arayalım. Arkadaşlar şunu söylemeliyim ki kesinlikler bu tarz okullarda bu tarzı bölümleri "şöyle para kazanırım, zengin olurum, yurtdışına çıkarım vs." gibi amaçlarınız varsa yazmayın. Eğer motivasyonunuz bu olursa emin olun bu okul bitmez ve bunun zorluğunu da çekmeye değmez. Amacınız para ise gidin ticaret yapın. Eğer amacınız gerçekten ülke için bilim ve katma değer üretmek ise doğru yerdesiniz diyebilirim. Bunlara ek olarak biraz daha bireysel özellikleri kapsayan bir perspektiften olaya bakarsak, bence mühendis olacak insan azami derecede yaratıcı, sabırlı, uzay zekasına sahip ve çalışkan olmalı. Eğer matematik (tüm mühendislikler) fizik (bazı disiplinler) ile aranız yoksa kapının önünden bile geçmeyin bence sizin için hiç doğru bir tercih olmayacaktır.


    Gelelim bilgisayar mühendisliğine, doğruyu söylemek gerekirse benim de çok bir şey bildiğim söylenemez henüz birinci sınıfın sonuna geldim ama aklımda genel bir resimin oluştuğunu söyleyebilirim. Bu disiplinin üniversite sınavından çok yakından tanıdığınız problemler konusuna benzetebilirsiniz.

    Amacınız insanlığın aklınıza gelebilecek her türlü problemine matematik dilini, zekanızı ve bilgisayarların işlem yapabilme kapasitesini kullanarak çözüm üretmek. Bilgisayarlar, programlama diller, donanımlar vs. sadece bir enstrüman olmaktan öteye geçemiyor. Her şey fikirlerden ibaret, çok soyut bir dünya. Kendimden yola çıkarak şunu söylebilirim, burada sistematik düşünmeyi öğreniyorsunuz. Mesela bir yaş problemi ile karşılaştığında beyniniz bir şekilde bunu çözebiliyor. İşte amaç beyninizin çözüme ulaşmak için attığı adımları bilgisayara anlatabilmek her şey bundan ibaret. Bunlardan yola çıkarak şunu söyleyebilirim ki, bölümün isminin tam tersine okulda bir mühendislik eğitimi verilmiyor tamamen bilgisayar bilimi denilen disiplenene adanılmış durumda (şahsi fikrim). Eğer endüstride sıradan bir yazılımcı olacağım diyorsanız kesinlikle bu okul ve bölüm size göre değil bu kadar çileye katlanmayın çünkü gerçekten işin bilim kısmı çok ağır basmakta. Okulun da amacının sektöre eleman yetiştirmekten ziyade akademisyen yetiştirmek gibi bir misyonu olduğunu söylebilirim ve tahminimce bu çoğu iyi okullara böyledir. Kesinlikle şu tarz dedikodulara kulak asmayın, hayatımda duyduğum en aptalca düşünceler. Daha önce eline bilgisayar değmemiş bilgisayar mühendisliği okuyacak şuna bak ya, hiç bir programa dili bilmiyorsun sen mi bilgisayar bilimcisi olacaksın.... Bazı şeyler bilen arkadaşlar da vardır amacım kesinlikler onların bilgisini falan küçümsemek değil sadece olayın programa dili, bilgisayar vs. olmadığını anlatmaya çalışıyorum. Eğer problem çözme yeteneğiniz varsa ve teorik matematikle aranız iyi ise önünüzde bir bilgisayar bilimcisi olmak için hiç bir engel yok.


    Aklıma bazı şeyler geldikçe eklemeye devam edeceğim. Bölüm ve okul ile ilgili sorularınızı bilgim yettiğince boş zamanlarımda cevaplayabilirim.

    Son bir tavsiye olarak, Cesur olun gerçekten ne yapmak istiyorsanız onu yapın çevresel faktörleri boşverin. Eğer sevdiğiniz şeyi yaparsanız başarılı olacağınızın garantisini verebilirim. Umarım yardımcı olmuştur.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi thebutcher5 -- 17 Temmuz 2021; 1:15:54 >







  • Bilgisayar mühendisliği mezunu bir yazılımcı olarak katılmadığım noktalar var. Bahsetmeyeceğim her şeye katıldığımı farz edebilirsiniz.


    Hazırlık

    İngilizceniz yetersiz ise okumalısınız, ki zaten oldukça yetersizse isteseniz de atlayamazsınız, ama upper intermediate civarları bir ingilizceniz varsa şöyle 1 hafta falan çalışıp IELTS/TOEFL girerek atlamanızı öneririm.


    Bunun düşünebildiğim tek dezavantajı hazırlıkta aynı lise gibi devamlı aynı sınıf derslerine gittiğiniz için çevre yapması daha kolay olur, ama hafif atılgansanız çevrenizi yine yaparsınız.


    Atlarsanız bi sene daha erken mezun olursunuz, ki içinde bulunduğumuz ülkede bu oldukça değerli, son 5 senedir her sene daha kötüye gidiyoruz diyebilirim.


    Kafanızdaki bilgiler daha taze olur. Ben mesela ilk dönemki matematik sınavlarına neredeyse çalışmamıştım bile. Matematik, fizik gibi temel derslerde sağlam temelli bir şekilde giderseniz ilk dönem çok daha rahat olur.


    Daha esnek olursunuz. Ben mesela hazırlık atladım, ama 5. seneme 2 ders kalmış şekilde geçtim, yazın vermeye kasmadım, çünkü hazırlık okumuş veya ÇAP yapan arkadaşlarım vardı, onlarla hala okulda olmak ve birlikte mezun olmak istiyordum. Pek çok ekstra ders alarak 5 yıl dolduran arkadaşlarım da var benzer şekilde.


    Soyutluk

    Ben bölümümüzün hiç soyut olduğunu düşünmüyorum, hatta lisedeyken bu bölüm için çok heyecanlı olma sebebim kafandakileri gerçeğe çevirebilme, yoktan var edebilme yetisiydi. Donanım bilgileri zaten çoğumuzun sahip olduğu cihazların nasıl çalıştığı ile ilgili, programlama da resmen saniyeler içinde gerçek hayata yansıtabildiğimiz bir şey.


    Matematik veya fizik bölümü okusanız ileri düzey dersler aşırı soyutsaldır mesela, kullanım alanından bile emin olamazsınız, ben ne yapıyorum dersiniz, programlamada bu yoktur, her şey somut bir amaç uğrunadır ve ortaya somut bir ürün çıkartırsınız.


    Bölüm seçimi

    En ideal programlama öğrenme yöntemi nedir diye bir yazılımcıya sorsanız hiçbiri gidip 4 sene üniversite oku demez tabi ki, daha pratik yöntemler var, ama üniversite okumak isteyen ve yazılımcı olmak isteyen biri için bence en ideal bölüm bilgisayar mühendisliğidir. Hali hazırda önemi anlaşılmayan bazı teorik bilgiler iş pratiğe döndüğünde beklenmedik şekilde yardımcı olur. Aynı zamanda hayatınızı geçireceğiniz meslekte belli bir genel kültüre sahip olmanızı sağlar.


    Peki üniversite okunmalı mı?


    Bunu etkileyen çok fazla faktör var. Gideceğiniz okul, bölüm, maddi durum, kişiliğiniz, zeka tipiniz bunların başta gelenleri.


    Öncelikle çok fazla liselinin ciddi anlamda yanıldığı bir şeyden bahsedeyim, üniversite sayı olarak pek çok şey öğretir, ama hiçbir şeyi derinlemesine öğretmez. Yani üniversiteden mezun olduğunuzda hiçbir şeyde uzman olmazsınız, orta düzey de olmazsınız, temel atmış öğrenmeye hazır insanlar olursunuz.


    Üniversite kişiler arasında sosyokültürel farka yol açar, ve bu sadece okuyan okumayan arasında değil, okuldan okula bile değişir. Böyle bir şeyin parçası olmak pek çok insanı mutlu hissettirir. Dışarıdan komik veya abartı geliyor olabilir, ama kendinden 5-10 sene önce mezun olan insanlarda bile aynı okuldan mezun olduğunuzu hissedebiliyorsunuz gerçekten.


    Gençlerin çok gözden kaçırdığı başka bir nokta da üniversiteden sonraki hayatın yavanlığı. Arkadaşlar üniversitede, özellikle de bir yurtta kalıyorsanız, sizinle yaşıt yüzlerce insanla birlikte bir komünite olarak yaşıyorsunuz, hepiniz aynı okuldansınız, bazılarınız ise aynı bölümden. Birlikte derslere giriyor, muhabbet ediyor, ortak deneyimler ediniyorsunuz. Bunun ne kadar nadir olduğunu bilmeniz lazım, çünkü iş hayatına geçtikten sonra böyle bir şey bir daha olmayacak. Hiçbir zaman sizinle yaşıt ve ortak özellikleri olan bu kadar insan görmeyeceksiniz. Belki hiçbir zaman o kadar fazla insanla düzenli muhabbet etmeyeceksiniz.


    Benim şu an arkadaşlarımın çoğu ve 5 senelik sevgilim üniversiteden. Bu kadar sıkı arkadaşlıkların mezuniyet sonrası ne kadar zor olduğunu tahmin edemezsiniz.


    Bunun üzerine sizle aynı sene ya da yakın zamanda sizinle aynı okuldan ve bölümden mezun olan insanlar olması inanılmaz değerlidir. Bir mülakata gittiğinizde nasıl bir maaş istemeniz gerektiğini bilirsiniz, sizden istenilenler normal mi yoksa haksızlık mı yapılıyor ölçüp biçip konuşabileceğiniz insanlar olur, üstüne iş bulmada da size yardımcı olurlar.


    Yani özetle üniversiteye sadece meslek edinme platformu olarak bakarsanız memnun kalmazsınız, çünkü bu konuda iyi değil, bu bir meslek kursu değil.


    Yazmışım da yazmışım, bu kadar yazıyı bile kimin okuyacağı meçhul, o yüzden burada bitireyim  

  • Hayalim olan programdan,
    Güzel konu

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yararli konu, ben bu puani yapanlarin ozelleri tercih etmesini oneririm. Ozellikle akademik dusunuyorsaniz ozeller en iyisidir.

  • Bilgisayar mühendisliği mezunu bir yazılımcı olarak katılmadığım noktalar var. Bahsetmeyeceğim her şeye katıldığımı farz edebilirsiniz.


    Hazırlık

    İngilizceniz yetersiz ise okumalısınız, ki zaten oldukça yetersizse isteseniz de atlayamazsınız, ama upper intermediate civarları bir ingilizceniz varsa şöyle 1 hafta falan çalışıp IELTS/TOEFL girerek atlamanızı öneririm.


    Bunun düşünebildiğim tek dezavantajı hazırlıkta aynı lise gibi devamlı aynı sınıf derslerine gittiğiniz için çevre yapması daha kolay olur, ama hafif atılgansanız çevrenizi yine yaparsınız.


    Atlarsanız bi sene daha erken mezun olursunuz, ki içinde bulunduğumuz ülkede bu oldukça değerli, son 5 senedir her sene daha kötüye gidiyoruz diyebilirim.


    Kafanızdaki bilgiler daha taze olur. Ben mesela ilk dönemki matematik sınavlarına neredeyse çalışmamıştım bile. Matematik, fizik gibi temel derslerde sağlam temelli bir şekilde giderseniz ilk dönem çok daha rahat olur.


    Daha esnek olursunuz. Ben mesela hazırlık atladım, ama 5. seneme 2 ders kalmış şekilde geçtim, yazın vermeye kasmadım, çünkü hazırlık okumuş veya ÇAP yapan arkadaşlarım vardı, onlarla hala okulda olmak ve birlikte mezun olmak istiyordum. Pek çok ekstra ders alarak 5 yıl dolduran arkadaşlarım da var benzer şekilde.


    Soyutluk

    Ben bölümümüzün hiç soyut olduğunu düşünmüyorum, hatta lisedeyken bu bölüm için çok heyecanlı olma sebebim kafandakileri gerçeğe çevirebilme, yoktan var edebilme yetisiydi. Donanım bilgileri zaten çoğumuzun sahip olduğu cihazların nasıl çalıştığı ile ilgili, programlama da resmen saniyeler içinde gerçek hayata yansıtabildiğimiz bir şey.


    Matematik veya fizik bölümü okusanız ileri düzey dersler aşırı soyutsaldır mesela, kullanım alanından bile emin olamazsınız, ben ne yapıyorum dersiniz, programlamada bu yoktur, her şey somut bir amaç uğrunadır ve ortaya somut bir ürün çıkartırsınız.


    Bölüm seçimi

    En ideal programlama öğrenme yöntemi nedir diye bir yazılımcıya sorsanız hiçbiri gidip 4 sene üniversite oku demez tabi ki, daha pratik yöntemler var, ama üniversite okumak isteyen ve yazılımcı olmak isteyen biri için bence en ideal bölüm bilgisayar mühendisliğidir. Hali hazırda önemi anlaşılmayan bazı teorik bilgiler iş pratiğe döndüğünde beklenmedik şekilde yardımcı olur. Aynı zamanda hayatınızı geçireceğiniz meslekte belli bir genel kültüre sahip olmanızı sağlar.


    Peki üniversite okunmalı mı?


    Bunu etkileyen çok fazla faktör var. Gideceğiniz okul, bölüm, maddi durum, kişiliğiniz, zeka tipiniz bunların başta gelenleri.


    Öncelikle çok fazla liselinin ciddi anlamda yanıldığı bir şeyden bahsedeyim, üniversite sayı olarak pek çok şey öğretir, ama hiçbir şeyi derinlemesine öğretmez. Yani üniversiteden mezun olduğunuzda hiçbir şeyde uzman olmazsınız, orta düzey de olmazsınız, temel atmış öğrenmeye hazır insanlar olursunuz.


    Üniversite kişiler arasında sosyokültürel farka yol açar, ve bu sadece okuyan okumayan arasında değil, okuldan okula bile değişir. Böyle bir şeyin parçası olmak pek çok insanı mutlu hissettirir. Dışarıdan komik veya abartı geliyor olabilir, ama kendinden 5-10 sene önce mezun olan insanlarda bile aynı okuldan mezun olduğunuzu hissedebiliyorsunuz gerçekten.


    Gençlerin çok gözden kaçırdığı başka bir nokta da üniversiteden sonraki hayatın yavanlığı. Arkadaşlar üniversitede, özellikle de bir yurtta kalıyorsanız, sizinle yaşıt yüzlerce insanla birlikte bir komünite olarak yaşıyorsunuz, hepiniz aynı okuldansınız, bazılarınız ise aynı bölümden. Birlikte derslere giriyor, muhabbet ediyor, ortak deneyimler ediniyorsunuz. Bunun ne kadar nadir olduğunu bilmeniz lazım, çünkü iş hayatına geçtikten sonra böyle bir şey bir daha olmayacak. Hiçbir zaman sizinle yaşıt ve ortak özellikleri olan bu kadar insan görmeyeceksiniz. Belki hiçbir zaman o kadar fazla insanla düzenli muhabbet etmeyeceksiniz.


    Benim şu an arkadaşlarımın çoğu ve 5 senelik sevgilim üniversiteden. Bu kadar sıkı arkadaşlıkların mezuniyet sonrası ne kadar zor olduğunu tahmin edemezsiniz.


    Bunun üzerine sizle aynı sene ya da yakın zamanda sizinle aynı okuldan ve bölümden mezun olan insanlar olması inanılmaz değerlidir. Bir mülakata gittiğinizde nasıl bir maaş istemeniz gerektiğini bilirsiniz, sizden istenilenler normal mi yoksa haksızlık mı yapılıyor ölçüp biçip konuşabileceğiniz insanlar olur, üstüne iş bulmada da size yardımcı olurlar.


    Yani özetle üniversiteye sadece meslek edinme platformu olarak bakarsanız memnun kalmazsınız, çünkü bu konuda iyi değil, bu bir meslek kursu değil.


    Yazmışım da yazmışım, bu kadar yazıyı bile kimin okuyacağı meçhul, o yüzden burada bitireyim  





  • quote:

    Orijinalden alıntı: Yirikalische

    Bilgisayar mühendisliği mezunu bir yazılımcı olarak katılmadığım noktalar var. Bahsetmeyeceğim her şeye katıldığımı farz edebilirsiniz.


    Hazırlık

    İngilizceniz yetersiz ise okumalısınız, ki zaten oldukça yetersizse isteseniz de atlayamazsınız, ama upper intermediate civarları bir ingilizceniz varsa şöyle 1 hafta falan çalışıp IELTS/TOEFL girerek atlamanızı öneririm.


    Bunun düşünebildiğim tek dezavantajı hazırlıkta aynı lise gibi devamlı aynı sınıf derslerine gittiğiniz için çevre yapması daha kolay olur, ama hafif atılgansanız çevrenizi yine yaparsınız.


    Atlarsanız bi sene daha erken mezun olursunuz, ki içinde bulunduğumuz ülkede bu oldukça değerli, son 5 senedir her sene daha kötüye gidiyoruz diyebilirim.


    Kafanızdaki bilgiler daha taze olur. Ben mesela ilk dönemki matematik sınavlarına neredeyse çalışmamıştım bile. Matematik, fizik gibi temel derslerde sağlam temelli bir şekilde giderseniz ilk dönem çok daha rahat olur.


    Daha esnek olursunuz. Ben mesela hazırlık atladım, ama 5. seneme 2 ders kalmış şekilde geçtim, yazın vermeye kasmadım, çünkü hazırlık okumuş veya ÇAP yapan arkadaşlarım vardı, onlarla hala okulda olmak ve birlikte mezun olmak istiyordum. Pek çok ekstra ders alarak 5 yıl dolduran arkadaşlarım da var benzer şekilde.


    Soyutluk

    Ben bölümümüzün hiç soyut olduğunu düşünmüyorum, hatta lisedeyken bu bölüm için çok heyecanlı olma sebebim kafandakileri gerçeğe çevirebilme, yoktan var edebilme yetisiydi. Donanım bilgileri zaten çoğumuzun sahip olduğu cihazların nasıl çalıştığı ile ilgili, programlama da resmen saniyeler içinde gerçek hayata yansıtabildiğimiz bir şey.


    Matematik veya fizik bölümü okusanız ileri düzey dersler aşırı soyutsaldır mesela, kullanım alanından bile emin olamazsınız, ben ne yapıyorum dersiniz, programlamada bu yoktur, her şey somut bir amaç uğrunadır ve ortaya somut bir ürün çıkartırsınız.


    Bölüm seçimi

    En ideal programlama öğrenme yöntemi nedir diye bir yazılımcıya sorsanız hiçbiri gidip 4 sene üniversite oku demez tabi ki, daha pratik yöntemler var, ama üniversite okumak isteyen ve yazılımcı olmak isteyen biri için bence en ideal bölüm bilgisayar mühendisliğidir. Hali hazırda önemi anlaşılmayan bazı teorik bilgiler iş pratiğe döndüğünde beklenmedik şekilde yardımcı olur. Aynı zamanda hayatınızı geçireceğiniz meslekte belli bir genel kültüre sahip olmanızı sağlar.


    Peki üniversite okunmalı mı?


    Bunu etkileyen çok fazla faktör var. Gideceğiniz okul, bölüm, maddi durum, kişiliğiniz, zeka tipiniz bunların başta gelenleri.


    Öncelikle çok fazla liselinin ciddi anlamda yanıldığı bir şeyden bahsedeyim, üniversite sayı olarak pek çok şey öğretir, ama hiçbir şeyi derinlemesine öğretmez. Yani üniversiteden mezun olduğunuzda hiçbir şeyde uzman olmazsınız, orta düzey de olmazsınız, temel atmış öğrenmeye hazır insanlar olursunuz.


    Üniversite kişiler arasında sosyokültürel farka yol açar, ve bu sadece okuyan okumayan arasında değil, okuldan okula bile değişir. Böyle bir şeyin parçası olmak pek çok insanı mutlu hissettirir. Dışarıdan komik veya abartı geliyor olabilir, ama kendinden 5-10 sene önce mezun olan insanlarda bile aynı okuldan mezun olduğunuzu hissedebiliyorsunuz gerçekten.


    Gençlerin çok gözden kaçırdığı başka bir nokta da üniversiteden sonraki hayatın yavanlığı. Arkadaşlar üniversitede, özellikle de bir yurtta kalıyorsanız, sizinle yaşıt yüzlerce insanla birlikte bir komünite olarak yaşıyorsunuz, hepiniz aynı okuldansınız, bazılarınız ise aynı bölümden. Birlikte derslere giriyor, muhabbet ediyor, ortak deneyimler ediniyorsunuz. Bunun ne kadar nadir olduğunu bilmeniz lazım, çünkü iş hayatına geçtikten sonra böyle bir şey bir daha olmayacak. Hiçbir zaman sizinle yaşıt ve ortak özellikleri olan bu kadar insan görmeyeceksiniz. Belki hiçbir zaman o kadar fazla insanla düzenli muhabbet etmeyeceksiniz.


    Benim şu an arkadaşlarımın çoğu ve 5 senelik sevgilim üniversiteden. Bu kadar sıkı arkadaşlıkların mezuniyet sonrası ne kadar zor olduğunu tahmin edemezsiniz.


    Bunun üzerine sizle aynı sene ya da yakın zamanda sizinle aynı okuldan ve bölümden mezun olan insanlar olması inanılmaz değerlidir. Bir mülakata gittiğinizde nasıl bir maaş istemeniz gerektiğini bilirsiniz, sizden istenilenler normal mi yoksa haksızlık mı yapılıyor ölçüp biçip konuşabileceğiniz insanlar olur, üstüne iş bulmada da size yardımcı olurlar.


    Yani özetle üniversiteye sadece meslek edinme platformu olarak bakarsanız memnun kalmazsınız, çünkü bu konuda iyi değil, bu bir meslek kursu değil.


    Yazmışım da yazmışım, bu kadar yazıyı bile kimin okuyacağı meçhul, o yüzden burada bitireyim  

    Öncelikle görüşleriniz için teşekkürler. Sanırım "soyut" kelimesini kullanmak yanlış bir seçim oldu. Burda vurgulamak istediğim husus biraz daha farklıydı. Örneğin havacılık/mekatronik gibi disiplinlerde uğraştığınız problemlerin çözüm yolları birbirinden çok da farklı değildir. Eğer problem bir kanat tasarımı ise kurallar bellidir, o uçağı havada tutmak için çok başka yollar deneyemezsiniz ve iş bittiğinde ürününüz gözlerinizin önündedir. Diğer bir yandan bilgisayar bilimlerini (belki de mühendisliği)' nin bunun tam aksine bir disiplin olduğunu düşünüyorum. Uğraştığınız şeyler "pure" düşüncelerden ibaret. Recursion kavramını örnek olarak alabiliriz. İnsan beyni tamamen iterative çalışan bir sistem. Okulda öğretilenler bu kavramın sadece tadına bakmanızı sağlayabilir. Artık elinizde patlamaya hazır bir bomba vardır. Çünkü bir alet edevat kullanmayı öğrenmediniz. Bir fikir, yaklaşım edindiniz. Karşılacağınız problemler bu silahı nasıl kullanacağınız tamemen size bağlı fakat diğer alanların böyle olmadığını düşünüyorum. Örneğin ateşleme sistemleri üzerine bir ders alıyorsunuz, karşınıza çıkacak problem burada ne öğrendiyseniz ondan çok da farklı olmayacaktır; ne öğrendiyseniz onları kullanarak sonuca varabilirsiniz. Başka bir örnek olarak veri yapılarını alabiliriz. Yine sadece bir fikir, yaklaşımdan ibaret; yeni bir teknoloji veya alet kullanmayı öğrenmiyorsunuz. Bunu öğrenerek çözülememiş problemlere yeni bir soluk da getirebilirsiniz, çok sıradan problemleri de çözebilirsiniz. Bence bu durumu anlatmak için en uygun kelime "dogaçlama" olmalı. Çok yüksek ihtimalle karşılacağımız problemler ne okulda ne de hayatta tecrübe ettiğimiz şeyler olacak ve onunlar karşılaştıktan sonra size yardımıcı olabilecek tek şey beyniniz, gidip bir kitaptan şu nasıl çözülür bu nasılmış diye bakamazsınız. Uzun lafın kısası bu alanın sadece fikirlerin üzerine kurulu olduğunu düşünüyorum.





  • Bildiğim kadarıyla 1.sınıfta ceng in aldığı ve ee nin almadığı 3 ders var (1 i seçmeli) 2. sınıfta da 6-7 ders olmazı lazım. Eğer dediğin gibi bir durum olursa ilk 2 seneyi ee de okur sonra cenge geçersen tahminimce 1 sene uzar okulun belki de daha fazla, sana bağlı. Yatay geçiş kolay mı sorusuna gelirsek de, yine tam emin olmamakla beraber gpa ve üniversite giriş sıralamana baktıklarını biliyorum. Bunun'la ilgili daha detaylı bilgiyi odtü'nün kendi sayfalarında bulabilirsin. Ama kontenjan çok olmadığı için iyi bir gpa'ye sahip olman ve taban sıralamaya çok uzak olmaman lazım. Malesef kariyer imkanları hakkında çok fazla bilgiye sahip değilim.

  • Hayır.

  • Aynen öyle, yarıyıl sonunda da sınav yapılıyor ama hazırlık öğrencileri giremiyor sadece yüksek lisans ve doktora öğrencileri için sanırım. Hazırlık öğrencileri sene sonunda yapılacak olan sınavla geçebiliyorlar.

  • Bir çalışma alanı belirleyebildiniz mi hocam ?

  • quote:

    Orijinalden alıntı: jenkem

    Bir çalışma alanı belirleyebildiniz mi hocam ?

    Hangi alanda ilerleyeceğimi bilmiyorum ama hangi alanlarda ilerlemeyeceğimi biliyorum  

  • Bence robotik gibi spesifik bir konuda lisans seviyesinde gereken bilgi birikimini elde etmek her iki bölümde de yeterli olmayacaktır. Yüksek lisansını ve doktoranı bu alanda yapman gerekir. Şahsi düşüncem EE de CS de seni aynı kapıya çıkarır, lisans bitince robotik üzerine yoğunlaşırsın.

  • Hocam itüden memnun değil misiniz ben de Özyeğinden İTÜ bilgisayara geçmeyi düşünüyorum da

    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
  • willbeanengineer W kullanıcısına yanıt

    Hocam siz niye Özyeğin ' den İtü ' ye geçmek istiyorsunuz ?

  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-B32D98247

    Bu mesaj silindi.

    Yatay geçişlerde çok yüksek gpa'li öğrenciler başvuruyor o yüzden şansınız ne düzeyde olur tam bilemiyorum. Eğitim farkı diyerek ne kastettiğinizi tam anlayamadım ama itü bil. müh. curriculumuna bir göz attımdığımda çok fazla elektronik dersi olduğunu gördüm. Üstteki yazıda da belrttiğim gibi bence odtü'de verilen eğitim tam bir CS eğitimi ama sanırım İTÜ bunun biraz daha mühendislik kısmında. Tamamen size kalmış bir seçim bu, nasıl bir eğitim almak istediğinize karar vermelisiniz.

  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.